Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 MAYIS 2000 CUMARTESİ
HABERLER
DUNYADA BUGÜN
ALİ StRMEN
Coca Cola ve İslam
Kimi günler insan, öyle haberler ve olaylar-
la karşılaşıyor ki, bir yaşına daha giriyor.
Hafta içinde gelen Mısır kaynaklı haber de
öyleydi. Aklıevvel hocanın biri çıkmış, Coca
Cola'nın tersten okunuşunun, Allah'ın birliği-
nin inkârı anlamına geldiğini söylemiş ve bu
renkli içecek çevresinde bir fırtına kopmuş.
Düşünebiliyor musunuz, Coca Cola için
böylesine bir yargının yaygınlaşmasının so-
nuçlannı?
Birdenbire, rakibi Pepsi ile birfikte (siz yan-
larına blucini de katabilirsiniz) Amerikan ya-
şam tarzının enternasyonal simgesi olan Co-
ca Cola Müslüman ülkelerde, alkollü içki mu-
amelesine tabi tutulacak. İçki yasağının kimi
Müslümanlarca delindiği ve bunların sayılan-
nın arttığı da düşünülürse, daha da beteri, bu
renkli gazoz, sözü geçen ülkelerde tümden
yasaklanacak.
Işte bir delinin kuyuya attığı ve kırk akıllının
çıkaramadığı taş buna derler.
Coca Cola, simge olmanın ötesinde kimile-
rinin gözünde gelişmişlığin göstergesi.
Yooo gülmeyin, kimi Amerikalı uzmanlar, ül-
kelerin gelişmişlik düzeylerini oradaki McDo-
nald's veya öbür hamburger markası mağa-
zaların sayısına göre beliriiyorlar.
• • •
Dünyamız küçülüyor a dostlar! Buna da kü-
reselleşme diyorlar.
Yani artık, herkesin her şeyden anında ha-
berdar olduğu, sınırlann emek için değilse bi-
le, para için kalktığı bir dünyada yaşıyoruz.
Bütün dünyanın insanları içinde, ne kadar
çok kişi, aynı filmi ya da TV dizisini izler, aynı
gazozu tüketir, aynı markayı giyer, aynı düşü
görürse, o kadar küreselleşiyoruz demektir.
Artık, herkes değil ama dünyanın egemen-
leri gittikleri yerlerde de evlerindeki alışkanlık-
ları anyorlar.
Gezgin ile turisti ayıran önemli özelliklerden
biri de bu.
Eskinin gezginleri, dünyayı tanımak, kendi-
lerine benzemeyen insanlan görmek, onlann
alışkanlıklarını, geleneklerini öğrenmek için
aşarlardı binbir mihnetle mesafeleri.
Günümüzün turisti ise, alıştığı, gittikçe de
normları uluslararası ölçütlere oturan kendi
yaşam biçimi ve alışkanlıklarını başka dekor-
larda sürdürmek için düşüyor yollara.
Dünün gezgini, Türkiye'yi görüp tanımak,
anlamak ve anlatmak için gelirdi ülkemize. Bu-
günün turisti ise, tatilınde alışkanlıklarını bizim
güneşimiz altında sürdürmek için geliyor.
Gezgin, ülkeden ülkeye uzun bir macera ya-
şardı.
Turist ise Hilton'dan Hilton'a, Sheraton'dan
Sheraton'a yalnız pencereden gözüken de-
korların değiştiği sabit bir bıteviyeliğı yaşamak
üzere programlanmıştır.
•••
Durum böyle olunca Cola egemenliğinin kı-
nldığt ülke, o ana kadar '7n"lerin en başında
bile bulunsa, birden "out" oluverir.
Neyse, Mısırtehlikeyi son anda müftü efen-
dinin verdiği bir fetva ile atlatmış, Cola ile Is-
lamiyet arasında hiçbir çelişki ve çatışma ol-
madığı kanıtlanmış.
Mısır, çok güç bir durumdan kurtulmanın
sevinciyle rahat bir nefes almış.
Biz de kendilerine "geçmiş olsun" diyoruz.
Çünkü unutmayahm, küreselleşen dünya-
mızın en yaygın tüketim simgelerinden biri
olan Coca Cola'ya karşı çıkmak kolay iş de-
ğil.
Cola'ya yani küreselleşmeye karşı koymak,
küfür etmek, emperyalizme karşı nutuk atma-
ya benzemez, çağımızda dini ne olursa olsun,
bütün insanlar için en büyük günah budur ve
ceremesi burada ve de hemen çekilir.
Cola ile islamın çelişmediği, müftü fetvasıy-
la çıktı ortaya.
Biz bu görüşe, haddimiz olmadan candan
katılıyoruz. Hatta daha ileri gidip, "İslam da
Cola ile daha iyi gider" diyoruz.
Malum ya, günümüz yaşamında her şey Co-
la ile daha iyi gidiyor.
1 polis elinden yaralandı
Kartal'da hücreevi
baskını: 1 ölü
İstanbul Haber Servisi
- Kartal'da hücreevi
"Baskınında I mflîtâh
öldürülürken, 3 militan
yakalandı.
Kartal Kurfalı
Mahallesı Abdi Ipekçi
Caddesi Mutlu
Sokak'ta bulunan4
katlı bir binanın 2.
_ atında yasadışî
-şeriatçı Tevhid-i Selam
örgütü üyesi olduğu
öne sürülen militanlar
ııhmduğu duyufnantr
alan Terörle Mücadele
Müdürlüğü ekipleri
dün gece saat 00.30
civannda baskın
düzenledı.
Milıtanlann teslim ol
çağrısına karşı ateş
açması üzenne çıkan
çatışmada î militan
ölü, 3 militan da sağ
ele geçirildi.
Çatışmada 1 polis
memuru elinden
yaralanarak tedavi
altına alındı. Çevrede
yoğun güvenlik
önlemlen aîinıffcen
istanbul Emniyet
Müdürü Hasan
Özdemir, baskının
^ffdından olay yerine ~
gelerek yanm saat
incelemelerde
bulundu. Özdemir olay
yerinden aynlırken
gazetecilerin sorulannı
yanıtsız bıraktı.
Batman'da gözaltına alınan 3 doktordan Zekeriya Ezer, 4 kişiyi öldürdüğünü itiraf etti
Hizbullah'm canavar doktoru
MAHMUT ORAL/ARİF ASLAN
DtYARBAKIR/BATMAN - Hizbullah'ın ka-
mu kuruluşlannda yoğun biçimde örgütlendiği
Batman'da 3 doktor Hizbullah bağlantılan oldu-
ğu gerekçesiyle Diyarbakır'da gözaltuıa alındı.
Batman Devlet Hastanesi'nde görevli doktorlar-
dan Zekeriya Ezer'in 4 kışiyı öldürdüğünü, 1 kı-
şiyi de yaraladığını itiraf ettiği bildirildi.
Yurt genelinde sürdürülen Hizbullah operas-
yonlan kapsamında Batman'da gözaltına alınan
bir Hizbullah militanının ifadelerinden yola çı-
kan Batman Emniyet Müdürlüğü Terörle Müca-
dele ekipleri, Batman'da iki dönem RP'den be-
lediye başkanlığı yapan ve geçen yıl yaşamını
yıtıren Sahh Gök'ün oğlu Dr. Aydın Gök, Bat-
man Devlet Hastanesi'nde görevli doktorlar
Lokman Sezgin ve Zekeriya Ezer'i örgüt bağ-
lanüsı olduğu gerekçesiyle gözaltuıa aldı. Ay-
dın Gök Elazığ'a, Lokman Sezgin de sorgulan-
• Batman'ın RP'li eski Belediye Başkanı Salih Gök'ün oğlu Dr. Aydın Gök,
Batman Devlet Hastanesi'nde görevli doktorlar Lokman Sezgin ve Zekeriya Ezer
örgütle bağlantılan olduğu gerekçesiyle gözaltına alındılar.
mak üzere Batman'a gönderildı. Zekenya Ezer
ise Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'nde sorgu-
ya alındı.
Ezer, verdiği ifadede, 1994 yılında Diyarba-
kır'daki Dicle Ünıversitesi Tıp Fakültesı'nde öğ-
renci olduğu sırada kanştıgı eylemleri anlattı.
Zekeriya Ezer'in 1994 yılında Batman Sakarya
Caddesi "nde Murat Amn, Diyarbakır Fatihpaşa
Mahallesi'nde Cahit Bitkin. Istasyon Caddesi
Ayhan durağında Lokman Abik ve Melıkahmet
Caddesi'nde de Feytan Aktaş'ı öldürdüğünü iti-
raf ettiği bildinldi. Ezer, Melikahmet Caddesi'n-
de Abduflah tçöz'ü de yaraladığını anlattı.
Batman'ın Gercüş ılçesinde örgüt lideri Hü-
seyin VeBoğlu'nun köylüsü olan Ezer uzun süre
Elazığ'da görev yaptıktan sonra geçen yıl Bat-
man
5 No'lu Sağlık Ocağı'na atandı. Ezer daha son-
ra Devlet Hastanesi'ne alındı. Hizbullahçı dok-
torun, örgütün"İlimciler'' kanadmda uzun süre
faaliyet gösterdiği belirlendi.
Gözaltındaki doktorlardan Aydın Gök'ün kar-
deşi Kutbettin Gök de tslami Hareket davasın-
da tutuklanmıştı. Çetin Emeç ve Turan Dıırsun
cinayetlenne kanşmakla suçlanan Gök'ün evle-
nerek Konya'ya yerleştiği belirlendi.
Hizbullah'ın temellerinın atıldığı Batman'da
kamu kuruluşlannda da örgüte yönelik çok sa-
yıda operasyon yapıldı. Şeriatçı terör örgütü-
nün özellikle müftülük, Milli Eğitim ve Sağlık
Bakanlığı'na bağlı kurumlarda yoğun biçimde
örgütlendiği saptandı.
Batman pclisi Hüseyin Velioğlu'nun öldürül-
dügü operasyondan bugüne kadar yaptığı çalış-
malarda Hizbullah bağlantılan nedenıyle 66 ka-
mu çalışanııu da gözaltına aldı. llk operasyon-
da aralannda öğretmen, imam ve doktorlar ile
çeşitli kuruluşlarda çalışan memurlann da oldu-
ğu 45 kişiden 15'i tutuklandı. Tutuksuz yargı-
lanan ve haklannda idari soruşturma da açılan
30 kişi ise açığa alındı.
Polis ikinci operasyonda, Batman Emniyet
Müdürlügü'nde bekçi ve hizmetli olarak çalışan
8 kişiyi de Hizbullah bağlantılan nedenıyle gö-
zaltuıa aldı. Mahkemenin tutuksuz yargılamak
üzere serbest bıraktığı görevliler açığa alındı.
Batman'da kamu çalışanlanna yönelik geçen
hafta yapılan son operasyonda da 13 öğretmen
gözaltına alındı. Öğretmenlerden 3'ü tutuklan-
dı. Aralannda Sakarya llköğretim Okulu Müdü-
rü Tahir Güneş'in de bulunduğu 10 kişi de tu-
tuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Türkiye'ye yönelik faaliyetlerin sona erdirilmesi için önlem alınmasını istedi
Cem'den îran'a uyarı mektubuANKARA (Cumhumet Bûrosu)
- Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Hüseyin Krvnkoğhı, tran konusunu
"çok kritik" olarak niteledi. Dışiş-
leri Bakanlığı, 27 Mayıs'ta Tah-
ran'a gitmesi öngörülen Dış Tica-
ret Müsteşarlığı'na "Konjonkrür
uygun değü" telkininde bulundu.
Îran'a Hizbullah dosyasını ileteme-
yen Dışişleri Bakanı tsmail Cem,
lranlı muhatabı Kemal Harrazi ye
gönderdıği mektupta, Iran toprak-
lanndan Türkiye'ye yönelik faali-
yetlerin sona erdirilmesi için ge-
rekli önlemlenn alınmasını istedi.
Türkiye, Türk aydınlanna yöne-
lik suikastlan düzenleyen, PKK ve
köktendinci terör örgütlerini des-
tekleyerek kanşıklık yaratmaya ça-
lışan tran yönetınune karşı açık ta-
vır alıyor. Atatürk Banş Odülü ne-
deniyle dün Çankaya Köşkü'nde
düzenlenen resepsiyona katılan
Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Kıvnkoğlu, gazetecilerin Iran'la
ilişkiler konusundaki ısrarlı sorula-
nna "Çok kritik konu. Bu konuda
yonun yapmajacağun" dedi.
Iran yönetimine karşı Hizbullah
dosyası ve mektuplarla girişimler-
de bulunmaya çalışan Dışişleri Ba-
kanhğı, 27 Mayıs'ta özel şirket
temsücilerinin de yer alacağı DTM
heyetinin Tahran'a gıtmesine iliş-
kin olarak "Konjonktür uygun de-
ğü" telkininde bulundu. Dışişleri
Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetki-
li, DTM heyetinde ağırlıklı olarak
özel şirket temsilcüerinin buluna-
cağını, ancak Müsteşar Kürşad
Tüzmen'ın de heyetın başında gıt-
mek ıstedığını belırterek "Ozelşir-
ket temsilcilerinin gitmesinde bir
sakmca yok. tran'la çok hassas bir
dönemden geciyoruz. Bu dununu
Sayın Müsteşar'a ileteceğiz" dıye
konuştu. Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer de göreve geldiği gün
yaptığı açıklamada tran'a gitmeye-
ceğini bıldirmişti.
Cem, tranlı karşıtına vereceği
yanıtı, üzennde yaklaşık 10 gün ça-
lışarak tamamladı. Cem'in mektu-
bunun tran'a önceki gece diploma-
tik kuryeyle gönderildiği, ancak bu
ülkede cuma gününün resmı tatil
olması nedeniyle henüz tran ma-
kamlanna iletılemedığı kaydedil-
dı. Cem, Içişlen Bakanlığı'nın ha-
len soruşturduğu konulara doğru-
dan gırmedığını, ancak Iran toprak-
lanndan Türkiye'ye yönelik faali-
yetlenn sona erdirilmesi için ge-
rekli önlemlerin alınması gerektiği-
ni bildırdi. Aynı mektupta Cem'in,
Harrazi'nin Türk basınıyla ilgilı
eleştirilerine "Tûrkiye'de basın
hürdflr, hiçbir şekilde hükümetin
etldsi akında değüdir" yanıtmı ver-
diği belirtildi.
Hizbullah terör örgütünün
lran'la bağlantılannı içeren dosya-
nın Tahran'a ulaştınlmasında ya-
şanan sıkıntı giderilemedi. tran,
tçişlen Bakanlığı'nın hazırladığı
Hizbullah dosyasını Tahran'a ulaş-
tıracak özel temsılcı sıfatlı Türk
diplomatına randevu vermiyor.
Iran'ın Hizbullah bağlantısı ve des-
teğinin somut bulgularla yer aldığı
rapor, şündılık bekletihyor.
Üst düzey bir Dışişleri yetkilisi,
Türkiye'nin amacının tran'la ilişki-
leri kesmek olmadığmı, bunun her
iki ülkeye de yarar getirmeyeceği-
ni belırterek "lstegüniz, tran yöne-
timinin bizimle işbirliği yapmasmı
sağlamak. Şu ana işbirtigi konusun-
da çok sıcak bakmadıklan ortada.
Ama ilişkileri kesip atmak da bir
şey getirmez" değerlendirmesini
yaptı.
CHPPM üyesi Ercan Karakaş:
;
SPY'nin smaian içinde kafanmanuÜL
CHP'de tüzük
çalışmalan
dört koldan
Topal cinayeti, 'sorgu kaseti vardı-yoktu' çelişkisi yüzünden çözülemiyor MUTLUSEREUp y , g y ç ş y çy
Ağar komisyonu kasete kilideııcli
• ANAP lideri Yılmaz:
Yazıcıoğlu kaset var dedi.
Yazıcıoğlu: Kaset yok.
Yılmaz'a kasetten söz
etmedim.
SEBAHATKARAKOYUN
ANKARA - Eski tçişleri Baka-
nı Mehmet Ağar'ın çetelerle bağ-
lantılan olduğu savlannı incele-
yen TBMM Soruşturma Komis-
yonu'nda ÖmerLûtfüTopal cina-
yeti sanığı özel tim görevlilerinin
sorgulamalanndaki kaset sırn çö-
zülemedi.
Komisyona bilgı veren ANAP
Genel Başkanı Mesut Yılmaz es-
ki İstanbul Emniyet Müdürü Ke-
mal Yaaaoğju'nun kendisine sor-
gu kasetinden söz ettiğini söyledi.
Yazıcıoğlu, kasetin varhğını inkâr
ederken Yılmaz'a böyle bir bilgi
vermediğini savundu. Komisyon-
da özel timcilerin îstanbul'da sor-
gulan devam ederken Ankara'ya
getirümeleri ve serbest bıraküma-
lan konusunda da çelişkili açıkla-
malar yapılması dikkat çekti.
Ağar, özel timcilerin Ankara'ya
gönderilmesini Yazıcıoğlu'nun
önerdiğini beürtti. Ancak Yazıcı-
oğlu talimatın Ağar'dan geldiğini
söyledi.
Ağar'la ilgili çete suçlamalan-
nı araştıran TBMM Soruşturma
Komisyonu tutanaklan Ömer Lüt-
Ayhan Çarkın, Ercan Ersoy, Oğuz Yorulmaz, Mustafa Amnok, Sami Hoştan, Fevzi Bir ve SerdarÖzdağ, Ömer
Lütfü Topal cinayeti duruşmasında.
fü Topal cınayetiyle ilgili karanlık
noktalann boyutlanm bir kez da-
ha ortaya koydu.
Çelişkili açıklamalar
Tutanaklara yansıyan ifadeler-
deki çelişkiler dikkat çekerken,
Topal'ı öldürmekle suçlanan özel
timcilerin Ankara'ya getiritmele-
ri talimatını Ağar'ın verdiğini be-
lirten Yazıcıoğlu, sorgulamayla il-
gili kaseti ise inkâr etti.
Komisyon tutanaklannda
ANAP'lı Eyüp Aşüt ile Yazıcıoğ-
lu'nun birbiriyle çelişen açıkla-
malan da dikkat çekti. Aşık, To-
pal cinayetini özel timcilerin işle-
diği ve sorgulamada bunu itiraf et-
tikleri, itiraflann kasete alındığı
bilgisini ilk olarak Kemal Yazıcı-
oğlu'nun kendisine verdiğini söy-
ledi. Ancak Yazıcıoğlu "Eyüp
Aşık'la hiçbir görüşmesi olmadığı-
m" savundu. Tutanaklara yansı-
yan çelişkili ifadeler şöyle:
Kemal Yazıcıoğiu: Mesut Yıl-
maz, Susurluk'tan sonra beni ça-
ğırmış ve bazı meseleleri sormuş-
tu. Ben de görevim gereği kendi-
sine bu konulan söyleyemeyece-
ğimi, ancak bildiğim konulan
cumhurbaşkanına veya başbakana
arz edebileceğimi söyledim. Ni-
tekim de öyle oldu. Bunun dışın-
da kaset, belge, bilgi kesinlikle
böyle bir şey yoktu.
ANKARA - CHP Pafti Me'clisi. (PM)
üyesi Ercan Karakaş, genel merkezin tar-
tışmaya açtığı "Tüzük Çerçeve Tasla-
ğı"nm "etikflfcder" dışındaki bölümleri-
nin pek çok yönden yetersiz olduğunu
söyledi. Taslağm Siyasi Partiler Yasa-
sı'nm (SPY) sınırlanna sıkışıp kaldığını
belirten Karakaş, yasamn siyasi partiler
için getirdiği kısıtlamalara dikkat çeke-
rek, "Hazırlanan tüzük, SPY'nin suuria-
n içinde kalmamahdır
n
dedi.
Ercan Karakaş ise Sol Kanat'tan da ba-
ğımsız olarak bir tüzük öneri taslagı ha-
zffladı. Karakaş, 20 ilkeden oluşan ve bir
kitapçık haline getirdiği önerilerini hem
Sol Kanat'a hem de genel merkeze sun-
du. Karakaş'ın tüzüğe iiişkin görüş ve
önerilerinden bazılan şöyle:
• Aday üyetik süresi 6 aydan 1 yda çıka-
ntaıahve^evsel halegetirihndk&r. Heryû
sonundaTürkiyegenelinde ü>elik yapısry-
la ilgili olarakaynnüfa bir raporya>ımlan-
mahdır.
• Aday üyelikten sonra ilçe düzeyinde
görev almak için 1, il bazında 2, genel
merkez düzeyi için ise 3 yıl üyelik koşu-
lu aranmahdır.
• PartininenüstbirimkrdahUberk*-
demedeki birimkrinin deiegelerinin ve
üyelerinin günlerini, haftalannı hatta ba-
zen aylanru partUOer arasındaki dayantş-
ma duygusunu yokeden "görevden ahna"
ırjgulanıasma son verilmeü. bunun yerine
"geri çağırma" ükesi konmahdır.
• Tüzükte tüm kararlann "aşağıdan
yukanvadoğnı" yapılacak tartişmalaryo-
luyla oluşturuhnası ve örgütlerin kurulta-
ya karar tasansı sunma haklanmn bulun-
duğu esasa bağlanmalıdır.
SfFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Hagop Mıntzuri, 1886 yılında Er-
zincan'ın Küçük Armıdan köyünde
doğdu. Köyün ilkokulunda öğreni-
mine başladı. 1897 yılında Istanbul'a
geldi, aile büyüklerinin işlettiği fınn-
da çıraklık yaptı. Ortaköy'deki özel
bir Fransız okulunda bir yıl, Gala-
ta'daki Getronagan Ermeni llkoku-
lu'nda iki yıl okuyup mezun oldu. Or-
taöğrenimini Robert Kolej'de sürdür-
dü. Fransız ve Rus edebiyatçılannın
eserlerini yutarcasına okudu. 1905
yılında Robert Kolej'in 'freshmen' sı-
nıfında okuldan aynldı.
1906 yılında ilk öyküsü "Hars u
Gesur"u (Gelin Kaynana) yazdı ve.
Ermenice başında yer aldı. 1907 yı-
lında, on sene sonra köyüne döndü.
yani Erzincan'ın Armıdan'ına. Kö-
^ünde öğretmenlik yapmaya başla-
dı. Evlendi, dört çocuğu oldu. 1914
yılında bademcik ameliyatı için Is-
tanbul'a geldi. Üsküdar'da fınncılık
yaparken savaş nedeniyle ekmekçi
askeri olarak askere alındı.
Mıntzuri, askerde ekmek yapar-
ken, ünlü Ermeni tehciri başladı. De-
Mıntzuri'nin Erzincan'ından Bugüne
desi, annesi, kansı ve dört çocuğun-
dan bir daha haber alamadı. Armı-
dan köyü de yok olup gitti. Hagop,
artık ölûnceye kadar îstanbul'da ka-
lacaktı. Yeniden evlendi, iki kızı ol-
du. Yemcilik, kömürcülük, fınncılık,
kâtiplik gibi çeşitli işler yaptı. Bir
yandan da yazıyordu. 1978 yılında
îstanbul'da öldüğünde, Ermeni ede-
biyatının tanınmış isimlerinden bi-
riydi.
Hagop'un yüreği Armıdan'da kal-
mıştı. Bu nederile, en güzel öyküle-
rini, birer bekjesel tadında Armıdan
ve çevresi üzerine yazdı. Erzincan'ın
1800'lü yıllann sonundaki köy yaşa-
mını, farklı kültürierden, farklı dinler-
den insanlann yaşamını anlatan öy-
küleri, o bölgenin tarihine ışık tutacak
ayrıntılarla doluydu. Hagop Mıntzu-
ri'nin eserlerini Aras Yayıncılık Türk-
çeye kazandınyor. "Armıdan" kita-
bının ardından, yine Erzincan ve yö-
resinin köylerini anlatan "Atina Tuzun
Var mı?" kitabı da geçen günlerde
Aras Yayıncılık tarafından basıldı.
Güneşli, pınl pınl bir bahâr günün-
de Erzincan'dan Erzurum'a yolculuk
yaptım. Yanımda Erzincan Geçitli ar-
kadaşlar vardı. Fırat'ın dağlan dele-
rek açtığı vadiden yaptığımız yolcu-
luk boyunca, Mıntzuri'nin Erzincan'ı
aklımdan çıkmadı. Vadi boyuna ser-
pilmiş köylerin çoğunluğu, eski Er-
meni köyleriydi. Şimdi yörede birtek
Ermeni bile kalmamıştı. Sanınm
Mıntzuri de bir daha bu yöreye gel-
memişti, gelememişti7 Ama yüregi-
nin buralarda kaldığını öykülerinden
öğrenmek mümkündü.
Mıntzuri, ruh halini şöyle dile geti-
rir: "Bizim türkülerimizin teması gur-
betti. Ninnilerimizin çok azı gerçek
ninniydi. Çoğu, pek çoğu, baştan
sona gurbette o/ana yöneltilmiş,
yokluğu hissedileni çağırmak üzere
yakılmıştır. Analanmız gurbet türkû-
leri çağırarak uyuturdu bizi. Hasret-
Ierini, kedeherini akrtmalan için birer
bananeydik biz."
Mıntzuri öyküterinde neleri anlattı-
ğını şöyle ifade eder: "Yalnızca Er-
meni köylûsû yoktur bu öykûlerde;
çok iyi bildiğim Türk, Kürt, Kızılbaş
köylü de vardır. Köyden sonra, bizim
yaşadığımız, benim yaşadığım gün-
ler vardır eserlerimde; çevremde
olup bitenleri anlatınm."
Erzincan'ın bir mahaHesi gibi olan
Geçit Bekjesi'nin ÖDP'li Belediye
Başkanı Kemal Irmak'la Geçit'in te-
pesine çıktık. Çevre köyleri soruyo-
rum, buradan geçip giden Ermenite-
ri. Hafızalar silinmiş. Anılar silinmiş.
Geçit Beldesi göç alarak büyümeye
devam ediyor. 70 hanelik bir köy iken
700 hanelik bir kasabaya dönüşmüş
kısa zamanda. Parasızlıktan kanali-
zasyon yapamadıklannı anlatıyor
Başkan Kemal. Geçit'e nereden ola-
nak buluruz da buradaki insanlara iş
güç yaratabiliriz, diye soruyor. Çün-
kü bunun sonu yine, tıpkı Hagop'un
yüz yıl önceki göçü gibi olacak, diye
düşünüyor.
Hagop Mıntzuri bir öyküsünde
—"Dağfriann Maro"yu anfatır. Maro,
Hagop'un akrabasıdır, kardeşi sayı-
lır. Maro'nun Kuledibi'nde oturduğu-
nuöğrenir. 'Birinci Talan'öa Kürtleş-
mıştir Maro, Abdülhamit dönemin-
de, bir Kürtle evlenmiştir. Bir daha
köyüne dönemeyen Hagop, Ma-
ro'nun peşine düşer ve onu bulur.
Derdi köyünün, çocuklannın, eşinin
kaderini öğrenmektir. Maro'nun ço-—
cuklari onu-yıllarca aradtkJann» söy-~
lerler. "Agop dayı sensin ha!" diye
sanlırlar. Aniatacak bir şey yoktur a s - =
lında. Olan olmuş, Erzincan artık, bir
taihi ve kültürü geride bırakmıştır.
Hagop onlann gözlerine bakakalır.
Munzur Dağlan Fırat'a bakıyordu.
Aradan yüz yıl geçmişti. Arabamız,
Fırat'ın öte yanındaki köyleri yalaya-
rak Erzurum'a yol alıyordu.