Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 TEMMUZ 2000 ÇARŞAMBA
14 İ %JMX kuttur@cumhuriyet.com.tr
Unutıdmayacakbir komediustasıydı
JVemal Sunal filmlerinin ekran
yanşı; bu denli tutulup yoğun ilgi
görmesi, doğrudan halkın içinden
çıkması, halka seslenmesinden
kaynaklanıyordu. Halk gülmek,
kahkaha atmak, boşalmak, dertlerini
savmak istiyordu. En çok bu
filmlerinde kendini buluyor,
rahatlıyordu. Onunla özdeşleşiyordu.
TURHANGÜRKAN
TV ekranlanndan, insanın kanını donduran şo-
ke edıci bir haber Ünlü sinema oyuncusu Kemal
Sunal fılm çevırmeye gitmek için bındiği Trab-
zon uçağında geçirdıği kalp krizi sonucu öldü... Ön-
ce, bu bir şaka mı sorusu geliyor akla. Ünlü ko-
medyerün o bitip tükenmeyen tatlı şakalanndan,
aldatmacalanndan, esprilerinden biri mi diye dü-
şünüp umutlanıyor insan. Haberin sonu yaklaşın-
ca acı gerçekle yüzyüze geliyorsunuz. Hiç beklen-
medik bır zamanda ansızın geliveren soğuk ölûm,
Türk sinemasının en popüler oyuncusunu, mil-
yonlann sevgilisi Kemal Sunal'ı aramızdan ahve-
riyor.
Son çeyrek yüzyılda çevirdiği rekor düzeydeki
filmde kahkaha fütınası estiren, halka hoşça va-
kit geçirtip dertlenni unutturan büyük güldürû us-
tası artık yok. Bundan sonra da yine TV ekranla-
nnda o ilkeli, sevimli, cana yakın. güler yüzlü, al-
çakgönüllü sanatçımızı içunızden bın gibi izleye-
ceğız. Ama buruk bir hûzünle, ezik bir gülümse-
meyle... Gerek iz bırakmış ıyi filmleri, gerek bık-
kınlık veren tekrar fümlenyle Kemal Sunal, hiç unu-
tulmayacak bır büyük komedi ustası olarak yaşa-
yacak. Ekranlardan bep gülümseten tatlı bir anı ola-
rak kalacak.
11 Kasım 1944'te lstanbul'dadoğanKemal Su-
nal. Mımar Sman tlkokulu'ndan sonra Vefa Lise-
si'nı toplam on bir yılda bitirebildi. 40 yaşından
sonra Marmara Üniversitesi lletişım Fakültesi 'nde
öğrenım gördü. Lise yıllannda tiyatroya ilgi du-
yup çeşıtli amatör topluluklarla oynadı. Sonra Kent
Oyunculan'nda Fadik Kız oyununda küçük bir
rolle sahneye çıktı. Zoraki Tabib, Şarkıcı Kız, De-
li Jbrahim, Masalar, Hababam Sınıfi, Yalova Kay-
makamı, Hamhum Şaralop. Gözlerimi Kapanm Va-
zifemı Yapanm gibı oyunlarda rol aldı. Ulvi Uraz
Tiyatrosu'ndan sonra Zeki Alasya-Metin Akpt-
nar'la Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda oynarken
yapımcı-yönefmen Ertem Eğümez'in özendirme-
sıyle 1973'te Tatlı Dıllım filmindeki küçük bir
rolle sinemaya geçti. Öncelen önemsız rollerde gö-
ründü. Sonra, Eğilmez ekolünün kalabalık kadro-
lu duygusal güldürülerinde üne kavuşarak başrol-
lere yükseldi. Bir filmi tek başına süriikleyen lo-
komotif oyuncu haline gelerek Türk sinemasının
en büyük komedyenlerınden biri oldu. Fransız si-
nemasının en büyük güldürü sanatçısı Fernandd'i
çağnştıran yüzünü çok ıyi kullanarak güncel olay-
larla süslediği argo sözcüklü halka yatkın filmle-
riyle büyük ilgi gördü.
Ahım şahım konulara dayanmadığı halde peş-
peşe çevirdiği fîlmler gışe rekorlan kırarak ya-
pımcıların yüzünü güldürürken, yeteneğı, kişiliği,
yonımu, esprilen, kendine özgü jest ve mimikle-
riyle Sunal, komedi oyunculuğuna yeni bir soluk
getiriyordu. llk filmleri daha eli yüzü düzgün ol-
duğu halde sonralan kısa sürede çok film üretme
kaygısıyla yınelenen konulara yöneldi. Argo söz-
cüklü. şipşak çekilen, eleştiriye uğramış önemsiz
filmleri bile Sunal"ın halk indindeki saygınlığını
yitirmeye yetmedi. O her zaman, gece gündüz de-
meden evımizın sürekh konuğu oldu. 7'den 70'e
her tür izleyiciye seslenen ve defalarca izlenme ul-
sımını elınde tutan bir sanatçı olarak gündemde kal-
masını bildi. Ancak son zamanlarda yeni tasanlar
üreterek daha bilinçli, daha düzeyli toplumsal bir
kaynağa eğilmeye başlamıştı. Ancak bu son aşa-
mayı sürdürmeye ömrü yetmedi. En verimli, en üret-
ken çağmda, 56 yaşında yannlara veda etti.
Son yıllarda televizyon kanallannda fılmleri
peşpeşe izlenen, en çok ilgi gören, hatta onlara gö-
re program yapılan tek oyuncu Kemal Sunal oldu.
Kemal Sunal filmlerinin ekran yanşı, bu denli tu-
tulup yoğun ilgi görmesi, doğrudan halkın içinden
çıkması. halka seslenmesinden kaynaklanıyordu.
Halk sinema salonunda ya da TV başında gülmek,
kahkaha atmak, boşalmak, dertlerini savmak isti-
yordu. En çok Sunal filmlerinde kendini buluyor,
rahatlıyordu. Onunla özdeşleşiyordu. Onun yaşa-
dığı çevre. arkadaşlan, güncel olaylar halka yaban-
cı değildi. Sunal filmleri halkın eğilimlerini, istek-
lenni, beklentilerini yansıtıyordu.
Seyirci saf. aptal görünüşü altında cin gıbı uya-
nık, duygulannı paylaştığı bu tıpı sinemada sürek-
li olarak görmek istedi ve onu bağnna bastı. Onun
yarattığı çocuksu, köylü, kasabalı, kaba saba, saf
tiplen özümsedi. Salako, Hanzo, Zübük, Avanak
Aptı, Davaro, Kenz, Kılıbık, Çanklı Erkânıharp
gibı tipler her zaman müşteri buldu. Bu tiplerin ara-
sında en etkılisı. en ölümsüzü kuşkusuz Şaban ol-
muştu. RıfetDgaz'ınölümsüzyapınndan Ertem Eğü-
mez'in sinemaya kazandırdığı Hababam Sınıfi ve
devam filmlerinde Sunal'ın canlandırdığı tnek Şa-
ban, gelecekte bir döneme damgasıru basan Şaban'lı
fıhnlerin de ana kaynağı olmuştu. Daha çok Kar-
tal Tibet'in ımzası bulunan Ortadirek Şaban, Kat-
ma Değer Şaban, Gurbetçi Şaban gibi, adını gün-
cel terimlerden alan bu öykülerde halk kendini
buluyor ve çoğunu istiyor ve alıyor da.
Sinemada Kemal Sunal'ın yaratıcısı sayılan Er-
tem Eğilmez'ın başı çeken filmleri arasında "On
Olsun", "Canım Kardeşim", "Yalancı Yarim",
"Köyden indBm Şehire", «Mavi Boncuk", "Salak
Mflyoner", "Süt Kardeşjer", "Şabanoğlu Şaban"
gibi filmlerin arasında en önemlısı, sayılan altıyı
bulan "Hababam Stnm" sensıdır. Aüf Yümaz'm
"Kibar Feyzo", "Köşevi Dönen Adam"; Memduh
On'ün "Pöstacr, "Devlet Kıışu", "Kanh Nigar";
ZekiÖkten'm "KapıalarKranVÇöpçülerKra-
h", "Düttürü Dünya"; Osman F. Seden'in "Bek-
çfler Kralı", "Yüz Numaralı Adam"; Şerif Gö-
ren'ın "Poüzei"; Kartal Tibet'in "Zübük", "Gol
KralT, "Davaro", "Şabaniye", "Gurbetçi Şaban",
"Deli Deli KüpelT,
u
Gülen Adam", "Komık Be-
lası" sayılabilir. 1999'da Sinan Çetin'in Propagan-
da filmiyle aşama yapan Kemal Sunal, son olarak
AH Ozgentürk'ün. Işü Ozgentürk'ün senaryosun-
dan çektiğı, Cem Davran ve Rus oyuncu Yekate-
rina Rednikova ile Balalayka filminde rol alacak-
tı. Gûl ıle 25 yıldır evlı olan Kemal Sunal'm AM
ve Ezo adlı ıkı çocuğu bulunuyor.
Kahraman ve simulasyon
Acaba
hangisi
gerçek?
AIİAKAY
Kemal Sunal'ın ani ölümü bizi belki de
başka bır fıhn kahramanına doğru gönde-
riyor: Aydaki Adam. M. Fonnan'ın bu fil-
minde de sanatçı kendi performanslannı
gerçekleştirirken Amerikan toplumunun
saçmahklan üzennde durarak eleştıriyordu.
Ve öldüğünde de sanki yaşıyormuş gibiy-
di. Kemal Sunal'm ölümünden sonra halk-
la yapılan konuşmalardan birinde cevap ve-
ren kişı "bunun bir kamera şakası olup ot-
madığı" sorusunun ardından kendısıne so-
ruyu yönelten gazeteciye çok üzüldüğünü
belirtti. Bu bize, postmodemitenin imge
toplumunun verilerinden birisini hanrlatmı-
yor mu? Simülakr ve simulasyon: Gerçek-
ten kopan ve gerçeğin yerine onun namev-
cudiyetinde modelsız taklidini koyan kav-
ram. Kemal Sunal da toplumdaki bır görün-
tü gibi, sürekli bir şekilde, yolda karşılaş-
tıgımız vatandaş tıpinin bir sımülasyonu
gibi, 'salak' görünüşünün ardında yatan ze-
ki bir mızahı bize göstenyordu.
Kimse Inanmadı
Belki de toplumsal olanla özdeşleştığı
içindirki, bu hiç ınandıncı gelmedı. Kemal
Sunal daha önce de "ölmüştü". Özel tele-
vizyonlarda verilen habere göre, Sunal öl-
müştü ve herkes o kadar üzüldü ve o kadar
içlendi ki, kendisi StarTV'de çıkıp "Benöi-
roedim" demek zorunda kalmışn. Ölümü
simülasyondu; öldüğünde ise kimse inan-
madı: Eşi bıle hastaneye "Inanmıyorum!"
diye girmiş, basından alınan haberlere gö-
re. Üniversitede yaptığım küçük bir anket
bize bunu gösterdi. Kıme sorsam; "Kemal
Sunal niye ölsün ki!", "Daha önce de öl-
mûştfi" gibı cevaplar aldım. Televizyonda
gördüğüm cevaplar üniversitedeki öğretim
üyelen ve öğrenciler arasmda benzer şekil-
de tezahür etti. Ölümü inandıncı gelmedi
çok kimseye. Çünkü birtür mit olmuştu. Top-
lumsal kahraînaıllar gibi, yaşarken ffisan-"
lara güven verebilen, ölünce de ınsanlann
moralini bozan kahramanlar gibi, Kemal
Sunal da postmodern toplumsalhğımızın
kahramanıydı. Eskiden krallann imgesi
"yaşanfardı". Kralın iki bedeni buradan gel-
mektedir. Biri yaşayan, diğeri ise öldükten
sonra halka yaşadığı söylenen. Modern top-
lumlarda da devrim kahramanlannın ımge-
len fotoğraflarla yaşatılır: Bu, güçten düş-
memesi lazım gelen devnmci güçlen can-
lı rutmak ıçındır. Benzer bir kahraman ö-
pını, "sosyolojik kahraman" tipolojisini
sundu bize. Halktan ınsanlann yüzü onun
yüzünde göriindü.
Daha önce de ölmüştü
t
Bu görüntü, günümüz kapitalızmindeki
1980'li yıllann Özal dönemine aıt "köşeyi
dönmekte başanh" olan halkımızdan tip-
lemelen ortaya koyuyordu. Mafya olma-
yan, mafya gibi davranan tipten "Haba-
bam Suufl"nın tnek Şaban'ına, Salako'ya
kadar her türlü marjinal tipleme kendi gö-
rüntüsünde toplumsal, halktan olan bir *ide-
al öpi" bızlere yansıtıyordu. Başansız gibi
duran ama bu görüntüsünün ardında en "kı-
yak" durumlan yaşayabılen ve bunu da bir
tesadüf eseri başaran bir tıplemeyi sınema-
da gösterirken; bunun gerçek görüntüleri-
nı gazete ve televizyonlarda haberlerde iz-
lemekteydik. Kulaktan kulağa gelişen "fi-
sıttı gazetesi" de bize bu tipleri örneklemek-
teydı. Kemal Sunal ışte bunu bize yansıth.
Toplumsal olanla özdeşleştiği içindir ki,
belki de bu hiç inandıncı gelmedı. Kemal
Sunal daha önce de "ötaüştn". Fısıltı ga-
zetesinde gerçekmişçesine Kemal Sunal öl-
müştü ve herkes o kadar üzüldü ve o kadar
içlendi ki, kendisi Star TV'de çıkıp "Şn ta-
rihte, şu saatte konuşuyonım ve ben ölme-
dim" demek zorunda kalmıştı. Bu sefer si-
mulasyon oyunu devam etti, ama ölüm, er-
kenden geldi ve de gerçektı. Ama imgesi
filmlerinde yaşayacağı için belki gelecek
nesıller onunla gülmeye devam edecekler.
'Bir adamın böylegidişiyadırganır birolay'
AHMETGÜLHAN:Üzgünüm. Duyduğum za
man manamadım. Çok değerh" bir dostumu kay-
betttm. Iyi bir sanatçı, aynı zamanda iyi bir in-
sandı. Yoğun bir uçak korkusu vardı. Kolay ko-
lay uçağa binmezdî. Tahmın ediyorum kı, o gün
erken kalktı. bütün gece uyuyamadı. Bütün bun-
lar üst üste geldı, heyecanlandı sanmm. Ne ka-
dar uzım yol olursa olsun hep kara ulaşımını se-
çerdi, keşke bu sefer <te öyJe yapsaydı. Ailesıne -
başsağhgı dılıyorum.
H A Ü t REFİĞ: Büyük bir şok. 1 Nisan ol-
madığmı tespit etmem, bu beklenmedik olay
karşısındaki acıyı daha güçlendirdi. Kemal Su-
nal halk edebıyatımızın, kültürümüzün, klasik,
geleneksel Keloğlan tipinin günümüze taşınmış
önemli bir temsilcisiydı. Yerinin kolay kolay dol-
durulması beklenemez. Ertem Eğflmez, onun o
cevherini ilk keşfeden adamdır. Ben genelde can
sıkıcı filmler yapüğun için Kemal Sunal ile se-
yircilere hoşça vakit geçirtme imkânımız ohna-
dı. Onunla çalışmayı isterdim, ama onun beni is-
teyeceğini hiç düşünmezdim. Kendi mesleğin-
de çok başanlı biri olarak onun cevhennı orta-
ya çıkarabilecek en iyi kimseler olan, daha çok
komedi yatkınlığı olan arkadaşlan tercih etme-
si doğal bır şeydi. Onun için böyle bir firsaüm
ohnadı.
MÜNİR ÖZKUL: Çok, çok, çok üzgünüm.
Şoktayız. Sanatçüığının ötesinde çok iyi bir dos-
tumdu. Mükemmel birinsandı. Beni sürekh' ara-
yarak sağlığımı sorardı. Allah'tankendisinerab-
met, ailesine de ba^sağhğı diliyorum.
HÜLYA KOÇYIĞİT: Bir arada hiç oynama-
dık, ama kızun Gülşah'Ia oynadı. O duyduğu
zaman kahrolacak. Çünkü bizim bağımız hiç
kopmadı, ailece, eşiyle de çok yakın görüştük.
Türk sineması için çok büyük kayıp ve Kemal
Sunal'ın ölümü tarif edilemeyecek bir acı şu an-
da benim için. Allah ailesine sabır versin. Haya-
tında hiç uçağa binmemiş bir insan. Nereden
çıktı bu şimdi, onu anlamadım. Uçaktan çok kor-
kan ve hep karayoluyla giden bir insan. Uzağa
bile hep arabayla giderdı. Bugüne kadar uçağa
bindiğrni hiç duymadun. llk defa hayatında uça-
ğa binmeye karar veriyor ve belki de Allah na-
sip etmiyor. Hayret bir şey. Gerçekten çok üzül-
düm. Şu anda çok şaşkın ve inanmakla inanma-
mak arasında bir haldeyim. Türkıye için çok bü-
yük bir fenomendi, çokönemlibir sanatçıydı. Türk
halkını çok yakmdan etkilemış bir sanatçı, çok
iyi bir aile babası, çok sevgi dolu, sevecen, de-
rin dostluklan olan bir insan sinemada daha çok
şeyler yapabılecekken aai ve hiç akla gelmeye-
cek bir şekilde vefat etti.
SELDA ALKOR: Inanmıyonnn. Çok üzül-
düm. Kemal Bey'le birlikte çalışmadım, ancak
bu camianın çok değerlı bir insanıydı. Onun kay-
bı Türk sineması ve sanaö için çok büyük bir olay.
Kemal Sunal, sinemamızı bugünlere taşıyan te-
mel taşlardandı.
tLYAS SALMAN: ölümü çok erken gerçek-
leşti. Onda da bende olan ve benim 'komedyen
hastahğj' diye nıteiedığım'hastahkhastalığı' var-
dı. Her tarafi acı dolu bir ülkede, 7'den 7O'ye her-
kesi güldürmüş bir adamın böyle gidişi yadırga-
nır bir olay.
DEFNE GOLGESÎ
TURGAY FİŞEKÇt
Bir Şiir Deneycisi <
Edebiyat Ekspresi Avrupa 2000 yolculuğu bo-
yuncatanışıp arkadaşlık ettiğim şairlerden biri de
Fransız Jacques Jouet (d. 1947) oldu.
Bir gün oturduğumuz kompartımana gelip ben-
den yazacağı bir şiirde kullanmak üzere Türkçe
üç sözcük istemesiyle tanıştık.
Yolculuğun belgeselini hazırlayan ARTE kana-
lının kameralannın da filme çektiği görüşmemiz
sırasında yazılı olarak şu üç sözcüğü verdim:
Leylek, yuva, gaga.
Bu üç sözcüğün Türkçe okunuşlannı, çoğul
hallerini de not edip aynldı.
İki gün sonra, yine televizyoncularla birlikte
elinde bir şiirle geldi. Yazının sonunda metnini bu-
lacağınız şiiri bana yüksek sesle okudu. Ardın-
dan konuşmaya başladık.
Bu deneyi gezi boyunca trendeki bütün şair-
lerle yapmayı tasarladığını, sonunda farklı diller-
deki sözcüklerden yola çıkarak oluşturulmuş çok
sayıda şiirin olacagını söyledi.
Bu deney için, kendi bulduğu, üç beşlikten olu-
şan, on beş dizelik, dize sonlarında yinelenen
sözcüklerin yer değiştirmesiyle uyak düzeni olu-
san, "la Redonde" adını verdiği bir kalıp kullanı-
yor.
Gezi öncesi Jacques Jouet'nin "Metro Şiiri' ad-
lı uzun bir şiirini okumuştum. O şiirde de "Metro
Şiiri'ni yalnızca metroda yazdığını söylüyordu. Sö-
zü oraya getirip hep böyle deneysel şiiıier mi
yazdığını sordum.
Her zaman değil ama böyle deneysel çalışma-
lara sık sık başvurduğunu söyledi. "Metro Şiiri"
için de on beş saatini metroda geçirmiş ve şiiri
orada yazmış.
Sonra, benzeri başka deneyler de yaptığını an-
lattı.
Sözgelimi, ressamlar gibi çalışarak, bir man-
zaraya bakarak manzara şiirleri, bir yüze baka-
rak portre şiiri, masa üzerinde kurduğu düzenle-
melere bakarak ölüdoğa şiirleri, çıplak modefle-
re bakarak da nü şiirler yazdığını anlattı.
Bir de şiir olarak yazdığı güncelerden oluşan
bir "gûnce-şiir" krtabı varmış.
• • •
Bizde benim bildiğim bir Dağlarca, böylesi de-
neyterie şiirler yazmıştır. Binden fazla hazır şiir ka-
lıbının olduğu söylenir. Bunca verıminin altında-
ki nedenlerden biri de budur.
Bir şiire başlamak için daha çok, esin bekler
bizim şairlerimiz.
Ama böylesi çalışmalaria şiirde yeni yollar açı-
lacağı da kesin.
•••
Kaliningrad, 24 Haziran 2000
Turgay Fişekçi'nin önerdiği üç kelime ile ley-
lek: cigogne; yuva: nid; gaga: bec.
C'est une espece de leylek .^ıi an r ou
trĞs feu courante dont le yuva
est comme un etui pour le gaga.
Plus de voyage loin du yuva
plus de retour pour la leylek.
La migrations s'arrâte au yuva
du premier vol, claque du gaga
pour de nouvelles leylekler
qui, aleur tour, claquent du gaga
en duplicant le premieryuva.
Tous ceux qui deplacent leur gaga
ne font pas comme la leylek ,
des origines. Le cheryuva
d'une saison, dit la leylek %
durera autant que mon gaga.
Ankara'da Genç Sanat-3'
sergisi
• ANKARA (AA) - Uluslararası Plastik Sanatlar
Derneği (UPSD) Ankara Şubesi'nin düzenlediği
'Ankara Genç Sanat-3 Sergisi', 20 Ekım-19
Kasım tarihleri arasmda Vakıf Kortun'un
koordinatörlüğünde gerçekleştirilecek.
Uluslararası ortamlarda tarunan, ancak Türkiye'de
az bılınen sanatçılara dıkkati çekmek amacıyla
düzenJenen sergide, daha önce Ankara'da
sergılenmiş eserlere yer verihneyecek. Eserlerini
sergilemek isteyen sanatçılann, hazırladıklan
dosyalan 14 Temmuz gününe kadar 'Vasıf Kortun
MBE 230, Kurabiye Sokak 12 Istanbul 800800'
adresine göndermeleri gerekmektedir.
Ürtfülerden Papa duaları
•KüMr Servisi - Julio Iglesias, Placido
Domingo, Geline Dion ve N'Sync, Papa'nın
dualannı okuduklan veya seslendirdiklen ÇD'de
yer alacaklar. Giovanni Paolo ITnin beş ayn dilde
seslendirdiği 'Abba Pater'ın kazandığı başan
üzerine, Amerikah yapuncı Rick Garson bu
albümü yapmaya karar verdi. Britney Spears ve
Ricky Martin'in de yer alacağı albümün
sonbaharda çıkması bekleniyor.
Tom Cruise 38. yaşını
katya'da kutluyor
• ROMA (AA) - 'Görevimiz Tehlike-2' fürninin
tamtımı için Italya'ya giden Tom Cruise 38. yaş
gününü Sicilya'da kutladı. Etna Yanardağı'nın
çevresini helikopterle dolaşan Cruise'u, bu ~" "*
yöredekı antik Yunan tiyatrosunda toplanan 100
kişi ellerinde mumlarla karşıladı. Yeni yaşırun
kendisine daha da güç verdiğini belirten Cruise,
eskiden yönetmenlık yapmamn zor olduğunu
düşündüğünü, şimdi ise hayatta 'imkânsız'ın var
ohnadığına inandığını belirterek yönetmenliğe
doğru yeşil ışık yaktı.
Rollmg Stones'un
gitaristi iyHeşti
•KüMr Servisi - Ünlü Rolling Stones grubunun
gitaristi Ronnie Wood, gördüğü alkolizm
tedavisinı tamamladı. Londra'da bir klinikte özel
tedavı altına alman gitanstin, 'The Priory' adlı
klinikten çıkarak bir-iki hafta içinde eve
dönebileceği söylendi. Gitarist, özellikle siyah
biraya olan düşkünlüğü ile tarunıyor.