Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 3 HAZİRAN 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Birdal davası
• ANKARA
(Comhuriyet Bûrosu) -
Yargıtay 1. Ceza Dairesi,
eski tnsan Haklan
Derneği (İHD) Genel
Başkanı Akın Birdal'a
düzenlenen silahlı saldın
davasında, yerel
mahkemenin 11 sanık
hakkında verdiği
raahkûmiyet
karanndan, sanık Selçuk
Gûrz'e verilen 9 yıl 2 ay
ağır hapıs cezasını
esastan bozdu. Yüksek
mahkeme, 10 sanık
hakkındaki mahkûmiyet
ve 6 sanık hakkındaki
beraat kararlannı ise
onadı.
ttizbuflahçılara
ceza
• tZMtR(Cumhnriyet
Bûrosu) - Izmir DGM'de
görülen Hizbullah
davasında 8 sanık, 3 yıl 9
ay ile 12 yıl 6 ay
arasında değişen ağır
hapis cezasma
çarptınldı. DGM savcısı,
sanıklann Antalya'da
camilerde toplanarak
şeriatçı terör örgûtü
Hizbullah propagandası
ile örgüt üyelerine
yardım ve yataklık
yaptıkJannı öne sürerek
cezalandınlmalannı
talep etti.
Yaylada dnayet
3ÖHİ
• TORTUM(AA)-
Erzurum'un
Tortum ilçesindeki
ÇataJdere Yaylası'nda,
çeşmeye (£den Turan
Aydın (34), burada
bulunan
Elmas Aydın (55)
ve eşi Hasan Aydın (60)
ile gelinleri Saime
Aydın'a (35) av tüfeğiyle
ateş açtı. Aydın ailesinin
fertleri olay yerinde
yaşamını yitirirken akli
dengesi yerinde olmadığı
belirtilen Turan Aydın
gözaltına alındı.
Bermek, TİJRA
Başkam
• ANKARA
(Cıunhuriyet Bûrosu) -
Türkiye Bilimler
Akademisi (TÜBA)
Başkanı Prof. Dr. Ayhan
Çavdar'ın görev
sûresinin
tamamlanmasının
ardından akademi genel
kurulunda yapılan
seçimini Prof. Dr. Engin
Bermek kazandı.
Atina-Ankara
toplantısı bugün
• ANKARA
(Cumhurtyet Bûrosu) -
Türkiye ile Yunanistan
arasında dışişleri
bakanlıklan mûsteşar
yardımcılan düzeyinde
geçen yıl kasun ayında
başlatılan siyasi
istişarelerin ikinci
toplantısı bugün
gerçekleştirilecek.
Istişarelere Türkiye'den
Ikili Siyasi Işler
Müsteşar Yardımcısı
Büyükelçi Yiğit
Alpoğan, Yunanistan'dan
da Dışişleri Bakanlığı
Siyasi Direktörü
Büyükelçi Anastase
Scopelitis katılacak.
toplanacak
• ANKARA
(Cumhuriyet Bûrosu) -
ZI^Ekonomik ve Sosyal ~"~
Konsey'in yann
yapılacak toplantısı,
Avrupa Birliği Sosyal
tşlerden Sorumlu
Komiseri Anna
Diamantopoulou'nun
Türkiye'de yapacağı
temaslara rastlaması
nedeniyle ertelendi.
Ekonomik ve Sosyal
Konsey'in gelecek hafta
yapılması beklenıyor.
îlk resmi gezisini Kıbns'a gerçekleştiren Sezer, sevgi gösterisiyle karşılandı
6
Çözüm konfederasyon'
REŞATAKAR
LEFKOŞA - Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer, Kıbns sorununa buluna-
cak en gerçekçi ve yaşayabilir çözüm
şeklinin konfederasyon olduğunu, bu-
nun Türkiye ile Yunanistan arasındaki
dengeyı sağlamak açısından da önemli
olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın da-
vetlisi olarak ilk dış ziyaretini Kuzey
Kıbns Türk Cumhuriyeti'ne gerçekleş-
tiren Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet
Sezer, Ercan Devlet Havaalanı'nda hal-
kın sevgi gösterisiyle karşılandı. Türki-
ye ve KKTC bayraklanyla süslenen
caddelerden geçerek Denktas'ın sarayı-
na giden Sezer, TC Büyükelçiliği'nin de
bulunduğu Lefkoşa'nın Cumhuriyet
Meydanı'ndan geçerken Çiftçiler Birli-
ği'nin tanm araçlanyla gerçekleştirdi-
ği eyleme tanık oldu. Yaklaşık 100 ka-
• Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'la başbaşa görüşen
Cumhurbaşkam Ahmet Necdet Sezer, "Kıbns'ta kendi sınırlan
içinde egemen 2 devlet vardır. Bugünkü durumundan geriye
gidilmesi söz konusu değildir. Türkiye bu davada KKTC ile aynı
safta omuz omuza mücadele etmektedir" dedi.
dar biçerdöver ve traktörün üzerine,
Cumhurbaşkanı Sezer'in "Hoş gekü-
niz" yazılı dev posterlerini asan çiftçi-
ler, KKTC hükümetinin icraatlannı
eleştirmek ve taleplerine olumlu yanıt
alabilmek için eylem yaptıklannı söy-
lediler.
tlk resmi ziyaretini gerçekleştirdiği
Kuzey Kıbns Türk Cumhunyeti'nde
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'la baş-
başa görüşen Sezer, daha sonra Meclis
Başkanı Ertuğrul Hasipoğhı, Başbakan
Derviş Eroğlu, Başbakan yardımcısı
Mustafa Akıncıve Meclis'te temsil edi-
len siyasi parti liderleriyle bir araya gel-
di. Sezer bu görüşmelerden sonra
Denktaşla birlikte ortak bir basın top-
lantısı düzenledi. Dışişleri Bakanı Ls-
mail Cem ve Devlet Bakanı Şûkrû Sina
GüreTin de hazır bulunduğu basın top-
lantısını çok sayıda Rum ve yabancı ga-
zetecı mensubu da izledi.
Banş Gücü'nün Kıbns'taki görev sü-
resini uzatan Güvenlik Konseyi'nin, TC
ve KKTC'nin onayını alamadığına dik-
kat çeken Cumhurbaşkanı Sezer, KK-
TC topraklannın sahipsiz olmadığını
belirterek Güvenlik Konseyi karannın
Cenevre görüşmelerine de olumsuz et-
ki yapacağını vurguladı. Cumhurbaş-
kanı Sezer, KKTC'nin 17 yıl önce ku-
rulmuş bir gerçek olduğunu, Güvenlik
Konseyi 'nin bu gerçeği göz ardı edeme-
yeceğîni söyledi. Sezer, "GüvenHk
Konseyi KKTC ve TC'nin itirazlannı
dikkate almaımşar. Burada ayn bir dev-
let vardır. Banş Gücü bu topraklarda
görev yapmak isthorsa, Türk tarannın
nzasını ahnahdır'' dedi.
Türkiye'nin, Kıbns'ta kalıcı bir banş
istediğini, 1974 öncesi yaşananlann
tekrarlanmasına müsaade etmeyeceği-
ni vurgulayan Sezer sözlerini şöyle ta-
mamladı:
"Kıbnsta kendi sınırlan içinde ege-
men 2 devlet vardır. Bugünkü durumun-
dan geriye gidilmesi söz konusu değildir.
Türkiye bu davada KKTC Ue aynı safta
omuz omuza mücadele etmektedir. Bu
mücadeleyi sonuna kadar götürmeye
kararudır. KKTC'nin sorunlan Tûrid-
ye'nin sorunudur. TC devkti var oldu-
ğu sürece, KKTC'nin sonınlannı omuz-
lamaya devam edecektir."
Ogrenci affı
'Eğitimin
niteliği
auşuruldu
ANKARA (Cumhuri-
yet Bûrosu) - TBMM, 9.
öğrenci arnnı çıkardı. 12
Eylül 1980'den 1999-
2000 öğretim dönemine
kadar okullardan ilişkileri
kesilen tüm öğrencileri
kapsayan aftan ırticai fa-
aliyetlere kanşan ve kılık
kıyafet yönetmeliğine uy-
mayan öğrenciler de ya-
rarlanacak.
Yasada, sınava girecek
öğrencilerin "hukuk dışı
herhangi bir nedenle en-
geUenemeyeceğT hük-
müyle de öğrencilerin tür-
banla sınava girmeleri he-
deflendi.
DSP milletvekilleri öğ-
rencilenn kılık kıyafet yö-
netmeliğine uymadan $&»<*.
nava giremeyeceklerini
savunurken MHP ve FP
milletvekilleri kılık kıya-
fet yönetmeliğini ve YOK
uygulamalannı tartışılır
hale getirdi.
YOK Başkanı Prof. Dr.
KemalGürûz, affın bugü-
ne kadar eğitime hiçbir
katkı getirmedığini vurgu-
larken Milli Eğitim Baka-
nı Metin Bostancıoğlu,
üniversite özerkliğıni ze-
deleyen affin, eğitimin ni-
teliğini düsürdüğünü söy-
ledi.
Yasa, türban ve irtica
konusunda uzun süredir
mücadele eden üniversite-
lerin çalışmalanna gölge
düşürdü. Yasayla, yurtdı-
şında irticai faaliyetlerde
bulunduğu gerekçesiyle
geri çağnlan yüksek lısans
öğrencüen ile kılık kıyafet
yönetmeliğini uygulama-
yan türbanh öğrenciler de
af kapsamına alındı.
YOK Başkanı Prof. Dr.
Kemal Gürüz, daha önce
af konusunda görüşlerini
açıkladığını belirterek
"Affin eğitime de okuldan
iKşiğikesüenöğrencilerede
hjrygmr dfflamariıdı riaha
önce görüldü. Arük söyle-
yecek bir şey yok, yasa çık-
ü" diye tepki gösterdi.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART
AtZl, KUpUPA
KU&IPU R 4
DAVANIN DİĞER SANIĞI BERAAT ETTİ
ŞemsiDenizer'in
katiline27yü hapis cezası
SERGÜLCANIGÜR
BURDUR-Türk-lş Konfede-
rasyonu Genel Sekreteri ve Ge-
nel Maden-lş Sendikası Genel
Başkanı Şemsi Denizer'i Zon-
guldak'ta öldüren Cengiz Bahk.
27 yıl ağu- hapis cezasına çarp-
tınldı. Balık'a ruhsatsız silah ta-
şunaktan da 2 yıl 6 ay hapis, 50
milyon lira da para cezası veril-
dı. Davanın diğer sanığı Engin
Girgin ise beraat etti. Denizer'in
yakınlan mahkeme salonundan
çıkarken karan alkışlarla pro-
testo ettiler.
Genel Maden Iş-Sendikası
Genel Başkanı Şemsi Denizer'i,
6 Ağustos 1999'da, Zongul-
dak'taki evinin önünde öldüren
Cengiz Bahk ile suç ortağı En-
gin Girgin'in yargılanmasına
dün Burdur Ağır Ceza Mahke-
mesi'nde devam edildi. Yoğun
güvenlik önlemleri altında yapı-
lan duruşmaya Denizer'in ya-
kınlanyla Zonguldak'tan 4 oto-
büsle gelen 200 kadar madenci
de katıldı.
Duruşmada savunmasmı ya-
pan Cengiz Balık, Denizer'i 40
milyon liralık alacağı ıçin öldür-
düğünü öne sürdü.
Cengiz Balık, savunma ya-
parken Denizer'in yakınlann-
dan biri "aJçakkauT diye bağır-
dı.
Tutuksuz sanık Engin Girgin
de savunmasında olayla ilgilisi
bulunmadığıru öne sürerek be-
raatını istedi. Sanıklann savun-
malanm yapmalanrun ardından
Hakim Turgay Kaya karan açık-
ladı. Cengiz Balık, kasten adam
öldünne gerekçesiyle toplam 27
yıl 6 ay 1 gün hapis, 50 milyon
331 bin 428 lira ağır para ceza-
sına çarptınldı. Mahkeme Ba-
lık'a ruhsatsız silah taşımak su-
çundan 2 yıl 6 ay hapis, 50 mil-
yon lira da para cezası verdi. En-
gin Girgin ise beraat etti.
MUBtLDESKOM BASINA TANITILDI
Silahlı kuvvetlere
çağdaş iletişim sistemi
ANKARA(CumhuriyetBö-
rosu) - Türk Silahlı Kuvvetleri
(TSK) birükleri, harekât mer-
kezleri ve savaş araçlan arasın-
da hızlı ve güvenli iletişim ola-
nağı sağlayan sistemlerini art
arda yaşama geçiriyor.
TSK'nin komuta kademesi
ile kolordu komutanlan birbir-
leriyle görüntülü video konfe-
rans sistemi aracılığıyla haber-
leşebiliyor.
Toprağın altına yerleştirilen
8 bin 500 kilometre uzunlu-
ğundaki fiber optik sistem,
TSK'ye her koşulda herhangi
bir kesinti olmaksızın sağlıklı
ve güvenli bir iletişim olanağı
sağlıyor.
Genelkurmay Muhabere ve
Bilgi Sistemleri Destek Komu-
tanhğı (MUBÎLDESKOM)
dün düzenlenen toplantıylaba-
srna tanıtildı.
Toplantınm açılışmda konu-
şan Genelkurmay Muhabere
Elektronik ve Bilgi Sistemlen
(MEBS) Başkanı Koramiral
Taner Uzunay, teknolojinin en
ileri modellerini Türk Silahlı
Kuvvetleri'ne getirmek ıçin
çaba gösterdiklerini ve bu ko-
nuda önemli bir aşama kat et-
tiklerini belirterek "ÇeşhM mu-
habere sistemlerinin yam s m
komuta kontrol sistemleri ku-
ruyoruz. Bu sistemlerden bir-
çoğu, ülkemiz sanayisinin kat-
kısrvla y^pıhyor" dedi.
İki haberieşme sistemi
MUBÎLDESKOM Komuta-
nı Tuğgeneral Erol Uğur da,
Genelkurmay'ın banş ve savaş
karargâhlarmın muhabere ve
bilgi sistemlerini işletmekten
sorumlu olduklannı belirterek
birliğin TSK Entegre Muhabe-
re Sistemi (TAFICS) ve uydu
muhabere sistemi olmak üzere
iki haberieşme sistemi bulun-
duğunu söyledi.
IRMIKI AYDIN ENGtN aengin@doruk.net.tr
Yazın gece olmayan, kışın
da gün ışığı görmeyen bir ül-
keden gece yarısı kalkıp bir-
kaç saat sonra "en uzun gûn-
en kısa gece" sırasında bile
uyumlu bir denge kurulmuş
bir Akdeniz ülkesine dönün-
ce; Baltık'ın kirli gri sulanndan,
tirşe yeşili ile mavi arasında
gkJip gelen bir renk cümbüşü-
nü ak köpüklerin süslediği
Marmara'ya gelince; hele bü-
tün bunları gece yarısını saat-
ler geçe yaşayıp günlük ya-
şam dengelerinizi altüst et-
mişseniz, kendinizi -adeta-
değişmiş hissedersiniz.
Degişimi, ayak bastığınız
topraklann cografyasında,
rüzgânnda, denizinde, soka-
ğında, ağacında, otunda bu-
lunca "siyaset sahnesinde"
de değişiklik umarsınız.
Yanm yamalak bir uykudan
sonra önünüze açtığınız ga-
zetelerde "birdeğışimin"\z\&-
rini ararsınız. Bulamayınca,
bunca deneyiminize, bunca
"gezip tozup kürkçü dûkkânı-
na dönmüşlüğünüze" rağ-
men garipsersiniz.
'Güzel Huzursuzluk'
Haydi birlikte arayalım:
Giderken gazetelerin birin-
ci sayfaları spor sayfasına dö-
nüşmüştü. Italya'ya yenilip Is-
veç'le berabere kalan Futbol
Milli Takımımızın oyunculan ve
hele hele teknik direktörü
Mustafa Denizli üstüne ölüm
tamtamlan çalınıyordu. Spor
yazarlan bir yana, siyaset ya-
zısı esnafı bite futbol uzmanı
kesilip, takım düzeninden
oyuncu seçimine kadar "yapı-
lan yanlışlan" uzman edasıy-
la didiklemekteydiler.
Biz oralardayken milti takım,
Belçika'yı evinde hacamat
edip en iyi sekiz takım arası-
na girmiş.
Aferin.
Aynı spor ve siyaset erbabı
da, aynı üslup ve aynı bilgiç-
likle takım düzenine, oyuncu
seçimine ve ille de Mustafa
Denizli'nin futbol zekâsı ve bil-
gisine övgüler düzüyor.
Yani...
Değişiklik aramak nafile.
Spor siyaseti bıraktığımız yer-
den milim değişmeksizin, şa-
şılası bir "istikrar'la sürüp gi-
diyor.
Yuf olsun!
•••
Sporun siyasetini bırakıp
degişikliği siyasetin kendisin-
de arayalım. Giderken ülke-
mizin çözüm bekleyen en ya-
kta sorunu M«sut Yttmaz ite
Tansu Çiller'in Yüce Divan'a
gidip gitmeyecegine, Meclis
Komisyonu'nun karannın si-
yasal anlamına, komisyon ka-
rannın Meclis Genel Kuru-
lu'nca onaylanıp onaylanma-
yacağına kilitlenmişti.
Döndük. Gazetelerin birinci
sayfasında en önemli haber:
Meclis'te karar günü!
Bu ne mükemmel istikrardır
kuzum?
Yaprak kımıldamadan sü-
rüp giden bir siyasal istikrar.
"Devlet Bahçeli, ANAP ile
DYP'yi köşeye sıkıştın-
yor"dan başlayıp Ecevit'in,
"Aman birbirinizi Yüce Di-
van'a filan yollayıp hükümeti,
yani istikran bozmayın" çırpı-
nışlan; Çiller'le Yılmaz'ın sade
suya tirft bile olmayan, hâlâ
ötekine laf dokundurup siya-
sal puan kazanmaya çabala-
yan yürekter acısı siyasal ma-
neyraları...
öğğğğ!..
Aradabir "Ş/md/ gene uzak
bir yehere sürtmeye gitsem,
memleketi sahipsiz bıraksam,
acep yokluğumdan yararianıp
istikran allak bullak edeher
mi" endişemin yersiz olduğu-
na bir kez daha inandım. Şim-
di gitsem, altı ay, hatta aftı yıl
gezip tozsam, sonra da dö-
nüp gelsem her şeyi bıraktı-
ğım gibi bulacağıma eminim.
Muhteşem bir istikrar içinde
yaşayan bir ülkenin çocuğu-
yum ben.
Yuf olsun!
• • •
Yazının başlığı Mümtaz
Soysal'ın 1971 Martı'nda
yazdığı bir yazının başlığıdır.
12 Mart karanlığının general-
leri, 12 Mart öncesinin kıpır kı-
pır Türkiye'sinin "huzursuzlu-
ğunu" doğurgan bir uyanış,
kahrolası bir istikran nihayet
kıracak bir kıpırtının belirtisi
olarak selamlayan Profesör
Soysal'a pek kızıp, bu yazı-
sından dolayı içeri tıkmışlardı.
Belki, kısacık bir süre için-
de insanıyla, iklimiyle, doğa-
sıyla çok farklı iki dünya ara-
sında gidip gelmekten kay-
naklanan aşırı bir duyariıktır,
herhalde birkaç gün içinde
yeniden alışıp şu berbat istik-
rann uyumlu bir halkası olu-
rum, ama ilk saatterin duyar-
lığı içinde bu "istikrar" ya da
istikrann böylesi midemi bu-
landınyor.
"Bizim istikrara değil güzel
huzursuzluğa ihtiyacımız var"
diyeceğim ama ya kızarlar-
sa...
lyisi mi siz bu yazıyı okuya-
durun, ben günlük yaşayış
düzenimi yeniden o bildik is-
tikrarına kavuşturayım...
Yuf olsun!
POLİTİKA GUNLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
50 Bin Dolar... $
Dünden kaldığımız yerden devam edelim:
Türk silah kaçakçılannın cirit attığı Italya'da Meh-
met Ali Ağca ne arryordu? Ağca'nın Avrupa'da 50
bin doları aşan harcamalannı kimler karşılıyordu?
Bekir Çelenk, Ağca'ya şöyle der: *•'•
"Mallorca adasına git ve beni bekle!.." >"
Ağca'nın bir de Tunus macerası var...
Uğur Mumcu bu macerayı şöyle anlatıyor:
"Ağca, Tunus 'ta kaldığı sürede kimlerle karşılaş-
mıştır. Bu belli değildir. Ağca, Palermo 'ya niçin git-
miştir? Bu da belli değildir. Bu konuda bazı kuşku-
lar doğmuştur. Ancak bu kuşkulan kanıta dönüş-
tûrmek mümkün olmamıştır. Kuşkulardan biri, Ağ-
ca'nın Tunus'ta Michale Papa adlı, Libya Devlet
Başkanı Kaddafi 'nin görevlendirdiği birajan ile te-
mas ettiği yolundakı habenerdir. Aynı kaynaklar,
Libya ve Tunus'ta bulunduğu yolunda söylentiler
dolaşan Cartos ile Ağca 'nin temas kurduğunuyay-
mışlardır. Bu ihbarlann bir kısmı Roma savcılığın-
da incelenmiş, ancak kanıtlanamamıştır. Bu ihbar-
lar, Ağca üzerine üreflen teorilerden bir ya da bJr-
kaçı olmaktan öteye biranlam taşımamışlardır. Bu
teoriler düşündürücü olsa da ortada aydınlanma-
yan bazı konular bulunmaktadır. Ağca, Tunus'a ni-
çin gitmiştir? Tunus'ta yanında bulunan 696187
sayılı pasaport sahibi Yusuf Dağ kimdir? Şimdi
nerededir? Türk kaçakçılannın bağlantılar kurduk-
lan Palermo'da Aöca kiminle görüşmüştür? Aynı
kuşkularAğca'nınlran ve Federal Almanya gezile-
ri için de söz konusudur. Ağca başından sonuna
kadar verdiği bütün ifadelerde FederalAlmanya'da
kaldığını yadsımaktadır. Perugia 'da görüştüğü Ay-
tül Endican adlı Türk kızına 'Almanya'dan geldıği-
ni' söyleyen Ağca, Almanya'da kaldığı günleri ni-
çin saklama ve gizleme gereği duymaktaydı?"
Mehmet Ali Ağca'nın arkasında bulunan silah ka-
çakçılannın 'devlet içinde' yandaşlan olduğu bir
gerçekti...
Abdullah Çatiı'dan Oral Çelik'e dek uzanan zin-
cirin halkalan 1996 yılında Susurluk'ta ortaya çıkar-
ken siyasal erk ne diyordu:
"Vatan için kurşun atan da, yiyen de kahraman-
dır..."
Zincirin halkalannda Ağca da vardı; Ağca, Çat-
lı'yla çok iyi bir arkadaştı...
Ağca, Maltepe Cezaevi'nden kaçtıktan sonra
Çatlı'nın evine sığınmamış mrydı?
Bize göre Ağca deli fılan değil!.. • . • • '
Akılh...
Oyunun 'aktörü' olduğunu söylerken de bir şey-
leri açıklıyor...
"Ben kullanıldım; rolümü oynadım ve başar-
dım..."
Oyunun sahneye koyuculan kimlerdi?
Yeraltı dünyası hemen hemen her ülkede siyasal
yetkililerce korunuyor; devlet bürokrasisinde ve si-
yasal erkte 'koalisyonlar' oluşuyordu...
1970'li yıllara şöyle bir döndüğümüzde hem Tür-
kiye'de, hem Italya'da bunu görebiliriz...
Bekir Çelenk, Bulgaristan'da etkili birisimdi. Bul-
garlar onun bir dediğini iki etmiyordu. Ağca, bu
yüzden Sofya'ya gitti ve orada rahata kavuştu. Çe-
lenk'in desteğiyle Avusturya'ya geçtı, oradân da
diğer ülkelere. Ağca hiç para sıkıntısı çekmedi...
Bekir Çelenk bugün yaşamıyor, ama Abuzer
Uğurlu yaşıyor...
Mumcu'nun yıllar önce üzerinde durduğu nokta-
ya bir göz atalım:
"M. Ali Ağca'nın, Sofya'da, Bulgar yetkilileri ile
tanıştınlmış olması bir olasılık değil miydi? Bulgar
resmi yetkilileri ile içli dışlı olduğu anlaşılan Bekir
Çelenk'in, Ağca'yı -isterkendiadıyla tanımış olsun,
isterbaşka adla- bu Bulgaryetkilileri ile tanıştırmış
olması, akla uygun gelen bir olasılıktır. Roma sor-
gu yargıcı Dr. Martella 'nin hareket noktası da bu-
dur. Ağca 'nin Dr. Martella 'ya yaptığı itiraflarda, ön-
ce Bulgar bağlantılı Türk kaçakçılan, Bekir Çelenk
ve Abuzer Uğuriu 'nun adlannın geçmesı sonra da
yine Ağca tarafından üç Bulgann adlannın veril-
mesi, Amenkan kaynaklı görüşlerı güçlendırmek-
teydi. Bulgarlann, her türiü kaçakçılık olaylannda
yer almış olmalan konusunda en küçük bir kuşku
yoktu. Bulgaristan, devlet olarak resmi şirketleri
aracılığı ile başta silah kaçakçılığı olmak üzere her
türiü kaçakçılığın içindeydi. Bu yüzden, kaçakçılar-
la Bulgar yetkililerinin tanışmalan çok doğaldı."
On dokuz yıl önce Türkiye ve Avrupa'da uyuştu-
rucu, silah kaçakçılığı pazannda cirit atan çetelerîn
siyasal ılişkılerinı göz ardı ederek 'Ağca o/ay/'nı çö-
zemezsiniz!..
Kaçakçılık ve mafya 1980 sonrası Türkiye'de
köprü kurdu, siyasal kadrolannı oluşturdu, en du-
yartı devlet görevlileri mafyayla dostluklar kurdu!..
Cem Ersever'den Savaş Buldan'a; Behçet
Cantürk'ten Hacı Kıray'a faili meçhul cinayetlerfn
arkasında kimler vardır?
1990 sonrası cinayetlerdir bunlar!..
Köprü 1970'lerde kuruldu...
_ Mehmet Şener'den Yalçın Özbey'e; Yaşar
Öz'den Ömer Lütfü Topal'a dek 'eroin bağının'
devlet erkiyle buluşan ilişkiler zinciriyle örtüş-
mez mi? '
hikmet.cetinkaya(g cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Avukatları BMMYKyebaşvurdu
Fehıiye Erdal
açlık grevînde
BRÜKSEL(AA)-Işa-
damı Özdemir Sabancı
suikastı faillerinden Feb-
riye Erdal'ın a\oıkatlan,
Belçika'ya yaptıgı siya-
si iltica başvurusunun
reddedildiğini doğrula-
dılar ve bu konuda kara-
nn kendilerine öncekı
gün bildirildiğini açıkla-
dılar.
Sanık avukatlan, BM
Mülteciler Yüksek Ko-
miserliği'ne (BMMYK)
başvurarak itirazda bu-
lunduklannı ve görüş is-
tediklerini de bildirirken
Erdal'ın geçen haftadan
beri açlık grevınde oldu-
ğu belirtiliyor.
Ret karanna gerekçe
olarak, sanığın "Belçi-
ka'nın ulusal güvenliğine
tehlike oluşturması" gös-
terildi. Beîçika, Erdal'ı 3
hafta içinde sınırdışı et-
mek amacıyla biı ülke
aradığıru açıklamıştı.
Belçıka'nın Gent
Temyiz Mahkemesi, Er-
dal'ı, tutuksuz olarak
yargılanmak üzere kefa—
îetle serbest bırakılması-
nı engelleyen Içişleri
Bakanlığı aleyhinde aç-
tığı davada haksız bula-
rak Bruges Mahkeme-
sı'nin 8 Haziran'da ver-
diği karan onayladı.
Bu durumda, Erdal,
siyasi sığınma başviıru-
sunun kesın sonuca bağ-
lanmasına kadar tutuklu
kalacak