25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 HAZİRAN 2000 CUMA * * O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr 21. Yüzyılıp!Insanını Yetiştirmek... Mehmet BAŞARAN K unduşunun 60. yıldö- nümü bu yıl enstitûle- rin. O özgün eğitimin çaJışma dönemleri yal- nızca 6 yıl sürdü; o eş- siz eğitim imeceleri, kapatıhşlanndan beri, tüm canlıhğıy- la gündemdeki yerini korudu, konıyor, koruyacak da... E|itim alanındaki kar- gaşa, çözümsüzlük sürdükçe Cumhu- riyet aydınlanmacılığının yaratıcıbgı- na özlemnasıl da artıyor. 147 kitap ya- yımlandı enstitüler üzerine, doktora tezleri hazırlandı bugüne değin. Köy Enstitüleri ve Devrimci Eğitim Vakfi incelemelerini, araştırmalannı sürdürû- yor. Bu yıl da Köy Enstitüleriyle tigili Yasalar'ı iki ciltte topladı. L HaklaTon- guç'un Kitaplaşnıamış Yaalan'mn 2. cildini yayımladı. Yhirişimiziıı 40. yıhnda Tonguç 17 Nisan kutlamalan çeşitli dernek- lerin, yerel yönetimlerin, kimi üniver- sitelerin, partilerin katılımlanyla yurt yüzeyinde bir halk bayramma dönûş- ,tü. Bir eğitim devrimcisiydi Tonguç; dü- şüncelerini, görüşlerini işe, eyleme dö- nüştüren bir uygulamacı. Halkın bağ- nndan fışkırmıştı yarattığı kurumlar, toprağunızın derinlerindeydi kökleri. Gerçekçi, yurtsever bir yaklaşımla tüm insanımıza eğitimde fırsat ve olanak eşitliğı sağlandığında, eğitim özgürleş- me eylemine dönüştüğünde ortaya çı- kan yaratıcıhğın nelere yeteceğini gös- termişlerdi kısa sürede. ", "onurhı bir ya- şam" djvordtf Cumhuriyet aydınlan- macılığîîaiîha insanca bir yaşamı ger- çekleştirrnf gücü kazandıran bir eğitim diyordu. Yaşamın amacı, ileh bir ulus olarak yaşamaktı. Ortaçağ hayaündan farksız, geri bir hayata razı olan issan kalabalığıyla çağımız uygarlığına ka- ülamazdık (Tonguç). Tümüyle yeni bir toplum yaratma sorunuyla karşı karşıyaydık. Ortaçağ öl- günlüğûnükıran, canlandıncı, kölelik- lerin her çeşidinden kurtancı bir etkin- lik olarak ele alınmahydı eğitim. Ge- leneksel üretim yaşamını değiştiren, üretimi yeni aşamalara ulaşüran; ûre- tim yaşamı içinde insanı yenileyen, bil- giyle, beceriyle donatan; ona kişılık, özgüven kazandıran bize göre bir iş okulu... Kırsal kesimden alınan çocuk- lann gerçekleştireceklen 800-1000 de- karlık bir işletme, çağdaş bır yaşam bi- rimi... Yaşamla bütünleşen, yaşam bo- yu sûren bir eğitim; sanayileşmeye, tek- noloji üretmeye geçişi haarlayan bireği- tim... Daha önce îngiliz, Avusturya ve Fransız kanşımı bir uygulama egemen- dı ilköğretün alanında. Batı öykünme- cıliğinin, kokmaz bulaşmaz bılgıler ak- taran; kışide ve toplumda bir kımılo yaratmayan dört duvar, kara tafata okul- lan... Sap öğütüp saman çıkaran, işlev- siz bir yapılanmaydı eğitim dizgemiz (sistemimiz). İşe, emeğe sırü dönük... diplotnalı tûketicUer yetiştiren... Tanzımat'tan beri ilk kez yaraücı olu- yor, kendi eğitim dizgemizi yeniliyor- duk; belleğe yüklenen kitap okulunu bir yana ıtıyor, insanı bir bütün olarak ge- liştiren iş okulumuzu gerçekleştiriyor- duk enstitülerie. Eğitim devrimcisi Ton- guç'a göre: "Iş,İDsanm niteliğinin temelöğeâdir. lş insanı yımtan, onu kuvvetiendiren, onu ge&tiren,losacasis onu insan yapan öğedir. İş insanın hem miyan, hem mi- mandır. İş obnasaydı, bu insan veonun bu uygarüğı hiçbir zaman doğmaya- cakü." Iş okulu yaşamla bütünleşen okuldu. Ücinci Dünya Savaşı'nın yok- luklar, kıtlıklar döneminde eğitimde fırsat ve olanak eşitliğini sağlayacak biçimde yurt düzeyine dağılmış, yöre- lerini de canlandırmaya çalışmış 20 enstitü... Buralarda Kuvayı Milliye coşkusuy- la çalışan kız ve erkek 16 bin 400 köy çocuğu, onlann emekleriyle yükselmiş derslik, yatakhane, mutfak, işlik, ahır, depo, garaj, öğretmenevi vb. 306 yapı; 15 bin dönüm işlenip ekilen alan; di- kilen 250 bin fıdan... Gelmez denilen sulann getirilmesi, yanmaz denilen ışık- lann yakılması... Cumhuriyet dönerru- nin en güçlü ekin, eğitim kirizmasıydı bu... Sûrekli, köyde imeceyle kendi okullannı yapan halkın yanı başında enstitülerde terleyen öğrencilerin ara- sındadır Tonguç. Kızılçullu Çıfteler ilk mezunlannı vermiştir. Enstitülere öğ- retmen yetiştirecek yüksek bölüm aç- maya gelmiştir sıra. Yıl 1942. Konu görüşülürken diyor ki Hüsnü Cınth'ya Tonguç: "Üniversiteyleolmaz, Yûksek KöyEnstitüsü'ykbiz,gefeceğinûniwr- sitesini hazniıyoruz. 21. vüzyıhn insanı- nı yetiştireceğiz. Tfirkiye bu ûnivcrsj- teyte,Türkiye'nmyükseköğrennnsoru- nunu çözemez. 1933te üniversite refor- mu vapdd^ama ûniversite geieneğinden kopmâdL Üniversite, oturan bir kurum- dur, hareketsiz bir kurom— Biz bu ku- rumla 21. yüzyıla hazuianamayız. Da- ha hareketü, toplumla iç içe, tophımun içinde kanatlan olan bir kurum olma- sı gerek. Biz Köy Enstitüleri'nde yük- sek bötümler açacağız. Ve o, ohnas ge- rektiği gibi olacak. 21. yüzyıla bizi gö- tûrebflecek birkurum olacak." (BirEği- timDevTİrncisilanailHakkı Tonguç,Ya- şamı, Öğretisi, EylemL. Engin Tonguç, dK2,sf.25). Hasanoğlan Yûksek Köy Enstitüsü kuruldu. Ekinsel, bilımsel araştırma- lara yöneldi. Tüm Köy Enstitüleri'nin yaratıcı çalışmalanm harmanlayan et- kinliklerini sürdürdü. Ne ki 1946 seçim- lerinden sonra Cumhuriyet dönemı ka- zanımlanna, karşıdevrim boyutunda saldmlar başladı. Yüksek Köy Ensti- tüsü ve enstitüler kapandı. "Tam bağunsz ve onurhı bir Türld- ye ofanak" değıl, "Küçök Amerika" olmaktı artık amaç. 21. yüzyıhn insa- nını yetiştinnek için çırpınan Tonguç, ağır suçlamalarla işinden uzaklaştınl- dı. 1950'denbaşlayarak,heralandaol- duğu gibi eğitim çalışmalan da Ame- rikalı uzmanlar güdümüne girdi. 1960'a değin izlenceler, öğretmen yetiştirme konulan içinde olmak üze- re, 20 Amerikan projesi uygulandı. AID burslanyla eğıtımcıîer göndenldi Ame- rika'ya ve dönüşlerinde su başlanna yerleştirildiler. Oyle öyle, bugünlere geldik, mumla arar olduk Köy Ensti- tüleri'ni şimdi. İşe bakın, Tonguç'tan 60 yıl sonra, UNESCO Başkanı M^or, 21. yüzyı- luı üniversitesi şunlan sağlayabilmeli diyormuş: "Fn-sat eşitüği, yaşam boyıı öğrenmeolanağı, her koşula yanıtvere- bOecek öğretim yöntemleri. beceri ka- zandumanm ötesinde en geniş anlam- da eğitim anlayışı. toplumun gcleceğini biçimlendinnede öncülük, etik değer- kriöne çıkanna,toptuma karşı sorum- hıhığa dayah özerklik ve kaüte güven- cesL." (Yüksek Öğrerimde Yeni Yöne- nmkr, Prof. Dr. Güngör Evren, 9 Ma- yıs 2000 Cumhuriyet) YüksekKöy Enstitüleri açılmasını is- tiyor sanki Sayın Mayor. Bir de bizim üniversiteleri, vahf üni- versitelerini, özel ünıversiteleri, sömür- ge üniversiteleri gibi yabancı dille eği- tim yapan üniversiteleri düşünün şim- di... Hele o üniversiteye giriş srnavla- n, gençlik kıyımına dönüşen sınavlar... tşkenceye dönüşen uygulamalar... Ders- hane ticareti... Oysa ta 1937'de şöyle diyortestler için Tonguç: "_ bütün sorulann ifade etrüderi ki- tabi bflgi ile insanlan ölçüp de hûküm vermek, insanı işe yaramayan bir ma- hunat hokkası olarak görmekten baş- ka ne ifade eder? İrade, sebat, kendi kendine hareket ediş, becerikli olmak, sempati, tutku,eğflim yönü birdeğer de- ğfl mi?" (Mektuplaria Köy Enst Yılla- n,sf.H) Yabancı uzmanlardan bir kurtulsak, eğitim devrimcimiz Tonguç'un yapıt- lannı bir anlamaya çahşabilsek... 60 yıl önce 21. yüzyıhn insanını yetiştir- meyi amaçlayan büyük eğitimcimizin anısınasaygılar... Kimseler Kalmıyor... Ayşe ILHAN Tarih Ögretmeni S ıdıka Saltuk'u yitirdik. En 6ski en sevgıli arkadaşlanm- dan biri, beş dosta bedel Sı- dıka'yı... Ölümü üzerine bu- raya koşan yakınlannın çogu tstan- bul'dan geldi; dönecekler elbette.. "Şimdflik evi kapaöp gjdecegn" dı- yorlar. O güzelim ev, zevkle döşen- miş, geniş penceresının önü boydan boya pembe sardunyalarla dolu sa- loo, Sıdıka'nın tatlı gülüşü ve konuş- malan üe çınlayan salon sessiz, boy- nu bükük kalacak; yüregım dennden -yaralandı. Ekmekçi yı üç yıl önce yı- tirdığırrazde Ankara. acı veren bir boşluga dönmüstü. Tayınırruz kesil- mışti; "Ekmek Adam" nastl yok olurdu! Telefonla sık sık arar, gön- lümü alırdı. Kimi sorunlan birbıri- mize sorarak aşardık. Cumhunyet'te- kı bürosunda Köy EnstıtüJü ünlü çok kişı ile tanışmıştık. Toprağa veril- dikten sonra bir Cumhuriyet muha- birinin yazdıklanna bakın: "Birağaç, aksğaç (yoksa akçaagaç mı deme- lKdi?) dibine göraûMüEkmekçi" O şıpşınn. senn gülüşlü Ekmekçi'nin "Asude bahar ûlkesü"! Şimdi Sıdı- ka... Beni arayıp soran Sıdıka! Dost- lan onun için "lnsanı, kendinden dabaçokdüşünen kjşj" derlerdi. Ona bakan hizmetcisı evlenince yerine bir başkasını bukunamışuv Kızı ls- tanbul'a götürdü. Epeyce kaldıydı. Son yülarda, benim yeni öğrendi- ğimbirhızmetçi piyasası ohışmuş ls- tanbul'da. Romanya, Moldova vb. ülkelerden gelen hızmetçilen pazar- layan şirkeder türemiş. Bu kadınlar bizim paramızı kabul etmiyor, dolar istryoriarmış. Sıdıkaböyle bırisini bu- labılmış ancak ve alıp geürmiş An- kara'ya... Bana telefon edip kadının hiç Türkçe bihnediğinden yakındı. Sonra ben hastalandım. lyileşince hemen aradım; bir yakını u DQn sa- bah kayberük" demez mi! Meger beyın kanaması geçirip hastaneye kaldınlmışmış. Sıdıka, sadece de- ğerli bir tarih ögretmeni değıldi. Elınden dikiş, nakış, yemek, ev ıda- resi, sûsleme sanatı da gelen, şık gı- yinenbirhanımdı. Toplumcuyanı tar- üşılmazdı. Pertev'ın (Borotev) bel- geliği (arşivi) Türkiye'ye getırildik- ten sonra başlayan çaüşmalara ilk katkıyı yapanlardan binydi sessizce... Yaşamlann bu denli ıç ıçe geçmiş ol- ması ne güzel, ama acımasız son çok keder veriyor ınsana. Biz, Atatûrk devrimlenne aşın derecede bağlı Cumhunyetçi iUc kuşaklara birbiri- ni yitirmek çok koyuyor... Geçen yaz kardeşı Zahide(Gökberk) ile biriik- te Ada'da kalmışlardı Cumhuriyet'te yayunlanan bir yazım üzerine tele- fon ettıklerinde gülerek "tpligimizi iyke pazara çıkardın" demişlerdı. Başta sevgıli dostum Zahıde Gök- beık olmak üzere tüm ailesıne baş- sâğlığı ve sabır dilerim.Kabrin ışık- larla donansın canım kardeşim. Edebiyat Yok Artık! MAHtR ÜNLÜ ÜCDI Opelmai > # % . 4 # ^ NEDENHÂLA DÜNKÜ HABERLERİ OKUYORSUNUZ? WAP TEKNOLOJİSİNİN ÖMCÛSÖ n n n n ERICSSON'DAN WAP UZMANI YENİ R 3 Z 0 . R320 kullanın, VVAP'la tanışın, Ericsson Cep Port'a wap.cepport.com adresinden bağlanın, mobil internet* ayrıcalığını yaşayın. En soa haberlere (birgün sonra değil) anında ulaşın. Ayrıca dahilı modemi, ınfrared bağlantısı, ses kaydı özelliği, geniş ekranı, ajandası ve benzersız özelliklenyle hayatınızı kolaylaştırın. "CepteMonlannaııyarlanmşıntemetsaytelan ERİCSSON Ericsson dsstetf TSrklft rılklll DltlrlHltrlırl: GEHPA Htfttrl Hizmıtlttl: (0-212) 287 17 17 (pbx) K.f.K. Miştırl Hlzmılltrl: (0-216) 445 70 45 (pbx) w w » . « r i c » t n com.lr Son Oakika Politika Gûnçşl 2 0O0yıhnınöSSsoru- lan ve yanıtlan gaze- telerde yayımlandı. "Sözel BötQm"e ba- kmız; üç yıl boyunca, başlan- gıçtan 20. yy'a değin Türk edebiyatının türlerini, evre- lerini ve gelişiminı okuyan lise öğrencüerine, bu bağ- lamlarda birkaç değini dı- şında, soru sorulmadığını göreceksiniz. Şür, öykü, ro- man, deneme, oyun.. türle- ri; Göktürk Yazıtlan'ndan CumhuriyetDönemi'neuza- nan değerli şairtef, yazarlar, yazınsal ürunler, yapıtlar.. sanki bütün bunlar yasa sav- mak için sını&ders izlence- lerine (müfredat programla- nna) ve kıtaplara konulmuş! Sınav sorulannın gerek- siz ya da yetersiz oldugunu söyleyemem. Sorulmuş olan soru türlerinin çoğunlukta ohnası gerektiğıne de ina- nıyorum. Içlerinde, gerçek- ten öğrencinin anlama, al- gılama düzeyini değerlen- direcek önemh olanlan var. Ancak bunlarla bıriıkte, onun üç yıl edındığı sanatsal ya da yazınsal bir bılgı ve biriki- min göstergesı olabilecek sorulan anyor, bulamıyo- ruz.Edebıyatla ilgili sorula- nn bulunmayış nedenlerini düşünüyorum da önce, ya- zınsal (edebi) bilgiler konu- sundaki "ezberdKk" bağla- mı usuma geliyor (kı tartışı- labılır), ıkıncı olarak degişık bölge ve okullardan gelen öğrencilerin edebiyat öğre- nimi bakımından denk ol- madıklannı.. sonra da ana- düi eğıtiminin, edebiyat öğ- reniminden çok daha önem- lı oldugunu düşünüyorum... Bu nedenlerden hiçbinni yadsıyamama karşın, doğal mıdır bilemem, "edebi- yat"tan yoksun bırakılmış- lığa başkaldırasım geliyor... Oyle sanıyonım kı her aydın görüşlü, buna özdeş tepkiyi gösterecektir. Yetişmekte olan gençle- rimizi, yazınsal bilgi, bin- kim ve beğenilerden uzak kalmaya itecek, "Nasl oba sınavda soruhnayacak-.'' gi- bi, öğrenci ıçın önemh bır et- menı gözardı etmek, olum- lu bir yöntemmidir? Bu uy- gulamayla, lise sınıflannda okuyan öğrencileri yalnız- ca dılsel yönlenyle değer- lendirmiş olmuyor muyuz? Edebiyat öğrencelerinde (derslerinde) yalnız dıl öğ- renimi mi gerçekleştinlme- ye çalışüıyor? Yükseköğre- nime aday öğrenciler için, l d lg y sürecınde, değerli öraek söz - ve yazılar (metinler); ekin- sel, yazınsal türler, başya- pıtİar ve yaratıcılan.. önem- ü sayılmamah mı? Ardından şunu düşünü- yorum: Bu yüzdendir ki yetişen- lerimizin büyük çoğunluğu, gün geçükçe edebiyat ala- nıda önemh sayüan değerler- den uzak ve onlara ilgisiz... kimileym önemli bir atasö- zünden, bir özdeyışten, gü- zel söylenmiş dizelerden du- yumsuz.. dahası, Vunus Em- re, FuzuU, Fikret, Haşim, Atac. Dağlarca gibi nıcelen karşısında yorumsuz kalı- yor, yazınsal güzel duyunun (esten'ğin) aynmına varamı- yorlar... Lise öğrencisınin "edebiyat"a ilgi göstermedi- ği, neden önem vermediği böylece anlaşılmış oluyor... Atatürkün, "Sanatsızka- lan bir ulusunyaşam damar- lanndan birikopmuşdemek- tir." özdeyişine koşut olarak şöyle diyebiliriz: "Edebiyat- sız kalan ya da edebtyata ye- terince önem vermeven bir öğrenim dizgesinde, aydın yetiştirme olanağı da güçle- şecek demektirJ" Uygulama böyle sürdürü- lürse, lise sınıflan için ayn ayn edebiyat izlenceleri dü- zenlemeye de gerek yoktur. Bırakalım, öğretmenlenmiz- seçecekleri örüler (metınle- ri) ve uygun buldukları seç- kiler ûstünde dıl alıştırmala- nyla yetinsinler... Başörtüsünün, arabeskm ardına düştüğümüz boşuna değihniş meğer!... PENCERE pilimizin Ucundaki Öliim... Gizli kalmış aşklar vardır, dışavurumsuz sevda- lar, dile getirilemeyen tutkular... Herkesin hayatında bir ömür boyu belleğinden hiçsilinemeyen aşk, yaşanmamış olandır. Yaşanan aşk noktalanır. Çünkü kum saatinden süzülür, zamanın değir- meninde öğütülür; yalnız içsel aşklardır hiç unu- tulmayanlar; itiraf editmemiş duygulann soru işa- retlerindeki çengeller, ömür boyu yüreğe takılı ka- lır. İki insan arasındaki tutkuya varan çekim, ne- den yan yana geldiklerinde sözcüklere yansıya- maz?.. - Nasılsınız?.. « - Kötüyüm. - Neden?.. - Dün gece hiç uyuyamaefım, bir ara dalar gi- bi oldum, ter içinde uyandım. - Bir nedeni olmalı.. - Bilemiyorum. Yan yana duruyorlar, gerilim dorukta, ikisi de ay- nı şeyi düşünüyorlar, birisi sevgisini dile getirse, aralanndaki görünmeyen duvar yıkılıverecek... Içseldeki görünmeyen dünyasında kıvranan ki- şide tutukluk ağır basıyor; konuşmanın sözcük- leri gerçeği örten yüzeysellikte kayıyor; dışavurum- suz çekim gücünün gerilimindeki sevda büyüyor. Kişi ilişki kurmadan sevdiğini artık nasıl unuta- bilir. • ölümü konuşamadan Raif uçtu gitti. Oysa konuşabılirdik... Olüm sürecine mi girmişti?.. Gözlerindeki an- lam neden değişmişti?.. Hüzün mü vardı bakış- lannda, yoksa ben mi öyle yorumluyordum?.. - Nasılsın Abi?.. Bir süre suskunluk.. ' "' - lyiyim, yasen?.. Raif sıradan bir hastalığa yakalanmtş gibi say- nlığından yakınırdı, geceterinden gündüzlerinden, hiçbir şey değişmemiş gibi söz açardı. Sonra hevesle: - llhan Abi, bir yere gidelim, sofrayı kuralım, kafayı çekeiim... Yanıt çok mu katıydı: - önce iyileş bakalım!.. lyileşmek ne demek?.. Hayatın kendisi sonu ölümle noktalanacak uzun bir hastalık değil mi?.. Hepimiz ölümlüyüz. Sıra kimde ne bileceksin?.. Yaşanmamış aşklann ve içilmemiş kadehlerin top- lamında eriyen zamanlanmıza yazık olmuyor mu?.. Avukat, avcı, yazar, devrimci, eylemci, yurtse- ver Raif Ertem, sevgili dost, kırk yıllık arkadaş, er- demleıie donanmış iyilik meleği aramızdan uçup gitti. Son aylardaki konuşmalanmız, bitmez tüken- mez ipsanlık dayalan kapsamında, bir ömjör, bç- yu tartışılsa çözümlenemeyecek sorunlar üzeri- neydi; ama, hep difimizin ucundaydı öfûm... • Utangaç sevdalılar gibi hiçbir zaman çıplak ger- çeğiyle dile getiremediğimiz ölüm, tüm yaşamda kafamızın içinde, bılincimizin gizeminde, dilimizin ucundadır. Oysa insan, ölümünü de hayatında yaşamalı!.. ölüm, yaşamın kapsamına alınırsa güzelleşir, be- nimsenir, özümsenir... İnsan sapına dek özgüheşmeli.. r . Aşkta da.. ölümde de. Sevgili IMÜKHET BOROVALI Seni kaybettik. Hepimiz seni anacağız. Rahat uyu. ~ BERİN NADİ Hobim P5 H O B İ M P S S 7 6 0 0 M U L T f M E D I A B İ L G İ S A Y A P • Intel Penfcum III 600 Iştema (133MHz) • 133 MHz ATX Anakart (Gıgabyte) • 64 MB SDRAM (133MHz) • 10 2 GB Hard Disk • 18 MB TNT2 AGP Ekran Kartı (M64) • Ekran*» 10X DVD-ROM Süriıcû (Atreey) • 16 M Ses Kartı • 120 VVatt Stereo Hopartor (Creatıve) • 56 Kbps Intemal Fax-Modem (Creatrve) • Mıkrofon • VVeb Kamera/Hedıye • TV Kartı (n^^r^j^m <«««-K^ıw«,y' Hedıye • ATX Kasa • 3 5' 1 44 MB Roppy Sûtûcû • Intemet Klavye (Mtcrosoft) • Tekertekli Intetlı Mouse (Mcrosoft ) • MS Windows'98 Işletım Stomi • 2 Yıl Sıstem Garantısı •*Ekran Seçenoklen: \4' CRT Ekran, 15" CRT Ekran, 15" LCD Ekran 5 hediye de slzln 1-LEXMARKZ11 YAZICI 2- WE8 KAMERA 3- TV KARTI LEKMARK Z11 RENKLİ YAZICI 1200x1200 dpi çözOnüriûk, 4 ppm bask) hızı. kolay kunjkjm, 1 Yıl Garanb 1.CD EKRAN OZELÜKLEHİ TFT. 1Ü24x76S çözûnûrtük. 1 Yıl Garanİ No KAMPAMYA BM.OI HATT1 (212) S44 7J1» | Peşın Fıyat 15" CRT EKRAN ile Hoblfn PS S7600 ı $1.257 14" CRT EKRAN ile Hobm PS S7600 ' $1 244 15* LCD EKRANfeHobm PS S7600 15" LCD EKRAN $1.997 Pesınat $107 $94 $197 $990 : $40 12 ay $106 $106 $165 18 ay $73 $73 $115 24 ay $58 $58 $91 $87 $61 ! $48 36 ay $44 $44 $68 $36 ^ SÜPERONLINE 6 AYLIK PAKFT -« AYLIK WtebO^ul ABONKÜGİ www hobim com e-mail hobim@hobim.eorn Hotding Kunıhifudur. * 243-M»1! Fryatlara KDV dahü değıMr Kampanya Bılgileri 1- H«njl hıknl«r temtfyof ? Nütus cûzdanı tudjtopni, galr beige», aon ty mt adamnf Mura I- B««vunı namâ y»ml«c«k7 EGSBANK Bakiftöy Şubesı 113441-10 Noiu haıabına pe^maönızı yaanp. banka dakomu v» <HğK atenon b»lg«l«rte HcMm A ş bayiane bajvuulacaktır i-T—tknat n» M I M Î Batvju »rasına göre 5 gûnden ıUbaran tesbn *d*p. kurukjşlan yapdacaktır 14'«kran tarctılenne âncslik veritecokUf «- Kmmpmnyt ffrnll Kamoanyintt stoklarta sm.rtıdr Kampanyamız 30-06-2000 *önwkPCM*rba yil*riml>d«0*flM>lllr t l S b İ l T I HB6SBANK B«ı^ Iştem HUınetfcal A.Ş. Mûşteri Hizmetten 444 0244 t 212-7» 1321 l &0OH MlZOUa ««AaVSER a u a t a n BtOBBtee/oJn C M Ç *»*• « 2124317303 MFdDfyBCCryffETKİH M)-211 k 272-112 2t2WQ«MZ48m<£l »M-H1 «•• ttilMX*/ mjmıııatfBBirgaumıııaaııımiNs EE5t«E3*« SU37M14 |U1AD»BVUXI>I «23J2J 4I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle