20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4TEMMUZ2000SALI HABERLER DUNYADA BUGUN ALt StRMEN Sunal - Gassman - Matthau Üçü de yaşamımın çeşitli dönemlerinde, beyazperdeden yansrttıkları tiplemelerie unu- tulmaz anılar bıraktılar. Üçünü de yedi gün arayla yitirdik. Vittorio Gassman en eski tanışımdı. Tanış dediysem, o oyuncu ben izleyici olarak, tek taraflı bir tanışmaydı bu. Geçen hafta 78 yaşında ölen Gassman, da- ha kırklı yıllann sonu, ellilerin başında, savaş sonrasının büyük atılım yapmış Italyan sine- masında parlamadan önce, basketbol oyun- cusuydu. Monicelli'nin "Branco Leone Savaşa Gi- diyor" adlı, 70'lerde çevirdiği filmdeki üstün aktöriük yeteneği yanındaki fizik performan- sı da geçmiş sporculuğunun sanatına katkı- sının kanrtıydı. Ülkesinin önde gelen tiyatro oyunculann- dan olan Gassman'ın yine hemen hemen ay- nı günlerde kalpten ölen iki ünlü sinemaoyun- cusundan farkı, komedilerdeki büyük başa- nsının yanı sıra Hollyvvood'da bile ün yapa- bilmiş bir jön olarak da parlamasıydı. (E. Tay- lor ile oynadığı Rhapsodi). ••• Hollyvvood komedilerinin brülesk ve fars- tan, daha ince beğenilere doğru kayarken, zaman içinde kötü adam tiplemelerinden ko- mediye geçen Walter Matthau, Front Pa- ge'deki unutulmaz rolünün yanı sıra özellik- le, Amerikan komedisinin ve tiyatrosunun ki- lometretaşlarından Neil Simon'ın oyunlann- da üstün performans göstermiş, Öscar ka- zanmış bir sanatçıydı. Benim sinemam içinde onun da seçkin bir yeri vardı. Hayat; yaşadıklanmız, anılarımız yanında, dinlediklerimiz, seyrettiklerimiz ve okudukla- nmızte, kannca karannca edindiğimiz sanat birikiminin de öyküsü olduğuna göre Matt- hau'nun ölümüyle tıpkı Vittorio Gassman gi- bi yaşamımdan bir parçanın yittiğini söyle- mek abartı olmasa gerek. ••• Yrtirdiklerimizin en genci, dün uçakta geçir- diği kalp krizini atlatamayıp 55 yaşında ara- mızdan ayrılan Kemal Sunal oldu. O bizim sinemamızın tartışılmaz yıldızlann- dan biriydi. Sinemamız ve ona bakışımızı gelecek ya- zımda ele alacağım.. hem Kemal Sunal'a hem de onun gibi bu sinemamıza emek vermiş ni- ce kişiye saygı sunmak üzere. Burada üzerinde durmak istediğim nokta çok başka ve belki de ilk bakışta kimilerine pek de aykırı gelebilecek bir yapıda. Kemal Sunal bizden, bizim toplumumuz- dan biriydi. Kendisiyle tanışmak ve konuş- mak olanağı da buldum. Acı Pirinç'le başlayan sinema serüveninin çoğunu izlediğim en fazla sevdiğim rejisörler arasında olan Scola'nın filmlerindeki tiple- melerine hayran olduğum Gassman'ı ise hiç daha önce de söylediğim gibi, tanımadım. rjele hele Okyanus ötesindeki Matthau'nun başyapıtı rollerini izlediğimde çok genç bile değildim. Ama bana üçü de aynı derecede yakın ge- liyor. Matthau'nun Jack Lemmon ile kıyası- ya çekişmeye girdiği 'iki huysuz ihtiyar'] izler- ken, kırk yıllık okul arkadaşım Ata ile huysuz keçiteri andıran, kimi zaman aptal öfkeler, ki- mi zaman muzip şakalarla bezeli çekişmeli dostluğumuzu yaşar gibi oldum. Scola'nın Balkon'undaki solcu milletvekili- nin, siyasal savaşımı yanında kendi iç dün- yasını ve özyaşamını, düşsel bir parlamento konuşmasında dile getiren sahnesinde, Gassman benim ve çevremin bir parçası olu- yordu. Yine Scola'nın, "Birbirimizi O Kadar Sevdikki"s\nöe, dünyayı değiştirmekiçinyo- la çıkıp pes eden uyanık avukat Gassman, Babıâli'de birlikte yola çıktığım insanlardan biriydi. Gassman, Matthau, Sunal.. hepsi yaşamı- mın bir parçasıydı. Bu olgu benden değil, sa- natın evrensel dilinden kaynaklanıyordu. Hepsini hasretle anacağım ömür boyunca, hepsini eski yapıtlarında izlerken bir kez da- ha ürperip mutlu olacağım. Sanınm sizler de öyle olacaksınız... izmir Barosu ndan acıklama Gülen 7öven Dışişleri'ne avukodardan tepki İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Izmir Ba- rosu Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu, Fet- hullah Gülen'in okulla- nnı öven Dışişleri Ba- kanlığı yetkililenne tep- ki gösterdi. Cumhunyetçi Avu- katlar Grubu'ndan ya- pılan açıklamada. top- lum ve devlet yaşamına "akıl ve bilim" temeline dayanan kurallar yerine dinsel kurallan koymak isteyen Gülen'in, Tür- kiye'yi içte ve dışta örümcek ağı gibi kuşat- maya çalıştığı arumsa- öldı. Açıklamada, Gü- len'e, hazırladıklan ra- porlarda övgüler düzen Dışişleri Bakanlığı yet- kililen şiddetle kınana- rak "Mifli Eğitim Ba- kantağı'm, bu gerici eği- tim kurumlanru tasfıye etmeye, Öğretim Birfiği Yasası'nı uygulamaya çağınyor, öğretim bitü- ğinden ve devrim yasa- lanndan verilen ödiin- 1er sonucu, Sıvas'ta 37 aydınumzı yakan gerici kuşaklann yetiştirüdiği- ni, hiçbir kişi ya da ku- rumun, devrim düş- manlarına övgüler düz- me veya onlan görmez- den gelme hakkmın bu- lunmadığım, Iran ör- neklerinden ders alın- ması gerektiğini kamu- oyunun bflgi ve dikkati- ne sunanz" denildı. Kalkınma planını tanıtan Başbakan Yardımcısı Bahçeli 10 yıllık süre verdi 'YoksuDuk azalacak"ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli TBMM tarafindan kabul edilen 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı'nın hedeflerini anlattı. Cumhuriyetin kuruluşunda özel sektörün birikim ve deneyimi ile gerçek- leştirilemeyecek ekonomik atılımlann devlet elıyle sağlanması yoluna gidildi- gini belüten Bahçeli, son 20 yılda ivme kazanan küreselleşme olgusunun eko- nomik politika yaklaşımında köklü de- ğişiklikleri gereklı kıldığını savundu. Devlet Bahçeli, yoksulluk sının altında bulunan nüfusun 2010 yılına kadar önemli ölçüde yoksulluktan kurtanlma- sınm hedeflendiğini açıkladı. Devlet Bahçeli, dün düzenlediği basın toplantısında 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Kalkınma planlarının tarıhi ile ilgili bil- gi vererek konuşmasına başlayan Bahçe- li, cumhuriyetin ilk yülannda özel sek- tördeki yetersizlik nedeniyle ekonomi- nin devlet eliyle yürütüldüğünü, o dö- nemde birçok ülkenin bu yöntemi seçti- ğini anlattı. Bilgi ve ileüşim sektöründeki hızlı ge- lişmenin küreselleşme olgusuna ivme kazandırdıgını belirten Bahçeli, bu du- rumun Türkiye'de de serbest piyasa eko- nomisi ve dışa açıkna yönünde köklü değişimi gerckli kıldığını savundu. Devlet Bahçeli, "Dünyaçapındakidö- nüşümleri bütün boyutuyla ele aiıp de- ğertendiren planın temel aınacı. Türki- ye nin gerekli uyumu ve dönüşümleri gerçekleştirmesİDdeizienecekpolitikala- n ortaya koyarak ihtiyaçduyulan yönlen- dinneyi temin etmektir" dedı. Türki- ye'nin gerekli yapısal dönüşümleri ger- çekleştirmesi koşuluyla 2001-2023 dö- neminde yıllık ortalama yüzde 7 büyü- me hızı sağlaması beklendiğini vurgula- yan Bahçeli, aynı dönemde 3 bin 200 dolar olan kişi başına ulusal gelirin AB düzeyine yaklaştınlmasmın öngörüldü- ğünü bildirdi. Bahçeli, programın en kritik hedefle- nnden birinin makroekonomik istikrar olduğunu vurgularken şu değerlendir- meyi yaptı: "MakroekoDomikistikran sürekli kıla- cak ve ekonominin etkin. esnek ve verim- K bir yapıya kavuşmasını sağiayacak olan yapısal reformlar hızla yürüriüğe konula- caknr. Bu çerçevede, tanmsal destekleme, sosyal güvenlik, kamu mali yönetimi ve şeffafhk. bankacılık sisteminin denetimi ve gözetimi konulannda kapsamh yapısal reformlar süratle hayata geçirilecektir" Oral Celik yargılandı Zorla para tahsil etme davası • Çelik ve adamlan olduğu bildirilen 5 kişinin, "korkutarak zorla senet ve para tahsil ettikleri" gerekçesiyle yargılanmalanna başlandı. ANKARA (AA) - Milliyet Gazefesi Başyazan Abdi tpekçi'nin öldürülmesiyle ilgili davada yargılanan ve 'defil vetersizüğindeD' beraat eden ülkücü Oral Çelik ve adamlan olduğu bildirilen 5 kişinin, 'korkutarak zorla senet ve para tahsil ettikleri' gerekçesiyle yargılanmasına başlandı. Sanıklar hakkında 13 yıl 6'şar aya kadar ağır hapis cezası isteniyor. Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın dünkü oturumuna tutuksuz sanıklar Oral Çelik, Ömer Taner Çelik ve Cahit Şişman ile avukatlan katıldı. SanıJdann kımlik tespitlerinin yapılmasının ardından iddıaname okundu. Sanık Oral Çelik, mahkeme başkanırun, *Ne iş yapıyorsun" sorusuna, "Serbest çahşuTm" yanıtını verdi ve sabıkasız olduğunu belirttı. Iddianamede, sanık Faruk Korkusuz'un, müştekı Tayran Tombuloğhı'na gömlek sattığı ve bu nedenle aralannda bir alışveriş olduğu belirtiliyor. Tombuloğlu'nun, gömleklerin bedelinin bir kısmını çek ile ödediği ve kalanı için senet verdiği ifade edilen ıddıanamede, sanık Korkusuz'un talimaö ile diğer sanıklar Oral Çelik, Ömer Taner Çelik, Cahit Şişman, Fatih Öztürk ve Ahmet Murat Temizoğlu'nun, senedi zorla tahsil etmek için müşteki Tombuloğlu'nu tehdit ettikleri bildirilıyor. Oral Çelik sorgusunda, dava konusu suçu işlemediğini, müştekileri hiç tanımadığım, sadece sanık Ömer Taner Çelik ile soyadlan aynı olduğu için bağlantı kuruhnuş olabileceğini söyledi. Arkadaşlanyla bir restorana gittiklerini ifade eden Çelik, sanık Taner Çelik'in, beraber oturduklan masadan kalkarak şikâyetçılerin olduğu masaya yöneldiğini ve onlarla 1-2 dakika konuştuğunu bildirdi. Oral ÇeUk, daha sonra şikâyetçilerin restorandan aynldığını belirterek polisin de kendısini gözaltına aldığını söyledi. Sanık Çelik, "Benden şikâyetçi olsalardı, gkler ponse beni şikâyet ederlerdL Beni üçüncü gün şikâyet etmişler. Aynca bu olay da bana yakışmaz" diye konuştu. . ., X n **1 Tf\Yr\P y .;-«=.•« *> M ! AII ~ l r--iA n ı i — *—•—*— •* ^ X3f ggM 1• ij*Sstî 'FtipVneköpriideprotesto Adalet Bakanhğı'mn çeşitli kesknlerdengetentepkflere rağmen yapunma mz verdiği F tipi cezaevieri dün de Boğazici Köprü- sü'nde protesto edDdL Tutukhı yakmlan, daha önce Bergama- h köyhİlerin eylemlerinin gerçekleştirfldigi Boğazici Köprü- sü'nde Ftipicezaevkrine 'hayır' dedi. Yaklaşık 15 kişflikgrup, "Hücretipiölümdür" yazdı pankarü taşıyarak yaklaşık 10 da- kika köprüvü trafiğe kapatb. •'Çocuklanmız hücrelerde ökfö- rülmesm", "Hücrelere hayır" stoganlan atan grup, polis tarafindan gözarana aanarak emniyet müdürtûğüne götürül- dü. (Fotoğraf: ÖZKAN GÜVEN) 23-24 EylüPdeki kongrenin kasıma ertelenme ihtimali var MYK'deki muhaljfler temizlenecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP, eylül ayında yapıhnası planlanan olağan kongre sürecine girdi. Bazı il ve ilçe kongrelerinın yetişmemesi olasıhğı- na karşı kongre tarihinin kasıma ertele- nebileceği belirtildi. MHP Genel Başka- nı Devlet Bahçeli'nin, başta Abdullah Öcalan ve türban konusunda beklentile- n karşılanmayan tabanda yeniden 'söz sahibi' ohnak için yaz aylan boyunca ba- zı il kongrelerine katılacağı kaydedildi. Bahçeh'ye rakip çıkması beklenme- yen kongrede, merkez yürütme ve mer- kez karar kurullanndaki 'muhaüf üyele- rin' yerine parti yönetimine yakın isim- lerin getirileceği bildirildi. MHP Genel Başkanlığı'na olayh bir kongre sonunda seçilen Devlet Bahçeli, ikinci kongresine hazırlanıyor. tlk önce 9 Eylül olarak açıklanan kongre tarihi 23-24 Eylül günlerine alınırken, bu tari- hin de gelişmelere göre kasım ayına ka- dar ertelenebileceği kaydedildi. 18 Nisan seçimlerinde partisi beklen- medik bir çıkış gösteren Bahçeli, kong- reye 'sorunsuzve rakipsiz' olarak gırmek istiyor. Bahçeh, bu nedenle yaz aylan bo- yunca ağırlığını il ve ilçe kongrelerine verecek. Parti yönetimine, bazı Ulerin kongre tarihlerinin 'kendisinin gidebileceği' bi- çimde ayarlanması talımatını \eren Bah- çeli'nin, Abdullah Öcalan'ın idamı, tür- ban, cumhurbaşkanlığı seçimi, personel alımı ve buğdaya verilen tabanfiyatıko- nusunda tepkili olan tabanı toparlama- yı' planladığı kaydedildi. Bahçeli, genel başkanlığa seçildikten kısa bir süre sonra tüm il ve ilçe örgütle- rini görevden aldı. Bu nedenle, eski ör- güt yöneticileri ile parti arasında sorun- lar yaşanıyor. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR Ecevit 'Kuzey Kıbns'ta Türkler egemendir' • KKTC Türk Mücahitleri Derneği heyetini kabul eden Başbakan Bülent Ecevit, "Bizim aslında adanın tümünü almak gibi bir niyetimiz yok" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Bülent Ecevit, Türkiye'nin, Kıbns'ın tümünü ahnak gibi bir niyeti olmadığını belirterek "Kıbns Türkkri en zor koşullar amnda bile bağunsızhğmı sağlayabüdigini ve koruyabildigini kanıtianuştır. Bizim ashnrla adanın tümünü almak gibi bir niyetimiz yok. Önemli olan, KKTC'nin hagnngyfagının niirpkK güvence amnda olması" diye konuştu. Başbakan Bülent Ecevit, dünyanın yavaş yavaş da olsa KKTC'deki Türk egemenliğini kabul ettiğini söyledi. Ecevit, dün KKTC Türk Mücahitleri Derneği heyetini kabul etti. KKTC Ankara Büyükelçisi Ahmet Zdd Bulunç'un da hazır bulunduğu kabulde konuşan Başbakan Bülent Ecevit, Kıbnslı Türklerin zor koşullara karşın bağımsızhklannı koruduğunu vurguladı. Ecevit, "Daha zor kosuBar altında bağunsızlığını kanıtiayan birbaskauJus bimryorum*' dedı. Kıbns Türk halkının 1964'ten ben kendı kendıdi -»IKİS yönettığinı belirten Ecevit şöyle konuştu: "Bizün ashnda adanın tümünü ahnak gibi bir niyetimiz yok. Önemli olan, KKTC'nin bağunsızhğımn sürekli güvence amnda olınasL Kıbnslı Türklerin zamnce ambargolardan kurtularak, ber bakundan hakkı olan olanaklara kavuşması biziiTi isteğimiz. Hiçbir zaman kazanıunış haklar Kıbnsh Türklerden ahnamayacakbr. Arük yavaş yavaş bütün dünya tesUm edi><or ki, KKTC'yi" diplomatik anlamda tanımasalar bile bu cumhuriyet vardır ve Kuzev Kıbrâta Türkler egemendir." Ecevit, bir soru üzerine, KKTC'ye Irak'tan daha zalimce bir yöntemle ambargo uygulandığuu, Türkiye'nin her zaman Kıbns Türklerinin yanında olduğunu dile getirdi. Ecevit, "Biz kendi ekonomik koşullanmız ne kadar smırh olursa olsun Kıbns Türklerinin ekonomik gereksinmelerini olabildiğince karşılamaya devam ediyoruz ve devam edeceğiz''dedı. [email protected] Kars'a davet edilip sonra da hoyrat- ça sınırdışı edilen Ermeni delegasyo- nu üzerine fazla söze gerek yok. Bu bir skandal. Davet eden sensin. Kars- lılar, daha önce de Ermenilerle buna benzer ilişkiler kurmuşlar. Çünkü Karsh yurttaşlar, sınırtannın ötesinde- ki Ermenilerle ücaret yapmak istiyor- lar. Bu onlann en doğal hakkı. Erme- nistan'la Türkiye'nin, sınır dahil he- men hiçbir sorunu yok. Orası Sovyet toprağı iken ilişki zaten sürüyordu. Sorunlar, Ermenistan'ın bağımsız oJmasmdansonra baştedt. Ermenis- tan'la Azerbaycan arasında Kara- bağ'da düğümlenen ve savaşa ne- den olan kavga, Türkiye'nin tavnnı daetkiledi. Türkiye, Karabağ sorunu- na endekslenen bir siyaseti Erme- nistan'la ilişkisinin temeli haline ge- tirdi. Belki de Türkiye'nin bu kadar et- kin şekilde devreye girmesi, iki ülke arasındaki sorunlann çözümünü güçleştirdi. Aslında Ermenistan, Türkiye ile iliş- kileri yumuşatabilmek amacıyla Kars'taki Skandalın Boyutlan önemli adımlar da atmıştı. Bundan önceki Cumhurbaşkanı Levon Ter Petrosyan döneminde, Ermenistan Anayasası'ndaki "1915 Soykınmı" maddesi bir halkoylamasıyla anaya- sadan çıkanlmıştı. Bütün bunlar, bir ülkenin dış ilişki- lerinde normal şeyler olarak kabul edilebilir. Normal olmayan, Ermenis- tan'la ilişkileri tamamen Azerbay- can'a endekslemek. Çünkü bir ülke dış politikasını, diğer iki ülke arasın- daki ilişkilere bağlayamaz. Azerbay- can-Ermenistan ilişkileri konusunda Türkiye'nin birtutumu olabilir. Zaten var. Karabağ sorununun çözümü için Türkiye, Azeri tezlerine yakın durdu- ğunu gizlemiyor. Bu da anlaşılabilir. Anlaşılamaz olan, "Siz gidin Aze- rilerte anlaşın, sonra sizinle konuşu- rvz" demek. Kars'taki Ermeni dele- gasyonunun skandal şekilde sınır dı- şı edildiği günlerde, Başbakan Ece- vit böyle bir acıklama yaptı. "Azer- baycan'la anlaşsınlar, birsorun kal- maz" dedi. Böyle şey olur mu? Er- menilerle Azeriler belki de yüzyıllar sürecek büyük sorunlara sahipler. Onlann olaylara yaklaşımı Türki- ye'nin genel bakışına uymayabilirde. Bu sorun çözülmeden Ermeni sınır- lannı açmayız demek, hangi dış po- litikanın, hangi mantığın ürünü? "••• Politikacılar, Kıbns konusunda, Türkiye'ye benzer dayatmalar yapıl- dığından çok yakınıriar. ABD'nin ve Bat'nın Kıbns sorununun Türkiye ile ilişkilere endekslendiğini ve bunun yanlış olduğunu söylerier. Bu durum karşısında şu yorumu yaparlar: "Kıb- ns sorununu Türk-Yunan ilişkilerine ve Türkiye ile Batı arasındaki ilişkile- re sokmamak gerekir. Kıbns bağım- sız bir devlet, sorunun muhatabı da odur." Azerbaycan'a dostlukla yaklaş- mak, onlara sıcak davranmak da bir dış politika tercihi oiabilir. Buna rağ- men bir ülkenin başbakanının, ülke- sinden kovulan sivil toplum temsilci- lerine "Azerbaycan'la aranızı düzelt- mezseniz sizi böyle yapanz" deme- si ne akla, ne de dış ilişkilerin neza- ketine yakışır. Ecevit gibi, dikkatli bir şiyasetçiye bu sözleri kim, neden söyletti, doğrusu merak ediyorum. ••• Ermeni delegasyonuna uygulanan kaba ve hoyrat politika, Türkiye'nin henüz dış politikada, ilişkileri düzel- tecek dikkat ve olgunluk içinde ol- madığını gösteriyor. Çünkü, ortada fol yok yumurta yokken, bir polis şe- finin, bir büyükelçinin kışkırtmasına gelmesi anlaşılır bir şey değil. Haydi polis şefi böyle bir dikkatsizliğe ne- den oldu, onun üstünde vali var, Içiş- leri, Dışişleri Bakanı var, Başbakan var. Onlar neden düşünüp taşınma- dan, araştırmadan bu girişime des- tek veren açıklamalar yapıyorlar? Devreye yine MİT mi girdi? Türk dış politikası hâlâ istihbarat örgütü- nün yönlendirmesi altında mı? Tür- kiye'de insanı sinirlendirecek o kadar çok şey var ki! Azerbaycan'ı mutlu etmek için Ermenistan'la en doğal ilişkiyi askıya alıyoruz. Aynı zaman- da Azerbaycan Devlet Başkanı'na darbe girişimine katılan MİT elema- nını ülkemizin en büyük üniversitesi- ne öğretim etemanı olarak almaktan da geri durmuyoruz. Ferman De- mirkol'u Istanbul Üniversitesi Hu- kuk Fakültesi Anayasa kürsüsüne atarken Azerbaycan'ın bu konudaki duyarlığını acaba neden dikkate al- mıyoruz? Kars'taki Ermeni delegasyonunun sınır dışı edilmesi bir skandal. On- dan daha da beteri, "Gidin Azeriler- le anlaşın, sonra gelin" diyen dış politika anlayışı.Şaşınp kalmamak elde değil.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle