25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4TEMMUZ2000SAU CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Denizer davası Yargrtay'öa • ZONGULDAK (Cıımhuriyet) - Türk-Iş Genel Sekreteri ve Genel Maden-lş Sendikası eski Genel Başkanı Şemsi Denizer'in ailesinin avukatı Nusret Senem, Burdur Ağa Ceza Mahkemesi'nin verdiğı karan temyiz etti. Senem, başvurusunda Denizer'in katili CengLZ Bahk'a verilen karann hem usul hem de esas açısından hatalı olduğunu belırterek "Biz baştan beri olayın siyasi boyutu konusunda mahkemeyi ikna etmeye çalıştık. Fakat mahkeme dosyada bulunan çok sayıda deüle rağmen farklı bir sonuca vardı" dedi. Zorunlu tasamıf hesah • ANKARA (AA)- Kamuoyunda 'zorunlu tasarruf hesabı' olarak bilinen Çalışanlann Tasarruflannı Teşvik Hesabı'nda, 3r Mayıs itibanyla, 4 katrifyon 217.5 trilyon lira birikti. Hazine Müsteşarlığı 'ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, hesabın oluşturuldugu 1 Nisan 1988 tarihinden 2000 Mayıs ayı sonuna kadar geçen sûrede hesabın nemalandırma oraru da kümûlarif olarak yûzde 259.62'ye ulaştı. BnekHtep de • tZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosa) - Emekliler Haftası çeşitli etkinliklerle sûrerken Tüm Emekliler Derneği (TÜMED) Genel Başkanı Izzet Yıldız, emeklilerin açlık sınırında yaşamlannı sürdürmeye çalıştıklannı belirterek 'Kıyak Emeklilik Yasası'nı çıkaranlan halkın önûnde bir TV kanalında tartışmaya çağırdı. Cumhuriyet Alanı'ndaki Atatürk Amtı önünde bir araya gelen TÜMED üyeleri, her geçen gün artan enflasyon karşısında aldıklan emekli maaşlanyla geçinemediklerini söyleyerek hükümeti Atatürk'e şikâyet ettiler. GençHk kampları • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğû, Uluslararası Gençlik Kamplan Projesi'nin ulusal ayağını Tûrkiye'de yaşama geçiriyor. 81 ilde düzenlenecek gençlik kamplannda 40 bin öğrenci toplumsal projelerde görevlendirilerek, üreterek tatil yapma olanağı elde edecek. Spordan sorumlu Devlet Bakanı Fikret Ünlü, "Ulusal Gençlik Kamplan, gençlere ûlkelerini ansıklopedılerden değil, bizzat görerek ve yasayarak öğrenmelerini sağlayacak" dedi. Doğalgaz Ihtiyacı • ANKARA (AA) - Enerjı ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 2020 yıhnda Tûrkiye'de doğalgaz kullanımının 82 milyar metreküpe kadar ulaşacağını belirtti. Bakanhk, müsteşar Yurdakul Yiğitgûden'in Izmır'dekı bir konferansta söjlediklerinin, basında 'Müsteşardan Acı Itiraf' başlığıyla yer alması üzerine dün bir açıklama yaptı. Açıklamada, prcjelenn ilerlediği behrtilerek "Şu anda yılda 622 milyar metreküpe kadar ulaşacak miktarda doğalgaz alımı anlaşmalan baptlanmış dırumdadır" denildi. Altan Öyı^en'den, HADEP'i kullanarak CHP'yi suçlayan Başbakan'a eleştiri 'Ecevit söylecliğhıi ımutııyor'ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosuj- CHP Genel Başkanı Al- tan Oymen, partisinın HADEP ile işbirliği yapmak istediğini id- dia eden Başbakan Bûleot Ece- vit'i eleştırdı. Ecevit'in yaptığı açıklamanın başbakanlık göre- vinin gerekleriyle bağdaşmadı- ğını belirten Altan Ö>TOen, "Biz Tûrkiye'nin her yerinde aynı şe- yi söylüyoruz. Sayın Ecevh Di- yarbakır'da söytüyor,Ankara'da unntuyor" diye konuştu. Öy- men, "Evet, siyasi partiler ara- smda işbiıüğinin sakmcab oJdu- ğu dunımlar vanhr. Birbirieri hakkmdaki yolsuzluk iddialarmıhasıraraetti- rerek aklama-paklama hedefine yönetik işbiıü- gi iüşkileri, derookrasi- nin ahlak ölçûleriyle bağdaşmaz" dedi. Altan öymen, Başba- kan Ecevit'in CHP'ye yönelik sözlerine sert yanıt verdi. CHP'nin hiçbir siyasi partiyle si- yasi işbirliği içinde ol- madığını, ama tüm siya- si partilerle demokratik diyalog içinde olmayı yeğlediğmi vurgulayan öymen, "HADEP de bupartflertfcnbiridirve bfldiğimiz kadanyla ya- sal bir partidir. Befirti 0 veflçeterdebefcttiye bas- kanlan vardır, devlet protokolünde ve Uler protokotünde yeri var- dır" dıye konuştu. öy- men, Ecevit'in "istihba- rl bflgflere" dayandığını iddia ettığiru ve devletin bazı birimlerinin o par- tiden kaygı duyduğunu öne sürdüğünü anımsa- tarak "Ancak,demokra- tik ülkelerde partfler arası Uişkilerde böyle kayguann yerininotaıa- ması gereidr. Hde ba$- bakanlarm bu gibi kay- guansiyasi matzemehâ- Kne getinneJeri hiç adet ohnamışbr" dedi. Siyasi partilerin bazı konularda işbirliği yap- • CHP Genel Başkanı Altan Öymen, "Esas, partilerin birbirieri hakkındaki yolsuzluk iddialannı aklama-paklama hedefine yönelik işbirliği ilişkileri, demokrasinin ahlak ölçûleriyle ' bağdaşmaz" dedi. masında hiçbir sakınca olmadı- ğmı vurgulayan Öymen, CHP'nin, demokratikleşme yo- lunda mümkün olduğu kadarge- niş partiler arası işbırliğinin sağ- lanmasını istediğini kaydetti. Altan Oymen, bu yöndeki bir iş- birliğinin Türkiye'ye büyük ya- rar sağlayacağma dikkat çeke- rek şunlan söyledi: "Tabii şu da unurulmamab- dır: Partiler arasında işbirnginin sakjncalı olduğu alanlar da var- dır. Mesela, birbiri hakkındaki yolsuzluk iddialannı hasıraJüet- tirerek aklama-paklama işletn- lerinin tamanüanması hedefine yönelik işbirtiğiflişkikri,demok- rasinin siyasi ahlak ölçûleri ile bağdaşmaz. Bunlar elbette sa- kmcabdır. Biz bu çeşit isbirfikle- rine hiçbirzaman ginneviz. Ama demokrasi konusunda, insan hakian konusunda, laikttkkonu- sunda, ülke kaUanması konu- sunda siyasi partilerle de, srvil toplum örgüderiyle de işbirliği yapma imkânıortayaçıkarsa bu- nun gereklerini her zaman yeri- negetirmektetereddütetmeyiz." ÇÎZMEDEN YUKARI MUSAKART Cemiyeti basan polisler yargılandı İstanbul Haber Servisi -1996 yıhnda cezaevlerinde yapılan açlık grevlerini protesto eden tutuklu ve hükümlü ailelerinin eylemini izleyen gazetecilere müdahale eden ve gazetecileri kovalayıp Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'ne (TGC) girerek gözaltına alan polislerin yargılanmasına devam edildi. İstanbul 12. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki oturuma sanık polis memurlan Zeki Eşiyok, Zafer Dursan ve Fuat Ankan katılmadı. TGC'nin avukatlannm hazır bulunduğu oturumda davanm müştekıleri Şaban Dayanan ve Sevil Erdoğan kendilerine saldıranlan teşhıs edemediklerini belirttiler. Hâkim, sanık polis memuru Zeki Eşiyok'un görevli olduğu yerin belirlenmesi için Emniyet Genel Müdürlüğü'ne yazı yazılmasuıı kararlaştırdı. Polis memuru Zafer Dursun'un da tanık olarak ifadesinin alınmasına karar veren mahkeme oturumu erteledi. Başbakan Ecevit'in, bu konu- da bir açıklama yapabileceği yö- nündeki sözlerinin anımsanlma- sı üzerine de Öymen, "Yapsm bakahm. Yaparsa isabeth* ohır. Bu söyienenleri ortada bırak- mak doğru bir şey değfldir. Bi- zim sakmacak hiçbir şeyimiz yok" yanıtını verdi. Altan Öy- men, CHP'nin Tûrkiye'nin her tarafinda aynı şeyleri söylediği- ni, "Gfineydoğuda başka, baoda başka" konuşmadığını vurgu- larken "Tûrkrye'nüı demokra- tikleşmeye ihtivacı vardır, tam bir iç barışa ihtiyaç vardır. Biz bunlan açık bir şekilde söy- lüyoruz.Biz,Avrupa'nm yo- hı Tûrkiye'den geçer diyo- ruz. Sayın Ecevit Dfyarba- kır'da söylüyor, Ankara'da unutuyor" değerlendırme- smiyapn. Genel Başkan Yardnncısı Yaşar Seyman da, Ecevit'in sözlennin yahıız CHP'li ke- simde değil, tüm toplumda şaşkınlıkyarattığını belirte- rek "Hangi gereksinimk, hangi nedenk söyleyebfldi- ğüüanlayabihnekiçinancak Sayın Ecevit gibi hayakri dû- şünmek gerekiyor'' dedi. Başbakan Ecevit'in, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde CHP'nin son aylarda yaptığı olumlu ça- lışmalanndan rahatsızlık duymuş olabıleceğine ışaret eden Seyman, bu nedenle "knçûk besaplara" başvur- maya başladığmı kaydetti. Seyman, "Hem demokra- tikleşme, hem hukukun üs- tûnlûğü edebiyaü \apacak- smız hem de İnı Ukeİere ve buna yönelik cahşnudara önem veren partiler üzerin- de kuşkular yaratmaya kal- kacaksımz. Bunlan arük künseyutmaz.Birhalksözû var, 'Kustan korkan, dan ek- mez'. Sayın Ecevit'i cumho- riyetin temel niteüklerine, her partiden fazla sahip çt- kan, CHP için bütün bfldik- lerini açıklamaj'a ve söyle- meye çağmyoruz" diye konuştu. # CHP'nin il ve bölgelerde sürdürdüğü tüzük toplantılan sona erdi Orgüt, gençlik kotası istiyor MUTLUSERELİ ANKARA - CHP örgütü, "tûzük çerçeve taslağı n nda yer alan "Seçünlerde başansızolan yönetim istifa eder" maddesın- deki başan ölçütünün ne olaca- ğı tartışmalanna son noktayı koydu. Yaklaşık 4 aydır süren toplantılarda tüzük çerçeve tas- lağını tartışan CHP örgütünün büyük bölümü, bir önceki se- çimden daha düşük oy alınma- sının "başanstzhk" olarak ka- bul edilmesi gerektiği yönünde görüş aktardı. Orgüt birimleri- nin çoğunun en az yüzde 10 oranında gençlik kotası istedi- ği, özelUkle Doğu ve Güneydo- ğu Anadolu örgütünün, bölge- de kadın üyenin azlıgı nedeniy- le yüzde 25 'lik kadın kotasının pratikte uygulanmasuıın zor olacağı yönünde görüş aktar- dığı öğrenildi. CHP'nin, tüzük değişikliği çalışmalan için yaklaşık 4 ay- dır 81 ilde ve 16 bölgede sür- dürdüp toplantılar, önceki gün Gaziantep'te gerçekJeştirilen toplantı ile sona erdi. Partihle- rin bu toplantılarda dile getir- diği önerıler taslak haline geti- rilecek ve MYK'nin değeTlen- dirmesınden sonra ise PM'ye sunulacak. Toplantılarda, örgütün. bazı konulardayeni öneriler getirir- ken bazı konulara daha fazla açıklık getirilmesinı istediği öğrenildi. Örgüt birimlerinin le getirilmesi istendi. • Partinin gençlere açılması gerektiği. pek çok örgüt birimi tarafindan vurgulandı. Bunun çözümü için tıpkı kadın kotası gibi, gençler için de kota uygu- laması getirilebileceği belirtil- di. Gençhk kotasuun en az yüz- de 10 oranındauygulanması ıs- tendi. CHP'nin, tüzük değişikliği çalışmalan için yaklaşık 4 aydır 81 ilde ve 16 bölgede sürdürdüğü toplantılar, önceki gün sona erdi. toplantılarda ağırlıkh olarak di- le getirdiği ve GHP'nin yeni tü- züğünde yer almasını istediği görüş ve önerilerden bazılan şöyle: • Parti içi eğitimin partinin her yönden gelişmesi için son derece önemlı olduğu belirti- lirken partinin başlatmış oldu- ğu eğıtim çalışmalan son dere- ce olumlu karşılandı. Bu çahş- malann kesintiye uğramadan sürmesi, kalıcı ve kurumsal ha- • Genel merkezin hazn-ladı- ğı tüzük çeTçeve taslağmda yer alan etik ilkeler, örgütün gene- li tarafindan benimsenmesine karşın bazı örgüt birimleri bu ilkelerin tüzükte yer almasma ' gerek olmadığını savundu. Se- çim başansı elde edilememesi durumunda genel başkan ve yönetimin görevden aynhnası ükesindeki başan ölçütünün netlestirihnesi istendi. "Birön- ceki seçimden daha düşük oy ahuuuır başansızlık ölçütü olarak kabul edilebileceği be- lirtildi. • Doğu ve Güneydoğu Ana- dolu örgütünün, bölgede kadın üyenin azhğı nedeniyle yüzde 25 kadın kotasuun uygulana- mayacağı yönünde görüş ak- tardığı kaydedildi. Az sayıda ohnakla birlikte, kadnı kotası- nı istemeyen örgüt birimlerinin bulunduğu belirtikü. • "Ocak" yapılanmasmın yeniden yaşama geçirihnesinin gene! olarak benimsendiği, an- cak "ülkü ocaklan"nı çağnştı- rabilir düşüncesiyle isim deği- şikliği önenldığı bildirildi. • Ust birimlerin alt birimle- ri görevden alamaması yönün- deki hükmün de genel olarak kabul edildiği kaydedildi. • Onseçimlerin tüm üyelerin katümııyla yapılması istenir- ken parti yöneticilerinin kon- tenjandan aday gösterilememe- si, bir kişinin bir kereden fazla kontenjan adayı olamaması, kontenjan adaylığınm 2. sua- dan sonra kullanıhnası, örgü- tün istekleri arasında yer aldı. IRMIKIAYDEV ENGİN £iengin@doruk.nettr Ah, ah!.. Ben ne zaman gerçek bir "köşeyazan'olacağım acaba? Hani, yılda bir iki kez, köşe- sinde, o günkü yazı yerine "Ya- zanmızyıllıkizninin bir bölümü- nû kullandığından, yazılanna bir süre ara vermiştir" diye ya- zılır ya, işte öyle bir yazar ne zaman olacağım? Hiç umut yok. Siz farkında bile değilsiniz. Ben tam on bir gündür "yıllık iz- nimin bir bölümünü" kullan- maktay(mış)ım. Tabii "Cumhuriyetusu/ö'izm kullanmaktayım. On gün kadar önce bizim ya- zıişlerinin komutanı Ibrahim YıMız'ın karşjsına dikildim. En dokunaklı, en aondıncı sesimi kullanıp başladım: - İki yıldır izin yapmadım. Haftada aitı Tırmık yetmedi; Dûnya'da ve Türidye'de beni yollamadığınız yer kalmadı. Oradan oraya kunı yaprak mi- Yıllık İzninin Bir Bölümünü... salisürüklenmekten yoruldum, tükendim, bittim. Son olarak Siirt'ten döndüm Beıiin'e uç- tum. Üç gün sosyal demokrat- lan dinleyip, sosyal demokrasi konuşup, sosyal demokrasi yazdım. Ruh sağlığım bozuldu. Döndüm geldim, ayağımın to- zuyla Moskova-Leningrad tu- runa çıktım. Döndüğümûn er- tesi günü, daha şöyle oturup bir soluklanamadan Kandıra yohmda F tipi cezaevi teftişine yollandım... Artık yıllık iznimin bir bölümünü... Sözümü kesti ama hayrettir reddetmedi. Tersine anlayışlı bir sesle sordu: - Yani izin istiyorsun? Yanıtımı bıle beklemeden sürdürdü: - Ayıp ettin abi. Tabii. Çok yoruldunsen. Hemenyanndan itibaren çık izne. İki hafta mı demiştin? Aman Allahım, inanılacakgi- bi değil. - Evet, on beş güncük!.. - On beş gün az abi. Sen en iyisi üç haftalığına izne çık. Ohhh, gidersin Marmara Ada- sı'na... Deniz, balık, güneş... Sağlama bağlamak istedim: - Yani çıkayım mı izne? Sa- hiden mi? ^ - Tabii abi. Hemen yanndan itibaren çık. N'olacak, Tırmık'ı adadan yolladıktan sonra ıznin hiç sakıncası yok. Keyfine bak. Öyleyattığın yerden yazar, yol- larsın... Nasıl? Gördüğünüz gibi on gündür "yattığım yerden" yazıp yollu- yorum. Zaten gazete yazısı de- diğin nedir ki, boyacı küpü gi- bi daldır çıkar, tamam bitti. Ben bu gazeteyi nasıl sev- mem; bu gazetenin yöneticile- riyle nasıl övünmem?.. Işi yazı yazmak olan adama, yıllık iznini verirken "Yazılan git- tiğin yerden yolladıktan sonra dilediğin kadarizin yap" diyor- lar; sonra da "Bu kıyağımızı da unutmazsın artık" dercesine suratına bakıyorlar... Ah, ah... Büyüyüp gerçek bir köşe yazan olunca gösterece- ğim ben onlara... • • • iznin ilk on gününde, F tipi cezaevleriydi, Fethullah Gü- len'in okullanydı derken "yafft- ğı yerden yazmak" formülü iş- ledi ama artık zorlanmaya baş- ladım. Aşağıda baştan çıkancı bir deniz. Dışanda ağustos böcek- lerinin bitmeyen konseri. Ak- şamüstüne doğru Turan Abi'yle tavia maçı. Daha da ak- şamüstü olunca İskorpiti file- to çıkanp tava mı yapmalı, yok- sa kırlangıçla birleştirip balık çorbasına mıyatırmalı? Çoban salatasına limon yerine koruk ekşisi koyacağım ama sarmı- sakiki diş mi olsun, üç diş mi?" gibi ciddi ve derin felsefi soru- lara yanıt aramak varken oda- ya tıkılıp yazı yazmak... Sonuç: "...yıllık izninin bir bölümünü kullandığı için yazı- lanna ara veremeyen" yazan- nız, hiç olmazsa bir günlüğüne içi de boş, dtşı da boş bir Tır- mık çırpıştınp "denize koşma özgürlüğü"nü, ne pahasına olursa olsun gerçekleştirmek karanndadır. Cumhuriyet okurunun da "özgüriüklere" son derece du- yartı ve saygılı olduğunu bil- mektedir. O yüzden de şu oku- duklarınızı "bugünkü Tırmık" diye gazeteye yollamakta bir sakınca görmemektedir. POIİTtKA GÜ1NLÜĞÜ HİKMET ÇEjtNKAYA Neler Olııyor?.. Önce hangisindepbaşlasak acaba? . ' • Derse besmeleyle başlayan Çukurova Unıversıte- si Tiyatro Bölümü ö§retim üyesınden mı, yoksa Tûr- kiye'nin Belçika'yı 2-0 yenip Avrupa Kupası çeyrek finaline çıktığı akşafn Ayvalık'ta betediye hoparlör- lerinden Kuran okutan belediye başkanından mı? önümde duran notlara bakıyorum... Üniversitelerde reKtör seçimleri yapılıyor; Atatürk Üniversitesi'nde Fethullahçılar oylannı üç aday üzerinde bölüştürüyor- Akıllı adamlar şu fethullahçılar... Dicle Üniversitesi'nde bazı öğretim üyeleri, dört yıl sonra seçimleri yeniden kazanan Rektör Mehmet Özaydın'a soruyor: "1- Dinci gazeteler sabah saat 08.30'da fakülte- lerin giriş yerierindeki kubbelerde ücretsiz olarak dağıtılıyor, hiçbir engsllemeyle karşılaşmadan bisik- letli kuryeler tarafindan lojmanlara götürülüyor, ne- den? 2- Sayın rektör, 27 Haziran 2000'de yapılan rek- töriükseçiminde sırfoylannı arttırmakiçin 40'ın üze- rinde yardımcı doçent atamasının akademik ilanını nisan ayı sonunda verdiğini belirterek doğruyu söy- lemiyor. Çünkü, ilan mayıs ayında (13.05.2000) ya- yımlanmıştır. Neden? 3- Mehmet Ali Altındağ, yaptırdığı caminin (Al- tındağ El Fetih Camii) tabelasını rektöriüğün habe- ri olmadan asabilir mi?" Atatürkçü, demokrat, yurtsever öğretim üyeleri bu sorulan yönelttikten sonra bir isim verelim: Yardım- cı Doçent Mehmet Vanhoğlu... 26 Haziran 2000'de Fen-Edebiyat Fakültesi Fars Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne atanan Vanlıoğlu'nun görevine Rektör özaydın neden son verdi? Sık sık Iran'a gidipjjeldiğı bılinen, daha önce Ata- türk ve Kınkkale Üniversitesi'nde görev yapan Vanlıoğlu'nun hangi güçlerce Dıcle Üniversitesi'ne alındığı, bir gün sonra görevine son verildiği merak konusu... Acaba Özaydın, Vanlıoğlu'nun kimi özelliklenni bil- miyor muydu? ••• Çukurova Clniversitesi Devlet Konservatuvan Ti- yatro Bölümü'nde yaşananlara ne diyorsunuz? Azeri uyruklu, sözleşmeli öğretim görevlisi Cihan- gir Nevnız, derslere 'besmele' çekerek başlıyor, sonra da Kuran okuyor... Çukurova Ünıversrtesi Rektörü Prof. Dr. Can Öz- şahinoğlu, bu konuda bir komisyon kurmuş... Diyorki: İddialan ciddibulduk. Gerekirsesoruşturmaaça- cağız!.." Bir de Yardımcı Doçent Dr. Ayla Kapan Ezici var... Görevi tiyatro bölümü başkanlığı, ama o, öğren- cileri ezmekle görevli... Ayla Kapan Ezıcı, kısa etek, askılı bluz giyen, takı takan, makyaj yapan kız öğrencilere göz açtırmı- yor... Ayla Hanım, iddialara göre kız oğrendlere şöyle di- yor: "Türkiye Müslüman ülkedir, istediğinizgibigiyine- mezsinizf' Tüm bu olup bitenlere bakbkça ben Cezayiri anımsıyorum... Orada da önce eğitim kurumlannı ele geçirmişler- di dinciler... Sonra ne oldu? Cezayir bir kan gölüne dönüştü... Türkiye laik, demokratik bir ülke ama din pazar- lamacılan üniversıtelen kuşatmış... Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde de benzeri olay- lara tanık olmuştuk geçmişte... Atatürk Üniversitesi'nde de rektör adaylan belli ol- du... Nurcular gerçekten işini çok iyi biliyor... Üç adayın oylanna bir bakalım: Prof. Dr. Cevat Gemi 157, Prof. Dr. Şevki Özde- mir 129, Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz 103... Bu üç ismi YÖK araştırdı mı? • • • Bir okurumuz Ayvalık'tan yazıyor "Hizbullah 'ın neden camileri örgüt evi olarak kul- landığını, oralarda eğitim verdiğini Ayvalık'taki tati- lim sırasında daha iyianladım. Türkiye-Belçika ulu- sal maçını 2-0 kazanınca belediye hoparlörterinden gecenin bir yansı Kuran okunmaya başlandı. Ar- dından marşlar çaldı. Kendimi Iran 'da sandım. Öğ- rendim ki, Galatasaray UEFA Kupası'nı kazanınca da aynı şeyler olmuş. * Laik, demokratikbirülkede, üstelikAyvalıkgibige- lişmiş bir ilcede bunlar oiuyorsa Anadolu'da ne- ler olmuyor..." Anadolu'da neler yaşandığını zaman zaman ak- tarmaya çalışıyoruz... Dicle ve Çukurova üniversitelerinde yaşananlar, tarikatlann siyasi ve devlet erki içindeki bağlantıla- nndan kaynaklanmıyor mu? Dinci örgütlenme tepeden tımağa eğitim kurum- lannı kuşatıyor... Olup bitenlen sadece izfiyoruzJ.. Islam faşizmınin ayak sesleri yaklaşıyor ama pek de duyan olmuyor!.. Bunun adı sadece 'iröca' değil!.. hikmetcetinkayato cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/513 90 98 y pmn ÇAİININ TANIĞI ÜÇ YAZM 2 BASI KUBİLAY OLAYI VE TARİKAT SMCIU YILLAR KU$ATILMI$ f|Z|POSTUNDAKUItT IHklM SANA DA BUUJTI KAN IARONÜMÜN KAZLAJH * ^ ı : KAOIMUU» $OKA6I SEVDANIN ADRESİ BEL1İ DEĞİL TÜRKİYE'NİN$EYTANÜÇ6ENİ ZLERİNPOYMZ Cumhunyet Kılap Kulubu Çağ Pazariama A Ş Tiffkoc No.39/41(34334)Cağa |gğ |u .)st3nbu |T e ^ ^ ı Cad
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle