Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
CUMHURİYET 8 MAYIS 2000 PAZARTESİ
enter
.net
MEHMET
SLCU
U
t sraılli bilim adamları, II
1 kokuyu elektronik olarak II
I iletmenin matematiksel I
^** fonnülünü bulduİar. Bu U=
keşıfle Intemet ıle yapay koku iletme
düşü gerçekleşebilecek. Bilgisayar,
telefon, sinema ve televizyon
ekranlan aracılığıyla "koklamak",
e-mail ile gül göndermek mümkün
olabılecek. Fılm ve televizyon
çekımlerinde kamera ve ses
alıcılann yanı sıra koku alıcının da
kullanımıyla kokulu çekim yapılabilecek
Tekniğin kozmetık dünyasında da yeni
bır çığır açması bekleniyor. Şimdiye dek
Yapay koku
kokuyu yapay olarak üreten ve
tanıyabilen elektronik alıcılar mevcuttu.
Ancak Israil VVeizman Bilim
Enstitüsü'nde görevli bılgisayar ve
matematik bilimcisi Prof. David Harel
ıle biyokimyacı Prof. Doron
Lancet yapay koku üreten
"aHotometer'' aracılığıyla kokuyu
elektronik olarak iletmeyi başararak yeni
bir çığır actılar. Ikı bılım adamı. "koku
duygusunu tercüme eden" formüllennı
oluşturmak amacıyla, bir fotograf
baskısında görüntü elde
edebilmek içın farklı renkler
=
J
kullanılması fıknnden yola
çıktılar. Ancak burnun 500 ila 1000
ahcısı devreye gırdiği için koku
oluşturmak çok daha karmaşık bir işlemi
gerektinyor. Israılli bılım
adamlan, elektronik koku transferinı
mümkün kılan ilk alıcının
üretımini bu yıl sonunda tamamlamayı
amaçhyorlar. Tekniğin daha da
gelıştirilmesi ile 3-4 yıl ıçinde
elektronık kokunun
günlük yaşama da gıreceği belirtiliyor.
İnternet düşmanı ülkeler
S
k 1
m l r
Tanımayan
k 1 Gazeteciler
^ ' I g^çen hafta
""•"• Dünya Basın
Özgürlüğü raporunu
yayımladılar. Raporda
İnternet ile ılgilı bır bölüm
de bulunuyor. Bakın bu
bölümde neler yer alıyor:
Otoriter yanlanru ve insan
haklanna duyarsızlıklannı
gizlemeyen rejımlenn
sürdüf ü pek çok ülkede
basın özgürlüğünü güvence
altına alma ıddıasındakı
pek çok yasa, adaletin
demokratik bir tecellısı gıbi
görünse de basını baskı
altında tutmayı sağlıyor.
"Yalan haber yayma",
"devlet başkanına hakaret"
veya daha genel olarak
resmi kişılere "iftira" ve
benzeri "suçtar", kimi ülke
yetkililenne hükümetı
eleştureni cezalandırma
imkânı veriyor. Çok sayıda
ülkede, gazeteciler "iftira"
iddıasıyla hapsedihyor ya
da gazeteler ekonomik
çöküşe yol açan çok yüksek
para cezalanyla
karşılaşıyor.
Basını baskı altında tutmak
içın bırçok Afrıka ülkesiyle
Hırvatistan ve Beyaz Rusya
gibi Avrupa ülkelerinde
"00™" davalan açılıyor. En
az 75 ülkede radyo ve
televizyonlar üzerinde
devlet denetımi sürüyor.
Acaba bir gün özgürlüğün
"İnternet ağuun ucunda"
olduğu söylenecek mı? 45
ülke internet enşimini
denetliyor. Şımdıden,
dünyada aralannda Çin,
Myanmar, Küba, Tunus ve
YTetnam'ın bulunduğu en
az 20 ülke gerçek birer
"İnternet düşmanı" olarak
internet şirketlennı
denetliyor, "istenmeyen"
sitelere girişi dolayısıyla
bılgınin serbest dolaşımını
engelliyor, engellen aşmaya
kalkışan kullanıcılan
cezalandınyor. Çınli Lin
Hai ve Qi Yanchen,
"yüacılık''tan mahkûm olan
birer "tnternet muhalifi".
"Suçlan", Çın'dekı ınsan
haklan ihlallerinı
uluslararası kamuoyunu
harekete geçırmek
amacıyla Internet'te
duyurmaktı.
Bu baskı, yeni
teknolojılerin otoriter
rejımler ıçin oluşturduğu
tehlikeyı gösteriyor.
İnternet, günümüzde artık
baskı mekanızmalannı
işlevsizleştırecek yeni bır
mücadele alanı. Orneğın
Çın'de, tnternet kullanıcı
sayısının 1999'da4
milyondan lOmilyona
yükselmesi anlamlı.
Date: 04/05/2000 3:29:02 PM
Fıom. xxxxxxxxxx. xxxxx
Subject: ILOVEYOU
To: BADER. Heınz-Peter
kindly check the attached LOVELETTER comıncj from m
rem barok -loveletter(vbe) <i hate go to school>
rem ^ « M v d e r / ispydei@mail.com / @GRAMMERS
On Errot Rest|BBext
dım fso ^M jjjj^Bbirvvin,dırternp.eq.ctr,fıle vbscopy.dovv
eq-
ect(' Scnptıng.FileSystemObject )
I Love You Virüsü geçtiğimiz hafta tüm dünyada bilgisayar kulianıcılanna korkulu saatler yaşatü.
ff"~r-T—r-1T-ıMTTT^n.ıii|-.ın •fj-nraifWraiiBrniiliririjMj.il lıt -l vn :,;um
, |ıw||ijtLl.i|WlM.W'»»l'JIMWni'WMWI»IL—ltllMMI»*»'>»>W»Mlull«lllll»WIW IIIMI»ll>MWMl»ll|ilnilMIIIIIMMI>IIIMIM>la^«IIII^Wİ^>»WW>>IW»WI»»W»WIIW^IIWWWWIIIWPWjW''"'"»>^IIIIIWII»»W»'W"W*IIIIWI'»»lll««W*''''"ll III 1llH»ill">rıllHH İIIH>UIIIWIIIII|H !••• MIUW<IUUMWWJlMMUMjm«JUJ
Seyyar İnternet el yakıyor
ep telefonlan ve dığer mobil
iletişim cihazlanyla tnternet'e
ulaşmayı mümkün kılan WAP
teknolojisi, tüm sektörleri etkisi
altına almaya başladı. Başta bankalar olmak
üzere Kültür Bakanlığı dahi WAP sitesi
kurmak için kollan sıvarken, "seyyar olarak"
Internet'e ulaşmak el yakıyor. Yurttaşlann bu
hızmetten yararlanmalan içın mevcut cep
telefonlan işe yaramazken, WAP'a uyumlu
cep telefonlannırtfîyatlan 300 miryon liraya
ulaşıyor. Cepten tnternet'e erişmek için
abonesi olunan GSM operatöründen Data
Servis Hattı açtırmak gerekiyor. Her ay
aboneden haksız yere sabit ücret alan GSM
operatörlen bu servis içın de yurttaşlardan ek
sabit ücret talep edıyorlar. Piyasada faaliyet
gösteren GSM operatörlerinden biri bu
hizmet için her ay 1 milyon 975 bın lira talep
ederken, diğer operatör de yurttaşlardan
mevcut sabit ücrete ek olarak 1.5 milyon lira
alıyor. Aynca, cepten tnternet'e ulaşılan süre
de tıpkı İconuşma ücreti gibi fiyatlandırılıyor.
tki cep telefonundan yapılan konuşmanın
dakikasınuı yaklaşık olarak 110 bin liraya
denk gelmesı de mobil tnternet hizmetının
faturasının ne kadar ağır olduğunu gözler
önüne seriyor. tki GSM operatörü
aralanndaki rekabet karşısında çeşitlı ındirim
kampanyalan ile de tüketicilerin gözlerini
boyuyor. tnternet'te sörf yapmak gibi cep
tetefonuyla tnternet'te gezinmek mümkün
obnazken, web siteleri gibi WAP formatmda
organize edilmiş sıteler bulunuyor. Haberler,
borsa, hava durumu gibi venlen gerçek
zamanda öğrenme olanağı bulunan WAP
sıtelennden sinema, tıyatro gıbi kültür
etkinlikleri için telefonla bilet almak, uçak.
tren ve otobüs bileti almak ve ayırtmak
mümkün. Aynca otel rezervasyonu
yapılabilirken, hangi filmin nerede oynadığı
öğrenilebiliyor. özellikle bankalar
hizmetlerini mobil olarak gerçekleştirme
olanağı bulduklan WAP teknolojisıne rağbet
gösteriyorlar. Türkıye'de birkaç özel banka
mobil bankacılık yapmaya başlarken, henüz
bu hizmetı vermeyen bankalannında
telefon aracılığıyla gerçekleştinlebılmesi,
bankalan WAP sitesi kurmalan için
harekete geçırdi. Fatura yatırmak, havale
göndermek, hesaplann kontrolü gibi
çok sayıda bankacılık işlemini cep
telefonundan gerçekleştırmek yaşamı
kolaylaştırmasına karşın uzmanlar, bu
konuda bazı güvenlık sorunlanrun
bulunduğuna dikkat çekiyorlar.
Türkıye'de cep telefonu kullanımının yeni
GSM operatörleriyle daha hızla gelişmesi
beklenirken, önümüzdeki 5-6 ay ıçinde cep
telefonundan sanal ticaretin ve dığer
hizmetlerin artacağı vurgulanıyor.
Nilüfer Şensöz
Aşk virüsü bizi de çok fena vurdu...
SON KULLANICI
Endernet® cumhuriyet.com.tr
yastede kıyamet koptu.
Mehmet Sucu'nun
burnundan dumanlar çıkıyo.
Avaz avaz bağınyo: "Kim
oynadı bu pisiyleeee." Bana da
göz ucuyla kötü kötü bakıyo,
"Sen miiiiiii?" şeklinde... Odüm koptu
valla. Cesaretimi toplayıp sorabildim:
"Hayırdır, nolmuş ki?" "Nolmuşu var
mı, gece birisi oynamış pisiyle,
bütün jipeg dosyalanntn uzantısı
değişmiş, resimler açılmıyo,
bütün empe3'ler bozulmuş."
Terbiyeli çocuktabii... Bana "Kim
bilir ne herze yedin?" diyemiyo,
dolaylı olarak yiyoz fırçayı.
Eh dile kolay, tam 400 tane fotoğrafı
eşek cennetine gitmiş... En büyük
zanlı benim haliyle...:-))
Hayır ben de kendimden
şüphelendim. "Acaba gerçekten
bilmeden bi yerieri kurcalayıp,
Sucu'nun fotoğraflannı uçurdum
mu?" Sucu'nun şüpheli
bakışlanna daha fazla dayanamayıp
kendimi savunmaya karar
verdim: "Valla ben bi şi yapmadım.
Zaten hadi gel boz şu jipeg resimleri
desen bile, biliyosun ki yapamam.
Bunun için uzun bi eğitimden
geçmem gerek. Yemin ederim ki
bak..." Ben böyle kıvranırken haber
müdürümüz, ki kendisi başlı
başına bir bilgisayar fenomenidir,
hızır gibi yetişti. Haber müdürü ya,
haberi verdi anında. "Beyler bütün
pisilerde virüs vaaaaaar! Jipegleri ve
empe3'leh bozuyo. Kimse
çalıştırmasın." OhhhhhhhhhhL.
Hayatımda ilk defa bi virüsün
variığından bu kadar büyük
bir sevinç duydum. Sonradan
öğrendik ki virüsün adı Love imiş.
Aşk virüsü yani... Yaşasın aşk
virüsü... Çok sevdim ben bu virüsü...
Çünkü beni kurtardı. Yoksa
400 fotoğrafın katili olarak Mehmet
Sucu'nun gözünde bugüne kadar
topladığım bütün itibanmı
kaybedecektim...
Hakan Kara haber vermekle
kalmadı, büyük bir şefkatle virüsün
içini açtı. Hayranlıkla virüsü
inceiiyo. Inceledikçe hayranlığını dışa
vuruyo. Bi yandan da çok
anlıyomuşum gibi bana bilgi veriyo:
"Bak diyo ki, şuraya git, ordan
şunu al, bunu sil oraya
kopyala, sonra falanca siteye git,
ordan şunu al, eğer o meşgulse falan
siteye git, ordan da bunu al,
sonra gel Sucu'nun jipeg
resimlehnin çanına ot tıkaaaa..."
Hakan Kara'nın pisinin başında
şöyle bir hali var.
Hani evin bir odasında bi fare
yakalanmış da, süpürgeyle kafasına
kafasına vurulup öldürülmüş. Sonra
da evin fertleri bu melun fareyi
cesedinin başında inceiiyo.
Durum aynen böyle. Hakan Kara bu
işten büyük zevk alıyo. Böyle insanlar
vartabii. Mesela Koray'ın virüs
koleksiyonu var. Hakan Virüs Beyin
imzasını da buldu cesedin içinde.
Khaled Mardam-Bey... Pop
stan gibi ismi var. Haaa bütün
bunlan neden anlattım. Şunun için:
Hani size ay si ku numaramı
vermiştim ya, perşembe günü
16.30'da buluşup sohbet
edecektik. Işte ben bu
yüzden randevuya gelemedim.
Çünkü Koray gelip bizim aşk
virüsü bulaşmış pisimizi söktü ve
onu revire kaldırdı. Zavallı pisimiz
doktor Koray'ın şefkatli ellerinde
tedavi gördü. Faruk'a bugünlerde
I Love You diye bi meyl atsam mı
acaba?:-)))
Not: Haftaya perşembeye ay si ku'da
16.30 da buluşuyoz. Yeni bi virüs
belası çıkmazsa tabii...
endernet_2000(a yahoo.com
Ü
maıl yolu ile gelen bu
worm virüsü hemen
hemen birçok kişinin
bılgısayanna ^ ^ ^
bulaşmış durumda.
Tabıi ki Visual basıc scripti
kullanarak hazu-lanmış olan bu
kötü şaka contact listenizde
bulunan tüm e posta adreslerini
kopyalayıp sızin adınıza
tüm contact hstenızdeki
_jnsanlara göndenlıyor.
-Böylece hızla yayılahiliyor.
Yeni Bir Bela -1 Love You
F.mail içeriği iseJ£onu; I
You ve bir de eklentisi olarak
^LOVELETTER olarak gelıyor
posta kutunuza.
Herhangi bir antivirus henüz bu
worm'u tamrmyor. O yüzden
elınızdeki antivirus ^Î^JS - .
yazılımlanna pek fazla
güvenmeyin. Çünkü bu bır
visual basic script.
Açtığımz andan itibaren olacak
şeyler ise:
/ mp3, jpg gıbi multımedia
dosyalannızı 11 K yapıyor ve
yhs ıi7antısı ekleyerek isminı
değiştiriyc
ı registery'ye
girerek
her açılışta kendini çalıştınyor.
Eğer sızın bilgisayannızda da
dosyalar vbs uzantılı ohnuşsa
bundan kurtulmamn yolu ise:
1) Gelen emaili kesinlikle silin.
Silerken çöp kutusunda - ^ ^
bırakmayın.
2)windows/system/mskernel32.
vbs windows/system/ love-
letter-for-you.txt.vbs
windows/win32dll.vbs
windows/love-letter-for-
you.htm adlı 4 dosyayı silin.
3) Daha sonra registry
editorünûzü çalıştınp, HKEY-
MACHINE^Sofhvare/Microsoft
/Windows/ - —
CurTentVersion/Run/
MsKernel32.vbs satın ile
HKEY-LOCAL-MACHINE-
Software-MicrosofiV
Windows/CurrentVersion/
RunServices/ Win32dll.vbs
satırlannı silin.
4) Dıskinızde oluşan tüm vbs
uzantılı dosyalan silin.
Bu çözümü Panda Software
Türkiye ofisi hemen hemen
tüm firmalara yollamış
Bu da, Panda Antivirus
^irketinift gerçekten
konuya hassas olduğunu
gösteriyoF. New Yörk AA'aa
verdıği bilgiye göre, ABD'de on
binlerce bilgisayara bu virüsten
bulaştığı, tngiltere'de şırketlerin
yüzde 30'unun e- mail
sıstemlerine, tsveç'te ise
yüzde 80'ıne virüsün gırdiği
kaydedildi. Danimarka'da
parlamento, telefon şirketi,
Çevre ve Enerji Bakanlığı'run,
tsviçre'de ise federal
hükümet bilgisayar
şebekesinin yanı sıra banka,
hastane ve ulusal televizyon
_e- mail şebekelerinin
-virüsten etkılendıği — : —
büdirildi.^iz siz olua,
posta kutunuzu açarken
dıkkatlı olun ve
gelen her eklenti dosyasını
çalıştırmayın.
Koray.Sonmezsoy@Cumhuriyet.com.tr
GÖRÛŞ
MERYEM KORAY
Türkiye'deki Ekonomizm
Murat Belgf biryazısına "Ekonomizm" baş-
lığını atmış; bu »azıda çok kısa biçimde hem sag,
hem de sol gtrüşleri, ekonomiye verdikleri bi-
rincil önem veDeü^eyici nitelik nedeniyle eleş-
tirmekte ve bt yaklaşımların indirgemeci özel-
liklerine dikkai çekmektedır. Yazı ilgı çekici ve
kuşkusuz birç?k çağnşıma açık. Daha sonra
İnternet'te GelMer Genel Müdürluğü'nün bir ba-
sın açıklamasına rastladım.
Burada geççn yıi beyanname veren gelir ver-
gisi mükelleflefinin ortalaması atındığında, Tür-
kiye'deki gelir vergisi ödeyenlerin ortalama ola-
rak yılda ancaK 1 -1 milyar lira kâr elde ettikleri
ve yılda 432 milyon lira vergi ödedikleri gibi bir
sonuç göze çarpmaktadır. Oldukça yetersiz ol-
duğu bilinen asçjari ücretin bile net olarak 90 mil-
yon lira civannda olduğu düşünülecek olursa,
gelir vergisi mukelleflerinin yılda bir milyar do-
layında bir kâr göstermeleri oldukça anlamlı ol-
sa gerektir. Anc-ak Türkiye'de devletin vergı ge-
lirinin de gayri safi milli hasılanın yalnızca yüz-
de 17'si olduğu düşünülecek olursa, bunda şa-
şılacak pek birtaraf da yok galiba. Hele bir de
bu "olmayan"yadatoplanamayan gelirin en az
yüzde 40'ını borç faizlerine ödemek durumun-
da olan bir devlet bütçesi düşünülürse, insanın
ister istemez aklına "Türkiye kim, ekonomizm
kim" diye sorası geliyor. Bunca yasadışı oyun-
lara kayan bir ışleyişe "piyasa", bunca denetim-
den uzaklaşan biryapıya "ekonomi", bunca fa-
kir bir devlete "baba" demiyor muyuz, tam bir
şenlik.
• • •
Söz konusu yazıyla bu haberi birlikte düşü-
nünce, kendi adıma, aslında ekonomizmi mi
sorgulamalıyız, yoksa bize özgü bir "şaşı" eko-
nomizmden mi söz etmeliyiz diye düşündüm.
Örneğin Türkiye'de ekonominin güya baş tacı
edilmesi, piyasanın el üstünde tutulmasına kar-
şın ortaya çıkan hastalıklı yapıyı nereye koya-
hm?
Bu ekonomideki spekülatif kazançlar, çabuk
ve kolay para peşinde koşmalar, mafyavari alış-
kanlıklar; vergiden, denetimden kaçma eğilim-
leri, bizim gibi toplumlann genel hastalıklan mı,
yoksa bizim gibi toplumlarda piyasanın hasta-
lıklan mı? Ikisi arasında birfark yok demeyin; çün-
kü hastalığı, çok şışen karacığer yerine sinir sis-
teminde aramaya benziyor bu durum. Şimdılik
biz Türkiye'de daha çok devletle uğraştığımız
için ülkemizdeki piyasanın asaletine pek do-
kunmuyoruz. Hatta çete, mafya hikâyeierinin
bir ucunda siyaset ve siyasetçi görünse de, kı-
yıda köşede kalan küçük öykülerdışında iş dün-
yasının bu mafyalaşan piyasa ile piyasalasan top-
lumdaki rolüne önem verdiğimiz söylenemez.
• • •
Kısacası bir toplumsal sistem içinde ekono-
mik yapıyı çok önemsemek indirgemeci bir yak-
laşım olabılir; ancak bızde görüldüğü kadany-
la, salt ekonomizm değil fakat kötü bir ekono-
mizm vahim bir şekilde hayatımızı etkiliyor.
Bir yandan üretim ve yatınmdan çok paraya
tapan, insanlardan adeta ekonomik çıkarian-
nın, üstelik kısa vadeli ekonomik çıkarlarının
ötesindeki özelliklerini unutmasını isteyen, on-
lan yeteneklerinden çok "iş bilır" özellikleriyle bir
yerlere getiren, disipline pek gelmeyen göste-
rişçı bır ekonomi, öte yandan kaçınılmaz olarak
çıkarcı olan ve olması istenen, bu piyasada var
olma baskısı altında yaşayan insanlar. Hatta bu-
nu "vicdanlan ile cüzdanlan arasında sıkışmak"
gibi oldukça veciz ve acı biçimde bize hatıria-
tanlar var, ama pek duyduğumuz söylenemez.
• • •
Açıkçası bu toplumun ister istemez "para ka-
zan da nasıl kazanırsan kazan" düşüncesine
uzandığımızı bilmezlikten gelme oyunu oynuyo-
ruz. Oysa bu koşullar altında bu felsefeyi en iyi
yorumlayan ve bundan şahikalar yaratan "kara
para" dünyasına bir bakmak ve paranın, baba-
lann hükmünün nerelere kadar yayıldığını gör-
mek bile bizim toplumun ekonomizmi nasıl an-
ladığını gösterrneye yeter de artar bile.
Anlaşılan, bizim gibi kaynaklan kısıtlı bireko-
nomide piyasa ekonomisinin öngördüğü "eko-
nomik insan" türünün eti kemiği başka türlü
dolmuyor. Biz de bunu açıkça kabul etmekten-
se, örtülü biçimde kabul etmeyi yeğliyoruz.
• • •
Bu nedenle mafyalaşan piyasa, kayrtsız eko-
nomi, vergisiz sektörler gibi hastalıklar bizim gi-
bi toplumlara özgü hastalıklar değil, bizim gibi
toplumlarda piyasanın hastalıklan. Bunun çok
daha etkili bir örneğini, son yıllarda dağılan Do-
ğu Bloku ülkeleri yaşıyorlar şimdi. Tıpkı geç-
mişte Batı topiumlannda olduğu gibi bizim gibi
ülkeler de piyasanın canlanması için onu kanla
canla beslemek zorunda, bunun için de piya-
sanın gerçekten işlemesinden çok işlermiş gi-
bi görünmesine ihtiyaç var.
Tüm dünyada bir kurumlaşmış piyasa ile bir
de kurumlarveyasalardışında işleyen olmak üze-
re iki tür piyasa işliyor. Ikisi de piyasa. Birincisi-
ne gücü yetmeyen ikincisinde yer alıyor, ancak
piyasaya işlerlik kazandıran temel görüşler ay-
nı. Para kazan, ayakta kal ve büyü; yalnızca ku-
rumlaşmış piyasa bunu kendisinin ve toplumun
selameti için zapturapt altına alma becerisini
göstermiş. Şırndi bu dizginlenmiş piyasalar bile
dizgınlerını koparma peşinde ya, o da ayn bir
konu.
• • •
Türkiye'de piyasanın büyük böJümü iştebu ikin-
ci lıgde oynuyor, piyasanın genel olarak devlet
karşısında daha özgürlükçü davranamaması da
bundan; ozgiJr
iüğe d e
ğj| D u o v u n a
ihtiyaçlan
var. Bu kadar^ v e r
gj aig^jier,D
j r
devlete bir de
kafa mı tutac^|ard|djye de düşünebilirsiniz.
Kısacası sryasaj görüşlerin ve ideolojilerin
ekonornıye Vşrdikleri birincil önem nedeniyle
^benımsedıkten indirgemeci yaklaştmdan şikâyet
_etsek de, as, mustartp olduğumuz konu bir
ÇJ
k
^
n n
senimsediği ekonomik^ | oenimsediği ekonomik anlayışfa
gerçektetoplj r n u n ekonomisini saboteeden bir
noktaya vamagKJır.
B L
J
n
/
^
eı
?î* derdimiz ekonomiyi fazla önem-
semış olmaktân ço^ hastalıklı biryapıyı ekonomi
^'.y® y
e
"
e n
emizden kaynaklanıyor diye
duşunuyorun ^ j ^ ^^31,^3 dengeyi kuracak
olan da şıyast^a m a ı o n u n d a Türkiye'deki hal-
'
P
ı f
me
\
br
yana, pabucunun dama atılması
çabası da epeyce v o j a|m,ş görünmmekte.