27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 HAZİRAN 2000 PAZARTESİ HABERLER Erkaya dugün toprağa verüiyop • Istanbui Haber Servisi - Eski Denız Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral ve Basbakanlık Başdanışmanlanndan Güven Erkaya'nın cenazesi bugün toprağa verilecek. Tedavi gördüğü Kasımpaşa Denız Hastanesi'nde önceki gün öğle saatlerinde ölen Erkaya'nın cenazesi, Levent Camii'nde kılınacak ikindi namazının ardından Zincirlikuyu Mezarhğı'nda toprağa verilecek. W y e sryasi gölge düşmemeir • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Radyo ve Televizyon Yayıncılan Derneği Başkanı Hasan Çakır, TRT'dAı sorumlu Devlet Bakanı Rüştü Kazım Yücelen'in TRT yayınlanna müdahale etmesine tepki gösterdi. TRT'nin toplumun üetişim hakkını gerektiği gibi kullanabilmesine aracılık etmekle yükümlü olduğunu kaydeden Çakır, "TRT kurumuna siyasi iktidarlann gölgesi düşmemelı" dedi. MGK bugün toplaıuyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Millı Güvenlık Kurulu (MGK) bugün toplanıyor. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in başkanlığında Çankaya Köşkü'nde saat 09.30'da başlayacak kurul toplantısında, iç ve dış gelişmeler değerlendirilecek. MGK'nin bugünkü toplantısında Olağanüstü Hal'in (OHAL) uzatılması ile Sezer'in ziyareti sonrasında Kıbns sorunu da ele ahnacak. şenraıniroe çatışma • DtYARBAKIR /HAKKÂRt (Cumhuriyet)- Hakkân'nın Şemdinli ilçesi tkiyaka Göller bölgesinde güvenlik kuvvetlennce sürdürülen operasyon sırasında çıkan çatışmada 11 PKK'li öldürûldü. Çatışmada Afyon Dinar doğumlu Jandarma Komando Er Bülent Aksoy şehit oldu. Bir güvenlik görevlisi de yaralandı. Bursa'da çete operasyonu • BURSA(AA)- Bursa'da, 'teşekkül oluşturarak tehditle çek ve senet tahsilatı yapma'nın da arasında bulunduğu çeşitli suçlara adlannın kanştığı gerekçesiyle aranan üç kişı yakalandı. Daha önce şüpheli 12 kişinin yakalandığı operasyon çerçevesınde, aranan 5 7anl]Hati 3'ünün daha gözaltına alındığını belirten yetkililer, gözaltına alınan Ergün Ş, Cafer Ş. ve Ahmet K. ile birlikte olaylarda kullanıldığı öne sürülen bir adet tabanca, bir adet şarjör ve üç adet fişeğin de ele geçirildiğini söylediler. Sorgulan tamamlanan sanıklar adliyeye sevk edildi. Arlacchi TârUyede • tstanbul Haber Servisi -BMGenelSekreter Yarduncısı, BM Vıyana Ofisi Genel Müdürü ve BM Uluslararası Uyuşturucu Maddeler Kontrol Programı (UNDCP) lcra Direktörü Pino Arlacchi, Istanbul'un tarıhi ve turistik yerlerini gezdi. Arlacchi, bugün Antalya'da yapılacak Orta ve Yakındoğu Uyuşturucu ile Mücadele Alt Komısyonu (OYUTAK) 35. Dönem Oturumu'nun açılışına katılacak. Taraşüt' operasyonunun müfettiş raporu bu hafta savcılıkta Yeni gözaltdar gündemdeANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)- Cumhuriyet tarihinin en büyük hayali ihracat ve kara para vurgununa yönelik başla- tılan "Paraşüt" operasyonu çerçevesinde ele geçirilen do- kümanlan inceleyen müfetriş- lerce hazırlanan raporun, bu hafta içinde Ankara DGM Baş- savcılığı'na ulaşması bekleni- yor. Soruşturmayı yürüten DGM Cumhuriyet Savcısı Ta- lat Şalk, raporun kendisine u- laşmasının ardmdan yeni gö- zaltılar olabileceğini büdirdi. Raporun tamamlanmasıyla vurgunun mali değeri de günı- şığına çıkacak. 26 Mayıs'ta başlatılan ope- rasyon çerçevesinde gözaltına alınan Altınbaş Holding'in sa- hibi Yaan Altınbaş, TCDD Ge- nel Müdürlüğü'nde görevli Melahat Ozyürek, Habur Gümrük Müdürü Mehmet Ün- lü, Mustafa Kemal Akay, Re- cep Kayar, Remzi Horzun ve AydmGflneş tutuklanmış, Ser- vet Sukuti Altınbaş, Abduilah Altınbaş, Ayvaz Canbolat ve MehmetDoğan tutuksuz yargı- lanmak üzere serbest bırakıl- mıştı. Ayten Şenbakan, Hanife Özdemir, Müslüm Canpolat, Döndü ÇeBk, Fatma Aldoğan, ÖZDUT Fakı ile Oğur Kıbç ise serbest bırakıldı. Soruşturma çerçevesinde Kilis Valisi GûnerÖzmen hak- kındaki iddialar nedeniyle gö- revinden uzaklaşnnlırken Küis Jandarma Alay Komutanı Al- bay Toksal Keskin'in de ifade- sine baş\ urulmuştu. Adalet Bakanlığı Teftiş Ku- rulu da, Altınbaş'ın iddialan üzerine eski Gaziantep Bölge Idare Mahkemesi Başkanı Tuncay Armağan hakkında so- ruşturma başlattı. Hâkim Ar- mağan'ın Gaziantep'ten Izmir Bölge tdare Mahkemesi üyeli- ğine bir soruşturma sonucunda atandığı bildirilmişti. Armağan hakkında suç belirlenirse uya- ndan, meslekten çıkarma ce- zasına kadar idari ceza verile- bilecek, hakkında ceza davası da açılabilecek. Soruşturmayı yürüten DGM Cumhuriyet Savcısı Talat Şalk, Altınbaş Holding ve soruştur- mada adı geçen diğer holding- lerin hesaplannı inceleyen Ma- liye Bakanlığı müfettişlerinin hazırlayacaklan raporun bu hafta savcılığa ulaşmasını bek- lediğini kaydederek raporlann gelmesinden sonra yeni gözal- tılann olabileceğini bildirdi. Talat Şalk, soruşturma sonun- da hazırlayacağı iddianameyi adli tatil öncesinde tamamla- yacağını söyledi. Operasyona başlanmadan 15 gün önce Yasin Altınbaş'nı pa- ralannı Suriye, Lübnan ve Fransa'daki bankalara transfer ettiği ve ABD vizesi aldığı or- taya çıktı. Önceki gün Içel Emniyet Müdür Yarduncısı AzizUhıtaş, Gaziantep Nizip Ilçe Emniyet Müdürü Müslüm Aslan, Çan- kırı Emniyet Mıidürlüğü Şube Müdürü Irfan Denizman ve Ankara Emniyet Müdürlü- ğü'nde görevli başkomiser Hu- seyin Keskin'e görevden el çektirildi. Eğitim-Sen MEB'de şeriatçılar korunuyor9 ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Eğitim-Sen Genel Sekreteri Kemal ÜnaL Milli Eğitim Bakan- Iığı'ndaki (MEB) gerici ve ırkçı kadrolann, şeriatçılıklan açığa çıkmış kışilere "kalkan olduğu- nu'' söyledi. MEB'deki yapılan- manın laik, demokratik ve bilim- sel eğitimden yana olan öğretmen- lcr için ise sürgün mekanızması- na dönüşrüğüne dıkkat çeken Ü- nal, eğitim ve bilimden uzak kişi- ler tarafından Eğitim-Sen'li öğret- menlere baskı yapıldığını ve düz- mece tutanaklarla ceza verildiği- ni bildirdi. Eğitim-Sen'li öğret- menlerin düzmece gerekçelerle sürgün edildiklerinı belirten Ünal, "Saym Bakan bunlara ne anlam veriyor? Gerçek şu: 25yıldır 8yü- hk zorunlu eğjtime gecişi engelle- yen iktidarlann ve otüarın eğitim- deki uzanosı olan laik eğitim kar- şıtlan, bugün hâlâ eğitim yöneti- minde söz sahibidir" dedi. Ünal, son dönemde Eğitim-Sen'li öğret- menlere verilen sürgün cezalann- dan bazılannı şöyle sıraladı: - Savaştepe ilçesi Anadolu Öğ- retmen Lısesi'nde görev yapan Ar- zuCMçerYıbnaz hakkında, Eğitim- Sen tarafından 8 Mart Dünya Ka- dınlar Günü etkinhkleri için çıkar- tılan "Yoksulluğa ve şiddete hayır. Eğram-Sen" yazıh kokart taktığı gerekçesı ile soruşturma açıldı. Balıkesir Dursunbey Üçesi Endüst- ri Meslek Lisesi'ne sürgün edildi. - Kayseri Sarız tmam-Hatıp Li- sesi'nde kaymakamlık oluru ile müdür vekıllığı yapan Hasan Hü- seyin Özhan, derse türbanlı girdi- ğı için öğretmen Nesrin Akgöl hakkında soruşturma açıp uyan cezası verir ve durumu Ilçe Millı Eğitim Müdürü Hasan Gül'e tele- fonla bildirir. Gül, müdürden dos- yayı ister ve o da resmı bir yazı ile gönderir. Buna karşılık Gül, Öz» han hakkında, "namaz kdmadığı, okey oynadtğT gibi "suçlamalar- la" soruşturma başlatır ve müdür vekilhği görevinden alınıp Sanz Lisesi'ne sürülmesini sağlar. 'Genelaf şart' ~ Öte yandan Eğitim-Sen Istan- bul 2 No'lu Şubesi'nin 4. olağan genel kongresi, dün Haydarpaşa Lisesi'nde yapıldı. Şube Başkanı Alaaddin Dinçer yaptığı konuş- mada, Türkiye'dekı antidemokra- tik yasalann değiştirilmesi gerek- tiğini ifade ederek gelişen banş sürecinin korunup geliştirilmesi için, idamın kaldınlması ve aynm- sız genel affin çıkanlması gerek- riğini vurguladı. DYP, ÇiUer'in şahsi hesaplan yüzünden perşembe günkü Yüce Divan oylamasma katümadL DYP Genel Sekreteri Erek, Yüce Divan oylamasını savundu 'Hür vicdanın muhasebesVANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - DYP Genel Sekre- teri ABŞevkiErek,geçen haf- ta yapılan Yüce Divan oyla- masındaki tavırlanyla ilgili olarak "Bu ta\ır bütün arka- daşlannuzm Idşisel olarak kendi hür vkdanlannda yap- nklan muhasebenin sonucu- dur" dedi. Parti genel merkezinde dü- zenlediği basın toplantısında, anayasanın soruşturma ile il- gili maddesine deği- nen Erek, yargının kesin hükmüne her- kesin ve her kurumun uymak zorunda oldu- ğunu kaydetti. "Son soruşturma sürecin- de, hukukun üstünlü- ğünün ve anayasa il- kesinin bir tarafa bn ralaldığı vahim bir otayı halkunızgönnüştür" di- yen Erek, "Biz buna siyasal- laşnnlmtş bir soruşturma müessesesi drvoruz. Bu dere- ce siyasallaştınlan, kesin yar- gı hükümlerinin rafa kaJdınl- dığı bir kurumdan sağhkh bir sonuç beklenemez" dedi. Avrupa Bırliğı ülkelerinin Portekiz'de yaptıklan toplan- tıda alınan karara da değinen Erek, Türkiye'nin NATO'nun 'belkemiği' olduğunu vurgu- ladı. AB'nin yeni bir savun- ma birliği kurmaya çahştığı- nı kaydeden Erek, ihtiyaç du- yulduğunda NATO'nun aske- ri birimlerinden yararlanıla- cağım, ancak karar aşaması- na Türkiye'nin katılamayaca- ğuıa işaret etti. Erek, bunun kabul edilme- sinin mümkün olmadığını vurgulayarak "Avrupa Biıü- ği'nin yeni savunma birimi konusunda oiuşturmayaçahş- tığı organizasyon fevkalade ciddi, önlenmesi gerekli bir gi- rişimdir. Bu konuda hüküme- • Düzenlediği basın toplantısında, yargının kesin hükmüne herkesin ve her kurumun uymak zorunda olduğunu söyleyen Erek, "Son sonışturma sürecinde, hukukun üstünlüğünün ve anayasa ilkesinin bir tarafa bırakıldığı vahim bir olayı halkımız görmüştür" diye konuştu. anfevkaladehassas ve dikkat- li ohnasını istryx)ruz" dedi. Or- man yangınlan konusuna da dikkatı çeken Erek, ormanın Türkiye için milli savunma ve milli eğitim kadar önemli ol- duğunu vurguladı. Erek, böy- le gitmesi halinde 2050 yıluı- da Türkiye'nin çöl olacağını belirterek geçici işçilerle yan- gınlann önlenemeyeceğini, mutlaka uzman kadrosunun arttmlması gerektiğini belirt- ti. Ali Şevki Erek, tanm ke- siminde de tehüke çanlannm çakhğmı' söyleyerek IMF'nin öngördüğü tedbirlerle tan- mın yitirilmesine yol açacak noktaya geundiğini' kaydetti. Erek, yerel yönetımlerle ılgi- li yasa tasansının da bir an ön- ce çıkması gerektiğini kay- detti. Erek, gazetecilerin Yüce Divan konusuyla ilgili sorula- nnı da yanıtladı. Bir gazete- cinin perşembe günkü Yüce Divan oylamasına DYP'nin katılmadığını anunsatarak bu tavnn önümüzdeki haftaki oylama için de devam edip etme- yeceğini ve aynı tav- n ANAP'tan da bek- leyip beklemedikleri sorusuna ise Erek şu yanıtı verdi: "Bu tavır, bütün arkadaşlanmızın ki- ştsel olarak kendi hür vkdanlannda yapnklan bir muhasebenin sonucudur. Gö- rünen odur ki arkadaşjanmız kişisel olarak yapnklan bu vkdan muhasebesini aynı şe- kflde uygulayacaklanhr. Bu konuda birgrup karan afanak söz konusu degil. Mcdanlar, soruşturma müessesesi bu ka- dar siyasaDaşmış ve parmak hesabma ginmşken, bunu gündeme getirmek, protesto etmek için böyle bir tavır al- maktadır. Bu tavn ve direnişi de normalolar&kkabuletmek lazun." SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR Basbakanlık Bürokratlara Aclııaıı Hoca kitapları • Adnan hocacılann kamu kurumlannda üst düzey yöneticilere "tebliğ" gerekçesiyle yayınlannı göndererek propagandalannı yaptıklan ve çevrelerine, üst düzey bürokrat yandaşlan olduğu imajını verdikleri iddia edildi. ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Suç işlemek üzere çete oluşturmak gerekçesiyle tutuklu yargılanan ve kamuoyunda Adnan Hoca olarak bilinen Adnan Oktar'ın Harun Yahya takma adıyla yazdığı kitaplar İcoliler halinde Basbakanlık üst düzey bürokratlanna gönderiliyor. Adnan hocacılann kitaplar yoluyla propagandalanru yaptıklan, çevrelerine üst düzey bürokrat yandaşlan olduğu imajını vermek için bu yola başvurduklan kaydedildi. Kamu kurumlannda üst düzey yöneticilere "tebBğ" gerekçesiyle yayınlannı gönderen "Adnan hocaalar", Basbakanlık bürokratlannı da kapsama alanlanna aldı. Bürokratlar kitaplann kendi istemleri dışında gönderildiğini ve propaganda içerikli olduğunu kaydetti. Bazı bürokratlar benzer kitaplardan kendilerine sürekli geldiğini ve dikkate almayarak çöpe attıklannı bildirdi. Adnan Oktar'uı tutuklanmasmın ardından yandaşlannm kamuoyuna "legal" görüntüsü vermek ve taraftar kazanmak amacıyla bu yönteme başvurduklan kaydedildi. Harun Yahya takma adıyla Oktann yazdığı ve son partide Başbakanhk'a gönderilen kitaplann adlan şöyle: "Çözüm: Kuran Ahlakı, Hayatm Gerçek Kökeni, Danvin'in Tfirk Dûşmanhğj, Devlete Bağhnğm Onemi, Isnül'in Kûrt KarO ve Dinsiziigin Kâbusu." Istanbul'dan gönderildiği saptanan kitaplann kuşekâğıda lüks baskı olması dıkkat çektı. oralcalislarOyahoo.com Hatfeti Belediye Başkanı Mehmet Gökçek'in yüzüne hüzün basmışti. Doğup büyü- düğü, sokaklannda koştuğu, ağaçlanna tırmanıp meyveler kopardığı kasabası her gün 1 metre sulara gömülüyordu. Kendi evlerini su yutmuştu. Biz oraya vardığımızda (Iköğ- retim okulunun damı kalmıştı. Çay bahçesinin uzun palmiye ağaçlan direniyordu. Manolya henüz teslim olmamıştı. HaKeti'nin henüz suya bat- mamış sokaklannda ağaç gövdeieri, kesilmiş dallar, geçmiş güzel yıllann hüznünü anlatıyor gibiydi. Başkan Gökçek, "Şimdi oturduğu- muz bu sokak gelecek hafta sulara gömülecek. Asltnda çok eski birhamam vardı, su- lara gömüldü, cami su/ara gömülecek, bunlar sökülüp başka yeriere taşınabilirdi" di- yordu. Halfeti 3000 nüfuslu bir ilçe. Eski halini görmedik. Dağlann Tarih Sulara Gömülürken ortasında Fırat'ın suladığı bir vadide yerleşmiş. Mahmut Özdemir'in bu yıl bahçesin- de 10 ton fıstığı ağaçlarda kal- mış, çünkü bahçeye giden yo- lu su yutmuştu: "Bu vadi cen- net gibiydi. Erik, turunçgiller, kayısı, fıstık, daha aklınıza ge- lebilecek ne kadar meyve ve sebze varsa burada yetişirdi. Biz Halfetililerûretici insanlar- dık. Şimdi tüketici durumuna düştük. özellikle kadınlar, ya- şamlannı bu bahçelerde çalı- şarak geçiririerdi. Şimdi ne yapacağız, onu düşünüyo- ruz." Halfeti'nin 3000 nüfusunun yansına yakını evini, bahçesi- ni yitirmişti. Taştan yapılmış eski konaklann suya gömülü- şünü seyretmek acı vericiydi. Harfetililer bu acıyı yaşıyordu. Bir yandan da ayakta kalmak gerekiyordu. Devietin verdiği istimlak bedeli komik dene- cek düzeydeydi. Henüz yan- sı sulara gömülmüş 20 odalı birtaş konak için 3 milyar pa- ra verilmişti. 3 milyar o kona- ğın kapı ve pencerelerini yap- maya yetmezdi. Üstelik bu fı- yatlar 2 sene önce saptan- mıştı ve parası yeni ödeniyor- du. Bölgede dert çoktu. Tarihi kaybeden bir yerde başka ne olabilirdi ki... Tülin Onaner, GAP idaresinin Girişimi Des- tekleme Merkezleri sorumlu- lanndandı. Burada yapılanla- nn hep olumsuz gösterilme- sinden yakınıyordu. Bizim git- tiğimiz günün akşamı Halfe- ti'de "Ahmet Kanneci, Halfe- ti'den Gün Batımı Gitar Resi- tali" vardı. Resital, Kanneci Konağı'ndaydı. Ahmet Kan- neci, kendi konağında hem- şerileriyle buluşuyordu. Konser, Hatfeti'ye yapılacak bir turistik otelin de duyurul- masını amaçlıyordu. GAP gö- revlileri, Kanneci Konağı'nın fotoğrafının basında sular al- tında kalacak binalardan biri- si olarak yayımlandığını, an- cak bunun doğru olmadığını söylüyorlardı. ••• Tarihe veda gezimizin ikinci durağı, Belkıs (Zeugma) hara- beleriydi. Arsan Turizm'in ku- rucusu Gaziantepli Ayşenur Arun tam 7 yıl önce bastırdı- ğı broşürde, Zeugma'nın su- lar altında kalacağını haber vermiş ve bu büyük tarih ha- zinesinin kurtanlmast için koş- turmaya başlamıştı. Iki yıl ön- ce karşılaştığımızda, henüz bölgeyi su basmamıştı, Ayşe- nur Arun bizlere, yabancı ga- zetecilere bu büyük tarihi yok oluşu haber vermeye çalışı- yordu. Rumkate'nin sular altında kalacağını söylüyordu. Nere- deyse sular basıncaya kadar da onu anlayamamıştık. An- cak şimdi acı gerçek gelip Ze- ugma'nın kapısına dayanmış- tı. Zeugma'nın liman bölümü sulara gömülmek üzereydi. Dünyanın en krymetli mozaik- leri son bir gayretle Gazian- tep Müzesi'ne taşınmıştı. Sonra ne olacağı belli değtldi. Zeugma'nın geri kalanıyla teselli olmanın dışında şu an- da yapacak bir şey de yoktu. Dünyanın en önemli antik kentierinden Zeugma'nın bir bölümü dağlann altındaydı, şeh^in 2/3'si sular altında kal- mayacaktı. Arkamıza baka baka, tarihin sulara gömüldüğü Belkıs'ı terk ettirf. içimizi garip bir hüzün basmıştı. 2000X1YILLARDA ERDAL ATABEK Anne Baba, Beni Kendimle Buluştur!.. Bu ay bütün öğrenciler karnelerini aldılar. Bu ay üniversite giriş sınavlan yapıldı. Evlerde sevinçler ve üzüntüler yaşandı. Bir yı- lın, iki yılın ucundaki beklentiler gerçekleşti ya da gerçekleşmedi. öğrenciler ayrı duygularta, anne- ler babalar ayn duygularla olayları yaşadılar. Bek- lenenin gerçekleştiği evlerde sevinçler ve kutla- malar yaşanırken beklenmeyen sonuçlar öfkele- re, acılara, tartışmalara yol açtı. Ama bizi düşündürmesi gereken konu bütün bunlann özünde yatan büyük bir sorundu: Biz, neden hayatımız boyunca kendimizle buluşamı- yoruz? Kendisiyle buluşamamak, kendisi olamamak, kendisini tanıyamamak, kendi gücüyle ve güç- süzlüğüyle karşılaşamamak, hayatımız boyunca yaşadığımız en önemli sorunumuz değil mi? Babalar kendi beklentilerini gerçekleştiremedi- ği için çocuklarına öfke duyuyor. Anneler, kendi beklentileri gerçekleşmediği için üzülüyor ve acı çekiyor. Çocuklann kaygısı ise, babalarının öfkesi ve an- neierinin üzüntüsünden kaynaklanıyor. Çocuklann kendi beklentileri ise kimsenin itgi- sini çekmiyor. Çocukları kendi güçleri ve güçsüzlükleri ile kar- şılaştırmıyoruz. Çocukla yaşadığı sorunlar arasında hep anne- si ile babası yer alıyor. Çocuklanmızı kendi sorunlarını yaşamak, neyi çözüp neyi çözemedikterini görmek, bunlann üze- rinde düşünmek, kendi yapabileceklerini dene- mek, neden yapamadığını anlamak, nasıl yapa- cağını düşünmek gibi olgunlaşma aşamalanndan yoksun bırakıyoruz. Çünkü çocuklarımızın birey olmalarına izin ver- miyoruz. Onların gelişmelerinin hayat mücadele- sini vermelerine bağlı olduğunu anlamak istemi- yoruz. "Onlan kendi çektiğimiz güçlükleıie karşılaştır- mamak" dediğimiz iyi niyet görüntülü tutumun al- tında nasıl bir bencilliğın yattığını görmüyoruz ve düşünmüyoruz. Bu bencillik, çocuklanmızla gu- rur duymak isteğimiz olarak ortaya çıkmaktadır. Çocuklanmızı kendi özlemlerimizin, kendi bek- lentilerimizin, kendi yapmak istediklerimizin hede- fi yapmaktan kendimizi alamıyoruz. Çocuğumuzu kendimizin bir parçası, kendi de- vamımız, kendi hayat ortağımız olarak kabul edi- yoruz, onun da bunu kabul etmesini istiyoruz. Bu- nun için de ona kendi gücümüzü aşan olanaklan vermekten kaçınmıyoruz. Ona en iyi koşulları ha- zırlamak için çevremizle yanşıyoruz, sonra da bu bedeli çocuğumuzun boynuna "olması gereken- Ierie, başarması gerekenlerie" ödemesi zorunlu bir borç olarak asıyoruz. Kullandığımız araçlar, hak edilmemiş ödüller ve cezalardır. Çocuklanmıza ödül vermek için onun hak etme- sini beklemiyoruz. Çocuklanmıza ceza vermek için onun hak et- mesini beklemiyoruz. Her şey bizim beklentilerimıze göre düzenlen- miştir. Kendimiz de öyle yetiştiğimız, öyle yaşadığımız için bu tutumdaki büyük yanlışlığın farkına bile varmıyoruz, bu yanlışlığı uyguluyoruz. Çocuğumuz karnesindeki kırık notların sorum- luluğunu yaşamıyor. Çünkü onu kendisiyle buluşturacak sorumluluk- lan ona hiç vermedik. Çocuğumuz bu durumu nasıl düzelteceğini dü- şünmüyor. Çünkü, onun yerine bunu biz yapmaya kalkışı- yor, okula, öğretmenlere kızıyor, gidip görüşüyor, destek sağlıyoruz. Çocuğumuz kınk notlarından bir sonuç çıkar- mryor, sadece utanıyor ve korkuyor. Çünkü, biz ona düşünmeyi değil, utanmayı ve korkmayı öğretiyoruz. Çocuklanmız çok yanlış yapıyor, çünkü anne- lerimiz ve babalanmız çok yanlış yapıyor. En büyük yanlışımız gene kendimizden başlıyor, "kendimizle buluşamıyoruz". Biz kendimizle buluşamıyoruz, çünkü bundan korkuyoruz ve kaçıyoruz. Sonra da çocuklanmızı kendileriyle buluştur- muyoruz, çünkü ondan da korkuyor ve kaçryoruz. Oysa, gücün kaynağı güçsüzlüğü tanımaktır. Cesaretin kaynağı korkuyu tanımaktır. Dağı yüksek yapan ovanın alçaklığıdır. Hayat başarılardan oluşmaz. Başanlar ancak başansızlıklar yaşanıp doğru anlaşılırsa bir anlam kazanır. Önce hayatın içinde kendimizle buluşmayı öğ- renelim ve çocuklanmıza bunu öğretelim. Hayatın kalıcı başansı bu yoldan gelecektir. E-mail: erdal.atabekcı mynetcom.tr Fax: 0212 513 90 98 10212) 293 89 7« 3 HAT) NED DEVINE'I DIRILTMEK KÂIILDİGI BÜTÜN FESTİVALLERDE BÜYÜK İLGİ GÛREN SIRADIŞI/ BİR KOMEDİ FİLMİ Ncmftrk Htmeti f ilim Festnali: EH Itl KOMEDİ FkMİ r>m Fiiia Festinlt: »YiittiSznöoüüi YÖHTMEN: KİHK JONES TSJED BEYOGLU -AKADEMI ISTANBUL SINEMASI (249 68 97)12.00 14.15'16.3O'18.45 21.15 • .»-.•. « ı ^ n ^ «Tjsra=ı ».-.ı =
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle