23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 TEMMUZ 2000 ÇARŞAMBA HABERLER Yavuz Bingöl, Rumelihisarı'nda • tstanbul Haber Servisi - Halk Müziği sanatçısı Yavuz Bingöl, sevenlerini önceki gece Rumelihisan'ında buluşturdu. Hayranlannı türküleriyle coşturan Bingöl, teknik bir anza nedeniyle konserine yanm saat ara vermek zorunda kaldı. Anzarun giderilmesüıin ardından türkülerini söylemeye devam eden Bingöl, Rumelihisannuı büyülü atmosferinde dinJeyicilerine hoş anlar yaşattı. Yavuz Bingöl 'ü Rumelihisan'nda dinlemeye gelenJer arasında eski CHP milletvekili Mustafa Kul ve sanatçı Ali Rıza Binboğa da bulunuyordu. ABiiyefğf yolunda yenî adımlap • AıNKARA (AA) - Çocuk haklannın kullanümasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi'nin onaylanmasının uygun bulunduğuna ilişkin yasa tasansı, TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Avrupu Sözleşmesi, BM Çocuk Haklan Sözleşmesi'nin çocuklann haklannın uygulanması amacıyla taraf devletlere her türlü yasal, idari ve diğer önlemleri alma yükümlülüğü getiren 4'üncü ve çocuğun her konuda görüşlerini ifade etme hakkına ilişkin 12'nci maddelerin uygulamaya geçinlmesi anlayışına dayanıyor. Rus gazetesHn kkfiası • MOSKOVA(AA)- Rusya'da yayunlanan Novi Izvestiya gazetesi, Rusya'mn PKK'ye desteğini kestiğini ve bunun kanıtlannın Türk tarafına sunulduğunu iddia etti. Gazetenin dünkü sayısındaki Türkiye'nin helikopter ihalesiyle ilgili olarak verdiği haberde ihale hacmınin 4-4.5 milyar dolar tutannda oldugu ve Moskova'nın bu paraya büyük umutlar bağlandığının ispatlan olduğu belirtilerek Rusya'nın geçmişte PKK'ye verdiği "ilan edilmemiş desteği" kestiği iddia edildi. Adana'da 'çete 1 operasyonu • ADANA (AA) - Adana Emnıyet Müdürlügü Organize Suçlar Bürosu ekiplerince, esnaf ve hamallardan tehditle para topladıklan belirlenen 14 kişi gözaltına alındı. Sanıklara "harac" adı altında para topladıklan yerlerde tatbikat yaptınlarak vatandaşlarla yüzleştirildi. Yakalanarüarla birlikte esnafı korkutmak ve sindirmek amacıyla kullanıldığı belirtilen iki tabanca, bıçak, satır ve sopalar bulunduğu ve ilgili 3 kişinin daha yakalanmasına çalışıldığı bildirildi. Devletmadalyası • ANKARA(AA)- TBMM'ye sevk edilen "Madalya ve Nişanlar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Yasa Tasansı"na göre, kendisine 2933 sayılı yasa uyannca madalya verilmiş olanlann kendileri ile bunlardan ölenlerin dul ve yetimlerine geriye yönelik hak doğurmamak kaydıyla, yasanın yürürlüğe girdiği tarihi takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanacak. Aylıklar vergi ve kesintiye tabi olmayacak. Belediyede Kudüs Orchısıı 1111flitanıUMUT operasyonu sanıklanndan Murat Nazlı ve babasının FP'li Gökçek yönetimindeki Ankara Belediyesi'nde çalıştığı ortaya çıktı ALPERBAIJLI ANKARA - UMUT operasyonu sanık- lanndan Murat Nazh'nın, FP'li Metih Gökçek yönetimindeki Ankara Büyükşe- hir Belediyesi "nde güvenl'Jc görevlisi ola- rak çalıştığı ortaya çıktı. Nazh'rnn baba- sı Ismail İNazfa da EGO Idari Işler Bölü- mü'nde şube müdürü. Eniştesi Rüştü Ay- rufan ise Prof. Ahmet Taner Kışjan'nm katledildiği suikastta otomobile bombayı yerleştirdigi suçlamasıyla aranıyor. UMUT operasyonu davası dosyasında yer alan ifade ve belgeler, Kudûs Ordusu örgütüne üye militanlann bağlantılan ko- nusunda yenı aynntılan gün ışığına çıkar- dı. Irticai sermayeli şirketlere usulsüz ak- tanlan paralar nedeniyle hakkında çok sa- yıda soruşturma bulunan FP'li Gökçek yönetimindeki Ankara Büyükşehir Bele- diyesi'nde çalışan Murat Nazlı, Ankara Emniyeti'ndeki ifadesinde, Iran'daki fa- aliyetlerini aynntılanyla anlattı. Nazlı'nm ifadesi ana hatlanyla şöyle: Örgüte Özmen kazandırdı: 1988 yılın- da "TeJdn" kod adlı Ferhan Özmen'i, sı- nıf arkadaşı olan amcam Saduüah Nazh aracılığıyla tanıdım. Ozmen'le samimi- yetimiz ilerledi, bu sırada bana tslami ko- nularda dersler vermeye başladı. Müslü- manlann içine düştüğü durumlardan bah- sederek bir şeyler yapılması gerektiğinden bahsediyordu. Özmen'i mahalleden tanı- dığım Oğuz Demir'le (Mumcu suikastın- da bombayı otomobile yerleştirdigi ge- rekçesiyle aranıyor) sık sık bir arada gö- rüyordum. Özmen aracılığıyla Necdet Yüksdle (Mumcu ve Kışlalı suikastlan- nm kılit ismı, tutuklu) tanıştınldtm. Bu ilişkıler ve dersler sonunda lsjami bir dev- let kurulması noktasında tran rejimini be- nimsemeye başlamamla Kudüs Ordu- su'na kazandmlmış oldum. Iran'da askeri eğitiın: tran rejimini be- nimsemeye başladıktan sonra 1988 yılı sonlanna doğru Ferhan Özmen bana Iran'a giderek tslama hizmet etmek için askeri eğitim almak ısteyip istemediğimi sordu. Ozmen'in talimatıyla, Adil Aydm ile birlikte Ankara'dan karayolunu kulla- narak Ağn'dan Gürbulak Sınır Kapı- sı'ndan Iran'a geçtik. ozmen'in verdiği ir- tıbat telefonunu aradık. Muhammed ile görüştük. Muhammed gelıp bizi Tah- ran'm kuzeyinde bulunan bir villaya gö- türdü. Burada yaklaşık 1S gün kadarsilah- lı eğitim aldık. Askeri eğiumi, Azeri Türk- çesiyle konuşan Ali veriyordu. Eğitimi- mizde Kolt, Smith Wesson gibi tabanca- larla Kalaşnikof, Uzi gibi uzun namlulu si- lahlar hakkında teorik bilgi verilerek atış yaptınldı. Sakar terörist: Eğitim sırasında incele- mek üzere elime aldığım Smith Wesson tabancayı kazara patlattım. Eğitmenler- den ikaz aldnn. Bomba eğitimi için Kum kentine yakın bir yerde bulunan boş bir alana gittik. TNT ve C-4 patlayıcılardan oluşan birkaç bomba patlatılarak tahrip gücü bize gösterildi. Eşyalar arasmda bu- lunan bir tabancayı alıp incelerken silah patladı, bu yüzden eleşnrildim. Bize, fun- ye bağlama işlemleri gösterildi. 'Görev bekfedik': Eğitimin bitmesinin ardından form doldurup îran'dan aynldık. Ankara'ya döndük. Ferhan özmen'den uzun süre görev bekledik, ama vermedi. Bu arada aramızsoğudu. 1991 yüindaev- lendim. Evlendikten sonra Bilkent Üni- versitesi Yurt Müdürlüğû'nde işe girdim. UMUT operasyonu soruşturması Ozmen'in bomba uzmanı olduğu doğrulandı ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - UMUT operasyonu soruşrur- ması sırasında bombalı suikastlan üstlenen Ku- düs Ordusu militanı "Tekin'' kod adlı Fer- han Ozmen ın anlatım- larını değerlendiren emniyet bilirkişisi, sa- nığın bomba konusun- da uzman olduğunu doğruladı. Ankara DGMSavcılı- ğı'nın istemi üzerine Emniyet Genel Müdür- lüğü Kriminal Polis La- boratuvarlan Daire Baş- kanlığı Bomba Incele- meleri Şube Müdür Ve- kili, bomba imha uzma- nı CengizÖzdemir tara- fından hazırlanan 7 Temmuz 2000 tarihli bi- lirkişi raporunda, Sin- can'da ele gcçırilen mal- zemelerden uzaktan ku- manda cihaz kullanım kılavuzu, C-4 kutusu ve uzaktan kumanda cihazı kullanma kılavuzunun iç sayfalannda Ferhan Oz- men'in parmak izlerinin bulunduğu belirtildi. Raporda, sanığın eks- pertiz raporlan ve kamu- oyuna yansıyan bilgileri edinerek olaylar hakkın- da bilgi sahibi olacak bir insanın anlatımlanndan çok daha aynntılı ve ay- dınlatıcı bilgiler verdiği vurgulandı. Raporda, tek tek olay- lar irdelenerek Ferhan Ozmen'in savcı Hamza Keleş'e anlatımlan doğ- rultusunda bomba üre- tim bilgisi şöyle değer- icndınldı: Bahriye Üçok: Sanık, "„. bir kitabm içini oy- dum ve bombayı kitabm içine yerieştirdim. Bom- ba içüıde patiavıcıolarak C-4'ü kuilandım. Kur- tutana sistemini mandal ile sağladım. Khap açıl- dığmda patlayacak şekü- de mandalı ayarlamış- üm" diyor. Üçok suıkastının ar- dından olay yennden toplanan parçalar ve ha- zırianan ekspertiz rapo- ru, olaym oluş şekli ile ilgili görüşleri sanığın anlatımlan ile büyük oranda örtüşmektedir. Uğur Mumcu: Mum- cu suıkastının ardından olay yerinde inceleme yapan uzman ekiplerin raporuna göre, bombada kullanılan mıknatıs ve misina bulunmuş ve pat- layıcı madde tespit edil- mıştir. Bombamn araba- nın hareketi ile patlaya- cak harekete duyarlı bu- bi tuzaklı bir bomba ol- duğu tespit edılmiş, ça- maşrr mandalı kullanıl- mış olabileceği kanaati bildirilmiştir. Ancak arabanın yerin- den hareket etmediği varsayılarak harekete duyarlı bombamn patla- ması için gerekli olan hareketin, arabanm o an- da harcket eden bir par- çası üzennde durulmuş ve maktulûn arabaya bindikten sonra yaptığı hareketlerdikkate alına- rak ve bombamn konul- duğu kanaati oluşmuş- tur. Ahmet Taner Kışlah: Suikastın ardından uz- man ekiplerce hazıria- nan ekspertiz raporun- daki değerlendirmeler, bombanın çalışma siste- mı, bombamn konuldu- ğu yer ve ele geçen par- çalarla sanık anlatımlan karşılaştınldığında tam olarak birbirleriyle ör- tüştükleri görûunekte- d.r. KAZANDIK TENATILfiK İ hayatı durduracak Tûıit-İş'erjağiıBekdiye-tşSendJkasLİstanbuJBö- yükşehirBelediye Başkanlığı ik süren toplu iş söz- leşmesi görüşmelerinin bugüne dek sonuçlanma- ması üzerine grev kararuu asti. Yaklaşık 2 bin iş- çi grev karannı asmak için dün Saraçhane Par- İa'ndan Büyükşehir Belediye Başkanlığı binasına dek yürüdüler. "tşçiyiz, hakbyız, kazanacağu", " Yaşasuı işçilerin birtiği n sloganlannı atan işçiler, "tşte adil duzen" ve u tşten atüdun isimi istiyo- rum* yazıhdöviztertaşıdılar. Bekdiye-lşSendika- 9 Başkan Yarduncısı Mustafa Sohnaz, 20 Ağus- tos'a kadaranlaşma sağlanamaması dunımunda Istanbui, Izmir ve Antafya Büyükşehir bekdrye- lerinde çahşanişçilerinaynı gün veayııısaatte gre- ve gideceklerinibdirtri Adana MerkezDçe Bek- divesi Seyhan'da da grevin tarihi behrtendL Noter araahğryla Belediye Başkanhğı'na, 7 Ağustosta grevin başiayacağmı bildirdiklerini belirten Ge- nel-tş 2 No'lu Şube Başkanı Kemal Aslan, yakla- şık 600 bin kişinin \aşadığı kenttegrevin başlama- sıyla birlikte önceükle her gün toplanan 1250 ton çöpün ortada kalacağuu, Adana'nın birkaç gün içinde "çöplük kent" görünümüne girecegini söy- ledL (Fotograf: KAAN SAĞANAK) ÖSS sonuçları bugün açıklamyor tstanbul HaberServisi -Yaklaşık 1.5 milyon üniver- site adayının heyecanla beklediği Öğrenci Seçme Sı- navı (ÖSS) ve Yabancı DÜ Sınavı (YDS) sonuçlan bu- gün açıklamyor. Sonuçlar Internet ve 900'lü hatlann yanı sua bu yıl ilk kez WAP uyumlu cep telefonlann- dan ve cep telefonlarınm kısa mesaj servislerinden de öğrenilebilecek. Tûrkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin "Sınav Sonuç Gazetesi" ise yann yayımlanacak. TGC'den yapılan açıklamaya göre. Sınav Sonuç Gazetesi 500 bin liradan satışa sunulacak. ÖSS sonuç belgelerinin, adaylann adreslerine pos- talanması işlemine yanndan itibaren başlanacak. Adaylann 2000-ÖSS sonuçlanm öğrenebilecekleri Internet adresleri şöyle: http://oss.osym.gov.tr http://oss2000.osym.gov.tr http://oss2000-a.osym.gov.tr http://oss2000-b.osym.gov.tr Telefon numaralan: 0900-909 1147, 0900-909 1148. 0900-910 1001. 0900 910 1002. WAP uyumlu cep telefonlan: http://wap.osyrn.gov.tr Cep telefonlan kısa mesaj servisi: Telsim: 7070, Turkcell: 1111. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Zeugma'nın Birecik Bara- jı'nın sulan aftında kaian bölü- münü son gün görmüştük. Ora- daki mozaiklen'n birkısmı çıka- nlmış ve Gaziantep Müzesi'ne taşınmışt. O mozaiklerin de bir kısmını rnüzede izleme olanağı bulmuştuk. Her şey içler acısıy- dı. Mozaikler kurtanlsa bile, şehrin villalan ve limanındaki ofis binalan sular attında kaldı. Villalann önündeki fıskiyeler, şehrin hâlâ sapasağlam duran su şebekeleri gitti. Şehrin en önemli bölümü gitti. Üstelik40- 50 yıl sonra işlevini tamamlaya- cak bir baraj için. Kurtanlan mo- zaikler dünyanın en etkili ve en kıymetli hazineleriydi. Bir iki ta- nesi müzede sergileniyordu, geri kalanı müzenin bahçesin- de kaderine terk edilmişti. Kazı sırasında çıkanlmış bir mozaik tablonun bir parçası yıl- lar önce ABD'ye kaçırılmıştı. Söylendiğine göre Türkiye bu parçayı 10 milyon dolara geri almıştı. Zeugma mozaiklerinin önemi, kullanılan taşlardan ve mozaik parçalannın küçükJü- ğünden geliyordu. Antakya Mo- zaik Müzesi'ni gezenler bilirler Fransızlann 1920'lerde ortaya Zeugma'ya Yüz Gün ve 'Gri Adamlar' çıkanp müzeye taşıdıklan bu mozaikler; bir tarih hazinesi de- ğerinde. Antakya'da sergilenen mozaikleri oluşturan küçük taş parçalannın birinin bir kenannın uzunluğunun 1.5 santjmetre ol- duğu ve taşlann belli renklerte sınırlı olduğu söyieniyor. Zeugma mozaiklerinin her bir taşının boyu 1 santimetrenin al- tında ve Fırat Nehri'nin doğal taşlanndan çıkanlan 12 renge sahip. Bu kadar küçük taş par- çacıklanndan ve bu kadar zen- gin renklerden oluşan mozaik tablolannı seyretmenin ne ka- dar keyifli olduğunu Gaziantep Müzesi'ni gezerken hissettik. Ancak Gaziantep Müzesi'ni ge- zerken bir gerçeğin daha farkı- na vardık: Bu mozaik tablolar Fırat kryısındaki villalann bah- çesinde bir halı güzelliği içinde duruyordu. Onlar durduktan yerde bir anlam ifade ediyorlar- dı. Üstelik villalar bütün canlılı- ğıyla ortadaydı, eğer orası su- lar altında kalmayıp da mozaik- ler orada sergilenmiş olsaydı, burası birtarih ve sanat harika- sı olarak bütün dünyayı oraya çekerdi. Şehrin birinci bölümü böyte- ce gitti. Şimdi sular bir k/yım makinesi gibi adım adım şehrin ikinci bölümüne tırmanıyor. Ar- keologlar, müzeciler, bir şeyieri daha kurtarabilmek için zama- na karşı yanşıyorlar. Sonuçta bu bölüm de kısa bir süre sonra sulann derinliğine gömülecek. Bu insanlar hiç olmazsa bir şey- leri daha kurtannz diye çabalı- yoriar. Dünkü gazetelerde bu in- sanlann çığlığını duyunca yüre- ğimde bir şeylerin koptuğunu hissettim. Tarih yıkıcılannı gö- rünce, Michael Ende'nin Mo- mo romanındaki "gri adamlar"ı anımsadım. Kimdi bu adamlar, ellerinde yok etme makinesi hertürlü ta- rihi vetoplumsal değerimizi yok etme hakkını kendilerinde görü- yorlardı diye düşündüm. Bunla- ra hiçbir zaman dur diyemiyo- ruz. Onlar bizim kadenmize, ge- leceğimize hükmediyoriar, biz buna itiraz bile edemiyoruz. Halfeti, koca bir tarihi kent su- lar altında kaldı. Kimse Halfeti- lilere bunlan yaparken sormadı bile... Dünyanın hangi uygar ül- kesinde 30-40 bin insan, onlar istemeden, onlara rağmen yer- lerinden yurtlanndan edılebilir- ler? Türkiye'de edilebilir, bunu bütün dünyaya bir kez daha ka- nıtladık. Halfeti'nin sular altında oldu- ğu günlerde, gazetelerde yeni bir haber yer aldı. Bu habere göre bu kez Tun- celi'de MunzurÇayı'ntn üzerine baraj kurulacakmış. 8u baraj da Tunceli'nin en önemli yörelerini sular alhnda bırakacakmış. Tunceli'nin ilçeleriyte irtibatı ke- silecekmiş. insan birden şüp- heye düşüyor Acaba bütün bunlan hâlâ "teröıie mücade- te'nin bir parçası olarak mı ya- pıyorlar? "Bunlan birsu altında bırakalım, yersizyurtsuzkalsın- lar da görsünler günlerini" mi demek istiyorlar? Bütün bunlann kötü niyetli ol- duğunu düşunebilirsiniz. Bu ka- dar acayip ve yok edici işleri gö- rünce bunlan düşünmeden edemiyorum. ••• Zeugma için 100 gün istiyor- lar. Birilerine bunun için yalvan- yoriar, "Ne olur 100 gûn daha verin" diyorlar. Bundan onlann hiçbir çıkan yok. "Bu ûlkenin bir zenginliğinin hiç olmazsa bir kısmını kurtarmamıza zaman tanıyın" diyerek kapı kapı dola- şıyorlar. Şimdi birtakım "gri adamlar" düşünüptaşınıp "Ba- kalım, bir düşünelim" diye ce- vap verecekter. Kim bunlar, bu ülkenin sahipliğini onlara kim verdi? Bütün tarihi sular attında bırakmak yetkisini nereden al- dılar? Galatasaray-leeds Uni- ted maçı öncesi Istanbul'da In- giliz taraftannın kalbine btçak saplanırken onlara destek olu- yoriardı. Şimdi Ingilizler yok Bodrum'da. Turizm, Türkiye'de iflas noktasında. Işte bu "gri adamlar" o zaman da katillerin arkasındaydılar. "Zeugma'ya 100 gün daha verir misiniz" di- ye onlara yalvanyoruz, o "gri adamlar'a. Düşünecekler, "ül- kenin devleti ve milletiyle bö- lünmez bütünlüğünü dikkate alamk" bir karar verecekler. Biz de bekleyeceğiz. GLOBALPOLİTtKÜLTÜR ERGtN YILDIZOGLU Bonek, Su, İlaç Yok! İnternet Verelim mi? Okinavva zirvesiyle ilgili haberieri izterken Charles Dickens'in IkiKentin Hikâyesi romanını hatırtadım. Dickens romanı şu unutulmaz satıria açar: "Zaman- lardan en iyisiydi! Zamanlardan en kötüsü..." Fran- sc Devrimi'nin az öncesine, Paris'e götürür bizi, yok- sulfuk, açlık içinde kıvranan büyük çoğunlukla, on- lann sorunlanna yabancı, aldımnaz, alabildiğine ap- tal bir aristokrasinin patlamak üzere olan dünyası- na... Kraliçe Marie Antoinette'in "Ekmek bulamı- yorlarsa pasta yesinler" dediğı o garip dünyaya. Okinavva'da ağırianmalan için yanm milyar do- lardan fazla para harcanan, G-8 liderieri, en yoksul ülkelerin eğitim, sağlık, Internet gereksinimlerini na- sıl karşılayacaklanna ilişkin bol aynntılı (Fred Bergs- ten'in deyimiyte neredeyse bakkal defteri gibi) bir lis- te üzerinde anlaştıktan sonra kapanış yemegıne çe- kildiler. Yemeğe istakoz, ördek, yengeç ve havyarta- bağıyla başladılar. Bunu pirinç içinde kavrulmuş ku- rumuş deniz hıyan izledi. Arkasından yayın balığı ve kırmızı patates ile doldurulmuş tempura (yağda ha- frfçe kızartılan pirinç kâğıdından küçük mantılar) gel- di. Gece kavunla kapandı. Yemekte Grand Cru Chablis şarabıyla (1995 vaudesir) 1996 Opus One şampanyası içildi. Birçok göziemci, 1998'de yalnczca 7 milyon doJa- ra patlayan Birmingham zirvesinden bugüne ne ol- du da zirvenin değeri yanm milyan aştı diye kendi kendine sormadan edemedi. Devlet büyüklerinin önemini kavramaktan aciz kimi kötü niyetlıler, bu pa- ranın herhangi bir Afrika ülkesinin tüm mali sorunla- nm çözebileceğini (bu para, sel felaketine rağmen hâ- lâ yılda borç servisine 45 milyon dolar ödemek zo- runda kalan Mozambik'i kurtarabilir, Gambiya'nın tüm dış borçlannı iki kez ödeyebilir, ABD'nin tüm Af- rika'ya vaat ettiği AIDS yardımının neredeyse yüzde 75'ini karşılayabilır) hatırlatarak, harcamayı müsteh- cen bulduklannı ifade ettiler. Bunlara, bu adada otel odalannın gecelik fiyatının 400 dolar civannda oldu- ğu, zirveye renk katması için uzak diyarlardan uçak- la getirilmesi gereken nadide bitkiler hatıriatıldı ve de güvenliği sağlamak için alarma geçirilen 22.000 po- lisle sekiz savaş gemisi... Neyse, küreselleşme dünyasında yaşamıyor mu- yuz? Once zenginler daha zenginleşecek (maşallah G-7 ülkelerinin durumu son yıllarda hiç fena değil) sonra bu, yukandan aşağıya doğru damla damla yoksullara akacak. Biraz bekleyebıliriz. Ne var ki ge- çen yıl 100 milyar vaat ettiler borç indirimi için, çıka çıka 15 milyar çıktı. Bu arada, beklerken, her hafta 130.000 çocuk, ilaçsızlıktan, açlıktan ve sağlıklı iç- me suyu yokluğundan ölmeye devam etti. Bu tür müstehcenliklere ek bir de utanmazca bir gururia zirvenin başansı olarak ileri sürülen gariplik- ler var. ömeğin G-7, yoksullarla zenginler arasında- ki "dijital uçurvmu" kapatacak önlemlere önem ve- recekmiş. Şimdi, "Dünyanınyoksul ülkelerinde doğ- ru dürüst telefon, elektrik, içme ve temizlik suyu sis- temleriyok, ama bunlara Intemetgetirecekler, bune biçim gariplik, insanlar Intemet ve bilgisayar mı yi- yecekter?" demeyin, "Ah! Ekonominin yasalan kar- deşrm, sen de hiçbir şey bılmiyorsun" derier, mah- cup olursunuz. Telefon, elektrik ve su için kabto, boru dosemek gerekir. Halbukı teknoloji hızla kablosuz, uydu yoluy- la iletişime doğru gidiyor. Internet getirmenin mali- yeti bir şey değil. Bilgisayar hızla ucuzluyor, hele bir yıl eskidi mi hurda fiyatına... Nasıl çalışacaklar, de- meyin. Daha şimdiden, çok ucuza, kurma (zembe- reklO sistemlerie çalışan radyolar var. Çok yakında bu sistemlerin gücü bilgisayarlan besleyecek düze- ye ulaşır. "Sende hiçbirşey beğenmiyorsun kardeşim. Bak, ABD, Afrika ülkelerine AIDS'le mücadele etmeleri için 1 milyar dolar vaat etmiş." Öyle ama, bu para- nın hepsi ABD'den ilaç almak ıçın kullanılmak zorun- da. "Olsun. İlaç şirketlen bu anlaşma bağlamındafî- yatlan yüzde 75 indırmeye, ömeğin AZT'yi iki dola- ra satmaya söz vermedilermi?" Ama bu da bir baş- ka ikiyüzlülüğün göstergesi. Bu ilaçlan zaten bu dü- şük fiyatlara Arjantin ve Brezilya'dan ithal etmek mümkündü. Önce, DTÖ telif haklan yasalan yoluyla bu yolu kapadı, sonra da aynı fiyata kendileri satı- yorlar. "Ne yani, bu kadaryatınm yaptılar bu şin\et- ter, patent haklannı konımasınlar mı?" Korusunlar (hadi milyonlarca insanın yaşamı söz konusu olun- ca patentin ne anlamı var demeyelim) ama, bu şir- ketler, ömeğin AZT'yi üreten Glaxo-Well bu ilacı kendi bulup geliştirmedi ki. İlaç ilk kez 1964'te ABD Sağlık Bakanlığı'nca gelıştirildi. Glaxo bunu kediter- de kullanmak için satın aldı. llacın AIDS'e karşı fay- dalı olduğu tesadüfen ortaya çıktı. Bunun deneyle- rini bile Glaxo yapmadı, hatta yapmayı reddetti. A- ma Glaxo gitti, Ingiltere'den, ilacın ABD Sağlık Ba- kanlığı bağlantısına hiç değinmeden, bir icat paten- ti aldı... Işte size, hem bir serbest ticaret dersi, hem de DTÖ'nün patent vetelif haklan imtiyazlannın (par- don dilim sürçtü, yasasının diyecektim) nasıl kulla- nıldığına ilişkin bir ömek (The Observer 23/07). Ha, az daha unutuyordum. Afrika ülkeleri ABD'den her yıl alacaklan bir milyar dolarlık krediyi ticari faiziyle birlikte geri ödeyecekler... (age) Ha, az daha unutu- yordum: Kablosuz ıletişim piyasasının yüzde 72'sin- de 5 BatHı şirket egemen (WSJ 24/07). Tarihin Antoinette'ye verdiği keskin cevabı hatıriı- yor musunuz? Aynntılan için bakınız: iki Kentin Hi- kâyesi. Bilirkişi raporuna sanıklardan itiraz tstanbul Haber Servi- a- Bağdat Caddesi'nde meydana gelen trafik kazasuıda Erdem Cela- sun ile SeHn Urasın öiü- mûne neden olduğu ge- rekçesiyle yargılanan Baran Balaoğhı'nun du- ruşmasında taraflar, 10 Temmuz'da yapılan ke- şif sonrası hazırlanan bi- lirkişi raporuna ıtiraz et- tiler. Kadıköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen oturumatutuklu sanık Baran Balcıoğlu, müdahiller Mustafa Bo- ray Uras, SalimCelasun. Arzu Celasun ile taraf- lann avukatlan katıldı. Oturumda okunan bilir- kişi raporunda sanık Balcıoğlu, trafik ışıgını dikkate almadıgı, hız kurallanna uymadığı ge- rekçesıyle II8 oramnda kusurlu bulundu. Mah- keme, Adli Tıp Kuru- mu'ndan görüş alınması için otunımu erteledi. ' Dunışma sonrasmda Selin Uras'ın babası Bo- ray Uras, "Keşke insan- hktanpayınıabnışinsan- lar muhatabımız obay- (h"dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle