23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 3 HAZİRAN 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Birdal davası • ANKARA (Comhuriyet Bûrosu) - Yargıtay 1. Ceza Dairesi, eski tnsan Haklan Derneği (İHD) Genel Başkanı Akın Birdal'a düzenlenen silahlı saldın davasında, yerel mahkemenin 11 sanık hakkında verdiği raahkûmiyet karanndan, sanık Selçuk Gûrz'e verilen 9 yıl 2 ay ağır hapıs cezasını esastan bozdu. Yüksek mahkeme, 10 sanık hakkındaki mahkûmiyet ve 6 sanık hakkındaki beraat kararlannı ise onadı. ttizbuflahçılara ceza • tZMtR(Cumhnriyet Bûrosu) - Izmir DGM'de görülen Hizbullah davasında 8 sanık, 3 yıl 9 ay ile 12 yıl 6 ay arasında değişen ağır hapis cezasma çarptınldı. DGM savcısı, sanıklann Antalya'da camilerde toplanarak şeriatçı terör örgûtü Hizbullah propagandası ile örgüt üyelerine yardım ve yataklık yaptıkJannı öne sürerek cezalandınlmalannı talep etti. Yaylada dnayet 3ÖHİ • TORTUM(AA)- Erzurum'un Tortum ilçesindeki ÇataJdere Yaylası'nda, çeşmeye (£den Turan Aydın (34), burada bulunan Elmas Aydın (55) ve eşi Hasan Aydın (60) ile gelinleri Saime Aydın'a (35) av tüfeğiyle ateş açtı. Aydın ailesinin fertleri olay yerinde yaşamını yitirirken akli dengesi yerinde olmadığı belirtilen Turan Aydın gözaltına alındı. Bermek, TİJRA Başkam • ANKARA (Cıunhuriyet Bûrosu) - Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Başkanı Prof. Dr. Ayhan Çavdar'ın görev sûresinin tamamlanmasının ardından akademi genel kurulunda yapılan seçimini Prof. Dr. Engin Bermek kazandı. Atina-Ankara toplantısı bugün • ANKARA (Cumhurtyet Bûrosu) - Türkiye ile Yunanistan arasında dışişleri bakanlıklan mûsteşar yardımcılan düzeyinde geçen yıl kasun ayında başlatılan siyasi istişarelerin ikinci toplantısı bugün gerçekleştirilecek. Istişarelere Türkiye'den Ikili Siyasi Işler Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Yiğit Alpoğan, Yunanistan'dan da Dışişleri Bakanlığı Siyasi Direktörü Büyükelçi Anastase Scopelitis katılacak. toplanacak • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - ZI^Ekonomik ve Sosyal ~"~ Konsey'in yann yapılacak toplantısı, Avrupa Birliği Sosyal tşlerden Sorumlu Komiseri Anna Diamantopoulou'nun Türkiye'de yapacağı temaslara rastlaması nedeniyle ertelendi. Ekonomik ve Sosyal Konsey'in gelecek hafta yapılması beklenıyor. îlk resmi gezisini Kıbns'a gerçekleştiren Sezer, sevgi gösterisiyle karşılandı 6 Çözüm konfederasyon' REŞATAKAR LEFKOŞA - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Kıbns sorununa buluna- cak en gerçekçi ve yaşayabilir çözüm şeklinin konfederasyon olduğunu, bu- nun Türkiye ile Yunanistan arasındaki dengeyı sağlamak açısından da önemli olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın da- vetlisi olarak ilk dış ziyaretini Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'ne gerçekleş- tiren Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Ercan Devlet Havaalanı'nda hal- kın sevgi gösterisiyle karşılandı. Türki- ye ve KKTC bayraklanyla süslenen caddelerden geçerek Denktas'ın sarayı- na giden Sezer, TC Büyükelçiliği'nin de bulunduğu Lefkoşa'nın Cumhuriyet Meydanı'ndan geçerken Çiftçiler Birli- ği'nin tanm araçlanyla gerçekleştirdi- ği eyleme tanık oldu. Yaklaşık 100 ka- • Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'la başbaşa görüşen Cumhurbaşkam Ahmet Necdet Sezer, "Kıbns'ta kendi sınırlan içinde egemen 2 devlet vardır. Bugünkü durumundan geriye gidilmesi söz konusu değildir. Türkiye bu davada KKTC ile aynı safta omuz omuza mücadele etmektedir" dedi. dar biçerdöver ve traktörün üzerine, Cumhurbaşkanı Sezer'in "Hoş gekü- niz" yazılı dev posterlerini asan çiftçi- ler, KKTC hükümetinin icraatlannı eleştirmek ve taleplerine olumlu yanıt alabilmek için eylem yaptıklannı söy- lediler. tlk resmi ziyaretini gerçekleştirdiği Kuzey Kıbns Türk Cumhunyeti'nde Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'la baş- başa görüşen Sezer, daha sonra Meclis Başkanı Ertuğrul Hasipoğhı, Başbakan Derviş Eroğlu, Başbakan yardımcısı Mustafa Akıncıve Meclis'te temsil edi- len siyasi parti liderleriyle bir araya gel- di. Sezer bu görüşmelerden sonra Denktaşla birlikte ortak bir basın top- lantısı düzenledi. Dışişleri Bakanı Ls- mail Cem ve Devlet Bakanı Şûkrû Sina GüreTin de hazır bulunduğu basın top- lantısını çok sayıda Rum ve yabancı ga- zetecı mensubu da izledi. Banş Gücü'nün Kıbns'taki görev sü- resini uzatan Güvenlik Konseyi'nin, TC ve KKTC'nin onayını alamadığına dik- kat çeken Cumhurbaşkanı Sezer, KK- TC topraklannın sahipsiz olmadığını belirterek Güvenlik Konseyi karannın Cenevre görüşmelerine de olumsuz et- ki yapacağını vurguladı. Cumhurbaş- kanı Sezer, KKTC'nin 17 yıl önce ku- rulmuş bir gerçek olduğunu, Güvenlik Konseyi 'nin bu gerçeği göz ardı edeme- yeceğîni söyledi. Sezer, "GüvenHk Konseyi KKTC ve TC'nin itirazlannı dikkate almaımşar. Burada ayn bir dev- let vardır. Banş Gücü bu topraklarda görev yapmak isthorsa, Türk tarannın nzasını ahnahdır'' dedi. Türkiye'nin, Kıbns'ta kalıcı bir banş istediğini, 1974 öncesi yaşananlann tekrarlanmasına müsaade etmeyeceği- ni vurgulayan Sezer sözlerini şöyle ta- mamladı: "Kıbnsta kendi sınırlan içinde ege- men 2 devlet vardır. Bugünkü durumun- dan geriye gidilmesi söz konusu değildir. Türkiye bu davada KKTC Ue aynı safta omuz omuza mücadele etmektedir. Bu mücadeleyi sonuna kadar götürmeye kararudır. KKTC'nin sorunlan Tûrid- ye'nin sorunudur. TC devkti var oldu- ğu sürece, KKTC'nin sonınlannı omuz- lamaya devam edecektir." Ogrenci affı 'Eğitimin niteliği auşuruldu ANKARA (Cumhuri- yet Bûrosu) - TBMM, 9. öğrenci arnnı çıkardı. 12 Eylül 1980'den 1999- 2000 öğretim dönemine kadar okullardan ilişkileri kesilen tüm öğrencileri kapsayan aftan ırticai fa- aliyetlere kanşan ve kılık kıyafet yönetmeliğine uy- mayan öğrenciler de ya- rarlanacak. Yasada, sınava girecek öğrencilerin "hukuk dışı herhangi bir nedenle en- geUenemeyeceğT hük- müyle de öğrencilerin tür- banla sınava girmeleri he- deflendi. DSP milletvekilleri öğ- rencilenn kılık kıyafet yö- netmeliğine uymadan $&»<*. nava giremeyeceklerini savunurken MHP ve FP milletvekilleri kılık kıya- fet yönetmeliğini ve YOK uygulamalannı tartışılır hale getirdi. YOK Başkanı Prof. Dr. KemalGürûz, affın bugü- ne kadar eğitime hiçbir katkı getirmedığini vurgu- larken Milli Eğitim Baka- nı Metin Bostancıoğlu, üniversite özerkliğıni ze- deleyen affin, eğitimin ni- teliğini düsürdüğünü söy- ledi. Yasa, türban ve irtica konusunda uzun süredir mücadele eden üniversite- lerin çalışmalanna gölge düşürdü. Yasayla, yurtdı- şında irticai faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle geri çağnlan yüksek lısans öğrencüen ile kılık kıyafet yönetmeliğini uygulama- yan türbanh öğrenciler de af kapsamına alındı. YOK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, daha önce af konusunda görüşlerini açıkladığını belirterek "Affin eğitime de okuldan iKşiğikesüenöğrencilerede hjrygmr dfflamariıdı riaha önce görüldü. Arük söyle- yecek bir şey yok, yasa çık- ü" diye tepki gösterdi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART AtZl, KUpUPA KU&IPU R 4 DAVANIN DİĞER SANIĞI BERAAT ETTİ ŞemsiDenizer'in katiline27yü hapis cezası SERGÜLCANIGÜR BURDUR-Türk-lş Konfede- rasyonu Genel Sekreteri ve Ge- nel Maden-lş Sendikası Genel Başkanı Şemsi Denizer'i Zon- guldak'ta öldüren Cengiz Bahk. 27 yıl ağu- hapis cezasına çarp- tınldı. Balık'a ruhsatsız silah ta- şunaktan da 2 yıl 6 ay hapis, 50 milyon lira da para cezası veril- dı. Davanın diğer sanığı Engin Girgin ise beraat etti. Denizer'in yakınlan mahkeme salonundan çıkarken karan alkışlarla pro- testo ettiler. Genel Maden Iş-Sendikası Genel Başkanı Şemsi Denizer'i, 6 Ağustos 1999'da, Zongul- dak'taki evinin önünde öldüren Cengiz Bahk ile suç ortağı En- gin Girgin'in yargılanmasına dün Burdur Ağır Ceza Mahke- mesi'nde devam edildi. Yoğun güvenlik önlemleri altında yapı- lan duruşmaya Denizer'in ya- kınlanyla Zonguldak'tan 4 oto- büsle gelen 200 kadar madenci de katıldı. Duruşmada savunmasmı ya- pan Cengiz Balık, Denizer'i 40 milyon liralık alacağı ıçin öldür- düğünü öne sürdü. Cengiz Balık, savunma ya- parken Denizer'in yakınlann- dan biri "aJçakkauT diye bağır- dı. Tutuksuz sanık Engin Girgin de savunmasında olayla ilgilisi bulunmadığıru öne sürerek be- raatını istedi. Sanıklann savun- malanm yapmalanrun ardından Hakim Turgay Kaya karan açık- ladı. Cengiz Balık, kasten adam öldünne gerekçesiyle toplam 27 yıl 6 ay 1 gün hapis, 50 milyon 331 bin 428 lira ağır para ceza- sına çarptınldı. Mahkeme Ba- lık'a ruhsatsız silah taşımak su- çundan 2 yıl 6 ay hapis, 50 mil- yon lira da para cezası verdi. En- gin Girgin ise beraat etti. MUBtLDESKOM BASINA TANITILDI Silahlı kuvvetlere çağdaş iletişim sistemi ANKARA(CumhuriyetBö- rosu) - Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) birükleri, harekât mer- kezleri ve savaş araçlan arasın- da hızlı ve güvenli iletişim ola- nağı sağlayan sistemlerini art arda yaşama geçiriyor. TSK'nin komuta kademesi ile kolordu komutanlan birbir- leriyle görüntülü video konfe- rans sistemi aracılığıyla haber- leşebiliyor. Toprağın altına yerleştirilen 8 bin 500 kilometre uzunlu- ğundaki fiber optik sistem, TSK'ye her koşulda herhangi bir kesinti olmaksızın sağlıklı ve güvenli bir iletişim olanağı sağlıyor. Genelkurmay Muhabere ve Bilgi Sistemleri Destek Komu- tanhğı (MUBÎLDESKOM) dün düzenlenen toplantıylaba- srna tanıtildı. Toplantınm açılışmda konu- şan Genelkurmay Muhabere Elektronik ve Bilgi Sistemlen (MEBS) Başkanı Koramiral Taner Uzunay, teknolojinin en ileri modellerini Türk Silahlı Kuvvetleri'ne getirmek ıçin çaba gösterdiklerini ve bu ko- nuda önemli bir aşama kat et- tiklerini belirterek "ÇeşhM mu- habere sistemlerinin yam s m komuta kontrol sistemleri ku- ruyoruz. Bu sistemlerden bir- çoğu, ülkemiz sanayisinin kat- kısrvla y^pıhyor" dedi. İki haberieşme sistemi MUBÎLDESKOM Komuta- nı Tuğgeneral Erol Uğur da, Genelkurmay'ın banş ve savaş karargâhlarmın muhabere ve bilgi sistemlerini işletmekten sorumlu olduklannı belirterek birliğin TSK Entegre Muhabe- re Sistemi (TAFICS) ve uydu muhabere sistemi olmak üzere iki haberieşme sistemi bulun- duğunu söyledi. IRMIKI AYDIN ENGtN aengin@doruk.net.tr Yazın gece olmayan, kışın da gün ışığı görmeyen bir ül- keden gece yarısı kalkıp bir- kaç saat sonra "en uzun gûn- en kısa gece" sırasında bile uyumlu bir denge kurulmuş bir Akdeniz ülkesine dönün- ce; Baltık'ın kirli gri sulanndan, tirşe yeşili ile mavi arasında gkJip gelen bir renk cümbüşü- nü ak köpüklerin süslediği Marmara'ya gelince; hele bü- tün bunları gece yarısını saat- ler geçe yaşayıp günlük ya- şam dengelerinizi altüst et- mişseniz, kendinizi -adeta- değişmiş hissedersiniz. Degişimi, ayak bastığınız topraklann cografyasında, rüzgânnda, denizinde, soka- ğında, ağacında, otunda bu- lunca "siyaset sahnesinde" de değişiklik umarsınız. Yanm yamalak bir uykudan sonra önünüze açtığınız ga- zetelerde "birdeğışimin"\z\&- rini ararsınız. Bulamayınca, bunca deneyiminize, bunca "gezip tozup kürkçü dûkkânı- na dönmüşlüğünüze" rağ- men garipsersiniz. 'Güzel Huzursuzluk' Haydi birlikte arayalım: Giderken gazetelerin birin- ci sayfaları spor sayfasına dö- nüşmüştü. Italya'ya yenilip Is- veç'le berabere kalan Futbol Milli Takımımızın oyunculan ve hele hele teknik direktörü Mustafa Denizli üstüne ölüm tamtamlan çalınıyordu. Spor yazarlan bir yana, siyaset ya- zısı esnafı bite futbol uzmanı kesilip, takım düzeninden oyuncu seçimine kadar "yapı- lan yanlışlan" uzman edasıy- la didiklemekteydiler. Biz oralardayken milti takım, Belçika'yı evinde hacamat edip en iyi sekiz takım arası- na girmiş. Aferin. Aynı spor ve siyaset erbabı da, aynı üslup ve aynı bilgiç- likle takım düzenine, oyuncu seçimine ve ille de Mustafa Denizli'nin futbol zekâsı ve bil- gisine övgüler düzüyor. Yani... Değişiklik aramak nafile. Spor siyaseti bıraktığımız yer- den milim değişmeksizin, şa- şılası bir "istikrar'la sürüp gi- diyor. Yuf olsun! ••• Sporun siyasetini bırakıp degişikliği siyasetin kendisin- de arayalım. Giderken ülke- mizin çözüm bekleyen en ya- kta sorunu M«sut Yttmaz ite Tansu Çiller'in Yüce Divan'a gidip gitmeyecegine, Meclis Komisyonu'nun karannın si- yasal anlamına, komisyon ka- rannın Meclis Genel Kuru- lu'nca onaylanıp onaylanma- yacağına kilitlenmişti. Döndük. Gazetelerin birinci sayfasında en önemli haber: Meclis'te karar günü! Bu ne mükemmel istikrardır kuzum? Yaprak kımıldamadan sü- rüp giden bir siyasal istikrar. "Devlet Bahçeli, ANAP ile DYP'yi köşeye sıkıştın- yor"dan başlayıp Ecevit'in, "Aman birbirinizi Yüce Di- van'a filan yollayıp hükümeti, yani istikran bozmayın" çırpı- nışlan; Çiller'le Yılmaz'ın sade suya tirft bile olmayan, hâlâ ötekine laf dokundurup siya- sal puan kazanmaya çabala- yan yürekter acısı siyasal ma- neyraları... öğğğğ!.. Aradabir "Ş/md/ gene uzak bir yehere sürtmeye gitsem, memleketi sahipsiz bıraksam, acep yokluğumdan yararianıp istikran allak bullak edeher mi" endişemin yersiz olduğu- na bir kez daha inandım. Şim- di gitsem, altı ay, hatta aftı yıl gezip tozsam, sonra da dö- nüp gelsem her şeyi bıraktı- ğım gibi bulacağıma eminim. Muhteşem bir istikrar içinde yaşayan bir ülkenin çocuğu- yum ben. Yuf olsun! • • • Yazının başlığı Mümtaz Soysal'ın 1971 Martı'nda yazdığı bir yazının başlığıdır. 12 Mart karanlığının general- leri, 12 Mart öncesinin kıpır kı- pır Türkiye'sinin "huzursuzlu- ğunu" doğurgan bir uyanış, kahrolası bir istikran nihayet kıracak bir kıpırtının belirtisi olarak selamlayan Profesör Soysal'a pek kızıp, bu yazı- sından dolayı içeri tıkmışlardı. Belki, kısacık bir süre için- de insanıyla, iklimiyle, doğa- sıyla çok farklı iki dünya ara- sında gidip gelmekten kay- naklanan aşırı bir duyariıktır, herhalde birkaç gün içinde yeniden alışıp şu berbat istik- rann uyumlu bir halkası olu- rum, ama ilk saatterin duyar- lığı içinde bu "istikrar" ya da istikrann böylesi midemi bu- landınyor. "Bizim istikrara değil güzel huzursuzluğa ihtiyacımız var" diyeceğim ama ya kızarlar- sa... lyisi mi siz bu yazıyı okuya- durun, ben günlük yaşayış düzenimi yeniden o bildik is- tikrarına kavuşturayım... Yuf olsun! POLİTİKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA 50 Bin Dolar... $ Dünden kaldığımız yerden devam edelim: Türk silah kaçakçılannın cirit attığı Italya'da Meh- met Ali Ağca ne arryordu? Ağca'nın Avrupa'da 50 bin doları aşan harcamalannı kimler karşılıyordu? Bekir Çelenk, Ağca'ya şöyle der: *•'• "Mallorca adasına git ve beni bekle!.." >" Ağca'nın bir de Tunus macerası var... Uğur Mumcu bu macerayı şöyle anlatıyor: "Ağca, Tunus 'ta kaldığı sürede kimlerle karşılaş- mıştır. Bu belli değildir. Ağca, Palermo 'ya niçin git- miştir? Bu da belli değildir. Bu konuda bazı kuşku- lar doğmuştur. Ancak bu kuşkulan kanıta dönüş- tûrmek mümkün olmamıştır. Kuşkulardan biri, Ağ- ca'nın Tunus'ta Michale Papa adlı, Libya Devlet Başkanı Kaddafi 'nin görevlendirdiği birajan ile te- mas ettiği yolundakı habenerdir. Aynı kaynaklar, Libya ve Tunus'ta bulunduğu yolunda söylentiler dolaşan Cartos ile Ağca 'nin temas kurduğunuyay- mışlardır. Bu ihbarlann bir kısmı Roma savcılığın- da incelenmiş, ancak kanıtlanamamıştır. Bu ihbar- lar, Ağca üzerine üreflen teorilerden bir ya da bJr- kaçı olmaktan öteye biranlam taşımamışlardır. Bu teoriler düşündürücü olsa da ortada aydınlanma- yan bazı konular bulunmaktadır. Ağca, Tunus'a ni- çin gitmiştir? Tunus'ta yanında bulunan 696187 sayılı pasaport sahibi Yusuf Dağ kimdir? Şimdi nerededir? Türk kaçakçılannın bağlantılar kurduk- lan Palermo'da Aöca kiminle görüşmüştür? Aynı kuşkularAğca'nınlran ve Federal Almanya gezile- ri için de söz konusudur. Ağca başından sonuna kadar verdiği bütün ifadelerde FederalAlmanya'da kaldığını yadsımaktadır. Perugia 'da görüştüğü Ay- tül Endican adlı Türk kızına 'Almanya'dan geldıği- ni' söyleyen Ağca, Almanya'da kaldığı günleri ni- çin saklama ve gizleme gereği duymaktaydı?" Mehmet Ali Ağca'nın arkasında bulunan silah ka- çakçılannın 'devlet içinde' yandaşlan olduğu bir gerçekti... Abdullah Çatiı'dan Oral Çelik'e dek uzanan zin- cirin halkalan 1996 yılında Susurluk'ta ortaya çıkar- ken siyasal erk ne diyordu: "Vatan için kurşun atan da, yiyen de kahraman- dır..." Zincirin halkalannda Ağca da vardı; Ağca, Çat- lı'yla çok iyi bir arkadaştı... Ağca, Maltepe Cezaevi'nden kaçtıktan sonra Çatlı'nın evine sığınmamış mrydı? Bize göre Ağca deli fılan değil!.. • . • • ' Akılh... Oyunun 'aktörü' olduğunu söylerken de bir şey- leri açıklıyor... "Ben kullanıldım; rolümü oynadım ve başar- dım..." Oyunun sahneye koyuculan kimlerdi? Yeraltı dünyası hemen hemen her ülkede siyasal yetkililerce korunuyor; devlet bürokrasisinde ve si- yasal erkte 'koalisyonlar' oluşuyordu... 1970'li yıllara şöyle bir döndüğümüzde hem Tür- kiye'de, hem Italya'da bunu görebiliriz... Bekir Çelenk, Bulgaristan'da etkili birisimdi. Bul- garlar onun bir dediğini iki etmiyordu. Ağca, bu yüzden Sofya'ya gitti ve orada rahata kavuştu. Çe- lenk'in desteğiyle Avusturya'ya geçtı, oradân da diğer ülkelere. Ağca hiç para sıkıntısı çekmedi... Bekir Çelenk bugün yaşamıyor, ama Abuzer Uğurlu yaşıyor... Mumcu'nun yıllar önce üzerinde durduğu nokta- ya bir göz atalım: "M. Ali Ağca'nın, Sofya'da, Bulgar yetkilileri ile tanıştınlmış olması bir olasılık değil miydi? Bulgar resmi yetkilileri ile içli dışlı olduğu anlaşılan Bekir Çelenk'in, Ağca'yı -isterkendiadıyla tanımış olsun, isterbaşka adla- bu Bulgaryetkilileri ile tanıştırmış olması, akla uygun gelen bir olasılıktır. Roma sor- gu yargıcı Dr. Martella 'nin hareket noktası da bu- dur. Ağca 'nin Dr. Martella 'ya yaptığı itiraflarda, ön- ce Bulgar bağlantılı Türk kaçakçılan, Bekir Çelenk ve Abuzer Uğuriu 'nun adlannın geçmesı sonra da yine Ağca tarafından üç Bulgann adlannın veril- mesi, Amenkan kaynaklı görüşlerı güçlendırmek- teydi. Bulgarlann, her türiü kaçakçılık olaylannda yer almış olmalan konusunda en küçük bir kuşku yoktu. Bulgaristan, devlet olarak resmi şirketleri aracılığı ile başta silah kaçakçılığı olmak üzere her türiü kaçakçılığın içindeydi. Bu yüzden, kaçakçılar- la Bulgar yetkililerinin tanışmalan çok doğaldı." On dokuz yıl önce Türkiye ve Avrupa'da uyuştu- rucu, silah kaçakçılığı pazannda cirit atan çetelerîn siyasal ılişkılerinı göz ardı ederek 'Ağca o/ay/'nı çö- zemezsiniz!.. Kaçakçılık ve mafya 1980 sonrası Türkiye'de köprü kurdu, siyasal kadrolannı oluşturdu, en du- yartı devlet görevlileri mafyayla dostluklar kurdu!.. Cem Ersever'den Savaş Buldan'a; Behçet Cantürk'ten Hacı Kıray'a faili meçhul cinayetlerfn arkasında kimler vardır? 1990 sonrası cinayetlerdir bunlar!.. Köprü 1970'lerde kuruldu... _ Mehmet Şener'den Yalçın Özbey'e; Yaşar Öz'den Ömer Lütfü Topal'a dek 'eroin bağının' devlet erkiyle buluşan ilişkiler zinciriyle örtüş- mez mi? ' hikmet.cetinkaya(g cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Avukatları BMMYKyebaşvurdu Fehıiye Erdal açlık grevînde BRÜKSEL(AA)-Işa- damı Özdemir Sabancı suikastı faillerinden Feb- riye Erdal'ın a\oıkatlan, Belçika'ya yaptıgı siya- si iltica başvurusunun reddedildiğini doğrula- dılar ve bu konuda kara- nn kendilerine öncekı gün bildirildiğini açıkla- dılar. Sanık avukatlan, BM Mülteciler Yüksek Ko- miserliği'ne (BMMYK) başvurarak itirazda bu- lunduklannı ve görüş is- tediklerini de bildirirken Erdal'ın geçen haftadan beri açlık grevınde oldu- ğu belirtiliyor. Ret karanna gerekçe olarak, sanığın "Belçi- ka'nın ulusal güvenliğine tehlike oluşturması" gös- terildi. Beîçika, Erdal'ı 3 hafta içinde sınırdışı et- mek amacıyla biı ülke aradığıru açıklamıştı. Belçıka'nın Gent Temyiz Mahkemesi, Er- dal'ı, tutuksuz olarak yargılanmak üzere kefa— îetle serbest bırakılması- nı engelleyen Içişleri Bakanlığı aleyhinde aç- tığı davada haksız bula- rak Bruges Mahkeme- sı'nin 8 Haziran'da ver- diği karan onayladı. Bu durumda, Erdal, siyasi sığınma başviıru- sunun kesın sonuca bağ- lanmasına kadar tutuklu kalacak
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle