Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13HAZİRAN2000SALI
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALt SİRMEN
Esad Sonrası Suriye
Suriye'nin 30yıllıkdiktatörü Esad'ın beklenen
ölümü, "Ondan sonra ne olacak" sorusunu
gündemegetirdi.
Oysa ondan sonra ne olacağı belliydi. Çünkü
Esad, ölen en büyük oğlunun yerine bir süredir
Beşir'i iktidara hazırlamaktaydı.
Nitekim resmi açıklama da bu geçişin sancı-
sız olacağı yönünde.
Yine de Beşir'in, Şam'da babasının yerine ik-
tidar koltuğuna oturması, iki soruyu ortadan kal-
dıramıyor, "Acaba Beşir'in yeri sağlam mı?",
"Beşir daha banşçı, daha demokratik birpoli-
tika izler mi?"
Bu arada, kimsenin, hanedan geleneğine uy-
gun olarak, Beşir'in cülusuna şaşırmadığını da
belirtelim.
Neden şaşırsınlar ki?
Herkes adı ne olursa olsun, Arap Dünyası'nın
gerçekte hanedanlar diyarı olduğunu çok iyi bi-
liyor. Cumhuriyetler'in adları yalnız etikettedir.
özellikle Maşrık'ta (Doğu) bu gerçek geçerli-
dir.
Mağrip (Batı) ise, demokrasi açılımına daha
eğilimli olmakla birlikte, fazla yol alabilmiş de-
ğildir.
• • •
Suriye, Arap dünyasının ve özellikle Mağrip ül-
kelerinin sorunlannı büyük ölçüde bağrında ta-
şıyor. Komşusu Irak gibi, Suriye'nin de dinsel
azınlıklar, etnik cemaatler sorunu olduğu gibi,
Müslümanlar da, dörtte üç, dörtte bir şeklinde
Sünni-Alevi diye ikiye ayrılmış durumda.
Ikinci Dünya Savaşı ertesi Maşrık'ta büyük et-
ki sahibi olan BAAS Partisi'ne can veren düşün-
ce, üyeleri yönetimde olsa bile artık önemini yi-
tirmiştir. Hemen belirtelim ki, savaş sonrası an-
ti-kolonyalist Arap politikacılarının ortak nokta-
sı gibi görünen BAAS gerçekte hiçbir zaman
böyle bir nitelik kazanamamıştır. Kaç ülke var-
sa o kadar BAAS var ve bu arada Suriye ve
Irak örneğinde görüldüğü gibi, kimi ülkelerdeki
BAAS Partileri, onulmaz düşman kardeşler ko-
numundadırlar.
Bu tablo içinde, siyasal İslam son yıllarda Su-
riye'de de ağırlığını hissettirmiş, iktidarları teh-
dit eden, ülkelerin gelecekteki yazgılannı yön-
lendirmeye aday bir konuma gelmiştir.
Müslüman Kardeşler, Suriye'de 1980 yılında
Esad rejimini ciddi biçimde tehdit etmişti ve on-
lan Esad'tn kardeşi Rıfat ortadan kaldırmış,
ama bu kanlı operasyondan sonra, kendisine
rakip olmaması için Esad, dökülen kanın so-
rumluluğunu kardeşinin üstüne atarak onu sür-
güne göndermişti. . . ..
• • • ' " ' "
Ama son gelen, henüz doğrulanmamış kimi
haberlerden edinilen ipuçları ile birlikte, göz-
lemcilerin de belirttiğine göre Rıfat'ın ülkede,
kimi askeri çevreler ve istihbarat birimleri ara-
sında küçümsenmeyecek bir etkisi var. Ülkenin
Alevi cemaati ise, kendi varlık ve güvenliği açı-
sından daha büyük güvence olarak gördükleri
Rıfat'a sempati ile bakıyor.
Bu çekişmeden, şimdilik resmi açidan ağır
bastığı sanılan Beşir mi, Rıfat mı galip çıkar, şim-
diden bir şey söyleyebilecek durumda değiliz.
Ancak bugünden rahatlıkla söylenebilecek
olan şey, Suriye'de politikaların kişilerle değiş-
meyeceğidir.
Etnik ve dinsel açıdan sorunları olan ve ince
dengeler üzerinde rejimini ayakta tutan Suri-
ye'de politikalar, bu dengeler tarafından belir-
lenmektedir.
Suriye ile İsrail arasındaki gelişmelerde dra-
matik geri dönüşler beklememek gerektiği gibi,
eğer kimi ilerlemeler sağlanırsa, bunları da salt
Beşir'in kişiliğine bağlamamak doğru olur.
Aynı durum Türkiye Suriye ilişkileri konusun-
da da geçerlidir.
Bu ilişkileri yalnız Beşir'in kişiliği ile Suriye
dengeleri değii, ama aynı zamanda Ankara'nın
tutumu belirleyecektir.
Enerji konusu ele alındı
Centj Nazarbayev ve
Tokayev'le görüştü
ASTANA (AA) - Dı-
şişlen Bakanı İsmail
Cem. Bakû-Ceyhan pro-
jesinin Türkiye ıçin öne-
minin, projenin Kafkas-
lar ve Orta Asya için
stratejik olmasmdan
kaynaklandıgını belirtti.
Dışişleri Bakaru Cem.
dün Kazakistan'daki te-
maslan çerçevesinde
Cumhurbaşkanı Nursul-
tan Nazarbayev ve Baş-
bakan Kasımjomart To-
kayev tarafından kabul
edildi. Cem, Dışişle
kanı Eıian tdirisov ile bir
araya geldi. İki ülke iliş-
kilermin daha da yakın-
. lıştınlmasının kararlaştı-
~ljnldığı görüşmelerin ana
gündem maddesinı 'ener-
ji' konusu oluşturdu.
han olmaz" dedi. Amaç-
larının bir an önce fazla
petrol çıkarmak olduğu-
nu söyleyen Tokayev,
Türkiye ile ekonomik
ilişkilerde bir sonınla
karşılaşmadıklarmı be-
lirtti.
Cem ise Başbakan To-
kayev ile göriişmesi sıra-
sında yaptığı açıklama-
da, "Kazakistan-Türki-
ye ilişkilerinde mevcutla
yetinmemeli, bu ilişkileri
daha da geüştirmeliyiz"
~diyc konuştu.
Bakû-Ceyhan projesi-
nin Türkiye için ekono-
mik olduğu kadar siyasi
bir anlam da taşıdığını
ifade eden Cem, bu pro-
jeden yılda sadece 200-
300 milyon dolar gelir
»aşoajcan itMcayev,
'le görüştükten SOB- ye'nın -şu anda sadeee
istan'ıri oyunuYunan Genelkurmay Başkanlığı, NATO'nun son planlı tatbikatında çok başanlı olan Türk
Silahlı Kuvvetleri personeli hakkındaki kendi subaylannın raporunu değiştirerek basına sızdırdı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Yunanistan Genelkurmay
Başkanlığı'nın, NATO'nun planlı
tatbikatlanndan Dynamics Mix
2000 tatbikatına katılan Türk Silahlı
Kuvvetleri (TSK) personeli
hakkında hazırlattığı raporu, olumlu
saptamalar içermesi üzerine
değiştirerek olumsuz düşünceler
içeren bir biçimde basına sızdırdığı
belirlendi. Alınan bilgiye göre,
Yunan Genelkurmay Başkanlığı, 5
subayına Dynamics Mix 2000'e
katılan TSK personeliyle ilgili bir
rapor hazırlaması emrini verdi.
Görevlendirilen 5 subay, tatbikat
süresince Türk askerlerini izledi ve
hazırladığı raporu Genelkurmay
Başkanlığı'na sundu. Raporda, ana
hatlanyla şu değerlendirmeler yer
aldı: "Uçaklan uçuşa hazırlayan yer
destek personeli, görevini eksiksiz ve
süratli bir biçimde gerçekleştirdL
Pilotlar kendilerinden emin ve
soğukkanJıydL Teçhizatlan modern
ve eksiksizdi. Astlar \e üstier
arasındaki ilişki, klasik Türk
disiplinine dayanıyordu ve Türk
subaylan kendilerini Yunan
subaylanndan daha bilgUi ve eğitiınli
görüyor."
Bu rapor, Yunanistan Genelkurmay
Başkanlığı tarafından değiştirilerek
basına sızdınldı ve Yunan "To
Vuna" gazetesinde yayunlandı.
Gazetede yayımlanan raporda,
"Türk askeri personetinin bilgj ve
beceri açısından yetersiz olduğu, ast
ve üst ilişkisinin bozuk ve samimi
oknadığı, askeri personelin
gdişmelerin gerisinde olduğu,
Türklerin korkulacak bir yönünün
bulunmadığı ve uçaklan uçuşa
hazıriayan ekibin bilgisiz ve yavaş
oknığu" savunuldu. Raporda,
tatbikata katılan tspanyol ekibinin
de Türk ekibinin yetersizliğini
gördüğü öne sürüldü. Ancak Türk
ve Ispanyol askerlerinin aynı
bölgede görev yapmadığı belirlendi.
Raporla ilgili sorulan yanıtlayan
yetkililer, Yunan Genelkurmay
Başkanlığı tarafından hazırlanan
raporun 2 gün içinde basına
sızmasının mümkün olmadığını,
"Türk askeri kompleksi" taşıyan
personeli yüreklendırmek ve
Yunanistan'dan kaynaklanan askeri
aksaklıklan örtbas etmek için
basına sızdınldığını belirttiler.
ANAP
'Ölüm cezası
yerine
müebbet'e
destek
AÎVKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Başbakan
Bülent Ecevh'in Diyarba-
kır gezisinde dile getirdi-
ği "idaın cezasuun kaku-
nlmasr yönündeki iste-
mi, hükümet ortaklan ara-
suıda görüş aynlığuıa yol
açtı.
ANAP, idam cezasının
yerine "ağırlaşönhnış mü-
ebbet" cezasını öngören
yasal düzenleme hazırlığı
başlatarak Ecevit'e destek
verirken, MHP kanadı
AbduDah Ocalan ı da kap-
sayan Türk Ceza Yasa-
sı'nın 125. maddesinde y-
er alan "vatana ihanet"
suçlannda idam cezasının
korunmasını istiyor.
MHP'li Sanayi ve Tica-
ret Bakanı Ahmet Kenan
Tannkulu, "Türidye'nin
içinde bulunduğu şartlar
itibanvla idam cezasının
kakfanhnasuu erken bul-
duğunu" söyledı.
Türkiye'nin yoğun ola-
rak tartıştığı "idam cezası-
nın kakiınlmasr konusu,
Ecevit'in önceki gün Di-
yarbakır'da yaptığı konuş-
manın ardından yeniden
gündeme geldi.
Aydmlanma Eğitimitamamlandı
İstanbul Haber Servisi - İstanbul li niversi-
tesi (fÜ) üe Türk GençHğine Hizmet Vak-
fi'nca ortaklaşa düzenlenen. bir yıl süreli
'Aydınlanma Eğitimi Sertifika Programı'nı
tamanılayan üniversiteli gençlere, Fen Fa-
kültesi'nde düzenlenen törenle sertifikala-
n verildi. Törene katılan Türkiye Bilimler
Akadenıisi (TÜBA) Üyesi Prof. Dr. Erdal
Inönü, gençlere "Cumhuriyetçi, demokrat
ve Atatürk ilkelerine bağh olmak yetmez,
kendinizi dünya vatandaşı olarak görün"
diye seslendi. Inönü, toplumun "biz ve Av-
nıpa" aynını yapmaması gerektiğini kay-
dederek "Biz Güneydoğu Avrupa'yız. Ge-
lişme için yapüacak rekabet de Batı ve Gü-
ney doğu Âvrupa arasında olacakür" görü-
şünü savundu. tÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal
Alemdaroğlu, Türk Gençliğine Hizmet
Vakfı Başkanı Hüsamettin Canöztürk, tÜ
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr.
Nurettin Sözen de gençlere sertifıkalanıu
verenler arasmda yer aldı. Tören, Halit Re-
fığ'in yönettiği "Atatürk ve Sanat" adh beJ-
gesel filmin izlenmesivle sona erdL
gunueme geıaı.
MHP'li Enginyurt, Ersoy ve Çetin için başlatılan soruşturma tamamlandı
Meclis'teki kavgaya fezlekeANKARA/KÜTAHYA (Cum-
huriyet) - Eski bakan Sadi Somun-
cuoğlunun cumhurbaşkanı aday-
lığnıı "töreyi çiğnedigi" gerekçe-
siyle engellemeye çalışan MHP
milletvekilleri hakkında dokunul-
mazlıklannın kaldmlması iste-
miyle fezleke hazırlandı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılı-
ğı'nca, MHP milletvekilleri Ce-
mal Enginyurt, Ahmet Erol Ersoy
ve Şevkat Çetin hakkında Sadi So-
muncuoğlu'nun cumhurbaşkanh-
ğıadaylığını "kabakuvvetvesflah
zoruyla engelemeye çalıştıklan"
için başlatılan soruşturma tamam-
landı. Başsavcılık Enginyurt, Er-
soy ve Çetin'in yargılanabilmesi
için dokunulmazlıklannm kaldı-
nlması istemiyle fezleke hazırladı.
Cumhuriyet Savcısı Abdullah
Ayhan Şan tarafından hazırlanan
fezlekede, MHP milletvekili So-
muncuoğlu'nun cumhurbaşkanlı-
ğına aday olduğuna ilişkin dilek-
çeyi TBMM Evrak Müdürlüğü'ne
teslim etmek için 26 Nisan
2000'de Meclis'e geldiği anımsa-
tıldı. Somuncuoğlu'nun "TBMM
üyesi olarak anayasaya göre cum-
hurbaşkanhğuıa aday olmasının
hakkı olduğu" vurgulanan fezle-
kede, bunu gerçekleştirmek için
gittiği Meclis'te kendi partisinin
milletvekillerince karşılandığı
kaydedıldi. Karşılayan milletve-
killeri ve idarecilerin Somuncuoğ-
lu'nu ikna etmeye çalıştıklan, bu
aşamada devreye giren MHP'li
Cemal Enginyurt ve Ahmet Erol
Ersoy'un silahlannı gösterdikleri
ve çıkanp Somuncuoğlu'nun ma-
kam aracına vurduklan kaydedil-
di. Fezlekede şöyle denildi:
"Enginyıırt ve Ersoy, Somuncu-
oğlu'na "istifa et, sonra aday ol"
şeklinde sözler söyieyerek tehdit ve
şiddet içeren davranışlar sergüe-
miskrdir. Bu da\ ranısın amacuun,
Sadi Somuncuoğlu'nun siyasi hak-
kuu kullanmasını engellemek ol-
duğu açıkça belli olduğuna göre,
sanıklann eylemlerinin TCK'nin
'siyasi hürriyeti tahdit' suçunu
oluşturduğu. müsteki Başbakan-
hk Basın Halkla Ilisküer Müşavi-
riLatıf Cemal Can'ıniddiasına gö-
re olayın MHP millerveküi Şe>kat
Çetin tarafından organize edilip
yönetildiği, bu saıuğın azmertirici
konumunda yer aldığı sonucuna
vardmışnr." Enginyurt ve Er-
soy'un Somuncuoğlu'nun koru-
malannı etkisiz hale getirmek için
silahlannı göstererek küfiir ettik-
leri belirtilen fezlekede ayrıca,
"Sizi vururum'" diyerek tehdit ve
hakarette bulunduğu kaydedildi.
Bu arada, Bayındırhk ve tskân
Bakanı Koray Ayduı'uı, Kütah-
ya'dan Ankara'ya dönüşünde mo-
la verdiği bir restoranda, partililer
delege tartışması nedeniyle birbi-
rine girdi. Aydın, Kütahya ve ilçe-
lerini kapsayan iki günlük gezi-
sinden önceki gün Ankara'ya dö-
nüşünde, Kütahya Çevre Yolu
üzerindeki Can Restoran'da mola
verdiler.
Koray Aydın, burada, MHP Kü-
tahya il örgütü üyesi olduklannı,
ancak 9 Temmuz'da yapüacak
Merkez Ilçe Kongresi'nde delege
seçilmediklerini öne süren bir
grup partilinin tepkisiyle karşılaş-
tı. MHP il yönetimini istifaya ça-
ğıran grupla, II Başkanı Ahmet
Atiüarun da aralannda bulunduğu
diğer gpolisin müdahalesiyle so-
na erdi. Bu arada, partililere "so-
runu kendi aranızda çözümlevin"
diyen Koray Aydın, Ankara'ya gjt-
mek üzere hareket etti. Tartışmayı
başlatan gruptan bazılannm Ay-
dın'ınkentten çıkışını engellemek
istemesi dıkkat çekti.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
Ecevit TOBB'yi önerdi
ABD, Diyarbakır'da
irtibat bürosu
kurma arayışında
ANKARA (Cumhuri-
y«tBürosu)-Türkiye, Gü-
neydoğu Sanayici ve Işa-
damlan Derneği (GÜN-
SLAD) çatısı altında Di-
yarbakır'a "irtibat büro-
su" açmak isteyen
ABD'ye "Bu büroyu,
Türkiye Odalarve Borsa-
larBüüği(TOBB)gjbihü-
kümete daha yakuı bir
bünyedekurun" önerisin-
de bulundu. Başbakan
Bülent Ecevit tarafından
ABD'nin Türkiye Büyü-
kelçisi'ne sunulan ve de-
ğerlendirilmekte olan bu
önerinin kabul edilmesi
durumunda yasal zorluk-
lar da asılmış olacak. An-
cak büronun açıhşırun 15
Haziran'a yetişmesinin
zor olduğu kaydediliyor.
ABD'nin Türkiye Bü-
yükelçisi Mark Parris'in
geçen ay sonunda Güney-
doğu Anadolu Bölgesi'ne
düzenlediği kapsamlı ge-
zi sırasında ABD'li işa-
damlarını bölgeye çeke-
bilmek için Diyarbakır'a
irtibat bürosu kurulacağı-
na yönelik açıklaması ile
başlayan sorun henüz gi-
derilemedi. ABD Büyü-
kelçiliği, irtibat bürosu-
nun GUNSlAD çaüsı al-
tında kurulmasım ve bu
büroya yerleştirilecek bil-
gisayarlar aracıhğıyla
Amerikalı yatınmcılarla
ilişki kurulmasım amaçh- •
yor. Ancak dernekler ya-
sasma göre, hiç bir dernek
yabancı bir ülkeden mad-
di ya da lojistik destek ala-
mıyor. ABD ise açıhşını
15 Haziran'da gerçekleşti-
receği büronun GÜNSt-
AD çatısı altında kurul-
masında ısrar ediyor.
ABD'nin bu ısrarı Dışiş-
leri ve lçişleri bakanlıkla-
nnda rahatsızlık yaratıyor.
ABD Büyükelçisi Par-
ris'in geçen cuma günü
Başbakan Ecevit'le yaptı-
ğı görüşmede konunun
gündeme geldiği ve Baş-
bakan'ın yeni bir öneride
bulunduğu öğrenildi. Par-
ris'in büronun açılmasına
yönelik engellerin kaldı-
nlmasmı istemesi üzerine
Ecevit'in, "Bu büroyu bir
dernek bünyednde kur-
manız yasal olarak uygun
değfl. Düerseniz hüküme-
te daha yakuı olah TOBB
bünyesinde bunu kurabi-
Hrsüıiz, böylece yasal zo-
runluluk da aşdmış olur"
önerisinde bulunduğu öğ-
renildi.
Hortum Süleyman
iddiaları reddetti
tstanbul Haber Servisi-
Beyoğlu tlçe Emniyet Mü-
dürlüğü'nde 4 yıl önce
meydana gelen ve görün-
tüleri medya kuruluşlann-
da yeni yayımlanan dayak
olaymda adı geçen Hor-
tum Süleyman lakaplı
Başkomiser Süleyman
Ulusoy, savcılıkta ifade
verdi.
Ulusoy, ifadesinde ola-
yuı zamanaşınuna uğradı-
ğını ve görüntülerin mon-
taj olduğunu söyledi. Sü-
leyman Ulusoy, ifade ver-
dikten sonra gazetecilere
yakalanmamak için mah-
kemenin penceresinden
atlayarak kaçtı.
Beyoğlu'nda travesti ve
tinercilere yönelik şiddet
uyguladığı ileri sürülen ve
daha sonra tepkiler üzere
Fatih tlçe Emniyet Müdür-
lüğü'nde görev yapan
Hortum Süleyman lakaplı
Süleyman Ulusoy, dün sa-
atO8.OO'de Halıcıoğlu'nda
bulunan Beyoğlu Adliye-
si'ne geldi.
Ulusoy, soruşturmayı
yürüten Beyoğlu Cumhu-
riyet Savcısı Fahrettin
Çankaya'ya yaklaşık 1.5
saat süreyle ifade verdi.
İfadesinde Beyoğlu Ilçe
Emniyet Müdürlüğü'nde
1991 ve 1992 yıllannda
görev yaptığını belirten
Ulusoy'un, olayuı zaman
aşmıına uğradığını, söz
konusu görüntülerin mon-
taj olduğunu ileri sürerek
iddialan reddettiği öğre-
nildi.
Başkomiser Ulusoy, ifa-
de verdikten sonra. dışan-
da bekleyen basın men-
suplannca görüntülenme-
mek için Ticaret Mahke-
mesi'nin penceresinden
atlayarak otomobiline bin-
di ve adliyeden uzaklaştı.
oralcalislar@yahoo.com
Bu köşede zaman zaman ceza-
evlerinden gelen mektuplaryeralır.
Bu mektuplar, orada yaşayan in-
sanların dertlerini, sıkıntılarını,
duygulannı dile getirir. Dört duvar
arasından dışarıya uzanmak zor-
dur, bilirim. Yıllarca askeri darbe
koşullannda cezaevinde yaşamış
bir kimse olarak dışanya ses ver-
menin ne demek olduğunu iyi bili-
rim.
Son dönemde, yıllann birikimiy-
le cezaevlerinde ciddi sağlık so-
runlan ortaya çıkmaya başladı. Aç-
lık grevleri, baskılar, saldınlar, sal-
gın hastalıklartutuklu ve mahkûm-
tan içten tçe kemlrmeye başradir
Buna bir de hücre tipi cezaevi pro-
Cezaevlerinden Mektup Var...
i eklenince cezaevlerinde hu-
zurşuzluk had safhaya ulaştı.
^~Siyasi mahkûm ve tutukluta^ af
kanunundan söz etmemeye özen
gösteriyorlar. Onlar, affedilecek bir
şey yapmadıklannı söyleyerek bu
konudan uzak duruyorlar. Işin doğ-
rusu, siyasilerin içinde olmadığı bir
af kanunu ise, hiçbir sosyal ama-
ca hizmet etmez. Çünkü, eğer bir
dönemin yaralan sanlmak, bir sos-
yal barış ortamı yaratılmak isteni-
yorsa, öncelikle siyasilerin af kanu-
nu kapsamına alınması gerekiyor.
•••
Bugün yayımlayacağım mektup
bir kadın tutukludan geliyor. Yıldız
Yılmaz, Uşak Cezaevi'nden yazı-
yor: "Adım Yıldız Yılmaz. 40yaşın-
dayım. Cezaevine gimneden önce
işçiydim. Artık hüküm giydiğim
için hiçbir iş güvencem olmaya-
Câk. Çünkü sabıkâîı oîduğumdan
ISçBirişyerinde çalışmarnaizin ve-
rilmeyecek. Yakınım TİKB dava-
sından hükümlü olduğu ve ona sa-
mar tıkanıklığı gibi hastalıklanm
var. Yann yakınlanm bana sahip
çıktığı için devlet onlan da yardım
yataklıktan alıp getihrse hiç şaşır-
tıcıolmayacak. Her gün Uaç kul-
lanmamı gerektiriyor bu hastalık-
lar, ama bana konulan teşhisten
bile emin olamıyorum. Çünkü
doğru dürüst bir hastanede mu~
ayene olma olanağımız yok. Asker
bizimle birlikte muayene odasına
girdiği için muayene olmadan ce-
zaevine geri dönüyoruz. Üstelik
hastane sevkfeniçih ayîarca be7c-~
letildikten sonra oluyor bunlar.
rekli gazetelere, TV'lereaçıklama-
laryapıyor. 'Tutuklulann sağlık so-
runlan çözülecek' diyor. Mezarda
emeklilik gibi, mezarda sağlık mı
olacak?
Hastanenin kapısına kadar gidip
dönüyoruz. Bu, insan haklan mı
otuyof anlayamıyorum. =
Hastane koridohannda itilip ka-
kılmamız, ellerimiz zincirii bir hal-
de havasız ring arabalannda eşya
gibi taşınmamız bir başka sorun.
Bunlann adı mı demokrasi? Ada-
let Bakanı Hikmet Sami Türk, sü-
20 Nisan 1999'da Ûmraniye Ce-
zaevi'nde revire bile çok geç, an-
cak kan kustuktan sonra kaldınlan
Uğur Gürdoğan, bir gece yansı
hastaneye sağ olarak götürülüyor,
birkaç saat sonra ölüsü cezaevine
getiriliyor. Yakınım Gürhan Tamer,
teşhisi konulmuş Hepatit C ile yüz-
de20yaşama şansı olduğu hafde,
teşhis konulduktan aytar sonra
hastaneye kaldınldı. O şanslı sayı-
lacak bir hastaydı, hiç olmazsa öl-
=meden hastaneye gidebitmişti.
Ulucanlar katliamından şans
eseri sağ kurtulan Filiz Gülkoku-
er ölümle boğuşuyor. ölüm kol
geziyor çevresinde. Biranne, 'Ne
olur bir yıl daha benim için yaşa' di-
ye yalvanyor çaresizlikle.
Tedavi etmeyerek sessiz imha
yetmiyormuş gibi, şimdi de sürek-
li hücreleri gündeme getiriyoriar.
'Villa' diyorlar, 'oda tipi' diyoıiar,
'lüks1
diyorlar. Koymadıklan isim
kalmadı... Ben insanca yaşamak
istiyorum. Dört tarafı betonla çev-
rümiş duvariaria yaşamak istemi-
yorum. Ben tek başıma hücrede
nasıl yaşayabilihm? Duvaharla mı
konuşacağım? Hücrede yaşamım
elimden alınıyor. Yaşam bu kadar
ucuz mu? Biz nasıl topluluktan
uzak yaşanz? Zaten toplumdaru^
kopanlmışız. Şimdi de birtyirimiz—
den koparmak istiyorlar..."
Ytldız Yılmaz
r
ın mektubu bu şekiF^
de devam ediyor. Cezaevinde ınsan-—
lar var. Onlann bir kısmı ilgisizlikten,
olanaksızlıktan ölüyor. Yıllann, bağ-
-naz sıyasranlayışı sonuarçöR
ra yaptığı açıklamadâT
Bakû- Ceyhan petrol bo-
hattmîf ffiR
Hfraktan bu kadar kazan-
dığını bildirdi.
melerin sürdüğünü ha-
tırlatarak "Bu proje ol-
madan Kazakistan pet-
rolünün taşınması fizibıl
ounaz. Kazak petrolü ol-
madan da Bakû- Cev-
Ceyhan projesinin Tür-
kiye için öneminin, pro-
jenin Kafkaslar ve Orta
Asya için stratejik olma-
sından kaynaklandığını
söyledi.
çğ g
ten ceza aldım. Çünkü devlet on-
lara insanca yaşama hakkı tanımı-
yordu. Biz ise onlann ilaç vb. ihti-
yaçlannı karşılamaya çalışıyorduk.
Uşak Cezaevi'nde 2.5 yıldır kal-
maktayım. Yüksek tansiyon, da-
cezalara çarptınldılar. Gençlikleri ce-
zaevlerindesönüyor. Biz ise elimiz ko-
lumuz bağlı bu dramı seyrediyoruz. ^
Cezaevterine insan gözüyle bakın^
Cezaevlerinde insanlar olduğunu
unutmayın.