23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 MAY1S 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Türkiye'dezekâsı üst düzeyde olan çocuklar için herhangi bir çalışma yapılmıyor 'Üstün çoculdar' hazinesi• 'Üstün yetenekli çocuklar bir hazinedir'. 'Üstün yetenekli çocuklar bir felakettir'. Hong Kong'da düzenlenen 'Üstün Yetenekli Çocuklar Eğitim Konferansı"nda bu iki cümle sık sık yinelendi. Nedeni, bu çocuklann uygun eğitim almalan halinde yakuzca ülkeleri için değil tüm dünya için yarar sağlanacağı, aksi takdirde ise 'problem' olacaklannı vurgulamaktı. FtGENATALAY Her çocuk, anne-babasının gö- zünde üstün yeteneklidir. Aslın- da büyük çoğunluğu ayının ve ya- şının gereğinı yerine getiren ço- cuklar, anne-babalanna göre, "ınu- aa^ler yaratiyordur. Ama kimi ço- cuklar gerçekten çok zeki ve ye- teneklidir. Çocuklannın üstün ze- kâlı oldugunu fark eden anne-ba- balar önce çok mutlu olurlar, ço- cuklanyla gurur duyarlar; daha sonra ise sorunlar başlar. Çocuk okulöncesi eğitim yaşına geldı- ğinde, yuva yöneticıleri, genel- likle, çok aktif, bağımsız, mükem- meliyetçi. yaşıtlanyla değil, daha büyüklerle birlikte olmak isteyen bu çocuklan kabul etmek ıste- mez. Üstün yetenekli bir çocuğun annesi, çocuğunun gittiği tüm yu- valardan "Uste para veretim siz evdebakm" denılerek çıkanldığı- nı anlatarak "Özürlü çocuklann hiç olmazsa gidebilecekieri ku- rumlar var. bizim çocuklanmızın ise yok" diyerek bu alandaki ek- sikliğı vurguluyor. Milli Eğitim Bakanhğı Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hiz- metleri Genel Müdürü AhmetGül de. "Engeffi çocuklanmızı kur- tarmaya çahşırken üstün yetenek- li çocuklanmızı kaybediyoruz" dı- yerek bu konudakı eksıklikleri ka- Üstün zekih çocuklann en önemli sorunu kendi yeteneklerine uygun eğitim alamamalan. Bu çocuklar, yasıtlanndan çok büyüklerle beraber ohnak istiyor. MADDİ OLANAKTAN YOKSUN 146 ÖĞRENCİ İNANÇ LİSESrNDE OKUYOR Türkiye 'nin şanslı üstünleri• Türkiye'de maddi olanaktan yoksun üstün zekâlı çocuklann okuduğu tek okul olan Inanç Lisesi'nde 47 kız 99 erkek öğrenci bulunuyor. Öğrencilerin tüm ihtiyaçlan Inanç Vakfı'nca karşılanıyor. Bir öğrencinin yıllık maliyeti 10 bin dolan buluyor. Okulda Anadolu Lisesi müfredatı uygulanıyor. Inanç Lisesi, Türki- ye'deki üstün zekâlı, ama maddi olanaktan yok- sun çocuklann öğrenim gördükleri tek okul. Gebze Muallim Kö- yü'ndeki okulda öğre- nim gören şanslı öğren- ciler, ailelennın maddi olanaksızhğı yüzünden eğitim fırsatı bulama- yan, çok üstün zihinsel yetenekli çocuklar ara- sından seçiliyorlar. Inanç Lisesi, lisenin ve tnanç Vakfi'nm kuru- cusu Sezai Türkeş'in ölen eşinin adını taşıyor. Hem okul hem de vakıf yönetıcılen 'Inanç' adı- nın yarattığı yanlış imaj- dan rahatsızhk dıryuyor- lar, ancak okulun tanın- masıyla bu imajın daya- vaş yavaş değiştiğine inanıyorlar. Okul Mü- dür Yardımcısı Yılmaz Keskin'in verdiği bilgi- lere göre, okulda 47'si kız, 99'u erkek olmak üzere toplam 146 öğren- ci öğrenim görüyor. Öğrencilerin tüm ihti- yaçlan Inanç Vakfi'nca karşılamyor. Bir öğren- cinin yıllık maliyeti 10 bin dolan buluyor. Okulda Anadolu Li- seleri müfredatı uygu- lanıyor, ancak öğrenci- lerin çok çabuk öğren- meleri nedeniyle daha yoğun biçımde eğitim veriliyor. Öğrencilerin yataklannın başucunda- lci gece olnıma lamba- lanna, belki bir gün özür- lü bir öğrencinin gelebi- leceği hesaba katılarak ikı katlı binalarda yapıl- mış asansörlere kadar düşünülen okulda, her öğrencı ders saatlerin- den sonra ıstedığı bir ak- tiviteye kaülıyoıu _ İlk mezunlar effel sınavında aldıkla- n en düşük puan ise 580. Zorunlu ılköğretim uy- gulamasıyla okulun or- ta bölümü kademeli ola- rak kapatılacak ve yal- nızca lise olarak öğre- nim verecek. Önümüzdeki öğretim yılında alınacak öğren- cilerin seçmelerinin ya- pıldığını belirten Kes- kin, okula nasıl öğrenci ahndığını şöyle anlattı: "Bütün ülerinrehbenik araşürma müdüriükle- rinden,illerindeki üstün yetenekli çocuklan be- lirlemelerini istiyoruz. Her flin bir kontenjanı otuyorve bunun en az bi- rinin laz obna zonınlu- luğu bulunuyor. Seçilen çocuklan aileleriyle bir- likte okulda koouk edi- yoruzveburada yetenek ve zekâ testine tabi tutu- yoruz. Bu testin sonuçla- nna göre okuhunuzda öğrenim görecek çocuk- lan seçiyoruz. Bu yıl do- ğu iBerinden geknlerin ve kızlann oranı arttL." Cenel hedefler tnanç Lisesi'nin ge- nel hedefleri şöyle sıra- lamyor: • Matematik ve fen derslerini dil, sosyal bi- limler, sanat ve spor dal- lan ile disiplinlerarası bir yaklaşım içerisinde birleştirebilmek. • Öğrencilerde üstün zihinsel potansiyeli ger- çekleştirmek, akademik başanyı arttırmak, ya- raöcılığı desteklemek ve sorumluluk duygulannı geliştirmek. • Öğrencilerin fîzik- seL zıbansel, duygusaL. kişilik ve ahlak gelişim- lerini biitûncül bir ba- Maddiolanağıbulunmayan üstün çocuklann çoğuveterli eğitinı nrsaübulamıvor.(Fotoğraflar: KADER TUöLA) Okul ilk mezunlannı bu yıl verecek. Dört öğ- renci şımdiden ABD 'de- ki ünıversıtelerden tarn burs kazanmış. 17 öğ- rencinin girdikleri To- kısla destekleyebilmek. 9 Her a l?o<ia bilme, öğrenme, araşürma me- rakını.yönlendirerek so- ran, inceleyen, problem çözebilen lider özellik- lerine sahip kişiler ye- tiştirmek. Ailelerin çocuklara karşı göstereceği davranışlar 4 Merak giderflmelfProf. Ümit DavashgiL aileler tarafindan alınması gereken önlemlen ve benimsenmesi gereken tutumlan ise şöyle anlatıyon • Çocuklann merakmın giderOmesi - Üstün çocuklann önemli özelliklerinden biri meraknr. Bazen yetişkinler, çocuklaruıın sorulannı yanıtlamakta zorluğa uğrayabilirler. Böyle durumlarda çocuğa karşı tepkisiz kalmak yerine kitaplardan, ansiklopedilerden, dost ve uzman kişilerden yararlanmak gibi başka çözüm yollan bulmalıdırlar. • Anne-babalann iyi dinleyicüer olmalan • Gelişim yfizteruıin aytti hızda çocuklanrun sosyal düzeylerini yargılarken. zihinsel gelişimlerini değerlendirirken kullandıklan yüksek kriterlere başvururlarsa çocuklanna iç çatışma ve gereksiz gergınlik için zemin hazırlamış olabilirler. • Mükemmeliyetçilik - Çoğu kez üstün çocuklann ilgi alanlan ve duygusal konularla _ilgili olarak kendılennc Üstünlerdeki bütün gelişim yüzlennin aym hızda geîîşmediği gerçeği de unutulmamalıdır. Çoğu kez zihinsel gelişim, sosyal ve duygusal gelişünden daha ilerdedir. Anne-babalar koyduklan standartlar, artne- babalannm, öğretmenlerinin ve toplumun beklentilerinin çok üstündedır. Bu durumda anne- babalann çocuklannın mükemmeliyetçilik duygulanyla baş etmelerine j'arduncı olacak bazı tutumlan benimsemelerinde yarar vardır. 'Çiftistevti sosyal etkfleşim- düzeyde üetişim kuracaklan ve aym zamanda da sosyal etkileşün içinde olacaklan bir arkadaş grubuna sahip olmalan konusunda çocuklanna imkânlar yaratmahdırlar. Eğer bu iki işlevi aynı arkadaş grubu karşılayamıyorsa o zaman iki farklı arkadaş grubu temin etmelidir. • Harekete dayah becerilerin geliştirilmesi • Her alanda üstünlük gösterilemeyeceği gerçeği • Yaratıcılık - Bağımsızlığı engelleyici tutum, yaratıcılığın da baş düşmanıdır. • Tutarlı bir dısiplin ilaması. • Çatı Anne-babalar sosyal gelişim evrelerine göre çocuklannın sosyal gelişimlerini desteklemelidirler. Çoğu zaman üstün çocuklar yalnız çocuklar olarak karşımıza çıkarlar. Anne-babalar onlann zihinsel j*ahşma alışkanl}ğınjn_ gehştıritmesi. 1 Yaşam felsefesinin oluşturulmasına yardımcı olma. • Isyankârlıklan ile baş etmelerine yardımcı olma. • Üstünlüğün anlamını açıklama. bul ediyor. Milli Eğitim Bakanh- ğı verilerine göre Türkiye'deki üs- tün yetenekli çocuk sayısı 452 bin. Üstün yetenekli çocuklara eğitim verilmesi amacıyla kurulan an- cak çeşıtli nedenlerle başanlı ola- mayan Yeni Ufuklar Lisesi'nin sahibi Nazif Ülgen'e göre ise bu sayı 650 bin. Yeni Ufuklar Lisesi ile Inanç Lısesı'ndeki toplam öğ- renci sayısı ise yalnızca 286. Mil- li Eğitim Bakanhğı'nın üstün ye- tenekli çocuklar için bazı projeleri var ama henüz özel bir öğretim programı bile uygularnaya konulabil- miş değil. Üstün yetenekli çocuklann eginrnı ıçın yülar- dır uğraş veren Istanbul Ünı- versitesı Hasan Âli Yücel Eğitim Fakültesi Dekan Yar- dımcısı Prof. Dr. Ümit Davas- hgiL üstün çocuklan şöyle anlatıyor: "Smıfta bir araş- ormaaedasıyla khaplardan yararlanan,deııeyyapan,pro- jeler iireten, sürekB sorular soran, düşüncelerini pa>1a- şan aktif, üretken bir öğren- ci de üstün yeteneğe sahip olabiür. Suufian kendini so- yutiamış, dersle ve çevresiy- teUgOenmeyenveyaarkadaş- lannı sürekB güklürüp der- si kavnatarak snufin palyaço- su durumuna gelen veya ohunsuzbirtutum içmdeher şeye karşı gefcn çocuk da üs- tün yeteıtekler sergileyen bir öğrenci olabilir. Birinci ör- nek, eğitim gereksinimleri karşıianan üstünyeteneğesa- hip bir öğrencinin, diğerleri ise bu açıdan tatmin edile- meyeD yüksekpotansjyele sa- hip öğrencilerin davranışla- nnı yansıtnıaktadır. Neyazık ki ülkemizde son örneklere benzer davranışlar sergile- yen öğrendlereepev miktar- da rastlanmaktadır. Çünkü bu tür çocuklann özelnkleri- ne uygun farkblaşunlmış bir program uygulaması daha henüzMilli Eğhiminiiznı bir politikası ve felsefesi haline gehnemiştir.'' Prof Dr Ümit Davaslıgıl, üstün çocuklann özellıkle- rini şöyle sıralıyor: Fizlksel özelllkler • Fizıksel yapı ve sağlık- lan normalin üstündedır. • Üstün nitelikte sinir sis- temine sahıptırler. • Aşın duyarlı sinir siste- mine sahip olmalan normal yaşıtlanna oranla daha ha- reketli olmalannayol acabi- ür. Bebekhk dönemınde da- ha az uyku gereksinimi duy- malanyla dikkat çekebilir- ler. Yüksek fiziki enerjiye sahip üstün çocuklar, hipe- raktif çocuklarla kanştınl- mamalıdırlar. Hiperaktif ço- cuklar istemli dikkat ve dav- ranış denetımını gerçekleş- tiremezler. Oysa bu tür üstün çocuk- lar çok aktif olmalanna kar- şm çok az hıperakuvıte semp- tomlan gösterirler. Ancak üstün olup gerçek hiperaktif çocuklara rastlamak da müm- kündür. • Duyu organlan keskin- dir. Bebeklerde bu aşın du- yusal uyanlabilirlik, batta- niyeleri üstlennden atma, altlannın ıslanmasından ra- hatsız olma, gürültüye yo- ğun tepki gösterme bıçımin- de ifade bulabilir. • Olgunlaşma daha hızlı bir seyir gösterir. • Kuvvetlidirler ve koor- dinasyon gerektiren faaliyet- lerde tepkileri hızlıdır Sosyal gellslm özeHlkleri • Kendilennden büyük çocuklarla karmaşık oyun oynama eğilımındedırler • Karşısındakilenn düşün- celennı, duygulannı ve ıs- teklenni kestirebilmeyetene- ğine sahiptirler. • Grup içindeki liderliğin amar.ı ve işlevinı kavraya- bilmeleri vedığerlennın ge- reksinim ve ilgilerine duyar- lı olabilmeleri nedeniyle ge- nellıkle Uder olma eğilimin- dedirler. • Espn yetenekleri geliş- mıştir. SÜRECEK CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Bir Uhısu Birleştipen Anlar Galatasaray-Arsenal maçını yine yolculukta oldu- ğum için izleyemedim... Bizi Kıbrıs Ercan Havaala- nı'na getiren uçağın pilotu ilkyannın beraberesonuç- landığını bıldirdiğinde bir gün sonrakı tatil nedeniyle tıklım tıklım dolu Air - Bus uçağının yolcularından yükselen alkışlara ben ve eşim de katıldık. Maçın uzatma bölümünü ise Lefke Avrupa Üniversitesi ara- cının radyosundan heyecanla iztedik. Penaltılar bö- lümüne Gime'deki otelde yetiştik. Galatasaray'ın şampiyonluk sevincini otelin TV odasında, hiç tanı- madığımız kişilerle ve Lefke Belediyesi ile universi- tenin ortaklaşa düzenledikleri edebiyat günlerine ka- tılmak üzere Kıbns'a bizden daha önce gelmiş olan Refik Durbaş ve Mehmet H. Doğan'la paylaştık.. Oysa ne ben, ne eşım, ne bıldığım kadarıyla arkadaş- lanm futbol meraklısı değılız. Bu ise bambaşka bir şey- di. Ertesi sabah eşim, "Galatesaray kazandığında, göz- lerim yaşardı, şimdi de yaşanyor, bu nedir?" dedı. Evet, bu nedir? Bu, bir ulusu birleştiren anlardır... ••• "Ulus", "ulusallık", "ulusçuluk" sözcüklerini san- ki korkarak kullanıyoruz. Peki, bu nedir? Bu ise ay- dınımızın halkından kopukluğudur. Sıradan insanı- mızı heyecanlandıran duygulara, halkın ortak değer- lerine aydınımızın yabancı düşmüş olmasıdır. Genel- leme yapmak belki doğru değil. Fakat sanıyorum ki. bu saptamada bir gerçeklik payı var. Üniversitedeki toplantıda yaptığım konuşmada Türkiye toplumu- nun kendine özgü değerierinden, kıpır kıpır canlılığın- dan söz ederken bir gün önceki maçın göruntülerı- ni, Fatih Terim'in kabına sığmaz hareketlilığiyle In- giliz takımı çalıştıncısının bitkisel durgunluğu arasın- daki karşıtlığı örnek olarak verdiğimde salonu doldu- ran genç izleyici topluluğundan bir alkış yükseldı. Orada yine, bu kez bu genç üniversiteli topluluğuy- la bir ulusu birleştiren anlardan birini yaşadık. Oysa biliyorum ki, yukarda andığım kavramlan kuramsal olarak tartışsak, anlasamayacağımız, farklı duşüne- ceğimiz yönler de olacaktı... ••• Onuncu Cumhurbaşkanımızla ılgıli düşüncelerim- den geçen haftaki yazımda söz etmiştim. Sayın Se- zer'in TBMM'deyaptığı konuşmayı ızlerken duyum- sadıklarımız da sanıyorum ki bir ulusu birleştiren an- larla ilgiliydi. Kendi payıma, Cumhurbaşkanı'nın bu ilk konuşmasını ızlerken, biliyorum ki pek çok kışi gı- bi, Galatasaray'lı futbolcumuzun penaltı vuruşunu yapmak üzere topa doğru koştuğu o birkaç sanıye- liksüreyi izlerkenki duygu içindeydim... Soluğumu tut- muş, çok farklı alanlarda Turkiye'yi temsil eden bu çok farklı insanlann başarılı olmasını yürekten diliyor- dum... Çünkü bunlar, bir ulusu birleştiren ender an- lardandır... • • • Yaklaşık on yıllık bir süre yabancı ülkelerde, çoğun- lukla da Batı ülkelerinde yaşamış bir insanım... Bu- tün bu ülkelerde, farklı görüşlere sahip, farklı toplum- sal kesımlerden insanlann nasıl bir ulusal bilince sa- hip olduklannı gördüm... Farklı toplumsal kesimler, sınıflar arasındaki çrkar çatışmalan yadsınamaz btr ger- çektir. Fakat ortak ulusal değerler, ortak ulusal kîm- lik özellikleri de en az bir o kadar yadsınamayaöak birgerçektir... Peki bizim ülkemizde bu konudaki be- lirsizlikler, özellikle de sıradan halk insanıyla aydını- mız arasındaki karşıtlık nereden geliyor? Sanıyorum ki toplumumuzun ulusallaşma süreçlerıne geç gırmiş olmasından. Bir de, yine öyte sanıyorum ki, özellikle 6O'lı yıllarda tanıştıgımız toplumculuk kavramını ye- terince sindirememiş olmamızdan... Bu iki olgu, bir yandan şoven ulusçuluk, ümmetçilik vb. geri ve aşı- n akımlan beslerken, bir yandan da ulusal değerlere neredeyse tümüyle yabancı, benzeri Batı solculan ara- sında da görülemeyecek ölçude "enternasyonalcı" birsolcuaydıntipiyarattı... • • • Yıllar önce, başiığını Yahya Kemal'den odünç al- dığım "Köksüzlük" sözcüğünün oluşturduğu bir ya- ayazmış, yazımda yine Yahya Kemal'in "Atik Valde'den Inen Sokakta" adlı bir şiirinden söz etmiştim. Şıirın- de Yahya Kemal, Istanbul'un yoksul bir semtindekı bir ramazan akşamını betimlerken, aydının yalnızlı- ğını, halkından kopukluğunu anlatıyordu: "Tenha so- kakta kaldım oruçsuz ve neşesiz I Yurdun bu iftarak- şamından uzak kalmanın gamı I Tanfsız yaşattı ru- humda birgurbet akşamı..." Bu dizelerde dile getı- rilen ne dindarca bir duygu, ne buna benzer başka bir şeydir. Bir ulusu birleştiren anlardan uzak kalma- nın hüznüdür... • • • Türkiye aşması gereken ve aşacağına inandığım bütün sıkıntılanna rağmen sanki yeni bir ufka doğru yürüyor... Toplumumuzun başanya ve çağdaşlaşma- ya gereksinimini, karşı konulamaz birdürtü gibi, ne- redeyse bütün toplumsal kesimlerce duyumsuyo- ruz... Burada, aydınımıza büyük görevler düşüyor. Her şeyden önce de ulusu içten içe kımıldatan değer- lerin farkında olmak... lyimser ve gerçekçı olabıl- mek... Crevde 5. gün SASA işçisine destek artıyor ADANA (Cumhuriyet Güne» lüeri Bürosu)- SA- SA grevınde 5. güne gın- lirken sendika ve demok- ratık kıtle örgütlerinın des- teği de sürüyor. KESK'e bağlı bazı sendika başkan ve yöneticileri dün fabri- ka önüne gıderek grevde- ki işçilere destek verdiler. KESK dönem sözcüsü Haber-Sen Başkanı Yasin Aytaç, "Bugünkü ohun- suzluklara bir başkaldın, bir karşı koyuş olan SASA işciterinin grevini kamu emekçileri olarak destek- ile bir süre göriişüp. grev gözcülenne başanlar dıle- dıler. KESK'e bağhiendıka- lann gösterdığı duyarlı- lık, venlen desteğin grev sürecınde kendilerıni onurlandırdığım ve gûç- verdiğını belirten Kaba- ca da, "Verflen destekler bizi daha da umutlandır- nuş, cesaretlendirmiştir. Budesteklerinişçininenıe- ğJnin hakkını alnıa müca- delesinde başan>ı getire- ccğıııc tnsıtıvonız ı konuştu. Kabaca, ışyer liyur, sonuua dek davamş- de DibnerSabancı nın da ma içinde olacağunızı be- &1iyonK*dedi. SES,BTS,BES,Ener- ji Yapı Yol-Sen ve Eği- tim-Sen yönetıcileriyle birlikte SASA önüne ge- len KESK yönetıcılen, Petrol-lş Sendikası Şube Başkanı Ahmet Kabaca sahibi olduğu fırmanın dı- şında Ateş ve MB adlı ta şeron firmalarda şu anda 600'e yakın ışçı çalıştığı- nı da anımsatarak, ",\ma- cunız buradaki arkadaş- - lanmızı da kadro> a aldır- maknr. İş güvencesi her çahşanıi] hakkKtar" dedı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle