15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
S/frFA CUMHURİYET 21 EYLÛL 2000 PERŞEMBE 14 KULTUR [email protected] Ankara Sanat Tiyatrosu yenı sezona hazırıanıyor SabahattinAUaynı sahnedeBAHAR TANRISEVER ANKARA - Ankara Sanat Tiyatro- su (AST). 2000-2001 tiyatro sezonun- dayine toplumsal olaylardan yola çı- karak sanat aracılığıyla izleyiciyı bı- linçlendırme işlevini sürdürmeye ha- zırlanıyor. AST bu yıl, "DenizDİyeBir Defikanh" ve "Behim Meskenim Dağ- fanhr" adlı oyunlarla DenizGezmiş ve Sabahattin Ali'nin yaşamöykülerini sahnesine taşıyacak. AST, 2000-2001 tiyatro sezonunu, Çöcuk ve Gençlik Tiyatrosu biriminin 23£ylül'de sergileyeceği "HogiveTo- gi adlı çocuk oyunu ile açacak. Ye- şim Dorman'a ait oyunu Metin Balay yönetiyor. Müziklenni Kemal Gü- nüç'ûn hazırladığı oyunun danslan da Gulünı Pekcan'a ait. Maurice Yendt'ın "Tiyatro Makine- st" adlı oyunu da 30 Eylül 'de sergilen- meye başlayacak. Olcay Poyraz'ın Türkçeye çevirdiğı oyunun yönetmen- liğini Metın Balay üstleniyor. Müzik ve danslarda yıne Kemal Gûnüç ve Gûlüm Pekcan var. AST'ın bu sezon dıkkat çeken oyun- lanndan biri "Deniz Diye Bir Detikan- h", Deniz Gezmiş'in yaşamını sah- neye taşıyacak olan oyunu Metin Ba- lay yönetecek. Aynca An BerktayMn Sabahattin Ali'nin metinlennden yo- la çıkarak yazdığı "Benim Meskenim Dağlardır" adlı yapıt sahnelenecek. Yönetmenliğini Rutkay Aziz'in üstle- neceği oyunun Istanbul Uluslararası Ti- yatro Festivalf ne yetıştırilmesı plan- lanıyor. Oyunda 2 gazeteci arkadaş, Sa- bakattin Ali'nin ölûmünün ardındaki sis perdesini araştınyor. 'Seyirri sıkmüsı yaşanıyor' AST, Befaiç Ak'ın kadın-erkek iliş- kileri temelinde toplumdaki yozlaş- mayı anlatan "Aynhk" adlı oyununu da sergileyecek. AST Genel Sanat Yönetmeni Yar- dımcısı Metin Balay, bu yıl oyun se- çiminde çocuk ve gençlik oyunlanna ağırfik verdiklerine dikkat çekiyor. nkara Sanat Tiyatrosu bu yıl, 'Deniz Diye Bir Delikanlı' ve 'Benim Meskenim Dağlardır' adlı oyunlarla Deniz Gezmiş ve Sabahattin Ali'nin yaşamöykülerini sahnesine taşıyacak. Aynca Behiç Ak'ın 'Aynlık' adlı oyununun yanı sıra çocuk oyunlan da sahnelenecek. Son yıllardaki yozlaşmanın tiyatro alanına da yansıdığını anlatan Balay, şöyle konuşuyor: "Tiyatro adma yapılan gösterfler se- yireiyi trolledi. TroL, teknelerie suyun dibinde sürüklenerek çekUen ağ de- mektir. Bu, yumurtalann öbnesineyol açar. Türkiye'de bir seyirci sıkmtKiya- şanıyor. Bunun sebebi debu. Küçük ço- cuklar tiyatro diye izledikleri olumsuz şeyleryûzünden tiyatro seyircisi olanu- yor." Balay, "Tiyatrocuyum" dediğınde kendisine "Hangi televizyon progra- mındaçıkıyorsunuz'' sorusunun yönel- tildiğini belirterek, tiyatro ile televiz- yonun birbirine kanştınldığını anlat- tı. Tiyatro izleyicisinin yok olmaya başladığı uyansında bulunan Balay, bu yetersizlikten yola çıkarak çocuk ve gençlik oyunlanna ağırlık verme- yi kararlaştırdıklannı söyledi. Sezon- da "güler vûztü" işler yapmayı dü- şündüklerinı belirten Balay. "Bu illa komedi ya da sululuk anlamına gefani- yor. Bireysel, toplumsal anlamda hepi- mizin ilgilendiği. sorunsallaşan du- rumlardan yola çıkarken bunlara kar- şı direnci yaratacak bir üslubu yaka- lamaya çahsıyoruz" dedı. Repertuvar tiyatrosu olmak için ça- ba harcadıklannı belirten Balay, ''Sa- bahattin An ile Deniz aynı sahnede» Bugüne kadar ıska geçüen bir konu- ya değinihnesini arzu ediyoruz; devlet eliyle işlenen cinayetler konusuna de- ğinnıek istiyoruz. Sabahattin Ali ve Deniz bunun 2 ûnlû örneği. Hâlâ bir sürü kayıp var. Bu kez doğrudan ken- di kayıplanmızdan söz edeceğiz" diye konuştu. "Deniz Diye Bir DenkanlT ve *Be- nim Meskenim Dağlardır" oyunlann- da hızlı sahne geçişlerine yer vere- ceklenni anlatan Balay, gençlere şu çagnda bulunuyor: "YıOannr gençüğe birey olmalan gerektiği vaz ediliyor. Birey nasıl olu- nur, göstermek istiyoruz. Buyurun ge- lin. Kanı deü olan bir genç insan; De- niz'in mücadeleciliğini gösteriyoruz. Şakalannı,zekâ doJu esprilerini, baba- sından nasıl azar tşhtiğini, arkadaşının mezan başında nasıl ağladığını. bir minngde nasıl bütün kitle> i avucu içi- neahp hedefeyürüttüğünü, ktsacası De- niz'i tûm yönkriyle gösteriyonız. De- niz Gezmiş, hayan hiçbir zaman teyet yaşamanuş. Olüme, kavgaya, aska ba- hklama girmiş bir insan." flı -) PaulCos'ın 'yalnızhk, yaşhhkve göniûmdeki umut üzerine bir film'dediği .'Masumiyet', ( Montreal . DünyaFilm •- Festivali'nde başödûlü Agnes Jaoul'un fihniyle paylaştı. Halk ödûlü de alan 'Masumiyet' eleştirmenler taranndan festivalinen radikal filmi olarak tanunlandı. aşamı nasılsatabiürsiniz? GÖNÜL DÖNMEZrCOLIN 'Bir Kadıııın Öyküsü,' 'Çiçeklerin Ada- mı,' 'YalnızKalpler; 'Vincent,' 'Kaktüs' gı- bi filmlerin duygulu yönetmeni Paul Gp'ın "Yalnızlık. yaşhlık ve göniûmdeki umut üzerine bir film" dediği 'Masumi- yet' (Innocence) geçen Montreal Dünya Film Festivali'nde baş ödül Grands Prix des Ameriques'i AgnesJaoıu'nin 'Başka- larinın Zevki' (Le Gout des Autres) fılmi ile paylastı. 'Masumiyet' fazla duygulu bulundu- ğutadan Cannes Film Festivali'nde yanş- maya alınmamıştı. Ama görenler festiva- lin en iyi fılmlerinden biri olduğunda bir- leştiler. Julia Blake ve Charles Tingwell gibi Avustralya'nın şimdilerde yetmişe merdiven dayamış iki yetenekli oyuncu- sunun yanm yüzyıla yakın bir süre son- ra yeniden alevlenen bir aşk öyküsûne heyecan dolu bir yorum getirdiği bH film Montreal'de baş ödülûn yanı sıra halk ödûlü de aldı ve eleştirmenler tarafından festivalın en radikal filmı olarak tanım- landı. Cinselliğı gençlikle özdeşleştıren toplumumuz ıçın gerçekten de radikaldı yaşını başını almış ikı ınsanm duygular dalgasına kendıni kaptınp çimenlerde yu- varlanması. Cox'ın üstün yeteneği ve de- neyimli oyuncuların inanılmaz perfor- mansı fılmi sıradan bir melodramdan uzak insancıl bir yapıta dönüştürmüştü. Dul mûzisyen rolûnde TıngvveD fılmin sonu- na doğru bir delikanlıdan farksızdı. Ya- şamı sıkıcı bir evh'liğe kilitlenmiş kadı- nın ise gönlünde yavaş yavaş bir çiçek bahçesi geliştiğini sanki duyuyor izleyi- ci. Hollywood fılmleri gibi mutlu sona va- ran bir formül fılmi yerine, sevginin ve zamanın anlamı ve zamanın sevgiden ne- ler çalabileceği ya da onu nasıl derinleş- tirebileceği üzerine gerçek ve düşündü- rücü bir yapıt 'Masumiyet'. 'tlk aşk gibi aşk yoktur' Montreal'de görüştüğumüz Paul Cox şöyle diyordu çağunız sinema ve sanatı üzerine: - İnsanlar arük birbirini dmlemiyor. Herkes gürültü yapmakla meşguL Yaşam çok değerli bir şey, ama bunu ancak üeri yaşlarda anlayabffiyoruz. Ne yapıyoruz? Nereye doğru gküyonız? İnsanlar bu so- rulan sormaya başladı arük mekanize ol- muş dijital dünyamızda. 'Masumiyet' gi- bi illmlerde bu sorulara cevap bulabili- >t)riar sanınm. İletişim kurabilmek, seve- bflmek. birfikte olabflmekiçin her türtü ola- nağa sahibiz bugün. Açar teiefonu, dün- vanın öbür ucundaki biriyle konuşabiür ya da e-mail gönderebilirsiniz. ama neden daha çok nefret daha çok kötülük var dünyamızda? Sanınm insanlar insanhğı ön plana alan ve kudav an birfilmdenduy- gulanıyorlar ve bu benim en büviik ödü- lüm. •• Bugün dürüst bir sinema yapmak çok zor, çünkü ortam çürük. 50 yaşıma gel- diğim gün arkadaşlarla oturup bir karar aldık: Yaşam kısa, hepimizin sonu ölüm, saçmalarla uğraşmamalıyız. Yaşam çok karmaşık, insan desen. o da öyle. Her za- man gerçekçi olmaya çalıştım, ama sine- ma arnk bir fabrikaya döndü. Kendini ifa- de özgürlüğü vermiyorlar insana. Ne za- man iki yaşlı kışi üzerine bir aşk öyküsü yapmak istiyorum deseniz, satmaz bu ko- nu diyorlar. Yasamı nasıl satabilirsiniz?.. - Her zaman kişivv inandun. Bazen film- lerinizi kimin için yapıyorsunuz gibi saç- ma bir soru soruyorİar. Cevabnn şu: Se- nin için, senin için vesenin için. ama topu- nuz içindeğfl.Herkesinbeğeneceği mal ser- gilemek Holh^ood'un düşüncesi - Birtakım önemlı noktalan elinde tu- tan aptallan geçtikten sonra bir sorun yok gerçekte. Sinemalaraulaşabildinizmi iz- leyici orada. îzleyiciye inanıyorum. -Dünyayahepimizmasumgenyoruz ve dûşünmeye başladığınuz zaman bu masu- mi>eti koruma>a çabşıjonız. ama kolay bir iş değil bu. FUmde iki yaşlı kişi ilk aşkla- nnı yeniden yaşama şansı ile karşı karşı- yalar. tlk aşk gibi bir aşk yoktur hiçbir za- man. tlk aşkın masumiyeti bir kez daha yaşanabüir mi? lştebunedenle'Masumi- yet' adını verdim fflmime. Geçen yıl Istanbul Uluslararası Film Festivali'ne 'Molokai' filmi ile katılan Paul Cox şimdilerde Nijinski üzerine bir film hazırlıyor. Anlaşma 134 gün sonra sağlandı MOMA'dald grev son bulduKüttûrServisi- New York'ta- ki Museum of Modern Art'ın (MOMA) 250 işçisinin 134 gün- dür sûren grevi sonuçlandı. Sa- atler süren bir toplantımn ar- dından iki tarafı da memnun eden sonuçlar alındı. MOMA, eski mekânını yeni- lemek ve daha geniş bir alana yaydmak için geçıci olarak Qu- eens'te Long Island'da daha kü- çük bir yere taşmdığı için pek çok çalışanı işsiz kalmış ve gre- ve başlamıştı. 28 Nisan'da başlayan grevde iki tarafin ilk kez yüz yüze gel- diği bu toplantı 15 ________ saat sürdü. Sonuç olarak, 650 milyon dolarlık bu yeni- leme ve genişle- me projesinin sü- receği beş yıl süre- since, çalışanlann maaşlannatoplam yûzde I8'likbirar- tış yapılacağı ve sendika üyesi ça- lışanlann yeni me- kâna geçer geç- mez görevlerine geri döneceği ke- sinleşti. Bu proje süresince, MO- MA'nın bazı çalı- şanlandaLongls- land'daki mekânda görevlerine devam edecek. Müze, ayrıca, L — - » . müzede çalışma- ya başlayacak her yeni işçinin de sendikaya üye olma zorun- luluğunu kabul etti. Sendika, mûze için çahşan 250 arşiv ele- manı, asistan küratör, kütüpha- ne görevlileri ve kitapçılan tem- sil ediyor. Müzede bir kitapçı dükkânı bulunan ve sendika üyesi olarak toplantıya katılan Michaei Cinquina bunun uzun zamandan beri beklediği bir şey oldugunubelirtiyor. "Böyfcceiş- siz geçjrdiğim her saati değer- lendireceğim ve döndûğûmde tşnnedaha umuHusardacağnn.'' Toplantı sırasında bazı çalı- şanlann yaptığı protesto yürü- J.fjfüzenin yenilenme ve genişleme projesinin süreceği beş yıl içersinde çalışanlara yüzde 18'likbir artış yapılacak ve çahşanlar yeni mekâna geçildiğinde görevlerini sürdürecekler. yüşü ile polis kordonunu aşma- sı, müzedeki gösteri ve konser- lerin iptaline neden oldu. Ama bu, toplantımn sonucunu etki- lemedı. Müze yetkilisi Robert Bat- terman, iki tarafın da yeterli öz- veride bulunduğunu ve bu sa- yede 'galibin bulunmadığı adil bir antiaşma'ya vanldığmı be- lırtti. Batterman, anlaşma ile müze yönetiminin sendika üye- leri ve çalışanlann sağlık iş- lemleri konusunda daha esnek davranabilme hakkını elde et- tiğini söyledi. Müze, bu anlaş- ma sonucunda, sendika öngördü- ğü değişiklikleri yapmazsa çalışan- lann sağlık sigor- tasına müdahale etmeye hak kaza- nacak. Sendika üyeleri ise sağlık sigorta- sı üzerine bir pa- zarlık yapılırken sendikanın hakla- rının göz önüne ahnması ve her- hangi bir değişik- likolacağı zaman karşıkkn görüşme- lerin yapılması hakkına sahip ola- cak. Sendika liderle- ri, greve başladık- m^,™«™«-™J lan günden beri. 150 ünlü sanatçı- nın ımzası ve şehrin önde ge- lenlerinden aldıklan desteğin 'pazarhk masası'nda çok işe yaradığını ve müze yetkilileri- nin, bu sayede daha esnek dav- randığım belirtiyor. Bu anlaşma ile, MOMA'da çalışacak eleman bulunmama- sı nedeniyle ertelenmesi düşü- nülen yeni sergi açılışlannın hızlanacağı ve bu ay sonuna ka- dar pek çok etkinliğin gerçek- leşeceği bildirildi. Süresi, beş yıl olarak düşünülen anlaşmanm, MOMA'mn yenilenme proje- sine bağlı olarak uzatılabilece- ği de ifade edildi. IŞELDAK VE YELPAZE ATİLLA BİRKİYE ÖzJemişim İstanbul'u Özlemişim, doğduğum kenti, İstanbul'u. özlemi- şim, büyüdüğüm kenti, "yine" İstanbul'u. Boğaz'ın hüzünlü mavisini; yalnızlığına sığınmış Kızkulesi'nin esaretini, ayın melankolisini özlemişim; yine İstanbul'u özlemişim. Eylül esintisini, sararan akasya yapraklannı da öz- lemişim; biliyorsun, önce akasya yapraklan saranr. Şiirlerini özlemişim, Istanbul'un. Hep yanımda ol- salar da, uzak kıyılarda, uzak dolunaylarda okunsa- larda, Istanbul şıirlenni özlemişim. Meğerse, birbaş- kaymış Istanbul'da, Istanbul şıirlenni okumak. Ne kadar da haklıymış Yahya Kemal. Hani bildik hikâye, hep anlatılan. Ustat en çok Ankara'nın "Is- tanbul'a dönüşünü" severmiş. Sana dün bir tepeden baktım aziz Istanbul! Görmedim, gezmediğim, sevmediğim hiçbiryer. ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul! Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer. Yahya Kemal'in İstanbul'u yok. Çocukluğumun, gençliğimin de İstanbul'u yok. Hatta on sene önce- sinin bile yok! Yine de güzel her yeni dönüş... Oysa geldiğim yer, "kendi cennetim". Yazınsal ya- ratıcılığımı besleyen körfezden dönüyorum. Here- dot'a özenerek söylersek, dünyanın en güzel ayın, dolunayın doğduğu, düştüğü, battığı körfezden, Sa- ros'tan dönüyorum. "Yine" de çok özlemişim Istanbul'u, hergeçen gün artan kaosuna, "kıyamet"& doğru yol alışına karşın. lşte, yine Istanbul'dayım. Masamı, kitaplanmı, anılarımı, belleğimden hiç si- linmeyen gülüşü özlemişim, Istanbul'un... Şiırlerınden söz ettik. Şairleri asla unutmayalım. Çok değil bu kez "az" geriye gidelim, Cemal Süre- ya'ya uzanalım: Eski bir Osmanlı paşası gibi Feodaliteyi süpüren bıyıklanyla Istanbul Istanbul uzakta Istanbul'a afeş etmeyiniz Yaşamını Istanbul'un orta yerinde talihsizce bıra- kan; kahkahasını bırakan, dostluğunu, denemelerini bırakan; yaşamın tuhaf, çirkin rastlantısı işte; bir yıl bitiminde, yeni bir yıla merhaba dıyecekken, üstelik Istanbul'un en eski sırtlanndan Pierre Loti'den di- yecekken şiirlerini de bırakan Onat Kutlar'a da uza- nalım: körler ülkesinin tam karşısında çünkü gören olmadı seni benden başka duran kent sevgilim nicedir suriann çevirdiği denize doğru kurdum barbar çadınnı bekliyorum Yolumuz, yazımız şiirlere uzanmışsa, hele de Istan- bul'sa solugumuz, insan kesınlikle aşktan da söz et- meli. Aşk sözcüğünü cümlenin ortasına düşürmemek olur mu, ey okur? Hep yazagelmişiz: İnsan bu kent'e âşık olur, insan bu kent'te âşık olur. Büyük aşklar, derinliğinde gizli- dir. Dijital bir dünyaya tanıklık etse de şehir, gecenin Eylül mavisi âşıklann buluşma yeridir. Yalnız geçilen sokaklannı, kalmamış çay bahçele- rini, uzun Kürekli Haliç sandallannı özlemişim. Oysa çok uzaklardan, çok yabancı ellerden değil, kendi cennetimden, Saros'tan gelişim... Nereye gidersem gideyim, nereye gidersen git, sa- nınm hiç tükenmeyecek sana olan aşkım. Akasya yapraklan sarardı; gerçı havalar hâlâ sıcak, yine de yeni başladı sonbahar. Bu yazıyı düşerken kâğıtlara, beni kendinetutkuy- la çeken bir lacivert var. Boğaz'ın sulannda, gökyü- zü de aynı renkte. Aynı hüzünlü şarkı. Deniz ile bir, gökyüzü. Ne güçmüş meğerse, sensiz, Istanbul'suz kalmak... Madonna'mn yeni albümü 'Music' piyasada • Kültür Servisi - Madonna'mn yenı albümü 'Music' Türkiye'de yurtdışıyla aynı anda piyasaya çıktı. Albüm Türkiye'de 'Balet Plak' tarafından dağıtılıyor. Şarkıcı yeni albümünde William Orbit, Mirvvais Ahmadzai ve Guy Sigsworth gibi ünlü prodüktörlerle çalıştı. Albümün yanı sıra' Music'uııkı versiyonunun da yer aldığı bir single CD de çıkacak. Royal Stıakespeare Company'de zenciaktör • LONDON (AFP) - tngiltere'ninenprestijli tiyatrolanndan bın olan 'Royal Shakespeare Company' tanhinde ilk kez Ingiliz papaz rolünde zencı bir aktöre yer veriyor. 24 yaşındaki zenci aktör David Uyevvolo '6. Henry' oyununun l., 2. ve 3. bölümlerinde oynayacak. Nijeryalı bir aileden gelen Uyevvolo tıyatroya geçen yıl katıldı, Oyuncu, kendisine tanman hakkın diğer aktörlere de verilmesi gerektiğim söylerken prodüksiyonu yönetecek olan Michaei Boyd. renk farklıhğmın oyunda önemlı olmadığını, David'in dehaya yakın bir yeteneği olduğunu belirtti. Oyun Shakespeare'in doğum yeri olan Stratford'da kasım ayında başlayacak. Nisan ayında ise Londra'ya gelecek. Zeugma Internette • GAZİANTEP (AA) - Belkıs Zeugma antik kenti, internet web sayfası aracılığı ile sanal ortamda dünyaya tamtılıyor. www.zeugma2000com. adresinden ulaşılan sayfada, Belkıs Zeugma antik kentinin yerleşim alanı, tarihi, stratejisi, eserlerin korunması, haber merkezi, arkeolojik haritası, Gaziantep Müzesi, proje grubu, bağlantılar, biblıografya, Kültür Bakanlığı, GAP Bölge Kalkınma Idaresi Başkanlığı ve projeye katkıda bulunan kuruluşlara ilişkin bilgi yer alıyor. Zeugma'daki çalışmalann, Packard Humanities Institute (PHI) tarafından finanse edildiği belirtilen sayfada, Zeugma 'Turkish Pompeı' olarak tamtılıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle