Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 EYLUL 2000 CUMA
14 KULTUR cumhuriyet.com.tr
Eski ileyeni karşı karşıya
'Karşüaşmalar' sergisiLondra UlusalGaleri'deyer alıyor
ESRA ALİÇAVUŞOĞLU
Londra Ulusal Galeri 2000 yılının
başında gerçekleştirdiği 'İsa'nın tm-
gekrf başlıklı sergi ile inienytun'a hız-
lı bir gıriş yapnuştı. Müzenin, haziran
ayında açılan yeni sergisi 'Encoun-
ters' (Karşılaşmalar) adını taşıyor. 'En-
counters' sergisi Ulusal Galeri'de bu-
gûne dek açılmış en büyük çağdaş sa-
nat sergisi olma özelliğini de taşıyor.
Ulusal Galeri yöneticileri sergi için
dünya çapından 24 ûnlü ismi bir ara-
ya getirdi. Serginin en önemli özelli-
ği, bu 24 sanatçının Ulusal Galeri ko-
leksiyonunda yer alan ünlü ustalann
yapıtlanndan birini seçerek oluştur-
duklan yeni çalışmalan izleyiciye sun-
ması. Sergi resim, heykel, fotoğraf,
enstalasyon ve vıdeo işlennı kapsı-
yor.
Sergiye katılan sanatçılardan bazı-
lan örneğın Kossoff ve Freud gibi sa-
natçılar seçtikleri yapıtlan bozmadan
yorumlama yoluna giderken Bourge-
ois, Clemente ve Kiefer'ın işlerinde
ise ustalann yapıtlannın sadece çağ-
daş düşünceye kaynaklık ettiğı gözlem-
leniyor. Londra Ulusal Galeri, akade-
mi geleneğinin yıkılmaya yûz tuttuğu
20. yüzyıldan bu yana çağdaş sanat-
çılann kendilerini geliştirmelerinde
önemli işlev yüklenmiş bir merkez.
20. yüzyılın başından ıtibaren her ne
kadar kendini geçmişin izinden kur-
tarmaya, kendi dilini oluşturmaya ça-
lışsa da modern sanatın sık sık gele-
neğin ağına takıldığı da bir gerçek.
Işte Ulusal Galeri'de açılan bu ser-
gi 21. yüzyılın başında çağdaş sanat-
çılann 'eskfye' 'bugûn' nasıl baktıkla-
nnı gösteren önemli bir sergi. 24 sa-
natçı Ulusal Galeri'nin koleksiyonun-
dan seçüği bir usta ve bir yapıt Ue hem
• Dünya çapında 24 ünlü ismi bir araya getiren serginin en önemli
özelliği, bu 24 sanatçının Ulusal Galeri koleksiyonunda yer alan
büyük ustalann yapıtlanndan birini seçerek oluşturduklan yeni
çalışmalan izleyiciye sunması.
geleneğe ve ustalara saygılanru hem
de değişimı gözler önûne seriyor.
Serginin en dikkat çeken işi Ame-
rikalı sanatçı Büi Viola'nın Hollanda-
lı sanatçı Bosch'un 'Christ Mocked
The Cnmuing Whh Thornsy'bir ya-
pıtından esınlenerek gerçekleştirdiği
'TheQuintetofthe Astonisbed' adlı vi-
deo enstalasyonu. Viola, Bosch'un di-
ni konulu bir resmini alarak tiyatro
sanatçılanyla birlikte bir video çalış-
ması gerçekleştırnuş. Bosch'un, döne-
min Hollanda kültûrûnûn birer örne-
ği olan fıgûrler Viola'nın videosuna
21. yüzyılın çağdaş, yaşayan kişileri
olarak yansunış.
Kitaj'ın, Van Gogh'un ünlü 'san-
dahyesine' oturtuğu bir milyarderi gös-
teren 'The Milbooare in V ıncent's Cha-
ir' adlı işi, ıronik bir bakışa sahip. Ki-
taj bir bakıma Van Gogh'un paha bı-
çilmez bu tablosunu purosunu tüttü-
ren bir miryarderle birlikte yorumla-
ması yapıt-sanat alıcısı ikilisıne de
güçlü bir eleştiri getiriyor kuşkusuz.
Sergıde aynca, bu yıl Ingiltere'de
sergılendığınde büyük ses getiren Da-
vid Hockneyın 12 portresi de yer ah-
yor. Ingres'ın, portrelerinden esinle-
nerek gerçekleştirdiği Ulusal Gale-
ri'deki üniformalı gözetmenlen konu
alan portreler. yine aynı müzede port-
relere kaynaklık eden gözetmenlerle
birlikte ılginç bir biçimde sergileniyor.
Yıllardır Ingiltere'de yaşayan Porte-
kizlı sanatçı Rego'nun ıse Hogart'tan
esınlenerek gerçekleştırdiği çalışma.
aıle ve sosyal ilışkilen konu alan ya-
pıtlarla tanıdığımız sanatçı için kuşku-
suz olağanüstü bir kaynak olmuş.
Hemen hemen her dönem sanatçı
adaylan müzelen neredeyse atölyele-
n gıbı benımsemiş ve burada ünlü sa-
natçılann ıkonlaşmış yapıtlannı kop-
yalamışlardı. Ulusal Galeri günümüz-
de de sanatçılar ıçın bir laboratuvar ol-
ma özellığmı koruyor. 'Encounters'
eski ve çağdaş ustalan bir anlamda
karşı karşıya getirerek aralanndaki
bağı ortaya koymayı amaçlıyor ve geç-
miş sanatın bugün de konuşulduğunu
gösteriyor.
Sergide Frank Auerbach, Bahfaus,
LouiseBourgeois, Anthony Caro, Pat-
rick Caulfield. Francesco Oemente,
Stephen Cox. lan Hamirton, Finlay,
Lucian Freud Richard Hamilton, Da-
vid Hockney, Hovrard Hodgkin. Jas-
per Johns. Ânsefan Kiefer. RB KHaj,
Leon Kossoff. Christopher Le Brun,
Gaes CMdenburg-Coosje van Bruggen,
Paula Rego. Antonie Tapies, Cy
Twombh, Euan Lgkm. Bill Viola ve
JeffVVaD'ın işleri sergileniyor.
66 yaşında yitirdiğimiz Ergun Köknar, sanatçı Sait Köknar'ın oğlu, Suna Pekuysal'ın eşiydi
Yaşaım dört diliııılik bir pasta gîbiydi. ••
TURHANGÜRKAN
Sanat dünyamızda "Anumzdan aynbnhr" ker-
vanma sonunda sevgili Ergun Köknar da katıldı.
Yıllann tiyatrocusu, sinemacısı ve gazetecisi bir
yılı aşkın süredir çektiğı akciğer kanserine yenik
düşerek 66 yaşında yaşama gözlerini yumdu. Şa-
irin dediği gibi
u
bir büyük boşhıkta bozukhı bü-
yü" sahne ve perdenin emektar oyuncusunu, ba-
sın dûnyasının bu renkli kişisini aramızdan çekip
alıverdi. Yine acı bir yitikle yüz yüze gelen sanat
dünyası Köknar'ın yasını tutuyor. Geride dinme-
yen alkışlar, övgüler, dostluklarla dopdolu tiyat-
ro anılan, sınema anılan, gazetecılık anılan, ağız
tadıyla sunduğu can boğazdan gelir yemek
anılan kaldı.
Sanatçı bir babanın, 1944'te 43 yaşında
ölen tiyatro, sınema sanatçısı Sait Kök-
nar'ın oğlu, çağdaşlan arasında bir doruk
oluşturan sevimli Suna Ftekuysal'ın eşı olan
Ergun Köknar'ın yaşamı dört dilimlik bir
pasta gibiydi. llk göz ağnsı tiyatro, sonra
sinema oyunculuğu, Babıâli dönemi, tele-
vizyon dizileriyle ekranlardan taşan lez-
zetli yemek programlan. Bu denli değişik,
aynksı uğraşı büyük bir sabır ve coşkuyla
başarmanın her zaman gururunu taşıdı.
Oyunculuğu dışında yönetmeıüik de yap-
tığı tiyatro uğraşına tutkuyla bağlıydı. Si-
nemaya da aynı aşkla sanlmış, aynı yolu iz-
lemişti. Ancak sanat yaşamının kısırlığı,
yetersizliği onu küstürüp bir ara Babıâli'ye
itmişti. Basın sektöründe de dûrüst bir sı-
nav vermişti. Çalışma yaşamında titiz, ça-
lışkan, ilkeli bir kışilığe sahıptı. Gazeteci-
lik yaptığı dönemde bir süre birlikte' çalış-
nk. Işine son derece bağlı, ödün vermez, hak
ve hukuka saygılı, otoriterbir yaradılıştay-
dı. Iri cüsseh yapısına karşuı son derece
yumuşak, sevecen, babacan ve arkadaş can-
îısıydı.
Aile yaşamında ise gelmiş geçmiş tüm sa-
natçılara örnek olacak bir yol ızlemişti.
Skandallar, aynhklar, hüzün ve acılarla do-
lu sanat dûnyasının belkı en sağlam, en
onurlu birlikteliklerinden birinin miman
ohnuştu. Evlilik kurumunda tam 36 yıllık
kusursuz bir maratonun koşucusuydu.
1964'te Istanbul Şehir Tiyatrosu'nda Ce-
vatFehmi Başkut'un Küçük Şehir oyunun-
da Suna PekuysaTla oynuyordu. tidsi de
aynı yaşta, 30'undaydılar. Ergun'un deli
dolu, Suna'nın yaramaz komik kız döne-
mi. Gözü onu büyüleyen Suna'dan başka-
sını görmüyordu. Dahaprovalaryapıhrken
"Kırk güne kalmaz bu kızı alacağun" de-
mişti. Oyun bıter bitmez de evlendiler. 36
yıl bir yastığa baş koydular. Sanat dünya-
smın güzelliklerle dolu en soluklu, imreni-
len evliüklerinden birini gerçekleştirdiler.
Bir bütünün iki yansı oldular.
Vücudunu saran kemik erimesi ve kireç-
lenme yüzünden büyük acılar çeken ve yıl-
larca sahneye iki büklüm çıkan Pekuysal,
onun için bir enerji deposu gibiydi. Bu dev
yapılı koca adamla, mınyon küçücük kadın
arasındaki sevgi hiç eksilmedi. Babasının
adını taşıyan tek çocuklan SaitAfi, bu say-
gın birlikteliği daha da pekiştirdi. Ergun
sanatçı bir babanın, Suna da sanatçı bir ai-
lenin çocuklanydı. Ancak oğullan onlann
yolundan aynlıp bir başka uğraşa, mimar-
hğayöneldi.
Ergun Köknar, 23 Mayıs 1934*te Istanbul'da
doğdu. Rabia ve Sait Köknar'ın oğluydu. Kasım-
paşa 10. tlkokulu, Galatasaray Lisesi, Istanbul
Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü'nde öğre-
nim gördü. Öğrenciyken fTÜ Tiyatrosu'nda ama-
tör olarak sahne yaşamına başladı. 1955'te Genç
Oyuncular'da Ayyar Hamza oyunuyla profesyo-
neloldu. 1%2'deOrabğlu Tiyatrosu'nda OüLaw-
rence'ın Lady Chatterley'ın Aşkı'nda oynadı. Ay-
nı yıl kuruculan arasında yer aldığı Arena Tiyat-
rosu'nda AsafÇiğütepe'nin Übü oyununda büyük
başan kazandı. Ardından Başkalannın Kellesi,
Aslan Asker Şvayk, Kayıp Mektup oyunlan gel-
di.
1963te Istanbul Şehir Tiyatrosuna geçti. Bu-
radakı kinıi oyunlan Dövme GüL C oriolanus. To-
puzJu. Çabdaki Çatlak, Yalancı. Bir Kavuk De\-
rildi Köksal oyunculuğu dışında yönetmenlik de
yaptı. 1966'da Romeo-Juliet oyununu sahneye
koyduğunda Suna Pekuysal'a da rol \ermek iste-
di. Oysa eşı trajedilenn çok uzağında bir güldü-
rü sanatçısıydı. Ama sonunda dedığını yaptı. Pe-
kuysal da koca zoruyla o rolü oynadı ve başardı
Bir ara Suna Pekuysal'la Üsküdar Oyuncuları ad-
lı bir tiyatro denemesıne gırdiler. ama bu heves
bir yıl sürebıldi.
Ergun Köknar, Yeşimçam'a da yıllannı vermiş
KULTUI • SANAT (02121 2*3 89 78 3 HAT
©•© © e * •
N
jale
yılmabaşar
ISTANBUL ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ
14 EYLÜL . 7 EKİM 2000
Sergi Salonu ziyaret saatleri:
Pazar ve Pazartesi hariç her gün saat
10:00 - 18:00
AKM Sanat Galerisi Tel: (0212) 251 56 00
AYGAZ
bir karakter oyuncusuydu. Sinemaya Nejat Say-
dam" a asistanlık yaparak başladı. Bu yönetmenin
bırçok fîlminde aynca Orhan Aksoy,Osman F. Se-
den, Metin Erksan, Erdoğan Tokatü, Tunç Başa-
ran, Aram Gülyüz gibi yönetmenlerin yapıtlann-
da oynadı. 1965 te YumazAtadenizinKahreden
Kurşun, Kan Gövdeji Görürdü gibi filmlerde Yıl-
maz Güney'le birlikte rol aldı. Kimı fılmlerinde
de Suna Pekuysal 'la birlikte kamera karşı'sına geç-
tı.
Kan koca birlikte oynadıklan filmler: 1966:
Çalıkuşu. AkşamGüneşL 1968: tncih'Çavuş, Ka-
dın Değil Başbelası. 1970: Kezban Roma'da, Kü-
çük HanınıınŞoförü. 1973 KektğlanveCanKız,
San Öküz Parası. Öbür fılmleri 1965: Bit-
meyen Kavga, 1966 Gariban, Eşrefpaşan,
1967 Karnn Beni Aldaûrsa. Tapılacak Ka-
dın. Sözde Kızlar, Kızıl Tehlike, 1968. An-
jeok ve Deli İbrahim. 1969. Sen Bir MeJek-
sin. 1970 Kezban Pariste, Bülbül Yuvası,
Anm Bataın Peteğün, 1971 AşkHikâyea,
ŞahinlerDiyan,AşkUğruna. 1972: Merha-
ba Tatüm. 1986: Küskünüm. Aşkın Kanu-
nu Yoktur, Aile Namusu, Eşek Oğlum ve
Ben. 1987: Bütün Kuşlar Vefasız. Damga.
lngılizce. Fransızca bılen Köknar 1973 'te
Hürriyet gazetesı magazın servısi yöneti-
cıliği yaptı. Günaydm. Yeni Günaydm ga-
zetelenmn televızyon bölümlerinde çalış-
tı, son dönemde Bızım Gazete'nuı sanat
editörlüğünü yürüttü, Dünya gazetesinde
görev yaptı. Birçok telvizyon dizisinde oy-
nadı
O O
r
o/o o •
ISTANBUL DEFTERDARUĞI
GAYRIMENKUL SATıŞ ÎLANı
1- Sauş yapılacak gaynmenkul. Istanbul
ılı, Bahçeüevler ılçesı. Yenıbosna Mah .
Sok , No . kat adresındedır 2- Gaynmen-
kul B Evler 2 Tapu Sıcıl Müdürlüfunde, 4
pafta, ada. \ 290 parselde ) 969 metrekare
yuzolçumlu 8'40 hısselı arsa olarak kayıth-
dır 3- Satışa çıkanlan gaynmenkule
40 000 000 000 TL rayıç deger bıçılmışnr
4- Arttırmaya ıştırak edeceklerden gayri-
menkulun değennın yuzde 7 5'ı nıspetinde
temınat ahnması gerekmektedır Temınat
olarak banka temınat mektubu, Hazıne tah-
vıl ve bonolan kabul edJecektır 5- Gayn-
menkulun bınncı arttınnası 03 10 2000 ta-
nhınde saat 11 OO'de açık artünna suretı ıle
Bahçelıe\ler Malmudurlüğu Satış Komıs-
yonuBaşkanlığı'ndayapılacaktır 6-llgıle-
nenler gaynmenku] ıle ıîgıh saüş şarmame-
sını Istanbul Defterdarlığı Yenıbosna Vergi
Daıresı Müdurlüğü'nden alabıleceklerdir
7- Gaynmenkul temınatı satış saatı olan
11 OO'den 1 saat evvel, saat 10.00'a kadar
Bahçelıevler Malmudurlüğü'ne yatınlacak.
karşılığında ahnacak emanet makbuzunu
aynı saate kadar Malmudurlüğu Satış Ko-
mısyonu Başkanlıgı'na ıbraz edeceklerdır
Gaynmenkul malın satışında venlen bedel
gaynmenkule bıçılen rayıç değenn yuzde
75'ını bulmadıgı veya arttınlan bedel amme
alacağına ruçham olan alacaklann tutann-
dan fazlaya çıkmadığı \e yapılmış veya ya-
pılacak masraflan karşılamadığı takdırde
en çok arttıranın taahhudu bakı kalmak şar-
tı ıle arttınmın 7 gün daha uzatılarak 7 gün
sonra aynı mahalde 10 10 2000 gun ve sa-
atte (11 OOMekrar
2 arttırana Lhale edılecektır
Aııcak ıhale bedehnın ruçhanlı alacakla
birlikte masraflan da aşması gerekmekte-
dır. Aksı takdirde satış yapılmayacaktır
Yukarıda yazılı olan hususlann dışında
başkaca malumat ısteyen 5770004074 sıcıl
numara
1
;! ıle tahsıl daıresıne müracaat ede-
bıhr Basın 50447
YAZIODASI
SEIİMİLERİ
Kitabı Kim Okuyop?
Yayınevleri hanl hanl kitap yayımlıyor. En babayı
ğidi iki bin adet basılan kitaplar.
Bu rakamdan yola çıkarak, kimsenin kitap okuma
dığını da söylemek mümkün. Çok sayıda kitap ya-
yımlanıyor, kimse kitap okumuyor.
Krtaba bu saygısızlık usul usul saltanat kurdu.
1930-60 arası, hatta 196O'lı yıllarda, günlük basn.
kitaba ve edebiyata iyi kötü yer vermiş, sütun açmış-
tır. O kadar ki, haftalık dergiler, günlük basının des-
tekleyışiyle, handiyse birer edebiyat dergisi kimliğin-
dedir.
1930'lann dergilerini, başta Yedıgün olmak üzere,
gözden geçirin: Aktüalitenin yanı sıra, edebiyat de-
ğeri taşıyan hikâyelere, tefrika edilen degeıiı roman-
lara, has edebiyat adamlanyla röportajlara rastlaya-
caksınız. Edebiyat, aktüalitenin elementlerı arasında-
dır henüz.
Türk basınının 'tefrika roman' geleneği, Türk ede-
iyatına kimbilir ne çok okur kazandırmıştır. Kendi se-
rüvenimden örnek verebılirim: Yetişme çağımday-
ken, 'büyûklerin' okuduğu romanlarla ılk kez gaze-
telerin tefrika roman sütunlannda karşılaşmış, he-
men ardından bir roman tıryakisı olup çıkmıştım.
Gazeteler tefrika romandan birer ikişer vazgeçtı-
ler. Kerime Nadir, Romancının Dünyası adlı anı kı-
tabında, vazgeçişi yaslı bir anlatımla dile getirir.
'Yeni' gazete okurunun tefrika romanı moda dışı
saydıgı düşünülmüş, çizgi romanlar, ilk iotoroman lar
tefrika romanın yerini almıştı. Böylece 'görsellik' öne
çıkryordu.
Ama genç okur, kitap okumanın ilk ögretmeni tef-
rika romandan habersiz kalacaktı artık... Gazeteler-
de kitaba, edebiyata aynlan yer gıderek daralacak-
tı.
Işin aslı aranırsa, Türkiye'de, edebryat dışı kitaplar
da fazla ilgi devşırmiyor. Güncel bir olayı, sıyasal re-
zaleti, benzeri bir konuyu irdeiemek ereğindekı kitap-
lar bir iki ay satıyor belki ama, sonra her bıri sırra ka
dem basryor.
TRT tek kanalken, romanlardan, öykülerden yola
çıkılarak gerçekleştirilmış yabancı ve yerii dizilerle, iz-
teyicisini okuma sanatına birölçüde çekebilmişti. Dı-
zitere esin kaynağı olmuş romanlann satışında o za-
manlar önemli bir artış söz konusuydu. Sonra bu da
sona erdi.
Hep dinliyoruz: 'Bilgisayar çağı'nda yaşadığımız,
yazılı kültürün ekranlı küttür karşısında yenik düştü-
ğü söyleniyor.
Ne var ki, bilgisayara yüklenecek bilgilenn nereler-
den nasıl devşınleceğı galıba kimseyı ılgılendırmemek-
te.
Neredeyse 'yaz/'yı aradan çekin diyoruz.
Yazı aradan çekilirken, ışin tuhafı, sözcüklerini de
-öç alırcasına- çekıp götürüyor. Okumayı yazmayı terk
ettiğimiz gibi, yakın gelecekte konuşmayı da terk
edeceğiz belki. Konuşan Türkıye filan derken derin
bir susku.
Şiir kitaplan, hikâye kitaplan, romanlar, bambaşka
alanlann kitaplan, bütün kitaplar! Hayatımın tek mut-
luluğu onlar oldu. Mutluluğumu başkalarıyla her za-
man paylaşmak istedim. O yüzden kitap konusu be-
nim için en duyartı konu.
Nüfusu yetmiş milyona varan bir ülkede, kitaplar,
bin, hatta beş yüz adet basılıyorsa, üzülmemek elde
değikJir. Bana sorarsanız, 'fcrfapsızM'^orunu.enftas-
yon sorunundan önemsiz sayıldığı sürece, ilenye gu-
venle bakılamaz.
Kitapsızlık sorununa birilerinin bilinçli yol aldınşıy-
la gelinmiş olamaz mı?
Birilen, kitap okumamızı ıstemıyor.
Yaklaşan ürkünç suskuyu Behçet Necatigil şiıre
dökmüş:
"Yok coğrafyalarda bu Bağdat I Bin geceden bir
kent I Bunca acıyı nereye sakladılar I Anlatmaz, çe-
kerier kendilerini I Dalgın susahar."
Takvimde lz Bırakan:
"Geçip gideri<en hatıramızdan eylül...' Refik Dur-
baş, Hatıram Olsun, Adam Yayınlan, 2000.
Sümer Gürefden giderayak
B Kühür Servisi - Uzun yıllar Izmır'de, yurtdışında
ve özellikle Pakistan'da 'kent ve baruıma kültürü'
üzenne araşnrmalar yapan Mımar Sinan Üniversitesi
Öğretim üyesi Prof. Dr. Sümer Gürel, emeklı olması
nedeniyle 'Giderayak Söyleşıler" adını verdıği 'Veda
Konuşmalan' dizısının sonuncusunu bugün yapıyor
Mımar Sinan Üniversitesi Oditoryumunda saat
16.00'da başlayacak konuşması için 'Akademık
yaşamımın bu son gününü dostlanma veda
seslenişiyle noktalamak isriyorum.' diyen
gazetemizın konuk yazarlanndan mimar Sümer
Gürel, Türkıye'deki insana ve çevreye saygısız
kentleşmenın, aynı zamanda 'sevgısiz' bir toplum
yarattığını da savunuyor.
K U L T U R ÇlZtK
K Â M l L M A S A R A C 1