27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA »'"1 CUMHURİYET 1EYLÜL2000CUMA O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr B izim renkli basının kö- şe yazarlanna bir hal oldu: Hepsi anayasa hukuku ve sıyaset bili- mi uzmanı kesıldiler. Cumhurbaşkanı'nın KHK'len ımzalayıp ımzalamama yet- kisi hakkında ahkâm kesip duruyor- lar. BaşLangıçtabırtereddüt dönemi ge- çirdiler; ımza sorununu bır "haber" düzeyınde ve çok yüzeysel olarak yan- sıtan laflar gevelediler. Ama bır süre sonra birdenbıre aşka gelip Curahur- başkanı'na, (bir bayağılık ve saygı- sızlık ömeğı sayılacak biçımde, kom- şu bakkaldan söz eder gibi "Ahmet Bey" diyerek) akıl öğretmeye, öğüt vermeye (nasıhat etmeye) kalkıştılar. Ahmet Bey, hukukçuluğu bır yana bı- rakıp KHK'yi imzalamalıymış. Ken- disini hâlâ Anayasa Mahkemesi Baş- kanı sanmaktan lcurtarmalıymış. He- le hele, kendısıni Anayasa Mahkeme- si yerine koymaktan ıse mutlaka ka- çınmalıymış; KHK'de anayasaya ay- kınlık varsa, bunu, o ış içın kurulmuş Anayasa Mahkemesi çözermiş. Hu- kukçular arasında bile "son derecetar- Çumhurbaşkanı ve KHK bşmah otanbir konOda" tercih yapma- malı ımış. Bunlan okudukça, her gün yüzbin- lerce okuyucuya seslenen, bazıları gerçekten iyi yetişmiş, yetenekli kişi- ler olan bu köşe yazarlan takımının na- sıl olup da bu derece temelsız, daya- naksız ve bilisizce (cahilce) ahkâm kesebıldıklenne şaşırmamak elde de- gıl- Bu konuyla ilgili olarak bazı önem- li noktalara değinmek ıstiyorum: Im- zalama zorunluluğu olduğunu ileri sü- ren bu takım, acaba, Sayın Cumhur- başkanı'nın, özellikle ikinci geri gön- derme yazısında yer alan gerekçele- rini, ciddiyetle okumuşlar mıdır? Oku- muşlarsa, özüne "nüfuzeönek" (ya da anlamak) ıçın gereklı zıhinsel çabayı harcamışlar mıdır? Içlerinde bazılan- nm gerçekten yüksek olan "kaütea" düşünülürse, bunlann dahi "imzabuna- ya mecburdur" kervanına katıldığına Prof. Dr. Aydın AYBAY bakılmc^ "herhaktedfldttfficeokuma- (talar ya da gerekli çabayı harcamadı- lar" demek gerekiyor. Bir başka ola- sılık da (ki bu bence yabana atılır ola- sılık değil), bir taraflardan esen ve bo- yalı basın patronlannın kulağına ga- ip"ten birakım fisıltılar getıren rüz- gârlar esti, onlar da bu fisıltılan "kö- şecOderine" yansıtıp gerekli buyruğu verdiler. Köşeciler de bu buyruk üze- rine gecikmeden kaleme sanldılar: "Cumhurbaşkanı'nın bu konudaki tutumu yanhştnr!" Dogru olan tutum ise "imzalayıp Anayasa Mahkeme- si'ne gttmek"tir dediler. Bu takıma önce şunu anlatmak ge- rek: Ahkâm kesmeye kalkışırken ha- reket noktası olarak seçtıkleri "buko- nunun hukukçular arasında bfle son derecetaroşmalı bir konu" olduğu yo- lundaki saptamalan (tespitleri) yanİış- tır. Bu konuda seçkin ve cıddi hukuk- çular arasında (hukuksal yönden) bir tartışma yokrur ve okunaz. Prof. A. CflcüAzrakın Cumhuriyet'te çıkan ya- zısını okuyan ya da NTV Televizyo- nu'ndakı söyleşisini izleyen herkes Cumhurbaşkanı 'nın KHK'ler ile ilgi- li imza yetki ve görevi hakkında ye- terli açıklıkta bilgı sahibi olmuşlar- dır. Sayın Azrak'ın bu konuya ilişkin açıklamalan tam anlamıyla "müs- İĞTüı (susturucu) ve bunlan okuyun- ca ortada yine de "son derece tarüş- mata bir konu" olduğunu söylemek için gülünç olmayı göze almak gere- kir. Doğal olarak her konuda olabile- ceğı gibi, bu konuda da birtakım ki- şiler, kendilerine paye çıkarmak için "fantastik" bazı tezler "yumurtiaya- caklar"dır Bunlann cıddıyetten uzak şeyler olduğu (hele ileri sürenlerin kırnliklen büınirse) kendiliğinden ve kolayca anlaşılabilir. Bunun ardından, Cumhurbaşka- nı'nın böyle tartışmalı bir konuda "kendfcini anayasa yargısı yerine koy- dnğu" ıddiası gelmektedir. Bu iddianın mantığını anlamak da bence olanaksızdır. Aynı mantıkla, ör- neğin, TBMM Anayasa Komisyo- nu'nun da "kendisini Anayasa Mab- kemesi yerine koyduğu" kolayca söy- lenebilir. Çünkü bu komisyonda hü- kümetçe kanunlaşmak üzere TBMM'ye sunulmuş yasa tasanlan, esas itibanyla anayasaya uygunluk açısından incelenir. Kaldı ki iddianın doğru yanıtı şudur: Cumhurbaşkanı göreve başlarken ıçtığı antta (AY m. 103) "anayasaya, hukukun üstünlüğü- ne bağh kalacağına" söz vermektedır. Bunun ardından cumhurbaşkanının görev ve yetkılerinı düzenleyen hüküm- lerde de (AY. m. 104), başkanın "ana- yasanm uygulanmasmı gözeteceğj" be- lirtilır. Aynı zamanda yürütmenin de başı olan (AY. m. 101) cumhurbaşka- nının, "anayasaya bağh kabnasf ya da "anayasanın uygulanmasmı gözetme- si" demek, oturup ne olup bittiğini dı- şardan bır kışı gibi izlemek değıl, ana- • Arkası 19. Sayfada Yeni Genel Müdürlük kompleksimizin inşaatında emeği geçen herkese teşekkür ederiz TÜRKİYE St BANKASI PENCERE Saaaatdm!.. Medyada Cumhuriyet'e karşı geniş cepheli bir saldın seferberiiği sürüyor. Bu savaşı Yunus Na- di'den başlatıp Berin Nadi'ye taşıyan, llhan Sel- çuk'u da işin içıne katan gazeteler eksik değil. Bir Islamcı gazetedeki başlık: "Cumhuriyet bitti" Dost bıldiğımiz büyük bir medya grubunun kü- çük gazetesi başlık atıyor "Cumhuriyet el değiştirdi" Sakjın öylesine kapsamlı ki insan ister istemez düşünüyor: Neden?.. • Nedeni beilt: Cumhuriyet, çalışanlann gazetesidir. Cumhuriyet'in adını Atatürk koydu; bu gazete- vii Yunus Nadi kurdu, Nadir Nadi kurumlaştırdı. Na- dir Nadi'den sonra yönetımı ele alanlar gazeteyi ba- tınnca, çalışanlar elbirliğiyle kurtardılar. Cumhuri- yet aile şirketi olmaktan çıkıp bir vakfa dönüştü- rüldü; ailenin bireyleri bu konuda özven gösterdi- ler. 1) Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu 12 kişiden oluşuyor. Başkan Berin Nadi. 11 kişilik vakıf yöne- tim kurulunda sekizi emekçi: Cüneyt Arcayürek, Aydın Aybay, Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Önder Çefik, Alev Coşkun, Atilla Coşkun, llhan Selçuk. 2) Vakıf Cumhuriyet'in değişmez sahibidir; ga- zeteyi yayınlama yetkisini bir kira sözleşmesiyle çalışanlann kurduğu ve sahibi olduğu Yenı Gün Haber Ajansı AŞ'ye vermiştir; daha başka deyişle çift dikiş atılmıştır. 3) Gazetenin çalışanlan 1990'lann çok güç ko- şullannda Cumhuriyet bayragını yükselttiler, ama, bu süre içinde Türkiye'de adıyla sanıyla bir "med- ya canavan" oluştu. Eskiden gazeteterte gazeteleryansıriardı. Artık böy- le bir rekabet yok!.. Herkes -öncelikle sol kesim- gözünü açarak gerçeğı görmeli: Cumhuriyet'in kar- şısında artık rakıp gazete yok, banka var!.. Medya gruplannda gazete, holding pazarlama şirketinin müşteriye sunduğu broşürdün her medya grubu da bir bankaya sırtını dayamıştır. Kim ne derse desin, Türkiye'deki bu yapılanma içinde Cumhuriyet tek gazetedir. 4) Cumhuriyet çalısanı, bu karşı konulamaz ya- pılanma karşısında, 2000'lı yıllara gırerken halka açıl- mak istedı; okurlanna bu girişimi duyurdu; Yeni Gün Holding AŞ'yi kurdu. Holdirtgin yönetim kurulu şöyie: llhan Selçuk (Başkan), Cüneyt Arcayürek (Başkan VekılO, Mus- tafa Balbay, Ibrahim Yıldız, Hikmet Çetinkaya. Yasaya göre 3 tnlyon sermayeli bu şırket önce sermayesıni tamamlayıp sonra Sermaye Pıyasa- sı'ndan alacağı ızinle halka açılabilecek... Çeşıtlı ış çevreleriyle görüşmeler bu amaçla yü- rütülüyor. 5) Görüldüğü gibi Cumhuriyet Vakfı, çalışanla- nn; Cumhuriyet gazetesini çıkaran Yeni Gün Ajan- sı, çalışanlann; sermaye yapılanmasını yürüten Ye- ni Gün Holding AŞ de çalışanlanndır. . t v, Çalışanlar karar verecekter. " k * ! Peki, medya neden saldınyor, neden "Cumhu- riyet satılıyor" diye feryat ediyor?.. Belli değil mi!.. Cumhuriyet'in satıldığı matıldığı yok; planlanan bir yolda yürüyor; Istanbul Sanayi Odası'ndan bir grupla temas edikJi; (Iş Bankası'yla değil) İŞ Ban- kası'ndaki kimi dostlaria görüşmeler yapıldı; Sa- yın Şevket Sabancı baştan beri desteğini esirge- miyor; halka açılmak da kolay değıl kı, bız ırtıca şir- ketlen gıbı adam dolandıramayız, herattığımız adı- mı düşünerek atmak zorundayız. Hem medya neden telaş ediyor canım, satılırsak biz de onlar gibi oluruz. m fji ?nnny Bugün depremin — — — •• •• gunuProfesyonel gönullulerimiz hâlâ dcpremzedelerin fanında! Depfem bölgesinde çok sayıda ışsiz. lise mezunu kız ve erkek gencimiz var Bunlar, mesleklerı olrnadığı ıçın ış bulamıyorlar. Gençlerımıze kısa yoldan meslek edındırebılecek, gerektığinde Halk Eğıtim Merkezlerı ıle ışbırliği içinde, kurs belgesi sağlayabilecek kurumlar arıyoruz. Büyük fabrikalar, bılgısayar dersaneleri, otelter, bu gençlerin brkaçını konuk edip eâitebiTirler. ÇYDD olarak bu tür duzenlemelere katkı verebılınz. Düşünün, çozüm üretin, bizı arayın ama kendi çıkannız için değıl, onlar ıçın, depremzedeler için!... Yanlımlannız için (0212) 292 87 27 - 292 08 01 (Iş gunlerı saat 10 00/17 00 arası) l&IFSAK 106. DÖNEM FOTOĞRAF SEMİNERLERİ BAŞLIYOR 40 YILUK DENEYİMÜ İFSAK'IN 106. DÖNEM FOTOĞRAF SEMİNERLERİ 05 EYLÜL 2000 SALI - 09 EYLÖL CUMARTESİ GÖNLERİ BAŞUYOR. Cumartesi günleri 11.15 -13.15; Salı günleri 19.15 - 21.15 saatteri arasında yapılacak ve 8 hafta sürecek olan semınerlerde; * Fotoğraf Makinesi, * Işık ve KullanırTM, * Fittreter vo Yardımcı Araçlar, * Kompozisyon, * Çekim teknikleri, * Karanlık oda, * Fotoğrafçıhğın Evrimi ve Geleceği dersleri işlenecektir. * Seminerter sırasında çekim ve karanlık oda uygulamalan yapılacakbr. Aynntılı bUgi için, 292 42 01 ve 292 18 07 No'lu tele- fonlardan saat 13.30'dan sonra bilgi alınabilir. ADRES: Istiklal Cad. Ayhan Işık Sok. No: 34 K. 2 özverim Apt Beyoğlu - Istanbul.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle