19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 TEMMUZ2000ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER tçişleri Bakanlığı 'önce planlama' derken Bayındırlık 'sağlam yapı'da takılıp kaldı 'Iınar reformu' engefleniyor OKTAYEKtNCİ Türkiye'yi sarsan 17 Ağustos 1999 depreminin "vüdönümüne" bir ay kaldığı halde, depremı felakete dö- nüştûren temel nedenler arasında en öncelüdisı olan "bilimdışıimarplan- lanıasına" karşı hâlâ bir yasal önlem getirilmiyor. Bu sorunu "yerel yönetimkr refor- muyasasında'' çözmek isteyen tçişle- ri Bakanhğı run yasa tasarısı da; "1 mar bizim işimiz, bu konu sizin tas- lakta yer almasuT dıyen Bayındırlık Bakanı Koray Aydın tarafından aylar- dır imzalanmıyor. Bundan yararlanan kimi belediye- ler ise 10 Nisan 2000 tarihli "Yapı Denetimi Karamamesirı yle ınşaat ruhsatlannın durdurulmuş olduğu 10 Temmuz 2000 tarihine kadar "boş beklemek" yerine, durmadan "imar planı tadilatian" yapıyorlar. Karamame sadece "sağlam yapryı" hedefledigı, "yer seçimini" ise "öz- gûr" bıraktığı için, bugüne dek ima- ra açılmayan araziler bile aynı bele- diyeler tarafından "hızla planlana- rak" inşaata hazır hale getiriliyorlar... Işte boylesi bir süreçte Bayındırlık Bakanı Koray Aydın'ın, Içışlen Ba- kanlığı 'nın "önce planlama disiplini" ilkesine dayalı belediyeler yasası tas- lagına "tavır abnası'' da yağmacılar- dan başka hiç kimsenin işine yaramı- yor... Öte yandan ortada "yasal yapbnm" olmadığı içın, yıne Bayındırlık Ba- kanlığı'nabağlı Teknik Araşnrmave Uygulama Genel Müdürlûğü'nûn (TAU) belediyelere gönderdıği ımar planlannda; "şehircilik kurallanna uygun" şeklmdekı genelgeler de sa- dece dosyalarda kalan "işlevsiz rica- lardan" öteye geçemiyor... Benzer şekilde aynı TAU'nun ha- zırladığı ve 2 Eylül 1999'da Resmi Gazete'de yürürlüğe giren "tip" ımar yönetmelığındckı kımı "bflimselimar kuraDan" da Koray Aydın'ın Yük- sek Fen Kuruhı'yla (YFK) düzenle- diği yeni yapı denetimi mevzuatıyla "etkfcaz" kılınmış durumda. Çünkü YFK'nin imzasınıtaşıyan 10 Nisan 2000 tarihli kararaame ve buna bağlı yeni düzenlemeler, "imar plan- lanna kanşmadan" ve "parah" bir özel denetım anlayışını devTeye sokar- ken, TAU imzasını taşıyan yönetmelik ise imar planlan kurallannı da tanım- layan maddelerıyle "yasa gücündekT bu düzenlemenin "amnda" kalıyor... Bakan,'YFK'yi tutuyor Pekı, aynı bakanhktaki TAU ile YFK neden böylesine "farkfa anlayış- lan" sergiliyorlar ve bakan Koray Ay- dın da aslında imar kurallanyla ilgıli "uzman ve yetkin birim" TAU olma- sına rağmen, neden YFK'yle "işi gö- • Içişleri Bakanlığı'mn yerel yönetimler yasa taslağı içinde düzenlediği "imar reformu" Bayındırlık Bakanı Koray Aydın tarafından onaylanmıyor. Oysa imar reformu maddeleri öncelikle plansız kentleşmeye ve kaçak yapılaşmaya yol açan bilim dışı ve denetimsiz yerel yönetim yetkilerine önlem getiriyor... Kaçak yapılaşmaya caydıncı önJemJer getiren Içişleri Bakanlığı taslağı Koray Aydın'dan onay alamıyor. Çünkü Bayındırlık Bakankğı'nın tüm hanrhğı sadece sağlam yapı için özel şirket denetimini devreye sokmak. tûrüyor? Çünkü TAU, yıllann deneyimi ve bırikimiyle, ülkedekı imar sorunlan- nın kökenınde. "rant beklentflerine yeterK önlem getirmeyen" ve "bflhn- sel denetimi içenneyen" imar mevzu- atının bulunduğunu, bunun da sonu- cunda yaygınlaşan "biUm dışı ve spe- külatif imar planı kararlanyla" Tür- kıye'nin hem çevreye duyarsız, hem de "depreme dayanıksz" çarpık bir yapılaşmaya tutsak kılındığını "çok iyi"biliyor... <•-.... ...H.I. . .. „...., Nitekim bu bilgisıyle de "mimar", "şehir planosT, tf muhendis n , "hari- taa" ve diğer uzman kadrolanyla ön- celikle "yağmayı dizgmfcyecek" yasal kurallar geliştirmeye çahşıyor... YFK ise sadece "inşaatçılardan" oluşan yapısı ve yıllardır müteahhit- lere "1481™" verilmesiyle ilgili ku- rallarda uzmanlaştığı "özelflgialanı" nedeniyle; planlama, çevrenin korun- tnası, mimarlık, şehircilik, rantçı i- mar yerine toplum yaranna imar vb. gıbi kavramlara çok "yabana_" Böyle olunca da aynı kavramlann getirdiği "yağmacıhğa karşı'' tutum- lardan "rahatsız'' olan güçlerin TAU yerine YFK'ye yanaşmalan, şimdi Koray Aydın'da da gözlenen, gele- neksel bir "siyasal tercilT olarak or- tayaçıkıyor... Diğer tüm bakanlar, Bayındırlık Bakanlığı 'nın "Yapı Denetimini Özel- leştirme" yasalanna imza atarken, Koray Aydın'ın Içişleri Bakanlığı'nca hazırlanan "reformlara" ımza atma- ması acaba ne anlama geliyor?.. Bu sorunun yanıtını; "Koray Aydm siyasal centilmenliği bozuyor" şeklin- ' de vermek elbette kı yeterlı değil... Böylesı bir "direnmenin" nedeni- ni kavTayabilmek için, "imzalanma- yan hûkûmlere n göz atmak gereki- yor. Örneğin, Içişleri Bakanlığı'mn ye- rel yönetim yetkilenyle ilgıli yasa tas- lağında, özellikle "imar refonmT an- lamında özetle şu yeni kurallar öngö- rülüyor: 1- Bölge ve il ölçeğinde planlara öncelik verilmesi, kent planlannın bu üst planlara uygunluğunun zorunlu kılınması. 2- Tüm planlann, üniversiteler ve meslek odalan temsilcilerinin de yer alacağı bilimsel ve demokratik dene- tim kurallannın süzgecinden geçme- si. 3- Kaçak yapalann bulunduğu par- sellere alım-satım ve takas yasağı ge- tirilmesi, aynca bunlara her türlü alt- yapı hizmeti götürülmesinin kesin olarak engellenmesi; götürenlerin ce- zalandınlması... 4- Yasadışı yapılaşma alanlannın belediye yapılmasının durdurulması. Bölge ve çevre düzeni planlannda is- kân alanı olmayan yerlerde belediye kurulmaması. 5- Büyükşehirlerde belde belediye- lerinin bağımsız imar planlama yetki- lerinin sona ermesi. Anakent, ilçe ve beldeler arasında plan bütünselliği- nın sağlanması. 6- Yasadışı imar uygulamalanna neden olan teknik sorumlular ve ya- pı sahipleriyle birlikte bunlara göz yuman kamu görevlilerine de caydı- ncı yaptınmlar getirilmesi... 7- Proje ve yapı denetiminde mes- lek odalannın etkin görev ve sorum- luluk üstlenmesi... lşte bu yaşamsal kurallann Koray Aydın tarafından "im«ıl«nm«m»q" ve bunlar yerine "yapı denetim şjr- ketierinin kurulmasma önem veönce- HkverümesT de Türkiye'de çözülmek ıstenen sorunun 'imar dûzensizliği'' olmadığını, tam tersine bu düzensiz- lıkten "yeni rant olanaklannm" sağ- lanmaya çalışıldığmı gösteriyor... 'Darphane' gibi denetim Koray Aydın ve YFK'nin "büyük buhışu" olarak 10 Nisan 2000 tarihli Kanun Hükmünde Kararname'yle (KHK) yasalaşma sürecine sokulan "YapıDenetim Firmalan" uygulama- sında ise yukandaki reform kurallan tümüyle dışlandığı gibi, "mevcut ya- sal yetersiziikler'' de olduğu gibi ko- runuyor. Çünkü, söz konusu KHK, imar ya- sasında ya da yönetmeliklerde her- hangi bir değişiklik yapmadan, onla- n iptal de etmeden, onlara "ek" ku- rallar ve kurumlar getiriyor. Sermayesinin sadece yüzde 51 *i mimar ve mühendislere ait olabile- cek Yapı Denetim Şirketleri, beledi- yeden ya da valilikten mevcut mev- zuata göre ruhsat almış inşaatlann sadece "taşıyıcı sistemlerini", bütün inşaat maliyetinin yüzde 4'ü ile yüz- de 8 'i arasında değişebilecek bir "ek ûcret" karşılığında denetleyecekler. Sonunda da uygun görürlerse ve "üc- retierini eksiksiz tahsil etmişlerse", yine belediyeden ya da valilikten "kullanma izm" alınmasına onay ve- recekler... Antalya'da bir yerel gazetenin kö- se yazarlanndan Ahmet Dökdök'ün yerinde bir yakıştırma olarak "Yapı denetimi mi; darphane mi?" diye sor- guladığı bu düzenlemede en "şaibe- M" durum ise denetim fırmasına ait sermayenin yüzde 49'una "kimlerin'' ortak olacağı. Yine aym KHK'ye gö- re A, B, C sınıfında üç statü içinde ku- rulmalan öngörülen bu firmalarda onlarca teknik eleman ücretli ve ortak olarak yer alacaklar. Anadolu'daki sayısız kentte sadece birkaç teknik elemanın bulunduğu, bazılarında da hiç olmadîğı dikkate alınırsa, sadece büyük kentlerde ku- rulabilecek olan bu şırketler, o küçük kentlerde "irtibatbürolan'' açacaklar ve böylece ülkedeki yapı denetimi "gezici mühendisKk ekipleriyle'' sağ- lanmış(!) olacak... Bütün bu gariplikler içinde yine Koray Aydm ve YFK'nin en anlaşıl- maz dayatmalan ise 12 yıl mesleğini uygulayan her mühendis ya da mima- ra "uzman" denilmesi... Oysabirmü- hendis ya da mimar, özel bir uzman- lık alamnda 2 yılda da uzman olabi- leceği gibi, 30 yılda bile uzman olma- yabihr... Ancaİc ne var ki bu basit ger- çek bile Koray Aydm'ı etkilemiyor. Çünkü temel hedef, yeni bir "darpha- ne" yaratmak... GENİŞ AÇI HÎKMET BİLA Kemal Sunal: Bir Başka Bobin Hood Kemal Sunal'ın Kemal Sunal oluşu, köyden ken- te göçün biçimlediği bir sosyo-kültürel gelişimin sonucuydu. Sunal, tiyatro ve sinema basamaklan- nı birer birer çıkarken Türkiye'de büyük kentterin ge- cekondu dağlanyla kuşatılması tamamlanmış ve yeni bir kültür boy göstermeye başlamıştı. Kente göçen ama kentli olamayan milyonlar, yıl- larca tutacak bir el, sığınacak bir liman aradılar. Va- roşlardaki insanlar, sadece hayatta kalmak, çoluk çocuğunu geçındırmek ıçın değil, aşağılanmaya karşı da direnmek zorunda kaldılar. Hâlâ da direni- yorlar. Ağlama, sızlanma, dövünme, çaresizlik, isyan duygulannın bir yumak haline geldiği arabesk kül- tür, varoşlarda bir salgına dönüştü. Dini siyasete alet ederek iktidar olmak isteyenler önce varoşlarda demir attılar. Çaresiz insanlan ör- gütleyerek, gecekondu seçmenini solun elinden al- dılar ve o alanlan oy depolan haline getirdiler. Varoşlann bir umudu da Kemal Sunal oldu. Üs- telik, ortak bir umut. Siyasal tercih, hemşerilik, ge- çim düzeyi farklı da olsa, köyden kente göçen in- saniann ortak diliydi Kemal Sunal. lyiliğin, saflığın, temizliğin, ezilmişliğin, çaresizli- ğin simgesi belki ama, direne direne kendini kabul ettiren ve yaşama asılan bir "Şaban", "köykent- //"den başkası değildi ki... Kentin bütün acımasız- lığına, bütün üçkâğıtçılığına karşın dürüstlüğü ve iyi- liğı elden bırakmadan ince zekâsını kullanarak ayakta kalmayı başaran köykentli... Her filminde güldürse de özünde düşündüren bir kimfikti Kemai Sunal. Sanatıyla verdiği mesajı ken- disi şöyte özetliyordu: "Kötüler, köşe dönücüler, üçkâğıtçılann normal hayatta da çok güçlü görünmeierine rağmen en kü- çük bir ters çıkışta dağılmalan, güçsüz de olsa iyi niyetli kişilerin karşısında kaybetmeye mahkûm ol- duklan mesajı, kolaylıkla algılanabilmektedir." Kemal Sunal komık mıydi? Hayır. Aksine çok cid- di bir adamdı. Sadece halkın hakkını, mazlumun ahını bir başka biçimde, güldürüyle işliyordu. Baş- ka türlü yapabilir miydi? Yapamazdı. Yapsaydı, za- ten suçlu olurdu, isyancı olurdu... Bir başka Robin Hood'du Kemal Sunal... Sahtekârlığın, soygunculuğun, vurgunculuğun erdem olmaya başladığı biryerde, soytanlann baş- tacı edildiği bir ülkede çok ciddi bir halk kahrama- nıydı Kemal Sunal... • • • Deniyor ki bir Kemal Sunal daha yetişmez. Yetişir, yetişir. Köyiüsüyle, kentlisiyie, işçisiyle, memuruyia hal- kın bir kenara itildiği toplumda daha çok Kemal Su- nal yetişir. Kemal Sunal filmlerinın on kez, yirmi kez seyredilmesi sadece bir sinema başansı mıdır? Yoksa sosyolojik bir olay mıdır? Sanatçının ölü- münden hemen sonra televizyonlarda halk söyle- şileri yapıldı. Yediden yetmişe birçok kişi, onun film- lerini defalarca seyrettiğinı söylüyor, filmleri isimle- ri ve hatta sahneleriyle hatırlıyor, Kemal Sunal'ın unutulmaz tiplemelerinden ömekler veriyordu. Bu, sinemaya veya bir sanatçıya olan sevgiyte açıklanamayacak kadar derin bir özdeşleşmenin ifadesi değil de nedir? Onun derdi, vicdansız ağayla, vahşi mafyayla, üçkâğıtçı kompradorlaydı. Türkiye'nin bugünkü derdi de onlar değil mi? "Kötü'nün gözünün içine baka baka ona "eşşoğ- lueşşek" demek o kadar kolay değil. Kemal Sunal 28 yıl kötülerin yüzüne "eşşoğlueşşekler" deyip durdu. Anlayan anladı, anlamayan anlamadı. Kemal Sunal bugün son yolculuğuna uğurlanıyor. Kemal Sunal daha çok izlenecek, daha çok kc- nuşulacak. Güle güle Kemal Sunal. [email protected] MMUZ'DA BAYİLERDE ^popüler • ^ tarıh ÎŞÇt SENDtKALARI BÎRLÎKTE HAREKET ETME KARARI ALDI Belediyelerde grev başhyor "BöylesJne can sıkıcı otması hep tuhafıma gidiyor. ÇUnkil çoğu uydunılmuş olmalı." Cathrine Morland NE SIKICI NE DE UYDURMA! 9 Struma, Sarvador, Mefkure: Ikincl Dünya Savaşı yıllarında, Türklye kıyılannda Yahudilere mezar olan gemller... • İstanbul'da, Işgal günterlnln kahramanı: Kuvvacı Fenerbahçe'ntn 1918-1923 yıllanna rastlayan öyküsü. • Türkiye'de uyuşturucu tarihl: Beyza Hanım'ı tanır mısınız? • On soruda Osmanlı'nın kuruluşu: Tarttşılan noktalar, netleşmemlş konular... • İkinci Meşrutiyet: 1908'ln Temmuz günlerinde, demokratik Mr rejime kavuşma helecanı, kısa bir süre de olsa, yaşanmıştı. AÜER Istanbul Büyükşehir ve ilçe belediyelerinde sür- dürülen toplu iş sözleş- mesi görüşmeleri peş pe- şe uyuşmazlıkla sonuçla- nırken, ilk grev karan bu- gün Güngören Belediye- si'ne asılıyor. Türk-Iş'e bağlı Beledi- ye-lş ve DİSK'e bağlı Genel-lş sendikalan gre- vin etkili olması için Is- tanbul Büyükşebir ve il- çe belediyelerinde aynı anda greve çıkma karan aldı. Belediye-Iş ve Ge- nel-lş Sendikası yetkili- leri, Hak-Iş'e bağlı Hiz- met-lş ile öz Gıda-tş sendıkalaruıa da bu yön- de öneri götüreceklerini belirtti. Belediye-Iş Sendikası 2 No'lu Şube Başkanı Hasan Gfilüm, ilk grev karannı bugün saat 12.00'de Güngören Bele- diyesi'ne asacaklarım söyledi. Bayrampaşa ve Gaziosmanpaşa beledi- yelerine yann, izleyen günlerde de diğer beledi- yelere grev karan asacak- larım vurgulayan Gülüm, işveren sendikası MİK- SEN'in en son Büyükşe- hir Belediyesi adına yüz- de 25, ilçe belediyeleri adına ise yüzde 20 ora- nında zam önerisinde bu- lunduğunu, bunun kendi- leri için kabul edilemez olduğunu kaydetti. îstanbul'da grev ~ Çöplerin taşeron fir- malarca toplanması, ay- nca IGDAŞ ve İSKI gibi stratejik kuruluşlarda grev yasağı olması nede- niyle belediye başkanla- nnın"grevin etkiliolama- yacağı'' yamlgısı içinde olduklannı öne süren Gülüm, "Yanıldıklannı görecetder. Genel-lş Sen- dikası ik aynı anda greve çıkma konusunda anlaş- bk. Hizmet-tş Sendikası ile de bu konuyu görüşe- ceğiz. Grev önhlğü gi>ip kapı önûnde beklemeye- ceğiz. Binlerce işçi kendi bölgesinde grevle ilgili gerçekleri halka anlata- cak, bunu yaparak Istan- bullnlann desteğini ala- cağtz" dedi. Genel-lş Sendikası 2 No'lu Şube Sekreteri Ca- Değeıii arkadaşımız, Türk sinemasının güldürü ustası KEMAL SUNAL'I yitirmenin derin aası içindeyiz. Cenazesi saat 10.00'da AKM'de yapılacak törenden sonra Teşvikiye Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakip kaldınlacaktır. ÇASOD Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneğl DAVA AÇAMARDAN 4^Ü ÇIKARILDI ÎGDAŞ'ta hak arayan kovuhıyor tstanbolHaberServi- â-lGDAŞ'ta,mahke- meye başvurarak hakk- nnı icra yoluyla almak zorunda kalan çalışan- lar işten çıkanlmaya başlandı. Çahşanlann toplusözleşmeden do- ğan haklarmı ödemeyi reddedenlGDAŞyöne- taai, mahkeme karannı da uyguiamad]. Alacak- lannı icra yoluyla tahsil eden çalışanlardan dör- dü çıkanldı. Hak sahip- lerinın avukatı Hacer EşÖgen'e göre FP'li an- layışın adalete ve huku- ka yaklasnrunı ele veren olay özetle şöyle gelişti: tGDAŞ yönetimi, çah- şanlann 1996 yılı toplu- sözleşme hükümlerin- den kaynaklanan ücret farklannı ödemeyi red- detti. 220 cahşan ve sen- dika ayn ayn davalar açarak alacaklanmn ödenmesini istedı. Da- valar çahşanlann lehine sonuçlandı. tGDAŞ, yargı karanna karşın pa- rayı ödemeyeceğini bil- dirdi. Çalışanlar sonuç alamayınca icra yoluna başvurdu. Bunun üzeri- ne hak sahıplerinden 4 kişi işten çıkanldı. 13 çahşan ise dısiplin ku- ruluna sevkedildi. fer Erdil de Belediye-Iş Sendikası ile birlikte ay- nı anda greve çıkacakla- nnı belirtti. Sendikasmın örgütlü olduğu 11 ilçe belediyesi- nin tümünde uyuşmazlık zaptı tutulduğunu ifade e- den Erdil, Fatih ve Emi- nönü belediyelerine bu hafta, diğerlerine ise önü- müzdeki hafta grev kara- n asacaklannı anlartı. Ta- şeron firma işçilerinin ça- hşmaması için çaba sarf edeceklerini vurgulayan Erdil, "Belediye işçisinin 500 mflyon tirâ akfağı id- dia ediliyor. Biz de açık çağn yapıyoruz, verin 500 milyonu. hemen imzala- yahm. En kıdemU arka- daşımız 260 milyon Hra ahyor" diye konuştu. Hak-Iş'e bağlı Öz Gı- da-Iş Sendikası 1 No'lu Şube Başkanı Mustafa Söylemez de, HaUc Ek- mek fabrikalannda çalı- şan 750 üyeleri adına sürdürdükleri toplu iş sözleşmesinin uyuşmaz- lıkla sonuçlandığmı be- lirterek işveren sendika-" smın mevcut tutumu de- ğişmezse grevin kaçınıl- maz olacağuıı söyledi. Söylemez, 3 konfede- rasyona bağlı sendikala- nn Emek Platformu'nu oluşturduğunu anımsata- rak, toplu sözleşme sü- recinde olduğu gibi grev aşamasında da belediye- lerde örgütlü diğer sen- dikalarla işbirliği yapa- caklannı kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle