23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2S TEMMUZ 2000 SAU CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cem'denlrak Türkmenlerine destek • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Dışişlen Bakanı Ismaıl Cem, dün Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanvekili Seran Kasap ve beraberindeki heyeti kabul etti. Cem, 11 Temmuz'da Erbil'deki ITC merkezıne yapılan saldınnın sorumlulannın bulunması içın bakanlık olarak bazı girişimlerde bulunulduğunu anunsatarak sonuç alınması ıhtımalının ortaya çıküğını söyledi. Cem, Türkiye'nin Irak Türkmenlerine verdiği desteğin artarak süreceğini kaydetti. Yabana duşmsnksı • BERLÎN(AA)- Almanya'da hükümet ortağı Birlik 90/Yeşiller Partisi milletvekili Cem Özdemir, Doğu Alman politikacılannı, yabancı düşmanlığına karşı "çok gevşek davranmakla" suçladı. Aşın sağcı eylemlere gerekçe olarak işsizliğin gösterildiğine dikkati çeken Özdemir, "bunun da birçok işsiz için hakaret anlamına geldiğini" söyledi. Yabancılara yönelik saldınlann gerçekte hiçbir zaman sona ermediğini, şans eseri birçok olayda ölen olmadığını belirten özdemir, "Doğu Almanya'daki kardeşlenmıze anayasanın ülkenin her köşesinde geçerli olduğunu anlatmak zorundayız" dedi. Pomak ve Torbeş Türkocnçleri • ANKARA (AA)- Devlet bakanlan Abdülhaluk MehmetÇay ve Ramazan Mirzaoğlu ile Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu, lOgünlükbırgezı programı çerçevesinde Türkiye'de bulunan bir gnıp Pomak ve Torbeş Türk gençleriyle Kocatepe Camii Konferans Salonu'nda bir araya geldiler. Bakan Cay, Türkiye'nin hiçbir ülkenin toprağıııda gözü olmadığını, ancak Türkiye dışında yaşayan Türk soydaşlan ve Türk varlığının devamı ve haklanmn korunmasırun da her zaman takipçisi olacağım söyledi. AiGünday amsmaödül • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanvekili Avukat Burhan Karaçelik, Gümüşhane Baro Başkam Ali Günday'm şeriatçı saldın sonucu öldürülüşünün 5. yılı nedeniyle yaptığı açıklamada, her yıl "Ali Günday Yüın Hukukçusu Seçimi" yapılacağını ve ilk seçimin de 2001 yılmda olduğunu bildirdi. ABD'ıin Güneydoğu ügisi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Güneydoğu'ya ügisi her geçen gün artan ABD, Büyükelçi Mark Parris'in bölgeyi ziyaretinin ardından Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde yaz enstitüsü programı oluşturdu. Çeşitli yörelerden gelerek Van'da buluşan 60 öğretim üyesine 23 Temmuz-4 Ağustos tarihleri arasında •verilecek seminerde, "Dünya toplumuna üye oimak için Ingılızce ögretimi" teması üzerinde yoğunlaşılacağı ögrenildi. ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın 312. maddede değişiklik atağı tartışılıyor Akarcah: Formül buhınıırANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Genel Başkam MesutYıhnaz, hak- kındaki Meclis soruşturmalan nedeniyle yıpranan ımajını, hükümet içinde "atak ve demokrat ortak" görüntüsüyle düzelt- meye çahşırken hükümet ortağı MHP'yi de köşeye sıkıştırma taktiği izleyecek. ANAP'ın yeni stratejisinin tartışıldığı ge- çen hafta sonundaki merkezkarar yönetim kurulu toplantısında Türk Ceza Yasasrnın 312. maddesme "MGK'den direnç oJdu- ğu" yönündeki açıklamalan ile çıkış ya- pan Yıhnaz, TBMM'nin yeni yasama yı- îında da hükümet ortaklanna önceukli ola- rak 312. madde değışıklığini götürmeyi planhyor. ANAP Genel Başkan Yardımcı- sı Bülent Akarcah, Yılmaz'ın konuyu ka- muoyunda tartışürmayı hedeflediğinı be- lirterek "ÇünkndüşünceözgüıiüğüAB'ye • ANAP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Akarcah, "Düşünce özgürlüğü AB'ye girişin şartı değil, AB normu. Önce bu tartışılır" dedi. girişin şartı değil, AB normu. Önce bu tar- oşdır, sonra da hükümet ortaklan bir for- mül bulur" dedi. ANAP Genel Başkam ve Başbakan Yar- dımcısı Yılmaz, gelecek dönem Türki- ye'nin AB üyeliğine zemin oluşturacak demokratikleşme projelerim gündeme ge- tirmeye hazırlanıyor. Geçen hafta sonu İs- tanbul'da partısinin MKYK toplantısında Türk Ceza Yasası'nın 312. maddesi ile il- gili çıkışıyla bunun ilk işaretini veren Yıl- maz, "demokratikleşmeye dönük mesaj- laria" hükümet ortağı MHP'yi de "köşe- yeskıştınna'' taktiği izleyecek. Bu çerçe- vede ANAP yönetimi, TBMM'nin yeni yasama yılmda Türk Ceza Yasası'nın 312. madde değışikliğıni önceliklı gündeme ta- şıyacak. Kurmaylanna 312. madde ve ölüm ce- zasının kaldırılmasına dönük çalışma ya- pılması talimatı veren Yılmaz, Meclis açıl- dığında önce hükümet ortaklanyla düşün- ce özgürlüğünün önündekı engelin kaldı- nlması için uzlaşma zemmi arayacak. Eğer ortak zemin oluşturulamazsa ANAP ayn bir yasa önensi olarak konuyu günde- me getirecek. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Bü- lent Akarcah, Yılmaz'ın. "demokratikleş- menİD gereğT olarak 312. madde değişik- liğinı gündeme getirdiğıne işaret etti. Par- ti olarak henüz bu konuda bir formülasyon ortaya koymadıklannı belirten Akarcalı, "Amaç, bu konuda kamuoyu oluşturmak. Formül, bir araya gelinir. bulunur. Önem- h' olan bu zeminin oluşmasT dedi. AB'ye girmeye hazırlanan Türkiye'de düşünce- nin hâlâ suç olmasının kabul edilemeye- ceğmi belirten Akarcah. "Sayın Yılmaz'm önerdiği, düşüncenin önündeki engelin kaikmasL Ama bu demek değildir ki, bö- hlcühığe karşıtedbirier kakürüsın. Bötücü- lüğe karşı düzentemeler yine konınacak- m*. Söylediğimiz,sadece düşüncenin suç ol- maktan çıkanlmasL Çünkü düşünce öz- gürtüğü AB'ye günnenin bir şarn değil, bir AB normu" dıye konuştu. Türk Tabipleri Birliği 'onarılmazyıkımlarayolaçacağı' görüşünde 'F tipi cezaevi kabul edflemez' • Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi tarafindan yapılan açıklamada, F tipi cezaevlerini kabul etmenin olanaksızlığına dikkat çekilerek bu yöndeki çahşmalann durdurulması istendi. ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi tarafindan yapılan açıklamada, "F tipi cezaevlerinin fiziksel, ruhsaL, sosyal aç> dan onanlmaz yıkımlara yol açtjğt" vur- gulanarak bu yöndeki çahşmalann dur- duruhnası istendi. Açıklamada, F tipi ce- zaevleriyle ilgili olarak Türk Tabipleri Birliği, Türkiye Barolar Birliği, Türk Mühendis ve Mimar Odalan Birliği ve insan haklan kuruluşlarmın da katılımıy- la ulusal düzeyde bir çalışma grubu oluş- turulması gereği üzerinde duruldu. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konse- yi tarafindan yapılan açıklamada, F tipi cezaevlerini kabul etmenin olanaksızlı- ğına dikkat çekilerek şu görüşlere yer verildi: " Yıllardır gündemde olan F tipi ceza- evlerine ilişkin tüm çabalanmıza karşı KJÖKDEMÎR-YEŞİLGÖRÜŞMESİ Demirel: Köşk'e geleni bilemem ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, danış- manı Hayreöin Gökdemir ın "Yeşfl" kod ad- h Mahmut Yıkünm ile görüştüğü iddiasını değerlendirken "Köşk'e Idm geldi, kim ghti, benim bflmem mürnkün değü. Onun o zaü görmeye geimesinde suç varsa yakasına ya|»- prtar" dedi. Demirel, gazetecilerin "Yeşfl'in Cumhurbaşkanhğı'na gittiğinnr iddia edil- diğini belirtmeleri üzerine, "Köşk'ün neresi- ne gebniş" diye sordu. Gazetecilerin "Hay- rettin Gökdemir'e gelmiş" sözleri üzerine Demirel, "Onu Hayrettin Bey'e sorun. Her adamdan ben sonımlu değflim" dedi. Demi- rel, Köşk'te yaklaşık 750 kişinin çalıştığını, bugünkü kayıtlara göre dün daha çok perso- nel olduğunu anlatttı. Eski cumhurbaşkanı, "Bir suçhı varsa yakasına yapışırlar" dedL (Fotoğraf: AA) FP lideri, 'Anayasal kurumlar millete hesap vermek zorunda' dedi Kutan: YOK hukuka başkaldırıyor Adalet Bakanlığı tarafindan düzenlenen toplantdar dahil, Türk Tabipler Birliği ve kamuoyu, konu hakkmda hiçbir şekü- de bilgilendirilnıemiştir. Kısa süre önce, ldmi basın organı temsilcUerinin Sincan F Tipi Cezaevi ziyaretlerinin yanı sıra Türk Tabipler Birliği ve bazı kunım temsikflerine ilk kez inşaaü tamamlan- makta olan KocaeH 1 No'lu F Tipi Ceza- evi'nde inceleme ve değerlendirme yap- ma imkâm olmuştur. İn- celeme sonucu, F tipi ce- zaevlerinin fiziksel me- kân olarak tüm detaylan fle kişileri izole etme/tecrit etme amacıyla düzenlen- diği tesph edilmiştir. Yet- küilerce istendiği zaman tutuklu/hükümlü tarafin- dan 'ikinci bir gözün bi- le görülemeyeceği' bir mimari yapı söz konusu- dur. Fiziksel ve sosyal izo- lasyon ortamlanmn bbbi sonuçlanna ilişkin olarak yapdmış çoksayıda bilim- sel çalışma, bu ortamla- nn. kişide Tıziksel, ruhsal ve sosyal açıdan onanla- maz yıkunİara yol açbğı- nı ortaya koymuşturJ" F tipi cezaevlerinin ka- bul edilemez olduğu vur- gulanan açıklamada, "tn- şaab sürmekte olan F tipi cezaevieri çahşmalan dur- durulmabdır. Cezaevieri, infaz sistemi ve hukuk sis- temi ile bütünlükiçindeele aluıarak değerlendirflme- K, insan haklanna, evren- sel hukukHkderineuygun çözümler üretilmeiidir" denildi. Türk Tabipleri ERZURUM (Cumhuriyet) - Fa- zilet Partisi Genel Başkam Recai Kutan, Yüksek Öğrenim Kuru- lu'nun (YÖK) rektör atamalan için daha önce Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e sunduğu listelerin aynen iade edılmesi halinde bunun Cumhurbaşkanı ve hukuka "başkal- dın" niteliğinde olacağım belirtti. Kutan, "Rektör listeterinin aynen gönderiunesi haünde, Sayın Cum- hurbaşkanı Sezer, YÖK Başkam Gürüz ve üyelerini derhal görevden ahnandır" diye konuştu. Erzurum Büyükşehir Belediye- si'ni ziyaret eden Kutan, gazetecile- rin sorulannı yanıtladı. Cumhurbaş- kanı Ahmet Necdet Sezer tarafindan iade edilen rektör aday listelerinin YÖK tarafindan aynen geri gönde- rileceğine ilişkin soru üzerine Ku- tan. FP olarak YÖK'ün yeni baştan ele alınması gerektiğini sa\xındukla- nnı anlattı. Kutan, anayasal kurum- lann millete hesap vermek mecbu- riyetinde olduğunu belirterek "Kal- dı ki YÖK, statüsü itibanyla hiç kim- seye hesap vermeyen, adeta kendi is- tediği gibi hareket etme hakkmı ken- dinde gören bir kurum olarak tatbi- kaüannı ortaya koymuştur" dedi. Atatürk Üniversitesi'nde yapı- lan rektörlük seçimlerinde ilk 2 sı- rayı alan ve halen dekan olarak gö- rev yapan iki kişinin, Cumhurbaş- kanı Sezer'e sunulan rektör aday listesine giremediğini anımsatan Kutan şöyle konuştu: "Hangi mütalaaya göre bir ve ikinci sırayı alanlar ihmal edfliyor? Tabii, dedikodu olarak ifade edili- yor kL bunlar şu anda Türkrye'nln en ciddi problemi olan irticay la mü- cadelede y eteri kadar duyarü olma- van kimseler." Birliği Merkez Konseyi açıklamasında, F tipi ce- zaevlerinin tıbbi sonuçla- n konusunda da şu bilgi- ler aktanldı: "Görme alamnda da- ralma. işitme duygusunda azafana, sinirsel tipte sağır- lık. çınlama. Tümör büyü- me hızının arnşı, viral en- feksiyonlann yaratüğı tahribatta arnş. Amenore sendromlan, külanma, er- ken menopoz. Algı ve du- yu bozukhıklan.*" IRMIKIAYDIN ENGİN aengin'n doruk.net.tr Biraz daha beklesem, bek- leyebilsem, hükümetin Akku- yu Nükleer Santralı ihalesini altıncı kez ertelediğine ilişkin karan resmen açıklanacak. Ne çare hükümetler açıklamala- nnı gazetelerin baskıya girme saatterine göre ayartamıyorlar. Ama boşverin, bu yazının yazılması için bir engel yok; perşembenin gelişi çarşam- badan bellidır; nükleer santral ihalesi bu kez de ertelenecek. Hayır, Başbakan gene bir sindirim sorunu yaşadığı için değil; elde kalan nükleer sant- rallannı Türkiye'ye pazarlaya- bilmek için çevrilen onca dü- mene, üçkâğıda rağmen, top- lumun diri, uyanık, sorumluluk duygusu taşıyan, örgütlü ve yurttaş gibi davranacak bilinç- le donanmış kesimlerinden yükselen güçlû ve inatçı tepki yüzünden bu böyle olacak. "Nükleer santral yapımın- dan vazgeçtik" demeyi göze alamayanlar ha bire erteliyor- lar. Bugün (dün) altıncı ertele- meyi yaşadık; göreceksiniz yedincisini de yaşayacağız. Tabii 12 Eylül benzeri bir re- jim yeniden tepemize çök- mez, gırtlağımıza basmaz, ül- kenin üstüne faşizmin kara yumruğunu indirmez; toplum- sal muhalefeti, ülkenin de- Akkuyu'da Binlerce Genç... mokrasi güçlerini zorbalıkla sindirmezse... ANAP stepneli DSP-MHP hükümeti kurulur kurulmaz yeniden gündeme taşınan Ak- kuyu Nükleer Santralı ve hü- kümetin bu kez ihaleyi yapma kararlılığı açıklanır açıklanmaz başlayan demokratik tepkile- ri anımsayınız. Pek çok kişi ve kesim için, o tepkiler, o günkü gündemin kabarttığı, gelip geçici tepki- lerdi ve zamanla sünecek, sö- necek, toplumsal belleğin dip- lerine itilecekti. Ama öyle olmadı. Gazetecilerin elektronik postalan o günden beri aralık- sız doldu taştı. Nükleer çığırt- kanlanna ve pazarlamacılan- na karşı bilgiyle, bilimle karşı çıkılabilmesine katkı sağla- mak üzere nice anlı şanlı ve ansız şansız bilim adamı kol- lan sıvadı. Kimi gazetecilerya- ğan bilgi fırtınasından boğulur gibi oldular. "Yeni ve yenile- nebilir enen'i kaynaklan " üstü- ne Türkiye'nin olanakları ser- gilendi (Tanay Sıdkı Ulay merhaba!), Greenpeace, nük- leer lobisinin palavralannı dünyadan örneklerle çürüt- mek için bir bilişim (informati- on) bombardımanı başlattı (Melda Keskin merhaba!), Elektrik Mühendisleri Odası, özellikle Izmirşubesi, uzman- ca bilgiyi kabalaştırmadan ya- lınlaştırarak biz fanilerle bölüş- tü ve bunu bıkıp usanmadan yineledi. Bizim "Internet şö- valyesi" Mustafa Akgül'ün elektronik ortamda açtığı "Enen'i LJstesi" tartışma gru- bunda ODTÜ'nün, Hacette- pe'nin, Bilkent'in, Kocaeli Üni- versitesi'nin, İTÜ'nün akade- misyenleri, bir yandan nükle- er enerjinin "artılanna ve eksi- lerine" bilimsel serinkanlılıkla ışık tutarken, bir yandan da nükleer santral pazarlamacılı- ğına soyunan kimi bilim adamlarını yanıtladılar. Sonuç: Bilen bilgisini pekiş- tirdi, bilmeyen öğrendi. Kendi ülkelerinde nükleer enerjiden "inip", çevreye ve insan sağlığına zarar verme- yen enerji kaynaklanna yöne- linirken elde kalan santrallan, gelişmekte olan ülkelere ka- kalamaya çabalayan uluslara- rası nükleer enerji tekellerine karşı toplumsal bilinç. bilgiyle donanarak güçlendi. Bu kazanımı küçümseye- meyiz. Türkiye çok uzun süre- dir bu kadar geniş bir toplum- sal muhalefete tanık olmadı. Nükleer santral gibi ilk ba- kışta salt teknoloji düzleminde tartışılır izlenimi uyandıran bir sorunun siyasal, toplumsal, çevresel, teknolojik ve ekono- mik boyutlarıyla didiklenmesi ve karşısında güçlü bir de- mokratik duvar örülüşü ben- zeri pek çok konu için örnek oluşturacak bir demokratik deneydir. Hükümet altıncı ertelemeyi konuşup, nükleer tacirlerinin umudunu yedinciye bıraka- dursun, Akkuyu ekseninde kollan sıvayanlar "yurttaş ina- dı "ndan ömekler vermeye de- vam ediyorlar. Üç gün önce, cuma günü i- ki genç kız gazeteye geldi. Kendilerini tanıttılar: "Biz" de- diler, "17 Mayıs günü Sam- sun-Ankara yolunda Ulusal Gençlik Kurultayı'nı toplayan Kemalist gençleriz." Kurultay'ın Sonuç Bildirge- si'ni önüme sürdüler. Daha o günden, mayıs ayından karar- laştırmışlar, ağustos ayında Içel-Akkuyu'da nükleer sant- rala karşı bir gençlik kampı düzenlemeyi, bildirge hedef- lerinin içine yerleştirmişler. Türkiye'nin 17 üniversite- sinden 28 Atatürkçü Düşünce Topluluğu ya da Kulübü'nün ortak çağnsı ile binlerce genç, 3 Ağustos'tan 9 Ağustos'a ka- dar İçel-Akkuyu'da tartışa- caklar, konferanslar dinleye- cekler, kendileriyle omuzdaş- laşan ünlü sanatçıların kon* serlerini izleyecekler, resim, fotoğraf sergileri açacaklar, dans edecekler, oynayacak- lar, balık tutacaklar, satranç, futbol yarışmalan düzenleye- ceklerve... Ve "Nükleer santrallara ha- yır" diyecekler. O sırada hükümet ihaleyi yedinci kez ertelemesinin zo- runluluk olduğunu bir kez da- ha anlayacak; nükleer lobileri "Umut sekizincide" hesabına yatıp siyasetçi ve bürokrat avı- na devam edecekler. Sonra sekizinci ertelemenin haberi gelecek ve dokuzuncu için on binlerce genç, yüz bin- lerce yurttaş bir kez daha kol- lan sıvayıp... ••• Şu boğucu yaz sıcağında içiniz serinledi mi? lyi! Bu yazı zaten salt bunun için yazıldı. POLİTtKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Acı ve Tutku... Birtemmuz yağmurundatoprağın kokusunu çe- kiyorduk içimıze... Sonra yağmur dindi, gökyüzü maviye bürün- dü... Yelkenli bir gemi gibi fora edilen bir sevinç, de- nizin üzerinde beyaz köpüklü dalgalarla birieş- ti; şafak vakti yakalayıp yağmur sıcağında yitirdi- ğimiz umutlar birden hüzne dönüştü... O saatlerde Rene Char bir yaban güvercininin şarkısını söylüyor olmalıydı... Bahçeye çıktım, asmadaki üzümlere baktım... içimdeki sıkıntı kördüğüm olmuştu... Çocuksu bir yüzün inceliği, içinde bulunduğu- muz karanlığın sevınçle kaplandığı bir rüzgâr bu- lutu muydu? Gazetelerin sayfalarını çevirmeye başladım... Her ölüm neyin habercisidir? Kemal Sunal, Yusuf Tunaoğlu, Cenk Koray... Aynı yaş kuşağının sevilen isimleri... Ölüm onlan genç sayılacak biryaşta yakalamış- tı... Dışarıda toy bir gökyüzü vardı... Rüzgâr tüm gece hiç durmamıştı... Denizin hışırtısı hâlâ kulaklarımdaydı... Yaşamın loş erguvanlığında upuzun yolculukla- ra çıkanlar. derin ve sessiz bir akşamın boşlu- ğunda tüm hüzünleri toplarken alacalı can sıkıntı- larına yenik düşüyorlardı... Şafak, yükel çiylerle kaplı, dünyanın bütün so- runlannın açmak üzere olduğu tomurcuk mudur? Edmond Jabes, 'kelimenin içinde hayat ile ölüm arasındakı söyleşıyi' anlatırken ne diyordu: "Seçilebilirhayat. Seçilmiştiroysa, ölüm." Devam ediyordu: "Büyüyen ve tedirgin eden duyulmazlığında, gizlenmiş söyleşi bizim en ulaşılmaz derinliğimiz- de sürüp gider..." • • • O deniz zulalanndan yükselen toprağın üze- rinde önce çiçeğe, sonra meyveye vuran ağaçlar, ölümlerde yitirdiğimiz çocuklar, gözü yaşlı ana- lar, babalar, kardeşler... Yaşamın o loş erguvanlığındaki yolculuğumuz acılarla sevinçleri içinde topluyor... Bir sıkıntı büyüyor ışte o anda!.. Bir başkaldın bilinmez sevdalan bir yeriere sü- rüklüyor... Acılaria yaşamak ne demektir? Ölümlere alışmak, ölümlerle çoğalmak!.. Bursa Cezaevi'nde yatan Cemal Çakmak, ka- fasında bir kurşunla yaşıyor; istanbul'un orta ye- rinde tutuklu ve hükümlü yakınlan sille tokat yerierde sürükleniyor... Ellerim titriyor, başım dönüyor... Ulucanlar'dan sağ kurtulan Cemal Çakmak... Şafakta yeşeren yapraklann ışıltısı, Odisseus Elrb's'in dizelerinde kaldı; o nar dolu kahkahalar ıse artık bizlerden uzaklaştı... Veli Saçılık'ın bir kolu köpeğin ağzında, Burdur sokaklannda... Reb Elizer diyor kı: "Şafak uykusunun önünde gidiyor ve bu, ço- cukluğun uyanışı..." O uyanışın yok edildiğini görüyorum!.. Ezildiğini, öldürüldüğünü!.. F tipi cezaevieri!.. Ölüm hücreleri!.. - Ve boşvermişlik!.. Özgür Radyo'nun kapatılışına seyirci kalanlar, 24 Temmuz Basın Özgürlüğü Bayramı'nı kutlu- yor... Tutuşan güçlerin inci çiçeklerini kopanyorlar bir bir!.. Yaşamları alıp götürüyorlar!.. Bilir misiniz çocuklar yaşamaz, yaşamaya alışır!.. Oysa çocuklann şakaklannda ışkence izi, gözlerinde demir sürgü var!.. • • • Sağır bir günün sonunda, dilsiz bir gecenin başlangıcındaydık... Denizin dalgalan kıyıya vuruyordu... Saçlannda şimşek parçalan, dilinde kırağı var- dı... O gece ben, sen, hepimiz dünü ve bugünü ko- nuştuk... 23 yıl önce bir sabah üniversite bahçesinde vur- dularseni... Bir bacağın sakat, bir kolun kopuktu... 23 yıl sonra gözlerinin içine baktım... Hüzün, tutku ve acı iç içeydi... Saçlanna aklar düşmüştü... Ama sen kopuk kolun, sakat bacağınla yaşa- mın içindeydin!.. Yelkenli bir gemi gibi fora edilen sevincinle san- ki güneşin kucağına esrik kuşlan serpiyordun!.. Dünyanın orta yerınde şeytanın fırtınasını ışık- la parçalayan sendin!.. Yüreğınde bir çocuk saklıydı... En gizli düşlerimizin bile üstüne kanat gererken kulağıma şöyle fısıldıyordun: "23 yıl sonra değişen bir şey yok!" hikmet.cetinkayato cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Cumhuriyet ^. kitap kulübû Hikrtmi ÇAĞINIH TANIİI ÜÇ YAZAR 2 BASI KUBİIAY OLAYI VE TARİKAT SANCIU YILLAR KUSATIUMIŞ SOKAKIAR 4 BASI KUZU POSTUNDA KURT ozıerın poyraz ZAMBAK SANA DA BULA$TI KAN 2 BASI DİN BARONUNUN KAZLARI 2 BASI A5IK KADINLAR SOKA&I 2 BAS! $ERİAT MZARI SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL TÜRKİYE'NİN SEYTAN ÜÇGENİ İZLERİN POYRAZ Cumhuriyet Kıtap Kulubu Çağ Pazariama A.Ş. Turkocağı Cad. No:39/41(34334)Cağaloğiu-lstanbul Tel 514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle