10 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 AĞUSTOS 2000 CUMARTESİ HABERLER DUNYADA BUGUN A1İSİBMEN "Biz Demedik mi?' "Bu imtiyazsözleşmeleri tehlikelidin Türkiye'yi, kullanmayacağı elektriğin karşılığında milyariar- ca dolar ödemek zorunda bırakır. Bu yolla Tür- kiye, 'Devlet maJı deniz, yemeyen domuz' ülke- si olmaktan 'Yağma Hasan'ın böreği' diyan ol- maya doğru yol alır..." "Elekthkteki imtiyaz sözleşmelerinde Danış- tay'ı devre dışı bırakıp tahkime gitmek çok sa- kıncalı sonuçlar doğurur. Bakın işte size ömefr- /er..." "Türkiye reaktifbir toplumdur, reaktiftoplum- lar, yumurta kapıya geldikten, hatta kınldıktan sonra reaksiyon gösteren ya da günü kurtaracak politikalarüreten toplumlardır. Oysa çağdaş top- lumlarproaktiftitier, yani onlar sorunlann belirti- leriortaya çıkarçıkrnaz, uzun erimli toplumsalve- ya ulusal politikalar oluştururtar..." Bütün bunlan yılmadan, usanmadan, hatta za- man zaman okuyanlan, izleyenleri bıktırma pa- hasına, köşemizde, televizyon ve radyodaki "Ayıptır Söylemesi" pfogramlannda uzmanlann da görüşünü alarak yazdık, konuştuk, söyledik. Sağ kanadın da, sözde sol kanadın da milliyet- çilik savında olduğu 57. hükümetin yetkilHeri ve başbakanı Sayın Ecevit'in yanıtı ne oldu? - Bunlar zaten her şeye karşıdırlar, bir zaman- lar köprüye,renkliTVye de karşı çıkmışlardı, de- di. - Ama siz de bir zamanlar... t Hemen, lafı soranın ağzınatıknnıştı Sayın Baş- bakan: - Ben artık değiştim. ••• , Ne mene bir değişiklikti bu? v Şimdi dilerseniz devletin yüksek ve çok stra- tejik konumda bulunan bir yetkilisinin, DPT Müs- teşan Dr. Akın izmiriioğlu'nun sözlerine kulak „ verelim: "Bu alım garantileri ile ilgilianlaşmalar tehlike- , //. Tabiisadece bu değil, başka garantilerde ve- rilmiş... Hiçbirülke dünyada böyle imtiyazlar ve- rerek enerjimeselesini çözmemiş... önce ulusal enerji politikası belirienmeli..." Evet, bizim haykırdığımız bu gerçekler, bu kez ~. DPT Müsteşan tarafından dile getiriliyor. ı. Akın Izmiriioğlu, Türkiye'nin 2003'te enerji dar- boğazına gireceğini, ama 2005'te enerji fazlası ı-olacağını, darboğazın 2007'ye doğru yeniden - söz konusu olabileceğini, bunu aşmanın ulusal politika oluşturmakla sağlanabileceğini söyler- ken "yap-işlet-devret" (YID) imtiyazlan ile Türki- ye'nin, tüketemeyeceği enerjiye yılda 7 milyar dolarödemek zorunda kalacağını vurguluyor, ar- dından da Avrupa ülkeierinde kilovat/saati 3 cent olan elektriğin, bu anlaşmalarla 7-12 cent'e mal olacağını, bunun da rekabet gücümüzü sıfıriaya- cağını söylüyor. Yani, ne dediysek onu söylüyor. Zaten biz de ° bu bilgileri DPT'nin o zaman yaptığı çahşmalar- dan yararlanarak, uzmanlann görüşterini alarak derlemiştik. ••• Siz bir kez enerji için imtiyazı verip anlaşmayı imzaladınız, ardından datahkimi kabul ettiniz mi, adama "Geçmiş olsun arkadaş, aklın neredey- di?" derler, parayı da çatır çatır alırlar. İşte biz bunlan söylediğimiz için her şeye kar- şı çıkan bozguncular olduk. Bize karşı çıkıp imtiyaz sözleşmelerinde Danış- tay'ı devre dışı bırakanlar, tahkimi savunarak, im- tiyaz verdikleri şirketlerin pahalı elektriğine alım garantisi de vererek; Türkiye'nin milyariannın dı- şan hortumlanmasına yolu açamaya çalışanlar ise kendilerine milliyetçi etiketini yapıştırmakta beis görmediler. Sevgili okurlanm, "Biz demedikmi?" deyişinden çok sıkılıyorum ve elden geldiğince kullanmamaya çalışıyorum. Ama bu durumda gelin de söylemeyin! Tekerlek kınlmadan yol göstermeye çalışanla- ra, bozguncu tekerieği kıranlara milliyetçi diyor- lar. Hadi canım sen de! Sermaye Piyasası Kurulu Kübra Holding'e suç duyurusu EkonomiServisi-isla- mi sermaye kuruluşlar- dan biri daha, mevzuata aykın işlemleri dolayı- sıyla Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) duvarma çarptı. SPK, izinsiz hal- ka arz gerçekleştıren Konya'da kurulu Kübra Holding yöneticüeri ile ana ortaklık niteliğinde- ki Ulupolat Cam Pazar- lama San. ve Tic. A.Ş'nin 6 yöneticisi hak- kında suç duyurusunda bulundu. SPK'den yapılan açık- lamaya göre Kübra Hol- ding'in mevzuata aykm olarak SPK'ye kayıt yü- kümlülüğünü yerine ge- tirmeksızm halka arz iş- lemi gerçekleştirdiği be- lirlendi. Yapılan incele- melerde, aynca holding ve ana ortaklık niteliğin- deki Ulupolat Cam Pa- zarlama Sanayı ve Tica- ret A.Ş.'nin kayıtlannın usulüne uygun tutulma- dığı da tespit edildi. Bu nedenle Kurul, 6 holding yetkilisi hakkında cum- huriyet savcılığına suç duyurusunda bulunmayı kararlaştırdı. SPK'nin haftahk bül- tenıne göre Ulupolat Cam Pazarlama San. ve Tic. A.Ş Yönetim Kuru- lu Başkanı Haffl Ulupo- lat, Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardım- cısı ve Ulupolat A.Ş Yö- netim Kurulu Başkan Vekili tsa Yorulmaz, Holding Yönetim Kuru- lu üyeleri SavaşTuran ve Mehmet Necip Ünlû, Ulupolat A.Ş Yönetim Kurulu Başkan Yardım- cısı Mehmet Nuri Kara ve Yönetim Kurulu üye- si Mustafa Nuri Kara hakkında cumhuriyet savcılığına suç duyuru- sunda bulunuldu. Söz konusu 6 kişi hak- kında aynca, Kübra Hol- ding ve Ulupolat A.Ş'nin yasal kayıtlan- nın usulüne uygun tutul- mamış olması nedeniyle Türk Ticaret Kanunu uyannca işlem yapılmak üzere ilgili cumhuriyet savcılığına suç duyuru- sunda bulunulmasına kararverildi. SPK ayn- ca, Mensa Mensucat his- selerinde manipülasyon yaptıklan belirlenen 6 yatınmcı hakkında da suç duyurusu yaptı. Diyanefin 'Düşün Konuş Dinle Kişisel Celisim' semineri 'Islam devleti kavramı yok' ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Diyanet tşleri Başkanü- ğı'nın dinde reform çalışmalan kapsamında başlattığı "Düşün Konuş Dinle Kişisel GeHşim" projesinin Ankara'daki bölümü tamamlandı. Semınerleri veren Genel Koordinatör Abdurrah- man Çelik, Mûslümarun dın sat- mayacağını, camıde, evde, so- kakta farkh Islami yaşam ola- mayacağını belirtirken din gö- revlilenne "Islam devleti gibi bir kavraın yoktur. Müslümanlann içinde buhuıduğu devlet vardır. Korktuğunuz kaç kişiyle dost olabfliyorsunuz ki 'Allah'tan korkun' diye tavsiye ediyorsu- nuz? Bir öcü mü Allah?" diye seslendi. Diyanet tşleri Başkanlığı per- soneline yönelik olarak 21 • Diyanet tşleri Koordinatörü Çelik, verdiği seminerde "Korktuğunuz kaç kişiyle dost olabiliyorsunuz ki 'Allah'tan korkun' diye tavsiye ediyorsunuz? Bir öcü mü Allah?" diye sordu. Ağustos tarihinde başlatılan "Düşün Konuş Dinle Kişisel Ge- lişim" adlı proje dün sona erdi. LKişün Konuş Dinle lletişim Merkezi Genel Koordinatörü Abdurrahman Çelik, dün basma açık olarak verdiği seminerde, din görevlilerinin son derece yüksek bir ahlakı öneren değer- leri anlattığuıa işaret etti. Ancak bu söylemin toplumsal bir deği- şimi meydana getiremediğini beürten Çelik şunlan söyledi: "Bu muhteşem değerier yeni- lenemeyen eğitim şartlanndan dolayı, ortaçağ metodolojisi ile anlahldıgınrian gerekli değişuni meydana getirmiyor. Sorun me- totta. Hayan oluşumuyia müba- rek küan her şeyi bir ilahi hizmet gözüyfc görebilen,insanı araç ha- line getirmeyen, insam yüceİten, verimlüeştiren bir yeni modele ihtiyaç var." Değerlenn yaşamı zindana dönüştürmek için değil, değerli hale getirmek için var olduğunu kaydeden Çelik, Kuranıkerim'in insanlann mutluluğu için indi- rüdiğini anlattı. Çelik görevlile- re "Davranışlannızta tophunun din modefciniz. Ya halkın anla- dığı dilden konuşacaksmız ya halkın dihni anlayacaksınız. Ca- mide, evde ve sokakta farkh bir tslamihayatolmaz" diye seslen- di. Çelik, personele yapmamala- n gereken 3 davranışı "Varhğın ve neslin devann ile ideolojik te- zahürlere aykm kküalarda bu- lunuhnaması" diye sıraladı. İnsanlann yargılanmaması gerektiğini belirten Çelik, per- sonele çeşitli davramş biçimleri önerdi. Çelik, "tnsanlann evle- rine, mekânlanna gidecekâniz. Onlann gehnesini bekkmeye- ceksiniz. Düşünceterine,öztemle- rine, umudarma, hastanklanna, sıkmülarma gidin. Kaba, ürkü- tücü, zoriavıcı ohnayın. EMnizde labç pala saDamayın. Korktuğu- nuz kaç kişiyle dost olabfliyorsu- nuz ki 'Allah'tan korkun' diye tavsiye ediyorsunuz? Bir öcü mü AUah?" diye konuştu. Cülen 'Sağlığım dönmeme engel' NEW YORK (AA) - Ankara DGM'de hak- kında gıyabı tutuklama karan çıkartılan ve ha- len ABD'de bulunan FethuDah Gülen, Türki- ye'ye dönmesine sağlık durumunun engel oldu- ğunu öne sürdü. Pennsylvania eyale- tinde oturan Gülen, New York Times gaze- tesinin sorulannı yazı- b olarak cevaplandırdj. îslami bir rejim kur- mak niyetinde olmadı- ğını, etnik ve ideolojik farklıhklann, aynmcı- lık olarak değil, kültü- rel mozaiğin parçalan olarak değerlendiril- mesi flkrini benimse- diğıni kaydeden Fet- hullah Gülen, "Iddi- •lartn, azmhkta olan, fakat siyasi çevreler âzerinde etküi bir grup tarafından üretildiği- ni" iddıa etti. ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Kara Kuvvetleri Komutanlığı devir teslim töreninde konuşan Özkök, irticacılara yüklendi 6 Ordu Türkiye'nin güvencesi' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kara Kuvvetleri Komutanlığı görevini Orgeneral Atilla Ateş'ten devralan Orgeneral Hflmi özkök, irticai faaliyetlerin demokratik, laik hukuk devleti olan Türkiye'nin çağdaş kazanımlannı ortadan kaldırmayı hedeflediğini vurguladı. özkök, irticai faaliyette bulunanlann gerek açık, gerekse gizli olarak amaçlanm gerçekleştirme çabalanna karşı kararhlıkla mücadele edeceklerine dikkat çekti. 30 Ağustos'ta emekliye aynlacak olan Orgeneral Atilla Ateş, görevini Orgeneral Hilmi Özkök'e devretti. Devir teslim törenine kaülan Başbakan Bülent Ecevit, protokoldekilerle tokalaşırken Genelkunnay Başkanı Orgeneral Hüseyin Krvnkoğlu'nu fark etmedi. Tören öncesinde Cumhurbaşkanı Anmet Necdet Sezer ile Başbakan Ecevit, bir süre sohbet ettiler. Orgeneral Atilla Ateş, veda konuşmasında, Türkiye'nin ulusal çıkarlannı koruma ve kollamada yeterli hazırlık yapmaması, kararlı ve duyarh hareket etmemesi durumunda büyük risklerle karşı karşıya kalacağmı kaydetti. Ateş, "Başka bir deyişle, ulusal * karşı karşıya kahr" diye konuştu. Ateş, Kara Kuvvetleri'nin ülkenin toprak bütünlüğünü ve cumhuriyet rejimini hedef alan iç ve dış kaynaklı tehditlere karşı birinci öncelikli askeri güç unsuru haline geldiğmi vurguladı. Orgeneral Hilmi Özkök de jfkara Kuvvetleri Komutanlığı görevini devralan Orgeneral Hilmi Özkök, yaptığı konuşmada, İrticai faaliyetlerin sürdüğüne dikkat çekerek Atatürk ilke ve devrimlerinden sapmamn veya ödün vermenin Türkiye'yi ortaçağ karanlığına götüreceğini söyledi. çıkaıiarmı koruyup koDayacak ölçüde inançh ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Ukelerine samimhetk bağh, görevini yurtsever bir coşkuyla yapan kadrolara ve cajdıncuığı yüksek bir sttahlı gûce sahip değilse, dış poütikasuun etkinhgini sağlamak konusunda ciddi soruniarla irticai faaliyetlerin sürdüğüne işaret ederek "Cumhurfyet tarihimizde zaman zaman olduğu gibi >ine ortaya çıkan irticai faaliyetler, demokratik, laik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nin çağdaş kazanımlannı ortadan kaldırnıayı hedeflemekte ve gerek açık, gerekse gizli olarak amaçlannı gerçekleştirme gayretlerini sürdünnektedir" diye konuştu. Özkök, Atatürk ilke ve devrimlerinden sapmamn veya ödün ' verilmesinin ülkeyi ortaçağ karanlığına götüreceğini kaydetti. Özkök, Türkiye'nin jeopolitik konumu, tarûıi geçmişi ve risk bölgelerine yakmlığı nedeniyle bölgesinde güç ve denge unsuru olmak zorunda olduğunu belirtti. Konuşmasmda bölücü teröre de değinen Orgeneral Özkök, "Türldye Cumhuriyeti'yle silahla baş edilemeyeceğini anlayanlar, bugün hedeflerine siyasaDaşma adı aranda ulaşma gayreti içerisindedüier. Ancak iyi bttüımelidir ki bölücü terörle mücadetede binlerce şehit veren Türk Ordusu, hainlerin siyasi emeuerine ulaşmasuıı .. - durduracak siyasi uygulamalarda en büyük • güvence olmaya devam edecektir" diye konuştu. Yurtdışında destek arayışı trticonın umııdııAvnıpa ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Güven- lik birimlerince ha2arlanan raporda, irticai fa- aüyetlerde bulunanlann, karşılaştüdan güç- lükleri aşmak için yurtdışında destek arayış- lannın arttığına dikkat çekildi. Mazlum-Der tarafından "insan haklan ihlallerine maruz kalan kişi ve kuruluşlann sorunlannm Avru- pa fnsan Haklan Mahkemesi'ne taşmması" için tngiltere'nin Ankara Büyükelçiligi'nin maddi desteği ile proje hazırladığı kaydedil- di. Güvenlik birimlerince son 15 gün içerisinde irticai faaliyetler ile ilgili belirlenen konular şöyle sıralandı: -Mazhun-Dertarafindantürbanhöğrenci- lerin psikolojik durumlanm açıldayan bir ra- por haznianacak ve Büieşmiş Milletler nezdinde girişimde bulunulacak. Aym konuda, öğrencileri Avrupa tnsan Haklan Mahkeme- si'ne gitmelerini özendirici baa çahşmalar yapüarak örnek dava dilekçeleri ohışturula- cak. Mazhun-Der a\ nı konuda irticai kesimin destegini ahnak amacıyia Özgür-Der, Akder, Huder, Eğhim-Bir, Isık Hukuk Bürosu, Hayat Vakfi, Ensar Vakfi, Önder, tHH, MGV ve Hukukçular Derneği üyeleriyle toplantı yapü. Bu toplantıda, Fransa'da bir büro açılması karaıiaşünku. - Mazlum-Der tarafından "insan haklan ih- lallerine maruz kalan kişi ve kuruluşlann sonmlannın Avrupaİnsan Haklan Mahkeme- si'ne taşınması" için Ankara'daki Ingılız Büyükelçiligi'nin maddi desteği ile proje hazırlamyor. - Mazlum-Der Genel Merkezi'nce "basm açıklamalannın insanlan tatmin etmediği, bu nedenle yeni eylem türleri geliştirilmesi gerektiği" görüşünden harekeüe yaz tatilinin başlamasıyla birtikte gündeme gelen Kuran kurslanna ilişkin bir did etkinlik planlanıyor. Bu amaçla 12 yaşmdan küçük çocuklann Ku- ran kursuna gitmesinc müdahale edilmesi du- rumunda me\cutyasalann anayasayavetemel haklara aykuı olduğu gerekçesiyle kaiduılması yönündetakptebulunuIacak.İmza,kart,mek- tup kampanyalan ile etkinlikler düzenlenecek. Etldnliklerde, Cumhurbaşkam'mn düşünce özgürlüğü konusundaki konuşmalan kul- lanılacak. Aynca ABD Ankara Büyükelçiliği ile irtibat kurularak din özgürlüğü \e Kuran kurslanyla ilgili sorunlan ortaya koyacak ra- poriar sunulacak. - Avrupa ya "Türldye'de insan haklan ve demokrasi şartlaruun yerine getiriünediği n mesajım vermek üzere Islam Toplumu Milli Görüş Teşkilatı (IGMG) tarafmdan Necmet- tin Erbakan hakkında genış kapsamlı dosya hazırlanması için çalışma başlatüdı. "Avrupa Kamuoyuna" başhklı dosya, Türkçe, Ingilizce, Almanca ve Fransızca olarak hazır- lamyor. Dosya, Avrupa'da faaliyet gösteren siyasi kurum ve kuruluşlar ile hükümet dışı kuruluşlara dağıtılacak. - Merkezi tngutere'de bulunan tslamk Re- Bef (IR) adh kuruluş, Nakşibendi unsuriann katkısıyla Işkodra'da bir medreseyi fînanse ediyor. Sabahattin Çakmakoğlu 'Irticasürekli gündemimizde' ANK4RA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Sa- vunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu, devir tesüm törenlerinde komutanlann irtica uyanla- n konusunda "İrtica uzun süredir ülkemizin gündemindeoian bir konudur. Komutaniarmu- zın hassasiyetlerini göstermeleri görev anlayış- laruun gereğknr" dedı. Çakmakoğlu, Makına Kimya Endüstri Kurumu'na (MKEK) bağh Makme Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nde (MAKSAM) aldığı basına kapah brifingin ar- dından gazetecilerin sonılannı yanıtladı. Çak- makoğlu, komutanlann irticaya ihşkin yorum- iannı nasıi karşıladığınm sorulması üzerine şunlan söyledi: "Böhıculük olsun, irtkay'ayönelik bir ortamı hazuiamak mahiyetinde olsun, devamh günde- mimizdedir. Görevliler için bu ay nı zamanda so- rumluiuğugerektirenbir konudur.Komutanla- nmmn bu gibi törenlerde hassasivetJerini gös- termeJeri tabfi görev anlavışlannm gereğidiıf SlFlR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Türk Eczacılar Birliği, tüm eczacı- lan bünyesinde toplayan, ülkemizin önemli sivil toplum kuruluşlanndan birisidir. Türkiye'nin heryerindeki ör- güttenmesiyle, önemli ağırlığı olan bir kitle örgütüdür. Eczacılar, laik ve de- mokratikTürkiye'nin savunucusu ol- duklan gibi, kamu sağlığının da ko- runması için öze! bir çaba sarf eder- ler. Diğer odalar gibi eczacı odaları- nın yönetimi de tüm eczacılann ka- tolımı ile seçilir, tamamen demokratik bir işleyiş tarzına sahiptir. Eczacı odalan, kamu sağlığını ko- rumak, ilaçta dönen dolaplara karşı yurttaşın haklannı savunmak için ül- kenin dört biryanında örgütlüdür. Bu örgütlülük, baskıcı ve anti-demokra- tik yasalann kaldınlması için de mü- cadele eder. Bütün bu hizmetleri sunmak için ihtryaç duyduğu kayna- ğı, temsil ettiği eczacılann katılımı ve katkılan ilesağlar. Devletten herhan- gi bir yardım almaz. • • • Eczacılar Birliği'nin bu özellikleriy- Ösman Durmuş'un Eczacı Harekâtı le anlı şanlı Sağfık Bakanı Osman Durmuş'un dikkatini çekmemesi mümkün değildi. 1982 Anayasa- sı'nın bazı anti-demokratik hükümle- rinedayanarak ve hiçbir gerekçe bil- dirmeksizin Eczacılar Birliği'ni idari ve mali açıdan denetime aldı. Şimdi Sağlık Bakanlığı müfettişleri, bir sivil toplum kuruluşu olan Eczacılar Bir- liği'nin bütün çalışmaJannı didik didik edecekler. Eczacılar Birliği'nin kayrtlı üyeleri her iki yılda bir yapılan genel kurulla yönetimleri seçiyorlar. Bu birliği ma- li ve örgütlü destekleriyle yaşatan ve seçen üyeleri, aynı zamanda dene- tim işlevini de yerine getiriyoriar. Ec- zacılar Birliği yönetimi ve eczacı oda- lan kendi yetkili organlannca denet- leniyorlar. Doğrusu da bu. Sağlık Bakanlığı'nın eczacılan de- netlemeye tabi tutması, sivil örgüt- lenmenin ruhuna aykındır. Sebebi de bellidir. Çünkü, meslek odalannın de- mokratik ve eleştirici tutumu Bakan- lığı rahatsız ediyor. Istiyor ki, Eczacı- lar Birliği yönetimi de, tıpkı Trabzon Hastanesi'nde olduğu gibi, Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un istediği zaman atayacağı, istediği zaman odadan kovacağı kişiler haline gel- sin. Orası da bir devlet dairesi gibi çalışsın. Ezcacı Odalan, Osman Dur- muş'un bu girişimini tepkiyle karşı- ladıîar. Cumhurbaşkanı Ahmet Nec- det Sezer'e, sorunlanna sahip çık- ması için başvuruda bulundular. O- da başkanlan yaptıklan ortak açıkla- mada şunlan belirttiler: "Türk EczacılarBirliği Merkez He- yeti ve Eczacı Odası başkanlan ola- rak bizler, üyelerimizin özgür karar- lan ve seçimle göreve getirilen, ken- didenetçileri tarafından denetlenen, Büyük Kongrelerde mali ve idari yönden denetlenerek aklanan Tün< Eczacılar Birliği'nin siyasi yaklaşım- larla denetlenerek baskı altına alın- maya çalışılması girişiminin demok- rasilerde kabul edilemez olduğuna inanıyoruz. 1982 Anayasası'nın 135. Madde- si ve meslekörgütleriyasasında bu- lunan, meslek kuruluşlannı vesayet altında tutan antidemokratik mad- delerin kaldınlmasını yıllardır talep ettik hâlâ da etmekteyiz. Bu talebi- mizin ne kadarhaklı olduğu, Anaya- sa'da yer alan bu maddenin istenil- diği zaman siyasi iktidahar tarafın- dan nasıl baskı unsunj olarak kulla- nılabileceği, bugün açıkça gööıl- müştür." • • • Deprem sırasında 'yabancı kanı' istemeyen, devlet hastanelerinin başhekimlerini oradan oraya savu- ran ve ülkücü kadrolaşma için Sağ- Itk Bakanlığı örgütlenmesini altüst e- den Osman Durmuş, bu yaptıklany- la yetinmedi ve şimdi de Ezcacılar Odası'nın içine el atmaya kalkıştı. Bir siyasinin, bir sivil toplum örgütünün içine girip denetlemeye kalkışması, ancak askeri yönetimlerin mantığı içinde kabul görebilir. Zaten Dur- muş'un dayandığı hüküm de 1982 Anayasası. Türkiye, Osman Durmuş'la gurur duyuyor, duymaya da devam ede- cek. O, Türk demokrasisine yaptığı katkılarla hep minnetle anılacak. Şimdi sıra, bir ülkücü olarak eczacı- lan yola getirmesine geldi. Kendisi- ne güveniyoruz ve inanıyoruz. Gön- dersin onlara birkaç ülkücü yurtse- ver, işlerini görüversin. Bu Abdullah Çatlı'nın kardeşı de olabilir. Oral Çe- lik de. Onlar olmazsa, TBMM Kulak Burun Boğaz uzmanı, Doktor Teğ- men Necdet Güçlü'nün katili Ibra- him Doğan da. Kendisine başanlar diliyoruz. Tan- n Osman Durmuş'u korusun!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle