17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SSAYFA CUMHURİYET 9 EYLÜL 2000 CUMARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI GÜNCELcÜlVEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada tay Başkanı Sami Selçuk'a da uygun görüldü. Bir gazetemiz -Akşam- yeni adli yıl konuşması- nf yapacağı gün Yargıtay Başkanı Selçuk için şu başlıgı kullandı: "Aslankükreyecek." Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Başkan, konuş- masını çoğaltıp dağıttı. Özetledi, ama konuşma tarn metin olarak tarihe geçiyor. Üç ay önceden kaleme alındığı söylenen konuş- m a metni tam 115 sayfa. Gazetedeki lakabına uygun bir değerlendirme yaparsak; Başkan Sami Selçuk, 6 Eylül günü tam 115 kez kükremiş oluyor! Metnin "Doç. Dr. Sami Selçuk-Yargıtay Birinci Başkanı-Adli yıl açış konuşması" yazılı olan kapa- ğında, göze çarpmasını sağlamak için olacak, ita- lik harflerie şunlar yazılı: "Telrfhaklansaklıdır. Izinsizhiçbirsuretle çoğal- tılamaz ve alıntı yapılamaz." Not hayli ilgi çekici değil mi? Hele alıntı yapan basın için. Yargıtay Başkanı, bir kitap yazmış olsa neyse. Telif hakkını korumak ya da eşine az rastlanır, yüz- yıllardır duyulmamış görüşler sanısıyla yazageldik- lerini açıkgöz kimileri aşırmasın diye böylesi bir nota gereksinmiş olabilir. Ammavelâkin; Yargıtay Başkanı'nın öne sürdü- ğü görüşler bir kitapta değil, konuşmada yer alı- yor. Üstelik Türkiye'nin yıllardır tartışageldiği te- mel öğeleri içeriyor. Bu görüşleri Yargıtay Başkanı'nın yinelemesi faz- la ilgi çekmedi. Kimilerince önemsendi. "önemse- yen kimileri"nden söz ederken tanığımız var. örneğin bunlardan biri, Akit gazetesi. Başkan Selçuk'un konuşmasına medyada yeterince yer veriîmediğinden yakıntyor: "Sabah, Milliyet, Radi- kal ve Stargazeteleri, Sami Selçuk ve Cumhurbaş- kanı Sezer'/n konuşmatanna 1. sayfalannda hiç yer vermezken Hüniyet ve Cumhuriyet 'irticadan bahsetmedi' diye Selçuk'a saldtrdılar" diye yazı- yor. Bir başka kükreyiş Hukukun üstünlüğü tozlu dolaplardan çıkıp ya- şama geçtiğinden beri eski, emekli, yeni hukuk aslanları hemen her konuda, hemen her sorunda ön planda. Örneğin; hukuk hocalığından siyasete geçen Adalet Bakanı H. S. Türk,"hukuk reformu" mimar- lığını üstlendi. Eski (sayı ile söylersek 9.) Cumhurbaşkanı'na hayran. "Uç yıl biriikte mükemmel çalıştık" diyor ve Demirel'in özelliklerini saya saya bitiremiyor. Ombudsmanlık tasarısını Bakanlar Kurulu'na götüreceğini söylediği günlerdi; bu göreve "ömek" olarak Demirel'i layık gören Bakan Türk; kimi med- yadan aldığı kışkırtıcı destekle eski Cumhurbaşka- nı'nı "görevin gerçek sahibi" görmeye başladı. Bu izlenimin kanrtı da Bakan Türk'ten: llktaslak- ta yer alan ombudsman olabilmek için hukuk, si- yasal bilimler, idari bilimler, iktisat ve maliye alan- lannda en az 4 yıl yükseköğrenim yapması koşu- lunu, mühendis Demirel için "rötuşladı", şıpın işi değiştirdi: Demirel'e "layıkyeni Türk formülü"ne göre, ba- 'şombudsmanlık için "4 yıllık yükseköğrenim me- Whu" "otmalçyeterliydi! ı; 6akan Türk, sanırız Bakanlar Kurulu'nda tasan- ya muhalefet beklemiyordu. Ne ki, Mesut Yılmaz dışında, kimi bakanlar, hatta Başbakan Ecevit bi- le, karşı çıktı ve.. Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürei'in hükümet adına yaptığı açıklama gelişmelere ve bakansal girişimlere tüy dikti. Ombudsmanlık yasası için anayasada da deği- şiklik gerekti! Yani? TBMM'de 330-367 oy! Anımsayacaksınız: Demirel'e Ecevit'in bütün ça- balanna karşın hani şu ünlü 5+5 oylamalannda bir türlü sağlanamayan oy! TBMM'nin Demirel'den esirgediği oy! Bakanlar Kurulu'nda H. S. Türk'ün "ya ombuds- man ya ben" içerikli istifa çağrıştıran kükreyişleri- ni -Başbakan pekâlâ bilir- TBMM fazla önemse- miyor! Değil mi Bakan Türk, değil mi eski Cumhurbaş- kanı Demirel? Ecevit'ten Kıbrıs baskısı yanıtı ' Yüz yüze görüşme yapılmayacak' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Başbakan Bûlent Ecevit, 12 Ey- lül'de New York'ta baş- Iayacak 4. tur aracılı gö- rüşmeler öncesinde Tür- kiye ve KKTC'nin pozis- yoalannı anımsatarak "yüz yüze görfişmelere geçflmeyeceği'' mesajını verdi. Ecevit, müzakere zemini hazırlanıncaya kadar görüşmelerin ara- cılı olarak yapılacağını belirterek "Taraflar eşit- lendikten sonra kapsam- h görüşmelere geçilebüe- cektir" dedı. ABD'nin. Bırleşmış Milletler(BM) binasında başlayacak gö- rüşmelerin 19 Eylül'den itibaren Long Island'da bir çiftlik evinde yüz yü- ze gerçekleşmesi için ta- raflan ikna etmeye çalış- tığı kaydediliyor. Başbakan Ecevit. dün yazılı bir açıklama yapa- rak Kıbns sorununa çö- züm arayışlan kapsamın- da başlatılan uluslararası girişimlerle ilgili görüş- lerini açıkladı. Ecevit. BM Genel Sekreteri Ko- fî Annan'ın gözetiminde yapılan aracılı görüşme- •lerin kapsamlı müzake- relerin başlatılmasvama- cını taşıdığını belirtti. Ecevit, 1974 öncesı koşullara dönülmesinin olanaksız olduğunu kay- dederken adada buluna- cak çözümün kalıcı ol- ması için KKTC'nin egemen varlığı ve eşitli- ğinin temel almması ge- rektığini bildirdi. Denk- taş'ın adadaki iki devle- tin konfederal bir yapıda işbirliğini öngören bir öneri getirdiğini anımsa- tan Ecevit, Türkiye'nin de bu öneriyi destekledi- ğini kaydetti. KKTC'nin Ankara Büyükelçisi AhmetZeki Bulunç. Ecevit'in açıkla- masını "son derece önemli ve değerli" olarak nıteledı. Rum yönetimi lideri Glafkos KJerkks'ın öncekı gün yaptığı açık- lamada 4. turdan bir so- nuç aluıamaması halinde BM Güvenlik Konse- yi'ne başvuracaklanna ılişkın açıklamasım da değerlendiren Bulunç şunlan söyledi: "Bu görüşmelerden bir sonuç çıkmayacaknr. Görüşmelerden sonuç ahnabümesi, her şeyden önce Rum ve V'unan ta- rafımn bugüne kadar iz- lediği ana polirikalardan geri adım atmaları. Kıb- ns'takiegemenlikhakkı- nua ve KKTC'nin varh- ğnun kabuiünü dikkate alan bir zemini oluştura- cak anla\ışa \e eğüime yönelmeleıine bağhdır." Susuyorlar• Baştarafi 1. Sayfada olmadığını kaydettiler. Savcı Hamza Keleş, Ozmen ile Yük- sel'in dosyadaki delillere karşı yanıt verememe telaşmda olduk- İannı vurgularken sanıklan gör- meden tedaviye gereksinimleri olduğu yolunda rapor düzenleyen Istanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Da- lı Başkanı Prof. Şebnem Korur Fincancı hakkında suç duyuru- sunda bulunacağım açıkladı. Ankara 2 No'lu DGM'de görü- len davanın dünkü oturumuna 2'si tutuksuz 17 sanık kanldı. Oturuma müdahil avukat olarak Önder Sav, Ankara Barosu Başkanı Hakkı Su- ha Okay, Ersen ŞansaLTurgut Ka- zan, Erdai MerdoL Şenal Sanhan, EminDeğer,MehmetCengjz,Bey- han Gürson, Haüi Sevinç, Hasan Bryıkü ve Erdem Akyüz katıldı. Mahkeme Başkanı Hüseyin Eken, duruşmanm başmda Mum- cu, Aksoy, Doç. Bahriye Üçok ve Kışlalı suıkastlannınkilit ismi 'Te- Idn' kod adli Ferhan Özmen'in sorgusunu yapmak ıstedı. Özmen, yargıcm ıddianamedeki suçlama- lara ilişkin savunmasım sorması- nın ardından söz alarak, gözaltın- da bulunduğu süre içerisinde ağır işkence gördüğünü öne sürdü. Itirafçı olmak yönünde bir iste- mı olmadığını belirten özmen, Is- tanbul ve Ankara emniyetlerinde gördüğünü ileri sürdüğü işkence- leri sonraki oturumlarda aynntılı olarak anlatacağını bildirdi. Mahkeme Başkanı Eken'in "Neden şimdi yapmıyorsun?" so- rusu üzerine Özmen, "Şu anda kendimi toparlayamryonım ve bu nedenle de savunma yapamıyo- runı. Sorduğunuz sorulara da ya- nıtverecek durumdadeğufln" kar- şılığını verdi. Bunun üzerine Eken, "Ferhan, öylegdzükmfiyorsun. Fena görün- müyorsun'' dedi. Mahkeme Başkanı Eken, sanı- ğın durumunu, tutanağa, "Samğm düzgün ve sağlıkh olduğu gözlen- di" diye yazdırdı. Özmen ve Nec- det Yüksel'in avukatı tbrahim Ceylan, müvekkillerinin psikolo- jik tedavi görmeleri gerektiği yö- nünde doktor raporu aldıklannı belireterek "Sıhhiyöndensorguya çeküecek durumda değiller" dedi. Ceylan, müvekkillerinin emnı- yette gördüklerini iddia ettiği iş- kenceleri aynntılı olarak anlattı. Ceylan, müvekkilerinin tstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkan- lığı'na sevk edilerek tedavilerinin yapılmasmı istedi. Ceylan, Eken'in sorusu üzerine, müvekki- linin cezaevinde raporu veren doktorla yüz yüze gelmediğini, kendisinin sunduğu belgeler doğ- rultusunda raporun hazırlandığını söyledi. 'Bira içiyor musun?' Emniyet, savcılık ve hâkimlik ifadelerini kabul etmeyen Özmen. Eken'in, "Bira içiyTor musun" so- rusuna, "Teda\i görmeden cevap vermek istemiyorum. Ne cevap versem adaletin tecellisini etkfler" karşılığım verdi. Mahkeme başka- nımn "Bira içiyor musun" sorusu- nun, Kışlalı'mn aracına konulan bomba düzeneğinın bira kutusu- na yerleştirihniş olması nedeniy- le olabileceği belirtildi. Yüksel de, Özmen'in anlatnkla- nna katıldığını ve savunma yapa- cak durumda olmadığını söyle- di.Yüksel, Pişmanlık Yasası'ndan yararlanarak itirafçı ohnak gibi bir talebi olmadığım söyledi. tdamla yargılanan sanıklardan YusufKarakuş, 3 Nısan'da, kendi- lerinin 'derin devlet'ten olduklan- nı söyleyen kişilerce gözaltına ahndjğını, ancak resmi kaydın 6 Mayıs olduğuna dikkat çekti. tstanbul ve Ankara Emniye- ti'nde işkence görmediğini, ancak resmi gözaltı tarihinden önce gö- türüldüğu 'BSIZ bir yerde' her tür- lü işkenceye manız kaldığını ileri sürdü.•Karakuş, Mumcu suikas- tıyla ilgili olarak şu savunmayı yaptı: "PoHs, ifademde tutariıhk olması için Ankara'da gezdirdL Önce, kaldığun yer olarak bir otel bulunması gerekiyordu, LHus'ta buldular. Üç kez otele götürdüler ve bana ezberlettiler. 4. kez de sa\- cıyla giftim. Bir cami tespit edip buluşma yeriolarakorayı da öğret- tiler. Sonra, Mumcu'nun öldûrül- dûğü sokağa > ergöstermeye giftik. Yanıltma için yapılacak işler anla- rüdı. Polis kulübesini anlattüar, arabanın yönü, rengi hakkmda bü- giverdiler. lyi bir oyuncu otmam gerekryordu." Iran rejimine sempati duymadı- ğını belirterek kendisini milliyet- çi olarak tammlayan Karakuş, "Iran gibi bir devietin taşeronu ol- mam" dedi. Karakuş, Ekenin, "Tanıdıgın tranü var mı" sorusu- na olumsuz yanıt verdi. Hizbul- lahçı Fidan Gûngör'ün kaçınla- rak öldürülmesinın failinin Murat Ffliz olduğunu, ancak onun tahlı- ye edıldığını anlatan Karakuş. "Murat Filiz'le Bandırma Ceza- evi'ndeki yüzleşmede, FOiz, savo- ya 'Yusuf u kurban seçtik' dedi" diyekonuştu.. Karakuş, çiftlikte piknik yaptık- lan bir gün yarbay ile bayan bir savcımn da bulunduğunu söyledi. Yargıç Eken'in, lran'da sanık- lardan Hasan Kıhç ile görüştüğü- nü anlattığı ifadesini anımsatma- sı üzerine Karakuş, "Bana söyleti- yorlar. Ben Mumcu'yu da öldür- müşrüm. Beni bugün alsalar daha fazla şey söyleyebilirim işkence karşısında" dedi. Sanıklardan Fa- tih Aydın, kendilerini 'derin dev- letin adamlan' olarak tanıtan kişi- lerce işkence yapıldığını öne sür- dü. Ankara pohsinin kendisine, "tstanbul polisi ifade almayı bilmi- yor" dediğini öne süren Aydın'ı, mahkeme başkanı, "Tavnianna dikkat et" diye uyardı. Sanıklardan Muzaffer Dağdevi- ren de derin devletın adamlarının kendisine işkence yaptığını, bu ne- denle suçlamalan kabul etmek zo- runda kaldığını savundu. Kılıç'm avukatı, Cumhurbaşka- nı'mn Iran'a gitmesini engelle- mek için operasyon yapıldığmı öne sürerek "Üç Iranlıdan söz edfl- dL ama onlann olayla bir ilişldsi çıkmadı" dedı. Kılıç'ın avukaü, 'Kod Adı Susurluk' adli kitapta Mumcu cinayetinin MehmetAğar tarafından bilindiğinin yazıldığuıı söyledi. Necdet Yüksel'in yer gösterme- siyle Sincan'da hazu- bomba dü- zenekleri, patlayıcı maddeler ile lav sılahlannın bulunduğunu be- lirten Savcı Keleş, "Tüm bu ne- denlerte ifadeteriy le biriikte değer- lendirildiğinde işkence iddialan asüsız ve hukuki dayanaktan yok- sundur" dedi. Savcı, Özmen ile Yüksel'i gör- meden, tedavi görmeleri gerekti- ği yönünde rapor veren Istanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkmda İstanbul Cumhuriyet Başsavcıhğı'na suç duyurusunda bulunacağım bildirdi. Eken, Ozmen ile Yüksel'in Es- kişehir'de tam teşekküllü hastane- de muayenelerinin yapıhnası, ra- porlann gehnesinin ardından sa- vunmalannın alınmasma karar ve- rildiğini bildirdi. Eken, Özmen'in el yazısını içe- ren dilekçe ve mektup gibi belge- lerin asıllannın mahkemeye ulaş- tınlması, tranlı Abbas Gulamza- de'nin tstanbul DGM'den dava dosyasının safahatının istenmesi için müzekkere yazıhnası ve An- kara 1 No'lu DGM'de görülen Ab- dullah Argun Çetin'in sanık oldu- ğu dava dosyasının birleştinhnesi- ne ilişkin iznin Özmen ile Yük- sel'in savunmalannın alınması- nın ardından karar verilmesine, müdahil taraflara da gelecek otu- rumda açıklamalannın alınması için davetiye çıkanhnasma karar verildiğini açıkladı. Mahkeme başkanı, sanık avu- katlanrun tahliye istemlennin red- dedildiğini bildirdi. Âdana 9 da Susurhık Iıağlaııüsı • Baştarafi 1. Sayfada yet telsizi ve polis elbise- lerinin ele geçirilmesin- den sonra, aralannda eski bir belediye başkanı, biri başkomiser 3 polis, bir as- ker ve çete mensubu ol- duklan savlanan 23 kişi gözaltına alındı. Emniyet Müdürü Şükrü Yetimoğ- lu, silahlann balistik ince j lemesinin sürdüğünü söy- ledi. Politikacı-polis-mafya ilişkisini gün ışığına çıka- ran, eski tçişleri Bakanı Mehmet Ağar, eski Özel Harekât Dairesi Başkan Vekilı jtbrahim Şahin, çok sayıda Özel Harekât ve ba- zı MİT mensuplannın adı- nm kanştığı Susurluk; ge- çen hafta Ankara, tstanbul, Mersin ve Adana'da yapı- lan operasyonlarla yine ön planaçıkö. Emniyet Genel Müdürlüğü özel Harekât Dairesi'ne bağlı timlerin bir süredir yürüttüğü ope- rasyonun Adana-Mersin ayağında, zn-hlı bir Merce- des'te seri numaralan süin- rruş bir Uzi bulunmasmdan sonra yapılan araştırmada, Mercedes'in, Susurluk sa- nığı eski Özel Harekât Da- iresi Başkan Vekili tbra- him Şahin'in 2 yıl önce sat- tığı araç olduğu saptandı. Gizli yürütülen operas- yonlar sırasında 1 Uzi, 2 el bombası, 5 Kalaşnikof, 10 tabanca. 3 el telsizi, bir pompah tüfek, bir susturu- culu tabanca, bomba yapı- mında kullanılan malze- me, 7 adet sahte basın kar- tı, nüfus cüzdanı ve ehliyet ile polis giysilerinin elde edılmesınden sonra geniş- letilen operasyonlarda, ara- lannda eski Kınkhan Bele- diye Başkanı Mehmet Bi- lir, Adana'nın Havutlu Be- lediye Başkanı Mustafa Esenkurt'un oğlu Eyüp, yeğeni Vedat Yüzgeç ile Fuat Uğur adli kışılerin ya- nı sıra henüz adlan açık- lanmayan bir başkomiser, 3 polis, bir askerin de bu- lunduğu 27 kişi yakalandı. Olaylar üzerine dün saat 15.00'te makamında bir basın toplantısı düzenleyen Adana Emniyet Müdürü Şükrü Yetimoğlu, soruştur- manın çok gizli yürütüldü- ğünü söylerken "Organize birsuçörgütü üzerindedu- ruluyor. Operasyon devam ettiğinden isim açıklama- mız sakıncah. Ancak yaka- lanan 27 kişiden 7 si dün ve bugün serbest bırakıkü. Di- ğer 20 kişinin sorgulaması için ek süre isteyebüiriz" derken silahlann balistik muayenelerinin sürdüğünü söyledi. Polisçe arandığı bilinen ve halen fırarda olan Ibra- him Şirin Aksoy ile ceza- evinde yatmakta olan ve başka suçlardan Adana Devlet Güvenlik Mahke- mesi'nde hakkmda açılan davalardan yargılanan Şi- rinler çetesinin önemli ismi MehmetŞirin Aksoy'un li- deri olduğu 'Şirinler' çete- si ile Ceyhanlı olduğu bili- nen Iskender Gürier'in li- deri olduğu 'Tarzanlar' çe- tesinin kavgası geçmiş yıl- lara dayamyor. Birçok üıa- le ve iş için sık sık karşı karşıya geldikleri ve bu yüzden zaman zaman si- lahlı çatışmaya girdikleri bihniyor. Bu çatışmalardan en önemlisi ise tskender Gürier'in Adana'nın mer- kezindeki Doruk Oto Ga- lerisi'nde bir arkadaşı ile biriikte öldürülmesi. Tar- zanlar çetesi mensuplan- nın da eski vilayet yakınla- nnda Şirin'in bir yakırunı öldürmesi, adamlarmı ya- ralaması, Şirinler'e ait bir kafeteryaya bomba konul- ması ile devam eden kav- ganın hâlâ sürdüğü bilini- yor. FethuDah Gülen'e 6 fitne' suçlaması HASAN KIZILTAŞ ELAZIĞ - Elazığ'da haf- talık olarak yayımlanan Necmettin Erbakan yanlısı El Aziz gazetesi, son sayı- sında Fethullah Gülen'i he- def aldı. Gazete, "CIA'nm ülkemizin dibini oymakiçin kullandığı Fethullah Gülen büyük fitne" manşetini attı. Gülen'i"Siyonist destekli" ve "CIA'nm kullandığı bir maske"olarak ruteleyen ga- zete,"Gülen, pek çok safdi- lin insanı, çıkarcı çevreleri, "' işbirlikçi neo mandacılan etrafina alarak adil düzeni ve tslam biriiğini akamete uğrat- mak istemektedir. Belki pek çok kişi dalalete düşecek. ancak so- nunda bu bertaraf edileceknr"di- ye yazdı. Necmettin Erbakan'a karşı çık- tıkları gerekçesiyle daha önce Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'e yönelik sert yaymlar ya- pan El Aziz gazetesi, 6 Eylül'de çıkan son sayısmda Fethullah Gülen'e sert eleştiriler yöneltti. Siyonist hareketin faaliyetleri ve uzantılanyla ilgili eleştiriler ve Erbakan'ın mücadelesiyle ilgili bir değerlendirmenin yapıldığı yazının Fethullah Gülen ile ilgili bölümünde şöyle denildi: "Ancak Erbakan'm mühim bir işi daha vanh. trtica ile mücade- Ie. Kenan Evren Süley mancüan, YeniAsyaolan haHetmişve olabil- diğince marjinalleştirmiştL Ele- CIA mn Ülkemizin Dibini Oymak İçin Kuüandığı Fethullah Gülen; Biiviik Fitne! başlannıbirbirinedüşürerek Fet- hullah Gülen'i de arananlar liste- sinde ülkenin her yerinde asür- nuştL Ama Turgut Ozal'm Demi- rel karşısında tutunması için ken- disineihtiyaçvanh.Onun için ona mühlet veriklL Ancak CL4, Tür- kiye'dekiirticamn başma Gülen'i koyup büyük destek sağlayınca bsa sürede korkunç tehlike haü- ni akü. Bütün 12 Eylül karşıü si- yasetçiler, bürokratiar. iş dünyası ve diğer bilumum dış güdümlü kesimler Fethullah Gülen'i adeta resmileştirdiler, 'devletlu yaptı- lar'. Bu ülke, bu millet bu devlet için korkunç tehlike halini alan bu sinsi yapdanmadan demokra- tik ortamdan kurtuluşun yolu kalmamıştL" "Erbakan'm son mücadele programmm irtka Ue hesapiaşma olduğu" vurgulanan yazıda şu görüşler sıralandı: "Erbakan için çağm müseyli- mesi konumundaki Fethullah Gü- len le mücadelesi çokçetin gecece- ğe benziyor. tslam için, devletiçin, ülke için büyük bir fitne teşkü e- den Fethullah Gülen'i korkunç hale getiren elbette ki arkasmda- ki Siyonist destektir. CIA için bir maske olan Fethullah Gülen, pek çok saf dilin insanı, çıkarcı çevre- leri, işbirlikçi neo mandacılan et- rafina alarak adil düzeni ve tslam biriiğini akamete uğratmak iste- mektedir. Belki pek çok kişi dala- lete düşecek, ancak sonunda bu bertaraf edilecektir.Diniküıkhbu siyasi nifak hareketi arkasmda ne kadar ezeli düşmanımrz bulunur- sa buhınsun, milletimiz dünyanm yönetimini Siyonistlerden alacak- lardır. Bunun şerefl de kahraman ordumuza aittir." Gazete, Nur cemaatinin lideri olarak gösterilen Fethullah Gü- len'in aslmda lider ohnadı- ğını, cemaatin asıl liderınin Müshun Gündüz olduğu- nu ileri sürdü ve şunlan yazdı: "Müslüm Gündüz, Bedi- fiTzaman Saidi Nursi'nin talebeterinden Hacı Hulusi Bey'in yakm arkadaşıdır. Gündüz bu konuda Gü- len'e ders verir, ancak ka- muoyu oluştunnakve Gün- düz'ü bertaraf etmek için Müshun Gündüz Hoca- efendi cinsel bir oyuna kur- ban edildi. Gündüz, Gü- len'den bin kat daha şerefli kfi. Fadıme dolayısryla Müs- lüm Hocaefendi kmanacaksa, cin- sel tercihi daha beter olan Fethul- lah Gülen niçin sütten çıkmış ak kaşık oluyor. Hele malum yurdu- nun üst kadna bir baskm yapsm- lar, ozaman ortayaçıkarMüslüm mü ak kaşık, Gülen mi?~ Neymiş ki hemşerimize CIA-MOSSAD sahip çıkmadı, körolasıcalar_" Gazete, Başbakan Ecevit'in tüm eleştirileri gözönüne alarak Gülen hakkındaki tutuklama ka- rarmın geri çekilmesinde yargı üzerinde etkili olduğunu iddia et- tı. "Bunun tekaçıklaması Büder- bergkarandn-'' diye yazdı. El Az- iz, Ecevit'in, Demirel kadar Gü- len'den destek almadığı halde bu kişinin savxmuculuğuna soyun- masma anlam verilemediğini de vurgulayarak "Ecevit, Kıvnkoğ- lu'ndan akü alacağmı zaten" de- niliyor. • # G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada 1- MHP 18 Nisan seçimlerinde en düşük oyu Gü- neydoğu illerinden almıştı. MHP açısından en kötü ilk dört \\r, Mardin (yüzde 1.9), Batman (2.07), Hakkâri (2.4), Diyarbakır (2.7) idi. Bütün Güneydoğu'dan aldı- ğı oy yüzde 12.3. MHP'yi Türktye ıkinciliğine taşıyan ise Orta Anadolu (yüzde 27) ile Akdeniz (yüzde 25) ol- du. MHP'nin seçım öncesi izlediği politika, sandığada yansıdı. Seçimden sonra MHP'nin görünümünde be- liren farklılıklar devam ediyor. Diyarbakır gezisi bunun son ömeği. MHP "Va sev ya terk et "ten "HADEP'liler de canımız ciğerimiz"e getdi. Ne olursa olsun, olumlu! 2- 1970'lerde "komünizme karşı mücadelenin ka- lesi" olarak Meclis'e giren MHP, 1990'larda "ülke bü- tünlûğünün başlıca savunucusu" olarak öne çıktı. 2000'lerde yeni bir arayış dikkati çekiyor. Her on yıl- da bir yenıden biçimlenen siyaset, 2000'li yıllarda da değişime gebe... Merkez sağ ve soldaki dağınıklık MHP'ye bu süreçte de önemli rol biçer mi? Gidiş, olabileceğini gösteriyor... MHP Güneydoğu'yla ilgili çıkışın ardından Aleviler- le ilgili bir çıkış daha yaparsa şaşmamak gerekir. 3- Güneydoğu insanı umut yorgunu. Kim elini uza- tırsa sanlıyor. Ozal'ın olur olmaz çıkışlan, Demirel- Inönü gidişleri, Çiller-Çetin paketleri, Yılmaz'ın "AB yolu Diyarbakır'dan geçer" nidalan, sosyal demokrat- lann "Siz de Meclis 'te olun" temaslan, RP'nin "Bizi din kardeşliğı kurtanr" sloganları, Ecevit'in teypli "Sorun dinleyelim" gezileri hep umut tarlasının tohumlan ol- du. Gelinen nokta ortada... Diyarbakır'ın nüfusu beş yılda 350 binden 1.5 mil- yona çıktı. Belediye hizmetlen, evlere içme suyu bağ- lama aşamasında! 4- Terörün gündemden düşmesiyle biriikte, daha iyi yaşam arayışına ilişkin sorunlann öne çıkması güzel. Belki önümüzdeki yıl Güneydoğu yaylaiannda şenlik- ler de yapılır. Bu ortamı koruma görevi, başta bökje halkı ve belediyeleri olmak üzere herkesin. Bu bağlamda vurgulayalım; Diyarbakır'da tam de- mokrası ısteyip Kuzey Irak'ta silahlı eğitim kampı kur- mak barışa hizmet etmez. O zaman tam demokrasi ham demokrasi olur, kimin kimi "ham" edeceğı konu- şulmaya başlanııi Uçlar uç verirse... 5- Diyarbakırlı meslektaşlarımız olupbitenlerden hoşnut ve şaşkın. Gelişmelen yakından izleyen bir ga- zeteci şunu söyledi: - Ortadakiler çözemedi, belki uçlar bir şey yapar! MHP'nin Diyarbakır'da il binası var, ama örgütü yok. Genel merkezin bu ile "sivri" olmayan bir başkan ara- dığı söyleniyor. 6- Başbakan Bülent Ecevit, önceki ay CHP'nin HA- DEP'le işbırliği yaptığı yönünde istihbafat bilgileri gel- diğini basına sızdırmış, eklemişti: - Rejim açısından çok sakıncah. Bunu genel baş- kanlık yaptığım partiye yakıştıramam. Ecevit'in bu değeıiendirmesine ilişkin eleştirilerimi- zi o günlerde dile getirmiştik. Ecevit, MHP'nin tavn kar- şısında farklı bir duruş gösteriyor. Ecevit'in MHP'nin gerisinde bir noktaya düşmesi düşündürücü! 7- Sonuç olarak, MHP "Türkiye'nin partisi" olmak içinpolitika üretirken HADEP de "çözümü ülkebjitüo- töğû içinde aramayı" öne çıkardı veiki parti blr"k&ı- şakta btriuştu. Bu tür buluşmalar, sıcaklıklargeçmişte de yaşandı. Ancak heba edildi. 1990'lann başındaki SHP-DEP iş- birliği, DEP'lilerin daha yemin töreninde "duruş gös- terme sendromuyla" başlayan olumsuzluğa kurban gitti... 2000'lerin başında "uçiarda oluşan karşılıklı yu- muşamalann "L/ç"vermesinidileyelim... [email protected] Erdoğan köprüleri attı 'Benimle FP arasına girmek basiretsizlik' İSTANBUL / ANKA- RA (Cumhuriyet) - FP Genel Başkanı Recai Ku- tan'ın bir süreden beri yeni bir oluşum için gin- şimlerde bulunan eski ts- tanbul Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a uyanda bulunmak için yapüğı görüşme ters tep- ti. FP yönetiminin kendi- sine yönelik açıklamala- nru sert bir dille eleştiren Erdoğan, "Benimle FP tabanı arasuia girmeye çahşmak hem iyi niyetten hem de gerçekçilikten ve siyıısi basiretten uzak bir gûTşün" dedı. Tavnnda bir değişıklik olmayacağınm altını çi- zen Erdoğan, yenilikçile- re yönehk tasfiye hareke- tinin de partiye zarar ve- receği uyansında bulun- du. Kutan'ın Erdoğan'la yapüğı görüşmenın kapa- tılan RP'nin lideri Nec- mettin Erbakan'ı kızdır- dığı belirtildi. Erbakan'ın yakın çevresine, "Ayağı- na kadar gidip görüşme- ye ne gerek vardı" dedığı öğrenildi. FP Genel Başkan Yar- dımcüan Veysel Candan ve Ertan Yûlek ile bir- hkte Tayyip Erdoğan'ı zi- yaret eden Kutan, umdu- ğunu bulamadı. Yaklaşık iki saat süren görüşme sü- resince parti yönetimiyle ilgili eleştirilerde bulunan Tayyip Erdoğan, FP ör- gütleriyle yapngı görüş- meler konusunda geri adım atmadı. "Benim dogduğum, büyüdüğüm, ruştümü ispat etngim yer burasL Benimle taban arasmdakibaglan kopar- maya çahşanlar başanya ulaşamayacaklar" dedı. Tavnndabirdeğişiklik ol- mayacağını, gezilerini sürdüreceğini belirten Er- doğan, bazı yenilikçi il başkanlannm görevden alınmalannı da eleştirdi. Kutan'ın da görüşme sı- rasmda Erdoğan'a "Sen bu partrytevar oldun, yo- hınu ayınrsan zarar gö- rürsün" uyansında bu- lunduğu belirtildi. Hakkındaki siyasi ya- sağa dikkat çeken Erdo- ğan, görüşme sırasında TCY'nin 312. maddesı- nin değiştirilmesi giri- şimleriyle ilgili gelişme- len de sordu. Kutan'ın Tayyip Erdoğan'la görüş- mesinin Erbakan'ı kız- dırdığı belirtilirken FP yönetimi görüşmeyle il- gili olarak "Biz üzernm- ze düşeni yapük. Taban bizden bunu bekliyordu. Arük sonımiuluk bizde değfl" değerlendirmesını yaptı. Kutan görüşme sonra- sında gazetecilerin soru- lan üzerine aynntılı bir değerlendinne yapmak- tan kaçınırken Erdoğan, yazılı açıklama yapacağı- nı söyledi.. Erdoğan'm, görüşme- den sonra yazıh açıklama yapacağmı belirtmesi FP yöneticilerinin tepkisine neden oldu. "Böyle bir açıkiama yeni bir ohışu- mun deklarasyonu gibi al- güanır" diyen FP yöneti- cilerinin önerisini dikka- te ahnayan Tayyip Erdo- ğan, görüşmeden kısa bir süre sonra 4 sayfalık bir yazılı açıklama yaptı. Er- doğan yenilikçilere yöne- lik tasfiyenin partide bö- lünmeye yol açacağı uya- nsında da bulundu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle