Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25TEMMUZ2000SAU
4 HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ StRMEN
^.FransızDevrimi'mi?
PARİS - Fransız başkentinin sokaklan iyice
tenhalaştı. Trafik, yılın başka zamanlannda gö-
rülmemiş derecede açık. Üzerine kahvelerin,
lokantaların masalarının konduğu, kestane
ağaçlannın gölgesindeki kaldınmlardayürüyen-
ler azaldı. Yerli halka hizmet veren lüks lokan-
talann büyük bir bölümü ile kimi dükkânlar ka-
pandı. Hatta bizim Conventıon Meydanrna ba-
kan iki ekmek ve pasta satıcısından biri de bir
ay süreyle kepenkleri indirdi. Dostum Hasan
Kudar da gazete satış kulübesini kapayarak 1
Ağustos'ta 15 günlük tatile gidecek.
Fransa turu da pazar günü Amerikalı Armst-
rong'un zaferiyle sonuçlandı. Paris, Charies
Aznavour'un ünlü şarkısında belirttiği gibi, ta-
tile gidemeyenlerin hüzünleneceği ağustosa
hazırianıyor sakin sakin.
Ama aslında Fransa kaynıyor, belki de 'Ikinci
Fransız Devrimi' yaşanıyor.
Her şey Sosyalist Başbakan Lionel Jos-
pin'in, yedi ay süren görüşmderden sonra açık-
ladığı vedörtyıl içindeAda'yı 'özerkeyalet'sta-
tüsüne sokacak, yerel konularda yasa yapma
yetkisini bile kazandıracak Korsika Planı'nı ge-
çen hafta perşembe akşamı açıklamasıyla pat-
lak verdi.
Açıklamanın üstünden iki gün bile geçme-
den, aynı statünün kendilerine de uygulanma-
sı için, Alsace'lılardan, Brötonlar'dan ve Bask-
lar'dan talepler yağmaya başladı.
•••
Jospin Planı başanya ulaşırsa, kaçınılmaz
olarak, aynı statünün talep eden öbür etnik
gruplara da verilmesi gündeme gelecek ve
Fransa'nın 'tek ve bölünemezcumhuriyeti' şe-
kil değiştirerek federal yapıya kavuşacak.
Bu görüşe yandaş olsun olmasın, rıerkese
"Bugünleri de mi görecektik" dedirten, nere-
deyse devrim niteliğinde bir gelişmedir söz ko-
nusu olan.
Unutmayalım, 10 yıl önce, yine bir sosyalist
olan o zamanın Içişleri Bakanı Joxe'un haarla-
dığı ve Jospin'inkine göre çok daha utangaç
olan Korsika ile ilgili yasanın 1. maddesi, Ana-
yasa Mahkemesi tarafından 1958 Anayasa-
sı'nın Cumhuriyet'in tekliği ve bölünmezliği il-
kesine aykın bulunarak iptal edilmişti.
AB'nin yerel dillerin korunması ile ilgili sözieş-
mesini de aynı Anayasa Mahkemesi aynı ilke-
ye aykın bulmuş, Cumhurbaşkanı Chirac da
"Anayasa Mahkemesi'nin uygun görmediği bir
sözleşmeyi imzalayamayacağını" söylemişti.
Şimdi bu olayın üstünden bir yıl bile geçme-
den, Başbakan'ın Korsika'da banşı sağlamak
için kabule hazır olduğunu bildirdiği hususlar,
geçmişten bugüne çok büyük değişikiik o)du-
ğunun kanıtıdır.
Bu değişikliklerin yaşama geçmesi için 1958
Anayasası temelden yenilenecek.
•••
Bütün bu değişikliklerin yaşama geçip geçe-
meyeceği henüz belli değil. Daha Fransa'nın
sağı görüşlerini açıkJıkla ortaya koymadı. Ancak
onlann da izlenimi, kamuoyunun hiç değilse
şimdilik, bu değişimden yana olduğu.
Ne var ki, onlar her şeye karşın, Fransa'nın u-
lus devlet yapısında önemli değişiklik oluştura-
bilecek böyle bir davranışa kolay evet deme-
yecekler. Öte yandan sosyalistler içinden de
muhalif sesler çıkıyor.
Tabii, Korsikalılann ne yapacaklan, değişim
için gerekli adımları atıp atamayacaklan da he-
nüz belli değil.
Aynca, öbür etnik gruplann, zaten bu karar
açıklanırken öngörülmüş olması gereken talep-
lerinin nasıl bir etki yapacağını söylemek için de
vakit erken.
Ama kesin olan bir şey varsa, o da Fransa'nın
büyük bir değişimin eşiğine gelmiş olduğudur.
O eşik aşılıp kapıdan geçilse de geçilmese de,
artık Fransız modeli devlet eskisi kadar tartışıl-
maz olmayacaktır.
Bu gelişmenin, 77 yıl önce 24 Temmuz günü
imzalanan Lozan Antlaşması'yla can bulmuş
olan ve devletinin yapısı Fransız modelinden
esinlenen Türkiye Cumhuriyeti'nı hiç ilgilendir-
meyeceği düşünülemez.
Ordu'da 34 yıllık kin bitti
Kaıı davasına 250
altm teminat
ERDOĞAN ERİŞEN
ORDU - Ordu'nun
Kumru ilçesinde iki ai-
le arasında 34 yıldan bu
yana devam eden kan
davası, "kardeşlik ye-
meği'' ile sona erdirilir-
ken anlaşma gereği ba-
nşı bozan taraf, mağdur
tarafa 250 Cumhuriyet
Altuu ödeyecek.
Kumru'nun Küçü-
kakçekese Köyü'nde
Özyürek ve Seçen aile-
leri arasında, 1966 yı-
lında sınır anlaşmazhğı
nedeniyle başlayan kav-
gada, Ozyürek aüesin-
den Dursun Özyü-
rek'in, Seçen ailesinden
de Rüştü Seçen ı öldür-
mesiyle kan davasına
dönüştü. 6 yıl cezaevin-
de yatan Dursun Özyü-
rek tahliye olur olmaz
Seçen ailesi tarafından
öldürüldü. Bu kavgada
1 kişi de yaralandı.
Köyde 34 yıldır bü-
yük huzursuzluğa yol
açan kan davası, kentin
önde gelenlerinin girişi-
miyle önceki gün sona
erdirildi.
Banş anlaşması nede-
niyle Ordu Vali Yardım-
cısı Turgut Çelenkoğhı,
FP Ordu Milletvekili
Eyûp Fatsa, DYP Ordu
Milletvekili Yener Ytf-
dırun, DYP tstanbul
Milletvekili Mehmet
Pak, Kumru Kaymaka-
mı Mehmet Sancan,
Kumru Belediye Başka-
nı Adil Karaoğlanoğ-
hı'nun şahitliğinde Öz-
yürek ve Seçen aileleri
kardeşlik yemeğinde bir
araya getirildi. Yemek-
te, banş karan köy karar
defterine de geçırildi.
Kan davalı aileler ve şa-
hitler de karara imza at-
n. tmzalann atılmasın-
dan sonra, her iki aile-
nin bireyleri birbirleri-
ne sanlıp öpüştükr.
Beykoz'da ele geçirilen Hizbullah raporu: Uğur Mumcu cinayetini Murat Filiz biliyor
UMUT'u başlatanrapor• Yusuf Karakuş'un akrabası Murat Filiz'in Hizbullah
yoneticilerine anlattıklan örgüt arşivinde ele geçirildi. Bu
anlatımlarda Mumcu suikastına katılanlara ilişkin ipuçlan
bulunuyordu.
ALPERBALLI
ANKARA - UMUT operasyonunu
başlatan Hizbullah'm iç değerlendir-
me raporlannda, kanlı terör örgütü-
nûn şeriatçı faaliyetlerinin yanı sıra
îran'uı yönlendirmesiyle bölücü
akımlarla da ilişki içinde olduğunu
bir kez daha ortaya koydu. Yusuf Ka-
rakuş'un akrabası MuratFîKz'ın Hiz-
bullah yoneticilerine anlattıklan ör-
güt arşivinde ele geçirildi. Bu anla-
tımlarda Mumcu suikastına katılanla-
ra ilişkin ipuçlan bulunuyordu.
17 Ocak'ta Beykoz'da Hüseyin Ve-
Uoğhı'nun öldürüldüğü Hizbullah'a
yöneük operasyonda çok sayıda dis-
ket ve CD ele geçirildi. Uzmanlann
yaptığı çalışmalar sonucu disketler
çözüldü. Çözümler arasında Hizbul-
lah'ın üst düzey yöneticilerinin lider
Hüseyin Velioğlu'na gönderdikleri
raporlar da yer aldı. Bu raporlarda
Uğur Mumcu suikastı konusunda Yu-
suf Karakuş'un bılgi sahibi olduğu id-
dialan yer alıyordu. Istanbul emniye-
ti Karakuş'u 3 Nisan'da gözaltına al-
dı. Mumcu suikastına kanşmadığını
savunan Karakuş'a suikast senaryosu
ezberletildi ve cüıayeti üstlenmesi
sağlandı. Ankara DGM Savcısı Ham-
zaKeleş. Istanbul Emniyeti'nin yargı-
yı yanıltma girişimini boşa çıkararak
Karakuş'u suikast soruşturması dışın-
da tuttu, ancak Karakuş'un anlatım-
lan sonucu Tevhid örgütü lideri Ha,-
san Kıbç'a ulaşıldı.
Gözaltında bulunduğu sırada uzun
süre ifade vermeyen Hasan Kıhç'ın
anlatunlan sonucunda Ferhan Ozmen
ile Necdet Yüksel'e ulaşıldı.
Aralannda UğurMumcu, Prof. Ah-
met Taner Kışlata, Prof. Muammer
Aksoy ve Doç. Bahriye Üçok'un da
bulunduğu Ankara'daki birçok faili
meçhul siyasi cinayetlerin, suikastla-
nn aydınlatılmasına neden olan ope-
rasyonu başlatan "Dişçi Hüseyin'in
Murat Filiz'in ziyareti hakkındaki ra-
porda, Murat Filiz'in bazı bilgiler ver-
mek için 24 Ocak I994'te Istan-
bul'dan Batman'a gittiği belirtilerek
Filiz ve Yusuf Karakuş'un 1 yıl önce
Tevhid grubundan aynldıklan kayde-
dildi.
Raporda MurafFiliz'in örgütten ay-
nlma nedenlerine de yer verildi. Fi-
liz'in raporda yer alan anlatunlanna
göre, Iran istihbaratı SAVAMA, Tür-
kiye'deki istihbarat ve yataklık konu-
larını da içeren bazı askeri çalışmalar
için Tevhid grubunu kullanmak isti-
yordu. Bunun için Tevhid grubunda
yer alan Hasan Kılıç, Mehmet Şahin
ve Nurettin Şirin ile bağlantı kurdu.
Murat Filiz istihbarat sorumlusu ola-
rak görev yapıyordu. Yusuf Karakuş
da yapılanmanın ıçindeydi. Raporda
Murat Filiz'in anlatımlan şöyle sür-
dü:
"tranhlar planladıklan eylemler
için hiçbir maddi imkândan yoksun
bırakrnryorlardı bizL Iran'dan gelen
bu Müslûmanlann hepsinin adı AK i-
di. Bunlara Ali grubu deniliyordu.
Bunlar Yusufu fran'a götflriip bom-
ba konusunda eğirtiler. Özellikle C-4
patlayıcısı konusunda Yusuf uzman
olmuştu orada. Yusuf geldikten sonra
ilk iş. olarak Abbas Gulamzade hak-
kmda istihbarat çahşması vapok. Bi-
ze 10 bin dolar gönderüdL Gulamza-
de'yi kaçırdık. Ah'lere yolda testim et-
tik. Kaçırmaolayında ikiAKdebizim-
le birökteydL"
Jak Kamhi'ye suikast eylemi için
de istihbarat çahşmalan yürüttüğünü
anlatan Filiz, hedefin arabası zırhlı
olduğu için çok miktarda C-4 gerek-
sinimi ortaya çıktığını ve güçlü istih-
barat çalışmalanna ihtiyaç duyuldu-
ğunu belirterek "Birazzamana ihti>aç
vardL Ben bununla uğraşıyordum"
dedi. Filiz şöyle devam etti:
"Bir de öncedenUğurMumcu hak-
kmda istihbarat yapmışük. Ali'ler ve
Yusuf o işle meşguidüler. Ben isyerin-
de iken sabahleyin Uğur Mumcu ola-
yı oldu ve Ali'Ierdcn biri bana ondan
yani olaydan sonra bir çanta bırakıp
gitti. Daha sonra Yusuf çantayı istedi
ve eve getirdik. İçinden biri kullanıl-
maya hazır C-4 patlayıcısından 4 adet
Tnfhilrnttfi Bwkoz'dadüzenlenenoperasy<)nsu-asmdaHizbuflah'aaMçoksayıdadis-
lUlUinUUU ketveapekgeçirikJiUanantonıı yaptığı çahşmalar sonucu budfaket-
ler çözüldü. Çözümler sırasmda Hizbullah üst düzey yöneticilerinjn, Hüseyin Vetioğhı'na gönderdikleri raporlar
da yer aldı. Bu raporlarda Uğur Mumcu suikasb konusunda Yusuf Karakuş'un bügi sahibi olduğu iddialân yer
alıyordu. tstanbul emniyeti Karakuş'u 3 Nisan'da gözaltına akh. Mumcu suikastına kanşmadıguu savunan Ka-
raicuş'a suikast senaryosu ezberietildi ve cinayeti üstlenmesi sağlandL Ankara DGM Savcısı Hamza Keleş, İstan-
btdEmni\'eti'ıu^>arg]\iy-anıltmagirişimiıüboşaçıkararakKa^ A
Karakuş ve Filiz'in Hizbullah yönetimine gönderdikleri özgeçmişleri ortaya çıktı
4
Polis ve mahkeme kültürüm fazla9
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-Beykoz'daki operasyonda ele
geçirilen disketlerin çözümü so-
nucu Yusuf Karakuş ile Murat
Filiz'in Hizbullah üstyönetimine
gönderdikleri özgeçmişleri de or-
taya çıktı. Özgeçmişler şöyle:
Yusuf Karakuş
Memleketi: Çorum/Osmancık-
Tutuş köyü
Okuduğu okuDan Fatıh Gün-
gören tlkokulu
Cemaate katdmadan önce baş-
ka gruplara girip girmediği: Is-
lamdan önceki hayatım 1977'den
1982'ye kadar ülkücülerle bera-
berdim.
Cemaate kanlma nedeni: Ül-
kücülükten aynldıktan sonra
okuyarak tslamı buldum. Önce-
ki savunduğumuzun Islam ohna-
dığını anladun. Cezaevinde Hiz-
bullahi fikri aldıktan sonra bura-
da okuduklanmızdan kaynakla-
nıyor ve Osman Coşkun'un etkı-
siohnuştu. 1989'dadışançıkrık-
tan sonra kendi düşüncemizde
olan insanlarla beraber ohnak is-
• Beykoz'daki operasyonda ele geçirilen disketlerin
çözümü sonucu ortaya çıkan özgeçmişlerde Karakuş,
lkücülükten aynldıktan sonra okuyarak Islamı
bulduğunu söyledi.
yapıyla ilişkimiz olmadı. Ancak
1989 dan 1992'nin sonuna kadar
Tevhid grubuyla birlikte üst dü-
zeyde askeri birlikteliğimiz ve ça-
lışmalanmız ohnuştur.
1993'ün başlanndan iribaren o
yapıyı sert ve kan bir tavırla terk
etmiş ve cemaatle birliktelik
oluştururarak fslami mücadele-
mizi sürdürmekteyiz.
AilebOgisi: Babam 1988 "de ve-
fatetti, gayrimeşrubirâlemivar-
dı. Uyuşturucu kaçakçısı ve kul-
lanıcısıydı. En sonunda eroin ko-
masına girerek öldü.
Annem, mazbut ve Müslüman
bir kadındu-. Çile v e sıkıntı konu-
sunda çok çekmiş ve bezgin bir
kadındır. Halen Müslümanlan ta-
nımakta. sevıp desteklemektedir:
gelenekseldir, sonuna kadar bize
ve Müslümanlara teslimiyet ha-
lindedir. Sağolsun.
tedik. Tevhid'le beraber olduk.
Kısa bir süre de olsa bu insanla-
nn insanlan aldatmacadan ibaret
olduğunu anladık ve keskin bir
tavır koyup ayrrldık.
Cemaatten görev isteme konu-
sunda: Görev ıstenmez \ erilir ka-
nısındayım.
Tevhid kanalıyla Iran'a gittik.
3 kişiydik. MuzafierDağdeviren,
Fatih Aydm ve ben. Geldiğimiz-
de Iran'da gördüğümüz şahıslar
iki kere bizi ziyaret ettiler.
Murat FiKz
Memleketi: Diyarbakır
Cemaate kanlmadan önce baş-
ka gruplara girip girmediği: İ987
sonlanna kadar cahilane bir ya-
şantıya sahip iken o tarihten iri-
baren Islamı ve inkılabi bir anla-
yışla bugünkü İslamı noktaya
geldık elhamdulıllah.
Allah'a şükür gayri Islami bir
6 kardeşim var, 3'ü kız 3'ü er-
kektir. Ailenin en büyüğü ablam-
dır. 1 kızı var, 9 yaşında. Eski
eniştemin ahlaki problemlerin-
den dolayı 3 yıldır aynlmış ve res-
men boşanmışnr. Benimle birlik-
te kahyorlar. Müslümanlan sevi-
yor, kültürel ve ilim yapısı güzel-
dir. Kendi bünyesinde 15 kişilik
bir Kuran kursu vardır. Halen o
işle meşguldür.
Dayılanmdan biri devletçidir.
ilişkimiz kesiktir. Diğeri ise ge-
lenekseldir. Onlann dışmda ak-
rabalanmın çoğu Müslümandır.
Polisle sorunu olup olmadığj:
Gayrimeşru ilişki ve çalışmalar-
dan kaynaklanan problemlerden
dolayı birkaç kez nezarethane ve
mahkeme düzeyinde polisle sık
sık karşı karşıya kaldım. Biri
uyuşturucu bulundurma, birkaçı
ise kaçakçılık konularında ol-
muşrur. U>aışturucuyu babamın
hesabına taşıdun \e bulundur-
dum. Ailemin gayrimeşru işleri
nedeniyle polis, karakol ve mah-
keme kültürümüz fazladır.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
vardL Daha sonraki işimiz Jak Kam-
hi'ydL Fakat Ali'lerin ve bizim habe-
rimiz olmadan Jak Kamhi'ye suikast
yapıkh. Yapılan evlem öylesine acemi,
öylesüıe saçmav dı kL neresinden bakı-
hirsa bakılsın birileri Uğur Mumcu
olayından sonra san$as\on varatmak
isrrvordu herhalde. O olavda yakala-
nanlann olayla ilgjsi dahi yoktu. Bu-
nu da Ali'lerin gözden çıkanhğı Meh-
met Şahin, Hasan Kılıç ve Nurettin Şi-
rin yapörmışlardi™''
İraıTla terör işbiriiği
Hizbullah yönetıcisi. Murat Filiz ve
Yusuf Karakuş'la 19 Mart 1994"te
yaptığı görüşmeyle ilgili raporunda
da özellikle PKK ile Iran destekli şe-
riatçı terör arasındaki işbirliğine iliş-
kin dikkat çekici anlatımlar yer aldı.
Raporda, Tevhid dergisini "ÇetinDe-
mirhan" adıyla yazı yazan ve dergi-
nin politikasına yön veren kişinin
PKK'li olduğu belirtilerek "PKK'ü
olduğunu Tevhid'dckilcr de bihyor-
muş. Çetin Demirhan, Leyla Zana'nın
anıeüyat olduğu tarihlerde Nurettin
Şirin 0e Leyla Zana vı telefonla görüş-
türmüş ve Nurettin Şirin' Sızin müca-
deletuzı Hüseynı yığıtlik olarak kabul
ediyoruz' demiş" anlatımlanna yer
verildi. Raporda, Yusuf Karakuş ile
Mehmet Ali Şahin arasındaki konuş-
ma Türkiye'ye yönelik yıkıcı faali-
yetlerin ardmdaki Iran parmağını bir
kez daha gözler önune serdi. Rapora
göre, Yusuf Karakuş'un "Niçin Kûr-
distan'a gitmryorsunuz ve Müslüman-
lann dertleriyle ilgilenmiyorsunuz"
sorusuna hedef olan Mehmet Ali Şa-
hin'in yanıtı "Ben kendi başuna Kûr-
distan'agkJemem,sorunu tran'mçöz-
mesi lazundır. Iran bize ne derse biz
öyle yapiyoruz" dedi.
Raporda, yazar Aziz Nesin'e yöne-
ük eylemlere ilişkin şifreler de anla-
tıldı. Buna göre eylem yapılmayacak-
sa "Kıstır, vollar çok bozuknır, sipari-
şini verdiğimiz mallar şimdi kabm",
önerilen 3 eylcm planından istedikle-
rini yapma izni olursa "Sipariş verdi-
ğimiz mallan gönderm, müşteriler
bekuyor" mesajlannın iletilmesi is-
tendi. ,.
•ıfh*
'Örgütümüz İran
çizgisine çekildi'
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu)-Tevhid örgü-
tünün Hasan Kıhç'la bir-
likte üst düzey sorumlula-
nndan HakkıSelçuk Şan-
t, toplumu tslam konu-
sunda bilgilendırmek
amactyla kurduklan yapı-
lanmamn, Sincan gecesi-
nin düzenleyicilerinden
Nureddin Şirin'in baskı-
sıyla Iran çizgisine çekil-
diğini anlattı.
Ankara emniyetindeki
sorgusunda Adana Imam
Hatip Lisesi'nden mezun
olduğunu anlatan Selçuk
Şanlı, Hasan Kıhç'la Ha-
cettepe Üniversitesi 'nde
okurken aynı yurtta kal-
dığı için tanıştığını söyle-
di. Hasan Kılıç"ın istedi-
ği üzerine Nasır (Takipur)
olarak bilinen franlı Sava-
ma ajanıyla Türkiye'ye
geldiğinde ılgilendiğini
kaydeden Şanlı, daha son-
ra Iran'a gittiğini aktardı.
oralcalislar@yahoo.com
Bu yıl turizmin patladığına iliş-
kin çok gazete haberi okudum.
Haberler böyleydi, ama gerçek
neydi? Çünkü bazı yazar arka-
daşlanm ise tam tersi gözlem-
lerde bulunuyorlardı. Duygu
Asena, Antalya'daki otellerin
boş olduğunu dile getiriyordu.
Buna benzer başka yazılar da
vardı. Bodrum garajına geldiği-
nizde turizmin patlamadığını
anlamak mümkündü. Ortalıkta,
bu aylarda görmeye alıştığımız
yabancılann sayısı, geçmişe
göre oldukça azalmış görünü-
yordu.
Bitez, Gümbet, Ingilizruristle-
rin çok rağbet ettiği koylardan-
dı. Bu koylardaki lokantalarda
fiyatlar Ingiliz Sterlini'yle ilan
editirdi. Bu altşkanlık şimdi de
sürüyordu. Yemek listelerinin
karşısında hâlâ Ingiliz Sterli-
ni'yle saptanmış fiyatlar yer alı-
yordu. Fiyatlar Ingiliz Sterli-
ni'ydi, ama bu fiyatlan çözme-
ye çalışanlar yerli turistlerdi. Bi-
tez'deki otelcilerle "patlayan tu-
rizm" üzerine yaptığımız soh-
betten çıkardığımız sonuçlar,
gazetelerin yazdığına pek ben-
zemiyordu.
Bodrum'da Patlayan Turizm(!)
Otelcilerşunlan anlattılar: Ye-
ni Turizm Bakanı Erkan Mum-
cu'dan memnunuz. Dınamik,
araştıncı ve gayretli bir şekilde
turizmin sorunlanna eğiliyor.
Geçmişten farklı ve umut verici
bir tutum içinde. Ancak, baka-
nın niyeti yığılmış sorunların çö-
zümü için yeterii değil. Önce kı-
sa vadeli, sonra uzun vadeli si-
yasetlerin planlı bir şekilde ha-
yata geçirilmesi gerekiyor. Böl-
geye, hiç önü arkası düşünül-
meden ha bire yeni oteller yapı-
lıyor. Bu otellere gerçekten ihti-
yaç var mı, yok mu, kimse dü-
şünrnûyor. Türkiye'nin önümüz-
deki yıllarda ne kadar turisti
ağıriayacağı, bu konudaki pers-
pektifleri nedir, bunlar bilinmi-
yor.
Çok turist alan ülkeler, sürek-
li kendilerini yeniliyorlar. Turizmi
canlandırabilmek için, yeni yol-
larbuluyorlar: Kültür turizmi, ta-
rih turizmi, doğa turizmi gibi.
Bunlan çok bilinçli ve planlı ya-
pıyorlar. Denedikleri tutmazsa
yeni yollar anyoriar. Bu yıl yeni
Turizm Bakanı sayesinde, bizde
de bir dışa açılma oldu. Propa-
ganda ve tanıtım tarzı geliştiril-
di. Ancak gelin görün ki, en çok
yabanct turistin gelmesı gere-
ken bu mevsimde yabancı turist
çok az. Ömeğın Bodrum, Ingi-
liz ve Alman turistlerin rağbet
ettiği yörelerimizden. Geçen yıl-
larda otellerde yabancı turistler
kapasitenin yüzde 80'ini, yerli
turistler ise yüzde 20'sini oluş-
tururlardı.
Bu sene tam tersi, kapasite-
nin yüzde 20'si yabancılardan,
yüzde 80'i yeıiilerden oluşuyor.
Bu değişim yaşanırken başlan-
gıçta yertilere farklı yabancılara
farklı fiyat uygulanıyordu. Bu se-
zonun başında 4-5 yıldızlı otel-
ler yabancı turizm firmalannın
da zorlamasıyla sabah kahval-
tısı ve akşam yemeği dahil gün-
lüğünü 15 Aiman Markı'na ka-
dar düşürdüler. Yani 4.5 milyon
Türk Lirası'na. Yerli turistlere ise
kapı 100 Alman Markı'ndan açı-
lıyordu. Baktılar ki yabancı turist
gelmiyor, onlar için de indirim
yaptılar.
En önemlisi, yurtdışından ge-
lecek turistler için ulaşım. Şu
anda Almanya'dan gelen uçak-
larda 20 Ağustos'a kadar bir ki-
şilik bile boş yeryok. Gelmek is-
teyen turistler uçak bulamıyor-
lar. Uçaklar dolu, oteller ise boş.
Geçen yıllardaki kriz nedeniyle
özel uçak firmalannın birçoğu
çöktü veya gücünü yitirdi. Istan-
bul Havayollan'nın 18 uçağı var-
ken şimdi 5 uçağı uçabiliyor.
Bazı uçak firmalan ise tamamen
yok oldu. Bu durumda görev
Türk Havayollan'na düşüyor.
Türk Havayollan'nın normal ta-
rrfesi ise çok pahalı. Üstelik yer
de bulunmuyor.
Ancak, şu ana kadar uçak so-
runu çözülmüş değil. Geçmiş
olsun, bu yıl bu nedenle turizm
bitti. Turizm mevsimini bizler 7
ay olarak belirleriz. Yerli turist,
okullar açılınca yok olur. Yaban-
cı turistler bu açıdan da önem-
li. Uçak olmadan onlan buraya
getirmek mümkün değil.
THY'nin, bu işe hızla çözüm
bulması gerekiyor. Örneğin u-
cuz charter seferlerinin örgüt-
lenmesine gecikmeden girilmek
zorunda. Ya da özel uçak firma-
lannın desteklenmesine önce-
lik verilmeli.
Bodrumlu otelciler, bu yıl Ga-
latasaray-Leeds United maçı
öncesi iki Ingiliz taraftann Tak-
sim'de bıçaklanarak öldürulme-
sinin de Ingiliz turistlerin azal-
masında önemli rol oynadığı
inancındalar. Çünkü Bodrum'da
görmeye alışt^ımız Ingilizturist-
lerden neredeyse eser kalma-
mış. Ingilizce konuşan birkısım
turistin ise Ingiliz değil, Irianda-
lı olduğunu söylediler.
Bodrum'daturizmin patiama-
dığını anlamak için uzun boylu
araştırmaya gerek yok. Oteller-
deki doluluk oranına ve yaban-
cı turist sayısına bakınca, patla-
mak bir yerine turizmin fosladı-
ğını söylemek daha doğru.
Umanz bu patlamayan son yıl
olur. Turizmcilere kolay gelsin
demekten başka bir şey gel-
miyor elimizden.
Şanlı, temas kurduklan
tranlı ajanlar ve Kudüs
Ordusu mensuplan hak-
kında aynntılı bilgiler
verdi. Şanlı, örgütün stra-
tejisi konusunda bir soru-
yu şöyle yanıtladı:
"•Tevhid örgütienmesi-
nin amacı mevcut Müshl-
man ülkelerden y azarla-
ruı kitaplaruıı tercüme et-
mek suretiy le Türkiye'ye
bazı khaplann kazanidınl-
maa ve sohbetleıie toplu-
mu tslanıi açıdan bilgilen-
dirme idi. Daha sonra Nu-
reddin Şirin'ûı kaühmıy-
la çi/gimi/ İran rejimini
propaganda eden bir çiz-
giyc dönüştü. Bunun üze-
rine dergide Şirin ve onu
destekleyen arkadaşlarla
aranuzda otorite çabşma-
sı başladı. Biz dergkien ay-
nldık."
Şanlı, Ferhan Özmen'i
çocukluğundan beri tanı-
dığını belirterek birlikte
Iran'a girtiklerini söyle-
di. Iran'da eğitim aldıkla-
nnı kaydeden Şanlı, şun-
lan söyledi:
"Karayoluyla İran'a
girrim. Tahran yakınla-
nndaki Ramtin oteline
yerieştinı. Nasır'ı aradım.
Nasır otele gelerek bizim-
legörüştü. Otelde Ferhan
Ozınen'le birlikte kalı-
yordunı. Nasır beni otel-
den alarak yan bodrum
gibi bir binaya götürdü.
Bana özgeçmişimle ilgili
sorular sordu. Sonra iki-
nıi/i alıp Tahran'ı gezdir-
diler. Nasır 3. gün bizi
Behram adh İranhyla ta-
mştırdı."
Şanlı, Iran'da Nasır'a
silah eğitimi ahnak iste-
diğini söylediğini aktara-
rak "Bu isteğim üzerine
Nasır otele Sait isimli bir
kişivi getirdi. Batı Tah-
ran'da açık havada bulu-
nan bir atış poligonuna
götürdü ve bana silah eği-
timi verdi" dedi.
Şanlı, Savama ajanla-
rındarı İsmail Karacadağ-
h'yla da tanıştığını, bu ki-
şinin Iran Kültür Ataşeli-
ği'nde çalıştığuıı söyledi.