27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 MAYIS 2000 PAZARTESİ enter .net MEHMET SLCU U t sraılli bilim adamları, II 1 kokuyu elektronik olarak II I iletmenin matematiksel I ^** fonnülünü bulduİar. Bu U= keşıfle Intemet ıle yapay koku iletme düşü gerçekleşebilecek. Bilgisayar, telefon, sinema ve televizyon ekranlan aracılığıyla "koklamak", e-mail ile gül göndermek mümkün olabılecek. Fılm ve televizyon çekımlerinde kamera ve ses alıcılann yanı sıra koku alıcının da kullanımıyla kokulu çekim yapılabilecek Tekniğin kozmetık dünyasında da yeni bır çığır açması bekleniyor. Şimdiye dek Yapay koku kokuyu yapay olarak üreten ve tanıyabilen elektronik alıcılar mevcuttu. Ancak Israil VVeizman Bilim Enstitüsü'nde görevli bılgisayar ve matematik bilimcisi Prof. David Harel ıle biyokimyacı Prof. Doron Lancet yapay koku üreten "aHotometer'' aracılığıyla kokuyu elektronik olarak iletmeyi başararak yeni bir çığır actılar. Ikı bılım adamı. "koku duygusunu tercüme eden" formüllennı oluşturmak amacıyla, bir fotograf baskısında görüntü elde edebilmek içın farklı renkler = J kullanılması fıknnden yola çıktılar. Ancak burnun 500 ila 1000 ahcısı devreye gırdiği için koku oluşturmak çok daha karmaşık bir işlemi gerektinyor. Israılli bılım adamlan, elektronik koku transferinı mümkün kılan ilk alıcının üretımini bu yıl sonunda tamamlamayı amaçhyorlar. Tekniğin daha da gelıştirilmesi ile 3-4 yıl ıçinde elektronık kokunun günlük yaşama da gıreceği belirtiliyor. İnternet düşmanı ülkeler S k 1 m l r Tanımayan k 1 Gazeteciler ^ ' I g^çen hafta ""•"• Dünya Basın Özgürlüğü raporunu yayımladılar. Raporda İnternet ile ılgilı bır bölüm de bulunuyor. Bakın bu bölümde neler yer alıyor: Otoriter yanlanru ve insan haklanna duyarsızlıklannı gizlemeyen rejımlenn sürdüf ü pek çok ülkede basın özgürlüğünü güvence altına alma ıddıasındakı pek çok yasa, adaletin demokratik bir tecellısı gıbi görünse de basını baskı altında tutmayı sağlıyor. "Yalan haber yayma", "devlet başkanına hakaret" veya daha genel olarak resmi kişılere "iftira" ve benzeri "suçtar", kimi ülke yetkililenne hükümetı eleştureni cezalandırma imkânı veriyor. Çok sayıda ülkede, gazeteciler "iftira" iddıasıyla hapsedihyor ya da gazeteler ekonomik çöküşe yol açan çok yüksek para cezalanyla karşılaşıyor. Basını baskı altında tutmak içın bırçok Afrıka ülkesiyle Hırvatistan ve Beyaz Rusya gibi Avrupa ülkelerinde "00™" davalan açılıyor. En az 75 ülkede radyo ve televizyonlar üzerinde devlet denetımi sürüyor. Acaba bir gün özgürlüğün "İnternet ağuun ucunda" olduğu söylenecek mı? 45 ülke internet enşimini denetliyor. Şımdıden, dünyada aralannda Çin, Myanmar, Küba, Tunus ve YTetnam'ın bulunduğu en az 20 ülke gerçek birer "İnternet düşmanı" olarak internet şirketlennı denetliyor, "istenmeyen" sitelere girişi dolayısıyla bılgınin serbest dolaşımını engelliyor, engellen aşmaya kalkışan kullanıcılan cezalandınyor. Çınli Lin Hai ve Qi Yanchen, "yüacılık''tan mahkûm olan birer "tnternet muhalifi". "Suçlan", Çın'dekı ınsan haklan ihlallerinı uluslararası kamuoyunu harekete geçırmek amacıyla Internet'te duyurmaktı. Bu baskı, yeni teknolojılerin otoriter rejımler ıçin oluşturduğu tehlikeyı gösteriyor. İnternet, günümüzde artık baskı mekanızmalannı işlevsizleştırecek yeni bır mücadele alanı. Orneğın Çın'de, tnternet kullanıcı sayısının 1999'da4 milyondan lOmilyona yükselmesi anlamlı. Date: 04/05/2000 3:29:02 PM Fıom. xxxxxxxxxx. xxxxx Subject: ILOVEYOU To: BADER. Heınz-Peter kindly check the attached LOVELETTER comıncj from m rem barok -loveletter(vbe) <i hate go to school> rem ^ « M v d e r / ispydei@mail.com / @GRAMMERS On Errot Rest|BBext dım fso ^M jjjj^Bbirvvin,dırternp.eq.ctr,fıle vbscopy.dovv eq- ect(' Scnptıng.FileSystemObject ) I Love You Virüsü geçtiğimiz hafta tüm dünyada bilgisayar kulianıcılanna korkulu saatler yaşatü. ff"~r-T—r-1T-ıMTTT^n.ıii|-.ın •fj-nraifWraiiBrniiliririjMj.il lıt -l vn :,;um , |ıw||ijtLl.i|WlM.W'»»l'JIMWni'WMWI»IL—ltllMMI»*»'>»>W»Mlull«lllll»WIW IIIMI»ll>MWMl»ll|ilnilMIIIIIMMI>IIIMIM>la^«IIII^Wİ^>»WW>>IW»WI»»W»WIIW^IIWWWWIIIWPWjW''"'"»>^IIIIIWII»»W»'W"W*IIIIWI'»»lll««W*''''"ll III 1llH»ill">rıllHH İIIH>UIIIWIIIII|H !••• MIUW<IUUMWWJlMMUMjm«JUJ Seyyar İnternet el yakıyor ep telefonlan ve dığer mobil iletişim cihazlanyla tnternet'e ulaşmayı mümkün kılan WAP teknolojisi, tüm sektörleri etkisi altına almaya başladı. Başta bankalar olmak üzere Kültür Bakanlığı dahi WAP sitesi kurmak için kollan sıvarken, "seyyar olarak" Internet'e ulaşmak el yakıyor. Yurttaşlann bu hızmetten yararlanmalan içın mevcut cep telefonlan işe yaramazken, WAP'a uyumlu cep telefonlannırtfîyatlan 300 miryon liraya ulaşıyor. Cepten tnternet'e erişmek için abonesi olunan GSM operatöründen Data Servis Hattı açtırmak gerekiyor. Her ay aboneden haksız yere sabit ücret alan GSM operatörlen bu servis içın de yurttaşlardan ek sabit ücret talep edıyorlar. Piyasada faaliyet gösteren GSM operatörlerinden biri bu hizmet için her ay 1 milyon 975 bın lira talep ederken, diğer operatör de yurttaşlardan mevcut sabit ücrete ek olarak 1.5 milyon lira alıyor. Aynca, cepten tnternet'e ulaşılan süre de tıpkı İconuşma ücreti gibi fiyatlandırılıyor. tki cep telefonundan yapılan konuşmanın dakikasınuı yaklaşık olarak 110 bin liraya denk gelmesı de mobil tnternet hizmetının faturasının ne kadar ağır olduğunu gözler önüne seriyor. tki GSM operatörü aralanndaki rekabet karşısında çeşitlı ındirim kampanyalan ile de tüketicilerin gözlerini boyuyor. tnternet'te sörf yapmak gibi cep tetefonuyla tnternet'te gezinmek mümkün obnazken, web siteleri gibi WAP formatmda organize edilmiş sıteler bulunuyor. Haberler, borsa, hava durumu gibi venlen gerçek zamanda öğrenme olanağı bulunan WAP sıtelennden sinema, tıyatro gıbi kültür etkinlikleri için telefonla bilet almak, uçak. tren ve otobüs bileti almak ve ayırtmak mümkün. Aynca otel rezervasyonu yapılabilirken, hangi filmin nerede oynadığı öğrenilebiliyor. özellikle bankalar hizmetlerini mobil olarak gerçekleştirme olanağı bulduklan WAP teknolojisıne rağbet gösteriyorlar. Türkıye'de birkaç özel banka mobil bankacılık yapmaya başlarken, henüz bu hizmetı vermeyen bankalannında telefon aracılığıyla gerçekleştinlebılmesi, bankalan WAP sitesi kurmalan için harekete geçırdi. Fatura yatırmak, havale göndermek, hesaplann kontrolü gibi çok sayıda bankacılık işlemini cep telefonundan gerçekleştırmek yaşamı kolaylaştırmasına karşın uzmanlar, bu konuda bazı güvenlık sorunlanrun bulunduğuna dikkat çekiyorlar. Türkıye'de cep telefonu kullanımının yeni GSM operatörleriyle daha hızla gelişmesi beklenirken, önümüzdeki 5-6 ay ıçinde cep telefonundan sanal ticaretin ve dığer hizmetlerin artacağı vurgulanıyor. Nilüfer Şensöz Aşk virüsü bizi de çok fena vurdu... SON KULLANICI Endernet® cumhuriyet.com.tr yastede kıyamet koptu. Mehmet Sucu'nun burnundan dumanlar çıkıyo. Avaz avaz bağınyo: "Kim oynadı bu pisiyleeee." Bana da göz ucuyla kötü kötü bakıyo, "Sen miiiiiii?" şeklinde... Odüm koptu valla. Cesaretimi toplayıp sorabildim: "Hayırdır, nolmuş ki?" "Nolmuşu var mı, gece birisi oynamış pisiyle, bütün jipeg dosyalanntn uzantısı değişmiş, resimler açılmıyo, bütün empe3'ler bozulmuş." Terbiyeli çocuktabii... Bana "Kim bilir ne herze yedin?" diyemiyo, dolaylı olarak yiyoz fırçayı. Eh dile kolay, tam 400 tane fotoğrafı eşek cennetine gitmiş... En büyük zanlı benim haliyle...:-)) Hayır ben de kendimden şüphelendim. "Acaba gerçekten bilmeden bi yerieri kurcalayıp, Sucu'nun fotoğraflannı uçurdum mu?" Sucu'nun şüpheli bakışlanna daha fazla dayanamayıp kendimi savunmaya karar verdim: "Valla ben bi şi yapmadım. Zaten hadi gel boz şu jipeg resimleri desen bile, biliyosun ki yapamam. Bunun için uzun bi eğitimden geçmem gerek. Yemin ederim ki bak..." Ben böyle kıvranırken haber müdürümüz, ki kendisi başlı başına bir bilgisayar fenomenidir, hızır gibi yetişti. Haber müdürü ya, haberi verdi anında. "Beyler bütün pisilerde virüs vaaaaaar! Jipegleri ve empe3'leh bozuyo. Kimse çalıştırmasın." OhhhhhhhhhhL. Hayatımda ilk defa bi virüsün variığından bu kadar büyük bir sevinç duydum. Sonradan öğrendik ki virüsün adı Love imiş. Aşk virüsü yani... Yaşasın aşk virüsü... Çok sevdim ben bu virüsü... Çünkü beni kurtardı. Yoksa 400 fotoğrafın katili olarak Mehmet Sucu'nun gözünde bugüne kadar topladığım bütün itibanmı kaybedecektim... Hakan Kara haber vermekle kalmadı, büyük bir şefkatle virüsün içini açtı. Hayranlıkla virüsü inceiiyo. Inceledikçe hayranlığını dışa vuruyo. Bi yandan da çok anlıyomuşum gibi bana bilgi veriyo: "Bak diyo ki, şuraya git, ordan şunu al, bunu sil oraya kopyala, sonra falanca siteye git, ordan şunu al, eğer o meşgulse falan siteye git, ordan da bunu al, sonra gel Sucu'nun jipeg resimlehnin çanına ot tıkaaaa..." Hakan Kara'nın pisinin başında şöyle bir hali var. Hani evin bir odasında bi fare yakalanmış da, süpürgeyle kafasına kafasına vurulup öldürülmüş. Sonra da evin fertleri bu melun fareyi cesedinin başında inceiiyo. Durum aynen böyle. Hakan Kara bu işten büyük zevk alıyo. Böyle insanlar vartabii. Mesela Koray'ın virüs koleksiyonu var. Hakan Virüs Beyin imzasını da buldu cesedin içinde. Khaled Mardam-Bey... Pop stan gibi ismi var. Haaa bütün bunlan neden anlattım. Şunun için: Hani size ay si ku numaramı vermiştim ya, perşembe günü 16.30'da buluşup sohbet edecektik. Işte ben bu yüzden randevuya gelemedim. Çünkü Koray gelip bizim aşk virüsü bulaşmış pisimizi söktü ve onu revire kaldırdı. Zavallı pisimiz doktor Koray'ın şefkatli ellerinde tedavi gördü. Faruk'a bugünlerde I Love You diye bi meyl atsam mı acaba?:-))) Not: Haftaya perşembeye ay si ku'da 16.30 da buluşuyoz. Yeni bi virüs belası çıkmazsa tabii... endernet_2000(a yahoo.com Ü maıl yolu ile gelen bu worm virüsü hemen hemen birçok kişinin bılgısayanna ^ ^ ^ bulaşmış durumda. Tabıi ki Visual basıc scripti kullanarak hazu-lanmış olan bu kötü şaka contact listenizde bulunan tüm e posta adreslerini kopyalayıp sızin adınıza tüm contact hstenızdeki _jnsanlara göndenlıyor. -Böylece hızla yayılahiliyor. Yeni Bir Bela -1 Love You F.mail içeriği iseJ£onu; I You ve bir de eklentisi olarak ^LOVELETTER olarak gelıyor posta kutunuza. Herhangi bir antivirus henüz bu worm'u tamrmyor. O yüzden elınızdeki antivirus ^Î^JS - . yazılımlanna pek fazla güvenmeyin. Çünkü bu bır visual basic script. Açtığımz andan itibaren olacak şeyler ise: / mp3, jpg gıbi multımedia dosyalannızı 11 K yapıyor ve yhs ıi7antısı ekleyerek isminı değiştiriyc ı registery'ye girerek her açılışta kendini çalıştınyor. Eğer sızın bilgisayannızda da dosyalar vbs uzantılı ohnuşsa bundan kurtulmamn yolu ise: 1) Gelen emaili kesinlikle silin. Silerken çöp kutusunda - ^ ^ bırakmayın. 2)windows/system/mskernel32. vbs windows/system/ love- letter-for-you.txt.vbs windows/win32dll.vbs windows/love-letter-for- you.htm adlı 4 dosyayı silin. 3) Daha sonra registry editorünûzü çalıştınp, HKEY- MACHINE^Sofhvare/Microsoft /Windows/ - — CurTentVersion/Run/ MsKernel32.vbs satın ile HKEY-LOCAL-MACHINE- Software-MicrosofiV Windows/CurrentVersion/ RunServices/ Win32dll.vbs satırlannı silin. 4) Dıskinızde oluşan tüm vbs uzantılı dosyalan silin. Bu çözümü Panda Software Türkiye ofisi hemen hemen tüm firmalara yollamış Bu da, Panda Antivirus ^irketinift gerçekten konuya hassas olduğunu gösteriyoF. New Yörk AA'aa verdıği bilgiye göre, ABD'de on binlerce bilgisayara bu virüsten bulaştığı, tngiltere'de şırketlerin yüzde 30'unun e- mail sıstemlerine, tsveç'te ise yüzde 80'ıne virüsün gırdiği kaydedildi. Danimarka'da parlamento, telefon şirketi, Çevre ve Enerji Bakanlığı'run, tsviçre'de ise federal hükümet bilgisayar şebekesinin yanı sıra banka, hastane ve ulusal televizyon _e- mail şebekelerinin -virüsten etkılendıği — : — büdirildi.^iz siz olua, posta kutunuzu açarken dıkkatlı olun ve gelen her eklenti dosyasını çalıştırmayın. Koray.Sonmezsoy@Cumhuriyet.com.tr GÖRÛŞ MERYEM KORAY Türkiye'deki Ekonomizm Murat Belgf biryazısına "Ekonomizm" baş- lığını atmış; bu »azıda çok kısa biçimde hem sag, hem de sol gtrüşleri, ekonomiye verdikleri bi- rincil önem veDeü^eyici nitelik nedeniyle eleş- tirmekte ve bt yaklaşımların indirgemeci özel- liklerine dikkai çekmektedır. Yazı ilgı çekici ve kuşkusuz birç?k çağnşıma açık. Daha sonra İnternet'te GelMer Genel Müdürluğü'nün bir ba- sın açıklamasına rastladım. Burada geççn yıi beyanname veren gelir ver- gisi mükelleflefinin ortalaması atındığında, Tür- kiye'deki gelir vergisi ödeyenlerin ortalama ola- rak yılda ancaK 1 -1 milyar lira kâr elde ettikleri ve yılda 432 milyon lira vergi ödedikleri gibi bir sonuç göze çarpmaktadır. Oldukça yetersiz ol- duğu bilinen asçjari ücretin bile net olarak 90 mil- yon lira civannda olduğu düşünülecek olursa, gelir vergisi mukelleflerinin yılda bir milyar do- layında bir kâr göstermeleri oldukça anlamlı ol- sa gerektir. Anc-ak Türkiye'de devletin vergı ge- lirinin de gayri safi milli hasılanın yalnızca yüz- de 17'si olduğu düşünülecek olursa, bunda şa- şılacak pek birtaraf da yok galiba. Hele bir de bu "olmayan"yadatoplanamayan gelirin en az yüzde 40'ını borç faizlerine ödemek durumun- da olan bir devlet bütçesi düşünülürse, insanın ister istemez aklına "Türkiye kim, ekonomizm kim" diye sorası geliyor. Bunca yasadışı oyun- lara kayan bir ışleyişe "piyasa", bunca denetim- den uzaklaşan biryapıya "ekonomi", bunca fa- kir bir devlete "baba" demiyor muyuz, tam bir şenlik. • • • Söz konusu yazıyla bu haberi birlikte düşü- nünce, kendi adıma, aslında ekonomizmi mi sorgulamalıyız, yoksa bize özgü bir "şaşı" eko- nomizmden mi söz etmeliyiz diye düşündüm. Örneğin Türkiye'de ekonominin güya baş tacı edilmesi, piyasanın el üstünde tutulmasına kar- şın ortaya çıkan hastalıklı yapıyı nereye koya- hm? Bu ekonomideki spekülatif kazançlar, çabuk ve kolay para peşinde koşmalar, mafyavari alış- kanlıklar; vergiden, denetimden kaçma eğilim- leri, bizim gibi toplumlann genel hastalıklan mı, yoksa bizim gibi toplumlarda piyasanın hasta- lıklan mı? Ikisi arasında birfark yok demeyin; çün- kü hastalığı, çok şışen karacığer yerine sinir sis- teminde aramaya benziyor bu durum. Şimdılik biz Türkiye'de daha çok devletle uğraştığımız için ülkemizdeki piyasanın asaletine pek do- kunmuyoruz. Hatta çete, mafya hikâyeierinin bir ucunda siyaset ve siyasetçi görünse de, kı- yıda köşede kalan küçük öykülerdışında iş dün- yasının bu mafyalaşan piyasa ile piyasalasan top- lumdaki rolüne önem verdiğimiz söylenemez. • • • Kısacası bir toplumsal sistem içinde ekono- mik yapıyı çok önemsemek indirgemeci bir yak- laşım olabılir; ancak bızde görüldüğü kadany- la, salt ekonomizm değil fakat kötü bir ekono- mizm vahim bir şekilde hayatımızı etkiliyor. Bir yandan üretim ve yatınmdan çok paraya tapan, insanlardan adeta ekonomik çıkarian- nın, üstelik kısa vadeli ekonomik çıkarlarının ötesindeki özelliklerini unutmasını isteyen, on- lan yeteneklerinden çok "iş bilır" özellikleriyle bir yerlere getiren, disipline pek gelmeyen göste- rişçı bır ekonomi, öte yandan kaçınılmaz olarak çıkarcı olan ve olması istenen, bu piyasada var olma baskısı altında yaşayan insanlar. Hatta bu- nu "vicdanlan ile cüzdanlan arasında sıkışmak" gibi oldukça veciz ve acı biçimde bize hatıria- tanlar var, ama pek duyduğumuz söylenemez. • • • Açıkçası bu toplumun ister istemez "para ka- zan da nasıl kazanırsan kazan" düşüncesine uzandığımızı bilmezlikten gelme oyunu oynuyo- ruz. Oysa bu koşullar altında bu felsefeyi en iyi yorumlayan ve bundan şahikalar yaratan "kara para" dünyasına bir bakmak ve paranın, baba- lann hükmünün nerelere kadar yayıldığını gör- mek bile bizim toplumun ekonomizmi nasıl an- ladığını gösterrneye yeter de artar bile. Anlaşılan, bizim gibi kaynaklan kısıtlı bireko- nomide piyasa ekonomisinin öngördüğü "eko- nomik insan" türünün eti kemiği başka türlü dolmuyor. Biz de bunu açıkça kabul etmekten- se, örtülü biçimde kabul etmeyi yeğliyoruz. • • • Bu nedenle mafyalaşan piyasa, kayrtsız eko- nomi, vergisiz sektörler gibi hastalıklar bizim gi- bi toplumlara özgü hastalıklar değil, bizim gibi toplumlarda piyasanın hastalıklan. Bunun çok daha etkili bir örneğini, son yıllarda dağılan Do- ğu Bloku ülkeleri yaşıyorlar şimdi. Tıpkı geç- mişte Batı topiumlannda olduğu gibi bizim gibi ülkeler de piyasanın canlanması için onu kanla canla beslemek zorunda, bunun için de piya- sanın gerçekten işlemesinden çok işlermiş gi- bi görünmesine ihtiyaç var. Tüm dünyada bir kurumlaşmış piyasa ile bir de kurumlarveyasalardışında işleyen olmak üze- re iki tür piyasa işliyor. Ikisi de piyasa. Birincisi- ne gücü yetmeyen ikincisinde yer alıyor, ancak piyasaya işlerlik kazandıran temel görüşler ay- nı. Para kazan, ayakta kal ve büyü; yalnızca ku- rumlaşmış piyasa bunu kendisinin ve toplumun selameti için zapturapt altına alma becerisini göstermiş. Şırndi bu dizginlenmiş piyasalar bile dizgınlerını koparma peşinde ya, o da ayn bir konu. • • • Türkiye'de piyasanın büyük böJümü iştebu ikin- ci lıgde oynuyor, piyasanın genel olarak devlet karşısında daha özgürlükçü davranamaması da bundan; ozgiJr iüğe d e ğj| D u o v u n a ihtiyaçlan var. Bu kadar^ v e r gj aig^jier,D j r devlete bir de kafa mı tutac^|ard|djye de düşünebilirsiniz. Kısacası sryasaj görüşlerin ve ideolojilerin ekonornıye Vşrdikleri birincil önem nedeniyle ^benımsedıkten indirgemeci yaklaştmdan şikâyet _etsek de, as, mustartp olduğumuz konu bir ÇJ k ^ n n senimsediği ekonomik^ | oenimsediği ekonomik anlayışfa gerçektetoplj r n u n ekonomisini saboteeden bir noktaya vamagKJır. B L J n / ^ eı ?î* derdimiz ekonomiyi fazla önem- semış olmaktân ço^ hastalıklı biryapıyı ekonomi ^'.y® y e " e n emizden kaynaklanıyor diye duşunuyorun ^ j ^ ^^31,^3 dengeyi kuracak olan da şıyast^a m a ı o n u n d a Türkiye'deki hal- ' P ı f me \ br yana, pabucunun dama atılması çabası da epeyce v o j a|m,ş görünmmekte.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle