Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 HAZİRAN 2000 CUMA
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALt StRMEN
Soramluluğu YüMenmek
Olay Conrad Otel'de geçiyor. Marmara Üni-
vefsitesi Hukuk Faküttesi ile Emniyet Genel Mü-
düıiüğü tarafından düzenlenen "örgütlü Suç-
la Mücadele Tartışmalı Konferansı "rnn salı gün-
kü oturumunda, Fazilet Partisi milletvekili Nev-
zat Yalçıntaş, Alman Federal Başsavcısı Prof.
Dr. Kurt Robmann'a "Almanya'da siyasi par-
ti nasıl kapatılır" diye soruyor.
Yalçıntaş, FP'nin devlet tecrübesi olan pditi-
.kacılarından biri.
• FP'li olarak sorduğu soru da, bu partinin bir
nebze olsun mesafe aldığını gösteriyor.
Çünkü Refah da, onun devamı olan Fazilet de
uzun süre parti kapatmanın demokrasiye aykır
n olduğunu, böyle bir davranışa gelişmiş de-
mokrasilefde rastlanmadığını ileri sürmüşlerdi.
Herkesi "Batt Kulüpçü " olmakla suçlayan Er-
bakan iletaifesi, başları sıkıştı mı, hep Batı ör-
neklerine, Batı ölçütlerine başvurup oradan re-
feranslar verirler.
• • • •• ••' '
Neyse, Yalçıntaş'ın sorusu, FP'lilerin de de-
mokrasilerde siyasal parti kapatılabildiğini ve
kapatıldığı gerçeğini anladıklannı gösteriyor.
Ama anladıklan yalnız bununla sınıriı kalıyor.
Yoksa kendi yaptıklannı hep haklı görmeyi, hiç-
bir biçimde yaptıklannın sorumluluğunu üstlen-
memeyi, yanlışlannı asla kabul etmemeyi sür-
dürüyoriar.
Herhalde Yalçıntaş, diğer FP'liler gibi konu-
yu iyi incelemediği için olsa gerek, gelecek ya-
nıtın da kendi sloganlanna uygun olacağını, ya-
ni "Cebir ve şiddete başvurduğu sabit olma-
dıkça siyasiparti kapatılamaz" denileceğini sa-
nıyordu. , . - . . -
Ama öyle olmuyor. ' ' '" '
Profesör Alman Başsavcı, "Partinin Anaya-
sa Mahkemesi tarafından kapatılması için sa-
dece cebir ve şiddeti bizzat kullanıyor olması
gerekmez; bir parti cebir ve şiddete zemin ha-
zırityorsa kapatılabilir, partinin hedefleri önem-
li; cebir, şiddet değil" yanıtını verince, Sayın
Yalçıntaş bozulmuş.
Bozulur, doğaldır. FP'liler, yaptıklannın so-
rumluluğunu yüklenmedikçe, kendi kusurlannı
kabul edip, rejimin çerçevesi içine girmeyi ka-
bul etmeyip kendi kafalanna göre geçerii olan
takıyyelerini sürdürdükçe, daha çok bozulma-
ya mahkûmdurlar.
•••
Türkiye'deki en önemli hukuki tartışmalardan
biri siyasi parti kapatılması ise, ikincisi de idam
cezalandır.
İdam cezalannın çağdaş demokrasinin ölçüt-
lerine olduğu kadar, kapısında aday olarak bek-
lediğimiz AB'nin iikelerine de uymadığını her-
kes biliyor. Yıne herkes biliyor ki, idam cezası
Türkiye'de çağdaş demokrasinin önündeki en-
gellerden biridir.
Ama demokrasi yolunda adım atmayı bir tür-
lü kabullenemiyoriar Meclis'te çoğunluğu oluş-
turan partilerimiz.
Onlar hem demokrasinin gereğini yerine ge-
tirmek istemiyorlar hem de büyük bir istekle
demokrasiden yana görünüyoriar.
Kendilerine Bu ne perhiz, bu ne lahana tur-
şusu" diye sorulduğunda ise, bin dereden su
getirip dışlarındaki güçleri sorumlu göstererek,
topu taca atıyoriar.
Onlara göre, demokrasinin önündeki en bü-
yük engellerden biri de askerierdir. Onlar ve
yandaşlan, askerlerin de var olduğu MGK'yi
demokrasi gündeminin ön sırasına oturtuyor-
lar.
Sanki demokrasiyi isteyen onlar da, isteme-
yenler de MGK imiş gibi.
Ama her şey kamuoyunun gözü önünde ce-
reyan ediyor. Milliyet gazetesinden Metin To-
ker, Genelkurmay Başkanı Kıvnkoğlu'na idam
cezalan hakkındaki görüşünü soruyor. Aldığı
yanrt ise, ordunun idam cezasının kaldınlması-
na karşı olmadığı.
Buyrun bakalım: Bizim ordu, idamın kalkma-
sına karşı değil, ama sivil demokratlar, kendi so-
rumluluklannı üstienipi bu konuyu pariamento-
ya getirip bir türiü kaldıramıyoriar.
Bu nasıl iş? Anlayıp anlatabilecek kimse var
mı?
Paraşüt operasyonu
Gümrük müdürleri
sorgulamyor
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Hayali
ihracat yaparak devleti
trilyonlarca lira zarara
uğratıp haksız kazanç
elde ettiği bildirilen Al-
tınbaş Holding'le ilişki-
si olduğu iddiasıyla gö-
zaltına alınan 13 gûm-
rûkçünün sorgulaması
yapılıyor.
Holding'm
sahibi olanve cezaevin-
de tutuklu bulunan Ya-
sin Altmbaş ve holding
yöneticileriyle ilişkili
olduğu kaydedilen, Ga-
ziantep'te 7, Mersin'de
2, Şırnak'ta 2, Anka-
ra'da 1, Edirne'de 1 ol-
mak üzere toplam 13
gümrük görevlisi gözal-
tına alındı.
Olayla ilgili olarak 2
kişinin de tstanbul'da
gözaltma ahndığı ve
dün akşam saatlennde
Ankara'ya gönderildiği
belirtildi.
Olayla ilgili gözaltına
alınan Katkatnış Güm-
rük Müdür Vekili Er-
tuğrul A~, Öncüpmar
Gümrük Müdür Vekili
Çetin K., Gaziantep
Gümrük Kolcusu Ah-
met R, Öncüpınar Güm-
rük Muhafaza Bölge
Amiri Hüseyin Ş^ Ön-
cüpınar Gümrük Me-
munı MustafaB^ Gazi-
antep Gümrük Kolcusu,
AbkünY., Mersin Güm-
rük Muhafaza Bölge
Amiri Ahmet K, Taşu-
cu Gümrük Muhafaza
Memuru Ahmet G., îp-
sala Gümrük Memuru
Mehmet P., Gümrük
Kontrolörü Hüseyin G.,
Habur Gümrük Muha-
faza Memuru Halfl Ç.,
Habur Gümrük Muha-
faza Memuru Murat
K.'nin Ankara Emniyet
Müdürlüğü Mali Şube
Müdürlüğü'ndeki sor-
gulamalan yapılıyor.
Diyanet yetkilileriyle görüşen komisyon bürokratlan dün de bazı dernek temsilcilerini dinledi
AleVÎler AB gündemmde• Avrupa Birliği
Komisyonu
Temsilciliği
yetkilileri, Aleviler
ile görûşmenin AB
adayı Türkiye'ye
ilişkin izleme süreci
çerçevesinde olağan
olduğunu belirtirken
Türk Dışişleri
Bakanlığı'nın V' -'
tepkisini
anlayamadıklannı
belirttiler.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)-AB Komisyonu'nun Ko-
penhag kriterleri çerçevesinde
Türkiye'deki Alevilerin sorun-
lannı gündemine alması Türki-
ye ile AB arasında gerginlik ya-
ratn.
Diyanet tşleri Başkanlığı yet-
kilileri ile önceki gün görüşen
komisyon bürokratlan, dün de
bazı AJevi derneklerinin temsil-
cilerini dinlemek istedi. Dışişle-
ri Bakanhğı'nuı AB Temsilcili-
ğine, "Tûrkiye'nin hassasiyeti-
ni" iletmesi üzerıne AB Komis-
yonu Türkiye Temsilcisi Karen
Fogg, kendi daveti ile gündeme
gelen toplantıya katıhnadı.
Temsilcüik dışında gerçekleşti-
rilen görüşmede Alevi Toplu-
mu temsilcileri AB Komisyonu
Türkiye Masası uzmanlanndan
Patrick Simmonet'ye, Tûrki-
ye'nin tartıştığı siyasi reformla-
ra ilişkin görüşlerini, Alevilerin
karşılaştıklan sorunlan ve yasa-
larda yapümasını istedikleri de-
ğişiklikleri anlattılar.
Alevi derneklerinin temsilci-
leri, komisyona Türkiye'de din-
devlet ilişkisiyle ilgili görüşle-
rini içeren bir çalışma da verdi-
ler.
Görüşmeye Pir Sultan Abdal
Kültür Demeği (PSAKD) Baş-
kanı AB BalkE, PSAKD Genel
Sekreteri Müslûm Doğan ve
Cem Vakfı Yönetim Kurulu
Üyesı Doğan Bermek katıldı.
AB Komisyonu Temsilciliği
yetkilileri, Aleviler ile görûş-
menin AB adayı Türkiye'ye
ilişkin izleme süreci çerçevesin-
de olağan olduğunu belirtirken
Dışişleri'nin tepkisini anlaya-
madıklannı belirttiler. Alevi
toplumu temsilcilerinin görüş-
mede ana başlıklan ile şu dü-
şünceleri ilettikleri öğrenildi:
Zorunlu dln etiltlml
kaldirilmall: Devletin top-
lumdaki bir mezhebin inancını
tüm yurttaşlara zorunlu olarak
okutması demokrasi ve laikliğe
aykın bir uygulamadır.
Dlyanet İşlerl Başkan-
lıfiı kaldırılmali: Laikliğe
aykın bir yapıdır. Kaldınlmalı
veya yenıden yapılandınlmalı.
Devletin tüm yurttaşlanndan al-
dığı vergilerie bir mezhebın hiz-
metlerini yerine getirmesi, bu
inancı yayması laikliğe aykun-
dır. Biz hükümetten maddi yar-
dım istemiyoruz.
Alevilerin klmlitil ta-
mnmall: Alevilerin asimilas-
yonuna dönük polıtikalar son
bulmalı. Tekke ve Zaviyeler Ya-
sası'nda değişiklik yapıbnalı.
Alevilerin nüfus cüzdanlannda
hâlâ zorla Islam ya da Hanefı
yazılmakta.
Görüşmeye katılan PSAKD
Başkanı Ali Balkız, "Amacı-
mn, Tûridye'vi bir başka mer-
dye şikâyet etmek değfl. Biz so-
nınlânmr?» çözümüBrüksd'de
değiL, Ankara'da, TBMM'de
anyoruz. AB adayı Türkiye, bu
yöndeçeşitii reformlan,örneğin
tdamcezasınıtartışryor.Buçer-
çevede AB'nin çeşitii sivil top-
lum kuruluşlannm görüşlerini
abnası doğaldır" diye konuştu.
însan Haklan Üst Kurulu tarafından hazırlanan rapor değiştirilerek kabul edildi
'Işkence' önlenmeliclir'• Raporda, adil bir seçim
sisteminin getirilmesi ve
Anayasa Mahkemesi'nde iptal
davası açabüme yetkisinin
genişletilmesi önerildi.
SEKTAÇEŞ
ANKARA - Însan Haklan Üst Ku-
rulu'nun Başbakan Bülent Ecevit'e
sunulmak üzere hazırladığı rapor,
Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK)
görüşlen doğrultusunda değiştirildi.
Raporda, adil bir seçim sisteminin
getinlmesi ve Anayasa Mahkeme-
si'nde iptal davası açabüme yetkisi-
nin genişletilmesi önerildi.
Başbakanlık Însan Haklan Koordi-
natör Üst Kurulu Sekretaryası eşgü-
dümünde Genelkurmay Başkanlığı,
Adalet, Içişleri, Dışişleri, Çalışma ve
Sosyal Güvenlik bakanlıklan, MGK
Genel Sekreterliği, DPT ve Basın Ya-
yın Enformasyon Genel Müdürlü-
ğü'nden temsilcilerin kaölımıyla ger-
çekleştirilen ve hazırlık çahşmalan
basında geniş yer bulan rapor, tnsan
Haklan Ust Kurulu'nda bazı değişik-
liklerle kabul edildi.
Kopenhag siyasi kriterleri kapsa-
mında yapılması planlanan değışik-
liklerin takvime bağlandığı raporda;
yasal, anayasal ve idari değışiklikler
önerildi. Raporun hazn-lanması aşa-
masında MGK ile Dışişleri Bakanlı-
ğı'nın çelişen görüşleri MGK'nin
yaklaşımı çerçevesinde değiştirildi.
Kurulun daha önce mayıs ayında ha-
zırladığı birinci raporda, Kürtçe eği-
time olanak tanıyan bölüme yer veri-
lirken son düzenlemede bu bölüm çı-
kanldı.Bu bölüm, MGK'nin görüşle-
ri doğrultusunda şöyle kısaltıldı:
"Kopenhag siyasi kriterleri bağla-
mmda azınhklannkorunması başhğı
altında ileri sürülen ölçütün, demok-
rasi ve eşit vatandaşhk anlayışı çerçe-
vesiııâevebireyselinsan haklanteme-
Knde karşüanabileceği değerlendiril-
mektedir."
Dışişleri Bakanlığı'nın "kapsayra
anayasal yurttaşhk" kapsamında,
"Müslüman otanayan aznihklara ta-
nman kendi dilinde eğitim-öğretim
hakkmm herkesi kapsayacak şekilde
düzenknmesF önensi rapordan çı-
kanldı.Raporda, Türkiye-AB ihşkile-
ri bağlamında yapılacak düzenleme-
lerin hukuki, siyasal ve ekonomik et-
kilere yol açacağı, ulusal güvenliği
de ügilendirecek bu durumun öngö-
rülen şekilde genişletilecek MGK'de
izlenmesi ve değerlendirilmesi de is-
tftNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
tendi.
Raporda öneriler yasal, anayasal ve
idari başhklar altında toplandı. Kurul,
yasal ve anayasal uygulamalar için
sonuçlanma tarihi önerirken idari uy-
gulamalann hemen yaşama geçiril-
mesini istedi. İdari uygulamalar ge-
nel insan haklan eğitimi, bunun alt-
yapısının hazırlanması, davalan hız-
la sonuçlandırmak içinkriminal labo-
ratuvarîannın hazırlanması, nezaret-
hanelerin standartlannın yükseltil-
mesi, hapishanelerde koğuş sistemin-
den oda sistemine geçihnesi, işken-
ce uygulamalanna karşı yaptınmla-
nn etkin uygulanması, gayrimüslim
yurttaşlann yakınmalannın Lozan
Antlaşması kapsanunda değerlendi-
rilmesi olarak sıralandı.
Kurul tarafından takvime bağlanan
yasal ve anayasal değişikliklerin ba-
zılan şöyle:
• Adil bir seçim sistemi öngörül-
meli. Siyasal partilerin, rejimin de-
mokrankleşmesi; bu konuda anaya-
sada yer alan detaylı düzenlemelere
son verilip genel ilkelerle yetinilerek
aynntılar yasalara bırakılmalı.
• Anayasanın 83. ve 100. madde-
leri değiştirilerek dokunuhnazhk sı-
nırlandınlmalı.
• Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu kararlanna karşı yargı yolu-
na başvurulması konusunda anaya-
sada gereken değişiklik yapıhnalı.
• 12 Eylül 1980 ile 6 Aralık 1983
arasında kabul edilen kanunlar,
KHK'ler ve kararlann anayasaya ay-
kın olup olmadıklanna denetleme
yolunun açılabümesi amacıyla ana-
yasamn geçici 15. maddesinin 3. fik-
rası yürürlükten kaldınhnalı.
• Anayasa Mahkemesi'nde iptal
davası açma hakkı yasama meclisin-
deki siyasi parti gruplanna, son se-
çimde en az yüzde 10 oy alan siyasi
partilere, Yargıtay ve Danıştay baş-
savcılanna, Barolar Birliği'ne ve
kendi alanlannı ilgilendiren konular-
da üniversitelere, Sayıştay'a tanınma-
hdır.
Uyum süreci
AB Komisyonu
Türkiye
9
yi
izlemeye oldi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosa)
- AB Komisyonu'nun Istihdam ve
Sosyal Politıka'dan sorumlu üyesi
Anna Diamatopoulou ile komisyo-
nun Türkiye Masası Başkanı Alain
Servantine, Ankara'da bir dizi te-
masta bulunarak AB ile uyum yö-
nünde yapılan çalışmalar konusun-
da bügi aldüar. AB ve Türkiye ara-
sında mevzuatta uyum sağlanması
için oluştunılan alt komiteler ise ilk
toplantılanna dün Brüksel 'de başla-
dı. Diamatopoulou, Türkiye'de ka-
dınlann aynmcıiıkla karşı karşıya
bulunduklanna işaret etti.
AB'nin genişlemeden sorumlu
üyesi GûnterVerheug»ı'in temmuz
ayında gerçekleştireceği Türkiye zi-
yareti öncesinde AB ve Türkiye ara-
sında siyasi temaslar yoğunlaştı.
AB Komisyonu'nun Istihdam ve
Sosyal Politika'dan sorumlu üyesi
Anna Diamatopoulou, dün ilk ola-
rak Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Yaşar Okuyan ile görüşnl
Diamatopoulou, AB müktesebaü-
mn en zor kısmının sosyai alanda
bulunduğunu belirterek bu alanda-
kj hazırhklann bir an önce başlatıl-
ması ve siyasi temaslann kuruhna-
sının büyük önem taşıdığını vurgu-
ladı. Okuyan da Türkiye ile Yuna-
nistan halklan arasında bir sorun ol-
madığını, bu sorununülkeleri yöne-
ten pohtikacılardan kaynaklandığı-
nı belutti.
Diamantopoulou, Devlet Bakanı
Hasan Gemfci ve TBMM Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal Işler Ko-
misyonu Başkanı ErtuğrulKumcu-
oğhı ile de görüştü. Diamantopo-
ulou, temaslannın ardından düzen-
lediği basm toplantısında, Türki-
ye'de kadınlann siyaset, eğitım ve
ekonomide eşit haklara sahip olma-
dıklanna dikkat çekti.
Türk kadmlannm her alanda eşit-
liği yakalayabilmeleri için çok sayı-
da düzenleme yapılması gerektiği-
ni söyleyen Diamantopoulou,
"Bmüarmsadece Meclis taraftndan
kabul edilip yasalaşması yeteıü ol-
maz. Yasalann uygulanmasuu sağ-
layacak poiitikalara da ihtiyaç var-
dff. Bu tip konulannyasaçdanca bir
gün içerisinde değişmesini bekkye-
mezsmiz" dedi.
Türkiye ileAvrupa Birliği arasın-
da oluştunılan 8 alt komiteden Ba-
hkçılık ve Tanm Komitesi ilk gö-
rüşmelerine dün Belçika'nın baş-
kenti BrukseFde başladı.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Hanım Baran, Seygi Ince, Murat
Dfl, Hediye Aksoy gibi ölüm sınınn-
daki siyasi tutuklu ve mahkûmlar, ga-
zetelerde ve TV'lerde duyarlı gazete-
cilerin yayınlan sonucu tahliye edil-
diler. Adalet Bakanı Hikmet Sami
Türk'ün bu konudaki duyarlılığı da
tahliyelerde rol oynadı. Ancak, hepi-
miz biliyoruz ki cezaevlerinde çok
sayıda insan, ciddi bırtedavi görmü-
yor. Yakalanma, işkence, çatışma ve
cezaevlerindeki baskınlarda yarala-
nan, sakat kalan, cezaevlerinin kötü
TraşuIJan nedeniyle kalıcı hastalıkla-
ra yakalanan yüzlerce mahkûm fer-
yat ediyor. Cezaevinde dört duvar
arasındaki insanlann seslerini duyur-
malan çok zor. Bu nedenle onlann bu
köşeden seslerini duyurmalarına
yardımcı olmaya çalışıyorum. Ken-
dim de eski bir cezaevi ktdemlisi ol-
duğum için, gazetede çıkan mektup-
lann ne anlama geldiğini iyi bilirim.
Bu mektuplann bir işe yaraması en
çok bizleri mutlu ediyor.
Bugün de cezaevlerinde sağlık
sorunlanyla boğusan insanlann dert-
lerini aktaran mektuplara yer veriyo-
rum.
•••
Cemal Çakmak'ın adını Ulucan-
Cezaevinden Hasta Manzaralan
lar Cezaevi'ndeki katliam sırasında
duymuştuk. Onun öyküsünü de bu
köşede yazmıştım. Çakmak, katli-
amda öldü sanılıp bırakılan ve sonra
tesadüfen hayatta kalan mahkûm-
lardan. önce Yozgat'a sürülmüştü.
Gerisini Burdur Cezaevi'nden gön-
derilen mektuptan öğreniyoruz: "Ce-
mal Çakmak, Ulucanlar katliamın-
dan kurşunyaralanyla, bacağına ça-
kılan çivi ve bilinmeyen bir kimyasal
sıvının açıkyaralanndan verilmesiy-
le, aynca bistûri gibi kesici bir ale-
tin bilinmeyen bir sıvıya batınlıp vü-
cuduna kesikler atılmasıyla, kafası
ve alın derisipenseyle çekilerek, kan
kusturana kadar iki kişi tarafından
kalbine özel bir teknikle vurularak
istedikleri sonucu aldıklannda (kan
kusması) 'öldü' rahatlığıyla cesedi
Yozgat Cezaevi'ne sürgün edilmiş-
tir. Yaşadığı anlaşıldığında koma ha-
lindedir. Revirdoktorunagösterildik-
ten sonra hastaneye sevk edilir. Be-
yin tomografisi çekilir. Ancakçekilen
tomografinin ne sonucu kendisine
bildirilirne de hemangi bir tedaviye
başlanır. O haldeyken Burdur Ceza-
evi'ne nakledilir. Burdur Cezaevi re-
virine çıktığında, aspirin verilip gön-
derilir. Aylarca sonra oluşan kamu-
oyu baskısıyla bacağındaki metal
parçası alınır. Ancak çivi hâlâ duru-
yor. Altı aysonra ikinci kez revire çık-
mayı başardığında, beyninin yeteri
kadar oksijen almadığı ve gereken
kan basıncı sağlanamadığı için felç
olmariskininyüksek olduğu sapta-
nır. Bu tespit ve belirtiler muayene-
den sonra söylenir. Bugüne kadar
en basit kan tahlili dahil hiçbir tahlil
yaptlmadı. Şuanda vücutfonksiyon-
lannı yitinneye başladı. Sol tarafın-
da sürekli his kaybı ve ayda belirii
periyotlaria beyindeki oksijen yeter-
sizliği nedeniyle bir tür kriz geçiriyor.
Her kriz sonrası yüzünde ve vücu-
dunda felç belirtileri daha görijnür
hale geliyor. Ulucanlar katliamının
üzerinden sekizaygeçti, hiçbirteda-
vi yapılmadı."
Cemal Çakmak'ı bir kenara yazı-
yorum. önümde Ankara Ulucanlar
Cezaevi'nden Fatma Hülya Tüm-
gan'ın, Aynur Siz'in ve Sevinç Şa-
hingöz'ün mektuplan duruyor. Fat-
ma Hülya Tümgan şunlan yazıyor
"Sizlere, 26 Eylül katliamını, o katli-
amıyaşamışlardan birisiolarakyazı-
yorum. Ulucanlar'da katliamdan
sonra kalanlann yeniden işkencele-
re uğradıklannı biliyor muydunuz?
Katliamdan sonra, katledilen, has-
taneye kaldınlan ve sürgüne gönde-
rilen arkadaşlanmızdan sonra kala
kala 10 bayan tutuklu kalmıştık. He-
pimiz yaralıydık ve göoış yerinde
bekletiliyorduk. Ellerimiz kelepçeli,
üstümüz başımız yırtık, tslak ve kan
içinde, yüzümüz tanınmaz haldeydi.
Tedavilerimizengellendiğigibi hiçbir
insani ihtiyacımız da karşılanmıyor-
du. Su ve kan öbekleriarasında, çıp-
lakbetonda saatlerce bekletildik. Kı-
nklara ilk müdahaleyi ellerimiz ke-
lepçeli olduğu halde arkadaşlanmız
yapmaya çalışıyordu. Yırttlmış olan
iç çamaşırianmızdan kınklara askı
vb. şeyler yaptık. Müdûrün emri ile
askerier ve gardiyanlar üzerimize
saldırarakzaten yaralı olan 10 baya-
nı yine tekme, dipçik, cop ve yum-
ruklarta hücrelere götürdüler. Görijş
yeri ile hücreler arası 200-250 met-
re kadardı. Askerierözellikle kamımı-
za ve bacak aralanmıza vuruyoriar,
sözlü tacizde bulunuyoriardı. Ve
hücrelerdeydik... Sağ elimdeki kınk
parmaklar yanlış kaynadığı için sağ
elimi tam olarak kullanamıyorum,
bugün halen de tedaviyapılmıyor..."
Aynur Siz ve Sevinç Şahingöz de
benzer durumdaki sıkıntılannı akta-
nyorlar. Bütün bu insanlar, sırf siyasi
mahkûm olduğu için çıkanlması dü-
şünülen af kanunu kapsamının dı-
^ında tutukıyoriar. Cezaevlerinde^
son derece kötü sağlık koşullannda
zaman zaman ölüme, zaman zaman
sakatlığa terk ediliyorlar. Bu da yet-
miyormuş gibi, şimdi F tipi adı veri-
len hücrelere konmak isteniyorlar.
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk,
önümüzdeki günlerde F tipi cezaev-
lerini savunmak amacıyla gazeteci-
leri bu cezaevlerine götürecek. Tu-
tuklu ve mahkûmlar endişe içinde.
Onlan bu kadar endişeye sevk eden
ve büyük olaylara yol açacak olan ve
artık dünyada vazgeçilen hücre sis-
teminde neden ısrar ediliyor anlaya-
bilmiş değilim. Hikmet Sami Türk,
dikkatli ve duyarlı olarak bilinen bir
bakan. Bu yanlıştan ne zaman döner
diye merakla bekliyorum.