Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 TEMMUZ 2000 ÇARŞAMBA
HABERLER
Yavuz Bingöl,
Rumelihisarı'nda
• tstanbul Haber Servisi -
Halk Müziği sanatçısı
Yavuz Bingöl, sevenlerini
önceki gece
Rumelihisan'ında
buluşturdu. Hayranlannı
türküleriyle coşturan
Bingöl, teknik bir anza
nedeniyle konserine yanm
saat ara vermek zorunda
kaldı. Anzarun
giderilmesüıin ardından
türkülerini söylemeye
devam eden Bingöl,
Rumelihisannuı büyülü
atmosferinde
dinJeyicilerine hoş anlar
yaşattı. Yavuz Bingöl 'ü
Rumelihisan'nda
dinlemeye gelenJer
arasında eski CHP
milletvekili Mustafa Kul
ve sanatçı Ali Rıza
Binboğa da bulunuyordu.
ABiiyefğf
yolunda yenî
adımlap
• AıNKARA (AA) - Çocuk
haklannın kullanümasına
ilişkin Avrupa
Sözleşmesi'nin
onaylanmasının uygun
bulunduğuna ilişkin yasa
tasansı, TBMM
Başkanlığı'na sunuldu.
Avrupu Sözleşmesi, BM
Çocuk Haklan
Sözleşmesi'nin çocuklann
haklannın uygulanması
amacıyla taraf devletlere
her türlü yasal, idari ve
diğer önlemleri alma
yükümlülüğü getiren
4'üncü ve çocuğun her
konuda görüşlerini ifade
etme hakkına ilişkin 12'nci
maddelerin uygulamaya
geçinlmesi anlayışına
dayanıyor.
Rus gazetesHn
kkfiası
• MOSKOVA(AA)-
Rusya'da yayunlanan Novi
Izvestiya gazetesi,
Rusya'mn PKK'ye
desteğini kestiğini ve
bunun kanıtlannın Türk
tarafına sunulduğunu iddia
etti. Gazetenin dünkü
sayısındaki Türkiye'nin
helikopter ihalesiyle ilgili
olarak verdiği haberde
ihale hacmınin 4-4.5
milyar dolar tutannda
oldugu ve Moskova'nın bu
paraya büyük umutlar
bağlandığının ispatlan
olduğu belirtilerek
Rusya'nın geçmişte
PKK'ye verdiği "ilan
edilmemiş desteği" kestiği
iddia edildi.
Adana'da 'çete
1
operasyonu
• ADANA (AA) - Adana
Emnıyet Müdürlügü
Organize Suçlar Bürosu
ekiplerince, esnaf ve
hamallardan tehditle para
topladıklan belirlenen 14
kişi gözaltına alındı.
Sanıklara "harac" adı
altında para topladıklan
yerlerde tatbikat
yaptınlarak vatandaşlarla
yüzleştirildi.
Yakalanarüarla birlikte
esnafı korkutmak ve
sindirmek amacıyla
kullanıldığı belirtilen iki
tabanca, bıçak, satır ve
sopalar bulunduğu ve ilgili
3 kişinin daha
yakalanmasına çalışıldığı
bildirildi.
Devletmadalyası
• ANKARA(AA)-
TBMM'ye sevk edilen
"Madalya ve Nişanlar
Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Yasa
Tasansı"na göre, kendisine
2933 sayılı yasa uyannca
madalya verilmiş olanlann
kendileri ile bunlardan
ölenlerin dul ve yetimlerine
geriye yönelik hak
doğurmamak kaydıyla,
yasanın yürürlüğe girdiği
tarihi takip eden aybaşından
itibaren aylık bağlanacak.
Aylıklar vergi ve kesintiye
tabi olmayacak.
Belediyede Kudüs Orchısıı
1111flitanıUMUT operasyonu sanıklanndan Murat Nazlı ve babasının FP'li
Gökçek yönetimindeki Ankara Belediyesi'nde çalıştığı ortaya çıktı
ALPERBAIJLI
ANKARA - UMUT operasyonu sanık-
lanndan Murat Nazh'nın, FP'li Metih
Gökçek yönetimindeki Ankara Büyükşe-
hir Belediyesi "nde güvenl'Jc görevlisi ola-
rak çalıştığı ortaya çıktı. Nazh'rnn baba-
sı Ismail İNazfa da EGO Idari Işler Bölü-
mü'nde şube müdürü. Eniştesi Rüştü Ay-
rufan ise Prof. Ahmet Taner Kışjan'nm
katledildiği suikastta otomobile bombayı
yerleştirdigi suçlamasıyla aranıyor.
UMUT operasyonu davası dosyasında
yer alan ifade ve belgeler, Kudûs Ordusu
örgütüne üye militanlann bağlantılan ko-
nusunda yenı aynntılan gün ışığına çıkar-
dı. Irticai sermayeli şirketlere usulsüz ak-
tanlan paralar nedeniyle hakkında çok sa-
yıda soruşturma bulunan FP'li Gökçek
yönetimindeki Ankara Büyükşehir Bele-
diyesi'nde çalışan Murat Nazlı, Ankara
Emniyeti'ndeki ifadesinde, Iran'daki fa-
aliyetlerini aynntılanyla anlattı. Nazlı'nm
ifadesi ana hatlanyla şöyle:
Örgüte Özmen kazandırdı: 1988 yılın-
da "TeJdn" kod adlı Ferhan Özmen'i, sı-
nıf arkadaşı olan amcam Saduüah Nazh
aracılığıyla tanıdım. Ozmen'le samimi-
yetimiz ilerledi, bu sırada bana tslami ko-
nularda dersler vermeye başladı. Müslü-
manlann içine düştüğü durumlardan bah-
sederek bir şeyler yapılması gerektiğinden
bahsediyordu. Özmen'i mahalleden tanı-
dığım Oğuz Demir'le (Mumcu suikastın-
da bombayı otomobile yerleştirdigi ge-
rekçesiyle aranıyor) sık sık bir arada gö-
rüyordum. Özmen aracılığıyla Necdet
Yüksdle (Mumcu ve Kışlalı suikastlan-
nm kılit ismı, tutuklu) tanıştınldtm. Bu
ilişkıler ve dersler sonunda lsjami bir dev-
let kurulması noktasında tran rejimini be-
nimsemeye başlamamla Kudüs Ordu-
su'na kazandmlmış oldum.
Iran'da askeri eğitiın: tran rejimini be-
nimsemeye başladıktan sonra 1988 yılı
sonlanna doğru Ferhan Özmen bana
Iran'a giderek tslama hizmet etmek için
askeri eğitim almak ısteyip istemediğimi
sordu. Ozmen'in talimatıyla, Adil Aydm
ile birlikte Ankara'dan karayolunu kulla-
narak Ağn'dan Gürbulak Sınır Kapı-
sı'ndan Iran'a geçtik. ozmen'in verdiği ir-
tıbat telefonunu aradık. Muhammed ile
görüştük. Muhammed gelıp bizi Tah-
ran'm kuzeyinde bulunan bir villaya gö-
türdü. Burada yaklaşık 1S gün kadarsilah-
lı eğitim aldık. Askeri eğiumi, Azeri Türk-
çesiyle konuşan Ali veriyordu. Eğitimi-
mizde Kolt, Smith Wesson gibi tabanca-
larla Kalaşnikof, Uzi gibi uzun namlulu si-
lahlar hakkında teorik bilgi verilerek atış
yaptınldı.
Sakar terörist: Eğitim sırasında incele-
mek üzere elime aldığım Smith Wesson
tabancayı kazara patlattım. Eğitmenler-
den ikaz aldnn. Bomba eğitimi için Kum
kentine yakın bir yerde bulunan boş bir
alana gittik. TNT ve C-4 patlayıcılardan
oluşan birkaç bomba patlatılarak tahrip
gücü bize gösterildi. Eşyalar arasmda bu-
lunan bir tabancayı alıp incelerken silah
patladı, bu yüzden eleşnrildim. Bize, fun-
ye bağlama işlemleri gösterildi.
'Görev bekfedik': Eğitimin bitmesinin
ardından form doldurup îran'dan aynldık.
Ankara'ya döndük. Ferhan özmen'den
uzun süre görev bekledik, ama vermedi.
Bu arada aramızsoğudu. 1991 yüindaev-
lendim. Evlendikten sonra Bilkent Üni-
versitesi Yurt Müdürlüğû'nde işe girdim.
UMUT operasyonu soruşturması
Ozmen'in bomba
uzmanı olduğu
doğrulandı
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - UMUT
operasyonu soruşrur-
ması sırasında bombalı
suikastlan üstlenen Ku-
düs Ordusu militanı
"Tekin'' kod adlı Fer-
han Ozmen ın anlatım-
larını değerlendiren
emniyet bilirkişisi, sa-
nığın bomba konusun-
da uzman olduğunu
doğruladı.
Ankara DGMSavcılı-
ğı'nın istemi üzerine
Emniyet Genel Müdür-
lüğü Kriminal Polis La-
boratuvarlan Daire Baş-
kanlığı Bomba Incele-
meleri Şube Müdür Ve-
kili, bomba imha uzma-
nı CengizÖzdemir tara-
fından hazırlanan 7
Temmuz 2000 tarihli bi-
lirkişi raporunda, Sin-
can'da ele gcçırilen mal-
zemelerden uzaktan ku-
manda cihaz kullanım
kılavuzu, C-4 kutusu ve
uzaktan kumanda cihazı
kullanma kılavuzunun iç
sayfalannda Ferhan Oz-
men'in parmak izlerinin
bulunduğu belirtildi.
Raporda, sanığın eks-
pertiz raporlan ve kamu-
oyuna yansıyan bilgileri
edinerek olaylar hakkın-
da bilgi sahibi olacak bir
insanın anlatımlanndan
çok daha aynntılı ve ay-
dınlatıcı bilgiler verdiği
vurgulandı.
Raporda, tek tek olay-
lar irdelenerek Ferhan
Ozmen'in savcı Hamza
Keleş'e anlatımlan doğ-
rultusunda bomba üre-
tim bilgisi şöyle değer-
icndınldı:
Bahriye Üçok: Sanık,
"„. bir kitabm içini oy-
dum ve bombayı kitabm
içine yerieştirdim. Bom-
ba içüıde patiavıcıolarak
C-4'ü kuilandım. Kur-
tutana sistemini mandal
ile sağladım. Khap açıl-
dığmda patlayacak şekü-
de mandalı ayarlamış-
üm" diyor.
Üçok suıkastının ar-
dından olay yennden
toplanan parçalar ve ha-
zırianan ekspertiz rapo-
ru, olaym oluş şekli ile
ilgili görüşleri sanığın
anlatımlan ile büyük
oranda örtüşmektedir.
Uğur Mumcu: Mum-
cu suıkastının ardından
olay yerinde inceleme
yapan uzman ekiplerin
raporuna göre, bombada
kullanılan mıknatıs ve
misina bulunmuş ve pat-
layıcı madde tespit edil-
mıştir. Bombamn araba-
nın hareketi ile patlaya-
cak harekete duyarlı bu-
bi tuzaklı bir bomba ol-
duğu tespit edılmiş, ça-
maşrr mandalı kullanıl-
mış olabileceği kanaati
bildirilmiştir.
Ancak arabanın yerin-
den hareket etmediği
varsayılarak harekete
duyarlı bombamn patla-
ması için gerekli olan
hareketin, arabanm o an-
da harcket eden bir par-
çası üzennde durulmuş
ve maktulûn arabaya
bindikten sonra yaptığı
hareketlerdikkate alına-
rak ve bombamn konul-
duğu kanaati oluşmuş-
tur.
Ahmet Taner Kışlah:
Suikastın ardından uz-
man ekiplerce hazıria-
nan ekspertiz raporun-
daki değerlendirmeler,
bombanın çalışma siste-
mı, bombamn konuldu-
ğu yer ve ele geçen par-
çalarla sanık anlatımlan
karşılaştınldığında tam
olarak birbirleriyle ör-
tüştükleri görûunekte-
d.r.
KAZANDIK
TENATILfiK
İ
hayatı durduracak
Tûıit-İş'erjağiıBekdiye-tşSendJkasLİstanbuJBö-
yükşehirBelediye Başkanlığı ik süren toplu iş söz-
leşmesi görüşmelerinin bugüne dek sonuçlanma-
ması üzerine grev kararuu asti. Yaklaşık 2 bin iş-
çi grev karannı asmak için dün Saraçhane Par-
İa'ndan Büyükşehir Belediye Başkanlığı binasına
dek yürüdüler. "tşçiyiz, hakbyız, kazanacağu",
" Yaşasuı işçilerin birtiği
n
sloganlannı atan işçiler,
"tşte adil duzen" ve
u
tşten atüdun isimi istiyo-
rum* yazıhdöviztertaşıdılar. Bekdiye-lşSendika-
9 Başkan Yarduncısı Mustafa Sohnaz, 20 Ağus-
tos'a kadaranlaşma sağlanamaması dunımunda
Istanbui, Izmir ve Antafya Büyükşehir bekdrye-
lerinde çahşanişçilerinaynı gün veayııısaatte gre-
ve gideceklerinibdirtri Adana MerkezDçe Bek-
divesi Seyhan'da da grevin tarihi behrtendL Noter
araahğryla Belediye Başkanhğı'na, 7 Ağustosta
grevin başiayacağmı bildirdiklerini belirten Ge-
nel-tş 2 No'lu Şube Başkanı Kemal Aslan, yakla-
şık 600 bin kişinin \aşadığı kenttegrevin başlama-
sıyla birlikte önceükle her gün toplanan 1250 ton
çöpün ortada kalacağuu, Adana'nın birkaç gün
içinde "çöplük kent" görünümüne girecegini söy-
ledL (Fotograf: KAAN SAĞANAK)
ÖSS sonuçları bugün açıklamyor
tstanbul HaberServisi -Yaklaşık 1.5 milyon üniver-
site adayının heyecanla beklediği Öğrenci Seçme Sı-
navı (ÖSS) ve Yabancı DÜ Sınavı (YDS) sonuçlan bu-
gün açıklamyor. Sonuçlar Internet ve 900'lü hatlann
yanı sua bu yıl ilk kez WAP uyumlu cep telefonlann-
dan ve cep telefonlarınm kısa mesaj servislerinden de
öğrenilebilecek. Tûrkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin
"Sınav Sonuç Gazetesi" ise yann yayımlanacak.
TGC'den yapılan açıklamaya göre. Sınav Sonuç
Gazetesi 500 bin liradan satışa sunulacak.
ÖSS sonuç belgelerinin, adaylann adreslerine pos-
talanması işlemine yanndan itibaren başlanacak.
Adaylann 2000-ÖSS sonuçlanm öğrenebilecekleri
Internet adresleri şöyle:
http://oss.osym.gov.tr
http://oss2000.osym.gov.tr
http://oss2000-a.osym.gov.tr
http://oss2000-b.osym.gov.tr
Telefon numaralan: 0900-909 1147, 0900-909
1148. 0900-910 1001. 0900 910 1002.
WAP uyumlu cep telefonlan: http://wap.osyrn.gov.tr
Cep telefonlan kısa mesaj servisi: Telsim: 7070,
Turkcell: 1111.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Zeugma'nın Birecik Bara-
jı'nın sulan aftında kaian bölü-
münü son gün görmüştük. Ora-
daki mozaiklen'n birkısmı çıka-
nlmış ve Gaziantep Müzesi'ne
taşınmışt. O mozaiklerin de bir
kısmını rnüzede izleme olanağı
bulmuştuk. Her şey içler acısıy-
dı. Mozaikler kurtanlsa bile,
şehrin villalan ve limanındaki
ofis binalan sular attında kaldı.
Villalann önündeki fıskiyeler,
şehrin hâlâ sapasağlam duran
su şebekeleri gitti. Şehrin en
önemli bölümü gitti. Üstelik40-
50 yıl sonra işlevini tamamlaya-
cak bir baraj için. Kurtanlan mo-
zaikler dünyanın en etkili ve en
kıymetli hazineleriydi. Bir iki ta-
nesi müzede sergileniyordu,
geri kalanı müzenin bahçesin-
de kaderine terk edilmişti.
Kazı sırasında çıkanlmış bir
mozaik tablonun bir parçası yıl-
lar önce ABD'ye kaçırılmıştı.
Söylendiğine göre Türkiye bu
parçayı 10 milyon dolara geri
almıştı. Zeugma mozaiklerinin
önemi, kullanılan taşlardan ve
mozaik parçalannın küçükJü-
ğünden geliyordu. Antakya Mo-
zaik Müzesi'ni gezenler bilirler
Fransızlann 1920'lerde ortaya
Zeugma'ya Yüz Gün ve 'Gri Adamlar'
çıkanp müzeye taşıdıklan bu
mozaikler; bir tarih hazinesi de-
ğerinde. Antakya'da sergilenen
mozaikleri oluşturan küçük taş
parçalannın birinin bir kenannın
uzunluğunun 1.5 santjmetre ol-
duğu ve taşlann belli renklerte
sınırlı olduğu söyieniyor.
Zeugma mozaiklerinin her bir
taşının boyu 1 santimetrenin al-
tında ve Fırat Nehri'nin doğal
taşlanndan çıkanlan 12 renge
sahip. Bu kadar küçük taş par-
çacıklanndan ve bu kadar zen-
gin renklerden oluşan mozaik
tablolannı seyretmenin ne ka-
dar keyifli olduğunu Gaziantep
Müzesi'ni gezerken hissettik.
Ancak Gaziantep Müzesi'ni ge-
zerken bir gerçeğin daha farkı-
na vardık: Bu mozaik tablolar
Fırat kryısındaki villalann bah-
çesinde bir halı güzelliği içinde
duruyordu. Onlar durduktan
yerde bir anlam ifade ediyorlar-
dı. Üstelik villalar bütün canlılı-
ğıyla ortadaydı, eğer orası su-
lar altında kalmayıp da mozaik-
ler orada sergilenmiş olsaydı,
burası birtarih ve sanat harika-
sı olarak bütün dünyayı oraya
çekerdi.
Şehrin birinci bölümü böyte-
ce gitti. Şimdi sular bir k/yım
makinesi gibi adım adım şehrin
ikinci bölümüne tırmanıyor. Ar-
keologlar, müzeciler, bir şeyieri
daha kurtarabilmek için zama-
na karşı yanşıyorlar. Sonuçta bu
bölüm de kısa bir süre sonra
sulann derinliğine gömülecek.
Bu insanlar hiç olmazsa bir şey-
leri daha kurtannz diye çabalı-
yoriar. Dünkü gazetelerde bu in-
sanlann çığlığını duyunca yüre-
ğimde bir şeylerin koptuğunu
hissettim. Tarih yıkıcılannı gö-
rünce, Michael Ende'nin Mo-
mo romanındaki "gri adamlar"ı
anımsadım.
Kimdi bu adamlar, ellerinde
yok etme makinesi hertürlü ta-
rihi vetoplumsal değerimizi yok
etme hakkını kendilerinde görü-
yorlardı diye düşündüm. Bunla-
ra hiçbir zaman dur diyemiyo-
ruz. Onlar bizim kadenmize, ge-
leceğimize hükmediyoriar, biz
buna itiraz bile edemiyoruz.
Halfeti, koca bir tarihi kent su-
lar altında kaldı. Kimse Halfeti-
lilere bunlan yaparken sormadı
bile... Dünyanın hangi uygar ül-
kesinde 30-40 bin insan, onlar
istemeden, onlara rağmen yer-
lerinden yurtlanndan edılebilir-
ler? Türkiye'de edilebilir, bunu
bütün dünyaya bir kez daha ka-
nıtladık.
Halfeti'nin sular altında oldu-
ğu günlerde, gazetelerde yeni
bir haber yer aldı.
Bu habere göre bu kez Tun-
celi'de MunzurÇayı'ntn üzerine
baraj kurulacakmış. 8u baraj da
Tunceli'nin en önemli yörelerini
sular alhnda bırakacakmış.
Tunceli'nin ilçeleriyte irtibatı ke-
silecekmiş. insan birden şüp-
heye düşüyor Acaba bütün
bunlan hâlâ "teröıie mücade-
te'nin bir parçası olarak mı ya-
pıyorlar? "Bunlan birsu altında
bırakalım, yersizyurtsuzkalsın-
lar da görsünler günlerini" mi
demek istiyorlar?
Bütün bunlann kötü niyetli ol-
duğunu düşunebilirsiniz. Bu ka-
dar acayip ve yok edici işleri gö-
rünce bunlan düşünmeden
edemiyorum.
•••
Zeugma için 100 gün istiyor-
lar. Birilerine bunun için yalvan-
yoriar, "Ne olur 100 gûn daha
verin" diyorlar. Bundan onlann
hiçbir çıkan yok. "Bu ûlkenin bir
zenginliğinin hiç olmazsa bir
kısmını kurtarmamıza zaman
tanıyın" diyerek kapı kapı dola-
şıyorlar. Şimdi birtakım "gri
adamlar" düşünüptaşınıp "Ba-
kalım, bir düşünelim" diye ce-
vap verecekter. Kim bunlar, bu
ülkenin sahipliğini onlara kim
verdi? Bütün tarihi sular attında
bırakmak yetkisini nereden al-
dılar? Galatasaray-leeds Uni-
ted maçı öncesi Istanbul'da In-
giliz taraftannın kalbine btçak
saplanırken onlara destek olu-
yoriardı. Şimdi Ingilizler yok
Bodrum'da. Turizm, Türkiye'de
iflas noktasında. Işte bu "gri
adamlar" o zaman da katillerin
arkasındaydılar. "Zeugma'ya
100 gün daha verir misiniz" di-
ye onlara yalvanyoruz, o "gri
adamlar'a. Düşünecekler, "ül-
kenin devleti ve milletiyle bö-
lünmez bütünlüğünü dikkate
alamk" bir karar verecekler. Biz
de bekleyeceğiz.
GLOBALPOLİTtKÜLTÜR
ERGtN YILDIZOGLU
Bonek, Su, İlaç Yok!
İnternet Verelim mi?
Okinavva zirvesiyle ilgili haberieri izterken Charles
Dickens'in IkiKentin Hikâyesi romanını hatırtadım.
Dickens romanı şu unutulmaz satıria açar: "Zaman-
lardan en iyisiydi! Zamanlardan en kötüsü..." Fran-
sc Devrimi'nin az öncesine, Paris'e götürür bizi, yok-
sulfuk, açlık içinde kıvranan büyük çoğunlukla, on-
lann sorunlanna yabancı, aldımnaz, alabildiğine ap-
tal bir aristokrasinin patlamak üzere olan dünyası-
na... Kraliçe Marie Antoinette'in "Ekmek bulamı-
yorlarsa pasta yesinler" dediğı o garip dünyaya.
Okinavva'da ağırianmalan için yanm milyar do-
lardan fazla para harcanan, G-8 liderieri, en yoksul
ülkelerin eğitim, sağlık, Internet gereksinimlerini na-
sıl karşılayacaklanna ilişkin bol aynntılı (Fred Bergs-
ten'in deyimiyte neredeyse bakkal defteri gibi) bir lis-
te üzerinde anlaştıktan sonra kapanış yemegıne çe-
kildiler. Yemeğe istakoz, ördek, yengeç ve havyarta-
bağıyla başladılar. Bunu pirinç içinde kavrulmuş ku-
rumuş deniz hıyan izledi. Arkasından yayın balığı ve
kırmızı patates ile doldurulmuş tempura (yağda ha-
frfçe kızartılan pirinç kâğıdından küçük mantılar) gel-
di. Gece kavunla kapandı. Yemekte Grand Cru
Chablis şarabıyla (1995 vaudesir) 1996 Opus One
şampanyası içildi.
Birçok göziemci, 1998'de yalnczca 7 milyon doJa-
ra patlayan Birmingham zirvesinden bugüne ne ol-
du da zirvenin değeri yanm milyan aştı diye kendi
kendine sormadan edemedi. Devlet büyüklerinin
önemini kavramaktan aciz kimi kötü niyetlıler, bu pa-
ranın herhangi bir Afrika ülkesinin tüm mali sorunla-
nm çözebileceğini (bu para, sel felaketine rağmen hâ-
lâ yılda borç servisine 45 milyon dolar ödemek zo-
runda kalan Mozambik'i kurtarabilir, Gambiya'nın
tüm dış borçlannı iki kez ödeyebilir, ABD'nin tüm Af-
rika'ya vaat ettiği AIDS yardımının neredeyse yüzde
75'ini karşılayabilır) hatırlatarak, harcamayı müsteh-
cen bulduklannı ifade ettiler. Bunlara, bu adada otel
odalannın gecelik fiyatının 400 dolar civannda oldu-
ğu, zirveye renk katması için uzak diyarlardan uçak-
la getirilmesi gereken nadide bitkiler hatıriatıldı ve de
güvenliği sağlamak için alarma geçirilen 22.000 po-
lisle sekiz savaş gemisi...
Neyse, küreselleşme dünyasında yaşamıyor mu-
yuz? Once zenginler daha zenginleşecek (maşallah
G-7 ülkelerinin durumu son yıllarda hiç fena değil)
sonra bu, yukandan aşağıya doğru damla damla
yoksullara akacak. Biraz bekleyebıliriz. Ne var ki ge-
çen yıl 100 milyar vaat ettiler borç indirimi için, çıka
çıka 15 milyar çıktı. Bu arada, beklerken, her hafta
130.000 çocuk, ilaçsızlıktan, açlıktan ve sağlıklı iç-
me suyu yokluğundan ölmeye devam etti.
Bu tür müstehcenliklere ek bir de utanmazca bir
gururia zirvenin başansı olarak ileri sürülen gariplik-
ler var. ömeğin G-7, yoksullarla zenginler arasında-
ki "dijital uçurvmu" kapatacak önlemlere önem ve-
recekmiş. Şimdi, "Dünyanınyoksul ülkelerinde doğ-
ru dürüst telefon, elektrik, içme ve temizlik suyu sis-
temleriyok, ama bunlara Intemetgetirecekler, bune
biçim gariplik, insanlar Intemet ve bilgisayar mı yi-
yecekter?" demeyin, "Ah! Ekonominin yasalan kar-
deşrm, sen de hiçbir şey bılmiyorsun" derier, mah-
cup olursunuz.
Telefon, elektrik ve su için kabto, boru dosemek
gerekir. Halbukı teknoloji hızla kablosuz, uydu yoluy-
la iletişime doğru gidiyor. Internet getirmenin mali-
yeti bir şey değil. Bilgisayar hızla ucuzluyor, hele bir
yıl eskidi mi hurda fiyatına... Nasıl çalışacaklar, de-
meyin. Daha şimdiden, çok ucuza, kurma (zembe-
reklO sistemlerie çalışan radyolar var. Çok yakında
bu sistemlerin gücü bilgisayarlan besleyecek düze-
ye ulaşır.
"Sende hiçbirşey beğenmiyorsun kardeşim. Bak,
ABD, Afrika ülkelerine AIDS'le mücadele etmeleri
için 1 milyar dolar vaat etmiş." Öyle ama, bu para-
nın hepsi ABD'den ilaç almak ıçın kullanılmak zorun-
da. "Olsun. İlaç şirketlen bu anlaşma bağlamındafî-
yatlan yüzde 75 indırmeye, ömeğin AZT'yi iki dola-
ra satmaya söz vermedilermi?" Ama bu da bir baş-
ka ikiyüzlülüğün göstergesi. Bu ilaçlan zaten bu dü-
şük fiyatlara Arjantin ve Brezilya'dan ithal etmek
mümkündü. Önce, DTÖ telif haklan yasalan yoluyla
bu yolu kapadı, sonra da aynı fiyata kendileri satı-
yorlar. "Ne yani, bu kadaryatınm yaptılar bu şin\et-
ter, patent haklannı konımasınlar mı?" Korusunlar
(hadi milyonlarca insanın yaşamı söz konusu olun-
ca patentin ne anlamı var demeyelim) ama, bu şir-
ketler, ömeğin AZT'yi üreten Glaxo-Well bu ilacı
kendi bulup geliştirmedi ki. İlaç ilk kez 1964'te ABD
Sağlık Bakanlığı'nca gelıştirildi. Glaxo bunu kediter-
de kullanmak için satın aldı. llacın AIDS'e karşı fay-
dalı olduğu tesadüfen ortaya çıktı. Bunun deneyle-
rini bile Glaxo yapmadı, hatta yapmayı reddetti. A-
ma Glaxo gitti, Ingiltere'den, ilacın ABD Sağlık Ba-
kanlığı bağlantısına hiç değinmeden, bir icat paten-
ti aldı... Işte size, hem bir serbest ticaret dersi, hem
de DTÖ'nün patent vetelif haklan imtiyazlannın (par-
don dilim sürçtü, yasasının diyecektim) nasıl kulla-
nıldığına ilişkin bir ömek (The Observer 23/07). Ha,
az daha unutuyordum. Afrika ülkeleri ABD'den her
yıl alacaklan bir milyar dolarlık krediyi ticari faiziyle
birlikte geri ödeyecekler... (age) Ha, az daha unutu-
yordum: Kablosuz ıletişim piyasasının yüzde 72'sin-
de 5 BatHı şirket egemen (WSJ 24/07).
Tarihin Antoinette'ye verdiği keskin cevabı hatıriı-
yor musunuz? Aynntılan için bakınız: iki Kentin Hi-
kâyesi.
Bilirkişi raporuna
sanıklardan itiraz
tstanbul Haber Servi-
a- Bağdat Caddesi'nde
meydana gelen trafik
kazasuıda Erdem Cela-
sun ile SeHn Urasın öiü-
mûne neden olduğu ge-
rekçesiyle yargılanan
Baran Balaoğhı'nun du-
ruşmasında taraflar, 10
Temmuz'da yapılan ke-
şif sonrası hazırlanan bi-
lirkişi raporuna ıtiraz et-
tiler. Kadıköy 2. Asliye
Ceza Mahkemesi'nde
görülen oturumatutuklu
sanık Baran Balcıoğlu,
müdahiller Mustafa Bo-
ray Uras, SalimCelasun.
Arzu Celasun ile taraf-
lann avukatlan katıldı.
Oturumda okunan bilir-
kişi raporunda sanık
Balcıoğlu, trafik ışıgını
dikkate almadıgı, hız
kurallanna uymadığı ge-
rekçesıyle II8 oramnda
kusurlu bulundu. Mah-
keme, Adli Tıp Kuru-
mu'ndan görüş alınması
için otunımu erteledi. '
Dunışma sonrasmda
Selin Uras'ın babası Bo-
ray Uras, "Keşke insan-
hktanpayınıabnışinsan-
lar muhatabımız obay-
(h"dedi.