18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13HAZİRAN2000SAU CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bolu Dağı Tüneli sözleşmesine göre, doğan zarann bir kısmını Karayollan Genel Müdürlüğü ödeyecek etMUTLUSERELİ ANKARA- Karayollan Genel Mü- dürlüğü, Bolu Dağı Tüneli'nin yönü- nün değiştirilmesinden doğacak za- rann 57 milyon dolarlık bölümünü, firmalann yerine üstlenecek. Otoyol- lar sözleşmesine göre, işın başlama- sından tamamlanmasına kadar olan sürede meydana gelecek zarar ve ha- SÜftann müteahhit fırma tarafından üstlenilmesi öngörülüyor. Deprem, zaran idarenin karşılaması gereken "olağanüstü durumlar" arasında sa- yılmıyor. TMMOB ve uzmanlann tüm uya- nlanna karşın etkin fay hattı üzerin- de yapılması "nygun görükn" Bolu Dağı Geçişi inşaatında, ıhale edildiği 1990 yılından beri ardı arkası kesil- meyen tartışmalara bir yenisi eklendi. Tünel inşaatmın devam ettirileme- yecek durumda olduğu kamuoyundan • Bolu Dağı Tüneli'nin yönünün değiştirilmesinden doğacak zarann 57 milyon dolarhk bölûmü Karayollan Genel Müdürlüğü tarafından üstlenilecek. Otoyollar sözleşmesine göre, işin başlamasından tamamlanmasına kadar olan sürede meydana gelecek zarar ve hasarlann müteahhit fırma tarafindan üstlenilmesi öngörülüyor. saklanamayacak hale gelınce Kara- yollan Genel Müdürü DinçerYiğitge- çen hafta tüneün yeni bir yonden ge- çirileceğini acıklamıştı. Yeni bir yön belirlenmesinin mevcut hattın onanl- masından daha ucuza mal olacağını anlatan Yiğit, 107 milyon dolarlık ek maliyetin 50 milyon dolannın sigor- ta tarafından karşılanacağını, geri ka- lanım da Karayollan Genel Müdürlü- ğü'nün üstleneceğini bildirmişti. Otoyollar tip sözleşmesine göre, bu zarann müteahhit firrnalar Astaldi ve Bayındır tarafından üstlenilmesi ge- reküğı ortaya çıktı. Sözleşmenin "tşin başlıklı bölümünde mü- teahhit fırmanın işin başlamasından tamamlanmasına kadar olan süre için- de "olağanûstü haOer hariç" herhan- gi bir nedenle, ışın bir kısmında veya geçıcı işlerde meydana gelecek kayıp, zarar ve hasarlan, masraflan kendisi- ne ait olmak üzere tamir ve telafı et- mesi hükmüne yer veriliyor. Müteahhit fırmanın, masraflan üst- lenmeyeceğı "olağanüstü hauer" ara- sında savaş ve seferberlik hali, ayak- lanma, düşman istilası, darbe, nükle- er atık ya da nükleer yakıt patlamasın- dan kaynaklanan kirlenme ya da de- neyimli bir müteahhidin önceden tah- min edemeyeceği veya karşı koyama- yacağı veya sigortalamayacağı nite- likte bulunan doğa güçlerinin her tür- lü olumsuz etkileri yer ahyor ancak, bunlar arasında "deprem" sayılmıyor. Uzmanlar, Bolu Tüneli'nin etkin fay hatü üzerinde yapıldığı yönünde kerelerce uyan yapıldığını anımsata- rak, depremin "denevimK bir müte- ahhidin önceden tahmin edemeyeceği olaylar" sınıflamasına giremeyeceği- ne de dikkat çektiler. Uzmanlar, bu nedenle Bolu Tüneli'nde 12 Kasım depremınden sonra doğan zarariann yüklenici firrnalar tarafından karşı- lanması gerektiğini belirterek, Kara- yollan Genel Müdürlüğü'nü bu açığı halkın cebinden almaya çalışmakla suçladılar. Jeoloji Mühendisleri Oda- sı'ndan Öyas Ydmazer de yeni yönün fay hattının tam üzennden geçtiği yö- nündeki uyansını yineledi. Hafif siddetli Akdeniz ve Ege'dedeprem fstanbul Haber Servia - Türkiye sallanmaya devam edıyor. Akdeniz, Ege Denizi ve Aydın'da da hafıf şid- detli depremler meydana geldı. Çan- kın'nın Çerkeş ilçesisde ise dün sa- at 02.3rde3.2büyüklüğünde bir art- çı sarsıntı oldu. Kandilli Rasathanesi, Akdeniz Alanya açıklannda dün saat 01. 43'te 3.5, Aydın'm Söke ilçesinde saat 03.01 'de 3.2 ve Ege Denizi Ka- raburun açıklannda saat 05.54'te 3.2 büyüklüklerinde 3 deprem kaydedil- diğını açıkladı. EBRU KANTAŞI 'Ahşap yapı iştah kabartıyor' tstanbul Haber Servisi - Yüksek Mimar Ebru KantaşL 17 Ağustos dep- remi sonrası dünyamn birçok ülkesinden yüzler- ce fırmanın Türkiye'de oluşan ahşap yapı potan- siyelini değerlendirmek üzere atağa geçtiğıni söy- ledi. Kantaşı. **Ancak ah- şap yapım sistemleri üre- ten finnalann atağma uğ- rayan ûlkemizde bu sis- temkne flgüi hesap yön- temlerini betirieyen bir yönetmdikyok''dedi. Strateji Organizasyon Proje Gehştirme ve tnşa- at San. Ltd. Şti. (SOLD), depreme karşı dayanıklı, kalıte standardı-¥Ük»ek— bir yapım sistemi olan "Ahşap Taşıyıcıh Yapun SBtemfni dün Sultanah- met Sarayı'nda tanıtö. Sistemi tanıtan Kantaşı, bu sistemin her akhna ese- nin kolayca yapacağı bir iş olmaması gerektiğini vur- gulayarak u Sistemin,tasa- nm, mimarhk projegerek- tiren bir standano otmaa geretdr" dedi. Kumtaşı, metrekaresi ortalama 450 dolar olan ahşap bir evi, 3 ay gibi bir zamanda tamamladıkla- nnıanlattı. 1967yıhndaki depremde de tamamen yıkılan ve Adapazan'nın sosyo-ekoDomik açıdanen önemli böigesi olanÇark Caddesi,17 Ağustostaki Marmara depreminde de bûyûkhasar gönhl Adapazarf'ııda GÜLŞAHDURAK ADAPAZARI/BOLU - Adapazan, 17 Ağustos depreminin üstünden 10 ay geç- mesıne karşın hâlâ kendinc gelemedi. Depremde en çok yıkıntıya uğrayan Çark Caddesi'nin "patates yetismesi için en erverişK abun" olduğu ileri sûrüldü. Kenttekı altyapı çalışmalan, depremin ilk günlerini anımsaöyor. Depremde hiç- bir zarar görmeyen tarihi Uzunçarşı dabu kanalizasyon çalışmalanndan olumsuz etkilenıyor. Birkaç yıl önce üstü kapatı- lan çarşının esnafi, kazılarda oluşan kır- lilik nedeniyle sıkınO çekiyor. Kanalizas- yon kazılannda dikkat çeken bir konu da çahşmalar sırasında 1-2 metreden sonra su çıkması. Bu durum kentin nasıl bir ze- min üzerine kurulduğunun da gösterge- si. Uzmanlar kazı bölgesini kapsayan kumlu toprakta sadece patates yetişebi- leceğini ve kesinlikle imar izni verilme- mesi gerektiğini söylüyorlar. Depremin ardından Japonlar tarafin- dan yapılan incelemeler de uzmanlan haklı çıkanyor. Inceleme sonuçlannda Adapazan merkezindeki Çark Cadde- si'nin "patates yetismesi için en etverişii alan" olduğu belirlendi. 1967yıhndaki depremde de tamamen yıkılan ve Adapa- zan'nın sosyo-ekonomik açıdan en önemli böigesi olan Çark Caddesi, 17 Ağustos'taki Marmara depreminde de büyük hasar gördü. Adapazan'nın "Bağdat CaddesT ola- rak nitelendirilen caddenin yıkılması, kentin diğer deprem bölgelerine oranla ekonomik açıdan daha büyük zarar gör- mesine neden oldu. Artık yetkilılerin Çark Caddesi'ne i- mar izni verihneyeceğini açıklamalanna karşın Adapazarhlar, prefabrike dükkân- lannı da bu caddeye kurdular. Konuştu- ğumuz hiçbir esnaf, dükkâmnın yerini değiştirmeye niyetli olmadığını ve Çark Caddesi'nin yerinin değişmesinin ola- naksız olduğunu söylüyor. Adapazan kent çıkışında kurulu bulu- nan Toyota-Sa fabrikası da 1. derece tanm arazisi üzerinde. Fabnkanın kuruluş aşa- masında temelinin 3 metre olması şartıy- la izin verildığını belirten uzmanlar, "Eğer Japonlarbuizneuyup temeüsadece3 met- re yapsalanb fabrika tamamen yüahnta. Ancak 7 metre derine kazıklar çakıp fab- rikayı butemeün üzerineyaptdar" dedıler. Peşin fiyatına 10 taksite, 4 mevsim! Jet-cooi özeirığiyie anmda serinlik... Bio-ptasma sistemiyte tertemiz hava... En üstün özedikter Arçeirk kiimalarda. Ûsteiik hepsi, şimdi peşinfiyatmatam lOt^orae. Ücretsz k^if ve montaj avantajıyta... Yaz stcaklan bastırmadan, mutiakabirArçelik ^ ^ serinbirortamda * * yaşamanın keyfmi m ^, l«r,,« 0 216 423 41 63 0 800 261 85 85 0 216 423 26 44 Ustelik, ücretsiz keşif ve montaj avantajıyla. AROELİIC H a y a t a ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Yetü Artık, Gerçekten Yetti... Dünya üzerindeki tüm demokratık ülkelerde, hat- ta demokratik sayılamayacak ülkelerde bıle, "yetkı- li" bir makam; insanlann ve kurumlann kaderlerinı et- kileyecek bir karar aldığı zaman, bunun "gerekçesi- ni" açıklarnak zorunda sayılır. Bu zorunluluk; "de- mokrasinin" de ötesinde, "yöneticiliğin" ve hatta in- sanlığın getırdiğı bir zorunluluktur. "Benyasalann verdığıyetkiyı kullanıyorum. Gerek- çegöstermek zorunda değilım", gıbisinden bir açık- lama; bu yetkiyi "keyfi" kullanan ınsanı demokrat yapmaz, yasanın "antidemokratik" olduğunu göste- rir. Keyfiliğe böylesine açık bir yasayı, "Yürürlükteki biryasa antidemokratik olamaz" gibisinden, saçma ve gülünç iddialarla savunmak; bu savunmayı yapan kişide, zerre kadar hukuk "nosyonunun" olmadığını gösterir. Hele hele o yetkilı "makam", bu antidemokratik yetkisini kullanırken çifte standartlı olursa, o zaman iş iyice "vahimleşir" ve insanlann direnme hakkı do- 9ar. ••• Tüm bunlan, Istanbul Ünıversitesi'nin rektörü Sa- yın Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun son uygula- masını, sizlerle paylaşmak için kaleme aldım. Ger- çekten, sayın rektörün uygulamalan, artık tahammül sınırlannı çok aştı. Ve ben, Uluslararası llişkiler Bölü- mü Başkanlığrndan aynldıktan sonra genç arkadaş- lanma, "Aman şu andakı öğrencilerimizı mezun ede- ne dek çatışmadan kaçınalım" diye uyanlar yapma- ma karşın, artık suskunluğumu bozma kararı aldım. • • • Geçenlerde bir dostum, "Artık rektörûnüzle çatış- manız bitti galiba" demişti. Nasıl brtmesın? Bölümu- müzü kapattı, kadrolanmızı ıptal etti, vakıf ünıversi- telerinde ders veren arkadaşlanmıza izın vermedi. Fakülteyi "Merkez Bina "dan çıkarttı ve adına "Rek- törlûk Binası" dedi... Çatışacak bir şey kalmadı ki. Bölümümüzü kapatırken; kendisine "aktanldığını dile getirdiği" yalan-yanlış bilgileri, fakülte kurulu hu- zurundayalanladım. "Inceleyeceğim" dedi. Hâlâ in- celeyecek... "Vakıfüniversitelerine karşıyım" dıyor. Ama bir va- kıf üniversitesinin açılış töreninde; yaptığı "katkı ve yardımlardan" ötürü, kendisine teşekkür plaketi ve- riliyor. Bir başka vakıf üniversitesinin, bir fakültesınin açılış törenine katılıyor ve kendisine, gazete ılanlarıy- la teşekkür ediliyor. Bazı vakıf üniversitelerine gitmek isteyen oğretim üyeterine izin veriliyor, bazılanna verilmıyor. Hatta; aynı vakıf üniversitesine gitmek isteyen, aynı fakul- tenin, aynı bölümünün iki ögretim üyesinin birine izin veriliyor, birine verilmiyor. Böyle yöneticilik olur mu? Keyfiliğin bu derecesi nerede görülmüştür? Bu uy- gulamalan, Meclis Komisyonu'nda isim vererek an- lattım. ••• TBMM Üniversiteler Araştırma Komisyonu'nda rfa- de vermeden önce, komisyon üyesi DSP'lı arkadaş- larla konuştuk. 'Hocam, rektörünüzdeAtatürkqüKşız, de Atatürkçüsûnüz. Neden çatışıyorsunuz" sorusu- nu sordular. Işte bu anlayışa çok üzülüyorum. Atatürkçüolmak; ınsanlara, "keyfidavranma"yet- kisini verir mı? Çifte standartla yöneticilik yapacak- sınız ve sonra da Atatürk'ün arkasına sığınacaksı- nız, "Ben Atatürkçüyüm" nutuklan atacaksınız... Böyte Atatürkçülük olur mu? Atatürkçülüğe yakışır mı bunlar? Üstelik, sayın rektörümüz birkaç konuşmasında, "Sizler bilmezdiniz ama ben hep Atatürkçüydüm" ifadesini kullanmış. Acaba ne oldu da Atatürkçü ol- duğunu açıklamak gereksinimıni duydu? Benım ve benim gibi bir süru insanın Atatürkçü olduğu, yıllar- dır bilinir. Bu konudaki ilk yazımı 1962'de yayımladı- ğım düşünülürse; Atatürk aydınlığını yayma çabam, neredeyse 40 yılı buluyor. Sayın Alemdaroğlu'ndan mı öğreneceğim Atatürkçülüğu? Hadi canım... • • • insanlann akademik yaşamda, değişik yaklaşım- lan olur. Kimileri vardır ki, akademik çalışmalarını bel-' li "srfatlan kazanma'ya yöneltmez ve olanca titizlik- teri ile araştırma ve ögrenci yetiştirme konularına ön- celik verirler. 30 yılı aşan mestektaşlığımız ve arkadaşlığımızda, bir akademisyen olarak övmeye cüret bile edeme- yeceğim, değerli dostum Dr. Cengiz Ann, bu türden bir akademisyendir. Eskiden, Siyaset ilmi Kürsü- sü'nün ve şimdi de son iki sınrfı kaJmış olan, Ulusla- rarası llişkiler Bölümü'nün yükunün önemli bir bölü- münü, başan ve özvenyle üstlenmiş ve binlerce öğ- renci yetiştirmıştir. Alanımızdaki pek çok profesör; saygılan zerre kadar azalmadan, kendisine hâlâ "Ho- cam" derier. Bu yıl sözieşmesinin uzatılması söz konusu oldu- ğunda, bölümün çok övücü bir yazısına ve fakülte- nin talebine karşın, "cerrahi" alanında uzman olan Sayın Alemdaroğlu, sözleşmeyi uzatmadı ve Sayın Ann'ın üniversite ile ilişkisini kesti... Olacak iş mi bu? Üstelik aynı rektör; bir süre önce, bölümünün ta- lep yazısı olmamasına karşın, bir yardımcı doçentin süresini "re'sen" uzatmıştı. Çünkü, öyle uygun gör- müştü, canı öyle istemişti... • • • Nicedir bu konuya girmiyordum. Ama artık başla- yacağım. Ve Atatürkçülüğün ardına sığınarak yapı- lan "keyfılikleri" sergileyeceğim. Bu tür işler Atatürk- çülüğe zarar veriyor. Kimsenin buna hakkı yok. Istanbul il Baskanlığı ndan anma CHP, Efendi ÇeKk'i imutmadı Istanbol Haber Servisi - Geçirdiği kalp krizi so- nucu geçen hafta yaşamı- nı yitiren CHP İl Sekrete- ri Efendi ÇeBk, CHP Is- tanbul tl Baskanlığı tara- fından anıldı. Beyoğlu II Başkanl ığı' ndaki anma toplantısına a, sevgi dohı. uzlaşımcı. hayatmı örgiit emekçiliği- ne adayan, iaiklik ve de- mokrasi mücadelesini son nefesine kadar kararuhk- la sürdüren birini kaybet- tik; anılan mücadelemize ısık olacakör" dedi. Eski milletvekıli ve eski Istan- Hk'ia^eşi Mfinevver Çe- bul İl Başkanı Yûkscj ük, oğlu Deniz ÇeBk; Çengel de "Her bakım CHPPM üyesi Mehmet Afi Ozpolat'ın yant sna parti il yönetimi, ilçe yö- netimleri ve çok sayıda dostu katıldı. CHP îstanbul H Başka- m Mehmet Böhık yaptığı konuşmada. "Soğukkan- dan dürüst, herkese eşit şeküde davTanan. ber iı sanda yapıcı bir üretken- Kkarayanvearadığınıbu- lan, az konuşup çok iş ya- pan bir dostu kaybettik. Kaybımız çok büyüktür" diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle