21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 MAYIS 2000 PAZAR 8 HABERLEREV DEVAMI GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Oysa, 10. cumhurbaşkanının seçimındeki sade- lik, özlemini çektiğimiz Batı demokrasilerinin beili başlı özelliği. Oysa bu sadelik; 7 yıl sonraki cumhurbaşkanı se- çiminin kural dişı zoriamalaria gerçekleşmeyeceği- ni müjdeliyor. 5 Mayıs, olağandışı kişilik arayışlanna bir nokta ko- yuyor. Içimizden birinin; sade, düzgün, şaibesiz bir kim- liğın Çankaya'da hizmet vermesinin önündeki engel- lerı yıkıyor. Yeni Cumhurbaşkanı'na eleştiri yönettmeye haar- lananlar "iktidar partilerinin oylanyla seçildiğini" ir- deleyen vyrgulamalar yapıyorfar. Turgut Özal, muhalefetin katılmadığı bir oturum- da ANAP grubunun oylanyla seçilmedi mi? Demi- rel, partisi DYP'ye hükümet ortağı SHP'nin katılımıy- la Çankaya'ya çıkmadı mı? Hâlâ geçerliliğini koruyan soru şu: FP, Cumhur- başkanı Sezer'in seçim tutanağını aldıktan sonraki konuşmasını acaba sindirebildi mi? Akit, düş kınklığına uğramış; "Değişenbirşeyyok. Dün verdiği ilk demeçte 'laiklik' ve 'din'e vurgular yaparak süregelen konsepte uygun sözler sarfetti" diye yazıyor. FP'ye yakınlığryia tanınan Milli Gazete ise, daha sakınır davranıyor: "Sözleri senet olsun." Sezer'in hangi sözleri? Örneğin sadece insan hak- lan konusunda atması beklenen adımlar mı? Yoksa, FP'nin üzerinde durmak bile istemediği, ör- neğin "Cumhuriyetle özdeşleşmiş olan demokrasi- nin 'olmazsa olmaz' koşulu olan laiklik ilkesinin ko- runmasıyla ilgili sözleri mi?" FP daha bugünden Cumhurbaşkanı Sezer'in "de- mokrasi-laiklik-hukuk-tasarruf" olarak özetlenecek dört ana öğeli konuşmasından yanlızca hukukla il- gilı vurgulamalan benimsemış görünüyor. Anlaşılan FP; hâlâ bıraktığımız yerde. Bu tutumuy- la siyasal açıdan kimi olanaklan, başta iktidar olma- yı yitiriyor. Görünen köy Ahmet Necdet Sezer'in kısa, ama ülkenin temel sorunlanna dikkatle değinen konuşması, bir bakıma portresinin kimi yönlerinı özlü biçimde yansrtıyor. Ömeğin "kamu harcamalan kısılmalı" diyor. Bu ifa- de ıle yeni Cumhurbaşkanı'nın bir süredir yazılan özel ve resmi yaşamındaki davranışlar örtüşüyor. Kimi yayın organlannda Sezer'in yaşamı didik di- dik edilirken özellikle "tasarrufa riayet" önplanda yer aldı. Bu titizliği Köşk'te de sürdüreceğine ilişkin yazı- lan yoğun haberlen Köşk'tekı personel sayısının ve harcamalann azalacağına ışaret ediyor. Pek çoğunun hangi yararlı hizmeti verdiği bilinme- yen 26 danışmana gerek olmadığı dikkate alınırsa; Köşk'teki personel sayısının gerekli öiçülerde tır- panlanması olasılığı kendiliğinden çıkıyor. Melih Aşık'ın Açık Pencere sütununda çıkan kı- sa bir öykü Köşk'te ve böylece devlette sadeliğe ilk adımın atılacağı umudunu uyandınyor. Türkiye Barolar Birlığı Başkanı Eralp Özgen an- latmış: "Tedavi için Hacettepe Ünıversıtesi Dişçilik Fakültesi'ne gitmiştim. Koridorda ılerierken bir de baktım Anayasa Mahkemesi Başkanı Sezer eşiyle birlikte bir bankta oturuyor. Orada bulunma sebe- bini sordum. Eşinin diş tedavisi için gelmiş; sıranın kendisine gelmesini bekliyormuş." llgilileri uyarmış özgen; Sezer"i zar zor "ikna edip eşini tedaviye almışlar". 1950'de cumhurbaşkanı seçilen Celal Bayar; makam arabasına önünde arkasında gürültüyte "re- fakat eden" polis motorlannı kaldırdı. Sevindik. Birtarihte Isviçre'de cumhurbaşkanlannın, başba- kanlann görevlerine bisikletle gittiği haberledni im- renerek okuduk. Sonra? özal'la başlayan dönemlerde özel uçak, helikopteıier gündelik kullanılır oldu. Köşk'te binler- ce kişilik kabuller düzenlendi. Personel sayısı tava- na vurdu. Karadan gezilerde sayısız araba, am- bulans yollan kapadı. Vs, vs... Halk sadeliğe hasret! r Suikastta ipucu• Baştarafı 1. Sayfada gönderilmesi bekleniyor. Üst düzey bir istihbarat yetki- lisi, operasyonu "Önemli ipuçla- n var. tran bağlannsı çok güçlü. 1-2 gün içiode açıklama yapılabi- kcek noktaya getinir. Örgüt Hiz- bullah'tan kopmuş görünüyor. Bir kişinin itirâûyla derinkştirü- dL tpuçlan çokönemlL Ancak so- nucavanldı değerlendirmesi yap- mak erken"dıye değerlendirdi. Saldırının elebaşı olan "ülkü- cü kökenli" Yusuf Karakuş'un tran'da eğitim gördüğü, Iranlı ajanlarla birlikte Türkiye'ye giriş yaptıgı belirlendi. Suikastta kullanılan C-4 patla- yıcıyı da Karakuş'un hazırladıgı, patlamanın gerçekleştiği 24 O- cak 1993 tarihinden birkaç gün önce Iranlı ajanlarla Karlı So- kak'a giderek bombayı Uğur Mumcu'nun aracına yerleştirdiği iddia edildi. Şeriatçı grubun 1990 yılında katledılen Prof. Bahriye Üçok ve Prof. Muammer Aksoy cinayetleriyle de ilişkisi olduğu öne sürüldü. Terörle Mücadele Şubesi'nde dün akşam saatlerinde bilgi alan Istanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir çıkışta gazetecilere açıklama yapmazken, Terörden Sorumlu Emniyet Müdür Yar- dımcısı Atilla Çınar da operas- yonla ilgili sorulan yanıtsız bı- raktı. Haberiere kısrtlama Içişleri Bakanı Sadettin Tan- tan, "Haberiere savcılar kısıtia- ma getiriyor. Nedeşince açıklaya- cağız. Yannı (bugün) bekleyin" dedı. Istanbul 6 No'lu DGM, Istan- bul'da süren Uğur Mumcu su- ikastı ile ilgili soruşturmaya dün akşam saat 19.00 sıralannda "ya- yın yasağT koydu. Gözaltma alınanlardan Abdül- mecit Çelik ile Yusuf Karakuş'un bombanın yerleştirilmesi dahıl suıkastın füm aşamalannda aktıf olarak rol aldıklannı söyledikle- ri belırtildı. Çelık ve Karakuş'un geçmişte "ülkücü kökenli" ol- duklan, daha sonra şeriatçı örgüt- lere yöneldikleri vurgulandı. Ka- rakuş, 1997 Aralık ayında Hiz- bullah'a yönelik düzenlenen ope- rasyonlarda gözaltına alınmıştı. Siyasiler temkinli Gözaltındakilerin sorgulandı- ğı Istanbul Emniyet Müdürlü- ğü'nün yüriittüğü soruşturma sı- rasında gizlilik korunmaya çalı- şılırken, olayla ilgili ilk bilgiler siyasi kaynaklarca sızdırıldı. Cumhurbaşkanı Sükyman Demi- rd, Girne'de gazetecilerin sorula- n üzerine, "Bu haber teyit ediür- sebençokmemnunolurunr dıye konuştu. ANAP Genel Başkanı Mesut Yıbnaz da ilk haberlerin televiz- yonlardan verilmesinin hemen ardından Yalova'da gazetecilerin sorulan üzerine "Evet, şüpheli şahıslar yakalandı. Soruştur- malan devam ediyor. Yann (bugün) Içişleri Bakanı açık- layacaknr" açıklamasını yaptı. 'Soruşturma sürüyor' Yılmaz, "Katil mi, katiller mi" sorusu üzenne, "6 kişi gözaltma alındL Soruşrurmalar devam ediyor, yann (bugün) açıklığa kavuşmuş olur* dıye konuştu. Aynı saatte Tarsus'ta gazeteci- lerin sorulanyla karşılaşan Baş- bakan Yardımcısı Devlet Bahçeli ise "Eğer haber doğruysa hayır- h bir adımdır" demekle yetindi. Devlet Bakanı Hasan GemicL "Ulkemizde bütün insanlann beklentisi olan ve çözülmesi arzu edilen Uğur Mumcu cinayetinin katilinin yakalanması, insanlann beyinlerini ve gönüllerini rahat- iatacak çok önemli bir gelişme olacaknr" diye konuştu. Hazine, DPT ve Enerji BaKanlığı ile enerji politikalarını görüştüler Yasa taslağı bile Dünya Bankası'ndan EkonomiServisi- Dünya Ban- kası, enerji alanında piyasa me- kanizmasının kurulmasına yö- nelik öngördüğü modelin aynn- hlannı içeren bir yasa taslağını Enerji Bakanlığı'na sundu. Enerji Bakanlığı yetkililenn- den aluıan bilgiye göre, bir süre- dir Hazine, Devlet Planlama Teş- kilatı (DPT) ve Enerji Bakanlığı yetkilileri ile görüşen Dünya Bankası'nın, enerji alanında ön- gördüğü düzenlemeleri içeren bir yasa taslağını günde- me getirdi. Yoğun geçen görüş- melerde, enerji alanında serbest piyasa mekaniz- masına zaman yitirilmeden geçilmesini isteyen Dünya Ban- kası'nın hazırladıgı yasa taslağı ile Enerji Bakanlığı tarafından hazırlanan yasa taslağının masa- ya yatınldıgı kaydedildı. Konu ıle ilgili gehşmeleri de- ğerlendiren Elektrik Mühendis- leri Odası (EMO) Avukatı Gökhan Candoğan, tasa- nnın yasalaşması sonucu sektörün bütünüyle özel şirketlerin tekeline bırakıl- mış olacağını söyledi. "Elektrik iletim vedağrtımı ka- mu hizmeti olnıaktan artık çıkı- yor. Getişmiş ülkelerde özellikle enerji sektöründe kamu mutlaka işin bir yerinde. Ya hizmet ala- nında ya denetim alanında ağır- hğını korur. Türkiye'de ise yasa taslağı bile kredi uğruna Dünya Bankası tarafından şekillendiri- üyor" dıyen Candoğan, oluş- turulması planlanan Enerji Üst Kurulu'nun yetkilerini etkin kul- lanacağına inanmadığını belirt- ti. Candoğan, Dünya Ban- kası'nın yap-işlet-devret pro- jelerine bile sıcak bakmadığını, yap-işlet modelinin Türkiye'de benimsenmesi için yoğun uğraş verdiğinı kaydetti. Dev Maden-Sen, uygulamaların sektöre darbe vurduğunu belirtti 'Ozelleştirmeyatınmsıdığa yol açtı y ANKARA (Cumhurryet Bürosu) -Dev Maden-Sen 13. Olağan Genel Kurul Çalışma Raporu, ozelleştir- me uygulamalannm madencilik sektörüne vurduğu darbeyi ortaya koydu. Madencilik sektörünün ya- tınmlar içindeki payının yüzde 2'nin altına düştüğü belirtilen ra- porda, "tthalaon ihracaan yaklasık Ud kaü ohnası, madencilik sektörü- nün içhıde bulunduğu durumu bü- tün açıkhgı ile ortaya koymaktadu-" denildi. 1985'te çıkanlan 3213 sayılı Ma- den Yasası'nuı, dünyada güçlenen neoliberal, özelleştirmeci politika- lann etkisiyle arama çalışmalanna ruhsat sınırlaması getirdiği anımsa- tılan raporda, uygulamanın arama çalışmalannı azaltığı belırtılerek "MTA, eli kolu bağlanarak işlevsiz- leştirilmiştir" uyansında bulunul- du. Dev Maden-Sen sektörün sorun- lanyla ilgili olarak özetle şu konu- lara dikkat çekti: • Arama çalışmalan kârlı çalışma alanı değildir. Büyük sermaye ge- rektirir ve yüksek riskler taşır. Ara- ma çalışmalannı bir altyapı çalış- ması olarak değerlendırmek ve bü- yük ölçüde devlet, yani MTA tara- fından yürütmek bir zorunluluktur. • MTA'nın işlevinin sınırlanma- sı, bütçenin ancak personel giderle- rini karşılayacak ve yatınm yapa- mayacak bir biçimde oluşturulma- sı, madenciliğimizı bu alanda son derece olumsuz etkilemiştir. • Ozelleştirme uygulamalan so- nucu, madencilik sektörünün GSMH içindeki payı yüzde 1.5'e düşmüştür. Bu yaklaşımın en açık kanıtı yedinci 5 yılhk kalkınma pla- nında madencilik sektörüne bir pa- ragraf dahi yer aynlmamasıdır. • Madencilik sektöründe yaşa- nan sorunlann temelinde tercih edi- len neoliberal politikalar ve onun en önemli uygulama aracı olan özelleştirmeler bulunmaktadır. Ger- çek amaç, uluslararası sermayenin azalan kâr oranlanna çözüm bul- maktır. Sayısal Loto 6'yı bir kişi bildi ANKARA (AA) -Milli Piyango Idaresi'nin dü- zenlediği Sayısal Lo- to'nun bu haftaki çekilişi yapıldı. Kazanan numa- ralar4,6,15,21,42ve45 olarak belirlendi. 182'nci hafta çekilişin- de,6bilenlkişi,405mi|- yar 210 milyon 910 bin li- ra kazandı. Çekilişte, 5 bi- len 427 kişi, 885 milyon 950'şerbin lira; 4bilen 27 bin 770 kişi, 6 milyon 820'şer bin lira; 3 bilen 514 bin 4 kişi de 735'er bin lira ikramiye kazandı. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada ye bakmaktan. bir de görev süresi nasıl uzar so- rusuna yanrt aramaktan, arkasına bakmaya za- man bulamadı. 7 yıl boyunca "Tüm Türkiye'nin Cumhurbaşka- nıyım" deyip, toplumun her kesimiyle görüştü. Gö- rüştüğü meslek gruplannın ya da toplumsal örgüt- lerin "başı" oldu. Seğmenler ziyaretine geldi, baş seğmen oldu... Izciler ziyaretine geldi, izci başı oldu... Itfaiyeciler ziyaretine geldi, baş itfaiyeci oldu... Madenciler ziyaretine geldi, baş mühendis ol- du... Yanılmıyorsam, birtek baş hemşire olmadı. Eh, baş hemşehrilik de onun yerini tutar. Ancak son ziyaretlerde durum değişmiş görünü- yor. Demirel daha koltuğu devretmeden "cumhur- başkanlığı" cilasını kazımaya başladı. Cila kazının- ca da altından 1993 öncesinde tanıdığımız Demi- rel çıkıyor. Medyanın Veda"ziyaretleri diye yorumladığı bu kabullerde vedanın "v"sı düşüyor ve zıyaretçılerle Demirel arasında "edalaşma" başlıyor. Demirel, santranççılan kabul ediyor. Aklındafık- rinde Meciis'ten dönen 5+5... Satranç dilinden ko- nuşuyor: "Dört hamle sonrastnı görmek lazım. Mat olup çıkmak kolay, asıl olan mat edip çıkmaktır..." Trafikçileri kabul ediyor. Bu kez eline direksiyo- nu alıyor: "Arabayı iyisürmeklazım. Yoksa kaza yaparsın!" Anlaşılan yakında itfaiyecileri kabul edecek: "Hortumu iyi tutmak lazım. Aleve doğnı tuta- mazsan sen ıslanırsın. Ortalık yangın yerine döner, âJem sana gülerf" Zabrtalan kabul edecek: "Kuralı koydunuz mu uygulayacaksınız. Tabii günün koşullanna göre değiştirmek de gerekir, o zaman dikkatli olacaksınız!" Noterleri kabul edecek: "Her önünüze gelenı onaylamayın. Yoksa mü- hürelden gider!" Gidiş böyle görünüyor, ama biz olana bakalım. Demirel, IzmirTicaret Odası yöneticilerini kabulün- de şöyle dedi: "Yeniden tarafsızlık hüviyetimden sıynlıyorum. Hiç olmazsa tarafsızlık hüviyeti içinde kalıp kendi- mi savunamaz durumdan kurtuluyorum. Ortaya konup önüne gelenin beni taşladığı bir vakıadır. Kendimi savunma ihtiyacı doğarsa onu yapaca- ğım." Bu değerlendirmenin iki ana fikri var 1 - Bugüne kadar bana yönelik saldınlara taraf- sız kimliğim nedeniyle yanıt veremedim. 2- Bundan sonra vereceğim. Görürsünüz neler yapacağım! Madalyonun öteki yüzü Başta vurguladığımız gibi, inişinin kesinleşme- sinden sonraki Demirel artık farklı bir kişi. "Birbi- len'den öte, "bir bilenen" havasında. Demirel'e yönelik kimi eleştirilerin olduğu doğ- ru. Ancak, görev süresinin uzamasını isteyenlerie eleştiren kesim karşılaştınldığında, hangisi öne çı- kar? Değerlendirmeyi kamuoyuna bırakalım. Demirel'in sözlerinden, eleştirileri "taşlama" ola- rak algıladığı da anlaşılıyor. Sanıyoruz bu konuyu tartarken terazinin salt bir kefesiyle ilgilenıyor. Soralım: - Başbakanlık koltuğu mu daha çok eleştiri he- defıdir, cumhurbaşkanlığı koltuğu mu? Elbette birincisı. Çünkü bizde cumhurbaşkanı sorumsuz yetkili. Demirel de görev süresini daha çok "durum saptamalanyla" geçirdi. Enflasyon yüksektir, indirilmelidir, demek kolay. Ama olay, onu indirmek! Sözün kısası Demirel, oturduğu koltuğun sağla- dığı kalkanı görmezden geliyor! Aşağı indiğinde tarafsızlık iplerinden kurtulacak, ama dokunulmazlık zırhı da olmayacak. Hesabını soracaksa sorsun, ama biz sözümüzü esirgemeyelim: 17 Mayıs sonrası hesaplannda Demirel'in yal- palamakta olduğunu görüyoruz! KEK görüşmeleri başlıyor Suriye ile ilişkileri sıcaklaştırma süreci ANKARA (AA) - P- KK'ye yönelik destekle- yici ve koruyucu tavırla- n nedeniyle uzun süredir "askıda" olan Suriye ile resmi görüşmeler, Dev- let Bakanı RecepOnal'ın ziyaretiyle yeni bir döne- me girecek. Devlet Ba- kanı Önal, 12 yıl aradan sonra gerçekleştirilecek olan Türkiye-Suriye Karma Ekonomik Ko- misyon (KEK) görüşme- leri için, beraberinde 100'den fazla işadamıyla birlikte bugün Şam'a gı- diyor. Önal'ın, 11 Mayıs'a kadar sürecek resmi te- maslan sırasında, ıki ül- ke arasında resmi görüş- melerin kısıtlı olduğu dönemlerde bile Türk ta- rafi ile iyi ilişkiler içinde bulunan dönemin Halep Valisi, Başbakan Mo- hammad Mustafa Miro tarafından kabul edilece- ği programlandı. Uzmanlar, Miro'nın, Halep Valisi iken, Türki- ye"deki bazı ticaret ve sa- nayi odalan başkanlan ile oldukça iyi ilişkiler kurduğunu hatırlatarak, —Uişkilerin sıcaklaştınl- —mas» süreci açısından ^aemli olduğunu vuıgu- luyorlar. al aynca, Suriye Maliye, Doğal Kaynak- lar, Petrol, Elektrik ve Tanm bakanlannı da zi- yaret edecek. Verilen bilgiye göre zi- yaret sırasında taraflar arasında daha önce mü- zakere edilen yatınmla- nn karşılıklı teşvik edil- mesi ve korunması an- laşması ile gümrüklerde işbirliği anlaşmasının imzalanması bekleniyor. Gümrük işbirliği anlaş- masının, Suriye'ye ve Körfez ülkelerine ihracat açısından önem taşıdığı vurgulandı. tki ülke ara- sında çifte vergilendir- menin önlenmesi konu- sunda başlatılan görüş- melerin ikinci turunun da bu yıl haziranda Anka- ra'da yapılacağını belir- ten yetkıliler, görüşme- lerde bu anlaşma konu- sunda iyi dileklerin ileti- leceğim kaydetti. Türkiye ile Suriye ara- sındaki ticaretin boyutu, büyük oranda petrole da- yalı olarak gelişiyor. Pet- rol alım miktarına göre ticaret hacmi azalıyor ve- ya artıyor. İki ülkenin tüketün alışkanlıklan ve damak zevkleri arasında önemli benzerlikler bulunduğu- na dikkat çeken yetkili- ler, özellikle gıda ve di- ğer tüketim mah ürünle- ri ıhracatındaki bu potan- -siyelifl f si açısından,rresauheye— tin beraberinde götürü- len 100'den fazla işada- mının temaslannın ve Şam'da TÜYAP tarafın- dan açılacak "Türk Ih- raç Ürünleri'' fuannın büyük yaran olacağını vurguladılar. Irtemçelik istifa etti CHP'ti VPttrlpr dp '1 fidan'i Unutmndl l^gmÇ^nareketinin,6MayBİ972'de>- ^riT U gençier Ue JJUUin lUnUUnUUl damedflcngençlikönderleriDeııizGezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin tnan, CHP Bahçeüevler Gençlik Kolu tarafindan şiir ve müzik dinletisiyle anıku. tlçe bi- nasında yapüan etkinlikte. Gezmiş. Aslan ve İnan'ın tanı bağımsız ve demokratik Türkiye inancıyla, hukuku sa- vunduklan belirtüerek "Amacumz, dönemin yönetimi tarafindan hukuk dışı bulunan gençlerin, toplumun gö- zünde suçlu görünmesini kmamak ve günümüzde de benzer durumlarm yaşamüğını anımsatnıaktır" denildi Gezmiş, Aslan ve Inan anüdı I Baştarafı 1. Sayfada knk, "3 fidanın" idam sehpasına giderken bile inançlanndan, dünya görüşlerinden en küçük ödün ver- mediklerini vurguladı. Saat 17.00'deÇankayaBelediye- si Dikmen Semt Sahası'nda gerçek- leştirilmesi tasarlanan etkinlik ise Ankara Valiliği'nin Çankaya Bele- 'ne "özel kurye" ile gönder- diği talimat üzerinejptoLedildL Ankara'daki tören saat 12.30'da Gezmiş, Aslan ve İnan'ın yattığı Karşıyaka Mezarhğı'nda başladı. Törene, CHP, DBP, EMEP, ÎP, ÖDP, SlP, AST. Aydos Vakfı, Corum- Der, DlSK Ankara Temsilciliği, 68'liler Birliği Vakfı, Hacı Bektaş Veli Kültür Derneğı, Halkevleri, tnsan Haklan Derneğı. Pır Sultan Abdal Kültür Demeği, TMMOB, Toplumsal Araştırmalar Vakfı ve Tuncelililer Derneği'nin temsilci- lerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı. Çankın Cezaevı'nde tutuk- lu bulunan Eşber YağmurdereK de törene çelenk gönderdi. Çelenk, Deniz Gezmiş'in mezan başında yapUğı konuşmada, 3 yurtsever ve devrtmci genç msaruHİdan«ehpa- sına "bfa- şenfiğe gider gibi, ölüme hoş geldin, sefa gekün der gİbi" yü- rüdüğünü anlattı. 68 gençlıği liderlerinden Alpas- lan Ozdoğan da ölümünün 28. yıl- dönümünde Izmir'in Buca tlçe- si'nde mezan başında anıldı. 68'li- ler Birliği Vakfı tzmir Temsilcisi Tuna Akmcılar, anma töreninde yaptığı konuşmada, "68'lilerin sa- vunduğu ilkelerin, aradan geçen zamana karşın günümüzde sıcak- hğım koruduğu ortadadır. 68'Her, o zaman da hakhydı şimdi de hak- hdır" dedı. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin tnan'ın kendilerini ülke- mizın bağımsızlığına ârmağan et- tıklennı vurgulayan Akıncılar söz- sürdfifdü;--Bugfin yi- nc 68 devrim şehitlerini anıyoraz. Ve bugün yine haykınyoruz; em- peryaüzm ülkemizden kovulma- dan, işbüükçjleri siyaset ve ekono- miden tasfıye edflmeden ve feoda- litetemsilcisi şeriatçüar tarihin çöp sepetine atılmadan, susmayacağa. Yaşasın tam bağımsız ve gerçekten demokratik Tiirkhe." • Baştarafı 1. Sayfada tiği hükümette görevimi sürdürmem benim ölçü- lerime göre siyasi ahlak yönünden örtülemez bir çelişki ve Saym Başba- kan'a karşı nezaketsizfik olur; öz saygun üzerinde de taşunaya ahşamayaca- ğım bir > ük oluştururdu/' Irtemçelik, bır ay önce ilettığı istifa dilekçesinin açıklanmasını, iç siyaset gündemi açısından genel başkanına bıraktığını bil- dirdi. Irtemçelik, "Cum- hurbaşkanlığı seçiminin sonuçlannuş ounasıyla bir- likte 57. hükümetin görev döneminde yeni bir evreye girilirken isnTamın geçerii- Bkkazanmasmıngeciktiril- mesiiçin arnkherhangi bir neden kalmadığma inaıu- yonun" dedi. Irtemçelik'in istifası ANAP'ta "beklenen birge- Hşme" olarak değerlendi- nldı. ANAP liden Yılmaz sorular üzerine, "Sayın Ir- temçelik istifasını 15 gün önce bana vernuşti. Fakat cumhurbaşkanı seçimi so- nuçlanmadan bunun işle- me konulmasuun sakınca- h olacağını kendisine söyk- dim. Şimdi cumhurbaşka- nı seçimi sonuçjandığı için bunun işleme konulmasını istedL Bu bir nöbet degişk ANAP kurmaylan, Ir- temçelik'in, Helsinki zir- vesi sonrasında AB bakan- lığı konusundaki isteminin Başbakan Ecevit'ten dön- mesinden sonra "muhaiJT birtavır içine girdiğine işa- ret ettiler. Anayasa deği- şikliğini de desteklemeyen Irtemçelik'in kııgınhğmın Ecevit'ten çok, kendisine sahip çıkmayan ANAP Genel Başkanı Yılmaz'a olduğu kulislerde dile ge- tiriliyor. ANAP kurmayla- n, trtemçelik'in istifasının Yılmaz'ı rahatlattığını di- le getirirken bu bakanlığa atama yapılması için "ace- le edilmeyeceğini'' vurgu- ladılar "Meclis soruştur- nuuanndan aklanma" ko- şuluyla hükümete girece- ğinin işaretini veren Yıl- maz'ın, trtemçelik'in yeri- ne başbakan yardımcısı ve devlet bakanı olarak kabi- neye girebileceği belirtil- di. Yılmaz hakkındaki so-_ ruşturma komisyonlannın görev süresı en geç 18 Ha- ziran'da dolmuş olacak. Bu takvıme göre kabine deği- şikliğinin de haziran sonu- nu bulacağına dikkat çeki- liyor. Istifanınperde arkası ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu)-ANAP'h Devlet Bakanı Mehmet An" Irtemçelik'in ıstıfa- sının temel nedenini, Avrupa Birliği'ne (AB) adaylık sürecinde AB Bakanlığı'nuı kurul- ması önerisinin redde- dilmesi ve kendısine et- kin bir görev venlme- mesi oluşturuyor. Dışişleri Bakanlı- ğı'nda müsteşar yar- ^fimcısı olarak çahşır- ken asker arkadaşı ANAP lideri Mesut Ydmaz'ınönensiyle 18 Nisan seçimlerme kaü- larak TBMM'ye giren Irtemçelik, Helsinki zirvesi öncesinde 57. -hükümette "ABvein- uaklaruıüm so- rumhı sıfaüyla görev aldı. lr- temçelik, Türbye'nin AB adaylığını kazandı- ğı zirvede Etnit ve Cem ile "aüe fuoğran- mi" giren ilk Tîrk yet- kililerinden bir oldu. Irtemçelik ile Dışiş- leri Bakanı tsmail Cem arasında yaşanan ilk çekişme, AB'nin Türkiye'nin adaylığı ile ilgili ifadelerin yorum- lanmasmda yaşandı. Cem ve Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel. Kıb- ns ve Ege ile ilgili ifa- delerin Türkiye'nin po- litikalanna ters olduğu- nu ve ileride sorun ya- şanabileceğini belirtir- ken Irtemçelik aksini savundu. Irtemçelik- Cem çekişmesinin ikinci nedeni, AB adaylığı sürecinde ge- rekli yapılanmanın na- sd olacağı yönünde ge- lişti. Cem, AB ile iliş- kilerin idare ve koordi- nasyonunun Dışîşle^ ri'nde kalmasını ister- ken Irtemçelik, "AB Rakanhğı" kurulmast-^ nı önerdi. Irtemçelik, görüşlerini içeren bir raporu hükümete sun- du ancak olumlu yanrt" alamadı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle