15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5EYLÜL2000SAU O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R [email protected] EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Önemli Olan, Olmayan! "Kanun hükmünde karamameya dayasa... önem- li olan irtica savunuculannı, bölücûlük çalışmalan- nı önlemektir." Bu, 'İrtica Önce Kadınlan Vurur" (31 Ağustos Perşembe) günkü yazıdan bir alıntı... Bu da, 26 Ağustos günkü yazımdan: " '• "Görülen şu: 28 Şubatherzamankinden daha gûç- lü, daha etkili olarak yürûrlüktedir. Önemli olan, cumhuriyeti, demokrasiyi, Atatürk devrim ve ilke- lerini, laik cumhuriyeti korumaktır. Şuya da buyol- la yıkıcı, bölücü, gerici kalkışmalan önlemektir." Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kıvnkoğlu'nun 30 Ağustos gecesi gazetecilere söylediği sözlerle, yukandaki satırlar, sanki aynı görüşün, aynı inançlı bakışın belirtisi: "Bizim için kararname ya da kanun fark etmez." önemli olan nedir? Bunu ayırt etmek gerekir. Ka- rarname ya da yasa, onlar da olmazsa başka bir yol- dan şeriat düzeni kurmaya çalışan gerici güçteri or- tadan kaldırmaktır... Karamame ya da yasanın çık- ması geciktikçe gericilerin cüreti artıyor, gizti açık yo- rumlarla çalışmalar dirençle sürdürülüyor! Ordu nedir? Türk ulusunun önemli bir parçası. Yaşamsal bir parçası!.. Asker, bugün en iyi biçimde yetiştiriliyor, subaylanmız sivil okul ve üniversiteler- den çok daha düzenli, çok daha ustün bir eğitim gö- rüyor. Gerici takımına kalsa, subaylar, generaller bü- tün kötülükleri, gerilikleri görmezden gelmeli, mey- dan şeriatçılığı her fırsatta gerçekleştirmek amacı- nı güdenlere kalmalı!... Olacak şey mi bu? Genelkurmay Başkanı "Fethullahçılar orduya bi- le srzdılar" diyor. "Kamuda binlerce irticacı memur var" diyor. "Silahlı kuvvetler kendisine karşı olanlann ceza- smı verip neşteri vuruyor" diyor. En önemlisi de "Gülen hakkında iki ayn mahkemenin iki ayn karar vermesi ilginç ve dûşündürücü" diyor... Bütün bunlar boş yere söylenmiş sözler değil! Üs- teiik, göreve geldiğinden bu yana bu tür konularda hiç mi htç konuşmayan bir komutanın sonunda açık açık gerçekleri kamuya duyurması epey anlamlı de- ğrlmi? TBMM bugünkü durumuyla karmakanşık bir da- ğmıklıkta! Oy alma hesaplan hepsinin baş derdi! Din sömürüsü ise çirkin politikacının başlıca geçim yo- lu... Doğruyu sÖylemeli, bu Meclis irtica ile bölûcü- lükle gereken savaşı yapabilir mi? önemli olanla, önemsiz olanı birbirinden aynma- dıkça işler kördüğüm olmaktan kurtulamaz. Susuz Uzun Bir Yaz Erhan KARAESMEN B arajlann dıbınde çamurlu taban sulan kaldı sa- dece. San sıcak toprağı çatlatı- yor. Gölgelikler- den buğular fişkınyor. Meteoro- lojik ve sosyal anlamda, bilmem kaç yılın en bunaltıcı ve susuz yazmı yaşıyoruz. Dönya tûketim yanşında baş sıralarda yer kap- mış Türk toplumu serin kıyı yö- relerinı istila ederek bu susuz uzun yazın fiziksel bunaltıcılı- ğına dayanmaya çalışıyor. Ama, kıyısal ha-ha-hi yakın- da sona eriyor. Insanlar kendi yörelerine, kendi gündelikleri- ne dönecekler, az sonra. Yöre- sel ya da ulusal, gündelik ya da uzun soluklu çözümsûzlûklerin girdabında bulacaklar yine ken- dilerini. Tûketim oyunu ile uyu- tulmuş, akıl almaz biçimde tep- kisizleştirilmiş de olsalar, bu in- sanlar, asıl susuzluğun toplum- sal çözümsüzlüklerden kaynak- landığını anlamayacaklar mı? Gûnûn birinde; belki de yakın- da... Insanoğlunun iyimser bir ya- ratık olduğu bilinegelir. Hayal kurmanın, işlerin daha iyi gide- ceğini düşlemenin çekiciliğine kendini kaptıranlara sık rastla- nır. Olumsuzhıklann ve edilgen- liklerin arkasında kötülûk, be- ceriksizlik, yetisizlik öğeleri ara- mak yerine, olayı talihsizlik kav- ramıyla geçıştırme ve kabullen- me eğilimi sıkça gözlenir. Ken- disınde bedensel yorgunluk, ruh- saJ bezginl ık yaratan çözümsüz- lüklerin, doyumsuzluklann kay- naklannı deşmek, orada olup bitenleri irdelemek, gerekirse tepki göstermek ve değiştirmek üzere başkaldırmak insanoğiu- nun önde gelen özelliği değildir. Buna karşılık tatminsizliği ve bezginliği tepkisızce sürdürme- yi yeğler. Bazen içinden kızar, hatta belki söver sayar, ama bu- nu bireysel ve giderek grupsal tepki boyutuna ulaştıramaz. tş- yerlen yöneticileri ile yerel ve ulusal yöneticiler için bu tepki- ye zor geçerlik bulunmaz bir ni- mettir. Yurttaşlan ve toplum kat- manlanru daha da tepkisizleştir- me önde gelen bir toplumsal planlama silahıdır. Otomobil, futbol, pop müzik, cicili bicili alışveriş merkezle- ri, tatil beldeleri, eğlence kusan televizyon ekranlan, Toyota, zo- raki asker Tarkan, Carrefour, Çarkıfelek Mehmet Ali, ulusal gurur Galatasaray, Bodrum'un tavernalan, gıtti Hakan geldi Jardei bu silahların 2000 Tür- kiyesi'ne doğrudan çevrilmiş olanlandır. Marmara deprem bölgesi, Taksim sırtlannda bıçak- la kanırtılarak katledilmiş Ingı- liz holiganlar, elektrik kısıntı- lan, AB adaylığının bile önünü aldırtamadığı dayak-işkence- vurma-kırma, devletın hâlâ önü- nü kapatan çetecilik-mafyacı- hk, düşmeyen enflasyona karşın çalışanlann ücretleriyle alay et- meyi sürdüren IMF, Cumhur- başkanlığı düzeyinde şırak-şı- rak yediği tokatlara karşın yüz- süzce yerinde oturan YÖK, kü- reselleşme-özelleştirme kol ko- lalığındakı hayasızlıklarla Türk toplumu sorun doludur. Kendine göre düzgünce yürü- yen işler ve kalın bulutlardan yer yer süzülen umut ışıklan da elbette vardır. Aklı başında, sağ- duyulu, ilkeli ve gürültüye pa- buç bırakmayan bir cumhurbaş- kanına, on yıllar sonra, sonun- da kavuşulmuş olması bir umut bileşenidir. Yurtsever, toplum çıkan gözeticisi bir yüksek ko- muta heyeti bu umarsız karga- şanın kıraçlığmdaki sehnletici bir güvencedir. Uluslararası ilişki- lerin evrensel gevşeyişi içinde komşulanyla ilişkileri yumuşa- maya ve en azından Batı Avru- pa'nın turizm ambargosundan sıynlmaya başlamış bir Türki- ye imgesi olumlu bir olgudur. Hayali ihracat ve biraz gölgelen- se bile küçük irisi, orta boy iş çev- relerinin, dışsatımı da gözete- rek, dünya ile kucaklaşmadaki atılganlığı keyif ve umut verici- dir. Geleneksel olarak sahip ol- duğu yetişmiş insan gücünün, üretim coşkusunu tûketim dür- tûsüyle bulma eğilimi yaygınla- şıyor ve aydın uzman sayısı art- mıyor da olsa, varlığını sûrdür- düğû kıvançla izleniyor. örne- ğin yapı sektörünün uluslarara- sı pazarlarda şu aralar evrensel bunahmın biraz örselediği haliy- le bile sergilediği akışkanlık, bi- reysel ataklığın ve teknik uz- manlık yetisinin ürûnüdûr. özet bir deyişle, ufak tefek iyi ve dûz- gûn işler vardır, yani. Ama deprem bölgesi dediği- mizde olumsuzluklann ve edil- genliklerin, susuzluklann ve kı- raçlıklann egemenlik alanına giriveriyoruz. Doğa acımasız davrandı. Bu tamam. Insanoğlu doğanın az- manca yutuculuğunun, olağa- nüstü yıkım gücünün farkında- dır aslında. Hele sellerde kaybo- lan cesetlere, depremde yokolan kasabalara ve kent parçalarına alışmış Türk insanı, karşısında- ki amansız kudretin fazlasryla bi- lincindedir. Ama ne olur? Yaralar biraz sanlır gibı olduğunda yıkımla- nn etkisi hemen unutulur. Her şey kısa sürede süreğen gidişi- BUKET AVCI BEŞIKTAŞ SAKIP SABANCI LISESI ÖZGÜR FERHAT YILDIRIM N. ERBAK LISESI SERKAN ÖZOEMİR ISTANBUL ATATURK FEN LİSESI YUSUF B. TURHAN ANKARA ATATURK ANAOOLU USESI RAMAZAN BİTİRGEN MERAM ANADOLU ÜSESI CANER ÖNAL M E V ÖZEL İZMİR FEN LİSESİ BARAN KANMAZ KAHRAMANMARAŞ ÇUKUROVA ELEKTRİK ANAOOLU LİSESİ İSMAİL CİVELEK DENIZLİ FEN LİSESİ CENGİZ PEHLEVAN TUZLA VEHBIKOÇ VAKFt ÖZEL LİSESİ KAORİ MURAT 6ÜRSES ÜZEL MAHMUT CELAL ÛNAL FEN LtSESI ZEKİ GÖKHAN SÜRMELİ ADANA FEN LİSESİ MEHMET REŞİT TEKSİN ÖZEL FATtH ERKEK FEN LİSESİ CELAL ZİFTÇİ İCEL ANAOOLU LİSESİ AHMET SERCAN OZCAN EMİNÛNÜ VEFA ANAOOLU LİSESİ GÜLEN TOKER İSTANBUL ATATURK FEN LİSESİ ECE GELAL BORNOVA ANAOOLU LİSESİ OUYGU KÜÇÜKBAHAR İCEL ANAOOLU LlSESt RECEP OİKOĞLU BURSA ERKEK LİSESİ ÖMER HANÇER İSTANBUL GALATASARAY t 'SESİNAZU GÜL SEYREK BAFRA ANADOLU LISESI ÖZGE ÇELİKOĞLU ÖZEL INANÇ LISESI AYKUT KOÇ ESKIŞEHIR KILIÇOĞLU ANAOOLU LISESI MURAT DELİGÖZ KONAK ANAOOLU USESI BAHADIR T. GÜİ-ER ANKARA ATATURK ANADOLU ÜSESİ HALtt OZAN GÖZBAŞI tZVHR FEN LİSESİ MEHMET KÖSEOGLU OENİZLİ FEN LİSESİ TEVFİK B. SARIKAYA ANTALYA ANAOOLU LİSESİ A Ü CANLIER ÖZEL YAMANLAR FEN USESI MEHMET AYDİNEL İZMİR FEN LISESİ BAŞAK KALKANC1 DENIZLİ ANAOOLU ÜSESI BAHADIR TÜTÜNCÛ MERAM FEN LİSESİ ALPER YETİL İZMİR FEN LISESİ ÜMMÜHAN AKBAY MERAM FEN LİSESİ MAHMUT AKKUŞ ÖZEL MURAT ERKEK LtSESI OSMAN YELKEN ÖZEL USKUDAR FAZtLET ERKEK FEN USESI ERDİNÇ ÇİFTÇİ ADANA FEN USESI ABOÖLAZİZ EKER ÖZEL FATtH ERKEK FEN ÜSESJ EVİN UZUN ANKARA FEN USESI MEHMET EMRAH ÖZKAYA ANKARA ATATURK ANAOOLU USESI EVREN ONUR TURGAY ANKARA ATATURK ANADOLU LİSESİ SEÇKİN KARA ANKARA ATATURK ANADOLU LİSESİ ORUÇ BABA İNAN AKSEHİR SELÇUKLU LİSESİ IŞ1N ÜREYEN ÖZEL MAHMUT CELAL ÛNAL FEN USESI SERKAN ÜLGER ANKARA FEN LİSESİ EROİNÇ tRCI ANKARA FEN LİSESİ ÖZGE İŞLEGEN BORNOVA ANADOLU LİSESİ ADNAN ÖZSOY ÖZEL FATİH ERKEK FEN LtSESI İSMAİL DONMEZ FATtH ŞEHREMİNİ LİSESIMUSTAFA H. TONGARLAK MERAM '"EN LİSESİ MEHMET SAMİ EZERCAN DENİZLİ FEN LISESİ ALP ŞİMŞEK İZMİR FEN USESI MUSTAFA R. TOKSÖZ MERAM FEN USESI BELK1S BURCU TUNAKAN ÖZEL ALMAN USESI EVREN ÖZKAYA KARŞtYAKA ANADOLU LİSESİ A Ü DENİZ DEMİRCİOĞLU GAZtANTEPVEHBI OtNÇERLER FEN LISESİ ZEYNEP AYŞIN CENGAR AYDIN AONAN MENDERES ANADOLU LİSESİ GÖZDE AKAR İZMtR SELMA Y1ĞİTALP LİSESİ ERDEM ULUSOY ANKARA TED KOLEJİVAKFİ ÖZEL LİSESİ ALPTEKİN KÜPCÜ ANKARA ATATURK ANADOLU LlSESt YAKUP SARİÇALI ÖZEL ; ATİH ERKEK FEN USESI A Ü TURAN ÖZEL TAN USESI ÖLKÜ TÛRKMEN 0EN1ZU 'EN USESİ REHA KAMİL GERÇEKER ÖZEL AYAZAĞA IŞIK USESI ÖMER FARUK KAYA ESKİŞEHİR KIUÇOĞLU ANAOOLU LİSESİ NUR AYVAZ PARTA SÛLEYMAN DEMtREL FEN USESJ MAHMUT KEREM ENGİZ ^ FATİH ERKEK FEN LISESİ AYÇA ÖZÇEÜKKALE ANKARA i-aTûRK ANADOLU LİSESİ ZEYNEP ÖZYURT TOKAT ANADOLU LİSESİ ESİN KARAHAN BUCAK AOEM TOLUNAY FEN LİSESİ İPEK OGUZ ÖZEL SMNT >«3SEPH FRANSIZ LİSESİ ÖZGÜ TURGUT KAvsERİ FEN USESI ŞERİFE NUR BAYAR JKAYAMUJ PİYANGOANAOOLU USESI ASLIHAN TAŞKIRAN ANKARA ATATURK ANAOOLU USESI A Ü NAZMİ ÖZYAĞCI AYDtN FEN USESİ ERTAN YAVUZ ÖZEL YILOIRIM ERKEK LİSESİ MUHAMMEO M. İNAN ZEL RAFÖME BATU LİSESİ ne döner. Bir yıl öncesinin kı- yametleri kolay unutulacak cins- ten değildi elbette. Toplum ve ülke, sosyal den- gesızlikler ve iç göçle yoğun beslenmiş "kentleşememe, şe- hirsel yerieşmeyi becerememe arazı"nın bedelını ödüyordu. Taşınmaz mal'dan rant edinme hırsıyla gözü dönmüş Türk in- sanı, genel kentleşme perişan- lığını, her türlü imarkurahnın dı- şında, çamurlu kıyılarda kaza- nılmış dolgu arazi şeritlerinde yükselen ve adına ikinci (üçün- cü) konut denilen görgüsüzlük, bencillik ve akılsızlık amtlany- la daha da katmerli hale getir- memiş miydi? Devletin, hükümetin, yerel yönetimlerin, toplumun ve birey- lerin gözü önûnde alabıldiğine açık seçik sergilenmemiş miy- di bu utanmazlık? Kısacası, her- kes birden çağn çıkarmadı mı 1999 depremlerinin kıyamete dönüşmesine?.. Bunun bedeli, saniyeciklere sığmış yıkıcı bir pûskûrmenin sı- lip süpürücülüğü ile çok ağır ödeniyordu. Sayısı yaklaşık yir- mi beş bınlere varmış ölü, daha fazla ağır yaralı, yüz bini aşkın yapı biriminin yerle bir oluşu, yö- resel ve ulusal sanayinin göçü- şü, aile bütçelerinden devlet büt- çesine kadar tüm hedeflerin ve öngörülerin yerle bir oluşu gi- bi... Bu mahşer döneminde yara- lann sanlması, devletin önce- likli ve asli göreviydı. İnsanı da- yanışma, gönüllû yardımlaşma, bazı yaralar için bir yere kadar şifa vericidir. Gerisi devlettir ve ille de hükûmettir. Neredeydi- lerdepremin yetmiş ikinci saatin- de ve yetmiş ikinci gününde?.. Neredeler üç yüz yetmiş ikinci gününde?.. Uzun susuz yazdan çıkışta depremsel gerçekleri anımsamamak olanak- sız. Ama çoraklık, ama san kavuruculuk sadece deprem sonrası uygula- ması fiyaskosuna çağn- şım yaptırmıyor. Toplu- mun ve devletin cilalan mı döküldü nedir bu ce- hennemi kurulukta? Her şeyin iyi gittiğini, cumhuriyet tarihinde ve dünya coğrafyasında gö- rülmedığı kadar istıkrar- lı bir hükümete sahip olundugunu davul zur- nayla ilan eden ey uz- mancıklar, ey medya so- lucanlan... Sizin sahip olmadığı- nız, ama bazılannda hâ- lâ mevcut duyunçlar (vic- danlar) da bu çoraklıkta çaör çaör çatlıyor galiba, ve sizi nasıl rahatlatıyor. Bölücûlük ve ümmetçi- lik tehlikesi kalkanımn ustaca gizlediğı bir kafa- tasçılık, sizden de alkış alarak nasıl semiriyor bu sessizlikte. Uzun ve gevşetici ya- zm rehavetinden çabuk kurrulup uyutulmaya, kandınhnaya ve tepkisiz tek boyuthıluğa arük *ha- vn-" diyecek, duyunç ve yurt sevgisi henüz örse- lenmemiş Türk insanla- nyla bir yerlerde bulu- şabilme umuduyla... Çalışan kazanır. OSS sınavının şampiyonlarmı yürekten kutluyoruz. İyi çalışmalar. „ J Ü Oğrena Seçme Sınavı'nda Eşit Ağrrtıklı puan türijnde M( 76 sifayı paylaşan Ait.r, GençJer ın armağanlar: Başan plakeb, parasal ödül ve Işnetten 1 yıl ucretsız intemet aboneliği Amiağanlannı iletebilmek için 'Altın Gençler'ın adres ve telefon numaralarını, 0 212 316 09 15 numaralı faksa ya da Türkiye İş Bankası Halkla llışkıler Müduriüğü, İŞ Kuielen 4. Levent / istanbul adresıne ya da ladin.karatayli@ısbank.com.tr e-posta adresine göndermelerinı bekliyoruz. TÜRKİYE Hk BANKASI PENCERE ketjşim Çağmda imsizlik.!••• La Bruyere, Fransa'nın düzyazı ustalanndan 1 hınzır bir yazar, üç yüz yıl önce 'konuşma'ya iHş- kin söyledikleri bugün de geçerli: "Ne dediniz? Nasıl? Anlamadım? LCıtfen yine- lermisiniz? Yine anlamıyorum. Neyse, sözleriniz- den şunu çıkardım sonunda: Siz bana 'hava so- ğuk' demek istiyorsunuz; ama, neden doğrudan doğruya 'hava soğuk' demiyorsunuz? Amacına yağmurya da karyağdığını anlatmaksa 'yağmur yağryor, kar yağryor" deyin. Beni güler yüzlülü- ğûmden ötürü beğeniyorsanız 'güler yüztüsünüz' deyin, yeter. Biliyorum, siz bu sözleri yavan ve açık buluyorsunuz, bu kadannı herkes söyler di- yorsunuz. Bundan ne çıkar? Söylenen sözleri an- lamak ya da herkes gibi konuşmak kötü mü?" 2000 yılında değişmiş bir şey var mı?.. • Cumhurbaşkanımız Amerika'ya gidiyor, Birteş- miş Milletler'de 'Milenyum Zirvesi' yapttyor, 188 ülkenin liderleri arasında konuşmalar yapılacak, Sezer yirmi ülkenin başıyla ikili görüşmelere ha- zırianıyor; herkes merak ediyor... Çünkü yargıçlık başka.. Diplomasi başka.. Geleneksel tiyatromuzda söylenen latlan anla- mazlıktan gelmek güldürü oyunudun - Be adam, sesini kes diyorum!.. - Başımdaki kırmızı fes mi diyorsun?.. • , - Ağzını kapa herif!.. - Anlamadım?.. - Sen beni duyuyor musun?.. - Peki, uyuyoaım. Tuluat sanatçılannın kullandıklan bu yöntemi dünyayı yönetenler de uygulariar; yüksek düzey- de liderierin konuşmalan çoğu zaman ortaoyunu- dur. Peki, bir yargıç için yeni bir konuşma biçimine geçmek kolay mı?.. Insanın söyledigiyte düşündüklerinın eş oJmama- sı, bir bakıma diplomasidir, bir bakıma pazarlık ge- reğidir, bir bakıma ustalıktır. Sezer ise bir yargıç... • Ancak bizim toplum öytesine yozlaştı ki hepbniz kendi çıkaıianmızı koruma ya da karşımızdakini kazıklama yolunda ustalaştık.. Eskiden içi dışı bir olmak erdemdi.. Açıksözlülük alkışlanırdı.. Şimdi iş degişti.. Herkes sipereyatmış, kazık nereden gelecek, kJm kimi mandepsiye bastıracak diye nöbet tutuyor; ol- duğun gibı olmak aptallık sayılıyor. Meviana ne demişti: ; "Ya olduğun gibi görûn.. Ya göründüğûn gibi olL " Yok canım, içi dışt bir olan enayi 'Yeni Dünya Dû- zeni'nde çağdışı sayılır; hele inanılmaz bir kirten- me sürecini yaşayan Türkiye'de 'safoş' diye dam- galanır, ensesine vurulup ağzından lokması adnır. Zamantmızda sokak magandası bile Taileyrand'a taş çıkartan tilki kumazlığında ustalaştı, yaşanura sürdürmek ayağına diplomasiyi öğrendi. Kumaz olan susar, enayi dökülür - Abi, bir iki olta atıp sustum; yemi görünce aç- tı ağzını inek, nesi var nesi yoksa kustu!.. Zamane'nin kuralı bu!.. • Peki, bu yazının sonucu ne?.. lletişim devrimi çağında, insanlar, iletişimsizlik- ten kınlıyortar. TURKKALPVAKFI 46 Çocuk Kardiyolojisr 1 Türk Kalp Vakfi kaütesivetitizJiğiyle hizmetinizde f9 Mayıs Cd. No: 8 Şişli/İSTANBUL Tel:(0212)2120707(pbx) Faks:(0212)212 6835 Cumhuriyet k i t a p l a n İSTANBUL FOTOGRAFLARI Yeni BirYüzyılda Geçmiş 150 yılın İstanbul'u 1853 yılının Sultanahmet Meydanı'ndan 1968'in Tahtakale'sine îstanbuTdan tam elli kesit... Necati Güngör'ün metinleri eşliğinde tarihe görsel yolculuk... Benzersiz bir İstanbul kitabı. Meraklısına... Büvük Boy (28.5X38.5cm) l Özel Kuşe Kağıda basılı CumhurİYet Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41 kitap kulûbû (34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel: (212)514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle