Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 HAZİRAN 2000 CUMA
* * O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
21. Yüzyılıp!Insanını Yetiştirmek...
Mehmet BAŞARAN
K
unduşunun 60. yıldö-
nümü bu yıl enstitûle-
rin. O özgün eğitimin
çaJışma dönemleri yal-
nızca 6 yıl sürdü; o eş-
siz eğitim imeceleri,
kapatıhşlanndan beri, tüm canlıhğıy-
la gündemdeki yerini korudu, konıyor,
koruyacak da... E|itim alanındaki kar-
gaşa, çözümsüzlük sürdükçe Cumhu-
riyet aydınlanmacılığının yaratıcıbgı-
na özlemnasıl da artıyor. 147 kitap ya-
yımlandı enstitüler üzerine, doktora
tezleri hazırlandı bugüne değin. Köy
Enstitüleri ve Devrimci Eğitim Vakfi
incelemelerini, araştırmalannı sürdürû-
yor. Bu yıl da Köy Enstitüleriyle tigili
Yasalar'ı iki ciltte topladı. L HaklaTon-
guç'un Kitaplaşnıamış Yaalan'mn 2.
cildini yayımladı.
Yhirişimiziıı 40. yıhnda Tonguç
17 Nisan kutlamalan çeşitli dernek-
lerin, yerel yönetimlerin, kimi üniver-
sitelerin, partilerin katılımlanyla yurt
yüzeyinde bir halk bayramma dönûş-
,tü.
Bir eğitim devrimcisiydi Tonguç; dü-
şüncelerini, görüşlerini işe, eyleme dö-
nüştüren bir uygulamacı. Halkın bağ-
nndan fışkırmıştı yarattığı kurumlar,
toprağunızın derinlerindeydi kökleri.
Gerçekçi, yurtsever bir yaklaşımla tüm
insanımıza eğitimde fırsat ve olanak
eşitliğı sağlandığında, eğitim özgürleş-
me eylemine dönüştüğünde ortaya çı-
kan yaratıcıhğın nelere yeteceğini gös-
termişlerdi kısa sürede.
", "onurhı bir ya-
şam" djvordtf Cumhuriyet aydınlan-
macılığîîaiîha insanca bir yaşamı ger-
çekleştirrnf gücü kazandıran bir eğitim
diyordu. Yaşamın amacı, ileh bir ulus
olarak yaşamaktı. Ortaçağ hayaündan
farksız, geri bir hayata razı olan issan
kalabalığıyla çağımız uygarlığına ka-
ülamazdık (Tonguç).
Tümüyle yeni bir toplum yaratma
sorunuyla karşı karşıyaydık. Ortaçağ öl-
günlüğûnükıran, canlandıncı, kölelik-
lerin her çeşidinden kurtancı bir etkin-
lik olarak ele alınmahydı eğitim. Ge-
leneksel üretim yaşamını değiştiren,
üretimi yeni aşamalara ulaşüran; ûre-
tim yaşamı içinde insanı yenileyen, bil-
giyle, beceriyle donatan; ona kişılık,
özgüven kazandıran bize göre bir iş
okulu... Kırsal kesimden alınan çocuk-
lann gerçekleştireceklen 800-1000 de-
karlık bir işletme, çağdaş bır yaşam bi-
rimi... Yaşamla bütünleşen, yaşam bo-
yu sûren bir eğitim; sanayileşmeye, tek-
noloji üretmeye geçişi haarlayan bireği-
tim... Daha önce îngiliz, Avusturya ve
Fransız kanşımı bir uygulama egemen-
dı ilköğretün alanında. Batı öykünme-
cıliğinin, kokmaz bulaşmaz bılgıler ak-
taran; kışide ve toplumda bir kımılo
yaratmayan dört duvar, kara tafata okul-
lan... Sap öğütüp saman çıkaran, işlev-
siz bir yapılanmaydı eğitim dizgemiz
(sistemimiz). İşe, emeğe sırü dönük...
diplotnalı tûketicUer yetiştiren...
Tanzımat'tan beri ilk kez yaraücı olu-
yor, kendi eğitim dizgemizi yeniliyor-
duk; belleğe yüklenen kitap okulunu bir
yana ıtıyor, insanı bir bütün olarak ge-
liştiren iş okulumuzu gerçekleştiriyor-
duk enstitülerie. Eğitim devrimcisi Ton-
guç'a göre:
"Iş,İDsanm niteliğinin temelöğeâdir.
lş insanı yımtan, onu kuvvetiendiren,
onu ge&tiren,losacasis onu insan yapan
öğedir. İş insanın hem miyan, hem mi-
mandır. İş obnasaydı, bu insan veonun
bu uygarüğı hiçbir zaman doğmaya-
cakü." Iş okulu yaşamla bütünleşen
okuldu. Ücinci Dünya Savaşı'nın yok-
luklar, kıtlıklar döneminde eğitimde
fırsat ve olanak eşitliğini sağlayacak
biçimde yurt düzeyine dağılmış, yöre-
lerini de canlandırmaya çalışmış 20
enstitü...
Buralarda Kuvayı Milliye coşkusuy-
la çalışan kız ve erkek 16 bin 400 köy
çocuğu, onlann emekleriyle yükselmiş
derslik, yatakhane, mutfak, işlik, ahır,
depo, garaj, öğretmenevi vb. 306 yapı;
15 bin dönüm işlenip ekilen alan; di-
kilen 250 bin fıdan... Gelmez denilen
sulann getirilmesi, yanmaz denilen ışık-
lann yakılması... Cumhuriyet dönerru-
nin en güçlü ekin, eğitim kirizmasıydı
bu... Sûrekli, köyde imeceyle kendi
okullannı yapan halkın yanı başında
enstitülerde terleyen öğrencilerin ara-
sındadır Tonguç. Kızılçullu Çıfteler ilk
mezunlannı vermiştir. Enstitülere öğ-
retmen yetiştirecek yüksek bölüm aç-
maya gelmiştir sıra. Yıl 1942. Konu
görüşülürken diyor ki Hüsnü Cınth'ya
Tonguç: "Üniversiteyleolmaz, Yûksek
KöyEnstitüsü'ykbiz,gefeceğinûniwr-
sitesini hazniıyoruz. 21. vüzyıhn insanı-
nı yetiştireceğiz. Tfirkiye bu ûnivcrsj-
teyte,Türkiye'nmyükseköğrennnsoru-
nunu çözemez. 1933te üniversite refor-
mu vapdd^ama ûniversite geieneğinden
kopmâdL Üniversite, oturan bir kurum-
dur, hareketsiz bir kurom— Biz bu ku-
rumla 21. yüzyıla hazuianamayız. Da-
ha hareketü, toplumla iç içe, tophımun
içinde kanatlan olan bir kurum olma-
sı gerek. Biz Köy Enstitüleri'nde yük-
sek bötümler açacağız. Ve o, ohnas ge-
rektiği gibi olacak. 21. yüzyıla bizi gö-
tûrebflecek birkurum olacak." (BirEği-
timDevTİrncisilanailHakkı Tonguç,Ya-
şamı, Öğretisi, EylemL. Engin Tonguç,
dK2,sf.25).
Hasanoğlan Yûksek Köy Enstitüsü
kuruldu. Ekinsel, bilımsel araştırma-
lara yöneldi. Tüm Köy Enstitüleri'nin
yaratıcı çalışmalanm harmanlayan et-
kinliklerini sürdürdü. Ne ki 1946 seçim-
lerinden sonra Cumhuriyet dönemı ka-
zanımlanna, karşıdevrim boyutunda
saldmlar başladı. Yüksek Köy Ensti-
tüsü ve enstitüler kapandı.
"Tam bağunsz ve onurhı bir Türld-
ye ofanak" değıl, "Küçök Amerika"
olmaktı artık amaç. 21. yüzyıhn insa-
nını yetiştinnek için çırpınan Tonguç,
ağır suçlamalarla işinden uzaklaştınl-
dı. 1950'denbaşlayarak,heralandaol-
duğu gibi eğitim çalışmalan da Ame-
rikalı uzmanlar güdümüne girdi.
1960'a değin izlenceler, öğretmen
yetiştirme konulan içinde olmak üze-
re, 20 Amerikan projesi uygulandı. AID
burslanyla eğıtımcıîer göndenldi Ame-
rika'ya ve dönüşlerinde su başlanna
yerleştirildiler. Oyle öyle, bugünlere
geldik, mumla arar olduk Köy Ensti-
tüleri'ni şimdi.
İşe bakın, Tonguç'tan 60 yıl sonra,
UNESCO Başkanı M^or, 21. yüzyı-
luı üniversitesi şunlan sağlayabilmeli
diyormuş: "Fn-sat eşitüği, yaşam boyıı
öğrenmeolanağı, her koşula yanıtvere-
bOecek öğretim yöntemleri. beceri ka-
zandumanm ötesinde en geniş anlam-
da eğitim anlayışı. toplumun gcleceğini
biçimlendinnede öncülük, etik değer-
kriöne çıkanna,toptuma karşı sorum-
hıhığa dayah özerklik ve kaüte güven-
cesL." (Yüksek Öğrerimde Yeni Yöne-
nmkr, Prof. Dr. Güngör Evren, 9 Ma-
yıs 2000 Cumhuriyet)
YüksekKöy Enstitüleri açılmasını is-
tiyor sanki Sayın Mayor.
Bir de bizim üniversiteleri, vahf üni-
versitelerini, özel ünıversiteleri, sömür-
ge üniversiteleri gibi yabancı dille eği-
tim yapan üniversiteleri düşünün şim-
di... Hele o üniversiteye giriş srnavla-
n, gençlik kıyımına dönüşen sınavlar...
tşkenceye dönüşen uygulamalar... Ders-
hane ticareti...
Oysa ta 1937'de şöyle diyortestler için
Tonguç:
"_ bütün sorulann ifade etrüderi ki-
tabi bflgi ile insanlan ölçüp de hûküm
vermek, insanı işe yaramayan bir ma-
hunat hokkası olarak görmekten baş-
ka ne ifade eder? İrade, sebat, kendi
kendine hareket ediş, becerikli olmak,
sempati, tutku,eğflim yönü birdeğer de-
ğfl mi?" (Mektuplaria Köy Enst Yılla-
n,sf.H)
Yabancı uzmanlardan bir kurtulsak,
eğitim devrimcimiz Tonguç'un yapıt-
lannı bir anlamaya çahşabilsek... 60
yıl önce 21. yüzyıhn insanını yetiştir-
meyi amaçlayan büyük eğitimcimizin
anısınasaygılar...
Kimseler Kalmıyor...
Ayşe ILHAN Tarih Ögretmeni
S
ıdıka Saltuk'u yitirdik. En
6ski en sevgıli arkadaşlanm-
dan biri, beş dosta bedel Sı-
dıka'yı... Ölümü üzerine bu-
raya koşan yakınlannın çogu tstan-
bul'dan geldi; dönecekler elbette..
"Şimdflik evi kapaöp gjdecegn" dı-
yorlar. O güzelim ev, zevkle döşen-
miş, geniş penceresının önü boydan
boya pembe sardunyalarla dolu sa-
loo, Sıdıka'nın tatlı gülüşü ve konuş-
malan üe çınlayan salon sessiz, boy-
nu bükük kalacak; yüregım dennden
-yaralandı. Ekmekçi yı üç yıl önce yı-
tirdığırrazde Ankara. acı veren bir
boşluga dönmüstü. Tayınırruz kesil-
mışti; "Ekmek Adam" nastl yok
olurdu! Telefonla sık sık arar, gön-
lümü alırdı. Kimi sorunlan birbıri-
mize sorarak aşardık. Cumhunyet'te-
kı bürosunda Köy EnstıtüJü ünlü çok
kişı ile tanışmıştık. Toprağa veril-
dikten sonra bir Cumhuriyet muha-
birinin yazdıklanna bakın: "Birağaç,
aksğaç (yoksa akçaagaç mı deme-
lKdi?) dibine göraûMüEkmekçi" O
şıpşınn. senn gülüşlü Ekmekçi'nin
"Asude bahar ûlkesü"! Şimdi Sıdı-
ka... Beni arayıp soran Sıdıka! Dost-
lan onun için "lnsanı, kendinden
dabaçokdüşünen kjşj" derlerdi. Ona
bakan hizmetcisı evlenince yerine
bir başkasını bukunamışuv Kızı ls-
tanbul'a götürdü. Epeyce kaldıydı.
Son yülarda, benim yeni öğrendi-
ğimbirhızmetçi piyasası ohışmuş ls-
tanbul'da. Romanya, Moldova vb.
ülkelerden gelen hızmetçilen pazar-
layan şirkeder türemiş. Bu kadınlar
bizim paramızı kabul etmiyor, dolar
istryoriarmış. Sıdıkaböyle bırisini bu-
labılmış ancak ve alıp geürmiş An-
kara'ya... Bana telefon edip kadının
hiç Türkçe bihnediğinden yakındı.
Sonra ben hastalandım. lyileşince
hemen aradım; bir yakını
u
DQn sa-
bah kayberük" demez mi! Meger
beyın kanaması geçirip hastaneye
kaldınlmışmış. Sıdıka, sadece de-
ğerli bir tarih ögretmeni değıldi.
Elınden dikiş, nakış, yemek, ev ıda-
resi, sûsleme sanatı da gelen, şık gı-
yinenbirhanımdı. Toplumcuyanı tar-
üşılmazdı. Pertev'ın (Borotev) bel-
geliği (arşivi) Türkiye'ye getırildik-
ten sonra başlayan çaüşmalara ilk
katkıyı yapanlardan binydi sessizce...
Yaşamlann bu denli ıç ıçe geçmiş ol-
ması ne güzel, ama acımasız son çok
keder veriyor ınsana. Biz, Atatûrk
devrimlenne aşın derecede bağlı
Cumhunyetçi iUc kuşaklara birbiri-
ni yitirmek çok koyuyor... Geçen yaz
kardeşı Zahide(Gökberk) ile biriik-
te Ada'da kalmışlardı Cumhuriyet'te
yayunlanan bir yazım üzerine tele-
fon ettıklerinde gülerek "tpligimizi
iyke pazara çıkardın" demişlerdı.
Başta sevgıli dostum Zahıde Gök-
beık olmak üzere tüm ailesıne baş-
sâğlığı ve sabır dilerim.Kabrin ışık-
larla donansın canım kardeşim.
Edebiyat Yok Artık!
MAHtR ÜNLÜ ÜCDI Opelmai
> # % . 4 # ^
NEDENHÂLA
DÜNKÜ
HABERLERİ
OKUYORSUNUZ?
WAP TEKNOLOJİSİNİN ÖMCÛSÖ n n n n
ERICSSON'DAN WAP UZMANI YENİ R 3 Z 0 .
R320 kullanın, VVAP'la tanışın, Ericsson Cep Port'a
wap.cepport.com adresinden bağlanın, mobil internet*
ayrıcalığını yaşayın. En soa haberlere (birgün sonra
değil) anında ulaşın. Ayrıca dahilı modemi, ınfrared
bağlantısı, ses kaydı özelliği, geniş ekranı, ajandası ve
benzersız özelliklenyle hayatınızı kolaylaştırın.
"CepteMonlannaııyarlanmşıntemetsaytelan
ERİCSSON Ericsson dsstetf
TSrklft rılklll DltlrlHltrlırl: GEHPA Htfttrl Hizmıtlttl: (0-212) 287 17 17 (pbx) K.f.K. Miştırl Hlzmılltrl: (0-216) 445 70 45 (pbx) w w » . « r i c » t n com.lr
Son Oakika
Politika
Gûnçşl
2
0O0yıhnınöSSsoru-
lan ve yanıtlan gaze-
telerde yayımlandı.
"Sözel BötQm"e ba-
kmız; üç yıl boyunca, başlan-
gıçtan 20. yy'a değin Türk
edebiyatının türlerini, evre-
lerini ve gelişiminı okuyan
lise öğrencüerine, bu bağ-
lamlarda birkaç değini dı-
şında, soru sorulmadığını
göreceksiniz. Şür, öykü, ro-
man, deneme, oyun.. türle-
ri; Göktürk Yazıtlan'ndan
CumhuriyetDönemi'neuza-
nan değerli şairtef, yazarlar,
yazınsal ürunler, yapıtlar..
sanki bütün bunlar yasa sav-
mak için sını&ders izlence-
lerine (müfredat programla-
nna) ve kıtaplara konulmuş!
Sınav sorulannın gerek-
siz ya da yetersiz oldugunu
söyleyemem. Sorulmuş olan
soru türlerinin çoğunlukta
ohnası gerektiğıne de ina-
nıyorum. Içlerinde, gerçek-
ten öğrencinin anlama, al-
gılama düzeyini değerlen-
direcek önemh olanlan var.
Ancak bunlarla bıriıkte, onun
üç yıl edındığı sanatsal ya da
yazınsal bir bılgı ve biriki-
min göstergesı olabilecek
sorulan anyor, bulamıyo-
ruz.Edebıyatla ilgili sorula-
nn bulunmayış nedenlerini
düşünüyorum da önce, ya-
zınsal (edebi) bilgiler konu-
sundaki "ezberdKk" bağla-
mı usuma geliyor (kı tartışı-
labılır), ıkıncı olarak degişık
bölge ve okullardan gelen
öğrencilerin edebiyat öğre-
nimi bakımından denk ol-
madıklannı.. sonra da ana-
düi eğıtiminin, edebiyat öğ-
reniminden çok daha önem-
lı oldugunu düşünüyorum...
Bu nedenlerden hiçbinni
yadsıyamama karşın, doğal
mıdır bilemem, "edebi-
yat"tan yoksun bırakılmış-
lığa başkaldırasım geliyor...
Oyle sanıyonım kı her aydın
görüşlü, buna özdeş tepkiyi
gösterecektir.
Yetişmekte olan gençle-
rimizi, yazınsal bilgi, bin-
kim ve beğenilerden uzak
kalmaya itecek, "Nasl oba
sınavda soruhnayacak-.'' gi-
bi, öğrenci ıçın önemh bır et-
menı gözardı etmek, olum-
lu bir yöntemmidir? Bu uy-
gulamayla, lise sınıflannda
okuyan öğrencileri yalnız-
ca dılsel yönlenyle değer-
lendirmiş olmuyor muyuz?
Edebiyat öğrencelerinde
(derslerinde) yalnız dıl öğ-
renimi mi gerçekleştinlme-
ye çalışüıyor? Yükseköğre-
nime aday öğrenciler için,
l d lg y
sürecınde, değerli öraek söz
- ve yazılar (metinler); ekin-
sel, yazınsal türler, başya-
pıtİar ve yaratıcılan.. önem-
ü sayılmamah mı?
Ardından şunu düşünü-
yorum:
Bu yüzdendir ki yetişen-
lerimizin büyük çoğunluğu,
gün geçükçe edebiyat ala-
nıda önemh sayüan değerler-
den uzak ve onlara ilgisiz...
kimileym önemli bir atasö-
zünden, bir özdeyışten, gü-
zel söylenmiş dizelerden du-
yumsuz.. dahası, Vunus Em-
re, FuzuU, Fikret, Haşim,
Atac. Dağlarca gibi nıcelen
karşısında yorumsuz kalı-
yor, yazınsal güzel duyunun
(esten'ğin) aynmına varamı-
yorlar... Lise öğrencisınin
"edebiyat"a ilgi göstermedi-
ği, neden önem vermediği
böylece anlaşılmış oluyor...
Atatürkün, "Sanatsızka-
lan bir ulusunyaşam damar-
lanndan birikopmuşdemek-
tir." özdeyişine koşut olarak
şöyle diyebiliriz: "Edebiyat-
sız kalan ya da edebtyata ye-
terince önem vermeven bir
öğrenim dizgesinde, aydın
yetiştirme olanağı da güçle-
şecek demektirJ"
Uygulama böyle sürdürü-
lürse, lise sınıflan için ayn
ayn edebiyat izlenceleri dü-
zenlemeye de gerek yoktur.
Bırakalım, öğretmenlenmiz-
seçecekleri örüler (metınle-
ri) ve uygun buldukları seç-
kiler ûstünde dıl alıştırmala-
nyla yetinsinler...
Başörtüsünün, arabeskm
ardına düştüğümüz boşuna
değihniş meğer!...
PENCERE
pilimizin Ucundaki
Öliim...
Gizli kalmış aşklar vardır, dışavurumsuz sevda-
lar, dile getirilemeyen tutkular...
Herkesin hayatında bir ömür boyu belleğinden
hiçsilinemeyen aşk, yaşanmamış olandır.
Yaşanan aşk noktalanır.
Çünkü kum saatinden süzülür, zamanın değir-
meninde öğütülür; yalnız içsel aşklardır hiç unu-
tulmayanlar; itiraf editmemiş duygulann soru işa-
retlerindeki çengeller, ömür boyu yüreğe takılı ka-
lır.
İki insan arasındaki tutkuya varan çekim, ne-
den yan yana geldiklerinde sözcüklere yansıya-
maz?..
- Nasılsınız?.. «
- Kötüyüm.
- Neden?..
- Dün gece hiç uyuyamaefım, bir ara dalar gi-
bi oldum, ter içinde uyandım.
- Bir nedeni olmalı..
- Bilemiyorum.
Yan yana duruyorlar, gerilim dorukta, ikisi de ay-
nı şeyi düşünüyorlar, birisi sevgisini dile getirse,
aralanndaki görünmeyen duvar yıkılıverecek...
Içseldeki görünmeyen dünyasında kıvranan ki-
şide tutukluk ağır basıyor; konuşmanın sözcük-
leri gerçeği örten yüzeysellikte kayıyor; dışavurum-
suz çekim gücünün gerilimindeki sevda büyüyor.
Kişi ilişki kurmadan sevdiğini artık nasıl unuta-
bilir.
•
ölümü konuşamadan Raif uçtu gitti.
Oysa konuşabılirdik...
Olüm sürecine mi girmişti?.. Gözlerindeki an-
lam neden değişmişti?.. Hüzün mü vardı bakış-
lannda, yoksa ben mi öyle yorumluyordum?..
- Nasılsın Abi?..
Bir süre suskunluk.. ' "'
- lyiyim, yasen?..
Raif sıradan bir hastalığa yakalanmtş gibi say-
nlığından yakınırdı, geceterinden gündüzlerinden,
hiçbir şey değişmemiş gibi söz açardı.
Sonra hevesle:
- llhan Abi, bir yere gidelim, sofrayı kuralım,
kafayı çekeiim...
Yanıt çok mu katıydı:
- önce iyileş bakalım!..
lyileşmek ne demek?.. Hayatın kendisi sonu
ölümle noktalanacak uzun bir hastalık değil mi?..
Hepimiz ölümlüyüz. Sıra kimde ne bileceksin?..
Yaşanmamış aşklann ve içilmemiş kadehlerin top-
lamında eriyen zamanlanmıza yazık olmuyor mu?..
Avukat, avcı, yazar, devrimci, eylemci, yurtse-
ver Raif Ertem, sevgili dost, kırk yıllık arkadaş, er-
demleıie donanmış iyilik meleği aramızdan uçup
gitti.
Son aylardaki konuşmalanmız, bitmez tüken-
mez ipsanlık dayalan kapsamında, bir ömjör, bç-
yu tartışılsa çözümlenemeyecek sorunlar üzeri-
neydi; ama, hep difimizin ucundaydı öfûm...
•
Utangaç sevdalılar gibi hiçbir zaman çıplak ger-
çeğiyle dile getiremediğimiz ölüm, tüm yaşamda
kafamızın içinde, bılincimizin gizeminde, dilimizin
ucundadır.
Oysa insan, ölümünü de hayatında yaşamalı!..
ölüm, yaşamın kapsamına alınırsa güzelleşir, be-
nimsenir, özümsenir...
İnsan sapına dek özgüheşmeli.. r .
Aşkta da..
ölümde de.
Sevgili
IMÜKHET
BOROVALI
Seni kaybettik.
Hepimiz seni
anacağız.
Rahat uyu. ~
BERİN NADİ
Hobim P5
H O B İ M P S S 7 6 0 0 M U L T f M E D I A B İ L G İ S A Y A P
• Intel Penfcum III 600 Iştema (133MHz) • 133 MHz ATX Anakart (Gıgabyte) • 64 MB SDRAM (133MHz)
• 10 2 GB Hard Disk • 18 MB TNT2 AGP Ekran Kartı (M64) • Ekran*» 10X DVD-ROM Süriıcû (Atreey)
• 16 M Ses Kartı • 120 VVatt Stereo Hopartor (Creatıve) • 56 Kbps Intemal Fax-Modem (Creatrve)
• Mıkrofon • VVeb Kamera/Hedıye • TV Kartı (n^^r^j^m <«««-K^ıw«,y' Hedıye • ATX Kasa • 3 5' 1 44 MB
Roppy Sûtûcû • Intemet Klavye (Mtcrosoft) • Tekertekli Intetlı Mouse (Mcrosoft ) • MS Windows'98 Işletım
Stomi • 2 Yıl Sıstem Garantısı •*Ekran Seçenoklen: \4' CRT Ekran, 15" CRT Ekran, 15" LCD Ekran
5 hediye de slzln
1-LEXMARKZ11 YAZICI
2- WE8 KAMERA
3- TV KARTI
LEKMARK Z11 RENKLİ YAZICI 1200x1200 dpi çözOnüriûk, 4 ppm bask) hızı. kolay kunjkjm, 1 Yıl Garanb
1.CD EKRAN OZELÜKLEHİ TFT. 1Ü24x76S çözûnûrtük. 1 Yıl Garanİ
No
KAMPAMYA BM.OI HATT1 (212) S44 7J1» | Peşın Fıyat
15" CRT EKRAN ile Hoblfn PS S7600 ı $1.257
14" CRT EKRAN ile Hobm PS S7600 ' $1 244
15* LCD EKRANfeHobm PS S7600
15" LCD EKRAN
$1.997
Pesınat
$107
$94
$197
$990
:
$40
12 ay
$106
$106
$165
18 ay
$73
$73
$115
24 ay
$58
$58
$91
$87 $61 ! $48
36 ay
$44
$44
$68
$36
^ SÜPERONLINE 6 AYLIK PAKFT
-« AYLIK WtebO^ul ABONKÜGİ
www hobim com e-mail hobim@hobim.eorn
Hotding Kunıhifudur.
* 243-M»1!
Fryatlara KDV dahü değıMr
Kampanya Bılgileri
1- H«njl hıknl«r temtfyof ? Nütus cûzdanı tudjtopni, galr beige», aon ty mt adamnf Mura I- B««vunı namâ y»ml«c«k7
EGSBANK Bakiftöy Şubesı 113441-10 Noiu haıabına pe^maönızı yaanp. banka dakomu v» <HğK atenon b»lg«l«rte HcMm A ş
bayiane bajvuulacaktır i-T—tknat n» M I M Î Batvju »rasına göre 5 gûnden ıUbaran tesbn *d*p. kurukjşlan yapdacaktır
14'«kran tarctılenne âncslik veritecokUf «- Kmmpmnyt ffrnll Kamoanyintt stoklarta sm.rtıdr Kampanyamız 30-06-2000
*önwkPCM*rba
yil*riml>d«0*flM>lllr t l S b İ l T I HB6SBANK
B«ı^ Iştem HUınetfcal A.Ş. Mûşteri Hizmetten 444 0244
t 212-7» 1321 l
&0OH MlZOUa ««AaVSER
a u a t a n BtOBBtee/oJn
C M Ç *»*• «
2124317303 MFdDfyBCCryffETKİH M)-211
k 272-112 2t2WQ«MZ48m<£l »M-H1 «•• ttilMX*/
mjmıııatfBBirgaumıııaaııımiNs
EE5t«E3*« SU37M14 |U1AD»BVUXI>I «23J2J 4I