25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 TEMMUZ 2000 SAU 8 HABERLERIN DEVAMI G Ü N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada GereMi görürse HADEP'le CHP arasındaki yakınlaş- mayı kamuoyuna açıklayacaktı. Başbakan'a göre açıklama "bir uyan" nitefiğinde olacak. Ecevit'in bilinen olumsuz duygulanna karşın CHP'ye bu sevgi gösterisi insanın gözlerini yaşartıyor! Ecevit'in önceki seçimlerde CHP'nin yüzde 10 ba- rajının altına düşmesi için nasıl bir çaba sarf ettiğini bilenler, bu son söyleminde saklı olan siyasal planı ve- ya senaryoyu sezmekte güçlük çekmediler. Ecevit; geleceğe şimdiden hazırlanıyor. Bir iki yıl sonraki genel seçimlerde CHP'yi vurmayı istediği silahın ne mene bir silah olacağının ilk işaret- lerini bugünden veriyor. Onun muradı, duyariı bir konuda Atatürk'ün parti- sini uyarmak değil, vurmak! Bu nedenle günahı kadar sevmediği eski partisinin HADEP'le işbiriiği yaptığı izlenimi veren "istihbari ra- poriardan" söz açıyor. Geleceğe dönük ana hedefi, içeriği bilinmeyen ra- poriaria CHP'yi "Kürtçülüğü himaye eden parti ola- rak" tanımlamak ve tanımlatmak! Ecevit; Kürtçülükle damgalanacak bir partinin, ül- kenin orta ve batı kesimlerinden oy almasındaki ola- naksızlığı biliyor. Böylesi birsuçlama ülkedezemin bulursa, CHP'nin bir kez daha yüzde 10'un altına düşeceğine inanıyor. Bir başka olgunun da bilincinde DSP lideri: İlk se- çimde CHP'nin yüzde 10 barajını aşması, DSP'nin geçen seçimde soldaki boşluktan yararlanarak topar- ladığı yüzde 22 oydan en az 3-4 puan yitirmesi de- mek olacak. Bu olasılık, DSP'nin en az birinci parti konumunu yi- tirmesine yol açacak. Başansız bir hükümetin alkışlanan başbakanlığını bırakmak, üstelik ilk seçimde tek başına iktidar ola- cağından bahseden birisi için keyif verici birsonuç ol- masa gerek! Yazgıya bak İKİ: Amiral Güven Erkaya'nın ölümünden sonra şeriatçı azgın dalgalar laik cumhuriyete ve sadık ko- ruyuculanna saldırmaya başladı. Askerler, bir düzen içinde ağır içerikteki ifadelerte şeriat dalgalannı karşı- ladılar. Askerler, laik cumhuriyete olan inançlannın yeni bir göstergesi olarak şeriat çevrelerine bir kez daha ye- terince ders verdiler. Heyhat! Aynı bilinçle hareket etmeleri beklenen, devleti yöneten sivil kadrolar sustu! Bu suskunluk ne- dense eleştirilmedi. övüldüğü bir kitapçığın tanıtımında basına demok- rasi dersi veren, ne ki 28 Şubat'ın hangi koşullarda ger- çekleştiğini özel arşivine taşıdığı belgeler ışığında ya- kından bilen eski Cumhurbaşkanı Demirel, konuya değinmedi bile, sustu. "28 Şubat'ın defteri kapanmıştır" diyen ifadesi as- kersel kesimde tepkiler yaratan Başbakan Ecevit ko- nuşmadı, sustu. "28 Şubat'ın, partisi ANAP'a seçim kaybettirdiği- ni" söyleyen Mesut Yılmaz'dan şeriat çığhklanna tek sözcük duyulmadı. FP ile aynı konularda üç aşağı beş yukan yanşa gi- rişen MHP'den kısık da olsa ses çıkması zaten bek- lenmezdi, beklenmiyor. Oy uğruna Atatürk aydınlığı, çağdaşlık çöp sepeti- ne.,Kafabu! ÜÇ: Sıvas'taki Madımak katliamının yıldönümünde yurdun çeşitli yörelerinde, illerde törenler yapıldı. 37 aydının yanarak öldürülmesi olayına sadece Ale- viterin bir sorunu gibi bakan zihniyet, hâlâ işbaşında ve ne yazık ki egemen de. Örneğin; Alevilerin Hacıbektaş ilçesindeki görkem- li törenlerine 12 yıllık başbakanlığı dönemlerinde uğ- ramayan Demirel, 7 yıllık cumhurbaşkanlığında ilçe- ye her yılın ağustos ayında uğramadan edemedi. Başbakan Ecevit, lafa geldi mi adeta Alevilerin ko- ruyucu meleği. Ama, Madımak katliamının gerçekleştiği günün ye- dinci yılında Ecevit ve oy zamanında Alevilik üzerine olanlar suspus! Çağdaşlığın, evrensel insan haklannın Türkiye'deki yazgısına bak! Ne yazık ki; ağlamakla gülmek arası bir durum. Çukurova'da besmele ile ders ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çukurova Devlet Konservatuvan'nda Azeri uyruklu öğretim görevlisi Cihangir Nevruz'un oyun- culuk derslerine "besmete" ile başladığı, derste Ku- ran'dan ayetler okuduğu ile- ri sürüldü. Rektör Prof. Dr. Can Ozşahinoğlu, Nevruz hakkındaki ıddıalan soruş- turmak üzere bir komisyon oluşturduklannı belirtti. Ko- nuyu her yönüyle araştırdık- lannı_ söyleyen Ozşahinoğ- lu, "Üniversiteınizde her şe- yin şeffaf ohnasından yana- jTz"dedi. Devlet Tiyatrolan, Opera ve Bale Calışanlan Yardım- laşma Vakfi'ndan (TOBAV) yapılan açıklamada ise Tür- kiye'de tiyatro eğitiminin önemsenmediğine işaret edildi. Önceükle tiyatro eği- timi verecek olanlann eğitil- mesi gerektiği belirtilen açıklamada, YÖK Yasa- sı'nın "ehil tdşüerin" yetkili sayılmasına olanak tanıma- dığı kaydedildi. Açıklama- da şöyle denildi: "Çukurova Devlet Kon- servatuvan'nda bir öğret- men, oyunculuk derslerine besmele ile başlamakta,ders- te hiç ilgisi olmadığı halde Kuran'dan ayetler okumak- ta, anılannıantatmakta.Baş- ka bir öğretmen de kız öğ- rencilerin etek boylannı kontroletmektedir.Oyuncu- luk öğretmeni tiyatro tarihi dersini. dans öğretmeni de oyunculukdersinivermekte- dir. Oğrenciler oyuncuhık adına Banu Alkan, Bülent Ersoy, Seren Serengil taklit- leriniyaparakyeüşdrümek- tedfaf Tiyatro kültürünün ta- rumlan doğrultusunda yeni- den yapılanması ve ciddi ön- lemler alınması gerektiği be- lirtilen açıklamada, "Tmla trafık terörü gibi, sanat ala- nındayapılan birbaşka terö- rün de bir an önce önfcnme- si çağdaş Türkiye'nin en önenıli görevleri arasın- dadır" denildi. . * — — - . — Nurettin Sözen 'in ^kardeşi öldü —— İstanbul Haber Servisi - Eski Istanbul Büyükşehir Bele- diye Başkanı ve CHP Parti Meclisi üyesi Prof. Dr. Nuret- tin Sözen'in kardeşi Ziya Sözen, tedavi gördüğü Cerrahpa- şa Tıp Fakültesi'nde dün sabah yaşamını yitirdi. Ticaretle uğraşan Ziya Sözen, bir süre de Amerika'da te- davi görmüştü. Tüm çabalara karşın kurtanlamayan Ziya Sözen'in ce- nazesi, bugün Ataköy 5. Kısım Camii'nde öğleyin kılına- cak cenaze namazının ardından Kozlu Mezarlığı'ndaki aile kabristanında toprağa verilecek. Eski Sıvas Valisi: Yalnız kalcbm İLHANTAŞÇI ANKARA - Sıvas katliamı- nın yaşandığı dönemin valisi Ahmet Karabilgin, yargı süre- cinin sona yaklaştığı 7. yıldö- nümünde olay gününün aynn- tılannı anlattı. Cumhuriyeti he- def alan büyük ayaklanma kar- şısında zorda kalmasına karşın istediği yardımlara Ankara'dan ses verilmedigini belirten Ka- rabilgın, hükümet tarafından yahıız bırakıldığım söyledi. Karabiigin, Sıvas katliarmm gerçekleştiren grubun hükümet binasına saldırdığını ammsata- rak "Benilinçedipyeşflbayrak asacaklardT dedi. Ahmet Karabiigin, katliamın tüm boyutlanyla değerlendiril- memesi, gelecekle ilgili ön- lemlerin alrnmaması nedeniy- le 28 Şubat sürecinin ve dinci terör örgütlerinin cinayetleri- nin yaşandığını vurguladı. Cumhuriyet tarihine kara bir leke olarak geçen Sıvas kat- liamının yaşandığı dönemin valisi, Içişleri Bakanlığı Müs- teşar Yardımcısı Ahmet Kara- biigin, Cumhuriyete konuştu. Ahmet Karabiigin, valinin taşrada görev yaparken hem devleti hem de hükümeti tem- sil ettiğini anımsatarak şunlan söyledi: "Ben VBÜ olarak taşraya git- tiğiın Mnnan Ankara'daki hü- kümetin arkamda olduğunu, berhangi bir sdantıda, zor du- rumda hükümetin bana destek verecegini düşünerek, hatta za- man zaman bu desteği alarakfli yöoetirim. Olaylar yaşanırken ben orada zordayım. Çönkfi cumhuriyete ve benim kisüi- ğnnde devlete, hükümeteyöne- Akit gazetesinden yine hakaret Şeriatçüarsaldınyor İstanbul Haber Servisi - Sıvas'ta 7 yıl önce Madımak Oteli'ni ateşe vererek 37 ki- şiyi katleden şeriatçı canile- ri "otaykum nuğdunı" diye tanımlayan şerit yanlısı Ak- it gazetesi, olaylann yıldö- nümünde anma etkinliklen düzenleyen kişi ve kunıluş- lara yöneük hakaret, tahrik ve iftiralannı dün de sürdür- dü. Anma etkinliklerini "Kı- zd böhıcürüğe himaye" baş- lığı ile manşetten veren Ak- it gazetesi, haberde "7 yıl önceki Srvastahnkçfliği dün biravuçkmlbölücütarann- dan bortlatıkb'' sözlenyle verdi. Tandoğan Meydanı'nda- ki mıtinge kaulan gruplann mitingin ardından "Marx, Engels, Lenin" diye yürü- dükleri yalanını yazan gaze- te, mitinge katılanlara "gü- ruta", "Bufiriime tahrik de- ğil mi"diye hakaretler yağ- dırdı. Yargıya da dil uzatan şeriatçı gazete, katliamı ger- çekleştiren 33 kişiye verilen ölüm cezasıyla ilgili şunlan yazdı: "33 maktule karşı, Baş- bağlar'da ahnan 33 cana ek olarak, yargıdan da 33 can istendi Yetmedi, dün de Tandoğan Meydanı'nda ye- ni intikam yeminieri edildi ve devietten yargüanmak üzere yeni isimler bubnaa talepedfldL" Uk büyük bir ayaklanma var. Yardım w destek istiyorum, a- ma hiçbir yerden ses yok. Hü- kümet zor dönemimde yardım isteğinıe yanıt vermedi, bana güçkatmadL" Olaylann cuma namazının ardından 13.30 sulannda başla- dığını ammsatan Ahmet Kara- biigin, hükümetin yardım ko- nusunda 7-8 saat geciktiğini belırterek "Ne /amana kadar yardım gelmedi, 21J0-22.00'ye kadar. Her şey bitti, insanlar öl- dü. Ondan sonra Trabzon'dan, Kütahya'dan destek gelmeye başladı, 21.10'da hükümetmey- danmmönüboşakhğında n diye konuştu. Katliamdan tesadüfen kurtu- lan AzizNesin'i gizli bir yere u- laştırdıklanm ammsatan Kara- biigin, katliamı gerçekleştiren topluluğun vali olarak kendisi- ne ve hükümet binasına saldır- dığına işaret ederek u Saktar- ganlarla benim aramda 20 mor- drven kalnuşa. tçeri girip, Bnç edip yeşil bayrak asacaklardı'' dedi. Ahmet Karabiigin, olaylann ardından kendisi hakkmda açı- lan soruşturma sonucunda Da- nıştay Dava Daireleri Genel Kurulu'nun u Valinin ihmali yoktur" diyerek kendısini akla- dığım vurguladı. Karabiigin, dönemin Başbakanı, Genelkur- may Başkanı ve Içişleri Baka- nı'nın benzer bir yargılamadan aklanmayla çıkıp çıkamaya- caklan kuşkusunu dile getirdi. Ahmet Karabiigin olaylarda kendısini kusurlu bulduğunu söyleyen dönemin bakanlann- dan Abdülkadir Ateş'e gönder- diği açıklamada da şu değer- lendinneyi yaptı: "Srvas şeriat ayaklanmasıüeugih olarak bu- güne kadar üst düzey devlet gö- revBlerine ve sorumlu kuruluş- lara çok sayıda rapor ve açıkla- ma gönderdim. Yazıh ve görsel basında söyleşi ve açıklamalar- ladoğrulan anlarmay a yah^ım- Ne acMhr ki devletin hiçbir ku- rumu vegörevlisi, TBMM ve »- yasi partiler de dahil olaylan toplumsaL, siyasal, ekonomik, küHurelveyönetsel boyudan ile degeriendirip gelecekle ügSi ön- lemlerin almması zahmetine girmedL Genelde valiyi suçla- yarak sorumhuuğu bana yükle- me kolayhğma kaçıldı. Sonuçta ülkemiz 28 Şubat sürecini ve dinci terörörgütlerinin cinayet- lerini yaşadL" Ahmet Karabii- gin, olaylann başlamasının ar- dından Cumhurbaşkanı, Başba- kan, Içişleri Bakanı, Genelkur- may Başkanı ve üst düzey yöne- ticilerle yapnğı her telefon gö- rüşmesinde ek kuvvet istediğine dikkat çekerek şunlan söyledi: "Ayncatakviyekuvvettalebimin yaah biçimde (faksla) yinelene- rek arşhierde yer ahnası sağlan- dL Her görüşmemde olaylann kontrol alûna ahnabOeceği değil, kontrol altına alabibnek için mevcut gücümüzle çaba harcan- dığıifadeedikü." Kamuda ücret dengesizliğî • Baştarafi J. Sayfada nın da en az SPK'deki kadar olması bekleni- yor. Mevcut listede Reka- bet Kurulu Başkanı 2 milyar 905 milyonu bu- lan maaşıyla SPK ve Merkez Bankası baş- kanlannı izliyor. Bir SPK üyesi 2 milyar 882 milyon, bu kurumun bir daire başkanı 2 milyar 546 mih/on, Merkez Bankası başkan yar- dımcılan 2 milyar 154 milyon lira maaş ahr- ken Genelkurmay Baş- kanı'run maaşı da 1 miryar 828 milyon lira olarak belirleniyor. SPK'deki bir meslek personelinin 2 milyar 44 milyon lira maaş al- dığı günümüzde, Baş- bakan 1 milyar 642 mil- yon lıralık maaşla liste- de ilk 10'da yer almıyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu ile Telekomünikasyon tdaresi de sıralamaya alındığında, Başba- kan'ın ilk 20'de de yer alamayacağı ortaya çı- kıyor. Bakanlar 1 mil- yar 627 milyon, millet- vekilleri 1 milyar 556 milyon, Başbakanlık Müsteşan da 1 milyar 131 milyon lira ile ma- aş sıralaması listesinde yer abyor. Listede, aynı işi ya- pan memur, işçi ve söz- leşmeliye uygulanan ücret farklıhğı, genel müdür maaşlannda da gözleniyor. Kalkmma Bankası ve Exim- bank'ın genel müdürle- ri 1 milyar 305 milyon, diğer kamu bankalan- nın genel müdürleri 1 milyar 116 milyon, pet- rol grubu KÎT'lerin ge- nel müdürleri 1 milyar 34 milyon, Emniyet Genel Müdürü 933 mil- yon, mülkı idare amirli- ği hizmetleri smıfinda- ki diğer genel müdürler 909 milyon, genel ida- re hizmetleri sınıfinda- ki genel müdürler 781 mih/on, KtT'lerdeki di- ğer genel müdürler ise 778 milyon lira maaş alıyor. KAMU GÖREVÜLERİ NET UCRET fTL) SPK Merkez kası 3 milyann üzerinde Rekabet Kurulu 3 milyann üzerindeiiryi .904.903.000 Rekabet Kurulu Uyesi Genelkurmay Baş 2.904.903.000 T^828.000.000 sbakan 1.642.044.000 Mılletvekıllen 1.556.202.000 Kuvvet Komutanlan 1.418.000.000 Yüks.Yargı TSE Daıre Başl lan ve Cumh. Başsavcısı 1.156.537.000 1.079.512.000 T.06Z TÜ57 953.000 468.000 Genel Müdür (EMH) 947.245.000 Hâkim ve Savcılar Sınıfı Asil Uye, Başkan Vekili, Cumhuriyet Başsavcı Vekili, MüsteşarBaşsav TeTMucEmniyet Genel Müdürü (Vali) 934.636,000 933.020.000 var 923.365.000 Kamu Bankalan Genel Müdür Yardımcılan 912.752.000 Yüksek Yargı Uyeleri 906.187.000 Diyanet Işlen Başkanı 876.540.000 Rektör 862.334.000 DİĞER BAZI KAMU GÖREVLİLERİNİN MAAŞLARI KAMU GÖREVLİLERİ NET ÜCRET fTU Şube müdürü (1/4) 286.149.000 166.056.000 133.945.000 Memur unıversite (9/1) 134.766.000 Sretmen (4/1 Sretmen (9/1 245.706.000 185.728.000 Başkomiser(3/1) Polıs memuru ı Doktorl 255.990.000 191.168.000 Hemşire(9/1) 276.642.000 168.822.000 Keıııal Sunal bu kez aglatb • Baştarafi 1. Sayfada gentürk, sanatçıya kriz geçir- mesınden yaklaşık yanm saat sonra müdahale edildiğini söy- ledi. THY'den ahnan bilgiye göre ise 07.05'te havalanması gereken uçağın kapılan, 07.20'de kapandı. 07.33'te ap- ron içinde hareket etmeye baş- layan ucak, 3 dakika sonra ge- ri döndü. Atatürk Havalimanı Sağhk Şef Yardımcısı Dr. Le- vent Pektuncer, gazetecilere yaptığı açıklamada, ihbann sa- atini 07.50 olarak bildirdi. Pek- tuncer, ihbar üzerine havalima- nında görevli nöbetçi doktor ve sağlık memurunun uçağa git- oklerini, sağlık ekibinin Kemal Sunal'a yaptığı ilk muayenede, "sanatçimn sofaık almadığı, nahrnım atnuuhğı ve kalp aüş- lannın ahnmadığının tespit edfldigini'' söyledi. Pektuncer şunlan kaydetti: "Hastaya suni solunum ve kalp masajı yapıkh. Daha son- ra tekrar sohınum, kalp adşı ve nabız kontrol edildi, ancak bir sonuç ahnamadı. Bunun üzeri- ne tekrar suni solunum ve kalp masajı yapıkfa. Ama neticede bir sonuç ahnamadı. Hastanm ökJüğüne karar verikti. Hasta, ambulansla Internaoonal Hos- phal'a kakfankh." Uçağın kaptan pilotu Murat Yüksel, olayın kendisine akta- nldığı anda park yerinden 20 metre aynldîklannı ve gecik- meksizin ambulans istediğini söyledi. Sanatçıya ilk müdaha- lenin kabin ekibi tarafından ya- pıkhğım behrten Yüksel, "Sag- hk ekibi uçağın tekrar park edflmesinden 12 dakika sonra gekti. Müteakiben DHMİ'nin ambubnsıvedoktonıgeldi''de- di. Yüksel şöyle konuştu: "bk gelen ekip Mednne eki- biydL Ügflilerin doktor olup ol- ırmdıgını sorgulama durumum söz konusu değikü. Bunlar her zamanyokularmnza hizmetve- rir. MedBne'm sorumlu ekibi müdahale etti. Ancak doktor- larm kariyeri konusunda bilgi sahibi değmm." Medline ise yaptığı açıkla- mada, kendilerine 07.39'da ih- bar geldiğini, önce anestezi ve reanimasyon teknikerlerinden oluşan acil ekibin gönderildi- ğini belirtti. Bu ekibin 07.46'da uçağa ulaştığı kaydedilen açık- lamada, ikinci ekiplerinin bun- dan 5 dakika ve hekımin ise 8 dakika sonra olay yerine ulaş- tığı ifade edildi. Sortı önergesi DSP îstanbul Milletvekili Erol Al, Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz ile Devlet Bakam Yük- sel Yalova'ya, Kemal Sunal'a kalp krizi geçirmesinden 25 da- kika sonra müdahale edilmesi- nin sorumlusunu sordu. Al, U- laştınna Bakanı Öksüz ve Dev- let Bakanı Yalova tarafından cevaplandınlması istemiyle TBMM Başkanlığı'na verdiği yazılı soru önergesinde, Ata- türk Hava Limanı sağlık hiz- metlerinin karşılanması işinin her yıl Medline isimli şirkete verilip verilmedigini öğrenmek istedi. Al, bu şirketin ne kadar ücret aldığını ve şirketin hava- alanında ambulans hizmeti ile doktoru olup olmadığım da sordu. Al, yoğun bir uluslarara- sı ve iç hat trafiği yaşanan mey- danda kaç ambulansın hizmet verdiği sorusunu bakanlara yö- neltti. Sanatçimn kaldrnldığı International Hospital Hasta- nesi Başhekimi Doç. Dr. Meüh Buhıt, Sunal'ın tam uçak hare- ket edeceği sırada "ağır bir kalp krizi gecirdiğj" kanısında olduklannı söyledi. Doç. Bulut, gazetecilere yap- tığı açıklamada, Sunal'ın ken- dilerine ölü halde getirildiğini belirterek, ailesinden öğrendi- ği kadanyla kendisinin bazı kalp rahatsızlıklan olduğunu ve kalp ilaçlan kullandığmı söyledi. Kemal Sunal'ın ölümü üze- rine sanatçı dostlan ve sevenle- ri, cenazesinin bulunduğu In- ternational Hospital'a akın et- ti. Sunal'ın ölüm haberini alan hayranlan da hastanenin önün- de toplandılar. Cok sayıda ga- zetecinin hastane önünde bu- lunması nedeniyle zaman za- man izdiham yaşandı. Sunal'm teyzesinin oğlu tb- rahim Engin de sanatçimn uçak korkusu olduğunu anımsatarak "Hayatta uçağa binmezdi, bu- gün Ukdefa bindi" diye konuş- tu. Metin Akpınar, Sunal'ın ak- ciğer ve kalp rahatsızlığı oldu- ğunu ifade ederken Menderes Samancüar da "Daha dün bir- nkteydik. Espriler yapak" diye konuştu. Sunal'ın eşi Gül, oğ- lu Ali ve kızı Ezo, saat 11.40'ta hastanedenaynldılar. Sunal'uı çarşamba günü Teşvikiye Ca- misi'nde kılınacak namazın ar- dından Zincirlikuyu Mezarlı- ğı'nda toprağa verileceği belir- tildi. Sunal için, cenaze nama- zmdan önce de AKM'de tören düzenleneceği öğrenildi. Elcevit: Halkın gönlünde yaşayacak Başbakan BülentEcevit Ke- mal Sunal'ın ölümünden duy- duğu üzüntüyü dile getirerek kendisinin de bir Kemal Sunal tayratü olduğunu söyîedi. Sc- nal'ın filmlerini defalarca sey- rettiğini ifade eden Ecevit, "Çok önemU, çok değerti, çok etkfleyki bir öğretmendi. İşi şa- kaya vurarak, güldürüye getire- rek topluma çok önenıli mesaj- lar verirdi. Bir poKtikacı olarak ben de ondan bazı dersler ahr- dnn. Öhunüne çok üzüldüm a- nıa o eserlerinde yaşayacaktır, halkm gönlünde yaşayacakbr" diye konuştu. • • _ G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. deniz, Atatürk, Boğaziçi, Cumhuriyet, Dicte, Erciyes, Çukurova, DokuzEylül, Ege, Fırat, Inönü, Karadeniz Teknik, Mimar Sinan, 19 Mayıs, Trakya ve Yıldız Tek- nik üniversitelerinde seçim heyecanı var. Üç büyük kentin üniversitelerini ayn bir yazı konu- su yapalım. Bugünü Anadolu'daki üniversitelere ayı- ralım. 1 - Bir kente üniversite kurulur da kentteki sosyal ya- şam geriye gider mi? Anadolu'da evet! Özellikle 1992'de kurulan üniversitelerin kurucu yönetimleri, ilk iş olarak "örgütlenmeyi" seçtiler. Bilimi değil, kadro- laşmayı öne aldılar. "Bizdensen hemen araştırma gö- revlisisin" mantığıyla hareket ettiler. Bu durum oğren- ci yapısını da etkiledi. 2- Üniversitenin evrensel tanımında eğrtimden çok bilim vardır. Ne yazık ki Anadolu'da üniversite deyin- ce bilim ilk akla gelen konular arasında değil. Üniver- site kuruluşlan siyasallaştınldı. Orta büyüklükte bir ilin önde gelenleri, milletvekillerinden ilk istem olarak üni- versiteyi gündeme getiriyoriar. Bu istemin altında şu yatıyor "Üniversite ilim'ızin ekonomisini canlandınr. Yeni sektörlerin gelişmesini sağlari" 3- Üniversite açılan ile bağlı ilçeler de o üniversite- ye bağlı fakültelerin kendi yerteşim yerierinde açılma- sını istiyorlar. Orta büyüklükte bir bina, bir dekan, bir- kaç da ona bakan, al sana fakülte... Sanayi sitelerinin arasında büyükçe bir arsa, dik bunun ortasına "üni- versite kampusu "tabelası, kentin içindeki üç-beş bi- nayı da üniversiteye ayır, bir rektör birkaç direktör, al sana üniversite! Siyasiler böylece eğitim kurumu değil, eğitim sek- törü yaratmış oluyor... KritiküJer 4- Genel değerlendirmelerden rektöf seçimlerine gelirsek... Konumuz kişiler değil, ancak üniversite rek- törierinin çoğunluğu parti genel başkanı anlayışryla hareket ediyor. Artık siyasette alıştık; genel başkan ön- ce kendisini seçecek delegeleri seçiyor, sonra kong- reye gidiyor. Kendi seçtiği delegeler, kendisini genel başkan seçiyor! Bu hastalık üniversitelerimize de yan- sımış görünüyor. Bir bilim kurumu olması gereken üni- versiteler "kadro sektörüne" dönüştürülüyor. 5- Orta büyüklükteki bir kent, üniversite ile nefes alıp vermeye başlıyor. Burada üç seçenek var; ya üniver- site kenti etkileyecek, ya kent ve kentin ileri gelen ku- rumlan üniversiteyi etkileyecek ya da iki yapı çakışa- cak! Şanlıurfa Harran Üniversitesi bunun somut bir ör- neği. Kurucu rektör ve devamındaki kadrolaşma, me- zuniyetlerin bile üniversitede törenle değil, camide mevlitle yapılmasını beraberinde getirdi. Nasıi ki ca- mide ameliyat yapılmazsa, üniversitede de din, kad- rolaşmaya alet edilemez, edilmemeli... Harran'da ilk kez bu yıl, son atanan rektörün girişimiyle mezuniyet töreni düzenlendi... 6- Malatya, Samsun, Diyarbakır, Sıvas, Erzururn'da- ki üniversiteler aynca önem taşıyor. Bu illerdeki üni- versitelerde yapılan oylamalardan ilginç sonuçlarçık- tı. Yönetimdeki kimi rektörierin, yukanda değindiğimiz parti genel başkanlanna rahmet okutan yöntemlerie yeniden listenin üst sıralannda yer aldığı dikkati çeki- yor. Kadrolaşmaya dayalı rektör seçimi, bu üniversi- telerin bağnazlıktan annmış bilim yuvalan olması için yeterli mi? 7- Bir üniversJtede tıp faküftesi varsa, rektörlük se- çiminde en şanslı adaylar, tıp kökenliler oluyor. Çün- kü tıp fakültesi örgütlenmesi öteki fakültelerden çok daha fazla elemanı gerektiriyor. Tıpçılar doğal olarak bunun bir "hastalık" olmadığım düşünebilirieri 8- Son sözü Cumhurbaşkanı söyleyecek. Sezer, hukukun üstünlüğüne sürekli gönderme yapıyor. Hu- kuk, salt yasa maddelerinden oluşan cansız bir bilim değil. Hukukta, toplumsal yarar zaman zaman mad- delerin önüne geçer. Üniversitelerde de "toplumsal ve bilimsel yarara öncelik" kaçınılmaz görünüyor! balbay@cumhuriyetcom.tr Ankara'nuı amblemi için referandum kararı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek tara- fından değiştirilen ve yıllar- drr modern ohnadığı için eleştirilere hedef olan Anka- ra'mn ambleminin değişti- rümesi konusunda referan- dum karan alındı. Anakent Belediye Meclisi'nde be- nimsenen karar doğrultu- sunda, 27 Ağustos Pazar gü- nü Ankara'da referandum yapılacak. Ankara Anakent Belediyesi'nin 2. Dönem Olağan Toplantısı dün ger- çekleştirildi. Gökçek toplan- tıda kentin amblemi konu- sunda referandum önerisi sunarken CHP, başkente "daha modern" bir amblem bulunmasını istedi. DSP grubu ise Ankara'nuı daha önceki yıllarda kullandığı "Hitit GüneşT amblemine dönülmesi önerisinde bulun- du. Gökçek, toplantıda yap- tığı konuşmada, Hitit Güne- şi'nin Ankara ile ilgisinin bulunmadığını savunarak "Hitit Güneşi Ankara'yı temsil ediyw da hilal yıldû, ajr temsil etmiyor mu" dedi. Gökçek, Hİtitlerin "1000 tannh bir medeniyet" oldu- ğunu belırtırken Hitit Güne- şi'nin de Hİtitlerin kendi ayınlennde kullandıklan haç benzeri bir sembol olduğunu söyledi. Gökçek, "Benim önerim, ambiemi haDan seç- mesL Amblem kön referan- duma gidflmesini öneriyo- rum. Önerim, oylamanın 27 Ağustos'ta ASlâ ve EGO te- siskrinde ve buradan kakb- nlacak otobüslerle gidikbi- lecek yerierde yapıhnasKhr. Oylamay^ belediye çafaşan- lan nezaret edebilir. Çıkan sonucn da Ankara VanKği onaylar" dedi. Ankara Anakent Belediye Meclisi CHP Gnıp Başkan- vekili Adnan Dinçer ise "Biz referanduma vanz" dedi. Referandumun denetiminin belediye çalışanlannca ya- pıhnasının doğru olmayaca- ğmı vurgulayan Dinçer, "Başkent, üniversiteve bflim şehridir, oylama, belediyebi- nalarmda ohnaz. Üniversite- lerde yapusm" görüşünü kaydetti. Dinçer, CHP'nin önergesini okurken şu anki amblemin Ankara ile uzak- tan yakından ilgisinin ohna- dığrna dikkat çekti. Konuşmalann ardmdan yapılan oylamalarda Gök- çek" in referandum önerisi oyçokluğu ile kabul edildi. Gökçek, önerisinin oyçoklu- ğu ile kabul edildiğı gerek- çesiyle, itirazlara karşın di- ğer önergeleri oylatmayarak toplantıyı kapattı. Paraşüt operasyonu --= kapsamında 1 gözaltı İSTANBUL (AA) - Altınbaş Holding'e yönelik "paraşüt operasyonu" çerçevesinde, kuruluşun Istanbul'daki işleri- ni yürüttüğü belirtilen bir kişi gözalnna almdı. îstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Şube ekipleri, Gaziantep'teki Altmbaş Holding'in Istanbul'daki işlerini yürüttüğü belir- lenen Fatih AğcaKalan'ı gözaltına aldı. Vatan Caddesi'nde- ki Emniyet Müdürlüğü'ne getirilen Kalan'ın, burada i- fadesi alındıktan sonra Ankara'ya gönderileceği öğrenildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle