21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 AĞUSTOS 2000 CUMARTESİ HABERLER TEAŞyûHatcaelektrikenerjisini, TEDAŞ'a verdiğitarifenin çoküzerindenudiyeûeüretti W)-İşlet-Devretelektriğipahalı mı? TUFANKARASU Türkiye'de elektrik enerjisi sek- törünün özel sektör yatınmlarına da açıldığı günümûzde genel olarak üç yatınm kesiminin elektrik tarifeleri gündemi oluşturmaktadır. Bunlar; kamu yatınmlan ve özel sektör yatı- nmlan ile ilgili Yap-lşlet-Devret ve Yap-Işlet modelleri kapsamındaki projelere ilişkin tarifelerdir. Kamuoyuna; özel sektör yatınmı olan projelere yüksek tarifeler veril- diği, bu projelere % 100 enerji alun garantisi tanınarak ülke menfaatine aykırt işler yapıldıgı, özel sektör ta- rafından üretilen elektrik enerjisinin yüksek tarifeyle alınması sonucu devletin bir kurumu olan TEAŞ'ın mali yönden zayıflatıldığı ileri sü- rülmektedir. Özel sektör yatırım modelleri arasında aynm yapılmak suretiyle Yap-lşlet-Devret projeleri- nin aşın yüksek tarifelerinden söz edilmektedir. Bu savlara göre Yap- Işlet projeleri Yap-lşlet-Devret pro- jelerine göre çok daha uygun tarife- lere sahiptir. Kamu sektörünün elektrik ener- jisi maliyetleri kamuoyuna yansıtı- lan maliyetler değildir. Doğru olan, sadece TEAŞ'ın TEDAŞ'a, onun da tüketicilere uyguladığı satış tarifele- ridir. TEAŞ'ın maliyetleri bazı sant- rallarda çok yüksektir. Bu yüksek maliyetlı santrallar arasında, DSl'nin inşa ederek işleönesini TE- AŞ'a devrettiği santrallann bazılan, 15-20 yıllık uzun inşaat sürelerin- Tablo 1. Yap-lşlet-Devret modeii kapsamnda işletmeye açılmtş olan projeterin tarifeteri Santral Esenyurt (Istanbıi) MarmaraEreğrısıfTekırdağ) Marmara Ereğlisı fTekirdağ) Olovası (Gebze) KuruhıGüç |MW) 180 478 47» 253 Tabto 2. Yap-Işlet Projeleri Proje Adapazan DG Gebze DG IzmirDG . •• AnkaraDG Iskenderun Ithal Kömür KurukıGüç (MW) 770 1540 1520 770 1210 ! DoğaEneoı Trakya Elk.Erron Unı-Mar OvaBek. 15Yi*Ort.Tarifesi (cent/KWh) 4.35 4.14 4.14 4.45 4.53 HkkletmeYrfı îöz.GöreTarifesi Tarifesi (Eskatasyoolu (cenVkWh| 4.90 4.86 436 4.50 (eent/MYh) 7.46 8.71 8.72 8.18 Tabto 3. Bazı Yap-lşlet-Devret Projeleri Tarifeteri Proje Çanakkale DG DenizliDG Gemlik II DG Tufanbeyli ünyit (Adana Ketes ünyit (Bursa) Göynük Linyrt (Bolu) KuruhjGûç |MW) 5flfl 500 1400 210 300 160 150 15YılhkOTtTaritasJ (cent/KWh) 3.87 3.54 4.38 3.42 3.48 3.78 den sonra işletmeye alınabilmekte- dir. Tabii yatınm ve enerji üretim maliyetleri de katlanarak... Ancak DSl'nin yatınmlannın geri dönüşü- nü Hazine üstlenmektedir. Gerçek enerji maliyeüeri Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) 1994 ymnda TEAŞ ve TEDAŞ ola- rak ikiye ayrıldı. Gerçekte TEAŞ yıllar boyunca elektrik enerjisini, TEDAŞ'a toptan verdiği tarifenin çok üzerinde maliyetlerle üretmiştir. Böyle olmasaydı, zarar eden de- ğil kâr eden bir kuruluş olurdu. TE- AŞ'ın bir önemli avantajı, sahip ol- duğu hidroelektrik santrallann yatı- nm bedelleri için DSl'ye karşı her- hangı bir ödeme yükümlülüğüne girmemesidir. DSI, TEAS'tan her fırsatta inşa edip işletmesini TE- AŞ'a bıraktığı büyük baraj ve hidro- elektrik santrallann yatınm bedelle- rinin ödenmesini ister. Hiçbir zaman olumlu yanıt alamadığı için de bu baraj ve hidroelektrik santrallannın devrini TEAŞ'a yapmamaktadır. TEAŞ'ın elektrik enerjisi üretim maliyeti, genelde işletme ve perso- nel giderlerinden oluşmaktadır. Bu- nun için hidroelektrik santrallarda 1 cent/kWh'in altında, termik santral- larda 5-6 cent, kWh maliyet göste- rip bu ikisinin ortalaması olarak elektrik enerjisi maliyetinin 3.5-4 cent/kWh olduğunu ileri sürebil- mektedir. Buna karşılık bizzat TE- AŞ'uı yayımladığı faaliyet raporla- nna bakıyorsunuz. TEAŞ'ın kalbu- rüstü termik santrallannda ticari maliyetler (birim maliyetler değil) elde edebildiğimiz 1998 yılı için; Afşin-Elbistan Linyit Sant.'da 2.69 cent/kWh iken Ambarlı DG Sant'da 7.37 Seyitömer Linyit Sant.'da 5.49 Tunçbilek Linyit Sant.'da 7.34 Yatağan Linyit Sant'da 5.22 Kangal Linyit Sant.'da 5.94 cent/kWh, Çatalağzı B Taş K.Sant/da 8.81 Orhaneli Linyit Sant.'da 8.04 Çayırhan Linyit Sant'da 15.69 cent/kWh'tir. Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Kayhan Türkmenoğlu: Terör bitti V'an Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İşadamı Kayhan Tûrkmenoğhı, böJoeyeturist kafilelerinin yeniden gelmeye başladığmı beürtiyor. Türkmenoğlu "Van olarak bizim rurizm acenteierinin de çok büyük darfoesini yedik. Acentekr, gefecekBaüh ruristlere, Van'm terör böigesi olduğunu söyledüer" diyor ranh işatlaııılan destek anyor LEYLA TAVŞANOĞLU Doğu Anadolulu işadamı artık kendi bölgesini ciddi bi- çımde kalkındn-ma ve geliş- tirme bilinci içinde atağa kalktı. Hedeflerine ulaşmak için de batı bölgelerindeki işadamlan ve yatınmcılarla işbirliği kurabıimek amacıy- la kollan sıvadı. Bir süre ön- ce Van Ticaretve Sanayi Oda- sı heyeti Istanbul'a bir çıkar- ma yapö; Istanbul Sanayi Odası'nın desteğini de aldı. îkinci aşamada Van Ticaret ve Sanayi Odası, öbür büyük illerin ticaret ve sanayi odala- nnı tek tek ziyaret edecek ve destek arayışlanna girecek. Bu çalışmalan, hedefleri, neler yapılmasının amaçlan- dığını Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İşadamı Kay- han Türkmenoğhıyla konuş- ruk: - Sizce sivil toplum hare- ketidoğunun kalkınmasında nasıi bir rol oynuyor? TÜRKMENOĞLU - Ba- tı'da üç-beş milyon nüfuslu ülkelerde bile pek çok sivil toplum kuruluşu etkin bir bi- çimde çahşırken ne yazık ki ülkemizde böyle değil. Bu- nun bana göre nedenı hükü- metlerin sivil toplum inisiya- tifuıi ciddiye ahnamalarıdır. Özellikle Doğu Anadolu'daki sivil toplum inisiyatifi dikka- te ahnmıyor. Bence hükümetlerimiz si- vil toplum kuruluşlannı çok ciddiye almalı ve onlann ça- iışmalanndan yararlanmalı- dırlar. Biz Van Tîcaret ve Sa- nayi Odası olarakkendi ayak- lanmızın üzerinde durmaya çalışıyoTuz. Artık Türiti- ye'nin doğusunda birVan Ti- caret ve Sanayi Odası da var. Bugün Türkiye demek, An- kara ya da Istanbul Sanayi Odası demek değil. Biz, Van Ticaret ve Sanayi Odası'na yedi bin beş yüz insanın tem- silcisi olarak geldik. Biz on- lann sesiyiz. Bu ses dinlendi- ğinde eminim Türkiye çok daha iyi yerlere varacaktır. - Siz önce İstanbulSanayi Odası'yla (tSO) ortak birgi- risimyapüntz. Bu çalısmamz öbür büyük illerin ticaret ve sanayi odalanyla sürecek. Buradaki hedefıniz nedir? TÜRKMENOĞLU - Son on yıldır Türkiye, Körfez Sa- vaşı, terör olgusu gibi büyük badirelerden geçti. Ülkenin birbölgesindeki sıkjntı bütün ülkeyi sıkmbya sokacaktır. Dolayısıyla bunun tedavisini de hep birlikte yapmamız la- zım. Özellilde Türkiye'nin AB üye adayhğından, sonra böl- geler arasındaki ekonomık dengesizliklerin giderilmesi gerekiyor. Biz bu çalışma- mızla ülkemize katkı da sağ- lamış ohıyoruz. Neyse ki Van üi, hiç hak et- mediği bir biçimde uzun yıl- lar olağanüstü hal kapsamm- da kaldıktan sonra bu karar kaldınldı. AB üye adaylığı, olağanüstü halin kaldınlması ve bölgemize yabancı heyet- lerin duydukJan ilgi ve ver- dikleri önem çok stratejik bir yörede yaşadığımızı gösteri- yor. Van, Asya'ya açılan ül- kemizin tek penceresidin Bakın, Baöhlar, Avrupah- lar, Amerikalılar artık parave kaynağm o bölgede olduğu- nu biliyorlar. Biz de bu bihnç içinde bölgemizin müteşeb- bisini ayağa kaldırdık. Biz is- tiyoruzki bizimyöremize, bi- zim üJkemizde, bizim insan- lanmız sahip çıksın. Vatandaşın yasttk altındaki paralannı üretime geçirdik. Bu amaçla organıze sanayi bölgemizi ayağa kaldırdık. Dört fabrika üretime geçti. On fabrika inşaat aşamasın- da. Öbürlerinin fizibilitesi ya- pıhyor. Yalnız, bizden daha tecru- beli kışilerin bize öncülük et- meleri ve bizimle birlikte ol- malannı istiyoruz. Çünkü biz yülarcao insanlann ürettikle- ri mallan bölgemizde satök. Şimdi onlar bizim bölgemize gelsinler, birhkte üretim ya- palım istiyoruz. Teşvik kap- samında da çok cazıp üretim alanlan... Beş yıl vergiden muaf tutuluyorsunuz. Bu da bir sanayici için caap imkân. Biz istiyoruz ki arük ülkemi- zin doğusuyla bansındaki sa- nayici birleşsin. - Biryanaan Asya'ya kapı açmaktan söz ediyoruz, ama çok önemli bir sınır kapısını da kapalı tutuyoruz. O da Sarp sınır kapısu Sarp kapı- stnın açümast Türtâye'yene- lersağlar? TÜRKMENOĞLU - Biz artık tam anlamıyla küresel- leşen bir dünyada 21. yüzyılı yaşıyoruz. Birzamanlarsilah tüccarlan dünyanın en zen- gtnleriydi. Oysa şimdi bilgi çağını yaşıyoruz ve dünyanın en zenginleri de bilgisayar şirketleri sahipleri. Bilgi ça- ğmda sınırlarkalkıyor. Biz ise hâlâ siyasetle ticareri birbiri- ne kanştınyoruz. Dış Ticaret Müsteşarlığı- mız üîmizin, yöremizin geliş- mesi için çaba harcayan bir kuruluş. Kapılann açıbnası tezini savunuyor. Öbüryanda ise Dışişleri Bakanlığı var. O farklı bir görüşte. Orneğin tran'la siyasi birkrize girildi- ğmde hemen ticaretin kesil- mesinı ıstıyor. Burada, Ermenistania geç- mişten gelenbir sürtüşme var. Ama siyasetle ticaret anlayı- şının kesinlikle bırbinnden aynlması lazım. Size bir baş- ka ömek vereyım. Siz sekız daırelı bir apartmanda yaşı- yorsunuz, ama yedi komşu- nuzun hepsiyle aranız kötü. Yedisinin hepsi kötü de sade- ce siz mi iyisiniz? Bizim yedi suıır komşu- muz var. Hepsiyle aramızkö- tü. Bütün komşulanyia kötü ılışkılen olan, dünyada başka bir ülke yok. Çıkarianmızı gözeöp kapalı ya da faal ol- mayan sınır kapılannı açma- mız lazım. Çünkü karşımız- daki komşular teknolojimize muhtaçlar. Türkiye'nin arûk Avrupa 'yla Asyaarasında et- kin bir köprü olabilmesı, bi- zim de bunun bilincinde ol- mamız zorunludur. Artık ülkemizde siyasi an- layışın değişmesi lazım. Her- kes kendi görevini yapmalı- dır. - Bölgenizde yıüar süren savas bahane edilerek hay- vanalık neredeyse sıfir nok- tasına getirildl Hayvancthk sizce nastl kalktndtrdabüir? TÜRKMENOĞLU - Böl- gemizin en önemli geçim kaynagı hayvancılıkü. 2 mil- yon 100 bin hektar olan Van ili topraklannın yüzde 29'u tanm alanı olarak kullamh- yor. Ama Van'm rakımmm çok yüksek olması toprağın verimlüiğini düşürüyor. O ne- denle önplana hayvancıhk çı- tayor. BirdönembizIran'a, I- rak'a, Suriye'ye, Suudi Ara- bistan'a kadar hayvan ihraç ediyorduk. Şimdiyse hayvan- cıhk bitti. Oysa çok sağlam tanm ve hayvancüık politikalan oluş- turmalıyız. Küçük çiftlikler kurulmalı, buralara destek verihneli ve insanlar bu an- iamda eğitimden geçiriimeli- dir. Tanm Bakanlığı'yla bu konuda sürekli yazışma ha- lındeyız. Ciddi bir çauşmayia yöre- miz ıki-üc yıl içinde toparia- nacak ve eski cazibesine ka- vuşacakör. Buna manıyorum. Van Et, bölgemizin en güçlû sanayi tesisi. - ABD Büyükdçisi Mark Parris, AB Temsikisi Karen Fogg bölgenizi ziyaret ettüer. Onlann bu ilgisine karşıhk Ankara 'datdyetkUilerin böl- genize hemen hemen hiç ilgi göstermemelerini nasd kar- şdtyorsunuz? TÜRKMENOĞLU - Biz gerekii önerilerimızı hükü- mete sunuyor, gerekii uyan- lanmızı yapıyoruz. Ama pek de önemli beklentiler içinde değiliz. O nedenle bölgeyi kalkındırmak için sivil inisi- yatifm daha etkili olacağını düşünüyoruz. Bu noktada Van Ticaret ve Sanayi Odası olağanüstü çalışmalar yapı- yor. - Savastan önce bölgeyi yüda 100 binin üzervtde tu- ristziyaretederkenşimdian- cakyUda bin kadarturistge- liyor. Dokuztane,yddxıhotd var. Turizmi kalkındırmak için neieryapdabilir? TÜRKMENOĞLU - Van iü çeşitli uygarhklarabeşiklik yapmış biryöremizdir. Bura- da dünyada eşi benzeri olma- yan Akdamar Kilisesi vardır. Tarihi kahntılanyla turiste ca- zip gelen bir şehirdir. Bunu iyi değerlendirmemizgerekir. 1980'li yıllara gelene kadar Van ili, Van Gölü kıyılan cı- vıl cıvıldı. Otellerde yer bu- lunmazdı. Gerek bizdeki sa- vaş, gerekse de Körfez krizi- nin edcisiyle turizm bıçak gi- bi kesildi. Van olarak bizim turizm acentelerinin de çok büyük darbesini yediL Acen- teler, gelecek Batüı turistleri Van'm terör böigesi olduğu- nu söyleyerek uyardüar. Ama şimdi yavaş yavaş bölgeye turist kafîleleri yeni- den gelmeye başladılar. 1998 yıhndaki maliyetlerin ve- rildiği aynı dokümanda TEAŞ'ın TEDAŞ'a enerji satış tarifesi 3,6 cent/kWh olarak gösterildiğinden, TEAŞ'ın her halûkârda mali yapı- sının bozuk olduğu ortaya çıkmak- tadır. Buna karşılık 1999 yılı sonunda TEAŞ'm mali yapısının, aynı yıl iş- letmeye giren Yap-lşlet-Devret mo- deli kapsamındaki üç doğalgaz ve onlardan iki yıl önce işletmeye giren bir doğal gaz santralı olmak üzere toplam dört doğal gaz santralının "aşın yüksek tarifelerinden'' bozul- duğu söylenmektedir. Şimdi Yap-lşlet-Devret modeii ile Türkiye'de ilk olarak gerçekleşti- rilen, yatırım ve işletmeyle ilgili tüm giderleri özel sektör tarafından karşılamp yatırım giderlerinin işlet- me döneminin ilk on yılı içinde tari- fe üzerinden geri ahnacağı bir statü- ye sahip olan bu dört doğal gaz santralının tarifelerine bir göz ata- hm (Tablo 1). Görülüyor ki; TEAŞ santrallannın birçoğunun enerji üre- tim maliyetleri ile Türkiye'de ilk iş- letmeye açılan Yap-îşlet-Devret mo- deii kapsamındaki birkaç santralın tarifelerinin birbirinden pek farkı bulunmamaktadır. Yap-Işlet ve Yap-lşlet-Devn* projderinin tarifeleri TEAŞ'ın yönetiminde olan Yap-tşlet modeii kapsamında bugü- ne kadar dördü doğalgaz, bin ıthal kömür santralı olmak üzere beş ter- mik santral ele alınmıştır. Bunlar- dan iki doğalgaz santralının (Ada- pazan, Gebze) temelleri yakm bir tarihte (19 Temmuz 2000) atıhnış bulunuyor. Bu beş Yap-Işlet santralının toplam kurulu gücü 5800 MW, yıl- lık elektrik üretim kapasitesi 45 milyar kWh dolayındadır. Ortalama tarifelerine gelince 4.14 cent/kWh ile 4.53 cent/kWh arasmda değiş- mektedir (Tablo 2). Yap-Işlet proje- lerinin eskalasyon uygulaması, Yap-lşlet-Devret projelerine göre önemli bir farklılık göstermemek- tedir. Dolayısıyla, Yap-tşlet proje- lerinin ileriki yıllardaki eskalasyon- lu tarifelerindeld artışlar da Yap-lş- let-Devret projelerinden farklı ol- mayacaktır. Unufulmamalıdır ki, ilk beş-altı projenin tarife yönün- den getirdiği sorunlar, Enerji ve Ta- bii Kaynaklar Bakanlığı'nca dik- katle değerlendirilerek, Yap-işlet- Devret Modeii kapsammdaki pro- jelerin maliyetleri çeşitli önlemlerle öngörülenin de altına çekihne ba- şansı gösterihniştir. Çeşitli yatırım modellerinin enerji maliyetlerini ve tarifelerini eleştiren bazı çevreler, Yap-lşlet- Devret projelerindeki önemli tarife iyileştirmelerini görmezden gel- mektedirler. Enerji Bakanlığı'nın rekabet ortammda tekliflerini alarak değer- lendirdiği Tablo 3'te bir bölümü be- lirtilen Yap-lşlet-Devret projeleri, kamu kuruluşlarının (TEAŞ ve DSl) ve Yap-tşlet modeii projelerin enerji maliyetleri ve tarifelerinden çok daha iyi ortalama tarifelere sa- hip bulunmaktadır. Sonuç Buraya kadar verdiğimiz bilgi ve belgeler şu gerçeği ortaya çıkar- maktadır. Türkiye'de bugün elektrik enerjisi sektörünün yatınm alanında kamu ile birlikte özel sektör de yer almaktadır ve özel sektörün sektör- deki ağırlığı giderek artmaktadır. Özel sektörün elektrik sektöründeki payı, işletmedeki tesisler itibanyla % 40'a yaklaşmıştır. Günümüzdeki yasal yapının izin verdiği özel sek- tör yatınm dinamızmınin devreye girmesi gerekmektedir. Ancak bu dinamizme fırsat vermemektedir. Irdelememiz, kamu sektörü elektrik enerjisi mahyetlerinin özel sektörden bağımsız olarak zaten "aşın yüksek" olduğunu, dolayısıy- la aşın yüksek tarifelerin salt özel sektör projelerinin işletmeye girme- siyle ortaya çıkmadığını göster- mektedir. Yüksek tarife Her ilkte olduğu gibi, ilk Yap- tşlet-Devret projelerinde de "yük- sek tarife" olgusu yaşanmıştır. An- cak bu sorun günümûzde, boyutlan açısından önemli addedilecek ilk 5-6 projenin uygulanmasından sonra rekabet ortamında alınan tekliflerle, tarifelerin öngörülenden de iyi düzeye çekilmesiyle ahşıl- mış gözükmektedir. Böylece özel sektör yatınm modeii olan Yap-tşlet-Devret mo- deii kapsamında ele alınan projeler öngörülen tarife düzeylerini yaka- lamıştır. iyi de. kamu sektörünün yatınmlannın "aşın" gecıkmesi ve elde kalan düşük rehabıliteli proje- ler nedeniyle ortaya çıkacak olan "aşm yüksek maliyetler" nasıl ön- lenecektir? CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Datça'da Can Yücei Şöleni Bazısözcüklerbirbırineyakışır. "Datça've "Can" sözcükleri gibi. "Datça"da "tat" ve "can"çağnşım- lan var. Bu son iki sözcük, Can Yücel şiirinin öze(- liklerini de anlatır. Tadı ve canı olan bir şiirdir onun- ki. Bunlara renk ve koku sözcüklerini de eklemek ge- rekir. 18-21 Ağustosgünlerindeki "Can Şenliği"nde Datça bizi renklerie, kokularla karşıladı. Can Yü- cel'in şiirlerindeki gibi. Güneşin değişen açılanna göre lacivert, mavi, firuze bir deniz. Havada reyhan, kuru ot, yabani kekik kokusu. Ege'yle Akdeniz'in ke- siştiği coğrafyayı cömert ışığıyla aydınlatan dolunay. Bunlan görüp yaşadığınızda Can Yücel'in Datça'yı "eliyle koymuş" gibi bulmasını anlıyorsunuz. Datça ve Can Yücel birbirine yakışıyor. • • • Her seçkin şair kendi ses tonuyla, imgeleriyle, te- malanyla, kendi özgün kişiliğiyle seçkinleşir. Yine her seçkin şair, bir şiir dünyasının, başka şairlerle (sadece şairlerle mi, yazarlarta, sanatçılarla) ilişkile- rinin ürünüdür. Can Yücel'in şiirierinin içinden Nâ- zım Hikmet'in, Ortıan Veli'nin temiz Türkçesi akar. Aydınlık, dupduru bir şiir dilidir bu. Ama eninde so- nunda Can Yücel'in bir deyimiyle söylersek, "verili bir dH"d\r bu da. Can Yücel, şiirimizin bu ana kay- nağından yola çıkmıştır. Sonuna kadar da bu ana kaynaktan beslenmiştir. (N. Hikmet, O. Veli adlan- nın yanına, Oktay Rrfat'ın, başka şaiıierimizin ad- lannı da ekleyebilinz.) Böyle olmakla birlikte, bir ilk gençlik ürünü "Yazma "dan yaklaşık yirmi beş yıl sonra, 1973'te yayımladığı "Sevgi Duvan"yla çağ-; daş şiirimizde artık özgün, benzersiz ve denebilir ki okudukça tatlanan, çoğalan, tadına doyulmaz bir Can Yücel şiiri vardır... Bu şiirin özelliklerini nasıl ta- nımlamalı? Her şeyden önce, sokak dilinin, deyim- lerimizin, yaşayan dilimizin, argolaşmadan, kabalaş- madan, öykünme düzeyine düşmeden, şiirleşmesi, imgeleşmesi... Türkçe yazdıklannı düşünen birçok şairimizin ürünlerinin, özellikle de günümûzde üre- tilen bir tür şiirin gerçekten Türkçe olup olmadığı kuşkuludur... Bir dilde yazmak, o dilin sözcüklerini kullanarak yazmakla eş anlamlı değildir... Türkçeye yapılan şiir çevirilerinde bunu daha da açık biçim- de görebıliyoruz. Türkçe değil, Türkçe sözcüklerle oluşturulmuş yapay bir dildir bu. Türkçenin rengin- den, kokusundan, tadından yoksundur. Şiir dilimiz nasıl bu duruma geldi, neden böyle yapaylaştı, ya- şayan dilin canlılığından nasıl böyle yalıtlandı? Baş- ka ve çok önemli bir tartışma konusu... Benim bu yazının kapsamı içinde söylemek istediğim, Can Yücel şiirinin, gücünü, yaşayan dilimizin canlılığın- dan. o dilin renklerinden, kokulanndan, tatlanndan aldıgıdır... ••• "Sevgi Duvan"ndaki şiirleri bin kez okusanız, duy- duğunuz dil tadı eksilmiyor... "Sevgi Duvan", "öy- fe Bi...", "Akdeniz YaraşıyorSana'vb... Can Yücel, yaşayan dilimizin özelliklerinden, sözcüklerinden, deyimlerinden, birteknisyen gibi, salt deneysel bir anlayışla yararianmış olsaydı, şiirteri her okuyuşta böyle çoğalmazdı... (Bu ikinci yaklaşımın örnekleri, başlangıçta Can Yücel'in de beslendiği ana kaynak- lardan birioJmakla birlikte son dönemlerindeki ürijri-.' leriyle Metin Eloğlu ve daha farklı özellikleriyle Sa- lâh Birsel'dir.) Can Yücel'in şiirinde ise, yaşayandi-' lin sözcükleri ve deyimleri, tıpkı yaşayan bir orga- nizma, canlı bir variık gibi, yaşamın özsuyuyla do- ludur... Dokunduğunuzda, nabzının atışlannı duya- cağınızşiirierdir bunlar... Engin, sonsuz bir yaşama sevinci, canlılık duygusu, bu şiirierin ana dokusunu oluşturur... Başta "Bir Siyasinin Ş//rien'"ndekiler ol- mak üzere, "Sevgi Duvan "ndakileri izleyen, heryer- de, herortamdayazılmış şiirierinin birçoğunda, han- gi konuda yazılmış olursa olsun, Can Yücel şiirin- deki etkileyicilik, bulaşıcılık, kalıcılık, hayran bırakı- cı özellik buradan kaynaklanır... (Datça'daki şölen- de Genco Erkal'dan bir kez daha zevk duyarak iz- lediğimiz "Can"ın başansı, Can Yücel şiirinin -ve o- nun kişiliğinin- bu özelliklerini doğru olarak kavra- yıp yansrtabilmenin sonucudur...) • • • 18-21 Ağustos günlerinde Datça'da Can Yücel'in adıyla özdeşleşen gerçek bir halk şöleni yaşandı... Cumhuriyet Meydanı, Datça Açık Hava Tiyatrosu, Paiamutbükü'ndeki Nostalji Kafe, Knidos Açık Ha- va Tryatrosu, Yücel ailesinin Eski Datça Mahalle- si'ndeki gösterişsiz ama inceliklerle örülü taş evle- ri, şairin yüzlerce, binlerce hayranıyla dolup taştı... Şenliğin düzenleyicilerini, Datça Belediyesi'ni, sen- liğe katılan sanatçılan ve şairleri, Datça'ya gönül vermiş şairi böylesine sımsıcak kucaklayan Datça- lılan, başta Güler Abla olmak üzere Can Yücel'in o güzel ailesini ne kadar kutlasak azdır... Fakat hiç kuşkusuz asıl başan, toplumcu dünya görüşüyie dizginsiz bir yaşama sevincini, ödünsüz bir kavga anlayışıyla banş dolu bir yüreği kişiliğinde birieştiren ve böylesine özgün bir buluşmayı yaşa- yan dilimizin doyumsuz tatlanyla dizeleştiren şairin- dir... e-mail [email protected] AÇIKLAMA Cıunhumrt Gazetesi Yaa işJeri Müdürlüğüae Gazetenizin 14.08.2000 Urihli saymnın 2. Sa>fasndald Otayiar ve Görûşler köşesinde yer alan Sayın Alper Ak- çam'a «k 'Oy Veren Hekımler Utansın' başhkb yazıjı nzö- lerek okudum. Yazıda sistemle ilgili sorunlann şahsnnU ve ba^bekûn olayıyla bağdaşûnlması. koouja ba^iarken ne kadar öm~argı\1a ^ e suçlu ararcasına hareket edfldlğinm ilk sim-alini vermesi açısından dikkat çekiddir. Trabzon Devtet Hastanesi'nde mcndana gelen üzücü o- l»y 3e flgfli açıklamalarun daha önce basında yer alnuşür. Ancak borada tekrar befirtmekte faj da görüyonım. Benim tepki gösterdiğin] bir şahıs değil, yüzyıllardajl gelen köklü devlet gekneğiınize saygısiztık eden bir anlayiştır. Yaadaki bir diğer suçlama da Vardiyah Sistem'k j^OL Göröktüğfi kadamia son villarda sağhk alanında vapılan en önemB reformlardan olan Vardhalı Sistem de söz konu- su yanda elestirilerden nasibini almışor. Sağhk hizmeti, anayasayla güvence altına alınmış, devletin en önemli so- rumhıluklarmdan biridir. Bu sonimlulugu yerine getirme görevi de Rakanhgıma verümiştir. Bu bilinçİe bakıldığı za- man, en temeJ hakkı olan sağhk bizmetini alabilmek için hastane kuyruklannda günlerce bekleyen vatandaşu kar- şısuıa yanm gfin çahşan uznıan hekimle çıkanıavtz. Mad- di gücü olmay an insanlann da de\ let hastanelerinde uzman hckimlcre muayene şanslan obnahdır. Rotasyon usulflyle baika bizmet verm«i hekım rutukluluğu olarak gören bu zihniyetin halktan >ana çızgisıyle bihnen gazeteniz sfitun- lanndan eleştiriler yapması oldukça dikkat çekki bir du- nımdur. Gazetenizde yer alan yaznun sayın yazan. benim roen- subu olduğum siyasi düşünceyi paylaşmayabilir. Ancak brkhshasi düşüncelerde olmak. önyarguı olmayı ve her ya- pdanı elestirmfyi gerektirmez. Helo hekimük mesleği hiç- bir farkhhk gözetmeksizin. biitüu insanlara eşdeğerde yak- bşmayı öogörürkea, bu meslektaşımın siyasal kaygdarta yö- ndttiğı de^tirfleri gazetenizde okıunaktan özöntn duydu- ğumu ifade etmek isterim. Doç. Dr. Osman DURMUŞ SAĞLIK BAKANI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle