Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
"7 MAY1S 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Emniyet, organize suç örgütlerinin karakteristik özelliklerini 30 maddelik bir listede topladı
ÇeteleiTiı ortak özeDildeıiİSTANBUL (AA) - Emniyet Genel
Müdürlüğû, Türkiye'de özellikle tu-
rizm, inşaat, arazi, ıhaleler, oto kira-
lama, at yanşları, dernekler, vakıflar,
şirketler ve otel sektörlerinde boy gös-
teren organize suç örgütlerinin ortak
özelliklerini 30 maddelik bir listede
topladı.
Bu suç gruplannın, haksız kazanç-
lannın bir kısmını yardım adı altında
dağıtmak suretiyle kamuoyunda sem-
patik görünmeye çalıştıklan, legal
alana kaymak istedikleri ve böylelik-
le gıremedikleri veya açamadıklan
birçok kapıyı "işadamT sıfatıyla aç-
maya çalıştıklan vurgulanan raporda,
4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgüt-
leriyle Mücadele Kanunu çıkmadan
önce mevcut yasalarda bu konularda
özel bir düzenleme olmaması nede-
niyle caydıncı nitelıkte bir cezalandır-
ma yapılamadığı kaydedildi.
Yasa yürürlüğe girdikten sonra
uzun yıllardır aranan, ancak bir türlü
yakalanamayan birçok organize suç
örgütü elebaşısının, gerek yurtıçınde
ve gerekse yurtdışında yapılan başa-
nlı operasyonlarla yakalanarak adale-
te teslım edıldikleri bildirilen rapor-
da, bu oluşumlarla sadece güvenlik
birimlerinin yaptıklan mücadelenin
yeterli olmadığı, özellikle cezaevine
giren örgüt mensuplannın örgütle her
türlü ılişkisinin kesilmesi ve amaç
edmdiklen haksız kazanca yönelik
mali boyutun ortaya çıkartılması ge-
rektiğı vurgulandı. Raporda örf, âdet,
Adalar'da
çevre
temizHği
Adalar Kaymakamhğı, Adalar
Belediyesi ve Deniztemiz
Turmepa Derneği'nin ortak
girişinüv le dün Adalar'da çevre
temizfiği yapddı. Adalar'da
vapılan çevre temiznği
çahşnıasma Üçe Mifti Egitim
Müdürlüğü'ne bağh okullar,
Marmara Üniversitesi ve
Yeditepe Üniversitesi'nden
öğrencüer fle yurttaşlann da
aralannda bulunduğu yaklaşık
bin kişi katüdL Adalardaki
kıyüaruun temizlendiği
etkinliğe, denizden kaü ve srvı
aük toplayan Deniztemiz-2
teknesi destek verdL Adalar
Beiediye Başkaru Coşkun
Ozden. daha kapsamh bir çevre
temizttğini haziran ayı içinde
gerçekfcştirecekkrinisöyledL
' E k o n o m i k g e l i s m e o r g a n i k y a p ı l a r ı n ı d e ğ i ş t i r i y o r
Çeteleşmede îstanbul başta
Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire
Başkanlığı'nın 1999 yılı faaliyet raporunda, son
yıllarda teknolojik ve ekonomik alanlardaki
gelişmelerin, organize suç örgütlerini de bu
yeniliklere ayak uydurmak suretiyle faaliyet
alanlannı genişletmeye ve mevcut organik
yapılannda da bu yönde değışıklikler yapmaya ittiği
belirtildi. Ülkede turizm, inşaat, arazi, ihaleler, oto
kiralama, at yanşlan, demekler, vakıflar, şirketler ve
otel sektörlerinde boy gösteren organize suç
örgütlerinin, çek-senet, haraç alma, karaborsa, arazi
yolsuzluğu, otopark, kara para aklama, silah ve
mühimmat kaçakçılığı, fidye karşılığı adam kaçırma.
silahla yaralama, para karşılığı cinayet ve şantaj gibi
suçlarda faaliyetlerini sürdürme çabası içinde
olduklan kaydedilen raporda, bu suç gruplanrun
îstanbul başta olmak üzere gelişmekte olan
şebirlerde görüldüğü bildirildi.
gelenek ve görenek gibi sosyal unsur-
lann yoğun olarak yaşandığı Türki-
ye'deki suç organizasyonlannın tespi-
ti yapılan klasik özellikleri de şöyle sı-
ralandı:
• Suç organizasyonlannın yapısı,
bir şirket, holding yapısına çok ben-
zemektedir.
• Durmadan çoğalan gruplar arası
irtibat söz konusudur.
• Suçu üstlenmek, örgütte kalma-
nın en önemli unsurlanndandır.
• Güvenlik kuvvetlenne yönelik
herhangı bir eylemleri yoktur. Bu, psi-
kolojik tesire müsait bir taktiktir. An-
cak, gerektiğınde çekinmezler.
• Sürekli arsa alımı, şirketlere or-
tak olma, ıhalelcre katılma ve işada-
mı hüviyetine bürünme gibi legal gö-
rüntülü faaliyetlerde bulunurlar.
• Devlet mekanizması içerisinde
birçok unsuru kullanmak ve aracılık
yapmak, yapılanmanın en büyük
özelliğidir.
• Kamuoyunda mevcut psikolojik
ve sosyal yapının gereklerine uygun
mesajlar, tavırlar sergilemektedir.
• Sabıkalı olmak ve cezaevi gör-
mek gibi vasıflar, hiyerarşik yapının
gereğidir. _
• Yakın çevre, akraba ve dostlara
sürekli aylık, hediye verilmesi lider-
liğin tarzıdır.
• Kanunlardaki boşluklardan orta-
ya çıkan rant alanlannı, şiddet kulla-
narak kendi zeminlerine çekerler.
• Suç sicili temiz olan kişiler vası-
tasıyla şirketler kurup, kara para ak-
lama yöntemine başvururlar.
• Aralannda anlaşmazlık bulunan
kişileri anlaştırarak, bunlardan tnen-
faat sağlamak suretiyle kendılerini
adaleti tesis eden unsurlar olarak gös-
terirler.
• Vakıflar oluşturarak, yardım gö-
rüntülü zorla para almaya çalışırlar.
• llk yapılanma safhasında güven-
lik teşkilatlanndan aynlan veya
emekli olan kişılerin, gerek nüfuzunu,
gerekse silahlı gücünü kullanarak,
güçlerini arttırmaya çalışırlar.
• Örgüte girenlerin ve örgüt hak-
kında fazla bilgisi olan üyelenn, ör-
gütü kendi istekleri ile terk etmeleri
zorlaştınlmıştır. Yapı içerisinde bu
tehdit unsurlannı da gündemde tu-
tarlar.
• Yasadışı yöntemlerle yapılan tica-
reti yönlendirerek menfaat temin
ederler.
Lüksyaşantı
• Lüks brr yaşantı sergileyerek ör-
güt yapısını tanımayan ya da yeni gir-
mek isteyenleri örgütün içine çekme-
ye çalışırlar.
• Her örgütün kendi içerisinde ya-
zılı olmayan kurallan olup, örgüt üye-
lerinin bu kurallara kesin uymalan
sağlanmaya çahşıhr.
• Örgüt üyelerinden, lidere karşı
mutlak itaat beklenir.
• Örgütün genişlemesinde hemşe-
ricilik önemli yer tutar.
• Örgüt liderleri çeşitli sebeplerden
dolayı parasız ve gelirsiz kaldıklan
zamanlarda en kısa yoldan paraya, o
bölge içerisinde kadîn alım satımı ya-
pan kişilerden haraç alarak ulaşırlar.
• Polise suçluyu teslim etmek en
çok tercih ettikleri yoldur. Bu aşama-
da suçsuz olan mensuplar suçu kabul
edip teslim olabilir. Asıl suçlu ise baş-
ka bir görev yerine sevk edilir.
• Organize suç liderleri yaptıklan
illegal faaliyetleri kamufle edebilmek
içın toplum ve devletin sağduyusuna
hitap eden davranışlarda bulunurlar.
Bununla hedef kitleye mesaj vermek
isterler.
• Aranan şahıslar, pasaportlannı
genelde iyi bildikleri,
kontrolleri altındaki şa-
hıslann üzerine çıkanrlar.
Bu şahıslar temizdir. Her-
hangi bir şekilde olumsuz
sicil kayıtlan yoktur.
• Örgüt liderlen, kâr et-
meyi ve mümkün olduğu
kadar gızlı kalmayı amaç
edinirler. Kendilerini
emin ve hâkim hisseder-
lerse açıkça faaliyet gös-
terebilirler.
• Malvarlıklan genelde
başkalannın üstüne kayıt-
hdır.
• Eylem yaparken kul-
landıklan arabalar, genel-
lıkle kıralık ve plakalan
sahtedir.
• thaleler, örgütün sü-
rekli takip ettikleri faali-
yetlerdendir. Bu yöntem-
le ticari hayatın her aşa-
masında yer alırlar.
• Yerel iş gruplannı
kontrol altına alırlar.
• Tetikçi veya eleman-
lar, tutuklu veya mahkûm
olduklan sürece aileleri-
ne bakılır, ayhk ödenir.
Bu, liderin en büyük gö-
revidir. Lider, örgütünü
bu şekilde motive eder.
ULUSLARARASIAB ŞURASI
'Din, biümsel
birşekUde
Îstanbul Haber Servisi - Avrupa Birli-
ği'nde (AB) sosyal yaşamda din faktörü-
nün toplumsal bir olgu olarak değerlen-
dirildiği belirtilerek, AB'ye girme süre-
cindeki Türkiye'nin de bu olguya bilim-
sel bir çerçevede bakması gerektiğine
dikkat çekildi. Diyanet tşleri Başkanh-
ğı'nca düzenlenen "Uluslararası ABŞû-
rası-AB'ye Giriş Sürecinde Türkiye'de
Dini Hayat" toplantısında çahşmalannı
yürüten 4 farklı komisyonun raporlan
açıklandı.
Raporlarda, Diyanet îşleri Başkanlı-
ğı'nın, Cumhuriyet Türkiyesi'nin bir ku-
rumu olduğunun altı çizilerek din faktö-
rünün bilimsel bir şekilde ele alınması
istendi. 2. Komisyon metninde şöyle de-
nildi: "İslam dünyasuun, haÛhazırda
özellikle temel hak ve hürrrveüer alanın-
da önemli sorunlannın bulunduğu açık-
or. Dinin ana metinlerini anlama ve yo-
rumlamada yeni yöntem ve bakış açılan-
nın geliştirünıemişolniasınındabu olum-
suz sonuçtapayıvartbr.Bu yönde aülacak
adımlar toplumda dine saygınhğı artüra-
cağı gibi ülkemLzin AB'ye kablım süreci-
ni kolaylaşnracak ve müteakip oluşum-
_ larda aktif biçimde yer ahnasma imkân
hanrlayacaktır."
Raporlarda, Diyanet Îşleri Başkanh-
ğı'nın işleyişıni ve görevlerini belirieyen
yasal rfıızenletneierin gûncelieştirilmesi,
AyrupalnsanHaklan Mahkftmesi'nirt din
ve inançlarla ilgili kararlan ve düzenleme-
lerinin iyi takip^ edilmesi gerektiği ifade
edildi. Kurum personelinin mesleki bilgi-
ler kadar toplumun sosyal yapısı, psikolo-
jisi ve beklentileri dikkate alınarak, bilgi-
T lenduılmesı,yurtdışınayollanacakdingö-
revlilerinin özel olarak yetiştirilmelerinin
- gerekli olduğu kaydedildi.
Rauf Denktaş'ın davetlisi olarak KKTC'de bulunan Demirerden dünyaya çağrı
6
Çözüm için KKTC'yi taınym'
REŞATAKAR
LEFKOŞA - Cumhurbaşkanı Sü-
teyman Demirel, Kıbns sorununun
çözümü için KKTC'nin tanınması
çağnsı yaptı. Demirel, "Kuzey Kıb-
ns'ta yaşayan 180 bin Mûshunan
Türk'ü unutur da onlann devletini
görmezükten geürseniz, Gûney Kıb-
ns'taki devleti burarun da devleti sa-
yarsanız, hiçbir mesele haUolmaz"
dedi.
Demirel, KKTC Cumhurbaşkanı
Rauf Denktaş'ın davetlisi olarak
dün KKTC'ye gitti. Kıbnslı Türk-
ler, Demirel' i, "Babamız hoşgekün"
sloganıyla ve bayraklarla selamladı.
Demirel ve Denktaş, Lefkoşa'da,
Atatürk Meydanı'nda sağanak yağ-
mur altında halka hitap ettiler.
Denktaş, kısa konuşmasında, "Bu-
gün beni dinlemeye gelmediniz.
Türk dünyasmın babasL, Cumhur-
başkanı Etemirel'i dinlemeye geJdi-
niz. Ona Türk dünyasma ve Kıbns
halkına yapnğı hizmetier için teşek-
kür etmeye, şûkran duygularunızı
duyurmaya gekfik Hoşgeldiniz, te-
şekkür ederiz, şükranlanmızı kabul
edin djyoruz" dedi.
Demirel de yaptığı konuşmada,
Kıbns meselesinin 1950'li yıllann
sonunda dünyanın gündemine gel-
diğini anımsattı. Kıbns meselesi
dendiğı zaman Türkiye'de birbiriy-
"le küs olanlann bile bir araya geldi-
gmi vurgulayan Demirel, "Kim is-
temiyor kahcı banşı? Akdeniz'in do-
ğusunda bir ada, ismi Kıbns. Bunun
devleti kim dürr>a> a karşı? Kıbns'uı
ild tane devleti var, bir tane değü. A-
ma dünyada görûnen bir tane. Gû-
ney Kıbns'm devleti, buranın da
devleti mi? Sizin devktiniz mi? Ha-
yır. Kendfleri de öyle diyor. Kendfle-
rine sorsanız, 'Hayır, biz onlann
devleti değiliz' diyor. 15 senedir bu
böyle" dedi. "Dünyaya sesleniyo-
rum" diyen Demirel, konuşmasını
şöyle sürdürdü: "Kuzey Kıbns'ta
yaşayan 180 bin Müslüman Türk'ü
unutur da onlann devletini görme-
mezokten gefirseniz ve Güney Kıb-
Cumhurbaşkanı'nin son açdışı
İş Bankaa iştiraklerinden
Şişecam Grubu'na bağh
— MersinaekiTrakyaOun
FBhrikJMi'nm 4 dfıy cam hattmın
açıhşı Cumhurbaşkanı
-. Söle>Tnan Demirel taranndan
yapıkh. Siyasi yaşamı süresinde
5 Şişecan» Tesisi'nin açıhşıru
yapan Demirel, bunun
«Inıburbaşkanı olarak son açıhşı
otduğunu söyledL Demirel, bu
açıfaşlann ^temele harç koyma,
kıirdele kesme hevesinden değfl^
halka kalkmma açrandan morri
nstaki devleti buranın da devleti sa-
yarsanız hiçbir mesele hallolamaz,
hiçbir şey haDohnaz. Öyieyse ild ta-
ne egemen devlet var bu adanın üze-
rinde. Kuzey Kıbns Türk Cumhu-
riyeti, egemen bir devlet Egemen
bayrağıolan bir devlet Her şeyi, top-
rağı, vatanı olan bir devlet Bana ge-
lip soruyorlar, şu kadar senedir bu
melesele çözülemedl acaba nasıl cö-
zülür diye. Ben diyorum ki kolay, si-
yasi çözüm anyorsamz şu kadar se-
nedir niye çözülemediğine bakın.
Eğer siz, Kuzey Kıbns Türk Cum-
huriyeti ve Kuzey Kıbns'taki Türk-
lerin \atam olan Kuzey Kıbns'ı in-
kâr ederseniz, hiçbir zaman çözüle-
mez. Çözüm istiyorsanız, bütün dün-
yaya sesleniyonım, Kuzey Kıbns
Türk Cumhuriyeti'nin egemenliği-
ni, eşitiiğini kabul edin, tanrym, on-
dan sonra bu ada üzerinde Ud dev-
letyaşayacakmış, onlarotursun ken-
dfleri konuşsun, nasıl yaşayacakla-
nnı karara bağlasınlar. Ama evvela
şu halkı bir tanrym, onlann devleti-
ni tanryın, onlann devlet başkanmı
tanıyın. Bunlan tanıjon. Çok şey mi
istiyoruz, hayır. Oyleyse sevgfli kar-
deşlerim, bir destan yarattnuz, bu
destanı korumakta sizin arkamzda
koskoca bir Türkiye var."
Eroğlu'na zrvaret
Demirel, Lefkoşa Dr. Burhan
TJalbantoğlu Devlet Hastanesi Yb-
vermek için" olduğunu ifade etti.
Şişecam Genel Müdürü Adnan
Çağlayan, yüda l£ mih/on ton
cam üreten ve 115 ülkeye ihracat
yapan gruplannın. kuDandddan
her türlü teknolojinin tamamen
yeıtl ve kendl ürûnleri oiduğunu
beürtti. (MUTLU DEMİRKAN)
ğun Bakım Servisi'nde tedavisi sü-
ren KKTC Başbakanı Derviş Eroğ-
hı'nu da zıyaret ederek geçmış ol-
sun dileklerini iletti.
Bu arada Demirel'e, Lefkoşa'da-
ki Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ)
tarafından, uluslararası ilişkiler
alanında "fahri doktora" unvanı
verildı.
Giilay film müzikleri de yapıyor
Türküler
yaşamın
kendisidir'Îstanbul Haber Ser-
visi - Halk müzığınin
yeniden popüler olma-
sı, yeni sanatçılan da
beraberinde getirdi. Bu
süreçte kimi müzısyen-
ler u
yozlaşrırmak,içten
olnıamakla" suçlanır-
ken, bazılan ise türkü-
leri,u
incitmekten kor-
karcasına" özünü boz-
madan yorumlayarak
dikkat çekmesini bildi-
ler. Bunlardan bin olan
ve temmuz ayında çı-
karmayı planladığı ilk
rürkü albümü için ha-
zırlanan Gülay, "Tür-
küler, hayann ta kendi-
sidir'' diyor.
Hepımız onu "Îstan-
bul Kanatlanmın AHuı-
da" fılminde söylediğı
şarkıyla tanıdık. "Ha-
mam", "Ya-
şama Hak-
ta" fılmlen-
ninmüzikle-
rini de ses-
lendiren Gü-
lay'ın asıl
mesleği diş
teknisyenli-
ği. Ancak,
porselen to-
zuna karşı
alerjisi nede-
niyle mesle-
ğını bırak-
mak zorun-
da kalmış
Hiçbır özel
müzık eğıtı-
mı almama-
sına karşın,
saz çalan ba-
bası ile kü-
çük yaşta
söylemeye
başladığı
türkülerden
esınlenerek
müzik pıya-
sasının ıçine
girmiş ama
anlaşma
yaptığı mü-
zik fırması,
onun türkü
söylemesine
pek sıcak
bakmamış.
Gülay, ikı
pop müzik
albümü ha-
zırlamasına
rağmen çık-
tığı konserlerde, televiz-
yonlarda yine de türkü
söylemiş. Bu durum fir-
ma ile gerginlik yaşama-
sına neden ohnuş. Firma-
nın "türküsöyleme'' yö-
nündeki baskısı üzerine
Gülay, tercihini türküler-
den yana kullanmış.
"Zoraki'' olarak ya-
pılan müziğin hisleri
yok edeceğini vurgula-
yan Gülay, "Her müzik
rürünü seviyorum» a-
ma türkülerin benim
için ayn bir önemi var.
Türkü söylerken hayat-
la hislerim yoğunlaşı-
yor" diyor.
Birçok genç haik mü-
ziği sanatçısı gibi o da
türküleri, Batı'ya aç-
mak istiyor. Kalıplann
kuılması gerektiğini
belirten Gülay. türküle-
ÇYDD paneli
• Gülay, iki
pop müzik
albümü
hazırlamasına
rağmen
yaptığı
konserlerde
yine de türkü
söylemiş.
Temmuz
ayında
çıkarmayı
planladığı ilk
türkü albümü
için
hazırlanan
Gülay, "Her
müzik türünü
seviyorum...
ama
türkülerin
benim için
ayn bir önemi
var. Türkü
söylerken
hayatla
hislerim
yoğunlaşıyor"
diyor,
rin özüne dokunulma-
sına karşı çıkıyor. Gü-
lay şunlan söylüyor-
"Türküler üzerinde
oynaıunah ama otan-
tiktikbozuhnamah. Ba-
zen bir türkü üzerinde o
kadar ovnaruvor ki, ar-
nk o türküye 'türkü de-
ğil' diyorsunuz. Belli
bir formda olan türkü-
leri başka bir yere taşır-
saıuz, o zaman herkese
ayıp etmiş olursunuz.
Bir de şu var, insanlar
vıllarca önce türküleri
oluştururken bağlama-
lan bile yokru. Düşünü-
yorum.. acaba şu an biz,
türküleri, onlar gibi mi
söylüyoruz?**
Bir televızyon kana-
lında türkü programı da
hazırlayan Gülay aynı
zamanda Be-
yoğlu'nda bir
barda haftada
ikı gece sah-
ne alıyor.
Gülay,
amacının top-
lumun en alt
kesimıne u-
laşmak oldu-
ğunu vurgu-
layarak. bu
anlamda tür-
kü barlarda
sahne alma-
nın kendısine
cazıp geldiğı-
ni kaydedı-
yor. Beyog-
lu'ndakı bar-
lann çoğunun
salaş bir gö-
rüntüye sahip
olduğunu
vurgulayan
sanatçı. bar-
lara gidenle-
nn birçoğu-
nun"özde de-
ğü gözde" ol-
duğunu sa\u-
nuyor. Yeni
albümünü
temmuz ayuı-
da çıkarmayı
planladığını
kaydeden
Gülay, reper-
tuvarda yer
alacak olan
parçalan se-
çebilme ola-
nağının sağ-
lanmasının sevıncini
yaşıyor.
Sanatçı. yeni albü-
münün yalnız türküler-
den oluşacağını \
r
e re-
pertuvarda "Gelin Kı-
zmAğıdı". "YüdızDa-
^"RomenKıa-par-
çalannın da yer alaca-
ğını kaydediyor.
Gülay sözlerini şöyle
tamamhyor:
"Arkadaşlanmm bir-
çoğu Doğu kökenli ol-
du. Benim Anadolu'ya
karşı zaten bir sevgim
var. Benimle ilgili tah-
minlerde bulunuyorlar.
'Sıvas.. Erzincan.. Tun-
celi..' diye. Kökenimin
Balkanlar olduğunu
duyunca da şaşınyorlar.
Söviediğinı türküler, sa-
nınm beni doğuv a daha
da yakmlaştınyor."
'Enstitüden anti
Kemalist çıkmadı'
tstanbul Haber Servi-
si - Köy Enstitüsü me-
zunlannın merkez so-
lun tüm yelpazesinde
yer aldığına dikkat çeki-
lerek, bu okullardan bir
tek anti Kemalist'in çık-
madığı vurgulandı. Köy
Enstitülerinin, yalıuzca
eğitmek değil, aydınlat-
ma amacını da
belirtildi.
Çağdaş Yaşamı Des-
tekleme Derneği (ÇY-
DD) Kadıkoy Şube-
si'nin düzenlediği "Bu-
günkü Eğitim Sistemi-
miz ve Köy Enstitüleri
Deneyimi" panelinde
konuşan gazetenuz An-
kara Temcikisi Musta-
& Balbay, "Önemli olan
sadece eğitim vermek
değil, amaçür. Köy Ens-
titüleri, \alnızca eğit-
mek değil, avdınlatma
amacmı da taşıyordu"
diye konuşru.
60 yıl önce Türkiye
nüfusunun büyük kış;_
mıniü köylerde yaşadt_
ğuiL kaydeden
bugün ise kentlerin yüz-
de 70'inın gecekondu^
lardan oluştuğunu vur-
gulayarak, Köy Enstıtü-
lennm günumûze "gp-
cekondu enstitüsü" ola-~
rak uyarlannıası gerek-
tiğini savundu.