Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 AĞUSTOS 2000 PAZAR
10 dishab@cumhuriyet.com.tr
Zaman nasıl kayıp gidiyoryaşantımızdanOrkünç bir gûrültüyle akıp duran
köpûklü beyazlığın ilk başlangıcı,
Niagara Irmağı'ydı. Ta uzaklarda
Ontario Gölü'nün hırçın dalgalanyla
güçlenen şelalenin dış çevresınde,
yeşilin bin türlü çiçeklerle örtüştüğü,
Niagara adlı küçümen kent
uzanıyordu. 1812 Kanada-ABD savaşı s
ırasında sayısız kez el değiştiren
Niagara, daha sonra kesinlikle
Kanada'nın bir parçası olarak
kalacaktı. Kırmızı lalelerin, uçsuz
bucaksız kapladığı parklar. öbek
öbek begonyalarla, ayçiçekleriyle
gönenmişti. Yapısal beğenisi,
çevresiyle uyuşuma tutkun bir görgü
kentinin varlığuu kanıtlayan Niagara,
her bölümüyle görkemli bir
varsılhğa erişmişti.
Yülardır, şelaleye yakın bir bölümde
oturan Amerikah göçmen arkadaşım
Robert'in konuğuydum bu kez. Çağcıl
bir Robenson'du Robert. Tûm Niagara
onu ta 1970'lerden bu yana, "Gemiri
Bob" olarak tanıyordu. Bizim, "Aşk
Gemisi" diye anımsadığımız TV
dizisindeki gemilerde, dans hocalığı,
mûzısyenlik ve yolcu karşılayıcılığı
yapmıştı. Niagara Şelalesi'nin tüm
görkemiyle döküldüğü bölümde, demir
parmaklıkların çemberlediği duvarlann
ardında. bir ışıltı cümbüşü başlamak
üzereydi. Niagara, geceyle
daha görkemli bir gizeme
dönüşüyordu. Ingilizce'de
Robert adını kısa
biçimiyle çağırdığım
"GemkiBobn
ladaha
önceki buluşmalanmızda
olduğu gibi, yine anı
tazeledik.
Ben ona, Avrupa'yı, Asya kentlerini,
Küba ve Meksika'yı anlatırken o da
bana doğup büyüdüğu Amerika'yı,
Panama'yı, Gûney Amerika'yı
anlatırdı. Kanada'ya göç etme karan,
Montrealli eşi Helga'nın sürekli
ısranyla oluşmuştu. Eşının ölümünden
TORONTO
ENGtN
AŞKIN
sonra Toronto'ya gelen
Bob, 1970'leredoğru
Niagara'ya taşınmıştı. 5 yıl
önce yitirdiği eşinin
bıraktığı acı, onu çok
yıpratmıştı. Bir süre,
Toronto'da gemilerdeki
^ ^ ^ ^ ^ serüven gûnlerinden
^ ~ ~ ^ ^ ~ tanıdığı Vietnamlı,
Taylandlı ve Burmalı dostlanyla birlikte
yaşayan Bob, bir kartpostal güzelliğinin
öz tanımı olan Niagara'ya yerleşmişti.
75 yaşındaki Bob, her davranışıyla,
yetiştiği sanatsal evrenin zarafetini
yansıtırdı. Çenesının tümünü kaplayan
sakalı, puıl pınl konuşma biçimi ve
özenli giyimiyle özgün görünümlü bir
adamdı Bob. Ressamlarla, şarkıcılarla
ve konser sanatçılanyla dopdolu bir
ailede, sevgi ve mutlulukla büyümüştü.
Bir balayı kenti olan Niagara sokaklan,
her zamanki gibi, yeni evli çiftlerle
dopdoluydu. Beyaz giysili gelinlerin
kucakladığı lacivert giysili genç
adamlann hemen ardında, bitimsiz bir
kıvanç tablosu vardı.
Tûm Kanada mozaiği gibi,
her bölûm düzinelerce dilin
konuşulduğu bir
Babil bahçesiydi. Balayı için
Niagara'ya gelme âdeti, Fransız
Imparatoru Napolvon'un
Kentler de özlenir, geride
kalan sevgililer gibi
Stockholm, eskiyle yeninin
köşe kapmaca oynadığı ve
ziyaretçilerine çok şey
vermeye hazır bir kent. Bir
yandan tüketim toplumunu
parmağında oynatan ileri
teknoloji ûrûnü yeni
değişikliklerle kentin çehresi
değişiyor. Kentin kalbi ve ilk
kurulduğu yer Gamla Slan
(Eski Kent) bile bundan payını
alıyor. Evet,
arnavutkaldınmlan, daracık
geçitler ve yollar olduğu gibi
korunuyorsa da bu
dokunulmaz bölgeye bile
sağdan soldan parrnak atılıyor.
örneğin adacığın Söder
Mahallesi'ne (Gûney)
köprüyle bağlandığı noktadaki
küçûk bir bölûme rekJam
panolan içeren demirden kule
gibi direkler yerleştirildi.
Altına basket potalan kondu.
Doğru, bundan hemen
çocuklar ve gençler mutlu
oldular ama,
Stockhohn'e
gemiyle
gelinirkenki o
nefıs manzara,
hani çorbada sinek
örneği, yara aldı.
Sarurım yaşlı
Stockholmlulann
keyfi kaçtı.
Isveç'in "SaitFaik'i" Gustav
Rnoe Eriks'in ömrü yetmedi
bunu görmeye. Görseydi kim
bilir neler yazardı. Çünkü
öykûlerinde o, aynen sevgili
Sait Faik gibi kişileri ve
mekânlan birlikte yaşatarak ve
yaşayarak anlatırdı. Sözûnü
ettiğim Eski Kent ve Söder
onun Burgazadası'ydı.
Birbirinden bu denlı farklı ve
ayn iki ûlkenin birer yazan
arasındaki bu benzerlik, insan
sıcaklığındaki ortaklık beni
çok düşündürmüşfür ve aynen
şu anda, bu satırlan yazarken
olduğu gibi, gûlümsetmiştir.
Stockhohn'e îsveç'in
kuzeyinden, Norrland'dan
gelip yerleşenler, bu kente bir
tûrlü ısınamazlar.
Onlara her şey dar ve
sıkışık gelir.
Alışkındırlar çünkû
Norrland'ın açık ufkuna, çam
ağaçlannın taçıyla sınırlanan,
STOCKHOLM
geceyansı gûneyi yaşayan
gökyüzüne. Geçen yıl
kaybettiğimiz Isveçli yazar
Svcn O Bergqvist de Norrland
özlemiyle yaşayan kitaplannda
dönüp dolaşıp çileli
gençliğinin geçtiği bu bölgeyi
anlatan, her hemşerisi gibi
"Surströmming" seven
(konservede 'ekşhilmiş' regina
balığı, kokusu felaket, tadını
bilmem) bir "yeni"
Stockholmluydu. Eski Kent'i
Söder'e bağlayan (ve basket
potalannın yerleştirildiği)
Slussen'de "Akıııtr adlı bir
restoranda oturmuştuk bir kez.
Karşımızda Finlandiya'ya
gidip gelen dev gemiler vardı.
Akşamüstüydü, gölgeler
uzamaktaydj. Gökyüzü elma
gibi kızarmaya başlamıştı.
Sanki güzel bir yaz günü
bitiyor diye utanmaktaydı. Ben
ve Söder'i yazan dostumuz
Dan Meüin, Sven O'yu
dinliyorduk. O,
gözleri Baltık
Denizi'neaçılan
boğazda, piposunu
tüttürerek
GURHAN anlatıyordu , ,, .
UÇKAN Norrland'ı.
Stockholm'deydi
_ Ü ^ _ ^ _ ama. Norrland'da
yaşıyordu. "Bu
kentte hep eğreti kaldım,"
dıyordu, "sevdim ama
yerieşemedim."
O anı gende kaldı, Gustav
Rune Eriks'in Stockholm'u da.
Neyse ki kitaplar var hiç
unutmayan. Ama nasıl Sait
Faik'in son kuşlan artık yoksa
Burgazada'da, nasıl yoksa
Salah Birsel'in. Orhan Veti'nin
kahveleri, Demir Özlü'nün,
AttMâ tlhan'ın
u
Le Bon'u,
Markiz'i, Stockholm'de de o
romanlara, şiirlere, öykülere ve
bestelere sığmayan kent yok
artık. Slussen'deki o akşam biz
üç edebiyat tutkunu, koyu
kırmızı ve derin lacivert ufka
bakarken geride bıraktığımız
birer sevgili gibi "kendi"
kentlerimizi düşünüyorduk.
Bir daha asla bıraktığımız gibi
bulamayacağımız kentlerimizi,
aynen yollanmızın bir daha
birleşmeyeceği eski bir
sevgiliyi düşûnür gibi.
Tanrıça
birayla
kutsandı
Boüvya'daki Aymara
kmlderilileri, tannçalan
Pachamama'yı
(Dünyaıun annesi) birayla
kutsadılar. Ağustos ayı,
And \erlileri için adak
ayL Yerlfler, başkent La
Paz yakınlanndaki kutsal
Cumbre'de dözenledikleri
ayinde, tannçalanna,
sağhklannı koruması ve k
endilerine bol ürün verme
si diJeğiyle adakiar adadıl
ar. Pachamama'ya adana
n Uginç şeyler arasında ko
ka yapraklan, şeker, hayv
an yağı, lama ceninL kuru
meyve, maden tozu, alkol
vebiravar.
(Fotoğraf: REUTERS)
erkek kardeşinin balayıyla başlamıştı.
19. yüzyıl başlannda, Kuzey Amerika
kıtasında, Fransa'nın egemenliğinde
bulunan şimdiki Louisiana
eyaleti, 1803 yılında, ABD'ye
parayla devredilmeden önce,
Kanada yolculuğuna çıkan - •
imparator kardeşi, 1.5 aylık bir balayı
yaşamıştı Kanada'da. Şelalenin dev
dalgalara dönüştügü anaforlu bölûmün
hemen gerisinde, içi turistlerle dolu
bembeyaz bir gemiyi izledik. Doğa
görkemine en yakın sularda, bacasında
buharlar fışkıran "Maid of Mist" adlı
geminin tüm yolculan, özel giysilerle
örtünmüşlerdi. Şelalenin dev bir hızla
döküldüğü bölümden,
yukanlara tırmanan çisilri
yağmurundan ıslanmamak için
herkeslerin bûründüğû san
giysiler, gözleri
kamaştınyordu. Gûndüzleri
izlenen bir başka görünüm,
doğanın belki de en yüce
güzelliğini simgeleyen bin
ıenkli ebemkuşağının
varhğıydı. Ebemkuşağı, hemen
her hafta bir renk kavisi
çizerek, Niagara Şelalesi'ni
kucaklıyordu. Gecenin
yıldızlarla ışıldadığı o sonsuz
görünüm, sûmbûl kokusuyla iç
içeydi. Bir otel bahçesinden,
dinlemeden edemeyeceğimiz
gür sesli bir şarkıcının sesini
duyduk ansızın. Hâlâ
şarkıcılığını sürdüren Tom
Jones'un bir ûnlü şarkısıydı
yankılanan: "Funny How Time
SBps Away"... Bir melankolinin
öyküsü olan o şarkıda,
şimdilerde ağzımızdan hiç
dûşmeyen bir yakınma da
vardı: "Netuhaf zaman nasıl
kayıp gidiyor" yaşantımızdan.
Sanal dünyada heba edilen Özgürlük...
Kendinizi sanal dünyanın âlemine
kaptınrsanız, zamamn ne kadar hızlı
aktığuu fark etmeden koca bir günü ekran
başında geçirebilirsiniz. Ne var ki bu
zaman diliminin büyüklüğünü ay sonunda
posta kutunuza atılan telefon ve lntemet
faturalanndan öğrenebilirsiniz!
tnternet teknolojısıyle yaratılan yeni sanal
dünyada neredeyse yok yok, bulmak
istediğiniz bilgi, belge, kişi, kurum, ülke
ya da kent, her şey var. Sosyal yaşamla
mesafeli yaşayanlann gerçek olmayan
dûnyaya akışı hızla sürûyor. Amerikaü bir
gencin, kendini 1 yıl odasırıa gönüllü
hapsedip Intemet'le yaşamasını
yadırgayanlann sayısı çok fazlaydı.
Bir pazar günü plansız yaşamak ve evde
bilgisayannuzın ekran, klavye ve mouse
(fare) üçlüsûnde bir program yakalamak
niyetindeyiz. Aylardan temmuz ya da
ağustos olması fark etmiyor, eğer
gökyüzündeki mavi perdeyle aranızda
zifıri karanlık bir perde varsa...
Yağmurun şınltısım, çıkardığı sesi,yerle
kucaklaştığında anlıyorsunuz. Hafta
sonunun güneşli ohnası için pazartesiden
itibaren yalvarmaya başlanz. Oysa
yakanşlar boşuna, o bildiğini yapıyor...
Pazar günü evde hapse mahkûm olmak,
doğal mahkûmluğumuzdan olmalı...
Mahalle ve sokaklar boşahnış,
milyonlarca îngiliz, tatil için Akdeniz
ve Amerika'ya dâyanmış. Yağmur, -
sessizliği bozsa da sokaklarda
canlılara rastlamak zor. Tûrkiye dışmdaki
Tûrkiye'de yaklaşık 4 milyon insammız
yaşıyor. Pazar akşamlan on-line kanallan
olağanüstû bir gün yaşar. Bütün dünyada
350 milyon insamn înternet kullandığı ve
bu sayımn giderek çoğaldığı varsayılıyor.
Bılgisayanmızı açıp bazı araştrrmalardan
sonra bir video konferansına konuk
olduğumuzu, yediğim küförlerden sonra
anlamıştım. Konferans odasında 20'yi
aşkın kişi, dünyanın dört bir yanından
katılmıştı. Kadın ve insan haklanndan
tutun da yerel ve ulusal
politikalara kadar her şey
tartışılıyor. Aslında
hiçbir şey tartışıhruyor,
karşıüklı küfrediliyor.
Herkes takma bir isimle
kanala girmiş,
konferansa sözlü ya da
yazılı katılıyor.
Video görüntülü
kanala giremiyoruz,
kamerasızlıktan. Sitenin üst köşesinde
Bülent Ecevh'in resmini görünce o kanala
yöneliyoruz. Siteye girdiğimiz anda
değişik kanallarda en az 200 kişi daha var.
Konuşma ve yazışmaların çoğunluğu
Tûrkçe yapılsa da araya Almanca,
Ingilizce, Fransızca, Flamanca, Italyanca,
Ispanyolca, hatta Kürtçe kanştıranlar dahi
vardı. www.sesBchat.coin sitesinde her
konuda açılan kanallar, herkesi kimliksiz
ve ücretsiz konuk ediyordu. Geyik, dost,
LONDRA
sevgi, spor, ekonomi, bekârlar, şiir,
politika, şarkı, türkü gibi kanallarda
gezinip durduk. En seviyesiz kanalın
"geyik" olduğunu anJatmaya bile gerek
yok. Yaşamınızda hiç duymadığmız
küfurleri duyarsmız. Karşılıklı hakaretler,
tehditlerin bini bin türlü... Ülkücü 27,
Çatlı, Sıvaslı ülküdaş, Niğdeli Kûrşat'ın
oluşturduğu blok, "geyik" kanalında tam
bir kürur terörü yaratıyor. Karşısındaki
Saldır, Devrim 35 ve Ali'nin oluşturduğu
blokun seviyeli tartışma istekleri nafile.
Bu hengâmenin içerisinde
kendimizi "dost" kanahna
atıyoruz, biraz da buradaki
havayı solumak için. Dost'taki
konu; kadın haklan. Brüksel,
KATJİM New York, Birmingham ve
LAÇIN Frankfurt'tan katılan 5 bayan
ve 20'den fazla erkek
^ ^ _ _ ^ _ taröşıyor. Başta biraz seviyeli
görünen konferansa, bir süre
sonra dalış yapan Înternet teröristlsri
konuyu saptınp hedeflerine ulaşmanın
zevkini tadıyorlar. Amsterdam'dan katılan
genç, "Başbuğ Türkeş" sloganlan atıyor,
karşı koyanlann fazlalığı onu daha da
hırçınlaştırmış. Susurlukçulan destekleyen
konuşmalar, sol ve emek cephesine
küfûrler ederek tatmin olan bir fanatik...
Eline geçirdiği mikrofona yaklaştırdığı
müzik setinde Ozan Arif in ülküdaş
destanlannı kendine has melodiyle
seslendiriyor, bu faşist terör bir saat
sûrüyor. Kanalda yavaş yavaş çekilmeler
oluyor. Buna başkası, Ahmet Kaya'nın
şarİulannı dinleterek karşı koyuyor,
karşılıklı küfür ve çekişme biz on-line'dan
ayrılıncaya kadar sürüyor. Yurtdışındaki
Türkiye, kendine has özellikleri olan,
değişik web siteleriyle tnternet üzerinden
insanlara ulaşıyor. Ingiltere'de
www.turkserve.coni, Yahoo, WSNT
frrin
Hotmail. Freeserve gibi înternet servisi
veren sitelerde oluşturulan Tûrk
odalanndaki chat'ler (sohbet) özellikle
gençlerin üssü durumunda. AOUdeki
Türk, Ayyıldız ve Türkiyem isimli
odalardaki durum da pek farklı değil.
Bugünlerde en gözde site ise
www.sestichatcom'dur Avrupa'mn bütün
ülkelerinden, Türkiye, Avustralya, Yeni
Zelanda, Kanada ve Amerika'dan
katılanlar oluyor. Pazar günleri, dünyanın
dört bir yanından katılan ve Tûrkçe
konuşanlann buluştuğu zamandır.
Bir on-line söyleşisi yapmak hedefıyle
girdiğimiz konferans odalanndan
elimiz boş dönüyoruz. Herkes kendi
âleminde, beyninde yarattığı kurgulan
Internet'te gerçekleştirme çabasında.
Sanal dünyaya kendini bırakanlann
küfurleri de sahte, isimleri de.
Bütün bu olumsuzluklara inat, güzel
insanlar da var, tartışmalarda...
Bunlan çoğaltmak ise sanal dûnyadan
geçmiyor. Gerçek, dûnyadaki s
yaşamımızdadır...
attilâ ilhan
Sultan Galiyef
Avrasya'da Dolaşan Hayelet
Afltfitaı;
Mostıfa KemaTin
teztefiyfe
Grtyef'n
"MazMar
teşebtaisıi
benzerliğe dikkat
selım ııerı
evimizin
tek
ıstakozu
Cumhuriyet Sövlesileri
1. Bir Sap Kırmızı Karanfil
2. Ufkun Arkasını Görebilmek
3. Sultan Galiyef
Ona "hüzünlerin, yalnızhklann romancısı" dendi.
"Şiire yakın" hikâyeler yazdığı ileri süriildü. Türkçe'ye,
anadiline bağlılığını kanıtladığı belirtildi. "Çağdaş
edebiyatımızın klasiği" bile dendi.
Aslında bir obur'du. Hüzünler, yalnızlıklar, şiirler
mutfak kapısı önünde, sofra başında sönüp gidiyor,
yerlerini dindirilmez bir iştah alıyordu.
Soframızın, mutfağımmn geleneğinden yemek tari-
flerine, yemek kültürümüze; ünlülerin sofra başı söyleşile-
rinden yemekli dedikodulara, yemekli sahnelere,
îstanbul'un yemek dünyasına ve bir sofra öyküsüne -
yazar orada hâlâ hüzünlerden söz açmaya çalışıyor-
edebiyanmızda benzeri olmayan, iştahlı, ratlı dilli, pastalt
gatolu bir kitap.
Oğlak Yayınları
2750000TL.
2750000TL
4500000TL
• BİLGİ YAYINEVİ
ÇAYCUMA 2. ASLIYE HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
Sayı. 2000/70
Davacı Murat Demir vekjli Av Haltt Oktar Köktûrk tarafın-
dan davalı Selma Demir aleyhıne mahkememıze açılan velav el
davasının yapılan açık yargılaması sonunda venlen ara karan ge-
reğınce, Çaycuma ılçesı Madenler köyünde ıkamet eden Mahır
kızı 1981 d lu Selma Demır'e tebligat yapılamamış olup adresı de
tespıt edılemedığınden 7201 sayılı Tebligat Kanunu geregınce
ilanen tebligat yapılmasına karar venlmış olup gazetede ılan edıl-
dikten 10.10.2000 günü duruşmaya gelmesi veya kendısini v ekıl-
le temsıl ettirmesi ilanen teblığ olunur. Basın 43286
İZMİR 2. ASÜYE HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
'" - ' İLAN
1997/216
Davacı Emıne Özipek vekili tarafından davalüar Cemal
Katırcı, Cavide Katırcı, Naide Koç ile Mehmet Mutlu
aleyhıne açılan tapu iptali davasının mahkememızde yapı-
lan açık duruşması sırasında. Dabili davalı Mehmet Mut-
lu, Mustafa Mutlu, Nurdan Mutlu, Hakan Mutlu, Ali Mut-
lu, Hatice Mutlu, Müvettet Önal, Ömer Mutlu, Serap Mut-
lu yapılan tüm araştırmalara rağmen bulunamadığından
dunışma günümüz olan 22.9.2000 saat 9.30'da bızzat mah-
kememızde hazır bulunmalan veya kendılenni bir vekil ile
temsıl ettırmelen gelmedıklen veya kendüennı bir vekil
ile temsıl ettirmedSden takdirde duruşmaya gıyaplannda
devam olunup karar verileceğı hususu tebligat yerine kaim
olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 27.6.2000. Basın: 43880
SAĞLIKBAKANLIĞI
DR ZEKAt TAHtRBURAK KADIN SAĞLIĞI
EĞİTtM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ
BAŞTABÎPÜĞl DÖNER SERMAYE
SAYMANUĞI
SATINALMA KOMİSYONU
BAŞKAMJĞI
tLAN
Fish ve sitogenetik çaJışmalar için work station sistenu
ahmı ıhalesı
1- Sağlık Bakanlığı Ankara Zekaı Tahir Burak Kadın
Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin Fish ve sitoge-
netik çalışmalar için work station sistemi ahmı ıhalesı
84/8213 sayıh Döner Sermayeü Kuruluşlar Ihale Yönet-
meliği'nin 29. Maddesi'nin (a) bendı gereğince kapalı tek-
lif usulü ile ihale edilecektir. 2- thale 18.08.2000 Cuma
günü saat 10.00'da hastanemiz konferans salonunda top-
lanacak ihale komisyonu marifetiyle gerçekleştirilecektir.
3- İhale ile ilgili şartname ve eÛeri, hastanemiz sannal-
ma bürosunda ücretsiz olarak görülebıleceğı gibi
20.000.000.-TL (Yirmimilyon) karşüığında da temm edi-
lebilir.
4- Yukanda belirtilen Fish ve sitogenetik çalışmalar için
work station sistemi ahmı ıhalesı
Muhammen Tutan: 105.000.000.000.-TDür.
Geçicı Temınatı: 3.150.OO0.0O0.-TIjair.
5- Ihaleye katılmak ısteyen talipliler ihale ile ilgili tek-
lıf mektuplannı ihale saatıne kadar sıra numaralı alındı
makbuzu karşüığında hastanemiz satın alma bürosuna tes-
hm edebılrrler.
6- Ihaleye katılmak isteyen taliphler, teklif mektuplarm-
da;
a- Kanunı ıkametgâh belgesi,
b- Tûrkiye'de tebligat adresi göstennesi,
c- Ticaret ve/veya sanayi odası belgesi vermesi,
d- Imza sirküleri vermesi,
e- Ihaleye vekiller katılıyor ise vekâletname ve vekille-
rin imza sirküleri,
f- Geçici temınat vermesi,
g- Idari ve teknık şartnamede yazıh diğer belgeleri; dış
zarflannda bulundurinalıdırlar.
h- Ortak gınşunin ihaleye gırmesı halinde ortak gırişım
beyannamesi vereceklerdir
i- 1dan şartnamenin 3. maddesinde ve teknik şartname-
de istenen diğer belgeler ihale dış zarfına konulacaktır
6- Ihaleye posta yoluyla katılabilırler, ancak postadan
kaynaklanabilecek gecıkıneler dikkate alınmaz
7- Komisyonumuz ıhaleyi yaprp yapmamakta ve uygun
bedeli tespitte serbesttir. llgililere duyurulur. Basın: 43916
tZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ REKTÖRLÜĞÜ
2000 - 2001 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILIGÜZ YARIYILI
YATAY GEÇİŞ KONTENJANLARI
Enstitü
2.SINIF
EDStİtÜ
3.SINIF
Enstitö Enstitâ
MÜHENDİSLtK FAKÜLTESİ Dışı
Bilgisayar Mühendıslıgı
Makine Mûhendisliğı M
Kimya Mühendisliği
* Mühendıslık Fakültesi ögrencısi olması, bütün sınavlannı başarmış ve genel not
ortalamasının en az %60 olması şarmr.
MİMARLIK FAKÜLTESİ
Mimarlık
Şehir ve Bölge Planlama
* Bütün sınavlannı başarmış ve not ortalamamasının en az "-İ60 olması şarmr
FEN FAKÎîLTESİ
Fizik
Kimya
MÜRACAAT İÇİN GEREKLİ BELGELER
1- Not belgesi (Transkript). Başvuran öğrencinin aynlacağı kunımda okuduğu bütün
dersleri ve bu derslerden aldığı notlan gösteren resmı belge, 2- Kunımlannda uygulan-
makta olan ögretim planının tasdikli örneği, 3- ÖSYM puan kartının tasdıkli fotokopi-
si, 4- Disiplin cezası alıp almadığına ilişkin belge, 5- Yurtdışından yapılan başvurular-
da adayın aynlacağı Yükseköğretim kurumunu tanıtan katalog/'bülten varsa eklenmesi,
6- Yatay geçiş yapmak istediği bölümü belirten başvuru dilekçesi,
7- Başvuru ücreti. (10.000.000.- TL.)
BAŞVTJRU TARM VE YERİ
- Yatay geçiş başvurulan 22.09.2000 tarihine kadar Öğrenci Işleri Daire Başkanlığı'na
yapıhnak zorundadır.
- Süresi içinde belgelerini tamamlayamayanların müracaaüan dikkate alınmayacak-
ür.
- Postadaki gecikmeler kabul edilmez.
- Sürenin kısıth olması nedeniyle yatay geçiş yapmaya hak kazananlann listesi ilgili
Fakülte Dekanlıklannca. Ingilizce yeterlik sınavı ile birlikte ilan edilecektir.
ÖNEMLtNOT
lYTE'de öğretim dili Ingilizce olduğundan, adaylann dersleri izleyebilecek düzeyde
Ingilizce bilmeleri şarttır. Bu husus İYTE Yabancı Diller Bölümü tarafından yapüacak
Ingilizce yeterUk sınavı ile belirlenir. Bu smavda başansız olunması durumunda yatay
geçiş hakkı kaybedilir. Adaylann uluslararası nitelikte bır Ingilizce sınavından aldığı not
da Ingilizce yeterlik sınavı yerine sayılabilir. Minunum puanlar; TOEFL: 173, IELTS: 6,
CAE, CPE: C (pass), FCE: B. Adaylann vrasa bu tür notlarmı gösteren orijinal belgele-
rini başvuru sonrasında vermeleri gerekir. Basm- 43893