Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 MAYIS 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Özlenen sözcükler
10. Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'in, görevini
devralırken TBMM'de yaptığı
konuşmadaki kimi sözcükler
dikkatimizi çekti:
"Ulusal bağımsızlık. Laiklik ilkesinin
dokunulmazlığı. Hukuk devleti.
Insanlanmızın duygulannı,
inançlannı, emeğini sömürtmemek.
Çağdaş demokrasi. Polis devleti
değil, çağdaş toplum
gereksinimlen. Toplumsal yarar.
Gelir dağılımı ve fırsat eşitliğinde
adalet. Yoksul ve dar gelirli
kesimlerin korvnması. Sosyal
devlet. Temiz ve aydınlık bir ortam.
Toplumsal banş. Uygariık değerieri.
Atatürk 'ün akılcı, ulusalcı ve
bağımsızlıktan ödün vermeyen
onuriu çizgisi. Aydınlanma ve
çağdaşlaşma programı."
Aklımızdan son 20 yılı şöyle bir
geçiriverdığimizde ılık bir duygunun
ayırdına varabilınz: Sezer'in ifade
ettiği söz ve iikeleri, bir
cumhurbaşkanının ağzından
duymayı ne kadar da özlemişiz...
ISIK KAXSU
Kör olmayan düğümIpin ucunu çektiler, faili meçhul
cinayetler çorap söküğü gibi
çözülüyor.
Cumhuriyetçi aydınlan katledenler
bilinmiyor muydu? Iran ile
bağlantılan olduğu anlaşılan
taşeron katiller yıllarca neden
bulunamadı ya da bulunmak
istenmedi?
Yazanmız Ahmet Taner Kışlalı'nın
ağabeyi, gazeteci-yazar Mehmet
Ali Kışlalı, aynı sorulara yanıt
arıyor:
"Iran'ın Türkiye dahil, politikasını
kendi rejimini ihraç etmek üzere
bina ettiği 20 yıl öncesinden
belliydi. Türkiye içinde kendi görüş
ve eylemlerine yatkın, onlaıia
işbirliği yapacak kişilehn
bulunduğu da malumdu. Iran'ın,
tek laik Müslüman ülke Türkiye'yi
kendine en büyük tehdit olarak
algıladığı da biliniyordu.
Muammer Aksoy'un
öldürülmesinden bu yana işlenen
cinayetlerin nasıl bir çızgiyi izlediği
de ortadaydı. Bütün bu ipuçlan
ortadayken, bugün cinayetlerin
kimler tarafından ve nasıl işlendiği
konusunda elde edilen bilgilere
hayret edilmemeli."
Mehmet Ali Kışlalı'ya göre,
hayret edilmesi gereken olgu,
1979'dan bu yana köktendinci
rejimi ihraç etmek isteyen
uluslararası terör faaliyetinin
Türkiye'deki uzman
kuruluşlar tarafından yeterince
incelenmemiş ve irdelenmemiş
olması:
"Aynlıkçı terör başladıktan sonra
Türk Silahlı Kuvvetleri, çağdaş ve
etkin bir mücadele yöntemi ile
olayın üzehne gitti ve terör durdu.
Aynı biçimde, faili meçhul
cinayetler konusunda çalışan
kadrolar değiştirildi, çağdaş
yöntemlerle, dürüstçe çalışıldı ve
katiller bulundu."
Istense bulunuyor demek ki.
Peki, bugüne degin kim ve
neden istemedi? Asıl önemlisi,
hiç de kör olmayan bu düğümü
çözmek...
Ahmet Taner Kışlalı'ya suikast
düzenleyen örgüt üyelerinin Sincan
yakınlarındaki tarialara bıraktıkları
lav silahları, tabancalar, C-4
patlayıcılan, fünyeler neredeyse
savaş çıkarabilecek sayı ve
nitelikte.
Ne demek bu?
Eski Içtşleri Bakanı Hasan Fehmi
Güneş. güvenlik güçlerinin doğru
çizgi üzerinde olduğu kanısında.
Muammer Aksoy, Bahriye Üçok,
Uğur Mumcu ve Ahmet Taner
Kışlalı cinayetlerinın nedeni
aranırken ayrıntıya saplanıp özü
yitirmemek gerektiğine inanıyor:
"Bütün bu suikastlann hedefı,
Karşıdevrim ondusu
aydınlanma devrimidir. Karşıdevrim
hareketinin önemli bir boyutu ile
karşı karşıyayız."
Güneş, yakın dönemde ortaya
çtkanlan Hizbullah gibi, Tevhid gibi,
Selam, Kudüs Savaşçılan gibi karşı
devrim yapılanmalarının "terör
örgütü" olarak nitelendirilmesinin
yanlış olduğunu savunuyor:
"Bunlar, terör örgütü, terör çetesi
filan değil, düpedüz karşıdevrim
ordusu.
Silahlann çokluğuna bakarsak,
karşıdevrimin son aşamasına
geldikleri kanısındalar. Yani laik,
demokratik Cumhuriyet'i kalbinde,
başkentinde vurmaya
hazıhanmışlar. Onun için silahlan
Ankara civanna yerieştirmişler."
Gericiliğin bu boyuta ulaşmasını
"vurdumduymazlıkla" ya da "dış
itişkilerimizde yanlış yapmayalım
kaygısıyla" açıklanamayacağını
vurguluyor Hasan Fehmi Güneş:
"1950'liyıllardan bu yana kamu
yönetiminde bir mollalaştırma
süreci yaşandı. Karşıdevrim
yanlılan kamu yönetimine hâkim
kılındı. Onlar da, tehlikeyi bilerek
küçük gösterme, bilerek göz ardı
ettirme amacına hizmet ettiler.
Gelişmeler ihmal olarak
değehendirilemez, ihanet düzeyine
kadar varmıştır."
Güneş, Içişleri Bakanı Sadettin
Tantan'ın kutlanması gerektiğinin
de altını çiziyor:
"Tantan, operasyonlardaki
ipuçlannın arşivlerde var olduğunu
ısrarta söylüyor. Kutlanması gereken
bir başan elde eden Tantan,
yalnızca faili meçhul cinayetlerin
sorumlulannı yakalamakla kalmadı,
karşıdevrim hareketini gözler önüne
serdi."
ISSIZ ODA YAZILARI
VEDAT ÖZDEMtROĞLU
Ligde olamadık ama, belki
Şampiyonlar LJgi'nde şampiyon oluruz!
Çarşamba akşamı, ıki saat
boyunca iztediğım ikı takımdan
birı Beşiktaş olsaydı, daha mı
fazlaheyecanlanırdım.. bilmi-
yorum. Ama son penaltıya ka-
dar Galatasaray'ı tuttum ve
bir Türk takımının UEFA Kupa-
sı'nı alması beni çok memnun
etti. Galatasaray'ın Türk takı-
•tıfl'tSlııfi&nidan dahâ^örtefTflf^
V.Ö. Kanalı
Baştmızdan
SAVAMAdk gitti
Şeriatçı terör belasını!..
• • •
Oğuz Aral'ın orijinalleriyle
"Utanmaz Adam" diye
dergi yapılıyor...
Oğuz Abi artık pes etsin,
gerçek "Utanmaz Adam
a
m
kim olduğu ortada işte!..
• * •
Şımank zengin çocuklannın
yeni atasözü:
"Vura vura Bağdat bulunuri.."
•••
Devir fınans devri...
"Gençlik ve Sponsor Bayramı"
coşkuyla kutlandı!..
si, çok lyı bir takım olması ve
final maçındaki oyunuyla ku-
payı haketmesi. Aynca, Ingi-
lizler bu ve benzer kupaları
defalarca aldı, elbette Türki-
ye'nin ilk kez bu başanya ulaş-
ması önemli. Nasıl ki Türkiye
Kupası finalinde "daha sade"
ojduflu için Antalyaspor'uiut-
'tfluŞft/ıl'i; bu kez de Arsenal'e
oranla "daha mazlum"
olan Galatasaray'ı yü-
rekten destekledım. Tüm
Galatasaraylılar'ı kutla-
nm. (Sahada rakip tanı-
mayan Cimbom'un saha
dışında da Mehmet
Ağar gölgesinden kur-
tulma zamanı gelmedi
mi?) Süper Kupa'da da
başarılar.
Galatasaray, umarım
bize örnek olur. Beşik-
taş da Şampiyonlar Li-
gi'nde şampiyon olur.
Çok zor ama.. ne çok
kolay ki? Seneye olmaz-
sa, daha sonra. Artıkçı-
ta yükseldi. Bu arada
Fenerbahçe'ye de Inter
Toto'da başarılar dile-
rim. O da uluslararası
bir kupa.
Bizi Büyütenler - 4
Tarık Akan
Çocukluğumuzun en yakı-
şıklı abisi. O biraz neşeli, bi-
raz hüzünlü, sanatsal değe-
ri fazla olmasa da, her za-
man içten ve bizden olan sa-
lon filmlerini izledikten son-
ra, büyüyünce Tank Akan gi-
bi olmayı hayal eder, kendi
Gülşen Bubikoğlu mun düş-
lerini kurardım! Sırf bu yüzden
"Ferit" adı bana çok güzel ge-
lirdi. Hem iyi, hem yakışıklı
ve hem de cesur olmak! In-
san daha ne isteyebilir? Elbet-
te yanımda, her zaman beni
tutup kollayan, iyi ve kötü an-
larımı paylaşan, Halit Akça-
tepe gibi bir "kankam" da ola-
caktı! Ama aslolan da elbet-
te bendim, kızlara Tank Akan
gibi bakacak, gerektiğinde
onun gibi duygusal konuş-
malar yapacak, sorunları
onun gibi çözecektim. Kan-
kam sadece bana yardım
edecekti ve içtiğimiz su ayrı
gitmeyecekti. "Mutlu sonu"
beraber paylaşacaktık!
Adını hatırlamadığım birfil-
minde, bir balıkçıyı oynuyor-
du Tarık Akan. Gece, kötü
adamlar ona doğru yaklaşır-
ken, canı sıkkın ama sakin
sakin, denizetaşlaratıyordu.
Kafamda o resim, yıllarca de-
attım ben!
Adını hiç unutmayacağım
"Canım Kardeşim" filminde
Ise hasta kardeşi için televiz-
"yon çalan yoksu! abiydi. Ya-
nında elbette yine Halit Ak-
çatepe! Bu fılmi defalarca iz-
ledim.
— - Şimdi görsem yine izlerim.
(Filmin çocuk yıldızı Kahra-
man Kral'dı, o bakışlan hüzün-
lü yaşıtım çocuk! Yıllar son-
ra, Leman'da köşemin altın-
da "Nerelerde olduğunu bi-
len var mı?" diye yazmışttm,
sinemacı dostum Cemal Şan
"Kahraman, mobilyacı oldu"
dedi!)
Yakışıklı jönü oynadığı film-
lerden sonra, Hababam Sını-
fı başta olmak üzere, Ertem
Eğilmez'in yönettiği kalaba-
lık kadrolu filmlerde izledik
Tank Akan'ı. Birlikte çalıştı-
ğı değerli sanatçıların da et-
kisiyle, kalbimizde daha da
yer etti. "Yoksul ama onur-
luydu" hep. Naif de olsa,
olumlu bir örnekti işte karşı-
mızdaki. Dürüstlüğü ve pay-
laşımı savunurdu, gerçek ha-
yatta bu kavramlara çok rast-
lamasak da!
Rivayet olunur ki, Ertem
Eğilmez "Tank bir sabah so-
lundan kalktı, birden solcu ol-
du" demiştir Tarık Akan için!
Bence de, dönemin koşulla-
rının ivmesiyle de olsa, sa-
natçının bir noktadan sonra
filmografisinde, bilinç düze-
yi yüksek ürünlerde yer al-
ması, oyunculuğunda bir aşa-
madır. Bireysel çıkış noktası-
nı aramış ve bulmuştur Tank
Akan.
Bu sosyal içerikli filmler-
den "Sünj" ve "Kanal"\ çocuk
yaşlarımda büyük beğeniyle
izlemiştim. Hele "Maden"f\\-
minde larık Akan'ı Cüneyt
Arkın'la birlikte ezilenin, hak-
tının yanında emek verfrken
görmek beni çok etkilemişti.
Gerçek soyadı Üregül. Hiç-
bir zaman (ne yazık ki) Tarık
Akan kadar yakışıklı oîama-
dım, tek ortak noktamız iki-
mizin babasının da, emekli
levazım albay olmaları!
Öngönen anıldı
Geçen yıl yitirdiğimiz
yazarımız, öğretmenimiz
Mahmut Tali Öngören,
Ankara Uluslararası
Film Festivali
kapsamında Gazi lletişim
Fakültesi'nde anıldı.
Fotoğraf sanatçısı
Gülnaz Çolak'ın
"Bir Aydınlanma
Savaşçısı" başlıklı
sergisindeki
fotoğraflarından
gülümsedi Öngören,
öğrencilerine,
dostlarına...
"Ahh... Gözyaşım
Ü//ce"belgeselini
izledik. öngören, o
alçakgönüllü anlatımıyla
beyazperdede göründü
ve yaşamını, radyo
günlerini, ilk televizyon
yayınlannı, film
festivalini, insan
haklan savaşımını,
özveriyi, bilgiyi,
deneyimi, emeği ve
haksızlıklan dillendirdi.
12Mart'taTRT'den,
12 Eylül'de üniversrteden
uzaklaştırılmasını
öykülendirdi,
ardından ekledi:
"Başımdan geçenleri
Avrupa'daki bir
toplantıda aktardığımda,
hayret etmişler, 'Olamaz
böyle bir yaşam'
demişlerdi."
Mahmut Tali öngören,
olmazları
olduranlardandı.
HAYVANLAR ISMAIL GÜLCEÇ
KİM KlME DUM DUMA BEHIÇAK .-., behicak(â turk.net
ÇtZGİLİK KÂMİL MASARACI
H A R B İ SEMtH POROY semihporoyiayahoo.com
KEDÎ LEVO APTVLtKA
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAIV
DILMlŞTİ.
sıı.ız
20 Mayıs
İNYANIN EN BÛYUK Ç/CFĞ/L
ü üü
Ç1Ç.EĞ1 sot-MuşTzj. /COYU
L-ÜroÜ. BiC CfMS y*RAJf
Y MET-
GÖRÜŞ
EMİN GÜRSES
Mustala Kemal ve
tlmumi Manzara'
19 Mayıs bir sembolü ifade eder. Bir panik or-
tamından nasıl sıynlınabileceğıni gösterir. Öyle
bir panik ortamı ki geminin ortaklarının önemli bir
kısmı ya umutsuzluğa kapılıp gemiden çoktan at-'
lamış ya da binecek bir filika aramakla meşgul.
Yıl 1919. Mustafa Kemal hesaplarını yapmış.
Işgal kırılacak. Sıvas'ta halk 'Kahrolsun işgal' di-
ye gösteri yapıyor. Sıvas'taki 'Iradei Milliye' ga-
zetesi bunu haber olarak duyuruyor. Istanbul ra-
hatsız. Işgal kuvvetlerinin buna tepki gösterece-
ğinden korkuyor Istanbul hükümeti. Istanbul hü-
kümetinin Içişleri Bakanı Damat Şerif Paşa, "Bu
gibiyazılarhükümetin şimdiki siyasasına uygun de-
ğildir" diye açıklama yapıyor. Mustafa Kemal, Şe-'
rif Paşa'nın açıklamasını 'bozuk ve hayvanca bir
düşünce' olarak nitelendiriyor.
Mustafa Kemal, Birinci Dünya Savaşı döne-
mindeki umumi manzarayı aktarıyor: "Milletyor-
gun ve yoksul bırakılmış, ülkeyi savaşa sürükle-
yenler kendi yaşam kaygısına düşerek ülkeden.
kaçmış." Ingilizler, Fransızlar ve Italyanlaryeıii iş-
birlikçilerinin desteğiyle işgale başlamışlar. Yu-,
nan ordusu 15 Mayıs 1919'da Izmir'i işgale gel-
miş. Yurdun her köşesinde batan gemiden ne ka-/"
parsam kârdır diyen Hırıstıyan azınlıklar devletin^
çökmesini beklemekte ve bu kargaşa ortamından(
yararianmayı ummakta. Bu manzara karşısında'
"Anadolu insanınca heryerde kurtuluş amacıyla-
çalışmalaryapıldı, örgütler doğdu" dıyor Musta-^
fa Kemal.
Osmanlı padişahı Ingilizlerden medet umuyor."
Ingiliz Muhipler Cemiyeti bu amaçla kuruluyor. Der-<-
neğin başkanı Rahip Frew. Mustafa Kemal bu tür
örgütlenmelerin arkasındayatan amaçlan sorgu-'
luyor ve bunların asıl amaçlannın "yurtiçinde ö/v
gütler kurarak ayaklanmalara yol açmak ve ya-)
bancı müdahalesini kolaylaştırmak" olduğunu ifa-n
de ediyor. Bugün de bazı çevrelerin, insani mü-*
dahalalerin koşulları hazırlanarak ülkeleri boyurb
eğdinmek amacıyla girişilen çabalara destek ver-^
melerini iyi anlatıyor bu açıklama. Emperyalizra
Balkanlar'da, Irak'ta bunu başanyla sergiledi. '
O zor dönemde yılgınlığa düşerek mandacılık,
peşinde koşan ve "Tam bağımsızlık istemek ül-
kemizi parçalanmaya götürür" diyenlere Musta-'
fa Kemal, Temmuz 1919'da, Amerika ve Ingilte-'
re'nin yardım değil mandacılık peşinde koştukla-'
nnı hatırlatarak "Umumi manzara karşısında tek'
yol milli egemenliğe dayanan tam bağımsız, yenf-
bir Türk devleti kurmaktır" diyordu. Bugün man-"
dacılık anlayışı değişik biçimlerde gündeme ge-|
tirilmeye devam etmektedir. Artık milli devlet dö-,
neminin sona erdiği, globalleşme ile sınırların an-_
lamını yitirdiği gibi görüşler öne sürenler, bunun'
merkezi gelişmiş zengin ülkeler için söz konusu
olmadığını, gelişmekte olan çevre ülkelerine bir
modern mandacılık dayatması olduğunu görmez-
likten gelfyoriar ya da öyle olmasından merrfaat
umuyorlar. '•
1919'da "Tün\ ulusu Avrupa 'nın gözetim ve de~
netiminde kurulacak biryönetim örgütü ile yaşa-
yabılir" diyen Sinop Mutasarrıfı'ndan (sancak yö-
neticisi) daha Avrupacı olanlar mevcut bugün.
"Bizi ancak AB üyeliği kurtarır" düşüncesinde
olup kendi ulusundan umudunu kesmiş olanlar,
maalesef yanm yüzyıldır siyasi otoritelerin yaptı-
ğı hatalar yüzünden hızla artmıştır.
Mustafa Kemal millete tavsiyede bulunuyor. Bu
tavsiye, özellikle bugünkü ve gelecekteki genç ku-
şaklara yapılıyor. Mustafa Kemal, milletı. ülkeyi yö-
netecek kişilenn "... vicdanındakıasli cevhen çok
iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etme-
mesi" konusunda uyanyor. Bugünkü 'umumiman-
zara' 1919'daki manzaranın değişik bir biçimini
çağrıştırıyor. Emperyalizm ve yerli işbirlikçilerı o
zamandan bu zamana biçim değiştirdi ve daha
profesyonelleşti. Mustafa Kemal'in "Türk gençli-
ğine güvenle bırakıyorum" dediği "bu aziz vata-
nın her köşesini sulayan kanlann bedeli" olarak tas-
vir ettiği bağımsızlık emanetine gençler sahip çı-
kın. Bazı olumlu gelişmelerin gözlendiği ülkemiz-
de size verilen görevi yerine getirin.
E-mail: emingurses(a yahoo.com
B U L M A C A SEDATYA$AYAN
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA:
1/ Sürat korku-
su. 2/ Aynı
ahır adına ko- 2
şan yanş atla- 3
nna verilen ,
ad... Tanntanı-
maz. 3/ Ital- 5
ya'dabirkent... 6
Ender, seyrek. 7
4/ Bir organı-
mız. AtrfYıl- 8
maz'ınbirfil- g
mi. 5/"Eyvus-
lat, o âşıİclan efsûna -
-et"(Yahya Kemal)... 1 [M
Nâzım Hikmet'in so-
yadı. 6/ Istanbulun 3
eski adlanndan bıri. 4
7/ Yeni çıkmaya baş- 5
lamış ekin... Geleceği
öğrenmek amacıyla
çeşitH şeylere bakip
anlam çıkarma. 8/ îçe
doğmayla akla gelen
yaratıcı duygu... Görev ve meslek çalışması dışın*
da severek yapılan, dinlendirici uğraş. 9/ Akut lö^
semilerin tedavisinde kullanılan antibiyotik.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Kanarya Adalan'nm en büyük adası. 2/ Bir pa-
-muk^iasi.;. Bir peygamber.-3/-KHHİ4çeeek4eri^ve-
- yıyeceklen saklamaya yarayatı kamr genış, ağn ve-
dibi dar toprak kap..-'Dayak. dövmc" anlamındâ
argo sözcük. 4/ Bir tuzla ürününün satıldığı bölge-
= ler... Ovme. 5/ Keten dövmeye yarayan tokmak. 6fe
Eskiden tran'da ımparatorluk topraklannda yaşayan
Türkmen kökenli kabilelere verilen ad... Asaf Ha-
let Çelebi'nin bir şiir kitabı. II Baryum elementi-'
nin simgesi... Yolsuzya da emeksiz elde edilen şey.
8/ Bir köleyı azat etme... Özellikle dıdaktık şıirle-
riyle tanınmış XVII. yüzyıl divan şaıri. 9/ Kırmızı
mercımekle yapılan bir tür çorba.