27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
228 AĞUSTOS 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER İTÜ üyesi araşttrmacılar, su kuyulanndaki değişkenliğin sarsıntılan haber verdiğini söylüyor 4 Deprem önceden tahmin edflebiBr'EkoDomi Servisi - Türkiye, son bir yıldır deprem olgusu ile iç içe 3£asarken istanbuJ Teknik ÎJniversitesi'nden genç bilim atlaralannın yaptığı bazı gözlem kuyulanna dâyanarak depremlerin taiımin edilebileceği yönündeki araştırma yeni bir umut ışığı yaktı. Elsevier Bilim Yayınlan dergisince kabul edilen makale, depremin birkaç dakika önceden tahmin edilerek bu süre içinde önlemler alınabilmesine olanak tanıyan bir tez ortaya koyuyor. Kemalist düşün dergisi Aydınlanma 1923'ûn son sayısında, ÎTÜ Genel Jeoloji Anabilim Dalı üyesi Cenk VaJûrak, 'Deprem Önceden Bflioebflir mi' sorusuna yanıt aradı. Aydınlanma 1923 Dergisi'nin 32. • ÎTÜ öğretim üyesi Cenk Yaltırak, 17 Ağustos ve 12 Kasım depremleri için oluşturulan bir örnek modelde, 29 saat öncesinden başlayarak depremden 4 dakika öncesine kadar sığ kuyularda su seviyesinin değiştiğini söylüyor. Yaltırak, elde bir alet değil, depremi ortaya koyacak ilkeler, ilkeleri açıklayan bir yöntem olması gerektiğine dikkat çekiyor. sayısında yayımlanan makalede depremin önceden bilinmesinin mümkün olmadığının altı çizilerek ancak tahmin edilebileceği vurgulanıyor. Yalörak, Çinlilerin ve Batılılann sezinledikleri ancak doğru bir yaklaşımla incelemedikleri için bağlantılandıramadıklan bir yöntemle, kınlması beklenen bir faya belirli uzakhklardaki kuyularda su çekilmesinin saptanmasına bağlı olarak deprem tahmininin yapdabüeceğini belirtiyor. 17 Ağustos ve 12 Kasım depremleri için oluşturulan bir örnek modelde, 29 saat öncesinden başlayarak depremden 4 dakika öncesine kadar sığ kuyularda su seviyesinin değiştiğini ifade eden Yaltırak, elde bir alet değil, depremi ortaya koyacak ilkeler, ilkeleri açıklayan bir yöntem ve bu yöntemi destekleyen bir veri demeti olması gerektiğine dikkat çekiyor. VVkü adamlar' Bu modelle Marmara Bölgesi'nde yaşanan iki büyük depremin yüksek bir olasılıkla tahmin edilebileceğine işaret edilen makalede, eldeki verilerin beklenen büyûk deprem için dikkatle kullanılması gerektiği anımsatıhyor. Yaltırak, üç genç araşünnacının yayımlamak üzere olduklan makaleye göre Marmara Depremi'ni bilme şansını kullanmak için "Ülkevi ve ulusu gerçekten kendisinden üstte rutacak akfl adamlar var mı" sorusunu yöneltiyor. İTÜ Genel Jeoloji Anabilim Dalı üyesi Cenk Yalnrak, böylesi bir erken uyan sisteminin oluştûrulması halinde ülkede yağmaya kadar gidecek bir kargaşa ortamını engelleyecek bir yönetim erkinin ancak 'hayatta en haldki yol gösterici büimdir, fendir' sözlerinin arkasından yürüyerek her şeyi baştan Jcuracak bir güç olabileceğine dikkat çekiyor. Yaltırak, cumhuriyetin kuruluşundaki Orta Anadolu'nun ihyası felsefesi doğrultusunda yürüyerek kentleri fay hatlannın üzerinden kaldırmak ve verimli tarlalann üzerindeki fabrikalan taşımaya yetecek bir gücün ancak "kurtuluş savaşı sonrası ülkevi baştan kuran anlayışla7 " var olabileceğinin de altını çiziyor. Kazandığınız Üniversite Turkcell Kısa Mesaj Servisi'nde Hayatınızın mesajı Turkcell'den Üniversite adayları! Kazandığınız bölümü cep teiefonundan öğrenebileceksiniz. Turkceîl Kısa Mesaj Servisi'nin bu hizmetinden, ÖSYM Başkanlığı sonuçları açıklar açıklamaz yararlanabilirsiniz. Turkcell üniversite hayatıruzda başarılar diler. Işte, cep telefonunuzda yapacağınız tuşlamalar: 1- Menü'den "Mesajlar"a ve oradan "Masaj Gönder" bölümüne girin, 2- Mesaj olarak on haneii ÖSS aday numaramzı girin. 3- Mesajı göndereceğiniz numara bölümüne, soyadmızın baş harfi A ile G arasında ise 1111 H ile M arasında ise 1112 N ile S arasında ise 1113 Ş iîe Z arasında ise 1114 girin ve gönderin. Turkcell, yerleştiriidiğiniz bölümün kodunu cep telefonunuza gönderecektir. Turkcell Miişteri Hizmetlıri 444 0 532 www.turkcell.com.tr S)TURKCELL Çiinkü iletişim çok şeyi değiştirir AYDINLANMA EMRE KONGAR Türkiye, 'Ya Şeriat ve Bölücülük ya Faşizm' Parantezini Aşmalıdır Hükümet tarafından, mürtecı (irticacı değil) ve bölücü memurian ayıklamak için hazırlandığı söy- lenen ve Cumhurbaşkanı'ndan Anayasa'ya aykı- n olduğu gerekçesi ile geri çevrilen kanun hük- mündeki kararname tartışmaları medya tarafın- dan, bir ünlü türkücümüzün eski ve yeni kadınla- n arasındaki ilişkilerin ele alındığı aynı yaklaşımla kamuoyuna yansıtıldı: Tabii bu yaklaşımda, olayı bir kriz haline dönüş- türen ve ellerindeki siyasal gücü baskı için kulla- narak bunalımı bir maç havasında tırmandıran po- Irtikacılann da katkısı büyük oldu. Herkonu gibi, KHK bunalımı olayı da, medya ta- rafından "inanılmaz bir tarafgirlikle" ele alındı. Hiç kuşkusuz bunda da politikacılann rolü bü- yük olmuştu. Ama işleri zaten uzun süredir, sorun çözmek yerine sorun üretmek olan politikacılann bu dav- ranışlan hiç de şaşırtıcı değıldı. Şaşırtıcı olan, basının hemen hemen tümüyle onlann dümen suyuna gırmesiydi. Aslında liderler politikası ile tekelci medya arasındaki ittifakın korkutuculuğuna işaret eden yazılanmın daha mürekkebi kurumamış olduğu için, benim bunaşaşırmamam gerekırdi, amadoğ- rusu çoğulcu bir demokrasinin iyi kötü sürdü- rülmeye çalışıldığı ve rekabet özgürlüğünün ağır aksak da olsa hâlâ devam ettiği bir ortam- da, medya ile politikanın bu denli birbırine kenet- lenmesi beni bile şaşırttı. Daha sonra kimse bu bunalımın tarihsel ne- denleri üzerinde düşünmediği ve yazmadığı için, (en kabadayısı 28 Şubat'tatakılıp kaldı) ortaya "iH- ke gerçek bir kamplaşmantn içindeymiş" gibi bir görüntü çıktı. Ülkemiz hâkkında eskiden hiçbir bilgisi olmayan biri, son birkaç hafta boyunca sadece basını izle- yerek bir karara varmaya çalışsaydı, "Bu toplum, devleti ele geçirmek isteyen şeriatçılar ve bö- lücülehe, bunu bahane ederek faşist bir yöne- tim kurmak isteyenler arasında ikiye bölün- müş" derdi. Işin en iyi ve en kötü yönü ise her ıkı kampın da bütün iddialannı "demokrasiyi korumak" üzeri- ne inşa etmeleriydi. Bu, işin en iyi yönü idi, çünkü, lafta da olsa her iki taraf da "demokrasiye bağlılık" belirtıyordu. Bu, aynı zamanda işın en kötü yönü ıdi, çünkü her iki seçenekte de, (karşıt görüşlerin öne sürdü- ğüne gore) "demokrasi bahane edilerek de- mokratik rejim rafa kaldınlıyordu". Sevgili okurlanm, Türkiye'yi, bu "kamplaşma- dan" bu, "ya şeriatçılık ve bölücülük, ya fa- şizm" seçeneklerinden birine mahkûmmuş gö- rüntüsünden kurtarmak zorundayız. Bunun için de önce "bugünkü sorunlan yara- tan geçmişi iyi bilmek ve iyi değerlendirmek" gerekiyor. Yakın geçmişimizde, bugünümüzü biçimlen- diren en önemli öğe, 28 Şubat değil, 12 Eylül ile başlayan ve onun uzantısı olan Özal dönemi ile devam eden süreçtir. 28 Şubat, 12 Eylül-Özal ikilisinin yaptığı etki- leri (siz buna tahribat da diyebılırsınız) dengele- meye çalışan birtepkinin başlangıcıdır ve sade- ce iç değil, aynı zamanda Soğuk Savaş'ın sona ermesi gibi dış öğelere de bağlı olarak ortaya çık- mıştır. Dolayısıyla bugünkü bunalımı, 12 Eylül'ün ve özal'ın uygulamalannın yarartığını görmemek ve 28 Şubat'ı suçlamak, kötü niyet eseri değilse, cehaletten kaynaklanan bir hatadır. Şımdı şu 3 soruya elinizi vicdanınıza koyarak, dürüstçe yanıt ararsanız, ne demek ıstedığım hemen ortaya çıkacaktır: 1) Bunalımın pençesinde kıvranan bugünkü üni- versitelerimiz, hem mevzuat hem de personel ola- rak 28 Şubat'ın mı ürünüdür, yoksa 12 Eytül-Doğ- ramacı-Özal üçlüsünün mü? 2) Devletin 1,5 milyona yaklaşan memurlannın önemli bir bölümü, esas olarak 28 Şubat'tan son- ra mı işe alınmıştır, yoksa 12 Eyiül'den sonra mı? 3) Her şeyi bir yana bırakın, KHK krizi de dahıl, pek çok sorunumuzun kaynağı olan bugünkü Ana- yasamız, 28 Şubat tarafından mı yapılmıştır, 12 Eylül tarafından mı? Sevgili okurlanm, Türkiye, 12 Eylül-Özal mü- dahalesinin yapay ve olumsuz etkilerinden anndınlmadıkça normale dönemeyecektir. Dilerim, "normale dönme süreci" kamplaşa- rak ve demokrasiyi zedeleyerek gerçekleşmez. Çünkü Türkiye'nin önundekı seçenekler "ya şe- riat ve bölücülük, ya faşizm" değil, "ya demok- rasi, ya demokrasidir." TÜBİTAK'tan susuzluğa çare Sahra tozuyla kar yağdınlacak ANKARA(AA)-Türk bilim adamı, susuzluğa çare olabilecek ve dünya- da ilk olduğu belirtilen bir projeyi hayata geçirmek üzere. TÜBÎTAK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ce- mal Saydam, sahra tozu- nun bulutlanıuüzerine atı- larak kar yağdınlabilece- ğini, yaptığı deneylerle kanıtladı. Prof. Saydam, önümüzdeki kış aylann- da Doğu Anadolu Bölge- si'nde uçakla bulütlann ûzerine çöllerden topla- nan tozu atarak kar yağ- durmayı hedefliyor. Doğu Anadolu Bölge- si'nde kar miktarlannı ölçmek ve karlann erime- si ile ne kadar su depola- nabileceğini saptamak amacıyla 1996 yılında otomatikkar ölçüm rasat- lan kurduklannı belirten Saydam. bazı günler kar miktannın olağanüsrö arttığını tespıt ettiklerini söyledi. Bunun nedenini uydu- lardan elde ettikleri gö- rüntüler ışığında araştır- dıklannı ifade eden Prof. Saydam, kar miktannda- ki artışın, güney çöllerin- den gelen toz bulutlann- dan kaynaklandığmı sap- tadıklannı, yaptıklan ça- lışmalarla sahra tozu ile kar yağışı arasındaki ıliş- kiyi kanıtladıklannı be- lirtti. Sahra tozu üzenne araştırmalannı dennleş- tirdiklennı ve tozun özel mıneraller içerdığini gör- düklerinı belirten Prof. Saydam, sahra tozunun soğuk hava içeren bulut ve güneş ışığı ile bırleştı- ğınde kar yağışının arttı- ğını kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle