Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4TEMMUZ2000SALI
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALt StRMEN
Sunal - Gassman -
Matthau
Üçü de yaşamımın çeşitli dönemlerinde,
beyazperdeden yansrttıkları tiplemelerie unu-
tulmaz anılar bıraktılar.
Üçünü de yedi gün arayla yitirdik.
Vittorio Gassman en eski tanışımdı. Tanış
dediysem, o oyuncu ben izleyici olarak, tek
taraflı bir tanışmaydı bu.
Geçen hafta 78 yaşında ölen Gassman, da-
ha kırklı yıllann sonu, ellilerin başında, savaş
sonrasının büyük atılım yapmış Italyan sine-
masında parlamadan önce, basketbol oyun-
cusuydu.
Monicelli'nin "Branco Leone Savaşa Gi-
diyor" adlı, 70'lerde çevirdiği filmdeki üstün
aktöriük yeteneği yanındaki fizik performan-
sı da geçmiş sporculuğunun sanatına katkı-
sının kanrtıydı.
Ülkesinin önde gelen tiyatro oyunculann-
dan olan Gassman'ın yine hemen hemen ay-
nı günlerde kalpten ölen iki ünlü sinemaoyun-
cusundan farkı, komedilerdeki büyük başa-
nsının yanı sıra Hollyvvood'da bile ün yapa-
bilmiş bir jön olarak da parlamasıydı. (E. Tay-
lor ile oynadığı Rhapsodi).
•••
Hollyvvood komedilerinin brülesk ve fars-
tan, daha ince beğenilere doğru kayarken,
zaman içinde kötü adam tiplemelerinden ko-
mediye geçen Walter Matthau, Front Pa-
ge'deki unutulmaz rolünün yanı sıra özellik-
le, Amerikan komedisinin ve tiyatrosunun ki-
lometretaşlarından Neil Simon'ın oyunlann-
da üstün performans göstermiş, Öscar ka-
zanmış bir sanatçıydı.
Benim sinemam içinde onun da seçkin bir
yeri vardı.
Hayat; yaşadıklanmız, anılarımız yanında,
dinlediklerimiz, seyrettiklerimiz ve okudukla-
nmızte, kannca karannca edindiğimiz sanat
birikiminin de öyküsü olduğuna göre Matt-
hau'nun ölümüyle tıpkı Vittorio Gassman gi-
bi yaşamımdan bir parçanın yittiğini söyle-
mek abartı olmasa gerek.
•••
Yrtirdiklerimizin en genci, dün uçakta geçir-
diği kalp krizini atlatamayıp 55 yaşında ara-
mızdan ayrılan Kemal Sunal oldu.
O bizim sinemamızın tartışılmaz yıldızlann-
dan biriydi.
Sinemamız ve ona bakışımızı gelecek ya-
zımda ele alacağım.. hem Kemal Sunal'a hem
de onun gibi bu sinemamıza emek vermiş ni-
ce kişiye saygı sunmak üzere.
Burada üzerinde durmak istediğim nokta
çok başka ve belki de ilk bakışta kimilerine
pek de aykırı gelebilecek bir yapıda.
Kemal Sunal bizden, bizim toplumumuz-
dan biriydi. Kendisiyle tanışmak ve konuş-
mak olanağı da buldum.
Acı Pirinç'le başlayan sinema serüveninin
çoğunu izlediğim en fazla sevdiğim rejisörler
arasında olan Scola'nın filmlerindeki tiple-
melerine hayran olduğum Gassman'ı ise hiç
daha önce de söylediğim gibi, tanımadım.
rjele hele Okyanus ötesindeki Matthau'nun
başyapıtı rollerini izlediğimde çok genç bile
değildim.
Ama bana üçü de aynı derecede yakın ge-
liyor. Matthau'nun Jack Lemmon ile kıyası-
ya çekişmeye girdiği 'iki huysuz ihtiyar'] izler-
ken, kırk yıllık okul arkadaşım Ata ile huysuz
keçiteri andıran, kimi zaman aptal öfkeler, ki-
mi zaman muzip şakalarla bezeli çekişmeli
dostluğumuzu yaşar gibi oldum.
Scola'nın Balkon'undaki solcu milletvekili-
nin, siyasal savaşımı yanında kendi iç dün-
yasını ve özyaşamını, düşsel bir parlamento
konuşmasında dile getiren sahnesinde,
Gassman benim ve çevremin bir parçası olu-
yordu. Yine Scola'nın, "Birbirimizi O Kadar
Sevdikki"s\nöe, dünyayı değiştirmekiçinyo-
la çıkıp pes eden uyanık avukat Gassman,
Babıâli'de birlikte yola çıktığım insanlardan
biriydi.
Gassman, Matthau, Sunal.. hepsi yaşamı-
mın bir parçasıydı. Bu olgu benden değil, sa-
natın evrensel dilinden kaynaklanıyordu.
Hepsini hasretle anacağım ömür boyunca,
hepsini eski yapıtlarında izlerken bir kez da-
ha ürperip mutlu olacağım.
Sanınm sizler de öyle olacaksınız...
izmir Barosu ndan acıklama
Gülen 7öven Dışişleri'ne
avukodardan tepki
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Izmir Ba-
rosu Cumhuriyetçi
Avukatlar Grubu, Fet-
hullah Gülen'in okulla-
nnı öven Dışişleri Ba-
kanlığı yetkililenne tep-
ki gösterdi.
Cumhunyetçi Avu-
katlar Grubu'ndan ya-
pılan açıklamada. top-
lum ve devlet yaşamına
"akıl ve bilim" temeline
dayanan kurallar yerine
dinsel kurallan koymak
isteyen Gülen'in, Tür-
kiye'yi içte ve dışta
örümcek ağı gibi kuşat-
maya çalıştığı arumsa-
öldı.
Açıklamada, Gü-
len'e, hazırladıklan ra-
porlarda övgüler düzen
Dışişleri Bakanlığı yet-
kililen şiddetle kınana-
rak "Mifli Eğitim Ba-
kantağı'm, bu gerici eği-
tim kurumlanru tasfıye
etmeye, Öğretim Birfiği
Yasası'nı uygulamaya
çağınyor, öğretim bitü-
ğinden ve devrim yasa-
lanndan verilen ödiin-
1er sonucu, Sıvas'ta 37
aydınumzı yakan gerici
kuşaklann yetiştirüdiği-
ni, hiçbir kişi ya da ku-
rumun, devrim düş-
manlarına övgüler düz-
me veya onlan görmez-
den gelme hakkmın bu-
lunmadığım, Iran ör-
neklerinden ders alın-
ması gerektiğini kamu-
oyunun bflgi ve dikkati-
ne sunanz" denildı.
Kalkınma planını tanıtan Başbakan Yardımcısı Bahçeli 10 yıllık süre verdi
'YoksuDuk azalacak"ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli
TBMM tarafindan kabul edilen 8. Beş
Yıllık Kalkınma Planı'nın hedeflerini
anlattı. Cumhuriyetin kuruluşunda özel
sektörün birikim ve deneyimi ile gerçek-
leştirilemeyecek ekonomik atılımlann
devlet elıyle sağlanması yoluna gidildi-
gini belüten Bahçeli, son 20 yılda ivme
kazanan küreselleşme olgusunun eko-
nomik politika yaklaşımında köklü de-
ğişiklikleri gereklı kıldığını savundu.
Devlet Bahçeli, yoksulluk sının altında
bulunan nüfusun 2010 yılına kadar
önemli ölçüde yoksulluktan kurtanlma-
sınm hedeflendiğini açıkladı.
Devlet Bahçeli, dün düzenlediği basın
toplantısında 8. Beş Yıllık Kalkınma
Planı ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Kalkınma planlarının tarıhi ile ilgili bil-
gi vererek konuşmasına başlayan Bahçe-
li, cumhuriyetin ilk yülannda özel sek-
tördeki yetersizlik nedeniyle ekonomi-
nin devlet eliyle yürütüldüğünü, o dö-
nemde birçok ülkenin bu yöntemi seçti-
ğini anlattı.
Bilgi ve ileüşim sektöründeki hızlı ge-
lişmenin küreselleşme olgusuna ivme
kazandırdıgını belirten Bahçeli, bu du-
rumun Türkiye'de de serbest piyasa eko-
nomisi ve dışa açıkna yönünde köklü
değişimi gerckli kıldığını savundu.
Devlet Bahçeli, "Dünyaçapındakidö-
nüşümleri bütün boyutuyla ele aiıp de-
ğertendiren planın temel aınacı. Türki-
ye nin gerekli uyumu ve dönüşümleri
gerçekleştirmesİDdeizienecekpolitikala-
n ortaya koyarak ihtiyaçduyulan yönlen-
dinneyi temin etmektir" dedı. Türki-
ye'nin gerekli yapısal dönüşümleri ger-
çekleştirmesi koşuluyla 2001-2023 dö-
neminde yıllık ortalama yüzde 7 büyü-
me hızı sağlaması beklendiğini vurgula-
yan Bahçeli, aynı dönemde 3 bin 200
dolar olan kişi başına ulusal gelirin AB
düzeyine yaklaştınlmasmın öngörüldü-
ğünü bildirdi.
Bahçeli, programın en kritik hedefle-
nnden birinin makroekonomik istikrar
olduğunu vurgularken şu değerlendir-
meyi yaptı:
"MakroekoDomikistikran sürekli kıla-
cak ve ekonominin etkin. esnek ve verim-
K bir yapıya kavuşmasını sağiayacak olan
yapısal reformlar hızla yürüriüğe konula-
caknr. Bu çerçevede, tanmsal destekleme,
sosyal güvenlik, kamu mali yönetimi ve
şeffafhk. bankacılık sisteminin denetimi
ve gözetimi konulannda kapsamh yapısal
reformlar süratle hayata geçirilecektir"
Oral Celik yargılandı
Zorla para
tahsil etme
davası
• Çelik ve adamlan olduğu
bildirilen 5 kişinin,
"korkutarak zorla senet ve
para tahsil ettikleri"
gerekçesiyle yargılanmalanna
başlandı.
ANKARA (AA) - Milliyet Gazefesi
Başyazan Abdi tpekçi'nin
öldürülmesiyle ilgili davada
yargılanan ve 'defil vetersizüğindeD'
beraat eden ülkücü Oral Çelik ve
adamlan olduğu bildirilen 5 kişinin,
'korkutarak zorla senet ve para
tahsil ettikleri' gerekçesiyle
yargılanmasına başlandı. Sanıklar
hakkında 13 yıl 6'şar aya kadar ağır
hapis cezası isteniyor.
Ankara 6. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde görülen davanın
dünkü oturumuna tutuksuz sanıklar
Oral Çelik, Ömer Taner Çelik ve
Cahit Şişman ile avukatlan katıldı.
SanıJdann kımlik tespitlerinin
yapılmasının ardından iddıaname
okundu. Sanık Oral Çelik, mahkeme
başkanırun, *Ne iş yapıyorsun"
sorusuna, "Serbest çahşuTm"
yanıtını verdi ve sabıkasız olduğunu
belirttı. Iddianamede, sanık Faruk
Korkusuz'un, müştekı Tayran
Tombuloğhı'na gömlek sattığı ve bu
nedenle aralannda bir alışveriş
olduğu belirtiliyor.
Tombuloğlu'nun, gömleklerin
bedelinin bir kısmını çek ile ödediği
ve kalanı için senet verdiği ifade
edilen ıddıanamede, sanık
Korkusuz'un talimaö ile diğer
sanıklar Oral Çelik, Ömer Taner
Çelik, Cahit Şişman, Fatih Öztürk
ve Ahmet Murat Temizoğlu'nun,
senedi zorla tahsil etmek için
müşteki Tombuloğlu'nu tehdit
ettikleri bildirilıyor.
Oral Çelik sorgusunda, dava konusu
suçu işlemediğini, müştekileri hiç
tanımadığım, sadece sanık Ömer
Taner Çelik ile soyadlan aynı
olduğu için bağlantı kuruhnuş
olabileceğini söyledi.
Arkadaşlanyla bir restorana
gittiklerini ifade eden Çelik, sanık
Taner Çelik'in, beraber oturduklan
masadan kalkarak şikâyetçılerin
olduğu masaya yöneldiğini ve
onlarla 1-2 dakika konuştuğunu
bildirdi. Oral ÇeUk, daha sonra
şikâyetçilerin restorandan aynldığını
belirterek polisin de kendısini
gözaltına aldığını söyledi. Sanık
Çelik, "Benden şikâyetçi olsalardı,
gkler ponse beni şikâyet ederlerdL
Beni üçüncü gün şikâyet etmişler.
Aynca bu olay da bana yakışmaz"
diye konuştu. . .,
X
n
**1
Tf\Yr\P y
.;-«=.•«
*>
M
!
AII ~ l r--iA
n ı i — *—•—*— •*
^ X3f
ggM
1•
ij*Sstî
'FtipVneköpriideprotesto
Adalet Bakanhğı'mn çeşitli kesknlerdengetentepkflere rağmen
yapunma mz verdiği F tipi cezaevieri dün de Boğazici Köprü-
sü'nde protesto edDdL Tutukhı yakmlan, daha önce Bergama-
h köyhİlerin eylemlerinin gerçekleştirfldigi Boğazici Köprü-
sü'nde Ftipicezaevkrine 'hayır' dedi. Yaklaşık 15 kişflikgrup,
"Hücretipiölümdür" yazdı pankarü taşıyarak yaklaşık 10 da-
kika köprüvü trafiğe kapatb. •'Çocuklanmız hücrelerde ökfö-
rülmesm", "Hücrelere hayır" stoganlan atan grup, polis
tarafindan gözarana aanarak emniyet müdürtûğüne götürül-
dü. (Fotoğraf: ÖZKAN GÜVEN)
23-24 EylüPdeki kongrenin kasıma ertelenme ihtimali var
MYK'deki muhaljfler temizlenecek
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
MHP, eylül ayında yapıhnası planlanan
olağan kongre sürecine girdi. Bazı il ve
ilçe kongrelerinın yetişmemesi olasıhğı-
na karşı kongre tarihinin kasıma ertele-
nebileceği belirtildi. MHP Genel Başka-
nı Devlet Bahçeli'nin, başta Abdullah
Öcalan ve türban konusunda beklentile-
n karşılanmayan tabanda yeniden 'söz
sahibi' ohnak için yaz aylan boyunca ba-
zı il kongrelerine katılacağı kaydedildi.
Bahçeh'ye rakip çıkması beklenme-
yen kongrede, merkez yürütme ve mer-
kez karar kurullanndaki 'muhaüf üyele-
rin' yerine parti yönetimine yakın isim-
lerin getirileceği bildirildi.
MHP Genel Başkanlığı'na olayh bir
kongre sonunda seçilen Devlet Bahçeli,
ikinci kongresine hazırlanıyor. tlk önce
9 Eylül olarak açıklanan kongre tarihi
23-24 Eylül günlerine alınırken, bu tari-
hin de gelişmelere göre kasım ayına ka-
dar ertelenebileceği kaydedildi.
18 Nisan seçimlerinde partisi beklen-
medik bir çıkış gösteren Bahçeli, kong-
reye 'sorunsuzve rakipsiz' olarak gırmek
istiyor. Bahçeh, bu nedenle yaz aylan bo-
yunca ağırlığını il ve ilçe kongrelerine
verecek.
Parti yönetimine, bazı Ulerin kongre
tarihlerinin 'kendisinin gidebileceği' bi-
çimde ayarlanması talımatını \eren Bah-
çeli'nin, Abdullah Öcalan'ın idamı, tür-
ban, cumhurbaşkanlığı seçimi, personel
alımı ve buğdaya verilen tabanfiyatıko-
nusunda tepkili olan tabanı toparlama-
yı' planladığı kaydedildi.
Bahçeli, genel başkanlığa seçildikten
kısa bir süre sonra tüm il ve ilçe örgütle-
rini görevden aldı. Bu nedenle, eski ör-
güt yöneticileri ile parti arasında sorun-
lar yaşanıyor.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
Ecevit
'Kuzey
Kıbns'ta
Türkler
egemendir'
• KKTC Türk
Mücahitleri Derneği
heyetini kabul eden
Başbakan Bülent
Ecevit, "Bizim
aslında adanın
tümünü almak gibi
bir niyetimiz yok"
dedi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan
Bülent Ecevit,
Türkiye'nin, Kıbns'ın
tümünü ahnak gibi bir
niyeti olmadığını
belirterek "Kıbns
Türkkri en zor koşullar
amnda bile bağunsızhğmı
sağlayabüdigini ve
koruyabildigini
kanıtianuştır. Bizim
ashnrla adanın tümünü
almak gibi bir niyetimiz
yok. Önemli olan,
KKTC'nin
hagnngyfagının niirpkK
güvence amnda olması"
diye konuştu. Başbakan
Bülent Ecevit, dünyanın
yavaş yavaş da olsa
KKTC'deki Türk
egemenliğini kabul
ettiğini söyledi.
Ecevit, dün KKTC Türk
Mücahitleri Derneği
heyetini kabul etti.
KKTC Ankara
Büyükelçisi Ahmet Zdd
Bulunç'un da hazır
bulunduğu kabulde
konuşan Başbakan
Bülent Ecevit, Kıbnslı
Türklerin zor koşullara
karşın bağımsızhklannı
koruduğunu vurguladı.
Ecevit, "Daha zor
kosuBar altında
bağunsızlığını kanıtiayan
birbaskauJus
bimryorum*' dedı. Kıbns
Türk halkının 1964'ten
ben kendı kendıdi -»IKİS
yönettığinı belirten
Ecevit şöyle konuştu:
"Bizün ashnda adanın
tümünü ahnak gibi bir
niyetimiz yok. Önemli
olan, KKTC'nin
bağunsızhğımn sürekli
güvence amnda olınasL
Kıbnslı Türklerin
zamnce ambargolardan
kurtularak, ber
bakundan hakkı olan
olanaklara kavuşması
biziiTi isteğimiz. Hiçbir
zaman kazanıunış haklar
Kıbnsh Türklerden
ahnamayacakbr. Arük
yavaş yavaş bütün dünya
tesUm edi><or ki,
KKTC'yi" diplomatik
anlamda tanımasalar bile
bu cumhuriyet vardır ve
Kuzev Kıbrâta Türkler
egemendir." Ecevit, bir
soru üzerine, KKTC'ye
Irak'tan daha zalimce bir
yöntemle ambargo
uygulandığuu,
Türkiye'nin her zaman
Kıbns Türklerinin
yanında olduğunu dile
getirdi. Ecevit, "Biz
kendi ekonomik
koşullanmız ne kadar
smırh olursa olsun Kıbns
Türklerinin ekonomik
gereksinmelerini
olabildiğince karşılamaya
devam ediyoruz ve devam
edeceğiz''dedı.
[email protected]
Kars'a davet edilip sonra da hoyrat-
ça sınırdışı edilen Ermeni delegasyo-
nu üzerine fazla söze gerek yok. Bu
bir skandal. Davet eden sensin. Kars-
lılar, daha önce de Ermenilerle buna
benzer ilişkiler kurmuşlar. Çünkü
Karsh yurttaşlar, sınırtannın ötesinde-
ki Ermenilerle ücaret yapmak istiyor-
lar. Bu onlann en doğal hakkı. Erme-
nistan'la Türkiye'nin, sınır dahil he-
men hiçbir sorunu yok. Orası Sovyet
toprağı iken ilişki zaten sürüyordu.
Sorunlar, Ermenistan'ın bağımsız
oJmasmdansonra baştedt. Ermenis-
tan'la Azerbaycan arasında Kara-
bağ'da düğümlenen ve savaşa ne-
den olan kavga, Türkiye'nin tavnnı
daetkiledi. Türkiye, Karabağ sorunu-
na endekslenen bir siyaseti Erme-
nistan'la ilişkisinin temeli haline ge-
tirdi. Belki de Türkiye'nin bu kadar et-
kin şekilde devreye girmesi, iki ülke
arasındaki sorunlann çözümünü
güçleştirdi.
Aslında Ermenistan, Türkiye ile iliş-
kileri yumuşatabilmek amacıyla
Kars'taki Skandalın Boyutlan
önemli adımlar da atmıştı. Bundan
önceki Cumhurbaşkanı Levon Ter
Petrosyan döneminde, Ermenistan
Anayasası'ndaki "1915 Soykınmı"
maddesi bir halkoylamasıyla anaya-
sadan çıkanlmıştı.
Bütün bunlar, bir ülkenin dış ilişki-
lerinde normal şeyler olarak kabul
edilebilir. Normal olmayan, Ermenis-
tan'la ilişkileri tamamen Azerbay-
can'a endekslemek. Çünkü bir ülke
dış politikasını, diğer iki ülke arasın-
daki ilişkilere bağlayamaz. Azerbay-
can-Ermenistan ilişkileri konusunda
Türkiye'nin birtutumu olabilir. Zaten
var. Karabağ sorununun çözümü için
Türkiye, Azeri tezlerine yakın durdu-
ğunu gizlemiyor. Bu da anlaşılabilir.
Anlaşılamaz olan, "Siz gidin Aze-
rilerte anlaşın, sonra sizinle konuşu-
rvz" demek. Kars'taki Ermeni dele-
gasyonunun skandal şekilde sınır dı-
şı edildiği günlerde, Başbakan Ece-
vit böyle bir acıklama yaptı. "Azer-
baycan'la anlaşsınlar, birsorun kal-
maz" dedi. Böyle şey olur mu? Er-
menilerle Azeriler belki de yüzyıllar
sürecek büyük sorunlara sahipler.
Onlann olaylara yaklaşımı Türki-
ye'nin genel bakışına uymayabilirde.
Bu sorun çözülmeden Ermeni sınır-
lannı açmayız demek, hangi dış po-
litikanın, hangi mantığın ürünü?
"•••
Politikacılar, Kıbns konusunda,
Türkiye'ye benzer dayatmalar yapıl-
dığından çok yakınıriar. ABD'nin ve
Bat'nın Kıbns sorununun Türkiye ile
ilişkilere endekslendiğini ve bunun
yanlış olduğunu söylerier. Bu durum
karşısında şu yorumu yaparlar: "Kıb-
ns sorununu Türk-Yunan ilişkilerine
ve Türkiye ile Batı arasındaki ilişkile-
re sokmamak gerekir. Kıbns bağım-
sız bir devlet, sorunun muhatabı da
odur."
Azerbaycan'a dostlukla yaklaş-
mak, onlara sıcak davranmak da bir
dış politika tercihi oiabilir. Buna rağ-
men bir ülkenin başbakanının, ülke-
sinden kovulan sivil toplum temsilci-
lerine "Azerbaycan'la aranızı düzelt-
mezseniz sizi böyle yapanz" deme-
si ne akla, ne de dış ilişkilerin neza-
ketine yakışır. Ecevit gibi, dikkatli bir
şiyasetçiye bu sözleri kim, neden
söyletti, doğrusu merak ediyorum.
•••
Ermeni delegasyonuna uygulanan
kaba ve hoyrat politika, Türkiye'nin
henüz dış politikada, ilişkileri düzel-
tecek dikkat ve olgunluk içinde ol-
madığını gösteriyor. Çünkü, ortada
fol yok yumurta yokken, bir polis şe-
finin, bir büyükelçinin kışkırtmasına
gelmesi anlaşılır bir şey değil. Haydi
polis şefi böyle bir dikkatsizliğe ne-
den oldu, onun üstünde vali var, Içiş-
leri, Dışişleri Bakanı var, Başbakan
var. Onlar neden düşünüp taşınma-
dan, araştırmadan bu girişime des-
tek veren açıklamalar yapıyorlar?
Devreye yine MİT mi girdi? Türk
dış politikası hâlâ istihbarat örgütü-
nün yönlendirmesi altında mı? Tür-
kiye'de insanı sinirlendirecek o kadar
çok şey var ki! Azerbaycan'ı mutlu
etmek için Ermenistan'la en doğal
ilişkiyi askıya alıyoruz. Aynı zaman-
da Azerbaycan Devlet Başkanı'na
darbe girişimine katılan MİT elema-
nını ülkemizin en büyük üniversitesi-
ne öğretim etemanı olarak almaktan
da geri durmuyoruz. Ferman De-
mirkol'u Istanbul Üniversitesi Hu-
kuk Fakültesi Anayasa kürsüsüne
atarken Azerbaycan'ın bu konudaki
duyarlığını acaba neden dikkate al-
mıyoruz?
Kars'taki Ermeni delegasyonunun
sınır dışı edilmesi bir skandal. On-
dan daha da beteri, "Gidin Azeriler-
le anlaşın, sonra gelin" diyen dış
politika anlayışı.Şaşınp kalmamak
elde değil.