Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 EM.ÜL 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA
ır
17
Paralı
yürüyüş
Milli Eğitim Bakanlığı
Okuliçi Beden Eğitimi
Spor ve Izcilik
Dairesi, 1991 yılından
beri "Büyük Izci Zafer
Yürüyüşü"
dûzenliyor... 15
Ağustos'ta
Kocatepe'den ve
Türk-lslam sentezi
gereği Malazgirt'ten
başlatılan yürüyüş, 9
Eylül'de
Izmir'de
bitiyor...
Otobüslerle
yaptlan
•yürüyüş'e bütün
ilterden izci gruplan
kattlıyor... Izcilerin
yürüyüşe katılması o
kadar kolay değil...
Katılım için il milli
eğitim
müdüıiüklerinin,
Bakanlığa en az 500
milyon lira ödemesi
gerekiyor... Müsteşar
Yardımcısı Necdet
Özkaya'nın yaztsına
göre toplanan para
"izcilerin ve izci
liderlerinin hareket
planı doğrultusunda
izmir'e ulaşımlan ve
çıkması muhtemel
sorunlann
çözümü"nde
kullanılıyor... Paran
yoksa izcileri niye
yürütüyorsun?
Paralan toplayıp yola
çıktın, yolda
"muhtemel sorunlar"
çıkmayınca topladığın
paralar ne oluyor?
Elektronik posta: som@posta.cumhuriyeLcom.tr Tet: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Özel dershanelerde
türban takılmayacakmış..
"Devletin okullan
ne aüne durvvor!"
ünya Barış Günü, 36 milyon insanın yaşamı-
na mal olan Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra
savaşı kazananlartarafından yaratıldı dünya-
da ve Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra bir o ka-
dar insanın yaşamını yitirdiği 80'e yakın savaş çıktı ay-
nı dünyada.
Bugün Dünya Banş Günü...
Kutlu olsun dünyaya!
Hiç kuşkunuz olmasın, banşın günü olduğundan be-
ri daha çok silah üretildi, daha ölümcül silahlar yapıldı,
insanlan yok edip binalan yıkmayan bombalar bile ge-
liştirildi; savaştan sonra banş içinde yaşayacaklar yı-
kıntılaria uğraşmasın diye!
Dünyada banşın günü olduğundan beri dünya ulus-
lannın silahlanmaya en az 5 trilyon dolar yatırdığını he-
saplamış uzmanlar...
5 trilyon dolann Türkiye'de yanındaki 18 adet srfıria
kaç lira ettiğini ancak uzmanı bilir...
Bir de bu paranın handiyse yüzde 90'ını, azgelişmiş
Barış
ülkelerin harcıyor olması yok mu; insanlann yiyecek
ekmeği yokken, çocuklann gidecek okulu yokken, has-
talann ilacı yokken...
Amerika gibi zengin olsalar neyse...
Yıne uzmanlann söylediği, atom bombasını patlattı-
ğından beri Amerika Birteşik Devletleri'nin nükleer si-
lah teknolojisine harcadığı para 6 trilyon dolara yaklaş-
mış... Sovyetler'in ne harcadığı fazla bilinmiyor ama bir
ara kişi başına 200 dolardan fazla askeri harcamayla
kendini tükettiği ve sonunda dağıldığı biliniyor!
Bugün Dünya Banş Günü...
Söylevlerverilecek...
Şu uzmanlar var ya, silahsızlanma üzerine en ateşli
ve en güzel söylevlerin, dünyanın açık farkla bir numa-
ralı silah satıcısı Amerika Birieşik Devletleri'nde verildi-
ğini söylüyoriar; savaş mı çıkartmak istiyoriar ne!
Savaş...
Yoksa yeni savaşlar o kadar kötü değil mi?
Düşünsenize... Körfez Savaşı'nda Bağdat'ın bomba-
lanmasını televizyondan naklen izlerken kimin kılına za-
rar geldi ki!
Ikinci Dünya Savaşı'ndaki bombalama görüntülerini
yansrtan belgesellerdeki kadar kötü müydü görüntü?
Bir kere siyah-beyaz değil, renkliydi her şey!
Hiç kan yoktu... Aynen Irak'ın, kimyasal silahlarlaöl-
dürdüğü insanlann fotoğraflarında olduğu gibi...
Bugün Dünya Banş Günü...
Dünya Banş Günü, 36 milyon insanın yaşamına mal
olan Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra savaşı kazanan-
lartarafından yaratıldı dünyada ve Ikinci Dünya Sava-
şı'ndan sonra bir o kadar insanın yaşamını yitirdiği 80'e
yakın savaş çıktı aynı dünyada. . _.
Kutlu olsun...
Yeter ki insanlar söylevlerle mutlu olsun!
SESSİZ SEDASIZ (!) NURÎKURTCEBE
Yüksek Yerilim Hattı
Erdinç UTKU
Hiç olmazsa kendi kendinizle banşın,
1 Eylül Dünya Banş Gûnü'nde...
Devletin büyük tahsilat operasyonu
Tokat'ta 25 Ağustos sabaha karşı sa-
at 05.00 sulannda bir astsubay baş-
çavuşun komutasındaki jandarma ti-
mi, zırhlı araçla geldiği merkeze bağ-
lı Emirseyit beldesinde bir evi kuşatı-
yor...
Kuşatılan evin kapısı çalınıp aranan
şahıs için gerekli uyan yapılıyor:
- Jandarma! Çabuk dışan çık!
Ev halkı, uykulu bakışlaria kapıya
çıkıyor...
Aranan şahsa giyinmesi söyleniyor
ve derdest edilip zırhlı araca bindirili-
yor...
Evdekiler telaşa kapılıyor ama ara-
nan şahıs, zırhlı aracın içinde komşu
beldelerden kendisi gibi toplanmış
başka şahıslan da görünce biraz ra-
hatlıyor...
Jandarma timi ele geçirdiği
şahıslan mesai saati başlayın-
ca Tokat Cumhuriyet Başsav- (
cılığı'na götürüyor...
Suçlan yüzlerine karşı bildirili-
yon
Hakkındaki ödeme emrini yerine
getirmemek.
Bizim 'şahıs' hemen gidip ödeme-
yi yapmak istiyor ama izin verilmiyor...
Çünkü... Ya kaçarsa!
Devletin istediği parayı bir yakını
aracılığıyla Maliye'ye yatınp makbu-
zunu gösterince serbest bırakılıyor...
Ödeme emri kaç para mı?
Devletin, sabaha karşı jandarma
operasyonu ile ancak tahsil edilebile-
ceği kadar çok büyük para...
Tam 2 milyon 123 bin 333 lira.
Cepheleşmeden
TartLsahilıııek
Prof. Dr. COŞKUN
ÖZDEMtR
KHK tartışmalan bir süre
her şeyi geri planda bıraktı.
Gazete sayfalan, yorumlar,
yargılar, suçlamalar destek
ve karşı duruşlarla dolup taş-
tı. Boğatdır ki köşe yazarla-
n kendi meşreplerine göre
yaklaşıyortar soruna. Ylne
beklendiği gibi bir cephe-
leşme oluştu. Yargıtay Baş-
kanı'nın açılış konuşmasın-
da olduğu gibi, 28 Şubat ve
MGK gibi, 312.madde tartış-
malannda olduğu gibi. Taraf-
lar demokrasiye, hukuka ve
insan haklarına kendilerinin
sahip çıktığını öteki cephe-
nin ise buna karşı durduğu-
nu ileri sürüyorlar. Aynı ga-
zetede bu zıt fikirleri ileri sü-
renleri okumak mümkün. Bu
daima böyle olagelmiştir.
Ben, en çok demokrasi, in-
san haklan, hukukun üstün-
lüğü konulannda hiçbir iddi-
ası olmayan, geçim derdin-
deki sade vatandaşın duru-
munu düşünüyorum. Onlar,
doğru olanı, kendilerinden
yana olanı nasıl anlayacak-
lar. Kaldı ki sadece onlar de-
ğil, okur yazar, mürekkep
yalamış insanlar için de ko-
lay olmuyor bu aynmı yapa-
bilmek. Işte son kararname
bir kez daha böyle bir duru-
mu ortaya çıkardı. Çok sa-
yıda yazar, bilim adamı, hu-
kuk otoritesi çeşitli argü-
manlarla karşı cephelerde
yer aldılar. Ama bakın, soru-
na ille de bir kutupta yer al-
madan tarafsızca, soğuk-
kanlılıkla bakanlar da var.
Sorunlan böyiesine kördüğü-
me dönüşmüş bir ülkede
bence asıl onlar yol göste-
rici, aydınlatıcı oluyorlar. He-
men hücuma geçmiyorlar,
kavga etmiyor, dediğim de-
dik bu işi en iyi ben bilirim,
ötekiler saçmadır, cahilce-
dir, haincedirdemiyoriar. Ba-
kınız onlardan sadece birin-
den bir alıntı (*):
Son tartışmada her iki ta-
raf, cumhuriyetin temel nite-
liklerinin bir bütün oluşturdu-
ğunu unutmuştur. Anayasa,
Türkiye Cumhuriyeti'nin la-
ik ve sosyal, hukuk devleti
olduğunu söylüyor. Yani,
cumhuriyet aynı zamanda
hem demokratik devlet hem
de laik devlet, sosyal devlet
ve hukuk devleti olmak zo-
rundadır. Bunların her biri
tek başına benimsenmeye
layık ve korunmaya muhtaç-
tır. Ama asıl korunması ve
benimsenmesi gereken,
bunlann bütünlüğüdür. Yani,
biri olmadan öbürünün de-
ğeri olamaz, birinin zedelen-
mesi öbürlerini de zedeler, bi-
ri yıkılırsaötekiler de yıkılışa
sürükleni..
Ne kadar doğru değil mi?
Taraflar ve cepheleşenler,
özellikle kendilerini demok-
rasi sevdalısı sayanlar bu
bütünlüğü göz önünde tut-
mayı ve buna öncelik verme-
yi başarabiliyorlar mı? Çok
kuşkuluyum. Yazık ki iki yü-
ce makamda öturan iki de-
neyimli insan, bu bütünlük
anlayışını topluma yansıt-
mamış ve bu çalkantıya yol
açmışlardır.
Demokrasi ve insan hak-
lan ile ilgili tartışmalarda bu
eksiklik sık sık göze çarp-
maktadır. Bir dikkat çekici
nokta da şu sanınm... Geliş-
meler ne yönde olursa ol-
sun taraflar kendi konumla-
nnı ve cephelerini çeşitli ras-
yonalizasyonlara başvura-
rak inatla ve ısrarla koruyor-
lar..
Yıllar içinde ortaya çıkan
bazen çok şaşırtıcı ve kay-
gı verici gelişmeler karşısın-
da "benim demokrasiyi sa-
vunma adına ileri sürdükle-
rimin gerçekçi olmadığı an-
laşılıyor" diyebilen açık yü-
rekli bir insana kolay kolay
rastlamıyorsunuz. Tabii ben,
bu yazıda büyük bir pişkin-
likle soldan çark edenleri,
sırtını yeni dünya düzenine
dayayanlan değil tam bir iyi
niyet ve içtenlikle takıyyesiz
ve gerçekten demokratik la-
ik ve sosyal hukuk devleti
idealini benimseyen, bunun
savaşını veren insanlan söz
konusu ediyorum. Onların
cepheleşmesini esef verici
bir olay olarak karşılıyorum.
Türkiye gibi milli geliri kişi
başına 3000 doları bulma-
yan, gelir dağılımının alabil-
diğine bozuk ve adaletsiz
olduğu, toplumun önemli bir
çoğunluğunun yurttaşlık bi-
lincine ulaşamadığı ekono-
mik yetersizlik kadar eğitim
fukaralığının geçerli olduğu,
dışardan gelecektürlü çeşit-
li oyunlara açık bir ülkede
demokrasiyi savunmanın hu-
kukun üstünlüğünü, insan
haklarını sağlamanın çok
ama çok çetin bir uğraşı ge-
rektirdiğini, bunun için hazır
ve kolay formüller, yasalar,
kararnameler bulunmadığı-
nı düşünüyorum. Soysal'ın
sözünü ettiği bütünlüğü dik-
kate almadan, ona öncelik
vermeden 28 Şubat'a karşı
çıkmanın, demokrasiye hiz-
met olduğunu ileri sürmeyi
ciddi biryanlışlıksayıyorum.
İyi niyetli demokrasi se-
verlerin, önümüzdeki engel-
leri çok iyi saptamalan ve bir-
birlerini suçlamak yerine an-
layarak tam bir dayanışma
içinde kararlılıkla yol alma-
lan gerekiyor.
O Mümtaz Soysal,
Hürriyet 23 Ağustos 2000.
HAYVANLAR İSMAIL GÜLGEÇ lgulgec@yahoo.com
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicakin turk.net
ÇİZGtLlK KÂMÎL MASARACI
ZP > > •
KEDt LEVO APTÜÜKA
TARİHTE BUGÜN MÜJMTAZ ARIKAN 1 Eylül
MUSTAFA KEMAL 'İN UNLU BUYRUĞUİ
13Z2 P£ BUGÜN, GAZİ MUSrAF* KEMAL.,
ĞUMÜ {/EgMİŞTİ- SO AĞuGTOSTAKÎ &4Ş-
KOUL/rANUtC &AFEGİUİN AKPtNOAU, YU-
YA SAŞLAAAIŞT7. TÜÜK SÛVAe/LE£i AR-
KA YOLLARt K£S£/ej££N, MUŞTHFA
KEMAU, A&TIK CİOOİ BİR DÜŞMAN
Kuyverf <ALMAPtS(Ni AfjLAwç7~r..
TÜKKtYE BÜYÜK MıLLET MECLİSİ oG.-
DULARl" OİY£ 8AŞIAYASJ BUYÜUSUNU
İŞT£ BU SIIRADA VEKMİŞrİ- EISLTBSİ
&ÜN, YUNAN BAŞfCOMl/niHJI 7T&.İK0PIS
TBSUM OLACAKTt..
ANKARA...ANKA...
MÜŞERREF HEKİMOGLU
Havuzbaşında Türküler
ve HalaylarÖnce Tahir Hoca'nın kızı olarak tanıdım onu. Son-
ra Orient Club'ın kurucusu, yöneticisi, Ege'nin doğal
güzelliğini, kültür varlığını değerlendiren, kalbi güzel
çarpan, coşkusu güzel taşan, turizm dalını güzel ye-
şerten bir kişi, bir öncü olarak belleğime yerleşti Bir-
sel Lemke. Güç koşullara karşın umudunu yitirmiyor,
inandığı değerler doğrultusunda savaşını sürdürüyor.
Elbet kolay değil, turizm politikası, yönetimde çeliş-
kiler bir yana, Körfez'in mavisini kirietmek, zeytinlik-
leri taşa döndürmek, uyduruk sitelerle umutlan sol-
durmak çabaian doruklara tırmanıyor durmadan. Genç
kuşaklann geleceğı de hızla karanyor. O karaımayı ka-
nıtlayan ilginç belgeler, raporlar arasında bir gün ge-
çirdim hafta başında. Filmler izledim, genç yetenek-
ler tanıdım. Başarılannı saygıyla selamladım. Önleri
kesilse de yolları kapanmıyor, umutla yürüyorlar ge-
leceğe.
Siyanürlü altına karşı elleri, eylemleri, Bergamalıla-
rın savaşını geniş bir açıdan gördüm o belgelerin ışı-
ğında. Tahkim Yasası yeni bir boyut kazandı. Çan
Santralı da hayli ilginç çağnşımlara yol açtı, derken
UNESCO geldı gündeme, böyiesine bir kirlenmeyle
Truva'yı korumak olanağı da yitirilmiyor mu acaba?
Bilimsel raporlara göre Ida doruğuna kadar tırmana-
cak çevre kırlenmesi, gelecek kuşaklann soluğunu da
kesecek giderek. insan yaşamı yüzyılın ötesine gide-
miyor, ama bın dokuz yüzlerde doğaya da, kültür var-
lıklanna da sonsuza dek sahibiymiş gibi bir yanılgı için-
de bakanlar var! Kesmekten, kirletmekten, yok etmek-
ten gen kalmıyor hiç!
Belki de duydunuz. siyanürlü altınla savaş, Ege'nin
karşı kıyısında; Yunanıstan'dada başlamış bulunuyor.
Ülkemizde yaşanan deneyi ömek alıyor komşulanmız.
Oysa biz, mahkeme kararını uygulamamakta direni-
yoruz. Biz diyorum ama halkımız değil, çünküsü var:
Altın ürese de halkın yaşamı parlamayacak. Kim par-
lıyor, kim karanyor, açık seçik kanıtlıyor belgeler! An-
cak belli çevrelerin duyarsızlığı da sürüyor, uyumlu hü-
kümetten söz edenlerin çelişkisi de çanoıcı resimler
oluşturuyor durmadan. Bakanlar, müsteşarlar ters
düşüyor birbirine.
Ancak güzel resimler de var. Club Orient'te karşı-
laştığım bir okurumuz da çarpıcı bir resim gösterdi ba-
na. Trtanic'i anımsatan bir gemi yol alıyor denizde, kap-
tan da uyanyor, çok taraflı yatınm anlaşmasına çarp-
mak tehlikesi var. Ucu dışarda, gövdesi denizde bir
kaya. Tehlikeyi, anlaşmadan bir alıntıyla, dört ve be-
şinci maddelerle vurguluyor okurumuz: Yatınm, ser-
maye, döviz hareketleh, kâr transferi, doğal kaynak-
lar, çevre, gayrimenkul alımı, özelleştirme gibi konu-
larda yabancı sermayeye sınırsız özgüriük tanınacak.
Bu anlaşma 1998 yılında. Okurumuzun çizdiği resim-
de bir de Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın sözleri var.
1923 yılında söylüyor. Yabancı girişimcilere karşı aşı-
rı duyarlığın, dahası kuşkunun, bagımsızlığımızı yitir-
me korkusundan kaynaklandığını söylüyor. Çok pa-
halıya mal olan bağımsızlığı korumanın önemini vur-
guluyor. Bu sözlerin gerçeğini yaşayarak öğreniyoruz,
ama görevimizi yapmakla övünebilir miyız acaba?
Dahası bağımsızlığımız için savaşanlar, şehitlerimiz ra-
hat uyuyor mu mezarlannda?
• • •
Orient Club'daki gün uzadı, havuzbaşında Edremit-
li saz ozanı Sinan Saydam'ı dinleyerek geçti akşam
saatleri. Izmir'de Ruhi Su adına düzenlenen konse-
re gitmedim ama, Sinan Saydam'ın sazı ve türküle-
riyle duygusal biryolculuk yaptım geçmişten gelece-
ğe. Türküleri Ruhi Su sevdirdi bana. Haikımızın özü-
nü, anlatım gücünü, o gücün boyutlannı, onu dinle-
yerek yaşadım yıllar boyunca.
Sinan Saydam'ın sazı da yeni bir boyut kattı türkü-
severliğıme. Aşağıda deniz, dalgalann şarkısı, iğde dal-
lannda rüzgâr, türkülerde de dağlara yolculuk var.
ölümün hüznü, boynu bükük ölenlerin, açmadan so-
lan çiçeklerin, Deniz Gezmiş'lerin, Metin Gökte-
pe'lerin soluğu var. Sıvas'ta yananlann külleri uçuyor
havada. Ancak mutsuzluğa gömülmüyor havuzbaşın-
dakiler. Halay çekıyorlar, Bırsel Lemke'nin beyaz men-
dili dalgalanıyor havada. Beyaz kelebekler gibi. Bel-
ki de imbatı müjdeliyor.
Saz hiç susmadı, ama bir de davulun sesi var. Ne-
bil Köseoğluduyuruyor. Kimizaman uçuyor elleri, ki-
mı zaman sazın bir teli, kimi zaman gecenın derinli-
ğinden bir çağrı. içten bir soluk gibi. Kimi zaman da
türküler gibi özsesiyle gümbür gümbür. Saza güzel bir
eş, birlikteliği güzel duyuran bir ses olarak yerleşti bel-
leğime.
• • •
Havuzbaşında çocuklar da var. Küçük kızlar dans
ediyor, Pir Sultan'ın soluğuyla uyuyor sahncaktaki-
ler. Masamızda da kuçük yeğenim Ipek Özgür var,
27 Mayısçılardan Selahattin Ozgür'ün torunu. Yete-
nekli birçocuk, resmi çok sevıyor. Sazı da, davulu da,
türküleri, halayları da ilgiyle izledi, havuzbaşındaki
topluluğu resimledi. Saz ozanı, davulcu, masalar, ko-
nuklar. her şey yerli yerinde ama gökyüzünde güneş,
yıldızlar ye çiçekler var. Küçük kızın hayalinde türkü-
lerle üretilen bir bahçe. Bayram gecesini kırtlar gibi.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7
SOLDANSAĞA:
1/ Padişah
alayla camiye
giderken yol-
daki yoksulla-
ra onun adına
sadaka dağı- 4
tangörevli. 2/ 5
Temel niteli-
ğinde olan...
Enerji. 3/Vıc- 7
dan... Bir şe- 3
yin esas tutu-
lan yüzü. 4/
tskambıl oyunlannda
kâğıt atma sırası...
Baryum elementinin 2
simgesi... Hatay ilin- o
debırırmak. 5/Sağ-
görü. 6/ Bireyler ara-
sında ortak simgeler
sistemiyle gerçekleş-
tirilen anlam ve bil-
gialışverişi. 7/1961-
8
1967 yıllan arasında 9
Doğan Avcıoğlu yönetiminde yayımlanan haftalık
siyasal dergi... Söz, konuşma. 8/ Konut... Birmak-
yaj malzemesi... Çıplak vücut resmi. 9/ Mitoloji.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ IX. yüzyılda Azerbaycan'da bir halk hareketi ola-
rak ortaya çıkan. dinsel öğelerin yani sıra siyasal
öğeleri de içeren mezhep. 2/ Yöntem... Briçte, ka-
zanılan her ele verilen ad. 3/ Taşlık yer, çıplak te-
pe... Olta ya da tuzağa konulan yem. 4/ Marmara
Bölgesi'nde bir göl... Bir nota. 5/ "Dinle sana bir
— edeyim/Hatırdan gönülden geçici olma" (Ka-
racaoğlan). 6/ Tahıt yığıru... Parmak ya da el kal-
dınlarak verilen oy. II Tümör... Doğu Anadolu'da
bir göl. 8/ Sürünün önünden giderek ona kılavuz-
luk eden koç. 9/ Hamur tahtası... "Pınar — " : Ya-
zarımız.