20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25TEMMUZ2000SALJ CUMHURİYET SAYFA kultur(5 cumhuriyet.com.tr 15 OlivierPy, Avignon Festivali'nde sahnelenen 'Şen Kıyamet' oyunuylayine büyük ügi topladı 'Şiirseltiyatrodanyanayım'• "însanhğın yirminci yüzyılda yaşadıklarının ardındân hâlâ bir Tann'nın varlığına inanılabilir mi? Oyunumda herkes için bu soruya cevaplar anyorum. Ben yerle gök, tinsellik ve şehvet, — eylem ve düş kurma, sanat ve iman arasındaki ikilemim. Ben bu karşüaşmanın olduğu yerim." Kûttûr Servisi- Tiyatronun her alanında par- mağı olan Olıvier Py, siyasi entrikalan açığa vur- duğu ve koruyucu güce karşı bağlılığını ve ınancını ilan ettiği 'Şen Kıyamet' adlı oyunuy- la Avignon Festivali'nde büyük ilgi topladı. Son oyunu 'harekedibir ırmağı' andıran Oli- vier Py ile Beaux Arts dergisi bir söyleşi yap- tı. - Yazar, oyuncu ve yöoetmen... Bütün bu et- kinlikler bir anda nu oluyor? OLIVİER PY - Tiyatro! Benim birkaç tane daha mesleğim var. Kostümleri tasarhyorum, müzikle ilgileniyorum, dekorlan buluyorum... Çocukluğumdan beri eğilmem gereken alanın şiirsel tiyatro olduğunu düşünürüm. Ben bir ti- yatro adamıyım. - Ama bütün şairler tiyatro adamı değflkr_ PY - Doğru, fakat aynı zamanda şair olma- yan hiç bir oyun yazan da yoktur. Sahne, bir oza- nın somutlaştığı yerdir. Bir kültür adamı, hat- ta edebiyata tutkun bıri olduğumu yadsıyamam. Alçakgönüllülükle söylemek gerekirse, düşün- celerimi şiir platformuna taşıyabilmek için ke- limelerin üstünde çok çalışıyorum. Edebiyat hiçbir şey tanıtmaz, ama her şeyi bir daha akıl- dan çıkmamacasına belletir. Hiç aşk romanı okumamış bir kişi sevmenin ne anlama geldi- ğini asla bilemez, fakat bir aşk romanı okumak da sevmek demek değildir. Ve işte tiyatro bu- rada devreye girer. Tiyatronun politik gücü bi- zim kısa tarihimizden başka bir şeyden ileri gelmemiştir. Yine de benim çağdaş anlayışı be- nimsediğim söylenemez. Bütün bu 'canh, ha- rekedi gösteri' terimleri midemi bulandınyor. 'Ozan ve papaz olmak buna denir' - Gerçekten mi? PY -Kesinlikle, hiç mi hiç hoşuma gitmiyor. Bu tiyatroyla alakası olmayan nesneleri tiyat- ro alanına sokma çabalan genellikle fınansal ya da siyasal sebeplerden dolayı destek görüyor. Aslında bu hareketlerle gerçek amaçlanan şey, saf tiyatro etkinliğini aeayiplestirmekyadabe-. nim 'irikulaklıgUler' olarak adlandırdığım var- lıklarla aynı düzeye getirmek. Kültür melezleş- tirmeleri ve diğer bütün boş ve saçmasapan laf- larbelki de sadece ozanın etkinliğini kısıtlıyor. Onu, zamanmın yazgısını yazmaya itiyor. Bu, sirk, dans, müzik ya da opera için söylenebilir, fakat bu, sözlere karşı yapılmış bir komplodur. Daha da ilginç olan ise bu komplonun demok- rasi sinyalleri içermesi. - Iki yüdan beri Orkans Uhısai Drama Mer- kezfni yönetiyorsunuz. Bugörev sizde neler de- ğiştirdi? Kültür Bakanbğmdan beklentileriniz neter? PY - Yanüarımla^amndaküek^k rpnçedi- ğer sanatçılara, sonrahalİca olrnak uzer^aaha* fazla sorumluluğumun olması. Görevim, ne ye- rine ne de sahnesine kanştığım ulusal sahne- nin içinde olan kumpanyalara co-prodüksiyon yapmak. Budramamerkezininbaşta ozanlarolmak üze- re tüm sanatçılara bir sal işlevi görmesi umut ediliyor. Geldiğimizden beri Yann-Joel Colin'in 4. Henri projesini, Romeo Castelucci'den Ge- nesi'yi, Jerome Robart'dan Tes'i ve Claude Buchvvald, Caterina Gozzi ve Grand Magasin kumpanyasına co-prodüksıyonlar yaptık. Bunun dışmda Catherine Tasca gibı tiyatro- ^fueeK^apnbilen sanatsever^birjdijrür^baka-Y nımız olduğu için oldukça mutluyui. Sâmrtrrî dolayh olarak politikayla ilgili bir projeye des- tek verecektir, ama yine de bir kültür bakanın- dan bu kadar güçlü olması beklenmemeli. - Kişisel düşüncenizden ayn olarak, Apologe- tique'den Requiem pour Srebrenica'ya uzanır- sak, politikarun ovunlannızdaki yeri nedir? PY - Apologetique tamamıyla tiyatronun baş yazılannın ötesinde siyasi gücün ele geçinlme- sini işliyordu. Şiirsel bir materyalle değıl de ger- çek alıntılarla çalışmak beni Requiem pour Sreb- renica'yı yazmaya itti; biraz daha ciddi bir konu ve aynı ciddiyetle işlenen hikâyesi. Zaten Sreb- renica'nın dehşeti üzerine benim edebiyat anla- yışımı işlemek son derece müstehcen olurdu. - Oyunun sahnelenişinin neden yasaklandığı konusuoda bir fîkrinîz varmı? PY-Elliyıhaşkınbir süredir, kültürümüz Auschwitz hatırasının üstüne kuruldu. Sanı- nm bugün Auschwitz fotoğraflannı gösterip bunlann 'bir daha asla oknayacağmı' söyleyen biri ancak ve ancak bir inkârcı olabilir. Bunu diyen bir insanla anlaşa- bileceğimi hiç sanmı- yorum. - Bosna'ya, Ruan- da'ya,Çeçenistan'a rağ- men bir inkârcı an? PY - Bunlar Paris'teki kamplara baskını ör- gütleyen ve on iki yıl sonra aynı şeyi yapmak için Cezayir'e giden insanlar. Bir ırkçılık anla- yışı nasıl bir diğer ırkçılık anlayışıyla karşılaş- tınlamazsa, bir insanın ölümünü bir diğeriyle karşılaşörmak o derece saçma olur. Adomo'nun, Auschwitz'ten sonra şiir yazılmasının imkân- sız olduğunu söylediği cüinleler yanlış anlaşıl- mak istendi. Walter Benjamin ve Adomo, Auschwitz fe- laketi ve ayıbından sonra insanhğın güzel bir hikâye yazmasmın pek olanaklı görünmediği- ni söylerken anlatmak istedikleri şey, yazgı ya da koruyucu gücün kaleme alınmasını yasak- lamayı savunmak değildi. Sanınm 'ŞenKıya- met' de bu tarz bir iman anlayışının sorgulan- ması. Insanhğvn yirminci yüzyılda yaşadıkla- rının ardından hâlâ bir Tann'nın varlığına ina- nılabilir mi? Oyunumda herkes için bu soruya cevaplar anyorum. - 'Kıyamet ve Şen' kelimelerini yanyana ge- tirmeyi nasıl düşünebildiniz? Çünkü bu keli- melerin beraber düşünülmesi oldukça güç.- PY -Çünkü kelimelerde bir yanlış anlama var. Kıyamet edebi bir terim. Bu yeryüzünü etkile- yecek büyüklükte bir felaketten çok, korkunç zamanlarda gelen bir vahiy. Bir bakıma 20. yüzyılın önde gelen tekstleri hep kıyamete ve karamsarlığa değin şeyler. - Şen Kıyamet'te iki erkek kardeşten hangisi üstün geliyor? PY - Ikisi de. tki erkek kardeşi aldım, çünkü bir ikileıfl yaşıyorum. Benyerfe gök, tinsellik ve şehvet, eylem ve düş kurma, sanat ve iman arasındaki ikilemim. Ben bu karşüaşmanın ol- duğu yerim. Kısacası, tiyatro eğilimimin, dün- yevı gerçekleri öbür dünyaya yönlendirmek ol- duğunu ve tinselliğim ile cinsel arzulanm ara- sında bir çatışma olmaması gerektiğini anlat- mak istedim. tki kardeşi banştırmak gerekli: Iş- te ozan ve papaz olmak buna denir. Başta te- reddüt etsem de yavaş yavaş anhyorum ki iki- si de aynı şey. Claude Sautet hep Fransız burjuvazisini, kendi dünyasını anlattı Yaşamın, tutkuUmn ressarmydıKültür Servisi - Yeni Dalga sonra- sı Fransız sinemasının en önemli us- talanndan biri ve burjuvazinin aman- sız betimleyıcisı olarak nitelendirilen yönetmen Claude Sautet, 22 Tem- muz'da karacığer kanseri nedeniyle 76 yaşında yaşamını yitirdi. Sautet, çok sayıda karakter arasındaki ilişki- leri dikkatle gözleyişiyle ve bireysel psikolojiden kolayca Fransız orta sı- nıfinın portresıne geçişıyle tanındı. Burjuva yaşama biçiminın başanlı ressamı Claude Sautet, yaşamın bir tıpkı-çekimini sundu. "Tutkulann ressamı" Claude Sa- utet, fümlennde küçükburjuvaziyi an- latıyordu: "Hep içindeflgekJiğim or- ta smmanlatnm.Bu fibnleri sosyoJo- jfcbiraljelge olarak düşünmedim.Ya- şam üzerine bir şeyler söyleyen fitan- ler bunlar. Karakterierim de bu yüz- den başansızhğa uğruyor. İçinde ya- şadığunızteslimiyetatmosferibeniet- küryor." Yavaş yavaş konusuz filmlere yö- nelen, belirsiz, müzikal bir yapıda ilerleyen ünlü yönetmen, "Yaşüerte- dikçe insandahasadeotana yöneüjor. Seyirciden de bu sadeüği anlamasmı beküyonun 7 ' demıştı. 16. Uluslarara- sı tstanbul Fihn Festivali'nde yaşam boyu başan ödülü alan Claude Sautet, sinemanın mutfağından yetişti. 1924'te Paris'te doğdu, ükgençli- ğinde özellikle Amerikan edebiya- tıyla ilgiliydi. Müziğe ve heykele da- ha yatkmdı. Ancak savaş yüzûnden eğitim göremedi. Sinema okulu ED- HEC'yi bitirdikten sonra bürokratlık ve caz yazarhğı yaptı. Sinemaya, asis- tan yardımcısı olarak gırdı "Ukyap- tağnn işler sandviç taşunak ve çekim- lerde ayak alnnda dolaşmaka." Uzun süre senaryo yazarhğı ve asistanhğı- nıyûriittü. LoirisMaleveJoseGMMin- ııi gibı sinemacılara senaryolar yaz- dı. Yves Montand. Romy Schneider, Mkhel Pkcoli Daniel Auteufl, Em- manueUe Beart gibı usta oyuncular- laçauşan, klasik Fransız sinemasının /Zeı günümüzdeki en önemli mirasçısıy- dı "Küçük ve zavaflı şeyler'' diye ni- telendirdiği kısa ve deneysel fılm- lerle sinemaya başladı. Asistan ol- duğuticari fıbnler için "çokkötü" di- yen Sautet, "HayatBağlan''na dek si- nemada kayda değer bir yapıma im- za atmadığını söylüyordu. 1951 'de ilk filmi olan deneysel kı- sa fılm "Nous n'irons Ptus au Bois/ Arük Ormana Giöne>'eceğiz''i çek- ti. Birkaç yıl Jacques Becker'in ya- nında asistanlık yaptıktan sonra 1956'da ilk konulu uzun metraj fıl- mi "Bonjour sourire/ Günaydm Te- bessfim'M yönetti. Yönetmen olarak yerini ancak 1969'da, Louis- Delluc ödülünü kazandığı "Les Choses de la vie/ Hayat Ba^an"yla sağlamlaş- tırdı. 1970'h yıllann sonunda ise Sa- utet arük Fransız sinemasında burju- va yaşantısuu ve orta yaş grubunu en iyi gözleyip anlalan kişiydi. "Ce- sar et Rosalie/ Cesar ve Rosalie" (1972), "Vıncent, François, Panl et •ep burjuvaziyi, içinden geldiğim orta sınıfı anlattım. Herkesin bir hikâyesi vardır. Gözlemlediğim biçimiyle yaşam üzerine bir şeyler söyleyen filmler bunlar. Hiç bir zaman mutlu son yoktur. Önü açıktır, tıpkı yaşam gibi. les Autres/ Sen, Ben ve Diğerleri" (1974), "Mado" (1976), Romy Schne- ider'e 40. yaş armağanı "Une histo- iresimple/BasitBirOykü''(1978)ve Yves Montand için yazılmış "Gar- son!" (1983) gibı filmlerinde, orta sınıf ortamında geçen mahrem ro- mantikilişkilen anlattı. Ülkesı dışın- da tannıması, müzik dünyasındaki bir aşk üçgenıni anlattığı "Un coeur en hiver /Ayazda Bir Yürek'' (1993) ile oldu. Yaşlı bir adam ve genç bir kız arasındaki dıle getirilmemış aşkı anlatan son filmı "NeOy et MÂrna- ud/ NelJy ve Mösyö Arnaud" (1995) ile 19%'da en ıyi yönetmen olarak Ce- sar Ödülü'nü aldı. Klasik bir sinemacıydı. Modernin peşindekı yönetmenlerin aksıne, den- ge, açıklık ve şeffaflık gibi kaygılar güdüyordu. Sautet'nin sinemasının önemi insan ilişkilerini incelemesin- den kaynaklanıyordu. "Sautet,oyun- cuyu ahr ve bir heykeinraş gibi onun farkhyönlerini keşfeder. Her oyuncu, Sautet'nin kisüiginin başka biryüzü- nü temsil eder." Teknolojıye ve medyanın insanla- n kategorize etmesıne, tek tıpleştır- mesine duyduğu tepkıden dolayı ba- sitliğı yeğlemişti. "Tekililişkilen kur- maya çalışıyorum. Ben asla şiddet, seks, vahşet fılmkri çekemem, sev- mem de. Küçük dünyamı yazmayı tercih ederim. Gündelik ha>ann için- de fark edilmeyen insanlann ve onla- ruı ilişkilerinin betimlemesini yapı- yonım. Tabii, ilisküerin gizli kalnuş yönlerideortaya çıkıyor böyielikk.Bu giztüikler keşfedildiği zaman insanlar arasında bir güven beliriyor. İki kişi- nin birbiriy le zengüüeşmesi ve daha sonra aynlnıası yaşam cesaretini art- onr. Zaten fılmlerimin sonunda hiç- bir zaman mutlu son yoktur. Önü açıkür.üpkı Uişkilerinvehayaün ken- Insanda sürekli olan olgulan anlat- maktan yanaydı, yapaylıklan kaldı- np şeffafyönü ortaya çıkararak. "Pa- ris'inbirbanlrvösündedoğdum. Her türtü insan yaşıyordu. Küçükken çok utangaçtun ve uzun süre bu utangaç- tağı atamadım. Hâlâda öyleyim. Genç- ken de, özellikle günün moda akun- lannı hiç izkmezdim. Böyle utangaç biriyseniz başkalanna karşı daha du- yarhohu^unuz.Fnmlerimde,çe\Tem- deki kişilerden bana geçen bütün du- yarhhklar var." Her zaman sade, herkese ulaşabi- lecek fılmler yapmayı yeğledi. İn- sanlar arasındaki ilişkinin güçlüğü- ne değinerek. "Filmlerimde yoğun olarak 'cafe' ortamı kullanınm: Pa- ris'teki en büyük eğlencem bu. Bura- larda insanlar yoğun bir harvketlilik kindedir. Herkesin kendi hikâyesi var- dır. Aslında hayatın şiddeti var film- lerimde. Ancakşiddetmuflaka kınp- dökmek,vunnak değildir. İnsanm ar- zulannın yerine geimemesi de bir tür şiddet Beni en çok UgUendiren. kişi- İerin birbirine nasıl davrandığı. Bizi zengjnleştirenbuudryedüşünüyonım." Mariah Carey oyuncu ohıyor • Kültür Servisi - Mariah Carey müzikteki başansını beyazperdeye aktarmayı planlıyor. Şimdiye dek video klipleri ve 'Şahane Bekâr' adlı filmdeki küçük rolüyle oyunculuğa adım atan sanatçı, bu kez 'All That Glitters' adlı filmle kamera karşısma geçecek. Columbia Pictures yapımı filmde Carey, ünlü olma düşleri kuran genç bir şarkıcıyı o>ı\uyor. Çekımlerine bu hafta başlanacak olan film içm Toronto ve New York mekân olarak seçilmiş. Yapımda Mariah Carey'e rap şarkıcısı Da Brat eşlik edecek. Henry Moore'un Yunanistan larması Kühür Servisi - Heykelt^aş Henry Moore'un yapıtlan, sergilenmek üzere Yunanistan'a getirildi. 20. yüzyıl sanatının simgesel isimlerinden biri olan Moore, halen çağdaş sanatın ve özellikle de heykelin çıkış noktalanndan biri olarak güncellığini koruyor. Sanatçı, yapıtlannda 'biçim' üzerinde çalışmış ve soyut formlan giderek kendi adıyla anılacak saf bir özgünlüğe kavuşturmayı başarmıştı. Andros'ta izlenecek sergi, Basil&Goulandris Vakfı tarafından düzenlendi. Andros Çağdaş Sanatlar Müzesi'ndeki sergi, 17 Eylül'e dek izlenebilecek. Moskova Rlm Festivali sürüyor • MOSKOVA (AFP) - Bu yıl pek çok filmin dünya prömiyeri Moskova Film Festivali'nde yapılıyor. Nikita Mikhalkov'un jüri başkanlığını yaptığı festivalin açılışı, Rus yönetmen Gleb Panfilov'un "The Romanovs-the Imperial Family' adlı fılmi ile gerçekleştınldi. Tommy Lee Jones ve Samuel L. Jackson'un rol aldığı, William Friedkın'in 'Rules of Engagement', Polonyah yönetmen Krysztof Zanussi'nin 'Life as a Fatal Sexually Transmitted Disease', Pavel Loungine'nin 'The Wedding', Jean-Pierre Leaud'nun 'The Marcorellı AfTair' adlı filmleri gösteriliyor. Festivale Irvin Kershner, Theo Angelopoluos (Sonsuzluk ve Bir Gün), Tinto Brass (Caligula), Philip Noyce gibi ünlü yönetmenler de katılıyor. Geçen yıl en iyi film ödülünü Japon yönetmen Kaneto Shindo'nun 'Will to Live' adlı fılmi almıştı. Picasso'nun tüm heykeNeri • Kühür Servisi- Pablo Picasso'nun Pompıdou Centre'da sergileniyor. Geçen yüzyıl sanatının en büyük ustalanndan olan ve modem sanatın en güçlü öncülerinden sayılan Picasso'nun bugüne kadar bir arada sergilenmemiş ve 1960'hyıllara kadar bazı keşfedilmemiş yapıtlanrun da bulunduğu sergi 25 Eylül'e kadar Paris'in ve dünyamn en önemli modern sanat merkezlerinden biri olan Pompidou Centre'da devam edecek. Sergide sanatçının çok bilinen yapıtlanndan olan 'kübist gitarlan' da bir araya getirilmiş bir şekilde izleyiciye sunuluyor. Yunan şair Vizinos beyazperdede • Kültür Servisi - Ünlü bir Yunan şairi olan Vizinos'un yaşamı yönetmen Lakis Papastathis tarafından beyazperdeye aktanlıyor. Kırklareli'nin Vize ilçesi doğumlu olan şaırüı filmi 8 hafta sürecek bir çalışma sonucu tamamlanacak. 1.500.000 Euro bütçeyle çekilecek olan filme TC Kültür Bakanlığı da maddi destek sağlayacak. Türk-Yunan ortak yapımı olan fılmde Elias Logothetis, Frangiski Moustaki, Lazaros Andreou, Marina Psalti. Mustafa Avkıran, Metin Belgin, Kosta Kortidis, Sırn Elitaş, Selahattin Fuat oynayacaklar. Fihn, Topkapı Sarayı, Yıldız Şale Köşkü, Kervansaray, Süleymaniye, Eyüp gibi tarihi mekânlarda ve Trakya'nın çeşıtli yörelerinde çekilecek. Osmanlı döneminin 1800'lü yıllannda geçen öykünün fantastik bir anlatımla yeniden canlandınlacağı fümin Türkçe adı 'Hayatının Tek Yolculuğu.' Ameptka'dan Tarkan'a övgü • LOS AÎSGELES (AA) - ABD'de yayımlanan Los Angeles Times gazetesi, pop sanatçısı Tarkan'a övgü yağdırdı. Tarkan'm plaklannın Amerika ve Latin Amerika ülkelerinde, îspanyolca söylemeyen bir şarkıcmm en büyük başanyı kazandığını söyleyen gazete, 'Şımank' şarkısuun başta New York ve Los Angeles olmak üzere San Juan ve San Diego'ya kadar tüm radyo istasyonlannda en çok çalan şarkı olduğunu belirtti. ABD'deki Bılboard adlı kuruluşun istatistik müdürü GeoffMayfield, Tarkan'ın şarkılannı tspanyoka söylemediği halde en çok satanlar listesinde 4 sırada olduğunu belirtti. tstatistikler, 'Şımank'ın Porto Riko'nun San Juan WKAQ-FM radyosjnda haftada en az 55 kere, Los Angeles KLVV-FM radyosunda haftada 26 kez tekrarlandığını jösterdi. BUGUN • ENKA VAKFI'ıda 'Kültür Programı 2000' kapsamında, saat 2ı. 15 te 'Oyun Atöfyesi'nin 'Dohı Konuş Boş Dişün' adlı oyunu izlenebilir. (276 22 14) • DARÜŞŞAFAKA AÇIKHAVA TtYATROSU'nda saat 21.00'de 'Matrix' adlı fihn izlenebilir. (216 26 76)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle