Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2S MAYS 2002 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
r> r A
<••
Genç«rn, öğrencilerin geleceklerinden
"korkuklan''na daha önce de değinmiştik.
Geçei hafta Ankara lletişim Fakültesi 1.
sınıf <grencileri ile söyfeştik. Daha şimdiden
içlerirde filizlenen "Medyanın hali belli.
Okulca dğrendiklerimizi ileride çalışmaya
başlaiığımızda nasıl uygulamaya
koyacağız" sorusu ile çatışmaya
başlanışlar. Çanakkale 18 Mart
Ünivesitesi Sağlık Hizmetleri Meslek
Yüks*<okulu Ambulans ve Acil Bakım
Teknitertiği bolümü öğrencisi Nesrin
AJtıncva da sorununu birmektup
aracılıjıyla aktarmış bize. O da
gelec<ğinden kaygılı: "Okuduğum
bölürrün adını belki ilk defa duyuyorsunuz.
Bunur nedeni, bu bölümû açmak için
uğraşinların okulumuzu tanıtmak için
çabatamamalanndan kaynaklanıyor. Resmi
olarakbilinen tek gerçek Sağlık Bakanlığı
tarafından 8 Temmuz 2001 tarihli Resmi
Gazett 'de yayımlanan Ambulans
HizmeJeri Yönetmeliği 'ne göre
ambultnslarda ünivers/te mezunu
ambulsns ve acil bakım teknikeri çalışması
hakkı tanınması. Ancak, Maliye Bakanlığı,
halen tize kadro açmıyor." Ah, ah... Yaşam
ile eğitrn, beklentilerle gerçekler birtikte
koşsa, gençlerin hepsi ipi goğüsleyecek...
Iş yaratılırl
Bir yanda işsizlik bunalımı, diğer yanda
siyaseten iş yaratma...
önce /tatürk'ün kurduğu Sümerbank'ı
ikiye ayrdılar. Bankasım sattılar, alan
batırdı. Ortada kalan Sümer Holding'in
fabrikalannın ise çoğu çalışmıyor. Buna
karşın söylenenlere bakılırsa siyaseten her
dilekçegetiren taşeron işçisi olarak Sümer
Holdinç'e giriyormuş. Genel
müdürfuğünde 200 personel çalışıyorsa
holdinge bir o kadar işçi statüsünde
personel son 6 ayda alınmış. Nerede
çalıştırılacaklarsa...
ISIK KANSl
ğjankara kulisi
Huylu huyundan vazgeçer nHî1977 genel seçimleri
öncesi. CHP Genel Başkanı
Bülent Ecevit'in Diyarbakır
konuşması sırasında yer
yerinden oynuyor. Miting
sonrası, konaklanacak yere
geliniyor. Bülent ve Rahşan
Ecevit üst katta dinlenmeye
çeklliyor. Alt katta iğne atsan
yere düşmüyor. Kalabalığı
oluşturanlar, Ecevit ile
görüşmek isteyenler,
Diyarbakır ve çevresindeki
yerel önderler.
CHP'nin danışmanları Ecevit'e
"Sayın genel başkan, aşağıda
bekleşenler, önümüzdeki
seçimde belirleyici olacak
insanlardır. Canlannı
dişlerine takmışlar, CHP
için çalışıyorlar.
En azından ellerini birer kez
sıksanız" önerisinde
bulunuyorlar.
Ecevit, "Neden olmasın"gibi
bir söz ettikten sonra Rahşan
Ecevit'in de bulunduğu
odasına gidiyor.
Az sonra, koridorda
Rahşan Ecevit'in bağıran sesi
çınlıyor:
"Danışmanlar da kim
oluyormuş! Nasıl akıl verirmiş
onlar! Bülent zaten yorgun!"
Aşağıda saatlerce
bekleşenlerin sayısı giderek
azalıyor.
Mitingde yaşanan coşkuyu
paylaşmak isteyenler, elleri
boğürlerinde evlerine
dönüyorlar...
Aradan 25 yıl geçmiş. Bülent
ile Rahşan Ecevit, Başkent
Üniversitesi'nin üst katında.
Aşağıda da bakanlar,
milletvekilleri ve
"Şebinkarahisarlı olması
nedeniyle hastalıklara dirençli"
Rahşan Ecevit'in hemşerileri,
Bülent Ecevit ile görüşmek için
bekleşiyorlar...
AKP; OECD, AB,
Davos raporfan,
çeşitli yabancı
kaynaklan, BM
Kalkınma Orgütü,
Guiness verilerini
taramış, "Türkiye'nin
uluslararası
Mobilize olmak
haritasınıçıkarmış:'
- Güven duyma
konusunda,
Filipinler'den sonra
sondan ikinci
sıradayız.
- Rüşvet
sıralamasında 52 ülke
arasında üçüncü
sıradayız.
- Yolsuzluklar
açısından Çin, Rusya
ve Endonezya'dan
sonra 4. sıradayız.
- Sosyal güvenlikte
OECD ülkeleri
arasında sonuncuyuz.
- Dünyada para birimi
en düşük olan
ülkeyiz.
- Işsizlikte 45 ülke
arasında 23.
sıradayız.
- Dünya enflasyon
liginde Sudan'dan
sonra ilk sıradayız.
- Uyuşturucu
kullanımındaki artışta
son üç yılda yüzde
350 ile ön sıradayız.
- Insani gelişmişlik
düzeyi yönünden 162
ülke arasında 82.
sıradayız.
- Gelir dağılımı
adaletsizliği
yönünden dünyanın
en kötü beş
ülkesinden biri
durumundayız.
Nüfusun yüzde 25'i
açlık, yüzde 50'si
yoksulluk sınınnın
altında.
Itelesen de gitmez, tık
nefes bir ülke tabiosu
karşısında tek
tesellimiz,
Başbakanımızın "yan
moö/7/ze"likten "tam
mobilize" konumuna
ulaşmasıdır. Buna da
şükür.
Ekmekçi'nin
hazlnesi
Mustafa Ekmekçl 5. ölüm
yıldönümünde aramızdaydı.
Gazetecilik anlayışı ile, insancı
yaklaşımı ile.
TRT'ye ve gazeteciliğe yıllannı
vermiş Selçuk Altan'ın elinde bir
hazine varmış, Ekmekçi'nin
gecesinde onu da öğrendik.
Oyle ya, gazetecilerin hazinesi
telefon defterleridir. Onları
habere, haber kaynağına
ulaştıran, kargacık burgacık
yazılmış, silinmiş, tekrar yazılmış,
kenarları pörsümüş telefon
defterleri...
Mustafa Ekmekçi, iik kullandığı
karman çorman telefon
defterini temize çektikten
sonra "Mutlaka birgün işine
yarar" diyerek Selçuk Altan'a
armağan etmiş. Altan,
Ekmekçi'nin nasıl bir gazeteci
olduğunun gizine o defterin
sayfalannı karıştırırken
ulaşmış:
"Yargıtay başkanının da
numarası vardı, ülkenin en uzak
köşesinde görevyapan savcının
da. Milli Eğitim bakanının
telefonu da kayıtlıydı,
öğretmenlerin de. Kendisini bir
kamu iktisadi teşebbüsünün
genel müdürüne ulaştıracak
numara da yazılıydı, aynı genel
müdürlükte çalışan gece
bekçisinin de."
Ekmekçi için konuşanlann ortak
görüşünün kanıtıydı telefon
defteri örneği:
"Ekmekçi, halkın sesiydi, halkın
gazetecisiydi."
Çevremizde kaç Mustafa
Ekmekçi kaldı ki!..
'TİP'li Yıflar'
SÖNMEZ TARGAN
Son günlerde eski TİP Genel
Sekreteri NihatSargın'ın kale-
me aldığı ve iki cilt olarak Felis
Yayınevi tarafından yayımlanan
"TlP'li Yıllar" kitabını okuyo-
rum. Kitap, TiP'in 1961 -1971 yıl-
ları arasındaki politik yaşamırıın
bir belgeseli adeta.
Amacım kitabı tanıtmak de-
ğil, ama okudukça 6O'lı yıllar-
daki politik gençliğim bir sine-
ma şeridi gıbi geçti gözümün
önünden. Sargın kitabında, Türk
siyasal tarihinin önemli kilomet-
re taşlanndan biri olan Türkiye
İşçi Partisi olgusunu, akıcı bir
dille, tüm boyutlanyla büyük bir
ustalıkla vermiş. Bugünkü göz-
lüğümüzle, kitabın içinden 6O'lı
yıllara geri dönüp baktığımızda
nelerin doğru, nelerin yanlış ya-
pıldığını daha iyi kavrayor in-
san. O yıllarda keskin görünüp
TlP'e saldıranlarımızın, solda
yeni parti kurma arayışlarının
yaşandığı bugünkü süreçte ne-
relere savrulduğunu görünce
acı acı gülüyor insan.
68 gençliğinin devrimci sava-
şımdaki rolünü abartıp TlP'e
saldırmayı keskin solculuk sa-
yanlann önemli bir bölümünün
daha sonraki yıllarda (70'lerin
başlarında) kapağı CHP'ye atıp
dağlara taşlara "Karaoğlan Ece-
vit" yazdığı anımsanırsa, o yıl-
lardaki özellikle öğrenci genç-
lik arasındaki TİP düşmanlığı-
nın gerisinde yatan nedenleri
bulmak daha da kolaylaşıyor
usumda.
Nihat Sargın'ın TlP'li Yıllar ki-
tabından kafamdaki bu sorula-
ra da yanrt aramaya çalışırken
TİP kadrolarının sınıf savaşımı-
nın yanı sıra nelerle de uğraş-
mak zorunda kaldıklarını bel-
geleriyle görüyorum.
Bugün akıldan ve bilimden
yana herkesin birieşebileceği
bir ortak doğru varsa, o da si-
yasal erki ele geçirmenin biri-
cik yolunun partileşmekten geç-
tiği gerçeğidir.
Bu gerçeğin altını bir kez da-
ha çizmemiz gerekirse, sayısal
büyüklüğü, moral üstünlüğü,
fiziksel gücü ve kuramsal biri-
kimi ne denli çok olursa olsun
bir küçük burjuva katman ola-
rak özellikle öğrenci gençliğin
salt devrimci devinmelerle dev-
rim yapmasına, siyasal erki eli-
ne geçirmesine olanak yoktur.
Yukarıda saydığımız ve biraz
da doğasından kaynaklanan
tüm bu özelliklerini bir parti ör-
gütlenmesine akıtmayan bir
gençlik devinmesi, gürül gürül
akan ama debisi yüksek sula-
rı bir barajda toplanmadığı için
yatağını yiyip bitiren birdereye
benzer.
Bu nedenle olsa gerek, 12
Eylül askersel devinmesinin
cunta şefleri, yaptıkları yeni ya-
salarla siyasal partilerin genç-
lik kollannın açılmasına olanak
sağlamadılar. Gürül gürül akan
bu derelerin bir barajda topla-
nıp daha güçlü bir enerjiye dö-
nüşmesinden korktular. TlP'te
de bunun tersi olmuştu. Basın-
da TlP'te dolan gençlik ateşi
bu barajın patlatılmasıyla so-
kaklara aktı... Işte bir ünlü po-
litikacımızın "Sokaklar yürü-
mekle aşınmaz" sözü, tam bu
yeni sürecin üzerine gelip cuk
diye oturdu.
Yeni parti kurma çalışmalan-
nın yoğunluk kazandığı günü-
müzde gençliği dışanda tutarak
siyasal bir varlık gösterilmesi
ne denli güçse, gençliğin de si-
yasal partiler dışında kalarak
devrimcilik yaptığını sanması o
denli boştur.
Yazıya son noktayı koyarken
genç bir nüfusa sahip olan ül-
kemizde özellikle gençliğin Ni-
hat Sargın'ın "TlP'li Yıllar 1961-
1971" kitabını okumalannı öğirt-
lerim. Kaşarlanmış yaşlı politi-
kacılann okumasında da ayn-
ca yarar görüyorum.
KİM KİME DLM DUMA BEHÎÇ AK behicak@turk.net
ÇİZGtLÎK KÂMtL MASARACI
HARBt SEMtHPOROY semihporoy@yahoo.com
FATÎH1. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
2002/296
Mahkememizın 2002/296-355 Esas ve Karar sayılı 10.5.2002 ta-
rihli karan ile Ist. Bayrampaşa, (1886), Orta, Cilt: 15. Hane: 65"te
nüftısa kayıtlı bulunan Hilmi ve Akça kızı 20.8.1960 doğumlu A\nur
Türker'in vasisi olan annesi vefat ettiğinden, hak ve menfaatlannı
korumak ve temsil etmek üzere aynı yerde nüfusa kayıtlı bulunan
kaıdeşi Hılmi ve Akça kızı 4.10.1963 doğumlu Nurten Türker'in va-
si olarak tayinine karar verilmiş olup ke>fıyet ilan olunur. 10.5.2002.
Basm: 31256
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAIS 2SMayıs
tSTANBUL 5. ASIİYE HUKUK
HÂKtMLİĞİ'NDEN
DAVALIDERYA AKBALIK'A DUYURU
2001-119
Davacı Aydın Kızılkaya vekili Av. Hasan Orak tarafından davalı-
lar Deniz Akbalık ve Derya Akbalık'a velayeten kendi adına asale-
ten Müne\'ver Akbalık, H. Avni Alpaslan aleyhlerine açılan tasarruf
iptalı davası sebebiyle: Davacı vekili tarafından Eminönü ilçesinde
kâin 687 ada, 13 parsel sayılı kâgir işhanının 40/1600 arsa paylı. 1.
bodrum kat. 9 bağımsız bölüm numaralı büronun 1/2 hisseli taşın-
mazın devrine ilişkin tasarrufun iptali ile gayrimenkul üzerinde icra
takıp tarihi itiban ile 1.087.620.000.- TL alacağm takip talebindeki
talepleri doğrultusunda failleri ile birlikte tahsilini teminen cebri ic-
ra yetkilerin tanınması. yargılama gideri ve avııkatlık ücretinin dava-
lılâra yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiş olmakla; davalı-
lardan Derya Akbalık'ın Osmaniye. Sığırtmaç Cad. Öztürk Apt.
No: 7'9 Bakırköy/lstanbul adresinden zabıta tahkikatına rağmen
tebiıgata sarih adresi tespit edilememesi nedeni ile dava dilekçesinı
ve duruşma gününün kendisine gazete marifetiyle ilanen tebliğine
kanr verilmiştir. 12.7.2002 günü saat 10.30'da mahkememizdeki
duruşmada hazır bulunmadığı, kendisini bir vekil ile temsil ettirme-
diğı takdirde HUMK'nin 213-377. maddeleri uyannca duruşmaya
yokluğunda devam olunacağı dava dilekçesinin özeti yerine kaim
ölrnak ve ilan tanhinden 7 gün sonra tebligat yapılmış sayılacağı
üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 31225
B/R GÜNDE ALTI REKORI.
1935'TE BUGÜN, 22 YAŞlhlPAICİ AMERİKALI AT-
' LET, TESSE OtVEA/S, ŞAŞKINLIK YARATfiN gİR
PERFORMAAISLA, 45 MİCIKA İÇİMOE,AITI DUN-
YA REJCORU K/RD//ALA8AMAL/ f/yAHAn£r,OU(O
_ ÜNİVERSİTESİ İLE M/CMSAN ÜNİVEe£/7ESİ
_ ARASMPAKİ SfOe YAR/ÇA4AS/AH>A,' 9,4- SANI-
YEYLE 1OO YAROA GEKOGUNU, 2O£ SAUİYEY-
LE 22O YARDA (VE 2OO METRE) REKORUhlU,
Z2,S SAMİyEYLE 2ZO YARDA (VE2OOME7B0
ENGELLİ REKORUMU VE 8.13METRE İLE
UZUN ATLAMA REZOGUNU KlRDl.
Of/ENS, BİR YIL SONRAKİ SBRLİN OLIMPİ-
yATLARt'HDA 4-ALT/N MADALYA KA2A-
NARAK ÜSTÜNLÜĞÜMÜ BİR KEZ DA-
HA ftAUtTLtYACAICTHZ.- j
NAZİLLİASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 2000/571
Davacı Şerefhur Kasap vekili tarafından açılan gaiplik davası dolayı-
sıyla;
Nazilli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 3.4.2002 gün ve 2000 571-
2002/178 esas ve karar sayılı ilamı ile Aydın ili Nazilli ilçesi Gedikaltı
köyü. Cilt No: 35. Hane: 3'te nüfusa kayıtlı. 22.3.1955 doğumlu. Mehmet
Ali ve Şerefhur'dan olma. Hüseyin Kasap'ın TMK/nin 45. maddesi gere-
ğince (8 yıldan beri) 1992 yılından itibaren geçerli olmak üzere gaip ol-
duğuna karar verilmiş olup adresi meçhul olduğundan;
lşbu kararın yayım tarihinden itibaren 7 gün sonra tebliğin yapılmış
olacağı tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur.
Basın: 30012
İLAN
BAKIRKÖY 2. SULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
2002/250
Mahkememızin 14.5.2002 tar. 2002/445 sayılı ka-
rarla Nevşehır Derinkuyu. Özlüce, C: 9, H: 92'de nü-
fusa kayıtlı Besim ve Cevriye oğlu 1970 doğumlu
Oktay Aytuntaş hacır altına alınmış, kendisi babası
Besim Alruntaş'ın velayeti altına konulmuştur.
ltirazı olanlann kanuni süresinde itiraz etmeleri,
aksi halde kesinleşeceği hususu ilan olunur.
20.5.2002.
Basın: 31230
GORUŞ
EMİN GÜRSES
Bush'un Sıkınhsı,
Putln'in Fırsatı
ABD ve Rusya Federasyonu arasında nükleer
silahlarda 10 yıl içinde üçte iki oranında indirim ya-
pılması anlaşması dün (cuma) Moskova'da imza-
landı. Moskova'yagitmeden birgün önce Alman-
ya'ya uğrayan Bush Avrupalı liderlere seslenerek
Saddam'ın tasfiyesi için elden gelen her şeyin ya-
pılması gerektiğini hatırlatırken, Moskova'nın Iran'a
nükleer silah yapımında teknoloji sağlamasını da
eleştirdi. Cuma günkü Moskova ziyaretinde de
Putin'le yaptığı basın toplantısında Bush aynı ko-
nuyu yeniden dile getirdi. Bunun üzerine Putin di-
ğer benzer ülkelerin de dikkate alınması gerekti-
ğini ifadeederek ABD'nin Asya'daki en yakın müt-
tefiklerinden Tayvan'ın kitle imha silahı geliştir-
mekte olduğunu hatırlattı. Putin, Bush'a Mosko-
va'nın eşitlik temelinde ilişki geliştirmeye yeşil ışık
yakabileceği mesajını veriyordu bu karşı açıklama-
sıyla.
VVashington, Putin'inAsya'daveAvrupa'daba-
zı ülkelerle ilişkilerini geliştirme çabasını ızlemek-
teydi. Bu çabanın önünün kesilmesi gerektiği dü-
Şüncesi yaygındır. Bush yönetiminde Rusya gibi
ülkelerde etnik kışkırtmalar ya da bölgesel çatış-
malarla bu amaca ulaşmak önemli riskler taşıdığı
için bu yöntemler ikinci plana itildi şimdilik. ABD'nin
bölgedeki etkinliği önünde engel olarak duran
Moskova-Pekin dayanışmasının Asya'da katılım-
larlagüçlenmesinin önünün kesilmesi ise bölge ül-
keleriyle bire bir ilişki kurularak sağlanmaya çalı-
şılıyor. VVashington yönetimi 11 Eylül sonrası Ta-
cikistan, Kazakistan ve Kırgızistan'la kurduğu kar-
şılıklı ilişkilerle etkinliğini arttırmayı sürdürüyor. Bu
girişim Rusya ve Çin'in Şanghay Işbirliği Teşkilatı
şemsiyesi altında bir savunma paktı kurma girişi-
mini de sulandırmayı amaçlıyor.
Rusya'yı Kafkasya'dan dışlama çabalan Putin'i
Çin dedahil alternatif arayışlarına itmiştir. Mosko-
va'nın Belarus, Kazakistan, Kırgızistan veTacikis-
tan'la birlikte kurduğu Ortak Güvenlik Anlaşması'na
Ermenistan'ı da alması, Kafkasya'da bir denge
arayışında olduğunu gösteriyor. ABD'nin Azerbay-
can ve Gürcistan kartına karşı Ermenistan'ı kullan-
mayı hesaplıyor Moskova. Bush yönetiminin Eri-
van'a, Iran'la geliştirdiği ilişkilerini bahane ederek
baskı yapması da bu nedenledir. Putin, Almanya
ve Iran'ı kurmaya çalıştığı ilişki zincirine ekleme ça-
basını sürdürmektedir. Putin'in VVashington'dan
gelen her hamleye, karşı hamleyle cevap verme-
si sonucu, VVashington yönetimi ilişkilerde Mos-
kova'ya öncelik vermek zorunda kaldı. Moskova
alternatif ilişkiler geliştirerek VVashington'un ken-
disine yaklaşımındaki tutumunu lehine çevirme
hesabında başanlı.
Alternatif güç merkezlerinin artması ve bu mer-
kezlerin dayanışma içinegirmeleri Pentagon'u ra-
hatsız ediyor. Mart 1992'de yayımlanan ve alter-
natif güç merkezlerinin doğmasını engellemeyi
ABD dış politikasında en önemli hedef olarak be-
lirleyen Pentagon raporu da bu tür gelişmeleri ön-
lemeyi amaçlıyordu. Bu plana uygun hareket edi-
yor Bush yönetimi.
Kissinger geçen yılki bir yazısında zamanla Al-
manya'nın Avrupa'da lider rol talep edeceğini be-
lirtiyordu. Almanya'nın etkinliği ve gücü arttıkça Rus-
ya toparlanmasını sürdürdükçe Rusya- Almanya
yakınlaşmasının gelişeceği ve bunun ABD'nin böl-
gesel etkinliğini kıracağı riskinden söz ediyordu Dr.
Kissinger.
VVashington bazı tavizlerle Rusya'yı yanına çe-
kerek bu riski savuşturmak ve Avrupa ile Asya
arasında bir tampon devlet olarak tutmak hesabı-
nı yapıyor. Bush yönetimi, AB öncü devletleri ile
Asya öncü devletleri arasındaki ilişkinin ABD'yi
her iki bölgeden de dışlama çabalarını işin başın-
dan bozmakta başarılı olamazsa, ileride kendi tas-
fiyesinin önünü açabilecek gelişmeleri engelle-
mekte çok zoıianır. Putin yönetimi elindeki kartla-
n, gelişmelerden azami ölçüde yararlanmak için kul-
lanmaya çalışıyor. Bu arada üzerine yük olan faz-
lalık nükleer silahlardan da kurtulacak ve kaynak-
ları yeni alanlara aktaracak. VVashington ise kay-
naklan, daha gelişmiş silahlar geliştirmeye yönlen-
dirdi bile.
E-posta: emingursesSyahoo.com
Fax: 0212 513 85 95
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6
1/Paralı asker.
2/Anadolu'da
kurulmuşeski
uygarük... Af- 3
yon'un bir il- 4
çesi. 3/Iskam-
bilde bir kâ-
b
ğıt... "—Hal- 6
de Leman": 7
AttüâÜhan ın g
romanı. 4/
Emirler, bey- 9
ler... "Ey vuslat, o
âşıklan efsuna — et"
(Yahya Kemal). 5/
Adlan sıfat yapan bir
yapun eki... Bir kim-
se ya da topluluğun
başkalannda bırak-
tığı izlenim. 6/ Dü-
rüst iyi ahlakh... Yur-
dumuzun kıyılarm- 8
dakışlayanıslıkçıör- 9
dek. 7/ Atın ayağında genellikle bileğe ya da di-
ze kadar çıkan beyazlık... Bir çalgı. 8/ Bir Avru-
pa ülkesinin başkenti... Bir etkinliğin geçici ola-
rak durdurulduğu süre. 9/ Uçurum... Gümüşha-
ne'nin bir ilçesi.
YLTCARTOAN AŞAĞIYA:
1/ Balda ve birçok meyvede bulunan bir tür şeker.
2/ Seyrek dokunmuş bir rür kumaş... Esld Mısır'da
guneş tannsı. 3/Kaduılann bluz ya da gömlek üze-
rine giydikleri yelek... Atlas Okyanusu'nda Porte-
kiz'e ait takımada. 4/Tıp dilinde derinin kanlanma-
suıa verilen ad. 5/Ateş... Amerikyum elementinin
simgesi... Eyerin ön ve arkasındakı çıkıntılı bölüm.
6/lzmir'in Kemalpaşa ilçesinin eski adı... Gösteriş,
caka. 7/tş yapabılme yeteneği ya da sığası... Utanç
duyma. 8/"— Cabbar": Tiyatro oyuncumuz... Dik
yokuş. 9/ "Tüylö Bçi" de denılen bir meyve.