Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 MAYIS 2000 PAZAR
8 HABERLEREV DEVAMI
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Oysa, 10. cumhurbaşkanının seçimındeki sade-
lik, özlemini çektiğimiz Batı demokrasilerinin beili
başlı özelliği.
Oysa bu sadelik; 7 yıl sonraki cumhurbaşkanı se-
çiminin kural dişı zoriamalaria gerçekleşmeyeceği-
ni müjdeliyor.
5 Mayıs, olağandışı kişilik arayışlanna bir nokta ko-
yuyor.
Içimizden birinin; sade, düzgün, şaibesiz bir kim-
liğın Çankaya'da hizmet vermesinin önündeki engel-
lerı yıkıyor.
Yeni Cumhurbaşkanı'na eleştiri yönettmeye haar-
lananlar "iktidar partilerinin oylanyla seçildiğini" ir-
deleyen vyrgulamalar yapıyorfar.
Turgut Özal, muhalefetin katılmadığı bir oturum-
da ANAP grubunun oylanyla seçilmedi mi? Demi-
rel, partisi DYP'ye hükümet ortağı SHP'nin katılımıy-
la Çankaya'ya çıkmadı mı?
Hâlâ geçerliliğini koruyan soru şu: FP, Cumhur-
başkanı Sezer'in seçim tutanağını aldıktan sonraki
konuşmasını acaba sindirebildi mi?
Akit, düş kınklığına uğramış; "Değişenbirşeyyok.
Dün verdiği ilk demeçte 'laiklik' ve 'din'e vurgular
yaparak süregelen konsepte uygun sözler sarfetti"
diye yazıyor.
FP'ye yakınlığryia tanınan Milli Gazete ise, daha
sakınır davranıyor: "Sözleri senet olsun."
Sezer'in hangi sözleri? Örneğin sadece insan hak-
lan konusunda atması beklenen adımlar mı?
Yoksa, FP'nin üzerinde durmak bile istemediği, ör-
neğin "Cumhuriyetle özdeşleşmiş olan demokrasi-
nin 'olmazsa olmaz' koşulu olan laiklik ilkesinin ko-
runmasıyla ilgili sözleri mi?"
FP daha bugünden Cumhurbaşkanı Sezer'in "de-
mokrasi-laiklik-hukuk-tasarruf" olarak özetlenecek
dört ana öğeli konuşmasından yanlızca hukukla il-
gilı vurgulamalan benimsemış görünüyor.
Anlaşılan FP; hâlâ bıraktığımız yerde. Bu tutumuy-
la siyasal açıdan kimi olanaklan, başta iktidar olma-
yı yitiriyor.
Görünen köy
Ahmet Necdet Sezer'in kısa, ama ülkenin temel
sorunlanna dikkatle değinen konuşması, bir bakıma
portresinin kimi yönlerinı özlü biçimde yansrtıyor.
Ömeğin "kamu harcamalan kısılmalı" diyor. Bu ifa-
de ıle yeni Cumhurbaşkanı'nın bir süredir yazılan
özel ve resmi yaşamındaki davranışlar örtüşüyor.
Kimi yayın organlannda Sezer'in yaşamı didik di-
dik edilirken özellikle "tasarrufa riayet" önplanda
yer aldı.
Bu titizliği Köşk'te de sürdüreceğine ilişkin yazı-
lan yoğun haberlen Köşk'tekı personel sayısının ve
harcamalann azalacağına ışaret ediyor.
Pek çoğunun hangi yararlı hizmeti verdiği bilinme-
yen 26 danışmana gerek olmadığı dikkate alınırsa;
Köşk'teki personel sayısının gerekli öiçülerde tır-
panlanması olasılığı kendiliğinden çıkıyor.
Melih Aşık'ın Açık Pencere sütununda çıkan kı-
sa bir öykü Köşk'te ve böylece devlette sadeliğe ilk
adımın atılacağı umudunu uyandınyor.
Türkiye Barolar Birlığı Başkanı Eralp Özgen an-
latmış: "Tedavi için Hacettepe Ünıversıtesi Dişçilik
Fakültesi'ne gitmiştim. Koridorda ılerierken bir de
baktım Anayasa Mahkemesi Başkanı Sezer eşiyle
birlikte bir bankta oturuyor. Orada bulunma sebe-
bini sordum. Eşinin diş tedavisi için gelmiş; sıranın
kendisine gelmesini bekliyormuş."
llgilileri uyarmış özgen; Sezer"i zar zor "ikna edip
eşini tedaviye almışlar".
1950'de cumhurbaşkanı seçilen Celal Bayar;
makam arabasına önünde arkasında gürültüyte "re-
fakat eden" polis motorlannı kaldırdı. Sevindik.
Birtarihte Isviçre'de cumhurbaşkanlannın, başba-
kanlann görevlerine bisikletle gittiği haberledni im-
renerek okuduk.
Sonra? özal'la başlayan dönemlerde özel uçak,
helikopteıier gündelik kullanılır oldu. Köşk'te binler-
ce kişilik kabuller düzenlendi. Personel sayısı tava-
na vurdu. Karadan gezilerde sayısız araba, am-
bulans yollan kapadı. Vs, vs...
Halk sadeliğe hasret! r
Suikastta ipucu• Baştarafı 1. Sayfada
gönderilmesi bekleniyor.
Üst düzey bir istihbarat yetki-
lisi, operasyonu "Önemli ipuçla-
n var. tran bağlannsı çok güçlü.
1-2 gün içiode açıklama yapılabi-
kcek noktaya getinir. Örgüt Hiz-
bullah'tan kopmuş görünüyor.
Bir kişinin itirâûyla derinkştirü-
dL tpuçlan çokönemlL Ancak so-
nucavanldı değerlendirmesi yap-
mak erken"dıye değerlendirdi.
Saldırının elebaşı olan "ülkü-
cü kökenli" Yusuf Karakuş'un
tran'da eğitim gördüğü, Iranlı
ajanlarla birlikte Türkiye'ye giriş
yaptıgı belirlendi.
Suikastta kullanılan C-4 patla-
yıcıyı da Karakuş'un hazırladıgı,
patlamanın gerçekleştiği 24 O-
cak 1993 tarihinden birkaç gün
önce Iranlı ajanlarla Karlı So-
kak'a giderek bombayı Uğur
Mumcu'nun aracına yerleştirdiği
iddia edildi. Şeriatçı grubun 1990
yılında katledılen Prof. Bahriye
Üçok ve Prof. Muammer Aksoy
cinayetleriyle de ilişkisi olduğu
öne sürüldü.
Terörle Mücadele Şubesi'nde
dün akşam saatlerinde bilgi alan
Istanbul Emniyet Müdürü Hasan
Özdemir çıkışta gazetecilere
açıklama yapmazken, Terörden
Sorumlu Emniyet Müdür Yar-
dımcısı Atilla Çınar da operas-
yonla ilgili sorulan yanıtsız bı-
raktı.
Haberiere kısrtlama
Içişleri Bakanı Sadettin Tan-
tan, "Haberiere savcılar kısıtia-
ma getiriyor. Nedeşince açıklaya-
cağız. Yannı (bugün) bekleyin"
dedı.
Istanbul 6 No'lu DGM, Istan-
bul'da süren Uğur Mumcu su-
ikastı ile ilgili soruşturmaya dün
akşam saat 19.00 sıralannda "ya-
yın yasağT koydu.
Gözaltma alınanlardan Abdül-
mecit Çelik ile Yusuf Karakuş'un
bombanın yerleştirilmesi dahıl
suıkastın füm aşamalannda aktıf
olarak rol aldıklannı söyledikle-
ri belırtildı. Çelık ve Karakuş'un
geçmişte "ülkücü kökenli" ol-
duklan, daha sonra şeriatçı örgüt-
lere yöneldikleri vurgulandı. Ka-
rakuş, 1997 Aralık ayında Hiz-
bullah'a yönelik düzenlenen ope-
rasyonlarda gözaltına alınmıştı.
Siyasiler temkinli
Gözaltındakilerin sorgulandı-
ğı Istanbul Emniyet Müdürlü-
ğü'nün yüriittüğü soruşturma sı-
rasında gizlilik korunmaya çalı-
şılırken, olayla ilgili ilk bilgiler
siyasi kaynaklarca sızdırıldı.
Cumhurbaşkanı Sükyman Demi-
rd, Girne'de gazetecilerin sorula-
n üzerine, "Bu haber teyit ediür-
sebençokmemnunolurunr dıye
konuştu.
ANAP Genel Başkanı Mesut
Yıbnaz da ilk haberlerin televiz-
yonlardan verilmesinin hemen
ardından Yalova'da gazetecilerin
sorulan üzerine "Evet, şüpheli
şahıslar yakalandı. Soruştur-
malan devam ediyor. Yann
(bugün) Içişleri Bakanı açık-
layacaknr" açıklamasını yaptı.
'Soruşturma sürüyor'
Yılmaz, "Katil mi, katiller mi"
sorusu üzenne, "6 kişi gözaltma
alındL Soruşrurmalar devam
ediyor, yann (bugün) açıklığa
kavuşmuş olur* dıye konuştu.
Aynı saatte Tarsus'ta gazeteci-
lerin sorulanyla karşılaşan Baş-
bakan Yardımcısı Devlet Bahçeli
ise "Eğer haber doğruysa hayır-
h bir adımdır" demekle yetindi.
Devlet Bakanı Hasan GemicL
"Ulkemizde bütün insanlann
beklentisi olan ve çözülmesi arzu
edilen Uğur Mumcu cinayetinin
katilinin yakalanması, insanlann
beyinlerini ve gönüllerini rahat-
iatacak çok önemli bir gelişme
olacaknr" diye konuştu.
Hazine, DPT ve Enerji BaKanlığı ile enerji politikalarını görüştüler
Yasa taslağı bile Dünya Bankası'ndan
EkonomiServisi- Dünya Ban-
kası, enerji alanında piyasa me-
kanizmasının kurulmasına yö-
nelik öngördüğü modelin aynn-
hlannı içeren bir yasa taslağını
Enerji Bakanlığı'na sundu.
Enerji Bakanlığı yetkililenn-
den aluıan bilgiye göre, bir süre-
dir Hazine, Devlet Planlama Teş-
kilatı (DPT) ve Enerji Bakanlığı
yetkilileri ile görüşen Dünya
Bankası'nın, enerji alanında ön-
gördüğü düzenlemeleri içeren
bir yasa taslağını günde-
me getirdi.
Yoğun geçen görüş-
melerde, enerji alanında
serbest piyasa mekaniz-
masına zaman yitirilmeden
geçilmesini isteyen Dünya Ban-
kası'nın hazırladıgı yasa taslağı
ile Enerji Bakanlığı tarafından
hazırlanan yasa taslağının masa-
ya yatınldıgı kaydedildı.
Konu ıle ilgili gehşmeleri de-
ğerlendiren Elektrik Mühendis-
leri Odası (EMO) Avukatı
Gökhan Candoğan, tasa-
nnın yasalaşması sonucu
sektörün bütünüyle özel
şirketlerin tekeline bırakıl-
mış olacağını söyledi.
"Elektrik iletim vedağrtımı ka-
mu hizmeti olnıaktan artık çıkı-
yor. Getişmiş ülkelerde özellikle
enerji sektöründe kamu mutlaka
işin bir yerinde. Ya hizmet ala-
nında ya denetim alanında ağır-
hğını korur. Türkiye'de ise yasa
taslağı bile kredi uğruna Dünya
Bankası tarafından şekillendiri-
üyor" dıyen Candoğan, oluş-
turulması planlanan Enerji Üst
Kurulu'nun yetkilerini etkin kul-
lanacağına inanmadığını belirt-
ti.
Candoğan, Dünya Ban-
kası'nın yap-işlet-devret pro-
jelerine bile sıcak bakmadığını,
yap-işlet modelinin Türkiye'de
benimsenmesi için yoğun uğraş
verdiğinı kaydetti.
Dev Maden-Sen, uygulamaların sektöre darbe vurduğunu belirtti
'Ozelleştirmeyatınmsıdığa yol açtı
y
ANKARA (Cumhurryet Bürosu)
-Dev Maden-Sen 13. Olağan Genel
Kurul Çalışma Raporu, ozelleştir-
me uygulamalannm madencilik
sektörüne vurduğu darbeyi ortaya
koydu. Madencilik sektörünün ya-
tınmlar içindeki payının yüzde
2'nin altına düştüğü belirtilen ra-
porda, "tthalaon ihracaan yaklasık
Ud kaü ohnası, madencilik sektörü-
nün içhıde bulunduğu durumu bü-
tün açıkhgı ile ortaya koymaktadu-"
denildi.
1985'te çıkanlan 3213 sayılı Ma-
den Yasası'nuı, dünyada güçlenen
neoliberal, özelleştirmeci politika-
lann etkisiyle arama çalışmalanna
ruhsat sınırlaması getirdiği anımsa-
tılan raporda, uygulamanın arama
çalışmalannı azaltığı belırtılerek
"MTA, eli kolu bağlanarak işlevsiz-
leştirilmiştir" uyansında bulunul-
du.
Dev Maden-Sen sektörün sorun-
lanyla ilgili olarak özetle şu konu-
lara dikkat çekti:
• Arama çalışmalan kârlı çalışma
alanı değildir. Büyük sermaye ge-
rektirir ve yüksek riskler taşır. Ara-
ma çalışmalannı bir altyapı çalış-
ması olarak değerlendırmek ve bü-
yük ölçüde devlet, yani MTA tara-
fından yürütmek bir zorunluluktur.
• MTA'nın işlevinin sınırlanma-
sı, bütçenin ancak personel giderle-
rini karşılayacak ve yatınm yapa-
mayacak bir biçimde oluşturulma-
sı, madenciliğimizı bu alanda son
derece olumsuz etkilemiştir.
• Ozelleştirme uygulamalan so-
nucu, madencilik sektörünün
GSMH içindeki payı yüzde 1.5'e
düşmüştür. Bu yaklaşımın en açık
kanıtı yedinci 5 yılhk kalkınma pla-
nında madencilik sektörüne bir pa-
ragraf dahi yer aynlmamasıdır.
• Madencilik sektöründe yaşa-
nan sorunlann temelinde tercih edi-
len neoliberal politikalar ve onun
en önemli uygulama aracı olan
özelleştirmeler bulunmaktadır. Ger-
çek amaç, uluslararası sermayenin
azalan kâr oranlanna çözüm bul-
maktır.
Sayısal Loto
6'yı bir
kişi bildi
ANKARA (AA) -Milli
Piyango Idaresi'nin dü-
zenlediği Sayısal Lo-
to'nun bu haftaki çekilişi
yapıldı. Kazanan numa-
ralar4,6,15,21,42ve45
olarak belirlendi.
182'nci hafta çekilişin-
de,6bilenlkişi,405mi|-
yar 210 milyon 910 bin li-
ra kazandı. Çekilişte, 5 bi-
len 427 kişi, 885 milyon
950'şerbin lira; 4bilen 27
bin 770 kişi, 6 milyon
820'şer bin lira; 3 bilen
514 bin 4 kişi de 735'er
bin lira ikramiye kazandı.
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
ye bakmaktan. bir de görev süresi nasıl uzar so-
rusuna yanrt aramaktan, arkasına bakmaya za-
man bulamadı.
7 yıl boyunca "Tüm Türkiye'nin Cumhurbaşka-
nıyım" deyip, toplumun her kesimiyle görüştü. Gö-
rüştüğü meslek gruplannın ya da toplumsal örgüt-
lerin "başı" oldu.
Seğmenler ziyaretine geldi, baş seğmen oldu...
Izciler ziyaretine geldi, izci başı oldu...
Itfaiyeciler ziyaretine geldi, baş itfaiyeci oldu...
Madenciler ziyaretine geldi, baş mühendis ol-
du...
Yanılmıyorsam, birtek baş hemşire olmadı.
Eh, baş hemşehrilik de onun yerini tutar.
Ancak son ziyaretlerde durum değişmiş görünü-
yor. Demirel daha koltuğu devretmeden "cumhur-
başkanlığı" cilasını kazımaya başladı. Cila kazının-
ca da altından 1993 öncesinde tanıdığımız Demi-
rel çıkıyor.
Medyanın Veda"ziyaretleri diye yorumladığı bu
kabullerde vedanın "v"sı düşüyor ve zıyaretçılerle
Demirel arasında "edalaşma" başlıyor.
Demirel, santranççılan kabul ediyor. Aklındafık-
rinde Meciis'ten dönen 5+5... Satranç dilinden ko-
nuşuyor:
"Dört hamle sonrastnı görmek lazım. Mat olup
çıkmak kolay, asıl olan mat edip çıkmaktır..."
Trafikçileri kabul ediyor. Bu kez eline direksiyo-
nu alıyor:
"Arabayı iyisürmeklazım. Yoksa kaza yaparsın!"
Anlaşılan yakında itfaiyecileri kabul edecek:
"Hortumu iyi tutmak lazım. Aleve doğnı tuta-
mazsan sen ıslanırsın. Ortalık yangın yerine döner,
âJem sana gülerf"
Zabrtalan kabul edecek:
"Kuralı koydunuz mu uygulayacaksınız. Tabii
günün koşullanna göre değiştirmek de gerekir, o
zaman dikkatli olacaksınız!"
Noterleri kabul edecek:
"Her önünüze gelenı onaylamayın. Yoksa mü-
hürelden gider!"
Gidiş böyle görünüyor, ama biz olana bakalım.
Demirel, IzmirTicaret Odası yöneticilerini kabulün-
de şöyle dedi:
"Yeniden tarafsızlık hüviyetimden sıynlıyorum.
Hiç olmazsa tarafsızlık hüviyeti içinde kalıp kendi-
mi savunamaz durumdan kurtuluyorum. Ortaya
konup önüne gelenin beni taşladığı bir vakıadır.
Kendimi savunma ihtiyacı doğarsa onu yapaca-
ğım."
Bu değerlendirmenin iki ana fikri var
1 - Bugüne kadar bana yönelik saldınlara taraf-
sız kimliğim nedeniyle yanıt veremedim.
2- Bundan sonra vereceğim. Görürsünüz neler
yapacağım!
Madalyonun öteki yüzü
Başta vurguladığımız gibi, inişinin kesinleşme-
sinden sonraki Demirel artık farklı bir kişi. "Birbi-
len'den öte, "bir bilenen" havasında.
Demirel'e yönelik kimi eleştirilerin olduğu doğ-
ru. Ancak, görev süresinin uzamasını isteyenlerie
eleştiren kesim karşılaştınldığında, hangisi öne çı-
kar? Değerlendirmeyi kamuoyuna bırakalım.
Demirel'in sözlerinden, eleştirileri "taşlama" ola-
rak algıladığı da anlaşılıyor. Sanıyoruz bu konuyu
tartarken terazinin salt bir kefesiyle ilgilenıyor.
Soralım:
- Başbakanlık koltuğu mu daha çok eleştiri he-
defıdir, cumhurbaşkanlığı koltuğu mu?
Elbette birincisı. Çünkü bizde cumhurbaşkanı
sorumsuz yetkili. Demirel de görev süresini daha
çok "durum saptamalanyla" geçirdi. Enflasyon
yüksektir, indirilmelidir, demek kolay. Ama olay,
onu indirmek!
Sözün kısası Demirel, oturduğu koltuğun sağla-
dığı kalkanı görmezden geliyor!
Aşağı indiğinde tarafsızlık iplerinden kurtulacak,
ama dokunulmazlık zırhı da olmayacak.
Hesabını soracaksa sorsun, ama biz sözümüzü
esirgemeyelim:
17 Mayıs sonrası hesaplannda Demirel'in yal-
palamakta olduğunu görüyoruz!
KEK görüşmeleri başlıyor
Suriye ile ilişkileri
sıcaklaştırma süreci
ANKARA (AA) - P-
KK'ye yönelik destekle-
yici ve koruyucu tavırla-
n nedeniyle uzun süredir
"askıda" olan Suriye ile
resmi görüşmeler, Dev-
let Bakanı RecepOnal'ın
ziyaretiyle yeni bir döne-
me girecek. Devlet Ba-
kanı Önal, 12 yıl aradan
sonra gerçekleştirilecek
olan Türkiye-Suriye
Karma Ekonomik Ko-
misyon (KEK) görüşme-
leri için, beraberinde
100'den fazla işadamıyla
birlikte bugün Şam'a gı-
diyor.
Önal'ın, 11 Mayıs'a
kadar sürecek resmi te-
maslan sırasında, ıki ül-
ke arasında resmi görüş-
melerin kısıtlı olduğu
dönemlerde bile Türk ta-
rafi ile iyi ilişkiler içinde
bulunan dönemin Halep
Valisi, Başbakan Mo-
hammad Mustafa Miro
tarafından kabul edilece-
ği programlandı.
Uzmanlar, Miro'nın,
Halep Valisi iken, Türki-
ye"deki bazı ticaret ve sa-
nayi odalan başkanlan
ile oldukça iyi ilişkiler
kurduğunu hatırlatarak,
—Uişkilerin sıcaklaştınl-
—mas» süreci açısından
^aemli olduğunu vuıgu-
luyorlar.
al aynca, Suriye
Maliye, Doğal Kaynak-
lar, Petrol, Elektrik ve
Tanm bakanlannı da zi-
yaret edecek.
Verilen bilgiye göre zi-
yaret sırasında taraflar
arasında daha önce mü-
zakere edilen yatınmla-
nn karşılıklı teşvik edil-
mesi ve korunması an-
laşması ile gümrüklerde
işbirliği anlaşmasının
imzalanması bekleniyor.
Gümrük işbirliği anlaş-
masının, Suriye'ye ve
Körfez ülkelerine ihracat
açısından önem taşıdığı
vurgulandı. tki ülke ara-
sında çifte vergilendir-
menin önlenmesi konu-
sunda başlatılan görüş-
melerin ikinci turunun da
bu yıl haziranda Anka-
ra'da yapılacağını belir-
ten yetkıliler, görüşme-
lerde bu anlaşma konu-
sunda iyi dileklerin ileti-
leceğim kaydetti.
Türkiye ile Suriye ara-
sındaki ticaretin boyutu,
büyük oranda petrole da-
yalı olarak gelişiyor. Pet-
rol alım miktarına göre
ticaret hacmi azalıyor ve-
ya artıyor.
İki ülkenin tüketün
alışkanlıklan ve damak
zevkleri arasında önemli
benzerlikler bulunduğu-
na dikkat çeken yetkili-
ler, özellikle gıda ve di-
ğer tüketim mah ürünle-
ri ıhracatındaki bu potan-
-siyelifl f
si açısından,rresauheye—
tin beraberinde götürü-
len 100'den fazla işada-
mının temaslannın ve
Şam'da TÜYAP tarafın-
dan açılacak "Türk Ih-
raç Ürünleri'' fuannın
büyük yaran olacağını
vurguladılar.
Irtemçelik istifa etti
CHP'ti VPttrlpr dp '1 fidan'i Unutmndl l^gmÇ^nareketinin,6MayBİ972'de>-
^riT U gençier Ue JJUUin lUnUUnUUl damedflcngençlikönderleriDeııizGezmiş,
Yusuf Aslan ve Hüseyin tnan, CHP Bahçeüevler Gençlik Kolu tarafindan şiir ve müzik dinletisiyle anıku. tlçe bi-
nasında yapüan etkinlikte. Gezmiş. Aslan ve İnan'ın tanı bağımsız ve demokratik Türkiye inancıyla, hukuku sa-
vunduklan belirtüerek "Amacumz, dönemin yönetimi tarafindan hukuk dışı bulunan gençlerin, toplumun gö-
zünde suçlu görünmesini kmamak ve günümüzde de benzer durumlarm yaşamüğını anımsatnıaktır" denildi
Gezmiş, Aslan ve Inan anüdı
I Baştarafı 1. Sayfada
knk, "3 fidanın" idam sehpasına
giderken bile inançlanndan, dünya
görüşlerinden en küçük ödün ver-
mediklerini vurguladı.
Saat 17.00'deÇankayaBelediye-
si Dikmen Semt Sahası'nda gerçek-
leştirilmesi tasarlanan etkinlik ise
Ankara Valiliği'nin Çankaya Bele-
'ne "özel kurye" ile gönder-
diği talimat üzerinejptoLedildL
Ankara'daki tören saat 12.30'da
Gezmiş, Aslan ve İnan'ın yattığı
Karşıyaka Mezarhğı'nda başladı.
Törene, CHP, DBP, EMEP, ÎP, ÖDP,
SlP, AST. Aydos Vakfı, Corum-
Der, DlSK Ankara Temsilciliği,
68'liler Birliği Vakfı, Hacı Bektaş
Veli Kültür Derneğı, Halkevleri,
tnsan Haklan Derneğı. Pır Sultan
Abdal Kültür Demeği, TMMOB,
Toplumsal Araştırmalar Vakfı ve
Tuncelililer Derneği'nin temsilci-
lerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş
katıldı. Çankın Cezaevı'nde tutuk-
lu bulunan Eşber YağmurdereK de
törene çelenk gönderdi. Çelenk,
Deniz Gezmiş'in mezan başında
yapUğı konuşmada, 3 yurtsever ve
devrtmci genç msaruHİdan«ehpa-
sına "bfa- şenfiğe gider gibi, ölüme
hoş geldin, sefa gekün der gİbi" yü-
rüdüğünü anlattı.
68 gençlıği liderlerinden Alpas-
lan Ozdoğan da ölümünün 28. yıl-
dönümünde Izmir'in Buca tlçe-
si'nde mezan başında anıldı. 68'li-
ler Birliği Vakfı tzmir Temsilcisi
Tuna Akmcılar, anma töreninde
yaptığı konuşmada, "68'lilerin sa-
vunduğu ilkelerin, aradan geçen
zamana karşın günümüzde sıcak-
hğım koruduğu ortadadır. 68'Her,
o zaman da hakhydı şimdi de hak-
hdır" dedı.
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve
Hüseyin tnan'ın kendilerini ülke-
mizın bağımsızlığına ârmağan et-
tıklennı vurgulayan Akıncılar söz-
sürdfifdü;--Bugfin yi-
nc 68 devrim şehitlerini anıyoraz.
Ve bugün yine haykınyoruz; em-
peryaüzm ülkemizden kovulma-
dan, işbüükçjleri siyaset ve ekono-
miden tasfıye edflmeden ve feoda-
litetemsilcisi şeriatçüar tarihin çöp
sepetine atılmadan, susmayacağa.
Yaşasın tam bağımsız ve gerçekten
demokratik Tiirkhe."
• Baştarafı 1. Sayfada
tiği hükümette görevimi
sürdürmem benim ölçü-
lerime göre siyasi ahlak
yönünden örtülemez bir
çelişki ve Saym Başba-
kan'a karşı nezaketsizfik
olur; öz saygun üzerinde
de taşunaya ahşamayaca-
ğım bir > ük oluştururdu/'
Irtemçelik, bır ay önce
ilettığı istifa dilekçesinin
açıklanmasını, iç siyaset
gündemi açısından genel
başkanına bıraktığını bil-
dirdi. Irtemçelik, "Cum-
hurbaşkanlığı seçiminin
sonuçlannuş ounasıyla bir-
likte 57. hükümetin görev
döneminde yeni bir evreye
girilirken isnTamın geçerii-
Bkkazanmasmıngeciktiril-
mesiiçin arnkherhangi bir
neden kalmadığma inaıu-
yonun" dedi.
Irtemçelik'in istifası
ANAP'ta "beklenen birge-
Hşme" olarak değerlendi-
nldı. ANAP liden Yılmaz
sorular üzerine, "Sayın Ir-
temçelik istifasını 15 gün
önce bana vernuşti. Fakat
cumhurbaşkanı seçimi so-
nuçlanmadan bunun işle-
me konulmasuun sakınca-
h olacağını kendisine söyk-
dim. Şimdi cumhurbaşka-
nı seçimi sonuçjandığı için
bunun işleme konulmasını
istedL Bu bir nöbet degişk
ANAP kurmaylan, Ir-
temçelik'in, Helsinki zir-
vesi sonrasında AB bakan-
lığı konusundaki isteminin
Başbakan Ecevit'ten dön-
mesinden sonra "muhaiJT
birtavır içine girdiğine işa-
ret ettiler. Anayasa deği-
şikliğini de desteklemeyen
Irtemçelik'in kııgınhğmın
Ecevit'ten çok, kendisine
sahip çıkmayan ANAP
Genel Başkanı Yılmaz'a
olduğu kulislerde dile ge-
tiriliyor. ANAP kurmayla-
n, trtemçelik'in istifasının
Yılmaz'ı rahatlattığını di-
le getirirken bu bakanlığa
atama yapılması için "ace-
le edilmeyeceğini'' vurgu-
ladılar "Meclis soruştur-
nuuanndan aklanma" ko-
şuluyla hükümete girece-
ğinin işaretini veren Yıl-
maz'ın, trtemçelik'in yeri-
ne başbakan yardımcısı ve
devlet bakanı olarak kabi-
neye girebileceği belirtil-
di. Yılmaz hakkındaki so-_
ruşturma komisyonlannın
görev süresı en geç 18 Ha-
ziran'da dolmuş olacak. Bu
takvıme göre kabine deği-
şikliğinin de haziran sonu-
nu bulacağına dikkat çeki-
liyor.
Istifanınperde arkası
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu)-ANAP'h
Devlet Bakanı Mehmet
An" Irtemçelik'in ıstıfa-
sının temel nedenini,
Avrupa Birliği'ne (AB)
adaylık sürecinde AB
Bakanlığı'nuı kurul-
ması önerisinin redde-
dilmesi ve kendısine et-
kin bir görev venlme-
mesi oluşturuyor.
Dışişleri Bakanlı-
ğı'nda müsteşar yar-
^fimcısı olarak çahşır-
ken asker arkadaşı
ANAP lideri Mesut
Ydmaz'ınönensiyle 18
Nisan seçimlerme kaü-
larak TBMM'ye giren
Irtemçelik, Helsinki
zirvesi öncesinde 57.
-hükümette "ABvein-
uaklaruıüm so-
rumhı
sıfaüyla görev aldı. lr-
temçelik, Türbye'nin
AB adaylığını kazandı-
ğı zirvede Etnit ve
Cem ile "aüe fuoğran-
mi" giren ilk Tîrk yet-
kililerinden bir oldu.
Irtemçelik ile Dışiş-
leri Bakanı tsmail
Cem arasında yaşanan
ilk çekişme, AB'nin
Türkiye'nin adaylığı ile
ilgili ifadelerin yorum-
lanmasmda yaşandı.
Cem ve Devlet Bakanı
Şükrü Sina Gürel. Kıb-
ns ve Ege ile ilgili ifa-
delerin Türkiye'nin po-
litikalanna ters olduğu-
nu ve ileride sorun ya-
şanabileceğini belirtir-
ken Irtemçelik aksini
savundu. Irtemçelik-
Cem çekişmesinin
ikinci nedeni, AB
adaylığı sürecinde ge-
rekli yapılanmanın na-
sd olacağı yönünde ge-
lişti. Cem, AB ile iliş-
kilerin idare ve koordi-
nasyonunun Dışîşle^
ri'nde kalmasını ister-
ken Irtemçelik, "AB
Rakanhğı" kurulmast-^
nı önerdi. Irtemçelik,
görüşlerini içeren bir
raporu hükümete sun-
du ancak olumlu yanrt"
alamadı.