16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EVLUL2000SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 6-7Eylül Olayları, üstünden 45yıl geçmesine karşın tartışdmaya devam ediyor 6-7 E)Iül 1955te Istanbul ve lzmir'de sokağa dökülen kalabalıkJar. başta Rumlar oimak iizere Müslüman olmayan yurttaşlara saldrddar. kiliseleri. tapınaklan, Hıristiyan yurttaşlann evlerini yıkblar. hesaplaşmayapılmadıCUNEYTAKALIN -7EylülOlaylan'nın45 yıl- dönümünü ıdrak edıyoruz Yaşlıların. orta yaşlıların utanç duyarak anımsadıkla- rı bu olaylann mahıyetını gençler bılmıyorlar bıle . Oysa. ger- çeğı bır gün ortaya çıkarmalan. daha doğrusu suçlulann yakasına yapışabil- mcleıı ıçın, öncelıkle onlaruı bılmele- ri gerekiyor o iki mahut günde olup bi- teni... 6-7 Eylül 1955 te Istanbul ve Izmır'de sokağa dökülen kalabaüklar. başta Rum- lar olmak üzere Müslüman olmayan \ urttaşlara saldırdılar, kiliseleri, tapınak- ları. Hınstıy an yurttaşlann evlerini ya- kıp yıktılar. dükkânlannı talan ettıler Biri papaz, üç yurttaş öldü, 30 kişi ya- ralandı. 7i kılıse, 1 havra, 8 ayazma. 2 manastır, bır fabrıka yakılıp yıkıldı, 3584'ü Rumlara aıt olmak üzere 5538 taşınmaz yakılıp yıkıldı, zarara uğratıl- dı. Aslında pek çok Türk-Müslüman, Kum komşularını bızzat koruyarak, saklayarak, zarar görmelennı önleme- \ e, bu facıanın yaygınlaşmasının elin- ı iiteS gŞİdığınce önüne geçmeye çalışmış. ama sonuç değışmemiştı . Terör rüzgân. sonuçlannı vermekte gecıkmedı. Can ve mal güvenliği kay- jısına kapılan Rum yurttaşlar, Kıbns olaylaıının yarattığı gergınhğın de et- kjsıy le, ülkey ı terk etmeye. Yunanıstan" a göçmeye başladılar. Bu sonuçla, 6-7 Eylül Olaylan, koca bır tanh deftennın say falarım kapattı; 500 yıldan ben ay- ıu kentte, IstanbuPda, bırlikle, yan ya- na yaşayan Türkler ve Rumlar, artık bır arada yaşayamaz oldular Rum gö- <,ıi 64 Kıbrıs olaylanndan sonra hız- landı. 6-7 Eylül Olaylan"nıngelışımı- nı de kısaca hatırlatmaya gerek var Londra'da 'Kıbns görüşmeleri' sürer- ken, 1 ürkjye'de gergınlık artar. Tam bu Mrada 5-6 Ey İül sabahı, Atatürk'ün Se- 1anık'tekı ev ıne bir bomba konur. Men- deres yanlısı, DP'lı MithatPerin'ın sa- hıbı olduğu Istanbul Ekspres gazetesı oğleden sonra ıkıncı baskı yaparak bu haben duy urur. Bunun üzenne bır an- da İstanbul'un Beyoğlu, Tarlabaşı, Nı- ^antaşı, Samaty a v b. gıbı Rumlann ya- şadığı semtlennde göstenler başlar. Po- lısın başta müdahale etmediği gösten- ler kısa sürede yağma v e yıkıma dönü- şur. Hükümet gece geç saatlerde sıkı- % onetım ılan eder. Olaylar güçlükle ön- lcıür 5000 "ı aşkm yurttaş gözaltına alınır Coğu çapulcu-yağmacı bu kışılenn ya- nı sıra 40-50 kadar kışı \e yönetıcılen de vardır gözaltına ahnanlar arasında. Sosyalıstler ve ötekı sıyasıler 4-5 ay kadar Harbıye Nezarethanesı'nde gö- zaltında tutulduktan sonra bırakılır. Sı- kıyönetımm kaldırümasından sonra Is- anbul Ağır Ceza'ya intikal eden dava- da, sanıklar "delfl yetersizHğmden'' be- ıaat ederler 27 Mayıs'ta Yassıada'da, 6-7 Eylül Olaylan hakkında bir kez daha dava açılır. Bu kez. \ uranlar, kıranlar değıl, Niyasal soıumlularyargılanır. Bayarta- kıpsızhk alır, Fuat Köprülü beraat eder, Başbakan \dnan Menderes ve Dışiş- len Bakanı Fatin Rüştü Zorlu "Türkva- tandaşlannı Rumların mallannı tah- rip için gösteri düzenlemek \e hareke- te geçirmekten"' 6 yıl hapis cezasına çarptırılır. Yfflp glden tarih 6-7 Eylül Olaylan'nın tarihımızın bır dönüm noktası olduğu konusunda, genış bır oydaşma var Yanı 6-7 Ey- lül'ün bır kınlma noktası olduğu, tan- hımizi 6-7 Eylül'ün öncesı ve sonrası dıye ıkıye böldüğü konusunda genel- yaygın bu- kaıu oluşmuş. Ve kınanıyor bu olay genel olarak. Tabıı, kmamayıp da ne yapacağız0 "Biz mallan yağma ettik,>akıp vıktık" dıyecek bır delı. bır babayığıt de yok ki ortalıkta. . Üstelik, olayın düşündürücü başka y önlen de \ ar: Tanhımıze çok eleştırel baktıklarını söyleyen, gerçekten de ki- mı zaman olaylan kıh kırk yararcası- na irdeleyen kimi aydınlar, aynı duyar- lığı 6-7 Eylül Olaylan içın göstermiyor- lar, olay m üzenne gıtmıv orlar. Altından çapanoğlu çıkacak dıye mı acaba 9 Ge- çen yıl kımı çevrelenn "Varlık Vergi- si"' hakkında gösterdığı duyarlığın on- da bın 6-7 Eylül'ün ırdelenmesıne gös- tenlmıyor Varlık Vergısı ıle 6-7 Eylül Olaylan kıyaslanamaz bıle. Varlık Ver- gısı hatalı bır uygulamaydı; sonuçta o ışı başlatan hükümetm kendısı hatadan dönmeyi becermıştı. 6-7 Eylül Olayla- n öyle mP Dahası, Türkıye'yı her ve- sile ıle köşeye sıkıştıımaya, suçlama- ya çalışan çeşıtlı emperyalıst çevreler. nedense 6-7 Eylül Olaylan"nı dıllenne dolamıyorlar. Bu akıl almaz çelışkinin altında yatan nedır? Suçlular kımler? Kım yaktı yıktı Is- tanbul "u? Kım yaktı yıktı ortak tanhı? Neden yaktı yıktı, yağmaladı? Bu so- rulann bır bolümüne yanıt bulundu ama bır bölümü hâlâ yanıt bekliyor Vlcdanlardakl mahkeme Değerlı okurlar, 6-7 Eylürün45. yıl- dönümünde. bır mahkeme kurmamızı önenyorum. Buna bır halk mahkeme- sı demek gelıyor ıçımden ama yanlış an- Köprülü, bır süre sonra, demecmı açıklığa kavuşturmak ıçın bır demeç daha \enr. suçlamalan > umuşatır. Yas- sıada duruşmalannın hazırlık soruştur- masını yürüten Soruşturma Kurulu. ön- ce Fuat Köprülü'nün yargılanmasına gerek görmez "Men-i muhakeme" ka- ran venr Ancak araya gıren "iyi saat- teobunlar" Köprülü'yü de yargılanmak üzere Yassıada'ya yollar Fuat Köprülünün 27 Mayıstan son- ra Yenı Sabah'a verdığı demeç bır ya- na, olaylardan hemen sonra. 9 Eylül günü Meclıs'tekı görüşmelerde hükü- met adına yaptığı konuşmada, "Otay- lann çıkacağını bitiyorduk, sadece ne za- man çıkacağuu bilmiyorduk" demesı, üzenne tuz-bıber eker Buna rağmen Köpriilü sonuçta beraat eder Tanık: coşkun Kırca Coşkun Kırca. Yassıada'da 6-7 Ey- lül Olaylan duruşmasında tanıklık yap- mış bın. Bu tanıklığa bıraz sonra gele- ceğım. Önce, kendisını kısaca tanıya- kasuıda Bayar-Menderes var" şeklın- dekı açıklamasını Kırca doğru bulmu- yor - Köprülü, Bayar'la, Menderes'le hu- sumet ıçındeydı Köprülü'nün böyle bır huyu vardı O demecınden önce- den habenm olsaydı, engellemeye ça- lışırdım Haksızlık etmeyelim Bayar'la Menderes de böyle olaylar olsun ıste- mezlerdı Kırca v a soruyorum - MBK Köprülü'yü niye içeri aldı? - Köprülü'vü "Bu adam çok şey bi- liyor, sıkıştınrsak konuşur" dıye ıçen aldılar Sonuç olarak Coşkun Kırca'nın y ıl- lar sonra bır kez daha başvurduğum ta- nıklığının. olayı aydınlatmaya katkıda bulunmadığını söylemelıyım Tanık: Orhan Blrglt "' *-i* Eski milletvekih, CHP'lı bakan, ga- zeteci Orhan Bırgıt de. hpkı Coşkun Kır- ca gibi, Yassıada'da tanıklıklığına baş- vurulanlardandır. O dönemuı CHP'lı 6-7 Eylül Ola>lannda biri papaz. üç yurttaş öldü. 30 kişi yaralandı: 73 kilise, 1 havra, 8 ayazma. 2 manastır yakıldı. laşılmaktan korktuğum ıçuı, ısım üze- rinde ısrar etmeyeceğım. Buna bır Yurt- taşlar Mahkenıesı de dıyebıhrız Ister- senız yargıç makamına en büyük yar- gıcı, kamu vıcdanını oturtalım Bende- niz, ızin venn bu kez kamu adına sav- cılık görevinı üstleneyım. Sız Cumhu- nyet okurlan da büyük bırjün oluştu- run. Dosya üzennden ınceleme yapan bir Yargıtay Daıresı gıbı bır kurul oluş- turalım 45 yıl sonra. Ve tanhınde din kavgalan olmayan, ya da şöyle dıyehm, dın kavgalannm tanhının esas unsunı- nu oluşturmadığı bır ulusun. bır halkın çocuklan olarak. onun önünde, onun adı- na 6-7 Eylül Olaylan'nınfaıllerini bul- maya çalışalım Hazırsanız, tanıklann dınlenmesıne geçebılınz. (Tanıkları rasgele çağınyoruz, kımse sırasından bir anlam çıkarmasın). Tanık: Fuat Köprülü Ünlü tanhçi, "Dörtiü Takrir"cı, dö- nemin Dışışleri Bakanı Fuat Köprülü, 27 Mayıs'tan hemen sonra. 5 Haziran 1960'ta Yenı Sabah gazetesı muhabın Şemsi Kuseyri'ye verdığı demeçte. dö- nemın Başbakanı Adnan Menderes ve Dışışlerı Bakanı Fatın Rüştü Zorlu'yu açıkça suçlar. Köprülü "hadiselerin ta- manuyla hükümetin bir tertibi olduğu- nu", tertıp edenlenn, başta Menderes olmak üzere hükümet olduğunu açık- ça ıfade eder Yassıada davalannın ha- zırlıklannı yürüten Sonışturma Komıs- yonu, Fuat Köpriilü'nün demecinın üzenne atlar. Öyle ya, başlı başına bir kanıttır Köprülü'nün iddialan. Ancak. aşağıda göreceğımız gıbı. araya AJ- parslan Türkeş gırer lım. Eskj dıplomat, büyükelçı, dışışle- rı bakanı, sıyasetçı, gazetecı-yazar olan Kırca, 50"Iı yıllarda önde gelen DP kar- şıtlanndan ve DP kurucusu Fuat Köp- rülü'nün datnadı Coşkun Kırca Yassı- ada'da tanıklık yaptığı ıçın. haklı-hak- sız DP'lilenn saldınsına uğrayanlar- dan. Kırca, DP'lılerden gelen sıtemle- rı önemsemıyor Coşkun Kırca Yassıada'a \ erdığı ıfa- dede, Zorlu'dan Menderese gelen bır gizlı telgrafın ıçeriğı hakkında bılgı \ e- rirveZorlu'nunTürktezınıgüçlendır- mek üzere ülkede gınşımlerde bulu- nulmasını başbakandan ıstedığinı an- latır. Öte yandan tanık, Zorlu'nun 6-7 Eylül'den sonra toplanan Demokratık Parti Grubu toplantısmın arasında Tu- ran Güneş'e, "6-7 Eylül Olaylan'nı bu kadar izam etmeyiniz. Bu olay lar Lond- ra Konferansf nda beni güçlendirdi** demiş olduğunu aktanr Kırca bugün de aynı şeylen söy lüyor. Ona ısrarla suç- lulann kim olduğunu sordum. Ona gö- re bu olaylann arkasında Demokrat Parti teşkilatı olduğu söylenemez. Bu- nu kanıtlamak ıçın. ömeğm olaylann ba- şmda aktıt rol oynayan CHP'lı gençlık lideri Orhan Birgit'ı tanık göstenyoı O da mı DP'lı yanı. demeye getınyor. - Yağmayı yapan DP teşkilatı değıl mi'.' - Hayır. sadece DP teşkilatı olarak nı- telenemez Başta gösterılerde. arala- nnda TMGT yönetıcılerının de bulun- duğu kışıler yer aldılar. Kırca'ya göre bu bır "tepkisel halk hareketi" Kırca "halkhareketi"nden bır "toplumsal çıl- gjnnğı" kastedıyor Kırca bunları söy - lerken, bır başka önemlı tanığın ıfade- sını çürütüyor Köprülü'nün "Bu işm ar- gençlık lıderlennden. Kıbns Türk Ta- lebe Cemıyetı yönetıcılennden. DP'lı- ler ış çığrından çıkınca, yani olaylar yakmaya-y ıkmaya dönüşünce onu da suçlamışlar. esas bu gençler kışkırttı. de- meye getırmışler lafı "4 a> 20 gün yat- tım; tabutluk fllan... Davada 'delıl ye- tersizlığı' nden beraat ettim. Bu büe ba- na ağır geliyor" dıyor. Orhan Bırgıt. tanıklığa geldığı Yas- sıada "da önce kendını savunuyor. - Ben burada ıtham karşısındayım. Menderes'ın insanlık dışı hareketleri- ne alet olduğum iddıa edihyor. Bunla- nn hepsını reddedenm. Tevkıf edıldı- ğım zaman Bayar'a, Menderes'e telg- raf çekmış, msanlık dışı muamelelere maruz kaldığımızı bildirmıştim. Ben daıma Menderese karşı olmuşumdur... Bana böyle bır ışı yaptıramazdı Bugün de görüşlennde fazla bır de- ğışıklık görülmüyor. Orhan Bırgit olayın bir tertip oldu- ğunu düşünenlerden Peki tertipçıler kım 1 ' - Siz yapmadnuz, peki kim yapn? - Hükümet başlattı ama ışin sonu kö- tü geldı Kımın ne kadar ıhmali var bı- lemem Yargılamada açıklığa kavuş- madı bunlar. Kim yapü? Galeyana gel- mış ınsanlar yaptı. Tanık: Erdogan Soral Şu anda Ankara'da ekonomı profe- sörlüğü yapan Erdoğan Soral, sıradan bır yurttaş kımliğı ıle geliyor tanıklık kürsüsüne. Ince ayar bır tanımlama ya- parak, olaylann yoğunlaştığı semtın sa- kınlennden bın olduğunu söyleyerek başlayabılınz tanıtıma. Soral, Galata- saray Lısesi'nde yatılı öğrenci olaylar sırasında Yassıada duruşmalan ıle il- gısı olmamış. O, bu konuda ılk kez açık tanıklık yapanlardan. (Soral'ın döneme ılışkın "HuDdBey ve Arkadaşlan" adın- da bır roman yazan arkadaşı Yigit Okur'a yolladığı mektuptan aktanyo- rum.) - 6-7 Eylül gecesi basit bir ayaklanma olarak algılandı ve üzerine renksiz bir perdeçekildL Oysa o geceyi hatırhyorum. Lale Si- neması önünde ağır ağır tramvay dur- du. Kardeşimk beraberdik. Eylül ak- şamının serinliğinde pencere de açıkü. Cadde-i Kebir'le burun burunavdık.- Sinemanın hemen yamnda Rum vatan- daşlardan birinin büyük bir kumaş ma- ğazası vank Bir top kumaş atüdı tram- vaya. Eli baltah bir adam bağınyordu. 'Kesılecek! Hem yatay değıl dikıne ke- sılecek ' Astsubay oturduğu yerden kjüktı, bir kadın ve bir sivilin yardımry- la kumaş uzunluğuna kesUmieye başb- dL Kadın hem kumaşı tutuyor, hem de Gâvurlara ölüm' diye bağınyordu. Eli baltah adam, 'Gâvura ölüm tamam da, şundı bır kelıme-ı şahadet getır ablam, . senın ne olduğumıaBİayalıoi' dedi Ka- dın irkildL durtta,korkodan kekeöyor- du. Balta yavaş yavaşyükseUyordu. Ast- subay diklendL eB tabancaya gidiyor- du. kadım hızla geriye çekti. Adama "Kımıldarsan öldürürüm' diyordu. Ka- dın MüslümandL.." Evet, olayın vahametı ıyıce ortaya çıkıyor 6-7 Eylül Olaylan sadece Rum yurttaşlara yönelık bır saldın değıl, tam bır çılgınlıİctır O yüzden, yargılamayı ne kadar tıtız yaparsak, uygarlığımız içın o kadar ıyı olur. Ancak, ıtnaf etmek gerekirkı, Soral'ın yazdıklanndan da "suçlu" çıkmıyor. Olsa olsa, olayın üzenne gıdelım, suç- luyu bulup çıkaraüm, ıradesı çıkıyor. Ço- ğumuzda olduğu gıbı... Tanık: Dr. Hulusl Dosdogru Sosyalıst, yazar Dr. Hulusi Dosdog- ru, Menderes hükümetının günah ke- çisı sosyalıstlerden. Konu hakkında kapsamlı bır derleme kıtabı yayımlayan Hulusi Dosdogru. Yassıada'da tanıklık yapmamış. Olaylar hakkında 18 10.1960 Yüksek Adalet Dıvanı BaşsavcüığYna başvurarak bılgılenni ve tespitlerini ak- tarmış. Ancak nedendırbılinmez. Yük- sek Adalet Dıvanı Hulusi Dosdoğru'yu tanık olarak dınlemeyı gereklı görme- mış. Huhısi Dosdogru, Yüksek Adalet Di- vanı Başsavcılığı'na yolladığı mektu- bunda şöyle dıyor: ".-tnsan haklannı ve geuniş geçmiş bütün uhıslararası anlaşmalan çiğneyen bu iğrenç ve hiçbir akıl ve manbğa sığ- mayan komplonun sorumlulannı mey- dana çıkarmak, arük bir ulusal namus borcumuz olmuştur... 6-7 Eylül yıkıınlannın, başuıdan so- nuna dek. Bay ar-Menderes ekibinin en kirli ve en kanunsuz işlerinden biri ol- duğunu, daha o zaman bütün dünya basııu. dünyaya yaymıştL Yunan hükü- meti Atatürk'ün e\ine bombayı atanla- nn Menderes hükümetinin emriyle Se- lanik konsolosu. Konsolosluk kav^ısı ve onlarla işbirtiği eden ler olduğunu mey- dana çıkanmştL Suçlar ve suçlular böy- lesine ortada iken baş sorumlu Mende- res, 7EyKil 1955günüöğfeden sonra yap- tığı bir radyo konuşmasında suçu, bir gün önceye kadar Türkiye'nin komü- nizme karşı dünyanın en güçlü, güveni- Br kalesi oluşu Ue övündüğünü unutmuş görünerek meçhul ve mevhum (soyut) sosyaüsöerin üzerine atmıştır. Bu üstü kapanmaz yalan ve irarasuu dognda- mak için. daha önce şu veya bu yüzden siyasi polisçe mimlenenlerden rasgele 45 kişi,o mahut radyo konuşmasının he- men ardından evlerinden ahnıp, Har- biye'nin eski yvmekhanesinden bozuhıp yapılan taş hücrelere teker teker kapa- tıunıştır." Hulusi Dosdogru, yazısmda uzun uzadıya DP'nın Istanbul teşkilatlannı tahlil edıyor, Yüce Mahkeme'nin dik- katını bu yöne çekmeye çalışıyor. Ne var ki bunda başanlı olamıyor... SÜRECEK DUZYAZI ORHAN BtRGtT BÎP Başbakan Düşüne Teletanıklık... Televizyonda, Bülent Ecevit'in Mesudiye ilçe- sine bağlı Çavdar köyünde mayasını tutturmaya çalıştığı Köy-Kent projesinin temel atma törenıni izliyorum. Hem NTV hem de CNN-Türk; Karadeniz şeri- diyle Kuzey Anadolu'yu birbirinden ayıran dağla- nn düzlük yaptığı bir yerde, Savah yaylasında ku- rulmuş tören kürsüsünde konuşan Başbakan'ın niçin böylesine heyecan içinde olduğunu, sanırım en iyi anlaması gerekenlerden birisi de ben olma- lıyım. Kendisiyle eylemli politika arkadaşlığı yaptığım dönemlerde, 12 Eylül 1980 öncesi yıllarının tak- vim yapraklan, hızlı dönen bir video şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyor. Televizyon ekranın- da konuşan hatibi, çevresinde ve arkasındaki in- sanlan neredeyse hiç görmüyormuşçasına, 30 yıl- lık bir rüyasının gerçekleştiğinı belırten konuşma- cının "O dönem benim hayalim hafife alındı. Ece- vit'in bir romantik hayali, denildi. Ama iç göçler hızlandıktan ve terör ortaya çıktıktan sonra köy- kenüerin önemi anlaşıldı"^sözleri, beni Istanbul'da- ki evimin salonundan alıyor ve otuz yıl öncesine, kâh başkentin Rüzgârlı sokağındaki, kâh Çevre so- kaktaki CHP Genel Merkez binalarına götürüyor ya da pariamentonun yüksek tavanlı kulislerine ser- pilmiş koltuklarda bir türiü son bulmayan dedıko- dulann yapıldığı mekânlara. Parti içi karşıtlannın "hayalci" ve "şair" diye kü- çümsemekten geri durmadıklan genel başkanla- nnın politik çelmelerie tökezlemesini için için te- menni edenlerin arasında bulunan, partinin üst yönetim kadrosundaki isimler bir bir gözlerirsöo önünden geçiyor. 2 Eylül 2000 günü, kendisinin yine bir başba- kan olarak ikinci kez gerçekleştirme çabasıyla ka- muoyu önünde açıkladığı Köy-Kent modelıni CHP Parti Meçlisi'nde ya da meclis grubunda, üstelik gençlikyıllannın o doğal heyecanı içinde anlatmak- tan vazgeçmediği konuşmalanndan sonra, rahmet- li arkadaşım Turan Güneş'in, parmaklarıyla tek tek yolmaktan geri durmadığı bıyıklarıyla oynar- ken öte yandan biraz da beni kızdırmak için ol- malı, dönüp "Yahu komiser, neydi o Bülent'in to- dos-poyraz teorisi?' diyen sözlen kulaklanmda yan- kılanıyor. Köy-Kent'in bir hayal olarak kalmasını hiç iste- meyen, o dönemin az sayıdaki CHP yöneticisJn- den biri de bendim. ûzellikle Istanbul'da politika yapan bir insan olarak, seçmen yoğunluğunun Anadolu'nun hangi yörelerinden bu kente gelip yer- leştiğinı görup degeriendırmemız kolay olmamış- tı. 1970'li yıllarda Kars, Tokat, Ordu, Kastamonu, Erzincan, Sıvas, Çankın gıbi, ülkenin hemen her yanından akın akın gelerek yeni kentler oluşturari- lann Istanbul siyasetindeki ağıriıklarının belki de ilk kez farkına varan parti CHP olduğu için özel- likle yerel seçimlerde aday saptamalannda bu oluşumun listelere yansıtılması, belediye ve il ge- nel meclisi seçimlerinde partinin ağıriığinı sandık- lara yansıtmıştı. - Kendi içindeki tutarsızlığı; ortanın solu ya da demokratik sola işlerlik kazandırma çabalannı ha- fife alarak, varsa yoksa hizip kurma çalışmalanna ağıriık veren bir siyaset aniayışı, ne yazık ki ken- disine bağlanan umutlan süratle heder etti. O heder edişin, ülkeyi 12 Eylül'e götüren etken- ler arasında nasıl azımsanmayacak bir sorumlu- luk sergilediğini tarih elbette belgeleriyle anlata- caktır. * • • Aradan 30 kocaman yıl geçmiş. Uğrunda göz- yaşı, alın teri, dahası zaman zaman kan bile dö- külmüş bir devrin üstünden geçen o 30 yılın so- nunda, benim kuşağımdan olup da zaman değir- meninin oraya buraya savurdukları arasından ayakta kalabilenler, bugün de politika arenasında ya en başlarda, ya arkalarda çabalannı sürduru- yoriar. Garip değil mi? Dünkü Hürriyet'te, Altan Öymen CHP'sinin par- tiye çekidüzen verebilme savıyla 30 Eylül'de ye- ni tüzüğü onaylaması için toplayacağı olağanüs- tü kurultayda, gerekirse genel başkan, parti mec- lisi, merkez yönetimi gibi organlan yenilemek için gündemde açık kapı bırakmak istediği yazılıyor- du. Sırf yeni ve çağdaş bir parti tüzüğü yaparak halkın istencelerine cevap verelim diye hazıria- nan bir üst yönetimin birdenbire aynı gün seçim- leri de gündeme almak istemesinin nedeninin, genel başkan ile genel sekreterin bir H örgütüne söz geçirememeteri yüzünden merkez yönetim kuruluna götürdükleri önerinin yüzgeri edilmesi olduğu, Şaban Sevinç'in gazetedekı haberınin dayanağı olarak gösteriliyor. Hizip... Entrika ve kavga... Acı ama gerçek o ki benim gençlik yıllanmın geceli gündüzlü yoğrul- duğu CHP, kendisini bir türiü o eski hastalıklann- dan kurtarmanın yolunu yordamını aramak iste- miyor. ••• Zaten istemiş olsaydı, sosyal demokrasi ya da demokratik sol bugünkü parçalanmış halinde mi olurdu? Ülkede irticanın bir tehlike olarak algılan- masına yol açacak ekonomik çarpıklıklar, çeteler böylesine serpilip boy mu atardı? Ve benim gibi, bu çarpıklıklann ortadan kalkma- sı için yıllannı verenler, şimdi bir Köy-Kent mode- li denemesinin hiç degilse bu kez gerçekleşebtl- mesi için televizyon başında bir töreni izlemiş öl- manın heyecanı ile o eski video filmlerinin anıfe- rını belleklerinin ekranlarında yeniden yaşarlâr mıydı? Faks:0212-677 07 62 E-mail: obirgitle-kolay net rr Zerafet ve sağlık ne güzel Fazla kilolannız için KİLOKONTROL MERKEZİ 79 May/s Cd. No: 8 Şişli/İSTANBUL Tel:(0212)212 0707(pbx) Faks:(0212)2126835
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle