25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 HAZİRAN 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yüce Divan hesaplaşmasında son dönemeç perşembe günü genel kurulda Ydmaz'm ^lıükiiıııet hesabı' Mesut Yıbnaz, SEKA'da DYP'nin desteği fle aklantü. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Hükümet ortaklan arasında krize yol açan Yüce Divan dosya- lan ile ilgili son dönemece giril- di. MHP'nin, "hükümete girişini engeileınek veya geciktirmek" için hakkrnda Yüce Divan'a sevk yönünde oy kullandığını savunan ANAP lıderi Mesut Yılmaz ile DYP Genel Başkanı Tansu Çfller hakkındaki Meclis soruşturma komisyonu raporlan perşembe günü genel kunılda görüşülecek. Yüce Divan istemi içeren SEKA soruşturmasından, DYP'nin "do- tayn" desteğiyle aklanan Yılmaz ise hükümete gırme hesabı yapı- yor. Aralannda Yüce Divan'a sevk istemini içeren DYP Genel Başkaru Tansu Çiller hakkındaki "örtülü ödenek" ile ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz hakkın- daki GSM ihalelenyle ilgili rapo- run da bulunduğu 8 Meclis soruş- turma komisyonu raporu, bu haf- ta TBMM Genel Kurulu'nda gö- rüşülecek. Aynca Karadeniz oto- yolu ihalesine fesat kanştırdığı gerekçesiyle eski Bayındırlık Ba- kanı Yaşar Topçu'nun Yüce Di- van'a sevkinin ıstendığı Meclis soruşturma komisyonu raporu da bu hafta oylanacak. SEKA soruşturmasından ak- lanmasımn ardından ANAP Ge- nel Başkanı Mesut Yılmaz'ın, perşembe günkü oylamalarda da aklanması durumunda, vakit kay- betmeden hükümete gireceği ifa- de edildi. Yılmaz'ın yenı kurula- cak olan AB Genel Sekreterli- ği'nden sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcılığı 'na ata- nacağı kulislerde dıle getiriliyor. Yılmaz'ın başına getirileceği AB Genel Sekreterliği'nin kuruluşu- na ilişkin yasa Meclis Genel Ku- rulu'nda görüşülmeye başlandı. Yasanın Meclis tatile girmeden önce çıkanlmasına kesin gözüy- le bakılıyor. ANAP'ta bır yandan Yümaz'ın hükümete gırmesi hesabı yapılır- ken bir yandan da DYP'nin "ör- tülü anlâşmayi bozacağT endişe- si yaşanıyor. Çiller hakkındaki "örtülü ödenek'' soruşturma ra- porunun, Yılmaz hakkındaki GSM ihalelenyle ilgili soruştur- ma raporundan önce görüşülece- ğine dikkat çeken ANAP kur- maylan, geçen dönem olduğu gi- bi Çiller'in kendini Yüce Di- van'dan kurtardıktan sonra, gru- bunu Yıbnaz aleyhine yönlendi- rebileceği endişesini dile getiri- yorlar. DYP'nin bu atağım kes- mek için ANAP kurmaylan, GSM ihalelenyle ilgili komısyon raporunu önce görüştürebilmenin yollanm aradılar. Ancak örtülü ödenek raporu, GSM raporundan önce TBMM Başkanlığı'na ile- ûldiği içın aynı gün görüşülmesi- nin sağlanmasına karşm sıralama değiştırilemedi. CHP Genel Başkanı Altan Öymen, hükümeti iş yapmamakla suçladı FP'li Arınc 'Ecevit, Yılmaz ile kendini akladı' • FPGrup Başkanvekıli Bülent Annç, MGK Genel Sekreteri'nin sivil kişi olmasını istediklerini söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - FP Grup Başkanvekili BûientArmç, AB'ye girmek is- teyen Türkiye'nin, artık MGK'nin yapısını da tartışma- sı gerektiğini öne sürerek "As- fcer ağnrfakk otapohnayacağı ve- ya gend sekreterinin asker de- P , bir shü kişi ofanas gerekii- ği yönünde talepkrimjzolacak. Kopenhag Kriterieri de buna emredryor" dedi. Annç, parla- mentoda düzenlediği basın top- lanösında, Meclıs'ın en önem- li denetim mekanizmalanndan olan soruşturma komisyonlan- nın bir intikam, şantaj silahına dönüşmesini eleştirerek "DSP'nin dûrfisdüğfi sadece Mesut Yılmaz'ı soruşturma- krdaaldayH)paklamaktaniba- refdedi. DSP'nin dürüstlük imajının soruşturma dosyalarmdaki oy- lamalaryüzünden zedelendiği- ni öne süren Annç, Yılmaz'ın sonışturulduğu birçok dosya- da aslında Başbakan Bülent Ecevit'in de soruşturulması ge- rektiğini vurguladı. Annç, "Ecevit, bir yandan Yümaz'ı aklayacağım derken. asiında kendisini aklamaya cabştT dı- ye konuştu. Soruşturmalann parlamentodan alınıp yargıya verilmesi görûşüne katümadık- lannı belirten Annç, oylamala- nn gizli yapılmasını önerdi. Önergelerin yüzde 90'ını ve- ren DYP'nin soruşturma rapor- lan ile ilgili oylamalarda genel kurula girmeyerek çok şey kay- bettiğini kaydeden Annç, "DYPneyöndeolursaobunoy knlUnmalıydı. Hİç ofanazsa önümüzdeki hafta yapılacak ovUmalara katrism" diye ko- nuştu. 4 İşleri aklamak paklamak' Yurt Haberleri Servisi - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Altan Oymen, hükümet ortaklannın günlerini liderlerini aklamak ve paklamakla geçirdiğini be- lirterek "Sonuçta pannak he- saplanyla Meclis komisyonla- rmda birbirierine karşı tîıtum- lannı gösteriyoriar. En sonun- da da TBMM'de birbirierini aldryorlar" diye konuştu. Oymen, 8 il örgütünün kaö- lımıyla Bilecik'te gerçekleşti- rilen "CHP Halkla Birükte Çözüm Üretiyor" bölge top- lantısında, Türkiye'de sorun- lann azalacağı yerde çoğaldı- ğını savunarak "Halkımız ryi- ce fakuieşmiştir. Çahşanlar, emekli ve çiftçiler, perişan du- rumdadır. Gelir düzeyinin az obnası sonucu esnaf ve sanayi- ci de zor durumdadır" dedi. Hükümet ortaklannm günleri- ni liderlerini aklamak ve pak- lamakla geçirdiğini ifade eden Öymen, "Sonuçta pannak he- saptanyla Meclis komisyonla- rmda birbirierine karsı tutum- lannı gösteriyoriar. En sonun- da da TBMMde birbirierini akhyoriar. CHP olarak ilk se- çimde iktidara doğru yürüyo- ruz, bütûn çanşmalanmızı bu bedefe yönelik olarak yapıyo- ruz" diye konuştu. Bilecik'teki toplantıyla böl- ge toplantılanmn tamamlandı- ğım anlatan Öymen, şunlan söyledi: "Ülke genelinde yapdan top- lantılardan aldığunız sonuç doğnıltusunda çahşmalanmı- n yaparak ilk seçimde iktida- ra geieceğiz. Partinin tüzük de- ğişikliği toplannsı Eylül 2000'de yapılacak, üye yazun- lan da tamamlanarak bilgisa- yarageçildL Bu toplanünın Bilecik'te ya- pümasuun ayn bir önemi var- dır. tki kez yapılan Bilecik Be- lediye Başkanhğı seçiminde, ik- tidarpartikri bakanlanyla Bi- lecik'e geldi ve vaarJerde bu- lundu. Buna rağmen seçimi yüzde 66 oyla biz kazandık." Bılecık Bırlik Sıneması'nda yapılan toplantıya katılan Bi- lecik, Düzce, hskışehır, Koca- eli, Kütahya, Sakarya, Uşak ve Yalova tl başkanlan, parti ça- lışmalanyla ilgili raporlannı sundular. Kırsaloylar 18 Nisan seçimlerinde bara- jın altında oy alarak tarihinde ilk kez parlamento dışında ka- lan CHP'nin "Gitmediğin köy senin değfldir" sloganıyla baş- lattığı çahşma. "CHP larsal kesimin oylannı alma çabasma girdi'" diye yonımlandı. Cev- det Servi'nin koordinatörlü- Oymen,8fl örgütünün kabhmryla Bflecik'te gerçekleştirflen "CHPHaDda Birtikte Çözüm Üretiyor" bölge toplannsuıda, Türkiye'de sorunlann azalacağı yerde çoğakbğmı savundu. ğünde oluşturulan Tanm Ma- sası, çalışma kapsamında ilk olarak bölgelere ve ürün türle- rine göre 6 değişik "Çiftçi Sa- hipsiz'', "Çözûm CHP" sloga- nı taşıyan afış bastınp, hazır- lanan bültenle birlikte örgüt- lerine dağıttı. Çalışma kapsamında "Git- mediğin köy senin değüdir" sloganıyla hareket eden Tanm Masası, il, ilçe ve beldelerde köye ulaşım planlan ve prog- rarnlan yaparak, sistemli bir biçimde uygulamaya koymayı amaçlıyor. Öymen, yolsuzluklann hasıraltı edilmesine karşı olduklannı söyledi 'Kamuoyunda aklanmaları kolay değil9 Istanbul Haber Servisi - CHP Genel Baş- kanı Altan Öymen, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın "CHP, bizün ezeli düşma- nımızdn-" sözlerinı "Biz kimseyi düşman gönnüyoruz. Türkiye'deki yolsuzluk iddi- alaruun hasır am edilmesine ezelden beri karşıyız. Hükümet üyeleri, Meclis'te aklan- sa bile kamuoy unda aklanmaları bu kadar kolay değü" diye yanıtladı. ÇHP Istanbul tüzük bölge toplantısı ön- ceki gün Türkiye Spor Yazarlan Derne- ği'nin Levent'teki tesislerinde yapıldı. CHP Genel Başkanı Altan Oymen, CHP'yi yenı- den yapılandırma projesi kapsamında Istan- bul ve tüm Türkiye'de yapılan tüzük toplan- tılanmn, partinin Türİc siyasetıne getırdiği yeniliklerdenbin olduğunu belirtti. Öymen, "Bu. CHP'nin demokratik bir parti olduğu- nu gösteriyor" diye konuştu TBMM'deki "aklanma" sırasında ANAP Genel Başka- nı Mesut Yılmaz'ın "CHP bizim ezeli düş- manımızdjr" sözlerini, "Biz kunseyi düş- man görmüyonız. Bir konu dışında. Türki- ye'deki yolsıizluk iddialaruun hasır alü edfl- mesine ezelden beri karşıyız. Mesut maz'ın deyimiyle yolsuzhıklara karşı ezel- den beri düşman olma geleneğimiz var. Hü- kümet üyeleri, Mecliste aklansa bfle kamu- oyunda aklanmaları bu kadar kolay değfl" diye yanıtladı. CHP Genel Sekreteri Tarhan Erdem, de- mokrasinin önündeki en büyük engelin Si- yasi Partiler Kanunu (SPK) olduğunu belir- terek "SPKyürüriûkten kalkmadantam bir demokrasiye ıılaşılamayacağı gfbi parti îçi demokrasiye de ulaşüamaz" dedi. IRMIKIAYDIN ENGtN aengin@doruk,nettr Nihayet bir hapishaneye sa- nık değil konuk, tutuklu değil tu- tuksuz girmeyi başardım. Hem de çok konuşulup sır gibi sak- lanan şu "F Tıpi" denen bir ce- zaevine. Alfabenin F'ye kadar olan bü- tün harflerini tamam etmiş bir uzman olduğum varsayılsa ge- rek ki "ev sahibimiz" konumun- daki Adalet Bakanı Hikmet Sa- mi Türk, stk sık "deneyimleri- m/"anımsatıp "görûşûmü" sor- du. Bakan sorunca, bakanlığın daha alt kademelerindekiler de 'Bu herifin bir bildiği olsa ge- rek" diye düşünüp fırsatını bu- kıp yanıma yaklaşıp "Engin Bey nasıl buldunuz'u yapıştırmaya başladılar. Sonunda bakanlık minibüsünün sürücüsü mü, gardiyan adayianndan biri mi ol- duğunu kestiremediğim bir adamcağız tüy dikti: - Engin Bey, Allah için söyle- yin güzel olmamış mı?.. "Allah için" söyledim. - Çok güzel olmuş. Inşallah çoluk çocuk uzun yıllar içinde yaşarsınız... Adamcağızın "A- man beyim ağzından yel alsın" Yumuşak G Tipi Cezaevi demesi için bir otuz-kırk saniye geçmesi gerekti. ••• Bu yazı, mesleginin birtanımı da "kamu adına gözlemcilik" olan bir gazetecinin ön raporu- dur. F tipi cezaevleri öteki hapis- hanelerden kesinliklefarklı. Ko- ğuş sistemine dayanan gele- neksel "mapus damlan'mn ye- rini, Amerikan filmlerinde gör- düğümüz mimarisiyie "oda" ya da bir başka deyişle "hûcre" sistemi almış.... Uzanan kori- doriara açılan "oda-hücre" ka- pılannın ardında tek ya da üç ki- şilik bölmeler yer alıyor. Üç kişi- lik "oda-hûcreler"\n öteki kapı- lan 50 metrekarelik, çıplak, yük- sek duvariarla çevrili bir hava- landırmaya açılıyor. Tek kişilik "hücre-oda "lann yan yana üçü ise gene 50 metrekarelik, gene yüksek, çıplak duvariarla çev- rilmiş ortak havalandırmayı kul- lanacaklar. Besbelli buralann konukları sık sık ve çaresiz "Gönrnek ister- sen denizil yukanya çeviryüzü/ deniz gibidir gökyûzü/ aldırma gönül aldınma" türküsünü çığı- racaklar. Tek kişilik "oda-hücre"ler tek katlı. İçinde bir somya, bir duş ve tuvalet, bir dolap, bir de elektrikli ocak filan konabilecek miniktezgâhtan oluşuyor. Üç ki- şilik "oda-hücre "ler ise bakan- lığın pek sevdiği bir terimle: "Dubleks". Gene bakanlığın te- rimleriyle söyiersek alt kat ban- yove tuvalet de içeren bir "otur- ma mekânı", üst kat ise üç som- yalı bir "yatak odası". "Oda-hûcre"\er F tipi hapis- hanenin zemin katında. Bu kat- ta, "çok amaçlı (ne demekse!) spor salonu", ileride çim saha olacağı söylenen bir açık alan, kreş olarak kullanılacak bir bö- lüm ve "görüş hücreciklen" var. Üst katlarda ise işlikler, revir, kü- tüphane, eğıtim, yönetim oda- lan yer alıyor. Görüp gözlediklerimizin özü özeti bu. Az sayıda gazeteci (Portekiz maçı vardı ya ve günlerden cu- martesiydi ya ve hava çok sı- caktı ya), çok sayıda bakanlık görevlisiyle F tipi hapishane do- laşılırken kimileri işin tadını iyi- ce kaçınp "Valla odalar ışık ışık; duvarlar tertemiz badana; su- yu, elektriği, kaloriferi... Oh-ho- ooo burası en az dörtyıldızlı o- tel vallahi" gibisinden cevherler de yumurtladılar. Yutkunup, duymazlıktan gelip geçiştirdik. ••• Gelelim işin özüne, F tipinin kerametine. Yazının başından beri "oda- hücre" teriminı kullandığımız gözünüzden kaçmamıştır. Bu Adalet Bakanlığı yöneticilerinin ve büyük olasılıkla sayın baka- nın hoşuna gitmeyecek "Insaf yani, bunlann neresihücre" di- ye soracaklar. Anlaşılan F tipi hapishaneleri dert edeceklerin, konunun bü- tün ilgililennin "hücre" terimin- de anlaşmalan gerekecek. Hücre deyince, Victor Hu- go'nun Sefî/ter'indeki gibi yerin yedi kat dibinde, tepedeki dara- cık biryanktan ışık alan (yani aJ- mayan), duvarlanndan sular sı- zan, zemini çamur içinde, saçı sakalına kanşmış, paçavralar içindeki mahkûma kedi büyük- lüğündeki farelerin arkadaşlık ettiği bir 18. yüzyıl zındanı anla- şılryorsa hiç tartışmasız F tipin- de hücre yok, oda var. Ama artık dünyanın hiçbir mapushanesinde de öyle hüc- reler yok. Bugün mapushane dilinde "hücre" öteki mahkûmlardan yalıtılmak, tek başına bırakıl- mak, eski deyimle "tecrit" edi- lip çıldırtıcı, tüketici, kişiliğin sa- katlandığı, kimliğin ağır ağır yok edildiği bir yalnızlığın içine gö- mülmek demek. Adalet Bakanlığı'nın "Türk ti- pi hapishaneyi yarattık" dediği F tipi cezaevini, bu "yalıtılmış- lık", bu yalıtlamanın hedefı, amacı bağlamındatartışmadık- ça sağlıklı yargılara ulaşmak da mümkün değil. Bunu yapalım. Ama yer bitti. Bunu da yann yapalım. Vekil, borsada 'istikrara' oynadı TBMM'de geçen hafta soruşturma komisyonu raporlan görüşülürken, vekillerimiz bir kez daha "memleketin yüksek menfaatlan" ve "istikran bozmamak" adına bağırianna taş basıp birbirierini "aklayıp pakladılar". Yılmaz'a Yüce Divan yolunu açabilecek önergeleri DYP vermiş, ne gam! "Dün dündür, bugün bugündür..." ANAP lideri Yılmaz'la ilgili soruşturma komisyonu raporlan görüşülürken DYP'liler ortada görünmüyordu. Kulislerde, bir DYP grup başkanvekili, "Her zaman 'Genel kurula gelin' diyorum, gelmiyorlar. Bugün de ağız biriiği etmişçesine buradalar" diye yakınıyordu. DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci ise "Bugün genel kurulun havası DYP'ye dokunuyor galiba" diye kendisine takılanlara, "Bize kötü hava dokunur. Öyle oksijensiz havaya dayanamıyoruz,' o yüzden içerinin havası da \ dokunuyor" karşılığını veriyordu... Sonunda her şey beklendiği gibi J t oldu. DYP, "Bugün sana, yann \ bana" diyerek Yılmaz'a ortadan • kaybolma desteği verdi. MHP () seçmenine "delikanh" mesajlar .\ gönderdi. Yılmaz kurtuldu, j hükümet kurtuldu, istikrarımız ^ bozulmadı... p Zaten milletvekilleri de bundan ^ emindi. Nitekim, görüşmelerin f başlamasının hemen ardından , MHP'li Cemal Enginyurt, borsadan hisse alırken "Buradan ' bir şey çıkmaz. Bizim oyumuz belli, ama aklama çıkacak" jf diyordu. <i DSP'li Devlet Bakanı Hasan * Gemici de gazetecilere, "Istikrar * sürecek. Paranız varsa borsaya ' yatınn" diye takılıyordu. ^ 'Büyük Reis' Masum Çatlı! 1 TBMM'de eski içişleri bakanlanndan Mehmet Ağar'la ilgili çete savlan üzerine kurulan komisyonun "aklama" karan vermesi, komisyonun DSP'li Başkanı Masum Tûrker'in başını ağntıyor. Hem DSP'li hem de MHP'li milletvekilleri kendisine takılıyor. DSP Ankara Milletvekili Uluç Gürkan, geçen hafta kuliste gazetecilerie sohbet ederken yanından geçen MHP'nin "törelerine bağlı" milletvekili Cemal Enginyurt'a, "Cemal, beni ihmal ediyorsun" diye laf attı. Enginyurt, "Olur mu abi, sen benim küçük reisimsin" karşılığını verdi. Elbette bu v sözün arkasından hemen, "Peki 'Büyük Reis' kim" , sorusu geldi. Enginyurt, "Masum Çatlı. Asıl büyük çete DSP" deyiverdi... b "Reis Masum", "Masum Çatlı" takılmalanna hedef olan Masum Türker ise kendini şöyle savunuyor: - Eğer Mehmet Ağar'ı Yüce Divan'a gönderseydik, : yargıdaki davalan bundan « olumsuz etkilenecekti. Ama * şimdi yasama dokunulmazlığı * kaldırılırsa Ağar hakkındaki yargılama işlemlerine devam ' edilecek ve yargılamanın önü açtk olacak. Elma kurdu... Her gün kafası "havadan-sudan " konularia kanştınlıp günlük sorunlanna "kafa yormamalan" için adeta özel çaba , , harcanan Türk ,.,..- , kamuoyu, geçen hafta da "kurttan, kuştan, andan" muhabbetlerle oyalandı. Türk medyası, okul kitaplanndan tanıyıp bir daha da adını -birkaç meraklısı dışında- pek anmadığımız "fabl" ustası La Fontaine'i manşetlere, flaş haberlere taşıdı. Tam an ile kurt kapışmıştı ki MHP lideri . Bahçeli'nin bir sözü, "güvercini" de zorunlu olarak bu tartışmanın içine çekti. MHP lideri Bahçeli'nin, "Hiç kurdu yiyebilir mi? sözlerine DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit, "Kurt güvercinin seviyesine» çıkamaz" diye yanıt verdi. * Ama bazı DSP'liler, "kuşun, î kurdu yiyebileceğini" <, düşünüyordu: • >» "Neden olmasın, kurdun cinsi •» önemli. Eğer elma kurduysa, " kuş da kurdu yer..." W Türkiye'de kadın siyasetçinin adı.... Eski Devlet Bakanı ve ANAP Izmir Milletvekili Işılay Saygın, geçen günlerde New York'ta "Kadın 2000-21. Yûzyıl İçin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Kalkınma ve Banş" başlıklı BM özel oturumuna katıldı. Dünya kadınlannın sorunlan ve durumu ife ilgili izlenimini partisinin grup toplantısında anlatan Saygın, özellikle kadının "siyasetteki" yerine değindi. Saygın, geri kalmış ülkelerdeki kadtn politikacı sayılanndan örnekler verip erkek egemen TBMM ve "tek kadın bakanı" bile olmayan hükümete de "rakamlaha" sitem etti: - Malezya'da okur-yazar olmayan kadın yok. - 288 sandalyeli Uganda parlamentosunda 50 kadın bulunuyor. 51 üyeden oluşan kabinede, 1 kadın başbakan yardımcısı, 18 kadın bakan bulunuyor... Bu rakamlar karşısında yoruma gerek var mı? 'J ~¥ V Ülkücü dağılım haritası... MHP iktidara "parti" olarak ancak 18 Nisan seçimlerinden sonra gelebildi, ancak "fikhyatı" hep iktidardaydı. 12 Eylül öncesinin keskin ülkücüleri, darbe sonrasının "dumanlı" havasında kendilerine sağlam "yuvalar" buldular. Geçmişin hızlı ülkücülerinden DYP Ordu Milletvekili Yener Yıldınm, ülkücülerin 12 Eylül sonrasındaki partilere dağılım "haritası "na •'. denk düşen bir sınıflandırma ? yaptı. Işte Yıldınm'ın "ülkücü v dağılım" haritası: i - Güllü ülkücüler: MHP'den kopar? BBP'liler. ' Nallı ülkücüler: DYP içindekiler. J Ballı ülkücüler: ANAP içindekiler. 1 Yuvalı ülkücüler: MHP'liler. \ Hür ülkücüler: Gerçek bozkurtlar... ? i Bu' milletvekili... Meclis'te her konuşması olay yaratan DYP'li Kamer Genç, Bakû-Ceyhan Petrol Boru Hattı Anlaşması görüşülürken Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer ile takıştı. Genç, Ersümer'e "Bu bakan" diye hitap edince Ersümer'den de "Bu milletvekili" yanrtı geldi. Oturumu yöneten TBMM Başkanvekili Nejat Arseven, araya girmek zorunda kaldı: "Sayın Genç, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir başbakan yardımcısı ve bakanına 'bu bakan' diye hitap etmek, ne size ne de hiçbir milletvekiline yakışmaz." t Arseven'in sözlerine sinirienen •• Genç, "O bana, 'bu milletvekili * denilen kişi' dediği zaman niye i müdahale etmedinız?" deyince - Arseven'in yanrtı gecikmeden geldi: "Siz 'bu milletvekili's/n/z." ANAP'lı miltetvekilleri, Ersümer vft Arseven'i yalnız bırakmadılar. > Ahmet Kabil, "Sana 'bu' o/Ve * az", Miraç Akdoğan, "Yüz /caras/"diyebağtrdı. Tartışmalar . uzayınca "küsen" Genç, daha sonraki maddelerde söz almaktan vazgeçti. . A Türey Köse, Ayşe Sayın, Sebahat KarakoyTin, Emine Kaplan tfomm@cumhuriyetcom.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle