Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 HAZİRAN 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Seyman: Kürt
sorununu CHP
çözer
• DtYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Genel Başkan
Yardımcısı Yaşar
Seyman, Güneydoğu'da
gerçekleştirdiği
temaslann ardından dün
Diyarbakır'da basm
toplantısı düzenledi.
Seyman, Kürt sorununu
çözebilecek tek partinin
CHP olduğunu belirterek
'Kürt sorunu Başbakan'ı
da, Türkiye'yi de
aşmıştır' dedi.
Çeük'ten, Doğu-
Güneydoğu
raporu
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
DYP Van Mılletvekili ve
TBMM Katip Üyesi
Hüseyin Çelik, 'Sosyo-
Ekonomik Göstergeîer
Işığında Doğu ve
Güneydoğu'da Durum'
başlığı altında
hazırladığı raporu, dün
basın toplantısıyla
açıkladı. Bölgede 'Köye
Dönüş' projesinin hızla
yaşama geçirilmesini
istedi. Çelik, bölgeye
yeterli sağlık hizmetinin
götürülemediğini
belirterek 'ucuz tedavi
için' halkın Iran'a
gittiğine işaret etti.
'AcHtıp'a
ulustararası
boyııt
itZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) -8.
Uluslararası Acil Tıp
Konferansı'nda tıp
alanındaki son
geüşmeler, sorunlar ve
gelecekle ilgili
beklentiler ele almdı.
ABD'nin Boston
kentindeki konferansa
katılan Acil Tıp Derneği
(ATD) Genel Başkanı
Dr. Ülkümen Rodoplu,
Türkiye'nin son yıllarda
bu alanda önemlı
mesafeler aldığını
belirtti.
Beş yıllık plan
kabul edüdi
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
8. Beş Yılİık Kalkınma
Planı, dün TBMM Genel
Kurulu'nda kabul edildi.
Muhalefet partilerinin
verdiği önergelerle,
'okul öncesi eğitim
döneminde milli, ahlaki,
manevi değerlere bağlı
eğitim verilebilmesi için
yazılı, sözlü ve
görüntülü programlann
yapılması', 'dini bilgi ve
kültürün öğretim
kurumlannda
- verilmesine devam
edilmesi' plan
kapsamına alındı.
Üniversite sınavında
genel ve meslek liseleri
arasındaki farklı
—^ değerlendirmelerin de
kaldınlması benimsendi.
CHP Ekonomi
M&S8SI
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
CHP MYK üyesi Algan
Hacaloğlu'nun
eşgüdümündeki CHP
__ Ekonomi Masası,
haftahk raporunu
• açıkladı. Ekonomi
• Masası, bu haftaki
bülteninde 2000 yılı
—bütçe hedefleriyle iöt-5—
— aylık uygulama
sonuçlannı karşılaştırdı.
CHP Ekonomi Masası,
-' 2000 yılı konsolide
bütçesinin ilk 5 aylık
uygulama sonuçlanna
göre, Hazine'nin her gün
asgari ücretle çalışan 1
'•* milyon 36 bin işçinin net
aylik maaşı toplamı
kadar faiz ödemesi
yaptığını ortaya koydu.
DSP kanadı, Meclis YÖK Araştırma Komisyonu'nun raporuna muhalefet şerhi koydu
^Atatürkçiilük yargdanıyor'
EMtNE KAPLAN
ANKARA - TBMM YÖK Araştırma
Komisyonu'nun DSP'li üyeleri, komis-
yon raporunun 109 maddesinden 59'una
muhalefet şerhi koydu. "AHernatifrapor"
nheliğindeki muhalif görüşte, raporla
"Atatürkçülüğün yargılandığı, laik öğre-
tim üyelerinin sindirilmeye çalışıldığı ve
antilaikkesimlerin \üreklendirikliğr yur-
gulandı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK)
ve üniversite rektörlenne yönelik suç du-
yurulannın "hakaz" olduğuna işaret edi-
len alternatif raporda, somut belge ve bil-
gilere dayanmayan suçlamalarda "şeriat-
çı yayın organlaruun" haberlerinin dik-
kate ahndığı kaydedildi.
TBMM YÖK Araştırma Komisyo-
nu'nun DSP'li üyeleri Masum Türker,
Ayşe Gürocak ve Hasan Erçelebi; türban
yasağrndan ödün vermemeleri nedeniyle
FP ve MHP'nin hedefi durumuna gelen
YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz ve
Istanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Kemal Alemdaroğlu hakkında olanlar
başta olmak üzere 30'u aşkın suç duyu-
rusu isteminin yer aldığı rapora muhale-
fet şerhi koydular. 34 sayfadan oluşan
muhalefet şerhinde özetle şöyle denildi:
• Komisyonda, raporlar ve bilgi notla-
n tartışılmadığı için objektif bir süreç
içinde gerçeklere ulaşılamamıştır. Ko-
misyonda dinlenmek üzere çağnlanlann
çoğunluğu, YÖK'e, üniversitelerin rek-
törlerine ve yönetimlerine muhalif kişi-
lerden oluşmuştur. Gerek yöneltilen so-
rularda ve gerekse yanıtlarda, antilaik dü-
şünceye sahip ve şeriatçı olarak tanınan,
cumhuriyetin temel ilkelerine karşıt ve
bu nedenle YÖK ve üniversiteleri ideolo-
jik olarak hedef seçmiş yayınlann bir
mesnete dayanmayan haberleri etkili ol-
muştur. Anlaşılan odur ki, hazırlanan bu
raporu aynı mihraklar cumhuriyet karşı-
tı amaçlan için kullanacak, YÖK ve üni-
versitleri baskı altında tutacaklardır.
• Atatürk ilke ve ınkılaplanna ve cum-
huriyetin temel ilkelerine bağlı laik dü-
şünceye sahip üniversite öğretim üyele-
rini ve yöneticilerini, kılık-kıyafet tartış-
ması çerçevesinde sindirecek, üniversi-
telerde kargaşaya neden olacak ve antila-
ik ve cumhuriyet karşıtlannı yüreklendi-
recek görüşleri doğru bulmuyoruz. Ra-
pordaki bu görüşler ile ulaşılan sonuç,
son yıllarda üniversitelerde sağlanan ba-
nş ve huzur ortammı bozacaktır.
• Türban sorununu çözen Danıştay ka-
ranna ve araştırma komisyonunun çalış-
ma süresi içinde türban ile ilgili bir eylem
ve karmaşa olmamasına karşın başörtü-
sü konusunun rapora alınması, cumhuri-
yetin temel ilkelerine karşıt olanlan yü-
reklendirecektir. Bu da onlara üniversite-
lerde öğretim üyesi düzeyinde örgütlen-
melerinin yolunu açacaktır. Komisyon,
araştırma konusunu saphrmıştır.
• Yakın zamanda başlayacak rektör se-
çimlerinde mevcut rektörleri veya olası
rektör adaylannı şaibe altında tutan ve bu
seçimlerde aleyhlerinde kullanılabilecek
veya baskı altında tutabilecek ve YÖK'le
ilgili suçlamalarda bulunularak TCK'ye
göre cezalandınlmak üzere yapılan de-
ğerlendirmeler, raporun güvenilirliğini ve
tarafsızlığını zedelemıştır.
ÇtZMEDEN YUKARI MUSAKART
tnsanlann genetik şifresiyle ilgili çabşmanın sonuçlannı Blair ve Clinton birükte açıkladılar.
Türkiye, AGSK toplantısma katılıp katılmamayı değerlendiriyor
Ismail Cem'in zor kararıANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Avrupa Birliği'nin (AB),
kıtanın güvenlik ve savunmasıy-
la ilgili oluşturduğu yeni yapı-
lanmadan dışladığı Türkiye, AB
üyesi olmayan müttefıklerin
Brüksel'de yapacaklan toplantı-
ya katılıp katılmama konusunda
kesin karannı vermedi. MG top-
lanhsında Avrupa Güvenlik ve
Savunma Kimliği'ne (AGSK)
katılım koşullannı açıklayan
Türkiye, Norveç'in inisiyarifıy-
le gerçekleşecek toplantının
"6'laria AB arasmda arabulucu-
hık" istemine yönelik olduğu de-
ğerlendirmesini yapıyor. Türki-
ye, Ankara'da temaslarda bulu-
nan NATO Avrupa Müttefik
Kuvvetler Başkomutanı Orgene-
ral Joseph W. Ralston a. AGSK
ile ilgili kaygılannı iletti.
AB'nin Feira zirvesinde
AGSK'nin karar alma mekaniz-
malanndan dışladığı 6 NATO
• AB'nin Feira zirvesinde AGSK'nin karar alma
mekanizmalanndan dışladığı 6 NATO üyesi ülkenin,
AGSK Koordinatörû Javier Solana ile bir araya gelmesini
sağlamak üzere Norveç'in başlattığı girişim konusunda
Ankara henüz kesin karannı vermedi.
üyesi ülkenin, AGSK Koordina-
törû Javier Solana ile bir araya
gelmesini sağlamak üzere Nor-
veç'in başlattığı girişim konu-
sunda Ankara henüz kesin kara-
nnı vermedi. Norveç, 3 Tem-
muz'da Brüksel'de yapılacak gö-
rüşmede amacın, karar alma sü-
recinden dışlanan ülkelerin gö-
rüşlerini AB'ye doğrudan ilet-
mek olduğunu açıklamıştı. An-
cak Türkiye, Norveç'in girişimi-
ne kuşkuyla yaklaşıyor. 3 Tem-
muz toplantısımn AB ile 6'lar
arasında "arabuhıculuk" amacı-
nı taşıdıgını düşünen Türkiye.
Başbakan BülentEcevit'in de de-
diği gibi "bu toplannnın neyarar
sağjayacağınr anlamaya çalışı-
yor. Dışişleri Bakanı Ismail
Cem'in de bu konuyu tKÖ zir-
vesi dönüşüne bıraktığı bildirili-
yor. Diplomatik kaynaklar,
Brüksel toplantısımn Türki-
ye'nin istediği bir platform ol-
madığını da vurguladılar.
NATO Avrupa Müttefik Kuv-
vetler Başkomutanı Orgeneral
Joseph W. Ralston, dün Anka-
ra'da Cumhurbaşkam Ahmet
Necdet Sezer, Başbakan Ecevit
ve Genelkurmay Başkanı Orge-
neral Hüseyin Krvnkoğhı ile bir
araya geldi. Üst düzey bir askeri
yetkili, Ralston ile yapılan gö-
rüşmelerde AGSK konusunun
ele ahndığını ve Türkiye'nin ge-
lişmelerden duyduğu kaygıyı
gündeme getirdiğini bildirdi.
Alınan bilgiye göre Sezer, Ral-
ston'u kabulünde, NATO
olanaklannın otomatik olarak
AB'nin kullanınuna verilmesi-
ni, Türkiye'nin kabul etmesinin
olanaksız olduğunu vurguladı.
Sezer, AB'nin Feira doruğunda,
NATO'nun, daha önce düzenle-
diği doruklarda aldığı kararlan
dikkate almadığını ifade ederek
"bu yaklaşumn NATO-AB flişk-
ilerine ciddi yansunalan ola-
cağuu" söyledi. Sezer, konu
çözüme kavuşturulmadan NA-
TO- AB ilişkilerini ılgılendıren
konulara Türkiye'nin olumlu
yaklaşmayacağı uyansmda da
bulundu.MGK'nin önceki gün
aldığı kararlarm iletildiği Rals-
ton'un, konunun askeri boyutuy-
la ilgili olarak Türk Genelkur-
mayı'na destek verdiği, ancak
olayın siyasi boyutlu olarak ge-
liştiğini soylediği öğrenildi.
Ecevit izledi
'Erenlerin
izinden'
belgeseli
tanıtıldı
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Başbakan
Bulent Ece\1t, Gazi Üni-
versitesi'nce hazırlanan
"Kazakistan'dan Maca-
ristan'a Erenlerin İzin-
den" başlıklı belgeselin
ilk bölümünü izledi. Ece-
vit, Türk hümanizmasın-
da Alevi Bektaşıliğinin et-
ken olduğunu belirterek
"Bu diziyte Hoca Ahmet
Yesevi'den Hacı Bektaş
Veli'yeTürkhümanizma-
sının kaynaklan irdelen-
mektedir" dedi.
Başbakanlığın katkıla-
nyla Gazi Üniversitesi lle-
tişim Fakültesi'nce 13 bö-
lüm olarak çekilen belge-
selin "Hoşgörü" başlıklı
bölümü, Ecevit'in de katı-
lımıyla Başbakanlık Ko-
nutu'nda basına tanıtıldı.
Göstenmden önce konu-
şan Gazi Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Enver
Hasanoğlu ve lletışım Fa-
kültesi Dekanı Prof. Dr.
Alemdar Yalçın, katkılan
nedeniyle Ecevit'e teşek-
kür etti. Prof. Hasanoğlu,
Ecevit'e bir de plaket ver-
di. Rektör Enver Hasanoğ-
lu, belgeselin çalışmalan
sırasmda elde edilen do-
kümanlann Türkiye hak-
kında araştırma yapmak
isteyenlerin bilgisine su-
nulacağını kaydetti.
Belgeselin müziğini ya-
pan Bengi Bağlama Gnı-
bu ve sanatçı Hasan Yük-
selir, Alevi deyişlennden
küçük bir dinleti sundu.
Ecevit, gösterimden ön-
ce yaptığı konuşmada,
Türk halk tasavvufunun
Orta Asya'da halkın gön-
lünden ve bilincinden
doğduğunu söyledi. Halk
ozanlaruun ve erenlerinin
öncülüğünde Anadolu'da
gelişen, Balkanlar ve Av-
rupa'mn ortalanna kadar
ulaşan Türk halk tasavvu-
funa Hacı Bektaş Veli'nin
kalıcı etkisi olduğunu kay-
detti.
IRMIKI AYDIN ENGÎN aengin(g doruk.net.tr
Bir yazının başlığı, yazının
içeriğini, yönünü, vurgusunu
haber verir. Üç (belki dört) gün-
de anlatabileceği bir konuyu
tek yazıya sığıştırabileceğini
sanan acemi gazeteci, son gün
koyacağı başlığı ilk gün koyar-
sa ne olur? Uç gündür okudu-
ğunuz, belki yann da okuyaca-
ğınız Tırmıkta olan olur.
Acemi dedik ya. Hoşgörüp
okumanıza bakın.
• • •
Biliyorsunuz, günlerdir, F ti-
pi cezaevi denen ve gelip ka-
pıya dayanan olguyu didikle-
mekteyiz.
Bir yanda gazetelerde yazıp
çizen kimi meslektaşlanmızın
F tipi cezaevlerine karşı çık-
mayı "vatan hainliği" ile eş tut-
maya varan devlet tapınçlan,
.kimi bakanlık yöneticilerinin
*...Ama onlar da asker, polis
öldürmüş, karakol bombala-
mış teröristler"yollu değerlen-
dirmeleri var. Öte yanda F tipi
cezaevlerini tartışmaya bile
gerek duymayan, "Fransız
Devrimi'nde ilk önce Bastil
zindanı yıkılıp kapılan açıldı"
yollu cafcaflı, ama içi boş de-
ğefiendirmeler var.
Bu iki "tavır" tartışmayı git-
gide "F tipinden mi yanasın,
Yumuşak G Tipi Cezaevi
koğuş sisteminden mi yana"
darlığına, yalınkatlığına indirgi-
yor.
Her iki yandan gelecek her
türlü tepkiyi duraksamaksızın
göze alarak vurgulayalım: Tar-
tışmayı bu dariıkta, "F tipi mi,
koğuş mu" ikilemine indirge-
yerek tartışmaya hiç mi hiç ni-
yetimiz yok.
Tutuklu ve hükümlüler söz
konusu ise bizi onlann eylem-
leri, bugün tartıştığımız bağ-
lamda hiç ilgilendirmiyor.
Terörü bir siyasal mücadele
yöntemi olarak benimseyen-
lerle aramızda keskin, uzlaş-
maz ideolojik dağlar var. Siya-
sal mücadelede şiddet kuila-
nımtnı, kimden gelirse gelsin,
hangi ideolojik kılrfa bürünür-
se bürünsün, kesinlikle redde-
diyoruz.
Ama bu net tutum, o eylem-
lerden hüküm giymiş ya da tu-
tuklanmış yurttaşlanmızın
hukukunu gözümüzü kırpma-
dan savunmamıza engel de-
ğil. Tersine bu demokratlığın,
hukuka bağlılığın bir gereği.
Ne devlet bürokrasisinde,
siyaset sahnesinde ağırlık ta-
şıyan kimi intikamcılann "Asa-
lım keselim, kıralım, bükelim,
burunlannı sürtüp kimliksiz-
leştirelim. Terörist için hukuk
mu olurmuş" çığlıklan umuru-
muzda, ne tekke şeyhine dö-
nüşmüş örgüt şeflerinin, hap-
se düşmüş gencecik sempa-
tizanlan, militanlan "çelik di-
siplin" kılıfı altında, bir başka
yönden kimliksizleştirme, ki-
şiliksizleştirme çabalan.
Nice gözleri yaşlı, ama başı
dik tutuklu annesinin, babası-
nın gazeteye gelip anlattıklan,
çocuklannın can güvenliği,
sağlığı üstüne haklı endişele-
ri, korkulan ve yaktfHİan beUe-
ğimize kazılt.
Ama aynı anne babaların,
çocuklanyla görüş günü baş
başa kalamadıklan, örgüt şef-
lerinin denetiminde kınk, ke-
sik, kopuk cümleciklerden
oluşan görüşlerle yetinmek
zorunda kaldıklan; çocukları
için daha iyi, daha bilgili, da-
ha hünerii bir avukat tutmak
istediklerinde örgüt disiplini
denen 'Pol Pot'çu bir engele
çarptıklan üstüne aktardıklan
da; nice avukat dostumuzun,
davasını üstlendiği sanıkla
baş başa görüşme olanağı
bulunmadığı için bu tür dava-
lan üstlenmekten kaçındıklan
da belleğimize kazılı.
Mapus damında örneğin,
okunacak kitabı seçme hakkı,
tutuklu ya da hükümlünün
elinden alındıktan sonra, bu
özgürlük kısıtlamastnı cezaevi
yönetiminin mi, örgüt şefleri-
nin mi koyduğunu tartışmamn
bir önemi olabilir mi? Ozgür-
lüğün kendisi önemlidir, kimin
tarafından kısıtlandığı değil.
Savunulacak olan özgürlüktür.
Savunutecak oten bireytn ken-
dini özgürce geliştirebilme,
kendisiyle ilgili kararlan bizzat
kendisinin verebilme özgürlü-
ğüdür. Bu özgüıiüğü kısıtlaya-
nın kimliği, kişiliği, hedefi,
amacı, gerekçesi ne önem ta-
şır, ne değer.
Bu nedenle koğuş sistemi-
nin savunulacak hiçbir yanını
göımüyoruz ve savunmuyoruz.
Kimse kalkıp bu son cümle-
den, "Demek ki F tipini savu-
,(j
nuyorsun" sonucunu çıkar-
masın.
Çünkü tartışma "koğuş mu,
F tipi mi" çatalına sıkıştınia-
maz.
Türkiye cezaevlerinin soru-
nunun bina mimarisi, koğuş-
oda-hücre tercihi olmadığına
inanıyoruz; olmadığını dolay-
sız bir tanık, cezaevi gerçeği-
ni, içeriden ve dışarıdan göz-
lemlemiş biri olarak biliyoruz.
Adalet Bakanlığı, gazeteci-
lere dağıttığı bilgi notunda, F
tipi cezaevlerinin "Biheşmiş
Milletler Cezaevi Minimum
Standart Kurallan'na ve "Av-
rupa Konseyi Cezaevi Kural-
/an"na uygun, çağdaş bir ce-
zaevi aniayışını yansıttığını sa-
vunuyor.
Sorun da zaten tam burada
başhyor. —
Cezaevlerini, BM ve Avrupa
Konseyi standartlanna uyum-
lu kıldığını söyleyen Türkiye
Cumhuriyeti Devleti'nin kendi-
si ne kadar Biheşmiş Milletler
Insan Haklan Evrensel Beyan-
namesi ve Avrupa Sözleşme-
si ile uyumlu. Bu kurumlan var
kılan ilkelere ne kadar bağlı?
Yann da bunu tartışıp bu ko-
nuya -şimdilik- nokta koya-
lım.
POLTIİKA GÜ1NLÜĞÜ
HİKMET ÇETtNKAYA
Kışkırtıcı Ajanlar!..
Bunlar insan mı? Yüreklerinde sevgi var mı?
Onlan hepiniz çok iyi tanıyorsunuz!..
Türkiye'yi ortaçağın karanhğına götürmek ıste-
yen onlar, ülkemizın aydınlarını hedef gösterip öl-
dürten onlar!..
Onlan birileri koruyup kolluyor; Türkiye Cumhuri-
yeti'nin savcılan onlara ayrıcalık tanıyor; Maliye Ba-
kanlığı on beş günde bir şirket değiştiren kışkırtı-
cı varakparelerı uzerınde hıçbır yaptınm uygulamn
yor...
Demokrasiler kendılerini yasalarla koruıi.. ^
Ancak onlar yasa filan tanımıyor!.. 'L
Hizbullah'tan İBDA-C'ye dek yasadışı dinci te*
rörörgütlenni savunan dincı medyanın emekli Ora-
miral Güven Erkaya'nın ölümü üzerinetakındığı ta-
vır, alçaklık ne ilktir ne de son olacaktır...
Her şey açık seçik ortadadır:
Yargıdan polise dek 'karayobaz çetelehne göz
kırpan' kadrolar devlet erkinde olduğu sürece on-
lann 'alçaklığı' sürecektir... \
Ahmet Taner Kışlalı katledildığinde manşetlerı-
ni anımsayın: ,>.
"Bir Kemalist militan öldürüldü!.." «>!
Kimsenin kılı kıpırdamadı!..
Devletin polisi, savcıları sustu!..
Ben bu köşeden suç duyurusunda bulundum...
On gün sonra polis "biz geliyoruz, hazıhıklı olun"
dercesine varakparelerinı aradı, kışkırtıcı ajanı go-
zaltına aldı!..
0 gazeteierde bir tek kışkırtıcı ajan yok!..
Saymakla bitmez!..
'Kanlı Pazar'lann organizatörleri, uçak kaçıranlar,
Ahmet Emin Yalman'a sılahla saldıranlar, Gümüş-
hane Barosu Başkanı Av. Ali Günday'ı hedef gös-
terip Ali Kıraç'a öldürtenler, Hizbullah lideri Hüse-
yin Velioğlu'yla pazarlık yapanlar, o kışkırtıcı varak-
parelerde çalışırlar...
• • •
Gazeteci kimliğiyle ortalıkta dolaşan din bezir-
gânlannın arkasındaki siyasi ve parasal gücü biz bi-
liyoruz...
Hizbullah, Islami Hareket ve İBDA-C'yle ilişkileri
de ortada...
Neden cumhuriyet savcılan yasalan uygulamı-
yor?
10 Ocak 2000'de varakpareleri kurşunlandı mı,
yoksa bir senaryo yazılarak kendileri tarafından kur-
şunlatıldı mı?
Bir Kalaşnikof bulunmuştu!..
17 Ocak 2000'de Istanbul'da Hizbullah operas-
yonu başlatıldı...
Saldından iki gün sonra kışkırtıcı ajanlardan biri-
si, Ankara Cumhunyet Savcılığı'na başvurdu...
"Hikmet Çetinkaya, kışkırtıcı varakpareye karşı
suç işlemeye tahrik etmiştir..."
Bunlar sicilli yobazlann klasik yöntemlerinden bi-
riydi...
Aradan beş ay geçti, kışkırtıcı varakpareyi kurşun-
layanlar niçın bulunamadı?
Oramiral Güven Erkaya'nın ölürrüne alkış tutan
karayobaz sürülen unutmasınlar, bu ülkede asker ve
sivil mtlyonlarca Erkaya bulunuyor...
Suratlanna her tokadı yediklerinde sendeleyip ba-
şını duvara vuran karayobaz sürülen Türkiye'yi
ortaçağın karanlığına götüremeyecekler!..
Türk Silahlı Kuvvetleri dün olduğu gibi bugün de
irticanın karşısındadır. Sanınm en güzel yanıtı Erka-
ya'nın çalışma arkadaşı emekli Koramiral Attila Kı-
yatveımiştir...
"Bunlar insan değil!"
Evet... Bunlar karayobaz sürüleridir...
Kışkırtıcı varakparelerin Anadolu'daki muhabirteri
Hizbullah militanı olarak yakalanmışlar, ıçeride kış-
kırtıcı ajanlar 'Kanlı Pazar'ları düzenlemişler, Sı-
vasta Madımak katiiamında başrolü oynamışlardır...
•••
Bunlar Müslüman filan değildiıi..
Bunlar haindir, canidir!..
Neymiş, basın özgüriüğü, düşünce, inanç özgür-
lüğüymüş!.. tf
Geçin bunlan, geçin!.. ' -
Demokrasi ve cumhuriyet düşmanı hainler 'basın
özgürlüğü' kimliğiyle tranlı mollalara hizmet ediyor,
ülkeyi kan gölüne dönüştürmek için çabalıyorlaıi..
Içeride ve dışanda destekçilen var!..
Laik demokratik medyada dönek Marksist söz-
de liberal CIA güdümündeki ağabeyleri var!..
Hem siyasal hem de devlet erkinde kollan, ayak-
lan var!.. fiij
Hedefleri belli:
Laik, demokratik cumhuriyeti yıkmak!..
Söylemleri dinci terör örgütlerinin aynısı değil
mi? Söylemleri Iran devlet radyosuyla örtüşmüyor
mu?
O zaman Türkiye Cumhuriyeti'nin savcılan niye
bekiiyor; dağrbm şirketleri kışkırtıcı varakpare-
leri neden dağıtıyor?
Demokratik kitle örgütlen, gazeteci örgütleri da-
ha ne kadar susacak, cemiyet üyesi yaratıklara ge-
reken ders verilmeyecek mi?
Unutmayın, demokrasiler kendilerini yasalaria ko-
rur!..
hikmet.cetinkayata cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
• Cumihuriyet
> kulübü
Hikmei Ç^ttnksıya Kiisıplmrı
ÇAĞININ TANİĞIÜÇ YAZAR
2 BASI
KUBİLAY OLAYI VE TARİKAT
SANCILIYILIİR KUJATILMIJ
SOKAKUR
4 BAS!
KUZU POSTUNDA KURT
LUUAKMNADJBULAİTII
DİH BARONUHÜH KAZLARI
A$IK KADINLAR SOKAĞI s
2 BASI
JERİAT PAZAII
SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL
TÜtKİYE'NİN SEYTAN ÜCGEHİ
ZLERİN POYRAZ
Cumhuriyet Kıtap Kulubu Çağ Pazarlama A Ş Turtocağı Cad.
No.39/41(3433'!jCağaıo5lu-lstanbui Tel 514 01 96