Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 AĞUSTOS 2000 PAZAR
8 HABERLERİN DEVAMI
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
* • Baştarafi 1. Sayfada
yılmaz mı?
Gökçek anlayışındaki bir insan, böyle bir irdete-
meyi suçlayarak hemen "Batı hayranhğı" şapka-
sını giydirecek, ama başkenti başkent olmaktan çı-
karan icraattan hissesine düşen sorumluluğu as-
la aklına getirmeyecektir.
"Şark kafası "na örnek mi? Her gece Kavaklıde-
re Kavşağı'nda ve Kızılay Meydanı çevresinde göz-
ler önünde.
" 23 Nisan'ı kutlamak için Gökçek'in kim biHr kaç
milyar ya da trilyon harcayarak halka sunduğu
elektrikli manzaranın benzerleri ancak geri kaimtş
Yakındoğu'da, Iran'da, Arap ülkelerinde sergileni-
yor.
Zevksiz, ilkel, acaip bir gösteriş. Akaryakrt zen-
- gini bir Arap şeyhinin görmemişliğini kanıtlayan
<jörkemli çadınn kötü bir kopyası.
Bu çirkinliğe son vermesi olası elektrik kesintt-
sini özlemle bekliyorum.
Î Büyük bir sanat eserini sergilryormuş gibi; Gök-
çek, insanın içini bulandıran zevksizliği aylardır kal-
" dırmıyor.
Çankaya Belediyesi'nin yıllar önce Kavaklıde-
re'deki o küçücük meydanının bir köşesine yerieş-
tirdiği bale yapan kızlar heykeliyle bezenmiş havuz-
cuğu da ortadan kaldırabilirdi. Neyse ki yargı hey-
kelleri konjyor.
Modem Ânkara'yı yaratmak için 70 yıl önce go-
revlendirilen Prof. Yansen, -baş tanık Falih Rıfkı
Atay'ın yazdığına göre- Mustafa Kemal'e "plan
taslağındaki Atatürk Bulvan 'nı göstererek" şunla-
n söylüyor:
"Bu yola bakınız. Onu otomobillere ayırdım. Yan
yollar bu caddeyi ancak yanm kilometrede bir ke-
secekler. Ve karşılıklı kesmeyecekler. Her yan yo-
lun köşesi, caddeye inen arabalan gösterecek gi-
bi geriye doğru yapılacak ve hiçbirinin caddeye ka-
pısı olmayacak. Bu cadde ûzerinde yaya kaldınmı
yapılmayacak. Yan yollann her biri caddeyi bir bto-
ka bağlamayacaktır.
Siz istasyondan arabanıza binerek 100 kilomet-
re hızla gıdeceğinız yere doğrulacaksınız.
Nasıl bir tren, istasyona yaklaştığı zaman yavaş-
larsa, arabanız gitmek istediğiniz bloka sapmak
' için süratinıkesecek, sizikapınızabırakacakvear-
ka yollann hepsi bloklann sonunda kapalı oldu-
ğundan, tekrar geri dönerek caddeye çıkacaktır.
Bloklann arkasında yayalar için bir de yeşil yolu-
nuz olacaktır."
Atatürk'ün gönül koyduğu plandaki Atatürk Bul-
van, Atatürk'ün güçlü iradesine karşın gerçekleş-
medi.
Atatürk'ün aşamadığı engel, arsa spekülatörie-
rinin marifetleriyle yakın arkadaşlannın plana kar-
şı sergilediği direnmeydi.
Dün - bugün
Atatürk Bulvan, son yıllara kadar çeşitli iktkJar-
larca eldekı olanaklarla genişletildi.
Fakat, Atatürk Bulvan hıçbır iktıdar döneminde
Gökçek anlayışıyla böylesıne aciz, böylesine ytkıl-
mış ve aylardır halka eziyet veren bir arter olmadı.
Ya Atatürk'ün "Başkentim olsun" dediği, ona
yaraşır bir kente dönüştüremediğimiz Ankara?
v , . Yollan, kanalizasyonlan, hâlâ çaresizlik içindeki
çöplükleri, başıboş sayılacak yönetimleri,rantuğ-
runa kentin kaderini satanlara hesap sorulmayan
bugünkü Ankara...
Atatürk Bulvan'ndan 100 km. hızla Çankaya'ya
çıkma olasılığı bir düş. Bir köprü uğruna neredey-
se 20 kilometreyle Çankaya'dan Kızılay'a inebilir-
sen in, çıkabilirsen çık!
Kentlinin nefes aldığı iki gölümüz var Gölba-
şı'nda. Göl çevresinde aydınlann kurduklan site-
lerde tek ağaç yok. Dik diyen yok, bak diyen yok!
Yansen planında, evsiz fakirlere verilmek üzere
ucuz arsalar bölgesi aynlmış. Bugün bu anlayışı oy
pazannda bulabilirsen bul!
Refah'la başlayan, Fazilet'le süren ilkel kentteş-
meye hiçbir iktidar önderlik etmedi, pompalama-
dı.
Atay'ın yaklaşık 50 yıl önce yazdığı şu satıriara
katılmaz mısınız:
"Şimdi, Ankara 'da bir kaçak şehir var! Bir bütün
şehir... Kale etrafındaki dağlan kaplayan birşehir...
Çok defa kendi kendime düşünür, sıkılınm:
'Türklerin şehirciliği mi?' Yenişehir taraflannda
gördüğünüz (yaşasaydı Atay'ın 2000'lerde artık
göremeyeceği) bir Avrupalı şehircinin pianı...
Ve bir dev parmak bana dağ mahallesini ve ya-
yıntılannı gösterirgibi olur.
'Onlann asıl medeniyeti ve kültürü işte bu' der."
ABD'de dev maııtar
CHICAGO(AA)-
ABD'nin Oregon
eyaletindeki Malheur
Ulusal ormanlannda, 2
bin200hektar alanı
kaplayan dev bir
, mantar (fongüs)
». keşfedildi.
* Ancak mikroskopla
görülebilecek bir üreme
cisimciğinden (spore)
başlayarak bir örgü gibi
araziyi saran Armillana
Ostoyae (bal mantan)
. adındaki fongüs'ûn
(sûnger gibi kabarcık),
bir örgünün devamı
gibi, toprağı, toprağın
altını ve ağaçlan
kapladığı bildirildi. 3
metre yerin altına
inebilen fongüs'ûn,
ağaçlann köklerini de
etkilediği belirtildı.
Bilim adamlan,
mantann 2400 yıldan
beri bölgede giderek
büyümüş olduğunu
hesaphyorlar.
1998 yılında ormandaki
büyük ağaçlann
öldüğünün
saptanmasından sonra,
havadan helikopterler
ile araştırma yapan
bilim adamlan,
çektikleri hava
fotoğraflannın yanı sıra
araziden 112 çeşit
örnek alarak
laboratuvarlarda analiz
ettiler. Laboratuvarda
ömekleri kültür ederek
DNA araşürması yapan
bilim adamlan, 112
örnekten 61' inin aynı
organizma olduğunu
saptadılar.
Fongüs formundaki
mantann, sadece dış
kenar sınınndan
mantara benzediği
anlaşılabiliyor.
Araştınnacılar,
fongüs'ûn, beyaz latex
boyayı andırdığına
değiniyorlar.
Ağaçlan kaplayan
fongüs'ûn, ağaçlann
besin ve su
emebılmesini etkilediği
ve ölümlerine yol açtığı
kaydediliyor.
Bilim adamlan
mantann büyümesinin
önlenebilmesi için
çare araştuırken
bir yandan da
miryonlarca yıldır var
olan bu mantann,
doğadaki görevinin ne
olduğunu anlamaya
çahşıyorlar. Dev
mantann, Doğu
Oregon'uı kunı havası
ile üişkili olduğu
sanıhyor.
1992 yılında da aynı
cıns bir fongüs,
ABD'nin Washington
eyaletinde bulunmuş ve
bin 500 hektar araziyi
kaplamış olduğu
saptanmıştı.
Âdalet Bakaııı Türk: Af çıkacak
• Baştarafi 1. Sayfada
mamladıktan sonra talepleri ve
iyi hal gösterme şartı aranmaksı-
zın şartlı salıverilirler, diyordu.
O zaman ister bir cinayet işlemiş
olsun, ister birden fazla işlemiş
olsun, bu madde işletilmişti.
Fakat daha sonra SeyfiOktay za-
manında Adalet Bakanlığı, birden
fazla ölüm cezası alanlann bu ce-
zalardan her bin için ayn ayn 10 yıl
yatması gerektığı görüşüyle yazılı
emir yoluna gıtti ve Yargıtay da bu
görüşü benimsedi.
- Böytece birden çokölüın cezas
abmlara yeniden cezaevi yohı gö-
ründü_
TÜRK: Evet Ama burada hü-
küm çok önemli. Hangı maddeye
göre hüküm giydiği önemli. Çün-
kû baa fıiller var ki, örneğin TCK
146'ya göre anayasal dûzeni ceb-
ren değiştirmek için silahlı eylem
yaptığı zaman kaç kişi öldürdüğü-
nün önemi yok.
Tek idam cezası alıyor. Ya da ör-
neğin Abdullah Öcalan, 30 bin in-
sanın ölümünden sorumlu tutulu-
yor ama TCK 125. madde gereğı
tek idam cezası alıyor.
Bazılan ise aynı amaçla dahi ey-
lem yapınış olsa başka maddeler-
den hüküm giyiyor ve her cinayet
için ayn ayn ölüm cezası ya da mü-
ebbet alıyor.
-Yeridûzenlememigerektiriyor,
budurum?
TÜRK: İşte o zaman af kanu-
nunda yapılan, çoğu zaten 1980 ön-
cesi işlenmiş suçlar için bir denge
sağlanmak istendi.
Birden çok alınmış ölüm ya da
müebbet suçlannın tek bir ceza al-
masıöngörülmüştü. Ama olmadı...
- Şimdi MHP yeni seçeneklerden
tatmin olacak mı?
TÜRK: Uzlaşmayı sağlamak
durumundayız. Bir araya gelebile-
ceği dahi düşünülmeyen partiler
birçok konuda uyum sağladı. Bu
konuda da uzlaşma sağlanacakur.
- Anlaşıkhğı kadar Sayın Bakan,
bu seçeneklerden en az biri
MHP'ye sıcak gelecek?!.
TÜRK: Bence hiçbir anlam çı-
karmayınız!..
- Peki af ne zaman çıkar?
TÜRK: Tarih vermek istemıyo-
rum. Cezaevlerindeki insanlar çok
hayal kınkhğı yaşadılar. Beklenti
yaraüp, olmazsa yeni bir hayal kı-
nklığı yaratmak istemiyorum. A-
ma en kısa zamanda çıkması gere-
kir.
Eğer bu kanun geri gönderilme-
miş oisaydı bu arada geçen süre
içinde yaşanan acı olaylann hemen
hiçbiri yaşanmazdı!..
- Eğer af uzarsa bu tür olaylann
yine yaşanabfleceği anlamı mı çüa-
yor bundan?
TÜRK: Cezaevlen cumhuriyet
tarihinin en yüksek doluluk oranı-
nı yaşıyor. Hiçbir zaman cezaevle-
nnde bu kadar insan olmadı. Affın
sonucunda büyük bir rahatlama
olacaktır.
Bir süre önce üç lidere de ikişer
kez mektup yazdun: cezaevlerin-
deki durumu anlattun, affın çıkma-
sı zorunluluğunu ifade ettim. Sanı-
yonım bütün liderler ılke olarak af-
fın çıkması gerektiğı konusunda
birieşiyorlar. Kamuoyunu da tat-
min edecek bir çözüm çıkacaktır.
- 2001'e kahnayacak o halde?_
TÜRK: Umuyorum, öyle ola-
cak!..
EMO'nun avukatı Küçük, bu ücretin herhangi bir mal karşılığı olmadığını söyledi
6
Elektrikte salrit ücret iptal
ANKARA(Cumhurfy€«
Bürosu) - Enerji sektörün-
de plansızlığın, özelleştir-
menin bedeli halka doğru-
dan faturalarla yansunaya
başladı. Kullanılan enerji
miktan 150 kilovat/saati
aşan tutarlara yüzde 50
zamlı tarife uygulanması
karannın ardından evler-
den aylık 500 bin lira sabit
ücret tahsil edilmesi gün-
deme geldi.
Böylece 17 milyon ko-
nut abonesınden aylık 9.5
tnlyon liradan yıllık 115
trilyon lira düzeyinde sabit
ücret tahsilatı yapılması
planlanıyor.
Aynca sanayi abonele-
rinden de 5 milyon lira dü-
zeyinde sabit ücret kesile-
ceği belirtılıyor Elektrik
Mühendislen Odası
(EMO) Avukatı H«y«ti
Küçök, bu ücretin telefon-
da olduğu gibi herhangi bir
mal ve hizmet karşılığı ol-
madığını, yargıya götürül-
düğünde iptale mahkûm
olduğunu söyledi.
- Hükümet, enflasyonla
mücadele programı nede-
niyle TEDAŞ'ın yüzde
2.1'lik aylık zam oranını
yüzde 5 'e çıkarmasına izin
vermezken 150 kilovat/sa-
ati aşan kullanımlarda tari-
fenin yüzde 50 zamlı uy-
gulanması ve her ay sabit
ücret alınması yöntemiyle
yine enflasyon hedefini
olumsuz etkileyecek zam
kararlan almış oldu.
Böylece özeüeştinne
polıtikalan dogrultusunda
yatınmsızlığın, bakımsız-
lığm, kayıp-kaçak oranla-
nnın, özel sektör santralla-
nna alım garantileri tanı-
narak enerjiye yüksek be-
del ödemelerinin faturası-
m halk ödeyecek. Zam ka-
rannın dolaylı yollarla yü-
rürlüğe sokulmasının,
doğrudan zam açıklaması-
nın yaratacağı "ohımsoz
eüdyi" psikolojik olarak
azaltma amacından kay-
naklanıyor olabıleceği be-
lirtiliyor.
EMO Yönetim Kurulu
üyesı Aam Rasan, güç be-
delinin, "sanaykfeSeydije-
hir AJüminyum tşJetmesi
gibi finnlan olan yüksek
ekktrikcekme kapasitesi-
nesahipişyerieriiçinkaru-
iantesislerDedenivleatauuı
bir para" olduğunu anım-
sattı. Evlerde ve her işye-
rinde böyle bir durumun
söz konusu olmadığını,
hepsinden sabit ücret ke-
silînesinin "özeflBdeevler-
dekitûketicflerincebineel
atmak" anlamına geldiği-
ni vurgulayan Rasan, "TE-
DAŞ'ın âçıklannı kapat-
mak için bir yöntem. TE-
DAŞ, >^p-işlet-devretle
knrduldan doğalgaz sant-
ndbrmdan ynksek değer-
leekktrik akhklan için, ku-
rumlardan para toplaya-
madıklan için enerji maK-
yeti artmış bulunuyor. Bö-
yûk sanayi için 5 milyon b-
n önemü değil, ama küçük
sanayi için ciddi bir para"
diye konuştu.
EMO Yönetim Kurulu
üyesi Srtkı Çiğdem de TE-
DAŞ' ın kamu kurumlann-
dan tahsil cdemedıği ala-
cağının 420 trilyon lira ol-
duğunu, devletin yurttaş-
lann cebinden elini çekip
bunlan ödemesi gerektıği-
ni söyledi.
Sokak aydınlatmalannın
en aza indırilmesi, enerji-
nin verimli kullanılması
yerine cebinde parası ola-
nın istedıği kadar elektrik
kullanması, olmayanın ta-
samıf etmesi gibi "palya-
tif çözümkrin" gündcme
getınldiğini anlatan Çiğ-
dem, özel sektöre verilen
yüksek garantilere de dik-
kat çekerek "Paranız var-
sa santralkurun,deviet her
şeyi ayağınıza getiriyor. Bir
taraftan \atandası cezalan-
dınyor. Elektrik fşleri Etüt
İdaresf nin rakamına göre,
enerji doğru kuUamhrsa
kısa sürede 3^ milyar do-
larnk tasamıf sağianabile-
cek" uyansında bulundu
EMO Avukatı Hayati
Küçük ise güç bedeli uy-
gulamasının yasal dayana-
ğı bulunmadığmı vurgula-
yarak şunlan söyledi:
"N'asıl telefonlarda sabit
ücret ahnryordu. Bu \ önet-
meük hükmü deyargı önü-
ne götürüldüğünde iptal
edilir. Verilen bir mal veya
hizmet sözkonusu olmacb-
ğı için iptal ediür."
Hayri Kozakçıoğtu, Istanbul ll Başkanhğı'nda mum ışığı altmda bir basın toplanüsı düzenledi
Elektriğe yapılan zammın adaletsiz olduğu belirtildi
DYP'den 'mumlu'protesto
tstanbulHaberServisi-Hukü-
metin, elektriğe yaptığı son zam-
mın haksız ve adaletsiz olduğu
vurgulanarak uygulamadan vaz-
geçilmesi ve enerji açığımn bir
an önce kapatılması istendi.
DYP Genel Başkan Yardımcı-
sı Hayri Kozakçıoğhı. partisinin
Istanbul Ü Başkanlığı'nda mum
ışığı altmda bir basuı toplantısı
düzenleyerek hükümetin yaptığı
son elektrik zammını eleştirdi.
Kozakçıoğlu, uygulamarun tasar-
ruf niteliği taşımadığını belirte-
rek "Bunun adı doğrudan doğru-
yazamdır. Hükümetyiğitçe 'Zam
yapttm' dîyenıiyor.Topu başkaia-
rma aüyor" dedi. Kozakçıoğlu
DYP tstanbul Ö Başkanlığı'nda
düzenlediğıtoplantıda, "Elektrik
zamnu, CVlF'nin ekonomi prog-
nunsıda bııhınuyor. Ülke ekono-
mismi LMF ydnetiyor, Carlo Cot-
tarellı denetüyor. Türkiye Cum-
buriyeti kendi egemenMk hakbn-
nı kendi kullamp kendi yönetme-
Hdir'' dedi. Hükümetin 3 yıldır
elektrik konusunda kaynaklann
arttınlması yönünde hiçbir ön-
lem almadığıru, "çhi fistüne çrvi
yakılmariığını" adeta "*havanda
su dövdüğünü" öne süren Ko-
zakçıoğlu, "Bunlar suhanhk ka-
rariandır. Demokrasiyle, şeffaf
yönetbnle bağdaşraaz. Nökleer
enerji santrah ihaiesini ertelevip
'lcime sındiremedim' dheceksjn.
Kamuoyunu aldaop şundan bun-
dan vazgeçersen halka neyi anla-
tacaksm'' dedi.
Elektrik Mühendisleri Odası
(EMO) Istanbul Şube Başkanı
Gaziİpek de "Ekzamlaria elekt-
rik enerjisini lüks tüketim araa
haüne getirmeyin. Çünkü ekkt-
rik enerjisi insanhk hakkıdır" de-
di. Ipek. elektriğın >-üzde 30'lara
varan ıletim kayıplan dahıl, tü-
keticiye ulaşıncaya dek maliyeti-
nin 18 bin 650 lira olduğunu, an-
cak yurttaşlara 40-45 bin liraya
satıldığmı vurguladı.
Sağlık Derneği Başkanı Dr.
Akfi Akça ise 150 kılovat saatin
üzennde tüketim yapan konuda-
ra yüzde 50 zam yapıp, sanayici-
yi zammın dışında tutmanm
mantığımn son derece sakat ol-
duğunu söyledi Akça. "Sanavi-
ci tüketimin karşılığında üret-
mekteve kazanç elde etmektedir.
Oysa konutta tüketim yapan
yurttaş zor koşullarda kazandığı
para ile ödeme yapmaktadm
Zammın sadece konurlara yapu-
ması çifte standarttır'' dedi.
Ankara'ya yürüyen öğretim üyeleri, ilk olarak Bahçeli ile görüşmüşlerdi
Osmaıı Çakır'ı MHP destekliyorANKARA (Cumhariyet Büro-
sn) - Samsun Ondokuz Mayıs Üni-
versitesi rektörlük seçimlerinde bi-
rinci ohnasına karşın atanmayan
Prof. Dr. OsmaııÇakır'a destek gı-
nşimlennı MHP'lı kadrolar yön-
lendiriyor. MHP'ye yakın öğretim
üyelerince kurulan Türk Ünıversi-
te-Sen'in Çakır'a destek açıklama-
sı, MHP'h Sağhk Bakanı Osman
Dnrmnş'a ait fakstan göndenldi.
Ankara'ya gelen öğretim üyele-
ri, en büyük desteği ilk olarak gö-
rüştükleri Başbakan Yardımcısı
Deviet Babçeti'den ahnışlardı.
Kuruculan arasında Osman Dur-
muş'un bulunduğu Türk Ünıversi-
te-Sen'in başkanı Doç. Dr. Şûkrü
Koç, halen Osman Durmuş'un adı-
nı taşıyan faksla basın kuruluşlan-
na açıklama yaptı. Açıklamada,
297 oy alan Çakır'ın yerine 71 oy
alan Prof. Dr. FeritBernay"ın atan-
masuıın tüm demokratik çevreler-
de tepkiyle karşılandığı savunul-
du. Sendika, Cumhurbaşkanı Ah-
met NecdetSezer'ın yaptığı atama-
yı, durumu demokratik biçimde
protesto etmek isteyen öğretim gö-
revlilerine polisin saldırdığını be-
lirterek Samsun Emniyeti'ni de kı-
nadı.
TBMM YÖK Araştırma Komis-
yonu Başkanı MHP'lı Mustafa Gül
de iki üniversitede en yüksek oyu
alanlann rektör olarak atanmama-
sının sıkıntı yarattığını dile getirdi
Gül, "Ancak SayuıCumhurbaşka-
nımnm hukuk adamı ounası mü-
nasebetiyle, böyle biryetkisi bulun-
duğunu da kabul etmek ve sonuca
saygıduymakgerekiyor'' dedi. De-
mokrasınin olmazsa oknaz koşulu
sayılan seçim sonuçlanna saygılı
olmak gerektiğini kaydeden Gül,
şöyle konuştu: u
Bu,demokrasiacj-
smdan ayipür. İki üniversitede en
yüksek oy alanlann atanmamış ol-
ması hoş olmadı. Oradaki öğretim
üyeleri tümden hiçe sayıldı. Tek de-
receli ya da iki derecejî seçim olur.
YÖK Başkanı'm da TBMM seç-
meK; Sayıstay Başkanı'm TBMM
seçiyor, Sayıştay Başkanı siyasaDa-
şıyor mu. böyle seçfldi diye. Kriter-
ler befiriensin, TBMM seçsin. Ay-
nca böyle bir kunıma ihtiyaç da
kalmadı. YÖK, 12 Eylül'ün ürünfl.
Bugün reddedikn bir kurum. 57.
hükümetin protokolünde yer aldı-
ğı gibi, YÖK eşgüdüm kurulu ha-
hnegetirümelL Yaptanm gücii olan,
üniversitekri baskı aranda rutan bir
kurum olmaktan çıkarümah. Bu-
gün ünrversitelerde laik-antilaik
kavgası değil demokrat olanlar ve
olmayanlar mücadelesi vardır."
Araştırma komısyonunun MHP
tarafından YÖK Başkanı Kemal
Gürüz le pazarlık aracı olarak kul-
lanıldığı, Gürüz'ün Bahçeli üe gö-
rüşmesinden sonra bu tür yorum-
lann yaygınlaştığına dikkat çekı-
lerek yöneltılen bir soruya da Gül,
" Yalan. Gürüz'le görüşme, komis-
yonla ilgtti değU ABD'deki bir olay-
la ügili" yanıtını verdı. Gül, TB-
MM açıldığında YÖK Yasası'nuı
değişmesi için çaba gösterileceğı-
ni vurguladı
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
yolculukbaşlıyor...
Bir de "Bir dahaki sefere gelirimler var ki, sor-
mayın!
Önumüzdekı günlerdeAnadolu'dan insan, coğ-
rafya, tarih manzaralannı tek tek paylaşsam diyo-
rum... "Merhaba" yazısında bu paylaşımlann sa-
tır başlarından kuçük bir demet...
Çanakkale Savaşı'nın geçtiği yerierin adlan her
şeyi anlatıyor:
Cesarettepe, Kanlısırt, Bombasırtı, Şehitler Te-
pesi, Süngübayın, Albayrak Sırtı, Kemalyeri, Alçı-
tepe, Korku Deresı, Haıntepe, Sargı Deresi...
Alçıtepe'de bir müze var, kapısında şu yazılı:
"24 saat açık!"
Burada yaşayan Fatma - Selim Mutlu çifti, tar-
lalardan çıkan savaş kalıntılarını evlerinde topla-
mışlar, sergiliyorlar. Geceyarısı gelseniz de zile ba-
sıyorsunuz, müzeyi dolaşıp gidiyorsunuz. Giriş üc-
reti yok, çıkış bağışı var. O bağışlar tariadan mü-
ze malzemesi getiren köylüye veriliyor. Fatma Tey-
ze unutamadığı pek çok anısını anlattı. Bin şu:
Bir sabah tarlada potin bulmuş, eline almış. İçin-
de ayak kemiklerı duruyormuş!
Kaz Dağlan'nı, dağın eteğinde, ormancı Bayram
Kılıç'tan dinledım. Yaşadığı yerin farkında, "Dün-
yanın en güzel yerinde hayat sürüyoruz" diyor.
"Burası her mevsım ayn güzel" deyip ballandıra
ballandıra anlattı. Hemen altımızdan birsincap ge-
çince gülümsedı; "Bunlar bızım dikim işçilerimiz-
dir. Sincaplar cevız gibi katı kabuklu meyveleri se-
verier, yerler. Fazla bulunca, sonra yerim deyip
toprağa saklahar. Ama bulamazlar. Ceviz filizlenir,
ağaç olur..."
Yörük çadırında badi
Toroslar'ın tepelerindeki, eteklerindeki yüzlerce
y'ayladan birkaçını, yaşamının önemli dilimini Yö-
rükleri araştırarak geçiren Musa Seyirci'yle dolaş-
tım. Kıl çadırlarda çay ıçtik, gece olunca oracıkta
kaldık. Yorük kulturu son demlerini yaşıyor. Baba-
lar çocuklannı yaylaya çıkmaya ikna etmek için
onlar ne ısterlerse yanlarına alıyorlar. Amanos Yay-
lası'nda boyu posu, bıyığı, her şeyiyle "Ben Yörü-
ğüm" diyen Hüseyin Dayı'nın çadırında vücut ale-
- ti gördüm. Hüseyin Dayı aleti gösterip anlattı:
-j "Bu badi şıpır dedikleri. Ben de öğrendim, ama
biryennden kırtldı. Şimdi kullanırken çocuklarkı-
nlan yen tutuyohar..."
YÖrük Hüseyin Dayı'nın, üç direkli kıl çadırda, to-
runlarıyardımıyla "badi"yaparken çektiğimfotoğ-
raflannı ömür boyu unutamayacağım...
Akşehir'F, Nasretttın Hoca Dernegi'nin yönetici-
si, Cumhuriyet gönullusu Ismet Şenoğlu ile do-
laştım. Yolda, kahvede, çarşıda rasgele sohbetler-
de Nasrettin Hoca'nın ızlerını aradım. Yeryerbul-
dumda... Kenanlpekli, 1950'den bu yana eğitim
düzeyimizin yükseldığını söyleyip ekledi:
"Menderes geldı arsızlığı öğrettı, Öza\ geldi
hırsızlığı öğretti!"
Eğridir, Akşehir, Beyşehır göllerine sonra girelim!
Türkçenin başkenti Karaman'da Yunus Emre
- lîjrbesi.'nin karşısındaoturup çevresindekilere bil-
giler veren Ahmet Hoca ya gore, Kıbns savaşını
türbenin etrafında mezan bulunan sanklılarla ka-
zandık. O gün mezardan çıkıp cepheye gittiler, dö-
nüşte "Padişahım savaşı kazandık" dediler. Araya
girip padişahlığıo çoktan kalktığını söyledim, ters
ters baktı, "Sanklılar öyle demiş" deyip derslere
devam etti...
Çatalhöyük, Hattuşa, Şapinuva, Alacahöyükge-
zileri ayn ayn anlatılması gereken yerler. Çorum
çevresindekı gezinin ikinci gününde Alacahöyük
Kazıevi'nde kaldım. Arkeolojiyi, Anadolu kültürü-
nü böylesine seven kışilerle karşılaşmak, umutve-
rici bir mutluluktu. Günluk çalışmadan sonra arke-
oloji öğrencisi gençler, Atilla'nın gitan. Orkun'un
sazı eşliğinde geceyı aydınlattılar. Içlerinden
Özay'ın doğaçlamalan ünluymüş...
Arkadaşları "haydı" deyince güleryüzle başladı.
Bir yanağını Hitit krallarına, bir yanağını kazı arka-
daşlanna, alnını kazı başkanı Prof. Aykut Çınaroğ-
lu'na değdirir gibi sempatik vücut hareketleriyle
destansı bir doğaçlamaya girişti. Ben de payımı al-
dım:
Sabah 5'te kalkacağız/ kahvaltımızı yapacağız/
sonra gideceğiz açmayal göreceğiz kültürümüzü/
Balbay abi de bir fırça alırf bizle sûpürûryerieri...
[email protected]
Ortoöğretimde
8+4formü1ü
H Baştarafi 1. Sayfada
birleştirmedeki amacı-
mız. eğitimde kaüteyi art-
nrmakür."
Bostancıoğlu, uygulan-
makta olan 8 yıllık zorun-
lu ilköğretuıun başanyla
devam ettığinı, fizikı alt-
yapıdakı ıhtıyacın da bü-
yük ölçüde giderildığinı
söyledi.
Türkiye'de eğıtım ve
öğretimdeki altyapıda
çok önemli sorun olma-
dığını bıldıren Bostancı-
oğlu, şöyle devam ettı:
"Tek sorunumuz kalite
ve bunu yakalayacağız.
Avrupa Birliğistandartla-
nnj göz önüne alarak or-
taöğretimi yeniden yapı-
landıracağız.
Türkiy e genelinde.
meslek lisesinin bir bölü-
münden mezun olanlann.
ABdeki Ulkelerden birin-
de istediği gibi iş bulma
imkânı elde edecek düze-
ye gelmek istiyoruz."
Türkıye'dekı okııllarda
çok çeşıtlı bölümler bu-
lunduğunu anlatan Bos-
tancıoğlu. konuşmasını
şöyle sürdürdü:
"Ülkemizde 76 çeşit or-
taöğretim kurumu \ar. Bu
okullarda marangozluk,
aşçıiık gibi çok çeşitli bö-
lümler tnevcut Şunu yap-
mak istiyonız:
Aynı liseden. yalnız
farklı bölümden mezun
olma imkânı tanuıacak.
İsteyen bir ögrenci, farkh
iki bölümün derslerini
okuvabilecek. Bu uygula-
ma, AB ülkeieriııde oldu-
ğu gibi ünrversitelerde de
aynıduv"
Özel idare hizmetbina-
sının temelini attıktan
sonra öğretmenevinin
açılışını yapan Bostancı-
oğlu, burada yaptığı açık-
lamada da eğitim ve öğre-
timdeki başansızlığuı se-
beplerinı bulup çözecek-
lerini belirterek şunlan
söyledi:
"Herkes bana müdür-
lük. öğretmenlik tayini
için geliyor. Ben başanlı
ögrenci yetiştiren öğret-
nıenlerin destekçisiyim.
İhtiyaç fazlası bulunan bir
yere atama isteniyorsa,
kafama tabanca dayasa-
lar, bakanlığınıa tanklan
yöncltselcr. kimse bana bu
tayini yaptıramazT