Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24EYLÜL2000PAZAR
10 P A Z A R YAZELARI dishab@cumhuriyet.com.tr
Aman, ondan önce yetiş Bertan!!!Yabancılann bizi nasıl gördüğü konusunda bir
şeyler yazmak ya da okumak, sizi bilmem ama,
bana artık kabak tadı verdi. Oluşmasında
kuşkusuz bizim de bir hayli katkıda
bulunduğumuz imajınuzın olumsuz olduğunu
habire tekrarlayıp dunnanın kimseye bir
feydası yok ki. Şu Leeds'ü taraftarlan
öldûren katillerin duruşmasını getirin ' j
aklınıza, ne demek istediğimi anlarsınız.
Dolayısıyla, imajımızı değiştirmek için neler
yapmalıyız türünden düşüncelerden de -belki
doğru bir tavır değil ama- uzağım epey
zamandır. Batı'nın biraz da kendıni
beğenmişliğinden kaynaklanan başka uluslan
küçük görme tavnnı niye ciddiye alayım diye
düşündûğöm de olur sık sık. Osmanlı'nın en
kudretli olduğu zamanlarda Tûrkler hakkında
yaptıklan değerlendirmeleri hadi neyse de,
günümüzde bile bize bakışlan değişmemiş
bunlann. Jak Paria, Batı'daki Doğu mitini
anlattığı Efendilik, Şarkiyatçüık, Kölelik adlı
kitabında, Elizabeth dönemı lngüiz
tiyatrosundaki Türk ımajından da örnekler
verir. O dönemin oyunlannda "ana
çaüşma"nın, genellikle Hıristiyan-Türk
kavgasına dayandınldığını belirtir. (Yeri
gelmişken söyleyeyim, Iletişim'den çıkmış
güzel bir kitapür, okumanızı salık veririm.)
Kitaba göre Christopher Marfcifv'un Maltalı
Yahudi'sinde, John Mason'ın Tûrk'ünde,
LONDRA
MUSTAFA
ERDEMOL
GreviDe'in
Mustafa'sında,
CarleU'ın Büyük
Türk Osmond adlı
oyunlannda Türkler
hep şiddet yanlısı,
kıskanç, acımasız
gösterilinniş. Böyle
miydik değil miydik
ayn konu ama.. böyle görûlmüşüz işte.
Bunlar Elizabeth döneminın yargılandır ama,
günümüzde de farklı düşünülmüyor
hakkımızda. Buraya örneklerini sıralayarak
kimsenin canını sıkmak istemem. Çürîkü
çoğundan, Türkiye'de yaşadığınız için haberiniz
yok. öğrenmeyin daha iyi. Sadece bizim
basında yer aldığı için şu işkenceci polis
Hortum Sükyman'ı konu edinen tıyatro
oyununu anımsatayım size. Hortum Süleyman,
sadece işkence yaptığı kişilerce tanınır
olduğunu düşünüyorsa fena taalde yanılıyor,
çünkü konusu Türkiye'de geçen bu oyun
sayesinde ondan tngiliz tiyatroseverlerin
birçoğu haberdar.
Elizabeth dönemi geride kaldı ama,
görüyorsunuz ki her dönemin tiyatrosuna
uygun kötü adam karakteri yetiştirmede
üstümüze yok. Bir gün çahştığım gazetenin
yanındaki kahvede oturmuş, dergi okuyup keyif
yapmaktaydım. Yunus Gökçe ile kardeşi
Referandum kimlerin
umurunda göreceğiz!
- ^Referandum/Halk oylaması" günün
- fcirinde dünyanın "en demokratik
Tfytemi" haline gelir mi bilemeyiz?
" Ancak kısaca geçmişe, "tarihsel
" "Tecrabeye" bakılırsa, kalkınmış
toplumlann daha sıkça kullandığı bu
yöntem, böylesi toplum bireylerince
giderek daha az ciddiye alınîrken,
, jjtoriter niteliği ağır basan toplumlan,
» "sürülerince" kaz adımı yüriitmekte,
"kuvvetii adam" imajlı "başbuğ"lanna
jcoltuk değneği olma görevini halen
_,Jl>aşanyla sürdürüyor. Adına isteT millet,
. jister halk deyin (örnegin bilmem hangi
, kentin sakinleri) gereken koşullan
yerine getiren (sayı, yaş, aidiyet vb...),
büyük küçük herhangi bir topluluğun,
^•kendini ilgilendirdiği varsayılan, çeşitli
__, jnyasi, sosyal, hatta ekonomik soru ve/
(>cveya sorun karşısında "görüşünü"
anlatması, "tavnnT belirlemesi olduğu
söylenen bir "referandum" bugün
Fransa'da yaşanmakta.
. Aslrnda bugünlerde Avrupa'da birkaç
. benzeri "en demokratik eylem"
uygulaması daha "vuku buhnakta."
tsviçreliler "maneviyan bütün, kanı an"
bir milletvekilinın girişimıyle, .;
"tsviçre'ye kaç tane 'göçmenin'
girmesine izin vereBm"
sorusunu cevaplamaya
çahşırken, Kuzey'in
asillerinden Danimarkalılar
da perşembe günü "Euro/
„ Avro" sorununa kafa
yoracaklar. Avrupalı "ortak
çaö" fîkrinden ürken
VUring tonmlan, "dotar" ^ " " ~ " ~ ~
karşısmda zor durumda kalan Avrupa
Ortak Para Birimi "Avro"ya kahlıp
katılmamak konusunda görüşlerini
belirtmek üzere gelecek perşembe
sandık başrna davetliler.
Fransızlar ise son yıllarda pek
hoşlanmadıklan bu "sandık
riyarederine'' bir yenisini eklesinler mi
eklemesinler mi diye tereddüt içinde.
Cok ciddi (!) bir seçenekle yüz yüze
gelmiş bulunuyorlar. Cumhurbaşkanı 5
yıllığına mı seçilsin, yoksa 7 yıllığına
mı? Hayatın fotoroman stilinde reklam
kliplerine dönüştürüldüğü bir devirde,
E>evlet Başkanı (Türk basınmm en
sevgüi Fransızı, Jacques Chirac)
anayasal bir değişiklik için kendilerine -
hem de çoğul sol hükümetin desteğiyle-
Fransız halkına başvuruyor. Son 20
yılda biraz sıkça "köklû" değişimler
yaşayan "Jakobenler" diyan -"tkinci
CumhuriyetçT arkadaşlar alınmasın
ama- her anayasa reformunda sınıf atlar
gibi "Cumhuriyet" atlanmayacağına
karar veren Fransa, 1958'den beri 8 kez
"halk oylamasTna sahne olmuş.
O yıl yeni anayasayı, 1961 'de Cezayir'in
"kendi kadermi kendi tayin etae"
hakkını, bir yıl sonra da Cezayir'in
PARIS
"Bağımsızhğını" referandumla teslim
etmiş Fransızlar. 1962'de, 6 ay sonra
düzenlenen yeni bir halk oylamasıyla
Cumhurbaşkanını (De GauDe) doğrudan
seçmeye karar vermişler. Bunu 1969'da
yerel yönetımlerin ikndanna ilk adım
sayılan "BölgeseDeşme Referandıunu"
izlemiş. Bakın şu Jakobenlere, 1972'de
bu defa da, "Ortak Pazarn
la
genişlemeye karar vermişler. Pasifık
Okyanusu'nun pek de kayıp adalanndan
olmayan (krom yataklannda dünya
birincisiymiş) Yeni Kaledonya
Adası'nın Cezayir'e benzer bir
bağımsızlaşma yoluna gırebilmesi için
16 yıl aradan sonra bir referandum daha
yapılmış (1988). Son olarak da 1992'de
Fransızlar bu kez de "Avrupa Bu-HğTnın
kilitli kapısı "Maastricht
n
i açabilmek
için görüşlerini belirttiler.
Belirttiler, belirttiler ama pek de kitîesel
değil. Zira 1972'de başlayan "kayıtsızhk
sûred
w
(o tarihte oylamaya
katılmayanlann oranı yüzde 39.5)
1988'de zirveye nrmandı. Oyunu verme
lütfunda bulunan halk yüzde 36.9'da
kalınca paçalar tutuştu. Her ne kadar
Maastricht referandumunda katılım
yüzde 69. 7'ye de yükselmiş olsa, son
haftalarda yayımlanan
kamuoyu araştırmalan
bugün yapılacak oylamaya
en iyimser ihtimalle yüzde
55-60 arası bir katılım
bekliyor. Dünyaya
demokrasi dersleri veren
ülkelerin, başlarda Fransa
~"~~""~"~" olmak üzere kendi
kamuoyunu seferber edememesi tüm
ciddi kademeleri acı acı düşündürüyor.
Kaldı ki Yeni Kaledonya oylamasında,
muhalefette olan Chirac'uı kamuyu
"çekhnser" kalmaya çağırmasına,
şimdiki sosyalist Başbakan Uonel
Jospin'ın 1972'de "Avnıpa'nın
Genislemesi" referandumu öncesinde
seçmenlerini "sandıklara grtmeroeye"
çağırmış olması, bugünkü muhaliflerin
(hem geleneksel sol, hem geleneksel
sağa karşı olan uçlann argümanlannrn)
değerini arttınyor. 5. Cumhunyet
Anayasası'na çekımser kalan General
De Gaulle ve 1961 Cezayir
referandumuna dudak büken Pierre
Mendes- France'ın tavırlan bugün
"uygarhk" gereği sandık başında
beİdenen Fransız'ı ne kadar ikna etmeye
yetecek acaba? Göz ardı edihnemesi
gereken bir etken daha var. Meteoroloji
idaresine göre Paris bugün "pastmna
yaa" yaşıyor olacak. Chirac'ın veya
Jospin'in 2002'de 5 yühğına
Cumhurbaşkanı seçilmesi kimlerin
umurunda.. bu akşam göreceğiz. Yahu
şöyle baba "bir" adamlan bile yok,
çıksın da "Dûn dündûr, bogün
bugündür" diyebilsin.
UĞUR
HÜKÜM
TÜRKİYE İŞ BANKASI VE TÜRSAK VAKFI.
"3. ULUSLARAMSI SİNEMA-fÂRİH BULUŞMA
KAPSAMINDA ULUSAL YARIŞMALAR AÇIYOR
KISA FÎLM PROJE YARIŞMASI
(Üniversite ve yüksek okul öğrencilerine)
Tema
Seçici Kurul
Son Başvuru Tarihi
Ödfll
: Tarihten Gijf
: Zafer Algçşz, CaBa Atıriç. Atilla Dorsa>.
Hilmi Etıltan, Banş Pirhasan
: 02 Ekım 2000 Pazartesi
: Proje başına 2.000.000 000 -TL
(Amatör ve profesyonel tüm yaailara)
Tema : Tarihten Gûnürouze Göç
Seçici Kurul : Fende Çiçekoğlu, Totnris Gintîia
lilario Levi, Fehmi Yaşar
Son Başvuru Tarihi ^ 6 Ekim 2000 Pazartesi
Ödül :l.lik 1 500.000.000.- TL.
2.1ik 1.000.000.000.-TL.
ı 3.1ük 500.000.000.-TL.
G. Erol Dernek Sok.
Tel: (0212) 244 52 51-251
TÜRSAK Vakfi
Han No: 11/2 Beyoğlu -
- 251 67 70 Faks: (02lŞ) 292 03 37
ş
vüzferce gösterid DevietBaşkanıAlberto Fujimori karşıneylem
yapû. Düdükler çalan eykmcDer, bir muhalefet mflktveküine
FUjimori'>idesteldernesik^rüşvetverirken>'akalanan Uhısal
tstihbarat Orgütü Başkanı Vladimiro Montesinos'un da derhal
tutuklanmasıru istediler. Rüşvet skandahnuı ortaya çıkması
üzerine Fujimori, kendisinin aday oüna>acağı veni başkanhk
secimleri yapuacağmı açıklanuştL (REUTERS)*
Süleyman Gökçe yanı başıma çöktüler. Yıllar
önce Gümüşhane'nin Kelkit üçesinden
Londra'ya ışçi olarak çağnlmış, çok iyi insanlar
bunlar. Yunus gençliğinde futbol oynamış,
Süleyman ise edebıyat meraklısı, şiirsever bir
adam. tklsî de kelimenin tam anlamıyla
emekçiler. Tiyatroyla, sinemayla -herhalde çok
istemelerine karşın- içinde bulunduklan
koşullardan ötürü pek içlı dışlı değiller
yamlmıyorsam. Bana, tiyatroyla ugraşan bir
yeğenleri olduğunu söyleyip onunla ilgili bir
haber yapıp yapmayacağımı sordular. Niye
olmasın.. hele bir çocuğu görelim, elimden ne
gelirse yapanm dedim.
Bir gün buluştuk. Bertan Gökçe, oldukça
yakışıklı, efendiden bir genç. Daha
doğrusu çocuk. Burada iki kültür
arasmda kalıp da ne yapacaklanm
şaşuTnış onlarca genç insan varken,
ayaklan yere sağlam basan, bu
taraklarda bezi ohnayan ailesine
aldırmadan, amcalannm teşvikiyle
Londra gibi bir yerde tiyatroculuğa
soyunan böyle bir çocuğa rastlamak
şaşırtıcı oldu benim için. Cebinde de
Shakespeare tiyatrosunu anlatan
Ingılızce bir kıtap taşıyordu. Bu
ayaküstü bir konuşmaydı Bertan'la.
Cumhuriyet Dergi için uzunca bir yazı
hazrrlayıp tamtmayı düşündüm.
Kolejden sonra ciddi bir tiyatro eğitimi
akruş Bertan. Ingiliz hocalanmn
teşvikiyle bir süre sonra da çok önemli
roller üstlenmış. Uzakdoğu'dan
Avrupa'nın hemen her yerine
turnelerle geçen günlerinin arasına
Ingiliz televizyonlan için çekilen,
ama dünyanın belli başlı
televizyonlannda gösterilen dizi
filmler de sığdırmış. Tiyatro
oyunlannda Türkleri hangi hallerde
gösterdiklerini yazırun gınşinde
özetlediğim Ingiltere gibi bir yerde bu
çocuk tiyatro yapıyor düşünebiliyor
musunuz? öyküsünü uzun uzun
yazanm bir gün.
Geçen gün karşılaştığım amcalan,
Bertan Cin'e turneye gitti dediler.
Aman aman gitsin. Hortum
Süleyman'dan önce gitsin de nereye
giderse gitsin deyiverdim ben de.
Nasıl.. iyi demiş miyim?
îsyeç, Avrupa'da bir
Avrupa Birliği gûzelim eylüle,
Avusturya'ya karşı uygulanan
yaptınmlann kaldınlmasıyla girdi.
Baştan ölü doğan bebeğin ölü
olduğunu anlamak aylar sürmüştü.
Avrupa'nın pohpohlu liderleri (Bfaür,
Jospin, Schröder ve tayfası), bir
telefon ağı kurarak Avusturya'da,
halkın oyuyla iktidarda pay sahibi
olan aşrn sağcı bir partinin hükümete
katılmasını kınavarak AB tüzüğüne
aykın bir boykot karan almıştı. Bu
karan, hiçbir ilgili personeline ve
kurumuna danışmadan destekleyen
Isveç Başbakanı Göran Persson,
derhal ön plana çıkmış ve Avrupa
değerlerini tehdit eden yeni Nazizme,
yabancı düşmanlığına karşı beyanatlar
vermişti. Eh artık; Blair ve Jospin gibi
büyük ağabeyler başı çekince,
yaklaşık 9 milyon nüfuslu tsveç'in
tuttuğunu koparan (ve tarih boyunca
en az sevilen) başbakanı herhalde,
"Durun hele, bir bakanlanma,
parlamentoya danışayım,
n
dıyemezdi.
^Tamam,'' dedi, "ben de vanm."
Üç bilirkişiden oluşan heyet
Avusturya'da durumu inceledi. Ve
geçen hafta bir açıklama yaptı:
"Avusturya'da azmnk, mfiheci ve insan
haklan konusu, diğer AB ülkelerinde
otduğundan farkh değiL Yasama ve
hûkfimetin izkdiği standart aym.
Hatta bazı konularda Avusturya daha
üeri" diye Göran Persson derhal
beyanat verdi: "Yaponmlann
kaldınlması için paniğe gerek yok.
Yavaş yavaş aceJe edüebilinir." Güzel,
24 saat gecmeden, AB dönem başkanı
Fransa'nın bilirkişi raporuna
dayanarak Avusturya'ya karşı
uygulanmakta olan yaptınmlann
kaldınlmasma karar verdiğini
öğrenince, yanmayan
yanı kalmayan kazı fazla
çeviremediğinden,
"Canım, bu kararm 14
ülke tarafindan biriikte
ahnması da büyük
başan" dedi.
Politikacüann ağız
değiştirmesine alışkın
olan biriyim. Ama bu
kadanna...
Sonra ne oldu? Avusturya'da bir şey
değişti mi? "Yapönma" hedef
olmayan ülkelerde durum nasıldı?
Örneğin Danimarka'da Içişleri
Bakanı, "Buraya göç eden kişikr
Danimarkaca'vı anadil kabul etmekve
bizim örf ve adetkrimize uymak
zorunda" diyebıliyor muydu? tsveç'te
bir sendikacı, dazlaklar tarafindan
evinin merdrvenlerinde kurşunlanıp
STOCKHOLM
öldürülmüyor muydu? Yine aym
ülkede gazeteci ve çocuğu
otomobillerine konan bomba sonucu
ölümden kıl payı kurtulmuyor
muydu? Geçen yılbaşı gecesi
Stockhohn'de evine çocuk
arabasındaki yavrusuyla gitmekte
olan Türk aileye kasap bıçağıyla
saldıran dazlak ve yandaşlan, ailenin
yardırmna koşan akrabalan 19
yaşmdaki Türk gencini acımadan
öldürmüyor muydu? Ve
bu cinayette savcı "ffkçı
bir motivasyon"
buhnuyor muydu?
Aman aman. Bu ülkede
GURHAN JörgHaider gibi bir lider
UÇKAN yok; partiler hadlerini
biliyorlar. Aşın sağcüar,
^ ^ ^ _ ^ ^ bazı yerel belediyelere
^ ^ ^ " " ^ girebıldiler ama, henüz
göze batmıyorlar. Parlamentoda
temsil edümiyorlar. "Kırtsal Avrupa
değerierini" Isveç çok güzel koruyor.
Seneye üstelik AB'nin dönem
başkanlığını yapacak ilk altı ay.
Gazetelerde küçük bir haber çıktı:
tsveç, Schengen Antiaşması'nı
imzalayınca buraya gehnek için vize
almak zorunluluğunda olan 127
ülkeye, 27 ülke daha eklenecek ve
vize ahnması daha güçleşecek, diye.
Bizim vatandaşlanmız için değişen
bir şey yok; zaten vize alma ağızla kuş
tutma gibıydı, şımdi artık buna da
gerek yok. Yanıt nasılsa "Nix", yani
«Hayn-".
Avrupa'da ırkçılık, yabancı
düşmanlığı ve popülizm büyük bir
tehlike oluşturuyor. Avrupalı liderlerin
aralannda bir çeşit lobi oluşturması da
bu tehlikeye karşı mücadeleyi
güçleştiriyor. Avusturya boykotunun
yürümeyeceği belliydi. Bu iş böyle
yapılmazdı. Olanlar şimdi kimin işine
yaradı? Jörg Haider ve partisinin.
Persson ve onun fosilleşmiş dostlan,
istedıklen kadar "Amaç hedefîne
ulaşb" desin. Bir Isveç atasözüyle,
"İnsan önce kendi karnını (=pisüğini)
temizlemelidir"
Irkçılann her akşam kara tenli avma
çıktığı bu ülkede, evlerin
kundaklandığı, otobüs seferlerinin
azlığıyla ilgili okur mektubu yazarken
bile ad vermekten korkan insanlann
yaşadığı Isveç'te Göran Persson ve
tayfası, önce kendi pisliğini
temizlemelidir. Faşistler, yabancı
düşmanlan ve toplumun her
kademesindeki o iğrenç gizli ırkçılık
öylesine yaygın ki... Bunu görmek
için Avusturya'ya bakmaya gerek
yok!
BILGISAYAR OGRENMEK ŞART!...
AMA NASIL?..
1-2 parmakla ku lanacaksanız öğrenTiek gerekmez ki...
Bakar bakar yazarsınız !..
Onparmakla + Bakmadan kullanmayacaksanız hiç öğrenmeyin !..
Bılgısaya
r
ı eği'ımsız de kullanabihrsiniz
Zamanmızm ve gozlerınizın değeri ycksa. 5 dakikalık İŞi 25 dakıkada yaparsınız '..
BAKAR BAKAR YAZARSINIZ!..
O!EL D1KTI10 SüiflETEH VE BILCISAMR K'JRSLARI
• 14 Dünya Rekoru
IJll 28 Dünya
Şampiyonlugu
www.sampiyon-kurslari.com.tr
Beyazıt: 517 92 5? Bakırköy: 561 29 06 Şişli : 230 90 37 Kadıköy: 336 11 50
517 92 58 5713131 234 30 49 (0216/338 08 42
ONPARMAKLA
BiLGiSAYAR KULLANIMI
İŞLETMENLİK + MUHASEBE
DAKTİLO + YABANCI DiL
ADAPAZARI2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
Dosya No: 2000/297
Muhatap: Ugur Girti, Çark Cad. No: 71/D, Adapazan
Türk Ticaret Bankası AŞ VeL Av. Serhat Güler tarafindan 20.2.1999 vadeli
1.500.000.000.-TL alacak 1.100.000.000.-TL, 20.1.2000 tarihine kadar faiz,
3.379.950.-TL Protmas. 4.500.000.-TL komisyon ki ceman 2.607.879.950-TL'nin ic-
ra masraflan 20.1.2000 tarihinden itibaren % 70 faiz, masraf ve vekâlet ücretı ile ge-
rektiğinde BK 84. mad. uyannca yapılacak ödemelerin, öncelikle faiz ve masrafa tnah-
sup edileceğine dair yapılan ıcra takibinde:
Hakkınızda yapılan örnek 163 ödeme emri, yukandaki adresinize çıkanhnış ve bila
tebliğ gelmiş ve yapılan savcüık araştırmasında adresiniz meçhul kalmış bulunduğun-
dan, alacaklı vekili, teblıgatın ilanen tebliğinı talep etmiş ve bu yolda karar verilmiş bu-
lunduğundan: Yukanda yazıb borç ve masraflan işbu ödeme emrinin tebliği tarihinden
itibaren on gün içinde ödemeniz, takibin dayanağı senet kambıyo senedi niteliğini ha-
iz değilse 20 gün içinde mercie şikâyet etmeniz, takip dayanağı senet altındakı ımza si-
ze ait değilse yine bu 20 gün içinde aynca ve açıkça bır dilekçe ile tetkik mercüne bil-
dinneniz, aksi takdirde kambiyo senedindeki imzanın sizden sadır sayılacağı, imzanı-
zı haksız yere ınkâr edersenız takip konusu alacağın yüzde 10'u oranında para cezası-
na mahkûm edileceğınız, borçlu olmadığınız veya borcun itfa veya ımhal edildiği veya
alacağın zamanaşımına uğradığı veya yetki hakkında itirazınız varsa bunu sebepleriy-
le biriikte 20 gün içinde tetkik merciine bir dilekçe ile bildirerek merciden itirazın ka-
bulüne dair bir karar getinnediginiz takdirde cebn icraya devam olunacağı, itiraz edil-
mediği ve borç ödenmediği takdirde 30 gün içinde 74. maddeye göre mal beyanında
bulunmanız, bulunmazsanız hapısle tazyik olunacağınız, hiç mal beyanında bulunmaz
veya hakikate aykın beyanda bulunursanız aynca hapisle cezalandınlacağmız ihtar olu-
nur. 29.8.2000 Basın: 52357
KARIAL 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 2000/97
Davacı Cenker Çelebi tarafindan davalılar Erdal Gücün ve Gülsüm Gücün aleyhine
açılan iptal davasınm yapılan yargılaması sırasında verilen ara karan gereğince:
Davaiılar Erdal Gücün ile Gülsüm Gücün'ün bildirilen adreslerine yapılan tebligat-
lar bila tebliğ iade edilmiş olup, tüm aramalara rağmen adreslen meçhul kaldığından
adı geçenlere duruşma günü olan 26.9.2000 günü saat 10.30'da mahkeme salonunda
beyanlannın alınması için hazn- bulunmalan. gehnediklen veya gelip de beyanda bu-
lunmadıklan takdirde yokluklannda yargılama yapılarak hüküm verileceğı hususu
HUMK'nin213. ve377. mad. uyannca dava dilekçesı ve duruşma gün ve saatının teb-
liği yerine kaım olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 52173