25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 HAZİRAN 2000 PAZARTESİ 8 HABERLERİN DEVAMI Türkiye'ııin dış borcu kadanıyor • Baştarafi 1. Sayfada ti. Ancak 2. Dünya Savaşı'na ka- dar başka borç almadı. - 1945 sonunda Türkıye'nın dış borcu, 1939'a göre yüzde 266 arta- rak 356 milyon lırayı buldu. Bunun nedeni, savaş zamanı büyük kısmı askeri amaçlı, müttefıklerden borç almak zorunda kalması. Savaş so- nunda binken altın ve dövız stoku ise 349 milyon lırayla toplam dış borçlan karşılayacak düzeydedır. - 2. Dünya Sa\aşı sonunda dış borç alınmamış olmasına karşın 1946 yılında dış borçlar yüzde 98.2 orarunda artarak 707.4 milyon lıra- ya çıktı. Bu Eylül 1946'da yapılan devalüasyondan kaynaklandı. - 1946'dan sonra ABD yardımla- n ve kredileri yoğunlaşıyor. 1946'da ABD'den 10 milyon dolarlık askeri krediyle bu ulkenın Ortadoğu'da sa- tışa çıkardığı "harp baldyesi sflah ve malzeme" satuı alındı. 1947'de Türkiye'ye Sovyet saldınsı korkusu nedenıyle ABD 69 milyon dolar as- keri yardım verdi. - IMF'den 1947'de ilk kez 5 mil- yon dolarlık kredi alındı. Batı ülke- lerindeki devalüasyonla dış borçlar- da 203.6 milyon liralık düşüş olma- sına karşın, 1945 yılında 356 milyon lira olan dış borçlar 1950'de yüzde 218 artışla 775 milyon liraya ulaştı. - 1951-1960 döneminde ise dış borçlar büyük bir hızla artışa geçti. OECD'nin dış tıcarette yüzde 60 li- berasyon önerisi uygulamaya ko- nuldu. Liberasyon uygulamalanyla Türkiye'nindövızleri entıldi. Mali- ye Bakanlığı'na 1950'de çıkanlan yasayla 300 milyon liraya kadar ya- bancı sermaye yatınmlan garanti edebilme yetkisi tanrnırken dışan- dan borç alan yerli işletmecilere de CUMHURİYET'TEN OKURLAKA ORHAN ERtNÇ • Baştarafi 2. Sayfada etmekte pek mahır Ulusal, yöresel, yerel radyo, te- levizyon ve gazete aynmı yapmadan yurttaşlannın onuru içın arslan kesılıyor. Açılan tazmınat davalarının kabulü halinde öde- necek tazmınat tabanı 10 mılyar lira. Hukukta tazmınat kavramı var. Ama, maddi ve manevi dıye aynlıyor. Bu 10 mılyarlık tutar hangisı için geçerlı, bellı değil. Tazmınat alacak kişinin kimliği ve sosyal durumu da bır kalemde yok sayı- lıyor. Medenı Yasa ıle Borçlar Yasası da devre dı- şı... Hâkimlere tanınan yetkı ise ıddialann ağıriığına göre 10 mılyar lıranın üstünde bir tutar belirtemek. Tazminat ödemeye mahkûm olan yayın kuruluşu- nun sahibi şırketse şırketın ortaklan da bu tutan ödemekte ortaklaşa ve zıncırleme olarak sorumlu tutuluyor. Aç üç tazmınat davası, sustur kızdıgın yayın organını. Hele de yerel ve yöreselse. Gerçek gazetecıler, yazı ışlennın ışverenlere kar- şı bağımsızlığı ıçın savaşım venrken bu sayede bir de şirket ortaklarının baskılan ıle karşı karşıya bı- rakılıyor. Tasannın ılk ağızda ele alınacak demokrasi kar- şıtlığı bu kadar değıl, ama yenmızi çok aştık. Bir- birlerini aklama konusundaki başanlan tartışılama- yan temsılcılenmız ışadamı medyasının isteklerine evet derken, yerel, bölgesel ve bağımsız ıletişım organlannın ölüm fenmanını da ımzalayacaklar mı dersiniz? * . önümüzdefci paz'artesiye kadaf görtfûnüzce'blr hafta geçırmenız dıleğı ve saygılanmızla. borçlann dövizini transfer hakkı sağlandı. 1954'te Yabancı Sennaye Kanunu çıkanldı. Beklenen yaban- cı sermaye gelmedi. Türkiye, Tem- muz 1958'de moratoryum ilan etti. Böylece 1950'de 277 milyon dolar olan dış borç 1960 sonunda yüzde 410artarak 1 milyar 139miryondo- lara yükseldi. TL bazındakı artış oranı ise yüz- de 801 'i buldu. Bunun içine hesaba katılmayan borçlar da eklendiğinde artış oram TL bazında yüzde bin 322'ye ulaştı. Bu 10 yıllık dönem- de Türkiye ABD'den; 543 milyon dolar bağış, 153 milyon dolar kre- di, Amenkan tanmsal ürün fazlası- nın dışalımı karşılığında yapılan PL-480 olarak geçen 232 milyon dolarlık kredi ve 88 milyon dolar di- ğer kredilerle toplam 1 milyar 16 milyon dolar alındı. -1950'li yıllardaki borçlanma ge- reklerine 1960'da bir yenisi eklen- di; borçlann taksıtlerini ödeyebil- mek için borçlanma. 1%2 yılında Türkiye için de, alacaklı ülkelerin borçlu ülkelerin ekonomik durumu hakkında güvenilir bilgi alması için oluşturulan konsorsiyumlar döne- mi başladı. 1963-1972 yıllan ara- sında, 14 sanayi ülkesini kapsayan konsorsiyum kredisi olarak toplam 2.5 milyar dolan aşkın kredi alan Türkiye, IMF, Rusya ve Japon- ya'danda kredi kullandı. 1967-1970 döneminde IMF'yle her yıl stand- by imzalanırken bu dönemde sağla- nan 2.7 milyar dolar dış kredinin yüzde 53'ü dış borç ödemelerine aktanldı. - TL'nin yüzde 66 oranında deva- lüasyona uğradığı 1970 yıhndan 1979'akadartoplam 12 milyar 557 milyon dolar borç alan Türkiye, 4 milyar 446 milyon dolar da dış borç ödemesi gerçekleştirdi. Sağlanan dış borcun 6.6 milyar dolan IMF, Dünya Bankası ve gelişmış Batılı ülkelerden alındı. Dış kaynak gereksiniminin yüzde 41 'inin kısa vadeli borçlarla karşı- landığı bu dönem sonunda Türki- ye, OECD ülkeleriyle 1 milyar 200 milyon dolar borcun ertelenmesiy- le ılgılı konsolidasyon tutanağı im- zalamak zorunda kaldı. - 24 Ocak 1980 kararlanyla yeni krediler alındı. Dış borçlarda artış, ABD Dolan'nın diğer paralar kar- şısında değer kaybetmesinin etki- siylesürdü. 1980 sonunda 15.7mil- yar dolar olan dış borç, 1993 yılın- da 66 milyar dolaraulaşü. 1980son- rasında Türkiye cari işlemler açığını kapatmak ve vadesi gelen borçlan- nı ödemek için borç aldı. 1999 so- nunda dış borç stoku 111 miryar215 milyon dolara ulaştı. 'Türkiye yenflenmeirHaber Merkezi - Dışişleri Bakanı tsmail Cem. Türkı- ye'nın 21. yüzyılın başlann- da önüne kesm 2 hedef koy- duğunu belirterek "Türkiye, 21. yüzyüda AB'ye girecektir. Avrasya coğraryasında da merkezi, betirkyici konumda olacaktir" dedı. Iznur ve Aydm'da çeşitli te- maslarda bulunan ve açılış- lara katılan Dışişleri Bakanı Ismail Cem, düzenlenen top- lantılarda Türkiye ve dış po- litika konulanndaki görüşle- rını anlattı. Izmir Ticaret Odası'nın düzenlediği "Yeni Binyılda Dünya ve Türkiye" konulu toplantıda Cem, Türkiye'nin çağdaş değerler ışığında ken- dısini yenileştirmesinin şart olduğunu bildırdı. Türkiye ile AB ilişkilerini 3 kategon- de görmenin doğru olacağını ifade eden Cem, bunlann ekonomik, mevzuat ve AB Genel Sekreterliği oluştur- mak olduğunu kaydetti. Ölüm cezasının önemli bir konu olduğunu ve Türkiye'de 20 yıldır uygulanrnadığını belirten Cem, Türkıye'nın AB'ye girmesi durumunda bunun kurallanna uymak zo- runda olduğunu vurguladı. Türkiye'nin önüne kesin 2 hedef koyduğunu belirten Cem sözlerini şöyle sürdür- dü: "Türkiye, 21. yüzyüda AB'-ye girecektir. Avrasya eoğrafyasmda damerkezj.be- lirkyici konumda olacakür. Bu iki hedef birbirini gûçlen- dirmektedir. Ortadoğu'da, Orta Asya'daki Uişkilerimiz sonucu ekonomiktşbirtikleri- miz artmışür. İki hedefbirfoi- riyle çeüşmez. Bu küJtürümü- zün ve tarihimizin doğal uzannsıdır. Doğu ve Bab ara- sında köprü oluşumuz, üret- figimrnn Doğu ve BaO'ya su- nulması, hem Doğu'yu hem de Bafyı anlamamız açtsın- dan büyük şansa sahibiz. Hem AB hem de getişen Av- rasya cografyasında benrkyi- ci bir ülke iddiamız ve vizyo- numuz var." Aydın Valiliği'ni ziyareti sırasında da AB ile ilgıli so- rularla karşılaşan Cem, AB'nin Portekiz'deki liderler zırvestnde, Tüıkiye'ye ciddi uyanlar çıkması ve bunlar içensınde ınsan haklan, adli sistem ve hukuk reformlan- mn geciktinlmemesinin is- tenmesinin de bulunduğunun ammsatılması üzerine şu gö- rüşlen aktardı: "Bu konularda söyknenk- rin bazısı doğrudur, baztsı ise abarüh ve bilgi eksiknğinden kaynaklanmaktadır. lyi niyet eksiküği mevcutrur. Ama ge- nelde baknğmuzda, Türkrve- mizin ekonomik genşmesinde gecikrjği, müesseseleşmesin- de geciktiği hususlan mevcut- rur. Bunlann bir an önce ta- mamlanmasında Türki- ye'nin büyük menfaarj var- dn: Hükümette de söylediğim gjbi bunlan saptayahm, Tür- krye'nin gerçekJeri ve menfa- aüan doğruhusunda zaman içerisinde bureformlarabaş- layahm. Bunu yapmazsak ne ohır? Kimse bizezorla bir şey yapbracakdeğiL Ancak rtiraf etmdhimkianayasadeğjşik- liği ve cumhurbaşkanhğı se- çünlerinden dolayı beklediği- miz kadariyi işyapamadıkve zaman kaybına ugradık. Eğer bu istekleri gerçekleş- tiremezsek, AB'ye gjrişimizi geciktiririz ve bu da ekono- mik gebşmemize ohımsuz et- Idyaraor.' Cem, Aydın'ın Kusadası, Didim ve Söke ticaret odala- nnın ortaklaşa düzenlediği "Dış Pootikada Açıhmlar ve Türizm" konulu panelde yaptığı konuşmada, hüküme- tin izlediği dış politika konu- lannda bilgi verdi. Cem, dış polıtıkada, MGK ile hükü- met arasında bir görüş aynh- ğı olduğu yönünde, basında çıkan haberleri değeriendirir- ken "Kopenhag Kriterieri konusunda MGK, hükümeti engeOemiyor'' dedi. MGK ıle hükümetın iki ay- n birim olarak algılanmasını isteyen Cem sözlerini şöyle sürdürdü: "Herkesin görevi ayndır. Ancak, MGK hükümet önünde engel değfldir.'Dışiş- leri Bakanlığı ıle MGK birbi- rine mani oluyor' şekfiDdeki haberierin bepsi boştur. 'Ko- penhag Knterlen' arasında yer alan Kapsayıa Anayasal Vatandaşhk İlkesi ve Düşün- ceyi Açıklamada Dil Yasağı- nın Kaknnhnası konulann- da,MGK ile hükümet arasın- da sorun yok." ^ GÜNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada rişimci, "Burada tutunmak için ilk temas etmem gere- ken kurumu araştırdım" de- yip devam etmişti: "Rus mafyasıyla ilişki kur- dum. Gerekli bağlantılan oluşturduk. Zaten devlet ka- tında yeterii adamlan varmış. Işlerimiz iyi..." Bu konuda içimiz dışımıza çıkmış görünüyor, ama biz yurda dönelim. Aiaattin Çakıcı ve Nuri Er- gin için "yeraltı dünyasının tanınmış adamlanndan " tanı- mı artık yeterii değil. Ya, "ye- rüstü dünyasının" diye başla- mak gerekiyor ya da yeni bir ad bulmak için yanşma açıl- malı. En uygun adı bulana, Istan- bul'un iyi yerlerinden haraç alma olanağına sahip, itibar- lı, her türlü bağlantılan sağ- lam iki kelepir çete! Cezaevi özgürlüğünün bü- tün olanaklanndan yarartana- rak her türlü çalışmalannı yü- rüten Çakıcı ve Ergin, mart ayında "mektuplaşarak" ülke gündemine oturmuştu. Faali- yetlerini "Nuriş" adı altında sürdüren Nuri Ergin, Çakıcı'yı şu sunumla mektuplamıştı: "Şerbeti katmerlenmiş şambabası... Sanal kolpacı- nın teki... Paranoyak namert kınalı kuzu..." Türkçenin bütün zenginlik- lerinden yararlanarak oluştu- rulmuş bu sunuma Çakı- cı'dan sade bir karşılık gel- mişti: "Göçebegillerden Cigu- li..." Mart ayındaki mektuplaş- ma, yerini nisanda yanlış ad- reslerle dolu, silahlı baskınla- ra bıraktı. Haziranda ise kar- şılıklı düzenli-planlı hücumlar yaşanıyor. İki tarafın adamla- rı, Istanbul'un orta yerinde hedef saptayıp rasgele adam öldüruyorlar. Kamuoyu da gelişmelen, hangı taraf galip, hangi taraf ötekine haddini bildirmiş diye bakıyor. Dağ başı Geçen hafta içinde yaşa- nanlar bir filme konu olsa "senaristin hayal gücü fena değilmiş" yorumu yapılır. Nunş'in kardeşı Zeynel Er- gin'e Fatih'tesaldın duzenle- niyor. Zeynel Ergin, köftecinin yanında otornobilini durduru- yor. Buradaki saldında, Ergin çenesinden yaralanıyor, ko- nuştuğu köfteci Kemal Er- doğdu ölüyor! Çakıcı bir gol atmış oluyor. Gol Nunş'in kalesine değil, a- ma olsun. Mafya terminolpji- sinde kelie kelledirt Aynı gün aradan 5-6 saat geçiyor. Nuriş'in adamlan, Çakıcı'nın adamlannm bulun- duğu restoranı basıyor. Kâh- ya Hasan Pençe yaşamını ym'riyor. Ertesi gün Çaktcı'nın "sağ kolu"diye tanımlanan Adnan Çiçek'in eniştesi Yüksel Yıl- maz'la yanındaki Kemal Sapçı öldürülüyor. Bütün bu olup bitenlerin ar- dından lstanbul_Emniyet Mü- dürü Hasan Özdemir şu saptamayı yapıyor "Burası dağ başı değil!" , Sormak gerekir: "O zaman ne ba$ı?" Bunlar işin silahlı yanı. Bir de örgütlü yanı var. Iddia o ki, iki taraf da birbiri hakkında bilgi almak için özel bir "istih- barat timi" oluşturmuş. Yine iki tarafın tuttuğu avu- katlar son derece profesyo- nel hareket ediyoriar. Arka- daşlar sanki, suçlunun avu- katı değiller, mafyanın avu- katlığını yapıyoriari Bütün bunlardan sonra in- san sormadan edemiyor: Yoksa bu kışiler cezaevin- de özerk bir cumhuriyet mi kurdular? Çatışmalann en yoğun ya- şandığı 22 Haziran Perşem- be günü Adalet Bakanı Hik- met Sami Türk, Sincan F ti- pi cezaevini gazetecilere gösteriyordu. Adalet Bakan- lığı yetkililerinin anlatımına göre, terör suçlulan ve çıkar amaçlı örgüt kuran kişiler, ya- ni mafya etemanlan da bura- da tutulacak. Sincan F Tıpi Cezaevi'nin temel özelliği, Türk'ün anlatı- mıyta "oda tipi" olması, ko- ğuş tipi olunca ağalık sistemi kuruluyor... Çakıcı ve Nuriş de koğuş değil, oda tipi cezaevinde. Bu kişiler yukanda sıraladıklan- mtzı yapabiliyorsa soruyoruz: Sorun inşaatta mı, yöne- timde mi? bafbaydcumhuriyet.com.tr KÜLTÜR • SANAT 293 89 78 (3 HAT) III. Uluslararası boğaziçi 26 haziran 2000 Saat: 21.30 Y«r: Cemll Topuzlu Afikhava Tiyatrosu /. i I oERESİNHOTEL H Blues ve Soul Müziğin Devi Keziah Jones III. I L I S U M I 1 S I tllSUIUM I - 10.000.000 - 7.500.0001 AKM (0212} 251 56 00 CAROUSEL (0212) S7O 84 3A CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU (0212) 232 98 30 VAKKORAMA TAKSİM (0212) 251 15 71 VAKKORAMA AKMERKEZ (0212) 282 09 65 VAKKORAMA SUADİYE (0216) 350 87 4> UZELLİ MOZİK ŞAŞKINBAKKAL (021i) 411 70 08 YAYLA SANAT MERKEZİ (02i<) 383 99 20 İ S T A N B U L B Ü Y Ü K Ş E H İ R B E L E D İ Y E S İ Birleşmiş Milletler'de eşit kalkınma için drve • Baştarafi 1. Sayfada likte yaşadığı, 3 mılyannın dayaşam- lannı günde 2 dolarla sürdürmeye ça- lıştığı dünyanın gıdişatına yeni biryön vermek ıçın bugün Cenevre'de topla- nıyor. 1995 yılında Kopenhag'da 117 devlet ve hükümet başkanının katılı- mıyla yapılan 1. Sosyal Zırve, "kûre- sdekonominininsanlarazerindekiet- küerini ortadan kaknrmak için Ok uhıslararası çaba" olarak nıtelendın- lıyor. CenevTe'de düzenlenen 2. Zirve, Kopenhag'da belu-lenen ortak hedef- lere ulaşılamaması ve ortaya çıkan "derin so$yal prorjJemkrin yol açüğı yapısal sonuçlaruı üstesinden gelecek poiirikalar belirlenmesi" ıçın yapılı- yor. "Sosyal Kalkınma ve Ötesi tçin Dünya Zirvesi: Küreselleşen dünyada, sosyal kalkmmayı herkes için gerçek- leştirmek" başlıgıyla düzenlenen BM Genel Kurul Özel Oturumu 5 gün de- vam edecek. 26-30 Hazıran tarihlen arasında gerçekleştirilecek zirveye 30 ülkenin devlet ve hükümet başkanla- n ıle BM Genel Sekreteri Kofı Anan, IMF Başkanı Horst Köhler, Dünya' Bankası Başkanı James D. VVolfen- sohn ve OECD Başkanı Donakt J. Johnston da katılacak. ••SULARA GÖMÜLEN TARIH ZEUGMA VE FIRAT'IN ALTINDA KALACAK UYGARUKLAR TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ'NİN KATKİLARIYLA /1 www.ntvmsnbc.com BU AKŞAM 21:05
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle