Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 EYLUL 2000 PAZAR
2 O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus(âcumhuriyet.com.tr
Düşünmek, Düşünce Özgürlüğü, Özgür Düşünebilmek
Prof.Dr. Abidin KUMBASAR
D
uşunmek, bır konu-
nun butun yonlennı
ıncelemek, ona ılış-
kın bılgılennı yoğun-
laştırmak ıçın dıkka-
tını o konu uzerınde
toplamak ve ona yonelmek ısteğıyle \ a-
pılan zıhınsel eylemdır Bu eylem sı-
rasmda tasanmlar oluşturulur, bunlar
butırlenyle bağlantılanarak yenı zıhın-
sel çıkanmlaryapılır Tumbu çabala-
rın unınu olarak duşunceler oluşur
«aglıklı düşünebilmek ıçm, sağlıklı bır
no, ın yapısına ve uzerlennde yenı kav-
ramlar oluşturabılmek ıçın de sağlık-
Ifinbılgıleregereksınımvardır Beyın,
arçan yapısı olarak sağlıklı olsa da,
cksık ya da gerçeklerden uzak onbıl-
gılerle yuklenmışse uretılecek duşun-
ce ve kavramlann gerçeklere uygun ol-
malan beklenemez
Oğrenme olgusunu araştıran ve be-
yın fızvolojısı konusunda yaptıgı ça-
lışmalarla 1963 yılında Nobel Odulu
alan John CEccles sınır hucrelerının
'Tj^arılması durumunda. ılıntılı sınır
hiıcrelerınde yenı bağlantıların (sı-
yıaps) ortaya çıktığını gosterdı Boyle-
"fe uyarılara bağlı olarak hücrelenn
bağlanış bıçımının yenıden şekıllendı-
ğı kanıtlanıyordu Bılgın, sınapslarda
(sınırsel bağlantı) ortaya çıkan bu tur-
den \enı oluşumlann psışık alanda
"öğrenme'" dedığımız olgunun somut
gostergesı olduğu tezını ortaya attı
Beyın hucrelennde elektron mıkrosko-
buy la > apılan ıncelemelerde elde edı-
len somut goruntuler duzenlı uyan \e
etkılemelenn yenı bağlantıların oluş-
masına neden olduğunu, sınır hucre-
len arasında daha once var olmayan ye-
nı ılışkı ve değışıklıklenn gelıştığını
gostermektedır Boylece bır kez oğre-
nılen deneyım ve kavramın oluştur-
duğu beyınsel yenı duzenleme, bır de-
ğışım olarak yıllarca, belkı de omûr bo-
yu kalabılmektedır Bu bılgılenn ışı-
ğı altmda "Düşünme Olgusu", "Dû-
şünce Özguriüğü" v e "Özgûr Dûşün-
me" kavramlarırun yenıden ve bıîım-
sel duzeyde ırdelenmesı gerekmekte-
dır Duşunme eylemının oluşabılmesı
ıçın duşunülen konuyu ılgılendıren
kavramlann, bılgı ya da deneyım ola-
rak, beyınde yer etmış olması gerekır
Eğer onbılgıler sağlıksız ve gerçekle-
n tam yansıtmıyor ya da kısıtlamalar-
la yonlendınlmışse bunlara dayanıla-
rak oluşturulan duşunme eylemının
urunlen de gerçeklere uymayacaktır
Doğayla doğrudan ılışkılerle ve dene-
yerek elde edınılen bılgılerde beyınde
genellıkle doğru kavramlar yerleşmek-
teyken, geçmışten ve başkalanndan
aktanlarak edınılen bılgıler çoğu za-
man akhn eleştınsme sunulmamış,
ınanç, gelenek ve gorenek olarak be-
yınlere, kışı ya da çıkar gruplan tara-
findan ışlenmektedır Psıkanahz ça-
lışmalan en hızlı oğrerum dönemının
1 -5 yaş arasında olduğunu belırtmek-
te olup, bu duyarlı donemde kışıyı et-
kıleyen yanlış bılgı ve aksaklığın ya da
gerçek dışıhğın, ılende akılcı yoldan
duzeltılmesınm guç olduğunu goster-
mektedır Bu nedenle eğıtımcüer,saç-
ma ve yanlış bılgı sahıbı olanlara go-
re, eksık bılgısı olanlan daha eğıtıle-
bılır olarak kabul etmektedırler Sağ-
lıklı, doğayla ve doğa kanunlanyla uy-
gunluğu deneylerle kanıtlanabılen bıl-
gıler en gerçek bılgılerdır Bu tür bıl-
gıler konusunda tartışma olmaması,
olursa da kanıtlamalarla uzlaşıya va-
rıhnası, bazan zaman gerekîırse de,
olağanlığını surdurmektedır Aktan-
larak oğrenılen, çoğu zaman kışının akıl
suzgecınden geçırmeden benımseme-
sı ıstenen ınanç, gelenek ve gorenek
olarak sunulan kavramlarsa, hıçbır şe-
kılde doğruluğu kanıtlanamayan. ge-
nellıkle gerçek dışı bılgıler olarak be-
yınlere yerleşmektedır Edımlen on-
bılgıler ve deneyımler, sağlıklı ya da
gerçeklere uymayan turden de olsa,
kışının bunlara dayanarak duşûnmesı
tumuyle kendı ıstemıne bağlı olup kım-
senın bu ıçsel eylemı ne kısıtlamava
nedeengellemeyegucuyetmez Buba-
kımdan herkes ıstedığını duşunebılır,
hayal dunyasını ıstedığı gıbı şekıllen-
dırebılır Buyondekısıtlamayadaya-
saklama olanağı yoktur Doğal olarak
herkes her ıstedığını duşunmekte oz-
gurdur Kısıtlama ve yasaklar ancak du-
şûncelenn açıklanması ve başkalanna
aktanbnası aşamasında soz konusu
olabılır Bu nedenle çok eskı çağlar-
danben tartışılan kısıtlamalar ve yasak-
larduşunme eylemıne değıl, ancak du-
şuncelennı aktarma eylemıne uygu-
lanabümıştır Geçmışı ıncelersek, du-
şûncelen açıklama eylemıne getınlen
kısıtlama ve yasaklann hemen daıma,
geçerlı düzende çıkan olan egemen
guçler tarafından onenlıp uygulandı-
ğınıgörûruz u
Sokrates"ten ben. ege-
menlen eleşüren, eskı ınançlan sarsan
ya da duzenı değışörmeyı ongören du-
şünceler dışlanmış ve duşunurlere kı-
yıma kadar varan suçlamalar v e ceza-
lar uygulanmıştır Çoğunlukla da Ga-
lileo Galilei ve Giardano Bruno orne-
ğınde olduğu gıbı bılgınler ve duşunur-
ler, yuzyıllar sonra da olsa haklı çık-
mış, gerçeklen soyledıklen herkesçe
kabul edılmıştır Duşuncelen açıkla-
ma ozgurluğune u> gulanan yasaklama-
lar en acımasız olarak kılıseler ve dı-
ğer ınanç gruplannca, aydm bılım
adamlanna. duşunurlere ve sanatçıla-
ra karşı savaşta kullannmıştır Bıhm ça-
ğının aydınlattığı halk kıtlelen yoz eğı-
tımın etkısınden kurtulup, gerçeklen
oğrendıkçe, kor ınanç ve yoz duşun-
ce savunuculan çoğunluğu yıtınp bu
defa. kendılen duşûncelennı açıkla-
ma ozgurluğunûn ısteklısı olmuşlardır
Benzer olaylar son yıllarda ulkemız-
de de yoğun olarak yaşanmaktadır
Karumca sorunun çozumu, yenşen ku-
şaklara "Ozgûr Dûşünme" yeteneğı-
nı edınme koşullannı sağlayacak eğı-
tımın venlmesındedır Ozellıkle çağ-
daş teknolojının yerkurenın her yenn-
dekı herkese ulaşılabılme olanağını
sağladığı gunumuzde, çağdaş duşun-
ce ve bılımsel gerçeklen ıçeren bıreğı-
tım, yerkure boyutunda uygularur, kor
ınançlar ve gerçek dışı aktarma bılgı-
lenn sağlıklı beymlen etkılemesıne
engel olunursa, gelecek kuşaklann sı-
nırlama \ e yasaklamalara gerek kalma-
yacak duşunceler uretebıleceğınde kuş-
ku yoktur Gunumuzde dahı uygulanan
eğıtım, değışık toplumlarda ve yore-
lerde geçerlı kor ınanç ve yoz duşün-
celenn etkısınden anndınlamamıştır
Eğıtımde ınsanlara nasıl duşûnecek-
len oğretılmeyıp beyınlerde egemen
guçlenn ıstedıklen yönde duşunme
alışkanlığı oluşturulmaktadır Böyle-
ce genç beyınler gerçek dışı ve yoz on-
bılgılerle şartlanıp, sağlıklı ve gerçek-
ten ozgur duşunme yeteneğım yıtır-
mektedır Geleceğe umutla bakabıl-
memız ıçın, okul oncesı eğıtımden
başlayarak, tum >erkûre boyutunda
yaygın olacak kapsamda gerçekçı bır
eğıtun uvgulanması gerekmektedır
Doğa bılımlen, fızık, matematık oğ-
retılmeh, ozellıkle şoven ve ırkçı, um-
metçı tanh oğretımınden kaçınılmalı,
savaş ve somurunun olmavacağı bır
dunyada tum ınsanlann mutlu olaca-
ğı oğretılmelıdır Mılenyum Zırve-
sı'nde en onemh konulardan bınsının
"EğMm Sorunu" olması gerektığıne
ınamyorum
Cumhunyetımızın kuruluşundan bu
yana yaşananlar eğıtımın toplumlar
ıçın ne denlı onemlı olduğunun somut
kanıtıdır Yuce Atatürk, daha kurtu-
luş savaşımız dev am etmekteyken çağ-
daş eğıtıme yonelmış venı yenşen ku-
şaklann ozgur duşunebılme olanağı-
na kavuşabılmesı ıçın eğıtım bırlığının
temellennı atmıştır Cumhurıvetın ılk
yıllannda uygulanan eğıtımle yetışen
gençlık, her alanda onemlı aşamalar ve
atılımlarelde edılmesınde katkıda bu-
lunmuştur Karşı devnmcılenn 1946 yı-
hnda başlayarak artan etkınlıgı eğıtı-
mı yozlaştırarak yolundan saptınp, ul-
ke gençhğının karşıt duşuncelı grup-
lara bolunmesme neden olmuştur Eğı-
tımın onemını vurgulayan olgulardan
bınsı de, başlangıcından ben çağdaş
eğıtımden hıç odun vermeyen ve sap-
mayan asken okulların yetıştırdığı,
''GunhuriyetllkekTrne yurekten bağ-
lı olduklannda kımsenın kuşkusu ol-
mayan subaylanmızın enştığı çağdaş
duzeydır Yaşanan tum olaylardan edı-
nılen ızlenımlerle, eğıtımın çağdaş du-
zeyde yenıden duzenlenmesi ve uy-
gulanmasının sadete 28 Şubat'ta or-
du tarafından ıstendığı ıçın değıl ul-
kemızın uvgarlığın çağdaş duzevıne
gerçekten enşebılmesı ıçın de zorun-
lu olduğuna ınamyorum
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Nail V. ile Şîir
İkindileri'nde.
"Hoş geldın 1 kesılmış bır kol gıbı omuz başı-
mızdaydı boşluğun"
Nâzım Hikmet, uzunca bır aynlıktan sonra ka-
vuştuğu şaır arkadaşı Nai! V'ye boyle seslenmış
Yol uzun, Gokova'dan Salıhlı ye gıdıyoruz Bır mı-
nıbus, Nail Çakırhan, Halet Çambel, Hamdi Yü-
cel ve eşı, bır gencecık Fransız delıkanlısı, ben ve
Ayla, bır de Akyakalı Birol
Bu kez çağnldım Salıhlı'ye, Şıır Ikındılen'ne Hep
dostlar gıttı, Dağlarca, Bırsel, Kurdakul vd De-
ğerlı dostum Şadan Gökovalı ıle Salıhlı Beledıye
Başkanı Zafer Keskiner'ın oluşturduğu, kurduğu,
yıllardır surdurduğu bır şıır ve şaırler şolenı
Şaır ulusuz, gençlığınde şıır yazmayan var mı dı-
ye bır soru gereksız olacaktır Şıır bır ıç olaydır, ıç
dunyanın sozcuklerie canladınlışıdır Şıır ıçın ba-
kın, Baudelaire ne demış Insan yırmı dort saat
aç kalabılır, ama şıırsız asla"
Salıhlı'de buyuk bır salon tıklım tıklım Bugun,
yaşayan Turk şaırlennın en yaşlısı Nail Çakırhan'a
Dıonısos Şıır odulu venlecek Enyaşlıdedım ama
hıç de yaşlı değıl Yaş, ıstersen doksan olsun yıl-
lann bınkımınde değıl, kafanın dınlığınde
Nâzım Hikmet onun yokluğunu nasıl dennden
duymuş
"Hoş geldın 1Aynlık uzun surdu 1 Özledık 1 Göz-
ledık 1 Hoş geldın 1 Bız 1 bıraktığın gıbıyız 1 Usta-
laştık bıraz daha 1 taş kırmakta 1 dostu düşman-
dan ayırmakta 1 Hoş geldın 1 Yenn hazır 1 Hoş gel-
dın 1 Dınleyıp dıyecek çok 1 Fakat uzun soze vak-
tımız yok 1 Hoş geldın"
Nail Çakırhan sahnede konuşuyor Kendını, şı-
ınnı, yaşamının ılgınç bır ıkı olayını, daha da çok
Nâzım Hıkmet'ı anlatıyor Salon gençlerle dolu,
hepsı buyuk bır ozenle dınlıyoriar yakın geçmışın
yasantılannı Belkı ders alarak, ıbret alarak, hay-
ranlıkla, sevgıyle
Sonra şaırler, yore şaırlen
1
Kursude yenı şıırier
dınlıyoruz Şııreadanmışbıryerburası Şııriıbıryer
Dağlan, ormanlan, kaplıcalan, hele ınsanlan
Bırbırı ardına şaırler yenı şıırlennı sunuyorlarbız-
lere Her şıır taze bır soluktur Bır yenı dunyaya
açılan bır pencere1
Işte Zübeyde Seven Turan
"Acıyla sevınç 1 Ağlamayla gulmek 1 El ele 1
Kannca kalabalık 1 Ve yalnızlık 1 Yan yana /...Sev-
gıyle nefret 1 Tukenmeyen aşk 1 Iç ıçe "
Işte Nevzat Karahan:
"Bırşıırı kurşuna dızdım 1 Toyluğumun yureğın-
de 1 Gıttıkçe buyuyor ımgeler 1 Bır darbeyı bek-
ler gıbı 1 Savaşa hazırdır sozcukler"
Işte Bilsen Başaran:
"Hep boyle bırakşamı takıp peşıne gelırdın 1 Se-
mvenlennle ılkyaz muştulannla cemrelennle 1 Goğ-
sune bınken kasırgalanndan kaçarak 1 Gelırdın 1
M&natlannı korfezde yıkayan meltem gıbı 1 llrtır-
l&m Boyardım kabuğumu tennle"
Işte Çınar Çığ:
"Bu kentın akşamustlen attılâ ılnan'dırlbırazyağ-
mur bıraz yağmur bıraz sen 1 ıstasyon yolcu du-
raklan lıman 1 sadettın kaynak selahattın pınar'dır
1tezgâhtan eve dönen yuzun 1mahur nıhavent hüz-
zam 1 korfezde bır ınce zamandır"
Daha nıce şaır, nıce şıır, nıce aşk, nıce ozlem
1
Hangı bırını, hangı bınnı'? En lyısı doksanlık genç
mı genç şaır Nail V'nın, yanı Nail Çakırhan'ın se-
sıne ortak olmak
"Geçtı otuz yaşım 1 Ben 1 geçen 1 bu otuz ya-
şın başında 1 ne bu son, artık heyhaaat 1 kellemı
kaşıyorum 1 ne dun ıçın 1 hasret taşıyorum 1 Ya-
,Şiyorum 1 Bır gun ıçın Donemem donemem gen
lyaktım butun gemılenmı"
r.
Ceza Adaleti ve tnsan
\7™ ı r f n T A C / „ , ,T , ^ n oteye geçemez tlbette kı her suç ıçın
Veysel C L J L I A Ş hmır Karşnaka Hakımı k o y u l a n c e z a onermesının yaptınm gucu ol-
• - w - m er şeyin ölçüsü insandır' kuralından yola çıkarak toplumdakı değışımın malıdır Yanı > asa, yururlukte olduğu surece
İP 1 1 gerçeğım arkasına alma- vekulturelgelışımın ortaya koyduğu yem do- yasadır Ne varkıınsanlıkduşuncesıyerleşık
•i—^m yan yasa eskımeye mah- kuyu goz onune alıp, ceza adaletım dınamık kurallan aşar Buna ceza hukuku kuralları da
• • kûmdur Ohalde, "Suçhı- kılıp yabancılaşmasının onune geçmektır dahıldır Ceza hukuku kurallan da \ aşamın ıv-
~A_ - A . yukazıynıız,altmdanınsan Geçmışten bugune baktığımızda Atinalı mesmeuymakzorundadır Gende kalarak an-
çıkar" deyışını yasalara egemen kılmak ge- Beşyüzier Meclisı'mn olum cezasına çarptır- tıkalaşmamalıdır Antıka ıse muzelerde ser-
rekır dığı, savunma ve hukuk bılımı açısından one- gılenır
19 Ocak 1923 tanhınde Mustafa KemaJ mı kadar, bıreyolmanınsavaşımınıverenSok- Oysa hukuk her an ınsanlık ıdealını canlı
Atatürk, yaptığı bır konuşmasında, "Kanun- rat, hâlâ ıçımızde yaşamasına karşın, onu yar- tutmalıdır bunun ıçın de olabıldığınce ceza
lanmızıiııcelevelimvebunlanndavanaknok- gılayan v argıçların hıçbın bugun ıçınanılmı- adaleti, ınsamn ve toplumun ozgurluk aravı-
talannıonce ulkemızın koşullan\la.durum- yor "Savunmayı kaldınnız, arkasından engi- şının, çağdaş eğıtımle beslenmesımn, kendı-
lamla ve miDetimizin gerçek toplumsal ihti- zisyongefir''sözutanhtensılınmedıkçe ınsan- sını aşkınlaştırmasının. onurunun korunma-
ya^anvevkdanrviavefakat aynızamandailer- hğın uygarlık adına savaşımı devam edecek sının yamnda olmalıdır Bu değerlen savunan
leyen dünyav la uişkilerinden doğan sorumhı- gıbı ceza adaleti kendılığınden toplumdakı uzlaş-
luğu da dikkate alarak, ryileştırmek gerekü-" Aristo'nun deyımıyle "Yasaya dûnün de- manın, banşın, hoşgorunun yanında, emeğın
sözuyle de bu gerçeğe ışaret edıyordu ğü,bugünungivsisigi>dirilmeDdir.''Yaşamda yucelmesıne hızmet edecektır "Asıl Adakt"
Toplumlar gehştıkçe eskıyen yasalann ye- oyle değıl mı° "Bir ırmakta Ud kez yıkanıla- adlı şunnde Paul Eluard. ne guzel demış, "tn-
nne çağın ınsanına yakışan yenı yasalann yû- maz" gerçeğı kadar, değışım ve ınsanlaşma sanlarda tek guzel kanun: / Suyu ışık vapma-
rurluğe gırmesı gerekır "GözüBağfaAdalet", adına Mcvlana'nın "Hergünbiryerdengöç- lan, /düşıi gerçek vapmalan./duşmanı kar-
adalet dağıtamaz Dağıtılırsa toplumsal v ıc- mek ne i\x / Her gun bir vere konmak ne gü- deş vapmalandır. / / Hep var olan kanunlar-
dan bundan ıncınır. toplumda adalet dışı ara- zeL / Bulanmadan, donnıadan akmak ne hoş. dırbunlar,/bır çocukcağuın ta \ureğjnden baş-
yışlara ozlem artar ve gıderek kaba kuvvetın / Dünle beraber grtö, canlanm. / ne kadar soz lar, / yayıür. geruşler, uzar gider / ta akla ka-
hukuk anlayışı egemen olmaya başlar Neoto- varsadüoeaıt/Şuııdi)enışe>lerso}lemekla- dar."
nter ne de acız adalet Güçluye de guçsüze de zun" dıyen dızelen de bır o kadar gerçektır Toplumdan ve ınsandan v ana bır aravışın pe-
eşıt uzaklıkta yaklaşan, saygın adalet Ceza hukukunun temeh insandır Suçlu da şınde olan hukukçulann verdıklen savaşımı,
Insanlık yırmıbınncı yuzyılın ıçme gırmış- olsa, suçludakı ınsanı açığa çıkarmak gerekır tıpkı dkçağın mıtolojya dunyasında egemen-
ken hukuk kendıne ınsanı yuceltmeyı goz Guncellığını hıçbır zaman yıtırmeyecek, her ler tarafından cezalandınlıp, bır kavavı bır
onune almalıdır Hukuk kurumu da ınsanın top- zaman okunması gereken çağdaş edebıyatın dağın tepesıne çıkanp ote tarafa yuvarîama-
lumsal gelışımmdekı arayışlanna yanıt vere- başyapıtlanndan Isvıçrelı unlü yazar F. Dür- sı ıstendığınde, kayayı tam tepeye çıkardığm-
bılmelı, onun duşunsel gehşımını engelleyen renmatt'ın "Duruşma Gecesi'' adlı romanın- da bır fırtınanın çıkıp kayayı gensın gen yu-
dogmalara karşı beynını tutsak eden yasal en- dakı konu, ınsandakı vıcdam açığa çıkarmak, varladıktan sonra, aynı ışı bıkıp yorulmadan,
gellen kaldınnah, yaşamın akışına ayak uy- onu ışlemek uzenne kuruludur Yazara göre, kan ter ıçınde her gun tekrarlayan Sisypos'un
durmalı, çağdaş ınsam yaratabıhnelıdır Ada- suçlu da olsa ınsan safbır mermerdır Onu yon- sabn ıçınde yapmalıdırlar
let tannçalanmn gozlenndekı bağ çozülme- tarak kusursuz ınsanı açığa çıkarmak adale- "Karanhk Bir Dunyada Bihmin Mum 1^-
lıdır artık Bunun yontemı ıse "Adalet anla- tın vazgeçıhnez temelı ohnalıdır ğı"nın (Carl Sagan) ınsanlık âlemı\ le buluş-
yışının görecetiği (izafıüği) ve dmamik yasası" Insanı dışlayan yasa bır dızgeler toplamın- ması ancak bu sayede olanaklıdır
Kıımara dönüştürdüler...
c«j.»*n7CTrı r ıı v /\* Ama o Ecevıt bızı yamlttı MSP'ye kucak
Sernat KÜs 1 iLL, Emeklı Yazın Oğretmenı . , , , ,i . ,. D; , . .
* açıp ortak alarak ıktıdara geldı Bu ıktıdar
m -^T" umar, duşuncede ve duyguda ederken halkm ne denlı somurulduğu sezı- hevesı-acelesı bır kumardı Kaybeden Ece-
M^T yahıızbu-tekeylemındırenç- lememektedır tt
Fakir kaöğı" denılen zey- vıt, kazanan Erbakan oldu Çunku boyle-
m^L le egemen olduğu bır tut- tınm kılosunun 3-4 mılyona, bu- yumurta- ce, şımdı''rejimduşmanı''sayılanlaraldıyu-
1 ^ ^ k ku'dur' Kazanmak tutkusu. nın 60-80 bıne çıktığı gunumuzde bazı oğun- rudu, ışte o zaman onemlı yerlere geldıler
J ^ J İ ^ - Başlangıçta bunun bırazcık lenkahvaltıbıçımındegeçıştuTnekbıleola- yayılma ve ılerleme fırsatlannı kullandılar
tersı hesap edılse, kımse kumar oynamaz Ka- naksızlaşmıştu- Halk, bu- ağız tadı ıle kann Onlara bu fırsatı, ayaklanna halı doşercesı-
zanma hesaplan ıse çoğu kez boşa çıkar, doyurmaktan yoksun ıken 'gereğinin fazla- ne Ecevıt sağlamış oldu (1974) Nedense
ama yme de bu tutkuyla gozu donmuş kışı a' mılletvekıllennı, bakanlannı, başbakan bu tanhsel yanılgının sozu edılmıyor
1
Unu-
surdûrür kuman O kışuım tüm yaşantısı yardımcılannı ve bunlann rumunun 'konı- tuldu mu9
Evet Ecev ıt değışmedı, gunu-
kumann tekelmde, onun robotlaştıran yone- malan' vb bır suru kmıseleruıı beslemek- muzde bunun kamtlansurmekte Ecevıt ko-
tınundedır tedn-' Onlar ıse 'dokunulmazuk' zuiu ıçm- nusu bır olaydır
Bakılırsa bızde poötika bu- kumar duru- de halktan kopmuşluğun-sorumsuzluğun Zeytın. yumurta kadar onemlı bır de "eğj-
muna getaniştir. Başa geçme, koltuk kapma kazanımlan ıle gun geçırebılmektedırler' tim-öğretim" sorunlan var kı çoğu aıleler aç-
tutkusu ıle bu kez bır'kare-as'oluşmuştur Acaba bu yardımcılar bolluğu, ışlen kolay- hğı kabullenseler de çocuklannı sıradan
Her ne kadar bu- başbakan ıle uç yardımcı- laştınyor mu9
Hangı ışlen7
Yoksa zorlaştı- okullarda bıle okutamama guçluklen ıçın-
sım (resmen ohnayan Hûsamertin Özkan nyor mu
9
dedırler, 'kese'ler o kerte delınmıştır
1
Ey
daetkılıbu-yarduncı olarak) kare-as 'a ben- "Çokkonuşançokyanılır''dıyebırataso- sevgılı Atatürk' sen bır de 23 Nısan Ulu-
zetmekılkten uygun duşmüyorsa da, başba- zumuz vardır, bunun sayısız örneğını ust salBayramı'nıçocuklaraarmağanederekyu-
kandan daha az yetkı ıle davrandıklan ka- konumdakıpohtıkacılanmızvenyor Ome- celtıyorsun onlan Bak. bırçoklan dılencı,
msmda değılız Her grup, kendı varlığını ğın, Başbakan Ecevit'm KHK (kanun huk- tmercı, sokak çocuklan1
Hukumet onlan
her fırsatta bıraz daha genışletme amacıyla munde kararname) nedenıyle Cumhurbaş- doğru yola yonlendu^cek > erde yasak ıle ce-
meydanı boş bubnuşça oynamakta, kazan- kam'na "Rejim düşmanlannı (gericileri) zalandmyoromendıl vb satan boyacılık>a-
mauğrunaneguçlenvarsa ortaya koymak- vüreklendirdiniz" dıye so>ledığı sozler pançaresızlereacıyıpalışvenş>apanlan O
tadırlar' Acaba bu "yüreklendinne"nın tohumlanru çocuklann bazılan okul masrafını olsun çı-
Aılede kumar o aılenın geçurum ve mut- eken, ureten kım
9
karabılmek ıçın o gıbı ışlen yapıyorlar
1
luluğunu rukettığı gıbı, polıtıkada da bazı- Hasan Pulur bır yazısuıda (Mıllıyet, 25 Çare ne, amaç ne suç kımde. nerde9
Işte
lannın oynadığı kumar halkuı somurulme- Ağustos 2000) "Ecevit 4 aydır değjşti" dı- bırçokdurumlardaboylerastgelekararlaratı-
sı demek oluyor Işte ıç polıtıkamızda sen yor Ve 1970'lenn 'Karaoğlan'ını anunsa- hyorortaya HerhaldeTurkıye'debır "Çocuk
kazanacaksuı, ben kazanacağun dıye yanş tıyor gerçekten nasıl da umudumuzdu
1
Bakanbğı'' kurulması zamanıdır
IZMtR 7. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo 2000/629
Davacı Mustafa Paksoy taranndan davah Mehmet Salıh Elmaslan aleyhıne açılan araç mulkıyet tespıtı davasının yapılan açık yargılaması sırasında,
Davalı Mehmet Salıh Elmaslan ın Onur Mah Turkelı Sok. No 5/2 Balçova-lzmır adresınde yapılan zabıta araştırmasına rağmen adresı bulunama-
dığından dava dılekçesmın ılanen teblığıne karar venlnuş olup davalının duruşmanın bırakıldığı 23 10 2000 gunu saat 09 45 te duruşmada hazır bulun-
ması veya kendısını bıt vekıl manfetıyle temsıl ettınnesı, HUMK'nın 509 ve 510, maddelen gereğınce dunışmaya gelmedığı takdırde duruşmanın yok-
luğunda yurutuleceğı ve karar verüecegı, daveüye yenne geçmek üzere ılanen teblığ olunur 14 9 2000
Basın 52504
KALBtNİZ SİZİN ÎÇÎN
ÇALIŞIYOR,YASİZ?...
TURKKALPVAKFI
19 Mayıs Cd No 8 Şışlı/İSTANBUL
Tet (0 212) 212 07 07 (pbx) 10 Hat
Faks (0 212)212 68 35
PENCERE
Vampip Doymuyor...
Aydın Boysan'ın Akşam gazetesındekı koşe-
sınde petrol bunalımını ele alan yazısına attığı alen-
gırlı başlık hoşuma gıttı
"Kan Emen Somurgecılık "
Abartılı mı'?
Az bıle'
Pekı, somurgecılık 'Ikıncı Dunya Savaşı 'ndan bu
yana tarthe kanşmadı mı9
Tanhe kanşan "sıyasalsomurgecılıktır, yoksa eko-
nomıde somurgecılık ve emperyalızm suruyor, Ay-
dın Boysan da altını çızmış
"Petrol uretıcılerı dunyayı somuruyor Eskı yüz-
yıllann acımasız ve vıcdansız somurgecılığı bu bı-
çımde hortladı Kan dokmuyoıiar, ama, kan emı-
yoriar Cınayetın göruntusu değıştı mahıyetı de-
ğışmedı "
Suudı Arabıstan ya da Kuveyt gıbı ulkeler somur-
gecı sayılabılır mı?
Goruntuye aldanmayalım, ıkısı de ABD demek1
ikısı de "sıstem "ın turetımı Amenka olmasa, ne Su-
udı Arabıstan kalırdı, ne Kuveyt1
Ikısının de yerın-
de yeller eserdı "Tek pazar"a donuşen 'kuresel-
leşme'de petrol fıyatları 'senbesf pıyasa'damı sap-
tanıyor^
Yok canım
• •,
Petrol fıyatları yuzunden Turkıye'nın canına oku-
nuyor, ama, maşallahımız var1
Petrol konusunu
dogru durust ırdeleyıp gerçeklen ortaya çıkaran bır
ulusal ve bılımsel çaba yok1
Unıversıtelerımız ne
gune duruyorlar^ Medya fıstık gıbı çıplak man-
kenlerden başını alabılse, belkı bu ışe ılgı duyabı-
lır
"Stratejık ışbıritğı yaptığımız buyuk muttefıkı-
mız" ABD nın derdı gucu "Turkler Ermenılen na-
sıl kestı" dıye tanhı sorgulayıp 1915'tekı kıyımı bu-
gune getırerek bızden hesap sormak1
"Dostumuz Amenka " Kuzey Irak'ta bır Kurt dev-
letını tohumlamaya çalışırken iskenderun'a bağla-
nan petrol boru hartını da tıkamaktan gen kalıyor
mu
1
' 'Korfez Savaşı 'ndan bu yana yaklaşık 10 ytl
geçtı, Turkıye'nın zararı kaç mılyar dolar? Bızım
zararımızdan doğan kan kım cebıne atıyor?
1973'te patlayan ılk petrol knzınden once ham
petrolun vanlı 2 5 dolardı, bır kalemde 12 dolann
ustune fırladı, 1979'dakı ıkıncı bunalımda 20 do-
lan aşıverdı, bugunku aşamada 30 dolann ustune
tırmandı, 35'e dayandı
Neden
9
Dunya medyasında temel nedenı açıklayan dı-
şe dokunur bır yorum var mı
9
Gerçek neden Ay-
dın Boysan'ın yazısına attığı başlıktır
"Kan emen somurgecılık
1
"
Guneydoğu sınınmızın kuzeyındeçocuklarokul-
suz, guneyınde bebekler açlıktan oluyoriar, Yu-
murtalık petrol boru hattı kuflenıyor, Kuzey Irak'ta
Amenka Kurt devletını tohumluyor
Petrolun vanlı 35 dolar'
Vampır doymuyor
•
En zengın 400 Amenkalının servetı 1 2 tnlyon
dolan geçmış, bır yılda bu ortak servet yuzde 2Q
artış gostermış, dunyayı bunlar yonetıyoriar , ,,,,
lyı de nasıl ycjnetıyoriar?,,..,, ^
Insanlık hakça bır duzen mı yaşıyor'? Yoksa
ekonomık somurgecılık hızlanarak yeryuzundekı
adaletsızlığı mı korukluyor
9
Kureselleşme -namı dığer Yenı Dunya Duzenı-
eleştın masasına yatınlıp dıdık dıdık edılmelıdır;
egemen ıdeolojıye koriemesıne ıtaat, ortaçağ ka-
fasının uçuncu bınyıl eşığınde hortlamasından baş-
ka bır şey değıl
Kafayı 1915'e takıp Amenka'nın gozunde ak-
lanmaya uğraşacağımıza gunumuzun kan ıçenle-
nnı sorgulamaya yonelmelıyız kı nasıl bır dunyada
yaşadığımızı anlayabılelım, yoksa korler çarşısın-
da ayna satmaktan gayn bır ışe yaramayız
Harbiye Acık Hava Tiyatrosu
27 Eylül 2000 Çarsamba
saat: 20.00
Pi KONSER
BüMEMLEKETBİZİM
NAZIM BU MEMLEKETİN
EMIN IGJS
GRJP DOHÜSJM
MOĞOLUR
MJAMMER KETEHCO6LJ
Konsfı BİIMItri :v avintrtı bitgi icin Tel: O212 245 04 S l NAZIM KÜITÜREVİ
Insanı, ulkenı guzelı sevdığm ıçm, doğrudan,
halktan, haklıdan yana başkaldıran bır yûreğe
sahıp olduğun ıçın, kokuşmuş duzenı sarsacak
bır başkaldınmn. gençlık ıçınde fılızlenıp
orgutlenerek ulkeye vayılmasından
korktuklan ıçın
Sevgılı
TAYLAN ÖZGÜR
Bundan tam 31 yıl once ılk tetığı Beyazıt
Meydanf nda sana çektıler, sem sırtından
kurşunlddılar 31 vıl ıçınde aynı nedenle kaç
guzel, kaç > ığıt ınsan daha faılı meçhul va da
katılı bılınen cınayetlenn kurbanı oldu, tam
bılemıyoruz Ancak haklı ıle haksızın, dogru ıle
yanlışın savaşı hıç bıtmeyecek Haklılann
doğnıdan yana savaşan yığıtlenn olduruhnesı,
hakkı, doğruyu ortadan kaldırmavacak Bedelı
çok ağır da olsa sonunda hep hak ve doğru,
ınsanlık geçerlı olacak
Senı sevgı, ozlem ve onurla kucaklıvoruz
Kardeşim TAYLAN ÖZGÜR %e
\nnem NECLiV ÖZGLR,
Babam HASAIN TAHSİIS ÖZGÜR
anısma