Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 HAZİRAN 2000 SAU CUMHURİYET SAYFA
JvLJl-il LJ J \ kultur@cumhuriyet.com.tr
The King's Consort'ın kurucusu ve şefi Robert King, renk ve sesleriyle Barok müziğ
15
müziğe tutkun
4
Bach, büyülü altuı bir soğan'S. RAYAN YİRMİBEŞ
"Bach herrengikuUanır. Yemek har-
adacaksaçokyiikseksmrfbirsoğanohır-
du. Büyüiü bir soğan, çünkü asla orta-
sma varamazsınız. 100 kez Bach çalsa-
mz her defasmda yeni bir şey keşfeder-
siniz. Bir tür büyülü alün soğan~ Tabii
sizi asla ağlatmaz."
28. Uluslararası lstanbul Müzik Fes-
tivali'ne konuk olan cxla müziği orkest-
rası King's Consort'ın kurucusu ve şe-
fi Robert King, ölümünün 250. yıldö-
nümünde anılan büyük Alman besteci-
si Johann Sebastian Bach'ı ve müzıği-
ni böyle tanımlıyor. King'in yönettiği
ve klavsen çaldığı King's Concort, Aya
Irini'de gerçekleştirdiğı konserde Bach'ın
orkestra süitlerine yer verdi.
Cambridge SL John Kolej Korosu'nda
koristlik yapan ve eğitimini Cambrid-
ge Üniversitesi'nde sürdüren King,
1980'de eski müzik aletlerini kullanan
ve Barok müziğine yer veren oda orkest-
rasmı kurdu. Topluluğuyla Avrupa, Ku-
zey ve Güney Amerika ve Uzakdogu'da
konserler verdi. Avrupa'nın ve Ameri-
ka'nın belli başh orkestralarmı yönet-
menin yanı sıra başanlı bir koro şefi ola-
rak da tanınan King, oda orkestrasıyla
yaptığı 70 kadar kayıtla uluslararası
ödüller kazandı. Opera alanında Haen-
del'in Ottone, Ezio, Purcefl'in The In-
dian Queen ve The Fairy Queen'ini yö-
netti. Haendel, Bach, Vrvaldi ve Pur-
cell'in yanı sıra şeflik repertuvan kla-
sik ve romantik dönemden 19. ve 20.
yüzyıl çağdaş îngiliz bestecılerine ka-
dar koro ve orkestra eserlerini kapsıyor.
1998'de Aldeburgh Easter Festivali'nin
sanat yönetmeni oldu. 1995'teWigmo-
re Hall'da düzenlenen Purcell'in 300. Yıl
Festivali 'nin sanat yönetmenliğini yap-
tı ve bestecinin birçok eserini yayımla-
dı. Purcell uzmanlanndan sayılan
King'in besteci hakkında yazdığı kitap
büyük beğeni topladı.
- Barok müziğe yoğun üginizin kay-
nağınedir?
ROBERT KEVG -Barok müzik çok
küçükten beri ılgımı çekiyor,renklerive
sesleriyle. Bu, muhteşem bir büyü ta-
şıyor benim için. Bach, Purcell, Vival-
di döneminin enstrümanlan ile büyük
renk çeşitliliği elde edebiliyorsunuz,
ama modern enstrümanlar başka bir iş
için yapılmış. Onlarla yüksek sese ula-
şabiljrsinız, ancak sesi türo renklih'ğiy-
le eski enstrümanlarla yakalayabilirsi-
niz. Eskileri sevmemin nedeni bu. Mü-
zik terimleriyle Barok müzik dönemi 150
yıllık, bunun çok kısa olduğu düşünü-
lebilir. 1800-1950 arasmdaki 150 yıllık
süreç Beethoven'dan Şostakoviç'e uza-
nır. Aynı çeşıtlılık ıçınde Monteverdi,
Bach süitleri, Haendel, Purcell, Vıval-
di ve hâlâ çok iyi tanınmayan besteci-
ler var. Tüm müzisyenler de benimle ay-
nı fıkirdedir sanınm; Bach bestecilerin
Tann'sıdır.
Bach kadarbüyük olmayan ve pek iyi
tanınmayan çağdaslannın müziğinden
de çok etkilendim. Bu sıradışı besteci-
n dinleyenler oy verirler. Eğer yaptık-
lanmızı sevmezlerse konsere gelmez
ve CD satm ahnazlar. Eğer alıyorlarsa
demokrasi lehinize işliyor demektir.
"Bunu begendik,dahada jstiyoruz" de-
mektir. Oylar sonucunda istendiğinizi
bilmek cesaretinizi kamçıhyor. 20 yü ol-
du ve oylar işliyor, yolumuza devam
ediyoruz.
- PurceD'in biyografisini yazmaya na-
sıl karar verdiniz?
'Üniversitedeyken
benim gjbi Barok
müzik yapmak
isteyen insanlar
buldum ve 20 yıl
önce başladım.
Büyük bir iş.
Çünkü istediğim
müziği
secebitiyonım.
Seksen yıl daha
seslendirilecek
müzik var eümde.
Grup repertuvara
göre genişkyebUiyor.
Yaptığımız
müzikten büyük
keyifahyorve
egleniyoruz.
(Fotoğraf:
UĞUR GÜNYÜZ)
tık insanlann gözünde daha yüksekte,
geniş bir kitle saygı duyuyor ona. Pur-
cell'i 50 yıl önceki eski İtitaplanndan
değil, yeni bir kaynaktan okuma ve din-
leme olanagı sunmak istedim. Çocuk-
ken 8-14 yaşlan arasmda ciddi tavnm-
la koroda şarkı söyler, sonra da koşa ko-
şa fiıtbol oynamaya giderdim. Çok çe-
şitli müzikler dinlerdim. 10 yaşmday-
ken ilk kez Purcell müziğiyle tanıştım
ve âşık oldum. Beatles gibi dinlerdim.
• "Bach bestecilerin Tannsıibr. Onun kadar büyük olmayan vepek
iyitanınmayan çağdaslannın müziğinden de çok etkilendim. Bu
sıradışı bestecilerin müzflden müzelerde vegeneüikle
efyazmaiarmdakeşfedümeyibekuyor. Benim gibikişiler adeta
toprağı deşergibigidip hazindermûdgümşığına çıkarmaşansma
sâhip. Sıksıkçağımız içinyeni olan müzik arayışınagirişmek heyecan
vericL Arkeologlannyaptiğuıa benzeuyomm işimi"
lerin müzikleri müzelerde ve genellik-
le elyazmalannda keşfedilmeyi bekli-
yor. Benim gibi kişiler adeta toprağı
deşer gibi gidip hazinelerimizi gümşı-
ğına çıkarma şansına sahip. Sık sık ca-
ğımız için yeni olan müzik arayışına
girişmek heyecan verici. Arkeologla-
nn yaptığma benzetiyorum işimi.
Aym zamanda rock müzığın büyük
pazannda, harika ürünleri arasında bir
satıcı olabilirdim. "Bakuıfantastikşey-
lervaretimde,lütfenalur diyebilirdim.
Sonuçta tabii kı müzik demokratik bir
şeydir. Çünkü konserleri ya da kayıtla-
KING - Purcell, tngiliz Barok beste-
cılerinin en büyüğu. Ingiltere'de çalış-
malannı sürdüren Haendel, ithal malıy-
dı. Purcell bana göre büyük büyü taşı-
yor. 10-15 yıl önce yalnızca birkaç ta-
ne çok iyi bilinen bestesi vardı. Müzik-
severlerin çoğunluğu tarafından beste-
leri iyi bilinmiyordu. Hissettim ki gidip
onun müzığını bulmak, seslendirmek ve
insanlara sunmak, onlann yargısına bı-
rakmak benim işim. "Bakın bu müzik
gerçekteniyi,Khfen dmleyin" demek. Be-
ğenirlerse dığerlennm de haberi olu-
yor. Müzığını paylaştığımız Purcell, ar-
Aradan 30 yıl geçtikten sonra değişen
bir şey olmadı.
- Bu yıl sizden Purcell'i dinleme fir-
sao bulamayacağız»
KEVG - Beethoven, Haendel, Mo-
zart'ın hemfıkir olduğu gibi, tüm bü-
yük besteciler Bach'ın en büyük oldu-
ğunu kabul eder. Çünkü müziğiyle her-
kese öğreteceği bir şeyler vardı. Purcell,
5 yıl önce 300. ölüm yıldönümünde
anıldı. Bu Bach'ın yılı. Mütevazı, çün-
kü Bach'ın besteleri de her zaman ses-
lendirihniyor. Birden ölüm yıldönümü
nedeniyle bu yıl ne kadar sıradışı bir bes-
teci olduğu hatırlandı. Onun müthiş mü-
ziğini orkestra süitlerini Aya Irini gibi
fantastik bir yapıda seslendırme aynca-
hğı tanmdığı için çok mutluyum. Bu-
rası tarih dolu, müziğimiz gibi. Keşke
duvarlar dile gelse de buradaki sesleri,
önemli insanlann yaşadıklannı bize an-
latsa... Leipzig'deki Bach'ın kilisesin-
de de aynı şeyleri hissetmiştim. Bu ze-
ki duvarlarda saklı sesleri bulup ortaya
çıkarmak istiyorum.
- Admızı taşryan King's Concort'ı na-
sılkurdiınuz?
KİNG - Üniversitedeyken benim gi-
bi Barok müzik yapmak isteyen insan-
lar buldum ve 20 yıl önce başladım.
Büyük bir iş. Çünkü istediğim müziği
seçebiliyorum. Kimse bana "Şunu çal-
mahsın" diyemiyor. Gün ışığına çıkar-
mak istediğim ve araşurdığım, 80 yıl da-
ha seslendirecek müzik var elimde. Mü-
zikte kuraklık söz konusu değil. Or-
kestradaki arkadaşlanmla da çok iyi
anlaşıyoruz. Merkez grup dışında reper-
tuvanmıza göre genişleyebiliyoruz. tz-
leyiciyle yüz yüze geldiğimizde işimi-
zi en iyi biçimde yapmak için tüm cid-
diyetünizi takınıyoruz. Ama aym za-
manda büyük keyif ahyor ve eğleniyo-
ruz da. Baş trompetçimizin sözleriyle
"Müzik yapmak, çahşmaktan çok da-
ha iyi."
- Niçin eski enstrümanlan tercih edi-
yorsunuz?
KEVG-Eski enstrümanlan tercih edi-
yorum, çünkü Bach, Vivaldi, Haendel
ya da Purcell'i seslendirecekseniz, eser-
ler için yazdıklan enstrümanlan kul-
lanmahsınız. Modern enstrümanlan
kullanmak yanlıştır demek istemiyo-
rum. Bu yaklaşım farklı. Biz o dönem-
de dinlenen müziğin peşine düşüyor ve
o seslerin bütünlüğünü yeniden yaka-
lamaya çalışıyoruz. Enstrümanlar o gün-
den bu yana çok degişti. Orkestra tari-
hinde enstrümanlar daha çok ses çıkar-
malan için dızayn edıldi. Çünkü beste-
ciler orkestradan daha fazla ses çıksın
istiyordu. Daha çok ses yaparken nüans-
lan kaçırabilırsınız. Renklerinçeşitlili-
ğini, yumuşak, eski enstrümanlarla ya-
kalayabilirsinız. Paletinizde pek çok
renk yaratabilirsiniz, bütün renkleri...
Mavi, yeşil, kırmızı... Yetenekli sanat-
çı bunlan kanştınr ve maviden mora ta-
şır. Bu enstrümanlar renklerdeki değı-
şün gibi, inanılmaz geçişleri aktarma-
nızı sağlıyor. Müzisyenlerle de hep renk
ya da lezzet terimleriyle konuşuyorum.
Tıpkı yemek yapar gibi lezzet için bi-
raz daha baharata ihtiyacımız var.
Vizyona girmeyen filmleri Internet'te gösteren sitelere karşı savaş başladı
Sinema 'korsan'a karşı ayaktaKültür Servisi -Artık fihnler de tıpkı şarkılar gi-
bi daha vizyona gırmeden tnternet'te 'izinsiz' ola-
rak gösterihneye başlandı. 'Anstin Pbwers' Inter-
net'te 'çahnü' olarak izlenen ilk fümlerden biriy-
ken George Lucas'ın yönettiği 'Star VVars-Bölüm
l'in ister kısaltılmış ister tam versiyonunu bulmak
hiç de zor değil. 'Gladyatör'den sonra 'Görevimiz
Tehlike 2'nin de vizyona gırmeden önce tnternet'te
bulunması, 'korsan' yayınlara karşı savaş başlanl-
masına önayak oldu.
Birkaç yıl öncesine kadar bir filmi tnternet'ten
yüklemek saatler alıyordu. Bugün ise VIDX adı ve-
rilen yenı sistem, bir sofhvare sayesinde sadece se-
kiz dakıkada bütün bir film kopyalanabiliyor.
Audiovision ve sinema endüstnsinin en büyük şır-
ketlennden Motion Pkture Assodation'm başkam
JackVdenti, artık kaybedecek zaman olmadığını vur-
guluyor: u
Saûşa çıkanlanfüm, müzik albümkri,te-
levizyon dizileri ve tnternet'tegösterümek üzere özd
çekimıiş yapunlaruı tnternet'te yüJdenmesi, kopya-
lanmasıve izin ahnmadan gösterflmesine kısaca kor-
sanhğa karşı ciddi bir strateji gefiştirmek ve bunun
önüne geçmek için hep bhükte hareket etmemiz ge-
rekivor. Bu yapımlann hepsinin farkh farklı siteter-
de, değişik yöntemlerle kopyalanması hem yapun-
lara hem de bilgisavara zarar \errvor. Dünyanın her
yerinde prodüktörler, yönetmenler, muhinıedya gi-
rişimcüeri de aym gemi içinde batmaya doğru gidi-
yor. Çünkü tnternet'te hicbir şeyin smm yok."
Valenti, savaşa dünya plak endüstrisini temsil
eden kurumun başkanı Jay Berman ile büyük bir
anlaşma yaparak hız verdi. Bunun çok önemli bir
adım olduğunu belirten Valenti, geçen yıl görsel ve
müzikal korsanlann çok yüksek hasılat sağladıkla-
nnı da sözlerine ekliyor.
tnternet'teki bu gelişmeler, fitaılerin sadece iz-
lenmesine değil, DVD'ye kaydedilmesine de ola-
nak sağlıyor. Bu da korsanhğa yeni bir boyut ka-
zandmrken, yepyeni bir 'kâr' sektörünün oluşma-
sına yol açryor. Amerika'daki ailelerin birçoğu ar-
tık sinemalara gitmek yerine evdeki dijital videola-
n aracılığıyla her ay yenisi çıkan filmleri rahatça
izleyebiliyor.
Valenti, birçok network ve stüdyonun, orijinal
yapımlan çalmak için özel sistemler kurduğunu
vurguluyor: "Bu tür korsan yayınlann ardında çok
güçlü şirketler var. Basımhakkuıdan izinsiz olarak
kopyalanan fihnlerle birtikte çahnan 'iyi erdemle-
rimizi' de korumaya çahşmalryTz."
Bazı sıtelenn de bunu demokratik bir hareket
olarak niteleyerek sısteme karşı çıkma iddiası ile bu
tür korsan yayınlara kalkıştıklannı belirten Valen-
ti, her şeyin kanunlar çerçevesinde yürütümıesi ge-
rektiğini söylüyor: "Biz süreküdevimüı içindeolan,
insanlann kişisel seçimlerine sıkı sıkıya bağlı ve dün-
ya ekonomisinin motoru haüne gelen bir endüstmi
korumaya cahşryonız. Korsan yaymlar sadece biri-
nedeğil,endüstrinin bütün koDanna zararveriyor." Gladyatör, Internet'te bedava izlenebiByor.
'Sipa =
Sipahioğlu'
fotoğraf sergisi
Yandaki fotoğrafi. 1964te
Fulya Deresi (lstanbul)
kenannda kuruhı Hisseii
Büyük Memleket Tiyatrosu
adlı çadır tiyatrosunda
çeken Gökşin Sipahioğlu,
yarun yüzyılı aşkm bir
süredir basın
fotoğrafçıhğnun içinde yer
ahyor. Sipa Press fotoğraf
ajansuun kurucusu, başkam
veyönetkisi Sipahioğlu,
Küba'daki füze krizinden
Prag olaylanna, Mao'nun
Çin'inden Sina Savaşı'na
pek çok olay ve tarihi kişiliği
fotoğrafladL 'Sipa =
Sipahioğhı'adltTfirkiyt'dett
- fotoğraflarmdayeTaldıgıT^
siyah beyaz fotoğraftan
oiuşan retrospektif sergisi 16
= - =- Haziran-1 Teımnuz
arasmda lstanbul Fransız
Kültür Merkezi'nde
izlenebilir.
Gül Erali, seramiklerini eğitim gördüğü Viyana'dasergiledi
'îçimdengeleniyapiyorum'
Kültür Servisi - Seramik sanatçısı Gül Erali,
Avusturya'nın Viyana kentindeki Galerie für Z«-
itgenössische Keramik'te düzenlenen sergisin-
de yeni ve eski yapıtlannı bir arada sundu. Ay-
nca, sanatçnnn 17 Ağustos depreminden son-
ra yaptığı yapıtlar ayn bir bölümde, fotoğ-
raflar ve müzik eşliğinde sergilendi.
Daha önce Türkiye'de birçok kişisel ve
karrha sergiye lcaütan Erali, yurdişında aç-
tığı ilk sergisi için, "Okuduğum ülkede de
yapöklanmı sunmakistedim. Çünkü karma
bir kültür aldım. Bunlann sonucunu orada-
Id taıudıklara ve hocalara göstermek iste-
dim. Avusturya kültürüne yakm olduğum
için de bu sergrvi Viyana'da açtun" diyor.
Çoğunlukla insanlar arasmdaki ilişkile-
TFTkonu alan Erali'nin yapıtlannda insan ti^-
gûrieri agırlıkta. Yapıtlannm soyuta kaçtı
söylense de, tam soyut olarak adlandınlama-
yacağını belirtıyor: "Seram^başladığım-
dan beribenim içinyasanıdaenÖDeınliolaıı
şeyleri, insan ve sevgi ilişkilerinl, sevgDerin
içindeki yalnızhklan, öfkeleri, fletisjmsiz-
Hkieri, insanlann içindeki boşluklan işle-
dim. tçimden geleni yapıyorum. O anda beni etkile-
yen neyse o çıkryor."
Bazılannda yuvarlak, kimilerinde ise köşeli
formlan kullanan Erali yapıtlannı "mat,duy-
gusal ve insanın iç dünyasını yansıüyor" şek-
linde nitelendiriyor. Yurtdışında sergi açma-
nın çok zor olduğunu söyleyen sanatçı, Vi-
yana'daki sergisinin tarihini 2.5 yıl önce
aldığını ve bundan sonra da yurtdışmda
sergi düzenlemeyeceğini belirtiyor.
1976 yılmda Viyana Güzel Sanatlar Aka-
demisi Seramik Bölümü'ne konuk öğren-
ci olarak devam eden Erali, 1976- 1980
tarihleri arasında Avusturya hükümetinin
verdiği burs ile Linz Güzel Sanatlar Aka-
demisi'nde (Hochschule für künstleriche
und îndüslnetîe Gestalrung) eğtfTm gördür
1981 yıhndaisel.D.G.S Akademisi Seramik
Bölümü'nden mezun oldu. Sanatçı ISugüne
dek bir kişisel, altı karma sergiye katıldı.
Ocak^ında yeni sergismıTörlcry^e"
açacak olan Erali, aralık aymda ise TÜ-
YAP Sanat Fuan'na Hobi Sanat Galeri-
si'nin sanatçısı olarak katılacak.
Altın bis ödülü, Kuposavva'mn
Karizma'sına verildi
• Kültür Servisi -Türkiye Sinema ve Audiovisuel
Kültür Vakfı'nın (TÜRSAK) düzenledıği
Uluslararası Bodrum Çevre Filmleri Festivali 'nde
büyük ödül Altın tsis'i, Japon Kiyosh
Kurosawa'nın uzun metrajlı belgesel filmi
'Karizma' kazandı. Festivalde, kurmaca film jüri
özel ödülünü Fransız yapımı Cheik Oumar
Sissoko'nun 'Yaratılış'ı, uzun metrajlı belgesel
film özel jün ödülünü Ulrike Koch'un Tibet
yapunı 'Tibetli Tuzcular'ı aldı. Sinema Yazarlan
Derneği'nin uzun metrajh film ödülünü
Motohashi Seiicni'nin Rus yapımı 'Nadya'mn
Köyü', kısa metrajlı film ödülünü ise Fatih
Orbay'ın 'Hayatın Kaynağı Sulak Alanlar' aldı.
Uzun metrajlı filmde gençlik jüri ödülünü
Danimarkah yönetmen Lars Hesselholdt'un
'Katya'mn Serüveni', kısa metrajlı filmler
arasındaysa Fafih Orbay'ın 'Hayatın Kaynağı
Sulak Alanlar'ı aldı. Bu filme, aynca sivil toplum
kuruluşlannın en iyi belgesel kısa film ödülü de
venldi. Sivıl toplum kuruluşlannm en iyi kısa
film ödülü Rus yönetmen Sergei Ovcharov'un
'Elma' adlı fılmine, jüri özel ödülü Fransız
yönetmen Phıllipp Calderon'un 'Kanncalar
Şehri' adh fılmine verildi. Halk ödülünü ise
tngiliz Carl Schultz'un 'Aslanlarla Yürümek' adlı
fibni kazandı.
Airidin Dino'nun'Bler-i
Bodpum'da sergüeniyor
• Kültür Servisi-9 yıl
önce aramızdan aynlan
ünlü ressam Abidin
Dino'nun 'Bana aynlan
zamanı çizmek' diye
nitelediği el çizimlerini
içeren 'Eller' adlı sergisi
16-28 Haziran arasında
Bodrum Hadigari'de
görülebilecek. Galeri
Nev ile işbirliğine
girisen ve yeni bir
kimliğe bürünen
Hadigari, 30 Haziran -
12 Temmuz arasmda • •
Adnan Çoker'ın, 14 - 26
Temmuz arasmda
Mehmet
Koyunoğlu'nun, 28
Temmuz - 9 Ağustos
arasında Inci Eviner'in,
11 - 23 Ağustos arasında
Kemal Önsoy'un resimlerine, 25 Ağustos - 15
Eylül arasında Galen Nev Grup Sergisi'ne
evsahipliği yapacak.
Picasso'nun tablosu Ankara
Resim ve Heykel IVIüzesi'nde
• NEVŞEHİR (AA) - Kültür Bakanlığı Güzel
Sanatlar Genel Müdürü Mehmet Özel,
Picasso'nun tzmir'de ele geçirilen 'Le
Fermiere'(Bahçeci Kadın) adlı tablosunun,
Ankara Resim ve Heykel Müzesi'nde (ARHM)
sergileneceğini belirtti. Nevşehir Zelve Açıkhava
Müzesi'nde düzenlenen 'Uygarlıklar Beşiği
Anadolu/2000' etkinliklerine katılan Özel, 1908
tarihli tablonun, yapılış tarihinde ressam
tarafından Picasso Müzesi'ne satışının yapıldığını
ve ilk kayıtlannın da 1918'de Sovyetler
Birliği'ndeki Modern Batı Sanatlan Müzesi'nde
olduğunu kaydetti. Daha sonraki yıllarda Berlin,
Kuveyt, Irak, Moskova'mn ardından Türkiye'ye
kaçınlan tablo Kültür Bakanhğı resim
uzmanlannca bakıma alındı. f .- .
94.9 Açık Radyo'da
Bach ve kısa öyküler
• Kültür Servisi - Açık Radyo'dan Mesut Can
Karatay'm hazu"ladığı 'En Büyük Bach' adlı
programda ölümünün 250. yıldönümünde bütün
dünyada anılan Bach ve bestelerine yer veriliyor
'En Büyük Bach' salı günleri 14.30'da, tekran ise
çarşamba 02.00'de dinlenebılir. Göksen'in
Göksel'in yayma hazırladığı 'Amma Hikaye',
Türk ve dünya edebiyatından seçilmiş kısa
öyküleri radyoya taşıyor. 'Amma Hikaye', hafta
içi her gün 19.30'da yaymlamyor.
BUGUN
• NÂZDVI KÜLTÜREVİ'nde Angelopoulos
Filmleri Haftası nda saat 15.00 ve 19.00'da
'UBs'nı Bakışı' filmi gösteriliyor. (245 04 81)
• tTALYAN KÜLTÜRMERKEZt'nde saat
19.00'da Can Okan (piyano) ve Ali Sinan Köksal
(keman) konseri yer ahyor. (293 98 48)
-m teTANBÜL LteES!*nde 9. Kültür EtkinKkleri
Haftası'nda saat 10.00'da Tanju- Ayşe
Akleman'ın 'Türkiye Görüntüleri' dia gösterisi
veNejatYavaşoğullannınsöyleşisi; saat 11.30'da
Cengiz Özek'in 'TürkGölge İryatrosu' üzerine
söyleşisi; saat 13.50'de HalukÇetin ve Ataol
. Behramoğlu'nun şiir dinletisi ve Kargo grubunun
söyleşisi izlenebilir. (514 15 70)
I AYA İRİNİ MÜZESt'nde saat 19.30'da Kiri'
Kananva'nın Juhan Reynoids (piyano) eşliğindeki
konseri yer ahyor. (292 08 46)
• AKM'de saat 21.30'da Padfic Northwest
d'nin dans gösterisi izlenebilir. (292 08 46)