25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 AĞUSTOS 2000 PAZARTESİ HABERLER Ifcyanet göptnezden • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, hükümetin -devraldığı enflasyon - imanetini bile ^koruyamadığını vurgulayarak "îstikrar programırun kutsal emanetı olan enflasyon hedefını futturamama endışesi ıle hükümet, bu konuda başkalannı hıyanetle suçlamayı sürdürürken, kendı hıyanetinı görmezden gehnektedir" dedi. CHPkampa gbHyop • ANKARA (ANKA) - Yeniden Yapılanma Programı çerçevesinde yeni tüzük çalışmalannı başlatan CHP, eylülde yapacağı tüzük kurultayı öncesinde çalışmanın ilk aşamasını tamamladı. Tüzük kunıltayına yönelik bölge toplantılannı geçen ay tamarnlayan CHP, Merkez Yönetim , Kurulu'nu 11 Ağustos'ta Ürgüp'te toplayacak. Son şeklini Ürgüp'te alacagı belırtılen tasan çoğaltılarak partı meclısine sunulacak. Tüzük komisyonunun tasanyı kunıltayda sunulacak biçimde yazması ve çoğaltmasuun ardından da CHP, 30 Eylül'de tüzük kurultayuu toplayacak. Gert saymr I ANKARA (ANKA) - Sendikalar ile Tekstil lşverenleri Sendikası arasında 78 bın işçi adına imzalanacak toplu iş sözleşmesi için geri sayım başlach. Sözleşmelerde, Türk-Iş'e bağlı Teksif Sendikasi 54 bin, DlSK'e bağh Tekstil Sendikası 11 bin, Hak-lş'e bağlı öziplik-lş Sendikası da 13 bin işçı adına toplu iş sözleşmesi ımzalayacak. öz Iplik-lş Sendikası Başkanı Yusuf Engin, sözleşmeler sırasında gerçek bilançolann masaya koyulmasını bekledıklenru belirtti. Karşüama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Bülent Yahnici dün yaptığı yazılı açıklamada, Kayseri Valisi Nihat Canpolat'ın, Içişleri Bakaru Sadettin Tantan'ın uyansına karşın Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'yi karşılamasım, 'Acaba, Sayın Bahçeli vilayet hizmet büıasının açılışını Kayseri Valisi olmadan mı yapsaydı?' diyerek savundu. Gökçek'tenarsa bağışı Ankara Belediyesi 'nin, 'UMUT' operasyonuyla gündeme gelen Selam terör örgütüne ait Selam Vakfi 'na Etimesgut 'ta verdiği arsa ile ilgili suç duyurusunda bulunuldu ANKARA (CumhuriyetBürosu)- "U- MUT" operasyonuyla adı gündeme ge- len irticai "Setom" terör örgütüne ait Se- lam Vakfi'na, 6 Şubat 1996 tarihinde, eski RP'li Etimesgut Belediye Başkanı YalcınBeyaz'ın talimatı ve FP'li Büyük- şehır Belediye Başkanı Meiih Gökçek'ın onayıyla Etimesgut'ta arsa bagışlandığı ortaya çıktı. 1994-19% ydlan arasında Ankara'nın Etimesgutilçesi sınılan için- de arsa bağışlanan 15 irticacı vakıf ara- sında Selam'ın yanı sıra Fethullahçı Ak- yazüı Vakfi da bulunuyor. Eski Büyükşehir Belediye Meclisi üyesi Muzaffer Saraç, 31 Temmuz 2000 tarihinde Devlet Güvenlik Mahkeme- sı'ne(DGM)başvurarak''1994-1999dö- nemi Fazilet PartiH Büyükşehir, Sincanve Etimesgut belediyeleri ile ilgili" suç du- yurusunda bulundu. Ankara'nın yolsuzluklann, irtıcaıun ve irticacı terörün merkezı halıne getınl- diğini ileri süren Saraç, 1994-1999 yıl- lan arasında yaptığı belediye meclisi üyelığj görevi sırasuıda, söz konusu be- lediyelenn ırticaya ve irticacı teröre des- tek verdiklenne ilişkin bazı belgeleri de DGM'ye sundu. Dılekçesınde eski RP'li Etimesgut Be- lediye Başkanı Yalçın Beyaz'ın döne- mmde 15 ırtıcaı vakfa arsa bağışında bu- lundugu ıddıasınayer veren Saraç, vakıf- lan ve arsalann veriliş tarihlerirü şöyle sıraladı: "Etimesgut Merkez Camii ve Müşte- milaü ile Kurs ve Okul Talebelerini Ko- nıma Derneği- 2 Nisan 1996, Takva - Ta- savvuf Köttör Vakfi Camii ve KüUiyesi Yapürma ve Yaşatma Derneği - 9 Ocak 1996, Faruki>eİlimAraşorma Yayma ve Yaıttımlaşmâ Vakfi-28Eylöl 1995, Ana- dolu Eğitim KüMr ve Bttfan Vakfi - 28 Haziran 1995/26 Temmuz 1995 (iki ayn arsa), Safa Eğrtim Yardımlaşma ve Da- yamşma Vakfi-17 Temmuz 1995, Server Vakfi - 19 Eylfil 1994, Muhammedrye Eğrtim Vakfi - 1 Mart 1996, Hekimkr Biriiği Vakfi - 6 Haziran 1995/4 Temmuz 1995/26 Temmuz 1995 (3 ayn arsa), Ha- miyet ve tslam Kültürü Vakfi - 8 Ocak 1996/12 Mart 1996 (2 ayn arsa), Selam Üim ve Hizmet Vakfi - 6 Şubat 1996, Ahi- Sev Ankara Hizmet tMm Sağhk Eğrtim Araştrrma KaUanma ve Dayamşma Vak- fi - 26Ocak 1996,TacettinEğrtimveKüî- tur Vakfi -14 Ekim 1994, Ozfoağ Daya- mşma Vakfi -15 Mayıs 1996, KamerEği- tim Öğretim Dayauşma ve Yardım Vak- fi - 22 Temmuz 1995, Akyaalı Orta ve Yûksek Öğretim Vakfi -14 Ekim 1994." AYRISUÇUVAR MHP,Sıvâs ilçe başkanına sahip çıkbfYurtHaberleriServi- si - Sıvas'ta 31 ayn suç- tan toplam 11 yılı aşkın mahkûmiyet almasına karşın Siyasi Partiler Yasası ihlal edilerek MHP Merkez Ilçe Baş- kanlığı'na atanan M. Aii Kınç'a örgütü sahip çık- tı. Merkez İlçe 2. Baş- kanı Celalettin Fertiffi- oğlu düzenledığı basın toplantısında, Cumhuri- yet gazetesine haberi Marksistlerle ışbırlıgı yapanlann sızdırdığını belirterek,"Kınç'ın sa- vunduğu tüm değenere sahip çıkryoruz. Bu va- sıflara haiz bir başkana sahipçıkınak bize gurur verir*dedi. MHP hderi Devlet Bahçen'nin, «Partfcfliği adam gttn yapan kabr" sözlenne karşın, Sıvas MHP Merkez tlçe Baş- kanlığı'na," karşılıksız çek vermek, yedieminMk görevini kötüye kullan- mak, mal bevanında bu- lunmamak, tedbirsizlik sonucu yaralanmaya se- bebiyet vçrmek ve resmi evrakta sahtecüik yap- nuk" gibi 31 ayn suçtan mahkûmıyetı olan M. Ali Kılıç atanmışü. Sıvas Cezaevi'nden şaitlı tahli- ye edilen Kılıç'ın, ilçe başkanlığı görevine geti- rilmesı Siyasi Partiler Yasası'na da aykın bulu- nurken partı örgütü, Kı- lıç'a sahip çıktı. MHP Sıvas Merkez il- çe 2. Başkanı Celalettin Fertillioğlu dün düzenle- diği basın toplantısında, haberi Cumhuriyet'e sız- dıranlara sert tepkı gös- fcrdi. )QKAKADLARIDEĞÎ$TÎRlLDİ Nîzip belediye başkatıına tepki • Başkan Özkaya'nın Atatürk anıtını başka yere taşımasına, Mumcu, Aksoy ve Üçok adlarını cadde ve meydanlardan sihnesine tepkiler artarak sürüyor. BEKtRŞAHtN GAZtANTEP DYP'ü Nizip Belediye Başkanı Coşkun Ozka- ya'nm Cumhuriyet Meydanı'nda cami kar- şısındaki Atatürk anıtı ile hükümet konağı bah- cesindeki Atatürk hey- kelini başka yere taşıt- ması ve Prof. Muam- mer Aksoy, Bahriye Üçok ile Uğur Mum- cu'nun adlannı cadde ve meydanlardan silmesi- ne tepkiler artarak sürü- yor. CHP Nizip İlçe Baş- kanı Hüseyin Sözmen, Özkaya'nın heykelleri daha iyi yerlere taşıdık- lanna ilişkin açıklama- larını ciddı bulmadıkla- nnı belirterek şöyle ko- nuştu: "CumhuriyetMeyda- m'ndakiAtatürk heyke- K,caminin karsısinda di- ye uygunsuz şeküdeye- rinden sökûlûp 500 met- re uzağa taşuıdL Böyle- ce seçim döneminde ge- rid çevreiere oy vaaöüy- leverdiği sözü yerine ge- tirmiş oMu. Yine hükü- met konağı bahçesinde- kiAtatürk heykelideuy- gunsuz şekilde sökükrü. Ama bu duruma Ucenin savcdan seyirri kakk Bu bizfcri üzdü." ADD Gaziantep Şu- besi Başkanı Yddınm Karabıçak da, Atatürk heykelinin vinçle taşın- masuıı yadırgadıklanru söyledi. Karabıçak, isim değişikliği olayını ise "Atatürk karşrrian üe birfikte hareket etmek" diye değerlendirdi. Şahinbey Belediye Başkanı Yaşar Ağyüz de, yapılanlann art ni- yetli oîduğunu belirtti.. -3- SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR tbrahim Betil, çocuklan bilgisavarla, dolayısryla bilimle tamşannayi amaçladıklannı anlatû. Bölge çocuklarının çoğu bilgisayarla ilk kez tanıştı 'UmutOtobüsü'GDoğu'da GÜLŞAHDURAK MARDÎN - "UMUT 2000 Pro- jesi" deprem bölgesinden sonra Güneydoğu'ya da umut dağıtma- yâ devam edjyor..GOn€ydotolu çocuklar "Ühtut Otob&sü^de bilgisayarla ilk kez tanışmanın mutluluğunn yaşıyoriar. Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vak- fi (TEGV), Basbakanlık GAP Ida- resi ve Alo Automat'm ortak çalış- malanyla hazırlanan Umut Otobü- sü Güneydoğu'da Kocaköy, Hazro, Silvan, Şırnak, Cizre, Nusaybin'den sonra şimdi de Mardin'in Dargeçit ilçesinde. Yolu, suyu olmayan, an- cak 2 ilköğretim okulu, bir lisesi olan bir ilçe Dargeçit. Kız erkek de- medcn herkesin okuduğu ilçeye ge- len Umut Otobüsü, çocuklarm bü- yük umutlanna ulaşrnak için bir fır- sat. ilk kez ellerini dokundurdukla- n bilgisayarda bazılan gelecek için planlannı yazarken bazıJan da ren- gârenk resimler çizerek mutlulukla- nnı anlatmaya çalışıyor. TEGV Başkanı Ibrahim Betil, bilgisayarh eğitim, Internet, fen, matematik, tarih ve Ingilizce prog- ramlannı içeren etkileşimli CD ROM'lar ve modern eğitim araçla- nyla donatılmış bugezici eğitim merkezlerinin sayısuıın önümüzde- ki yıl 6 ya yüksekcegını müjdeli- yor. Betil, bu otobüslerin tüm Tür- kiye'yi dolaşacağını belirterek, "Milli Eğitim Bakanlığı'nın deste- ğiylerayhsistemedegeçeceğtz. Tüm teknik olanaklariadonaölnuşikiva- gon, denıiryollannın ulaşbğı her ye- re gkkcek" dıye konuşuyor. PDkemon Dargeçit'te Her ne kadar suyu olmasa da, Zi- raat Bankası'nın sadece tabelası bu- lunsa da, Dargeçit de küreselleşme- den nasibini almış. Tüm dünyadaki çocuklarda hatta büyüklerde de ya- yılan Pokemon çılgınlığı Dargeçitli çocuklan da peşinden sürüklüyor. Vatan ilköğretim Okulu bahçesin- deki Umut Otobüsü'nün önünde ko- nuştuğumuz çocuklar, yükselen trendleri yakından takip ediyorlar. Hemen hemes hepsinde Pokemon kartlan bulunan çocuklann çoğu Galatasarayh da. Kadınlar ise önce konuşmaktan çekiniyorlar.. ama, sonradan çek- tikleri zorluklan bir bir anlatıyorlar., Agızbirlıği etmiş gibi en çok susuz- luktan çektiklerini anlatan Darge- çitli kadınlar, "Suyıı hükümet kona- ğmdangetirmekzorundakalrvoruz. Su sadece orada var" diye yakını- yorlar. Dargeçit'te genç kızlar ise konuşmaktan hiç çekinmiyorlar. Kızlann çoğu GAP Idaresi'nce ku- rulan Çok Amaçh Toplum Merkez- leri 'ne (ÇATOM} gidıyor. Kadınla- nn sözcülüğünü yapan 13 yaşında- ki Şükran Asan, Dargeçit'te genç kızlann' hemen hemen hepsinin okuma-yazma büdiğini, ama ilko- kuldan sonra çok fazla okuyama- dıklanru anlatıyor. Birkaç hafta sonra Bolu'ya findık toplamaya gi- deceklerini anlatan Şükran, a Bu yaşta findık toplamaya taaa nerek- re gidrvt)ruz_ Birçok arkadaşumz çauşmak için okulu bırakmak zo- runda kakta" diye konuşuyor. Dargeçit'te kız erkek aynnu olmadan bûtûn çocuklar tnternetTe tanışü. oralcalislar@yahoo.com ne Içişlerı Bakanı Sadettin Tantan, -nvaliliklere yolladığı genelgede, il sınır- lannda milletvekili ve bakan karşıla- -emak için beklemelerinin gereksiz ol- • duğunu bildirip bu tür bürokratik za- sf man öldürmelerden vazgeçilmesini Karşüama Törenleri ve Devlet Ciddiyeti ' s Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet *° Sezer'in de benzer uyanlarda bu- lunduğunu, kırmızı ışıkta durduğu- "r 'nu, aşın gösterişten kaçındığını bili- yoruz. Aslında gelişmiş demokratik "'""ülkelerde böyle şeylerin artık tarihe kanştığı bir gerçek. Öldürülen Isveç Başbakanı Olof Palme, birçok Av- ^rupalı meslektaşı gibi sinemaya, ti- ^.yatroya metroyla ve belediye oto- .'P büsleriyle giderdi. Birtiyatro dönüşü t eşiyle biıiikte yürürken sokakta öldü- -iriJlmüştü. Ahmet Necdet Sezer'in, Sadettin Tantan'ın, Bülent Ecevtt'in bu tür . _tantanalardan, zaman ve para isra- fından kaçınılmasını istemeleri geniş çoğunluk tarafından olumlu karşıla- nryor. Gelin görün ki, bazı gazeteci- yazarlanmız bu sivil taleplerden pek memnun görünmüyoriar. Merkez va- lilerinden Recep Yazıcıoğlu da bu valilere tercüman olan bir açıklama yaptı. Yazıcıoğlu, Tantan'ın genelgesine şöyle karşı çıktı: "Bu sözleri yerine getiren vali, üç günde görevöen alı- nır, defteri dürûlür." Yazıcıoglu'nun bu dediklerinin dogru oîduğunu her- kes biliyor, Tantan da biiiyor. Iştetam da bu riedenle bu anlayışın değişme- si için bir ginşimde bulunuyor. Ula- şım olanaklannın arttığı günümüzde, milletvekilleri, bakanlarTürkiye'yj vı- zır vızır dolaşryodar. Valiler, kayma- kamlar, emniyet müdürteri de işi gü- cü bırakıp, havaalanlannda, il sınır- lannda onlan bekliyorlar. Bu saçmalığın bir an önce son bul- ması şart. Böyle bir şeye en çok da gazetecilerin destek olması gerekir. Devlet görevlilerini, siyasi iradenin oyuncağı haline getiren uygulamala- ra karşı çıkmak, en başta toplumun sivilleşmesini isteyen aydınlann işi. Bakan, milletvekili karşılamak, ülke- deki bürokratik yozlaşmanın tipik ör- neklerinden. Bir valinin, kaymaka- mın gün boyu siyasetçinin peşinden koşması, parti mitinglerinde otobüs- lerin üzerinden el sallaması ayıp ol- duğu kadar da yanlış. ••• Aslında, bu tartışma Türkiye'de "devlet etme" tarzıyla çok yakından ilgili. Türkiye'de devlet her şeyin üze- rindedir. Millet, devletin hizmetinde- dir, yurttaş devlet karşısında hiçbir şeydir. Yukandan aşağı otorite ve di- sipline dayaiı devlet mantığı, tam bir militarist gelenektir. Askeriyenin "Emir, demiri keser" anlayışı, ne ya- zık ki geri ülkelerde devlete de yön verir. Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un bir başhekime "Sen beni nasıl kar- şılamazsın" deyip, koltuğuna otur- duktan sonra, "Bu, devlete karşı saygısızlıktır" şeklinde açıklamalar yapması, öfkelenerek başhekimi dı- şarıya atması, bu ülkeye egemen olan devlet anlayışını yansıtıyor. Devlet devlet dediğimiz, sonunda bir örgütlenmedir. Bir ulus, kendisini nasıl yönetmek istiyorsa ona göre bir örgütlenme yaratır, buna da devlet denir. Bir kutsallığı falan da yoktur. Devlet, varolanı, statükoyu koruma- ya göre şekillenir, bu nedenle yeni bir şeyler yapmak isteyen, devletin örgütlenme biçimini değişt'nmek is- teyen hertürlü eğilim, o devletin ge- lişmişliğine göre bir yaptınmla karşı- laşır. Türkiye'de devlet yönetme biçimi ne yazık ki, henüz modern bir devlet yönetme biçimi değil. Modernleşme yolunda atılacak küçük adımlar bu nedenle önemli. ömeğin Cumhur- başkanı Sezer'in kırmızı ışıkta dur- ması, valilerin milletvekili ve bakan- lan kaşılayıp peşlerinde koşmamala- n bu adımlann bazılan. Destekteyelim ki, yeni adımlar atıl- sın. Yoksa Osman Durmuş'larda ka- lır ve kaderimize kahrederiz. Halbu- ki bunların hiçbiri kader değil, birter- cih. Tercihlerimizi değiştirmenin za- manı geldi.. geçiyor. 2000Xİ YILLARDA ERDAL ATABEK Hedef Seçmenin Öznelliği... Hayatımız, farkında olalım olmayalım. 'hedefseç~ me/cie geçer. Hangi yoldan yürüyüp neyle gideceği- mizden gömlek seçmeye, meslek ya da eş seçimine kadar her şey bir seçimdir. Bu denli önemli bir yasa- ma yöntemıni bu kadar az duşunmemiz de üzerinde durulacak bir 'kaçış' olmalıdır. Çünkü hayatlanmca baktığımız zaman, seçimlerimizin çoğunda kendimi- zi başansız buluruz. Belki de bize ögretilmesi gere- ken ilk şeylerden biri 'doğru seçim yapabilmek' o)- duğu halde, bundan hiç söz edilmemesinin neden- lerini bulmamız da gerekir. - Düşünmemiz gereken ilk nokta, 'doğru seçimin herkes için öznel olduğu'dur. Herkesin doğrusu fark- lıdır, bunu daha baştan bilrnek ve kabul etmek gere- kir. özellikle aile içi beklentılerde bu gerçek kabul edilmek istenmemektedır. Kışılenn öznel hedefleri ye- rine 'aile beklentilenne bağlı hedefler' konması, çok yanlış seçimler yapılmasına yol açmaktadır. fşin önemli yanı da insanlann hayatiannda en önemli se- çimler olan meslek-iş seçimlerinde, eş seçimlerinde aile etkisinin çok buyuk roller oynamasıdır. - Ikinci önemli nokta, hedef seçiminde 'istekalanı' dediğimiz bir alan içinde seçimlerimizi yapmanın de- ğerini bilmektir. Bu 'istekalanı' kışisel bir alandır; ge- nişliği, boyutlan bireyin 'isteyebilme gücü'ne bağlı- dır. Bu güç de bireyin içgüdüsel olarak var olan iç gü- cüne, aile tarafından, toplum tarafından verilen biçi- me, verilen yöne bağlı olarak gelişecektir ya da gü- dükleşecektir. tnsanlann çoğu ne istemediğini bil- mekte, ama ne istediğini bilememektedir. Bu kişile- rin 'isteyebilme güçleh', içinde bulunduklan toplûm- sal kurumlar tarafından engellenmiştir ve artık ne is- tediklerini bilme güçleri kalmamıştır. Onlar artık baş- kalarının istekleri doğrultusunda hareket edecek, bunlan kendi istekleri sanacaklardır. - Üçüncü nokta, 'yapabılme alanı' dediğimiz bir alan içinde hedefimizı seçebilmektir. Seçtiğimiz he- defın 'yapabılme a/an/'mız içinde olması çok önem- lidir, çünkü bu alanın içinde küçük bir hedef seçme- miz, ileride doyumsuzluk yaratacaktır. Alanımızın dı- şında büyük bir hedefi seçmemiz ise sonradan ye- tersizlik duygusu yaratacak, özgüvenimizi azaltacak- tır. Onun için de 'yapabilme gücümûz'ü iyi ölçmemiz, hedefimizi bu gücümüzle dengeli tutmamız çok önemlidir. - Dördüncü önemli nokta, hedefimizin 'erişilebilir alan' içinde olmasıdır. 'Erişilebiliralan' dışından yap- tığımız seçimler büyük bir hayal kınklığı ile sonuçla- nacaktır. Bu alanın belirlenmesi de üzerinde çok du- rulması gereken bir konudur. 'Kolay erişilebilirolma' bir hedefın başansını kolaylaştınr, ama yaratacağı öz- değer küçük olur, bu nedenle duygusal doyum ek- sikliği doğar. 'Zor erişilir olma', kişiyi zorlar, ama hem onun yeteneklerini geliştirir hem de kendisini daha iyi tanımasına yol açar, bu nedenle de başanldığı zaman kazandırdığı özdeğer büyük olur. 'Erişilebiliralan' kav- ramı hedef seçmede önemli bir etkendir. Bu dört noktaya ek etkenlerden birincisi, "yarariı- lık' ilkesidir ki '/sfefca/an/'nın oluşmasında ve güçlen- mesınde katkısı vardır. Kişisel ve sosyat yararlılık hem istek alanını hem de yapabilme gücünû arttmr. Ikin- cısi de 'desteklenirolma' özeltiğidir, bu<da 'erişHebi- lirolma'yı kolaylaştınr. Kişinin çevresinden destek al- ması, hedefine ulaşmasını kolaylaştınr. Hemen belirtmek gerekir ki 'insanın hedefleriniseç- mesi' işleminde en büyük etkenler, 'istediği a/an'ın, 'yapabilme alanı' ve 'erişilebilir alan'la buluşmasıdtr. Bu üç alanı, birbirini kesen daireler olarak düşünür- sek, üçünün buluştuğu ortak alan, 'seçilen hedefin doğtv oîduğunu' gösterecektir. Çoğu kez böyle olmaz. En sık yapılan yanlış, 'eri- şilebilir alan 'ı hedefseçiminde öne almaktır. 'Neyi ka- zanabilırsem' diyeaçıklanan bu öncelik, 'istek a/an/'nı ve 'yapabilme alanı'ru, hedef seçiminin dışında bıra- kır. Böylece kişi, seçtiği hedefin kendi isteği olmadı- ğını, yapabiliriik gücüyle dengeli olmadığını sonra- dan fark eder ve mutsuz olur. Yalnız 'istek alanı' ile hareket ederek hedefini seçenler de yapabiliriik gü- cündeki uygunsuzluğu doyumsuzluk ya da yetersiz- lik duygulanyla öderler ve erişebilmek için gösterdik- leri çaba da boşa gider. Yalnız 'yapabilme gücü'nü önceleyenler ise kolaycılığa kaçmışlardır; hedeflerini gerçekleştiririer, ama isteksizdirier, kendilerini geliş- tirme isteği duyariar ve yaptıklanndan haz alamazlar. Bugün toplumumuzda 'kendi doğru hedefiniseçe- memek', sanıkfığından çok daha büyük kayıplara y- ol açmaktadır. Bireysel mutsuzluklar, bıkkınlıklar, do- yurrisuzluklar, iş değiştirmelerie, hayal kınklıklanyla. yaşama sevinci kayıplanyla sonuçlanmakta, yıllarca süren emek, harcanan paralar, çok değerli zaman yi- tip gitmektedir. Bu konuyu irdelemeyi sürdüreceğiz. E-mail: erdal.atabek@mynetcom.tr Fa» 0212 513 90 98 Saldırgan tedavi altında ÎETT şoförü dehşet saçtı: 3 ölü, 1 yaralı tstanbul Haber Servi- si - Aksaray'da önceki akşam"UğurTurMûzi- kal Restaurant" adlı iç- kili restoranda eğlenen lETT şoforü Şerif Hancı (41), konsomatris kadın- lardan birinin kendisiyle çıkmastnı istedi. Gar- sonlarca tartaklanan Hancı, tabancasını çeke- rek dehşet saçtı. Olayda, ikisı Kazakistanlı, diğe- ri Ukrayna uyruklu 2 konsomatris kadın ile bir garson ölürken bir gar- son da hafif yaralandı. Mustafakemalpaşa Bulvan üzerinde bulu- nan "Uğur Tür Müzikal Restauranfa müşteri olarak giren Şerif Hancı, geç saatlere kadar içki içip eğlendikten sonra, restorandaki konsomat- rislerden birine birlikte çıkmayı teklif etti. Res- toran görevlilerinin bu duruma müdahale edip Hancı'yı tartaklayarak dışanya atmak istemele- ri üzenne Hancı belinde- ki silahıru çekerek rasge- le çevreye ateş etmeye başladı. Konsomatrisler- den Kazakistan uyruklu trina Biyozgrna ile Uk- rayna uyruklu Tecyana Tyrgekova, ağır yaralı olarak kaldınldıklan Ha- seki Hastanesi'nde, gar- son Aft Taşku-an kaldı- nldıklan Istanbul Üni- versitesi Cenahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yaşamlannı yitirdiler. Konsomatris Bakamoz Mukemidi Yarova ise ameliyata alındı. Polis yetkilileri, olay- da darp edilerek yarala- nan saldırganın, İU Cer- rahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde süren te- davisinin tamamlanma- sının ardından gözaltına alınacağını belirterek olayla ilgili soruştur-' manrn sürdüğünü vur- guladılar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle