25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenr Orhan Erinç # GenelYayın Koordinatoru Hikmet Çetinkaya 0 Yazıışlen Müdüni: İbra- him Yüdız • Sorumlu Müdür: Fik- ret tlkiz 0 Haber Merkezı Müdüni: HakanKara tstıhbarat- Ceogiz Yddırun # Ekonomı Özlem Viizak • Kultür Handan Şcnköken • Spor Abdülkadir Vücelm»n • Makaleler Sami Karaören 0 Duzeltme Abdullah YIZKI • Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge Edibe Buğra • Yuıt Haberlen. Mehmet Faraç Yayın Kurulır tlhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soaer, tbrahim V ildız, Orhan Bursalı, Mustafa Balba>, HakanKara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No' 125,Kat 4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020(7hat), Faks. 4195027» îzmır Temsılcısı Serdar Kızık, H Zıya Blv 1352 S 2/3Tel 4411220, Faks 44191170AdanaTemsılcisı. Çetin Yiğenoğlu, lnönü Cd 119 S No 1 Kat 1, Tel 363 12 11,Faks.363 12 15 Müessese Müdürû Üstün Akmen 0 ICoordınatör Ahmet Koralsan 0 Muhasebe. Bilent Yener • tdare Hüseyin Gürer 0 Satış. Fazilet Kuza MED^A C: • Yonctım Kurulu Başkanı - Genel Müdür Cülbtn Erdaran # Koordınatör Keba Işıtman • Genel Mudurt ard>mu»ı SevdaÇotnuı Tel 514 07 13 - 5139580-513X460-61,Faks S|.!s4o3 Ynmta>u ve Buın: "l enı Gûn Haber Ajansı, Basın \e Yayıncıiık A.Ş -. Turtocagı Cad 39/41 Cagaloglu 34334 Istanbul PK 246 - Sırkecı 34435 Istanbul Tel (0212)51205 05 (20hal) Faks (»212)513 85 95 www.cumhunyet.com.tr 20 MAYIS 2000 Imsak:3.44 Güneş: 5.35 Ögle: 13.08 Ikindi: 17.02 Akşam: 20.27 Yatsı: 22.10 Atiantisuzayda • Haber Merkezi- Atlantis uzay mekiği Cape Caneveral Üssü'nden yola çıktı. Amerikalı yetkililer 7 rnürettebatı bulunan Atlantis uzay mekiğinin lOgünuzayda kalacağını açıkladılar. Mekik, bu süre içinde uzayda incelemelerde bulunacak ve bilgi toplayacak. Hyonkık1 8efHer' • tSTANBUL(AA)- Levent Kırca-Oya Başar Tiyatrosu, 1 trilyon lira harcamayla oyunlaştırdığı ûnlü Fransız yazar Victor Hugo'nun "Sefiller" adlı romanını, 1 Haziran'dan itibaren müzikal olarak sahneleyecek. Oyunun büyük bir bütçeyle ve dünyada yapılan en ağır prodüksiyonlardan biri olacağını belirten Kırca, bütün salonun dekor olacağını, seyircinin dekonın içinde oturacağını, aralannda Devlet Opera ve Balesi sanatçılannın da bulunduğu 250 kişilik dev kadronun salonun her köşesinde oynayacağını söyledi. Bilet ücretleri 10 ve 20 milyon lira olan müzikal, perşembe, cuma ve cumartesi günleri saat 21,30'da, pazar günleri de saat 15.30'da sahnelenecek. hçdeyfp geçmeyin • ANKARA (AA)- Ağız yolu ile alınan ilacın etkili olabilmesi için önce midede çözülerek bozulmadan kana kanşması gerektiği, bunun için de ilacın, en az yanm bardak suyla oturarak veya ayakta ama dik bir pozisyonda alınması gerektiği belirtildi. Sağlık Bakanhğı tlaç Eczacıhk Genel Müdürlüğü'nce hazırlanan broşüre göre, bir iki dakika bu pozisyonda kalmanın, ilacın yemek borusuna yapışarak zarar vermesini veya etkinin gecikmesini önleyeceği belirtiliyor. Tablet, kapsül gibi ilaçlann yemek borusuna yapışması halinde bir lokma ekmek ve bol su alınması, yutulması zor olan büyük tabletlerin bazılannın ise ufalanarak veya meyve sulanna kanştınlarak alınması gerekiyor. 7. Ütopyalar Toplantısı Karaburun'da 9-11 Haziran tarihleri arasında yapılıyor. Aristo ve Leonardo'lar mı, uzmanlar mı? • • .. ., . Utopyalamıızı 1ıazııiaymSERDAR KIZIK İZJVÜR-Ütopyalannızdan ne haber? Ha- ni yıllar öncesinden saklayıp getırdiğiniz, daha çok olumsuzluklarda ve sıkışmışlık- ta, kimi zaman gökyüzünden tüy yumu- şaklığında önünüze düşen, kimi zaman da sert bir poyrazla ansızın esip gizemli coğ- rafyalara, düşsel yolculuklara çıkaran ya da henüz fılizlenen yeni ütopyalarmızdan.... Kimileri çoktan yitirdi ama siz, global dü- zenin esir alamadığı beyinleriniz ve yürek- lerinizle, yani ütopyalannızla ayaklannı- zın üstündesiniz. Demek ki güzel bir gele- ceğe umudumuz sürüyor. Başkalaştırama- dılar, kendinize ve hayata yabancılaştırama- dılar demek. Onlann en büyük korkusu düşlermiz, sürüyor hâlâ. O halde 7. Ütop- yalar Toplantısı'na dikkat. 7. buluşma bu kez Karaburun'da. Ana konu, Bay Aristo, Bay Leonardo ve Bay Uz- man'dan yola çıkıp "Dünden Bugüne, Bu- • Gelecekte neler olacak? 21. yüzyıl 3. binyıl, Leonardo'ların mı, uzmanlann mı çağı olmalı? Yoksa, bu ikisi, birlikte var olup birbirlerini dengelemeliler mi? tşte 7. Ütopyalar Toplantısı'nın ana konusu bu. Sizin de belirlenen ana konu çerçevesinde ütopyalannız varsa düzenleme kurulu bekliyor. Zaman az kaldı... gÛDdenYanna,TophımsaltşbölümüveUz- tavanıru resımledi. hem de San Pietro Ba- manhk". _ zilikası'nın kubbesüıi tasarlardı. Bu başlık niçin düşünüldü? 7. Ütopyalar Leonardo da Vincı de benzer alanlarda Toplantısı Düzenleme Kurulu bir metin ha- zırlamış. Şu tabloyu ortaya koyuyorlar. Cahil uzmanlar Aristo, fızikten metafıziğe, şıirden man- tığa, felsefeden politikaya, bitkilerin özel- lıklerinden gök cısimlennin hareketlerine, bu dünyaya ve öteki dünyaya ilişkin he- men hemen her konuyla ılgilendi. Örneğin, Peri Psykhe adlı yapıtında ruhu, Peri Poeti- kes'de şiiri, Tekhne Rhetorike'de konuşma sanatmı, Historia Animalium'da canlılann özelliklerini ele alıp inceledi. Michelangek), hem canlıymış gibi duran Musaheykelini yaptı, hem Sistina Şapeli'nin çalıştı. Gülümsemesının gızı hâlâ daha tam olarak çözülemeyen Mona Lisa tablosu- nun ressamıydı ama, anatomiye de ılgı duy- muştu. Insanlann, kuşlar gibi uçup uçama- yacaklannı da araştırmıştı. Gerçekten de bu insanlar, yaşadıklan çağda var olan bilgilerin pek çoğuna sahip- tiler; onlann neredeyse tümünü biliyorlar- dı. Bunda, o insanlann birer deha olmala- nnın payı elbette vardı. Ama öte yandan o çağlarda, insanlığın elindeki bilgiler de sı- nırlıydı. Sonra, felsefe, sanat, bilim, teknolojı, her şey geliştı; ikiye, üçe, beşe, yüze, bine kat- landı. Üstelik, gelişimin, katlanmanın hı- zı, gittikçe arttı. Öyle ki arhkhiç kimse, her şeyi bilemez oldu. Işte o zaman, bu neden- lerle " uzmanlar'' ortaya çıktı. Sonra, uz- manlar daha da uzmanlaştılar. Alt uzman- lık dallan oluştu. Birtakım insanlar, belli bir konunun belli bir bölümünü ve yalnızca onu, çok, ama çok iyi bilir oldular. Peki, gelecekte neler olacak? 21. yüzyıl 3. binyıl, Leonardo'lann mı, uzmanlann mı çağı olmalı? Yoksa, bu ikisi, birlikte var olup birbirlerini dengelemeliler mi? Neden, nasıl? Sizin bu konudaki ütopya- nız ne? Bu yılki 7. Ütopyalar Toplantısı'nın sorulan, sorunlan işte bunlar. Toplantının Izmır düzenleme kurulunda yer alan Prof. Dr. Gürhan Tümer, Levent Gedizlioğlu, Durrin Suer ve Y. Savaş Emek başvurula- n bekliyorlar. Sunum başlıklan da ilginç. Örneğin Prof Dr Hasan Tekefi, "Uhısla- rarası sahnedeinsanlann birbirierine yaşanı biçimj sunmalannda, filozoflann ütopik paradigmalan mı. yoksa bütünü algılaya- mayan uzmanlann biçimsel >aklaşımlan ım geçerli olacak?" başlığında konuyu ın- celeyecek. Mete Hacaloğhı, "Uzmanlaşma ve işbölümünde komünler ve ekolojik köy- ler gerçeği ile Hocamkoy deneyimi"ni ak- taracak. Levent Gedizlioğlu, "Mimarükve uzmanhk", Prof. Dr. GedtzAkdeniz, "Ga- lileo'dan yarınlara fizikçiliğin dayaıulmaz popülertiğrnı. Firdevs Gümüşoğlu "Top- lumsaldıısiyetveişbölümü''nü, HakanCoş- kunoğlu,"Aydınlanma çağında bilim ada- mTru, Sina Akyol da "Kahrolsun uzman- hk" konulannı anlatacak. Aynca Prof. Dr. Gürhan Tümer, Mehmet H. Doğan, H. Si- nan Alasya ve Prof. Dr. Sezai Göksu, Ay- han Kızıkiağ ve Erdem Türközü de çeşitlı konulardaki sunumlanyla Karaburun buluş- masında yer alacaklar. Denizkaplumbağası Festivali 'Carettacarettalan birliktekarşıhyoruz9 BÜLENTECEVİT ANTALYA - Caretta caretta adlı denızkaplum- bağalannın üreme alanı olan Çıralı'da 1. Deniz- kaplumbağası Festivali dün başladı. Doğal Haya- tı Koruma Demeği'nin (DHKD) düzenlediği fes- tivalin ilk gününde orga- nik tanm ve eko-turizm forumu, deniz ve kum- sal temızleme etkinliğı, doğa keşifyürüyüşü, Ya- nartaş ziyareti yapıldı. Yöre halkının kendi yaptıklan yiyecek, içe- cek, el sanatlan ürünle- rini kurulan pazaryerin- de sergilediklen festıva- le, özellikle gençler bü- yük ilgi gösterdi. "Ca- retta carettalan birlikte karştbyoruz" sloganıyla düzenlenen festival ne- deruyle Antalya'dan oldu- ğu kadar, tstanbul, Anka- ra ve tzmir gibi bölge- lerden de yüzlerce kişi bölgeye geldi. Çıralı'da- ki pansiyonlar da festi- val nedeniyle özel fıyat uyguladı. DHKD Genel Müdü- rü Prof. Dr. ErdenÖney, nesli tükenmekte olan de- nizkaplumbağalan (ca- retta carettalann) üreme alanı olan Çıralı'ya dik- kat çekmeyi ve yöre hal- kına da ekonomik canlı- lık kazandırmayı hedef- lediklerini açıkladı. DHKD'den Deniz Şü- 13er Tapan ve derneğın Çıralı sorumlusu Emine Kuzutürk, 3 günlük fes- tival etkinliğı süresince denizkaplumbağalannın korunmasına yönelık ça- lışmalan da sürdürecek- lerini ve festivale katı- lanlann da yardımlany- la yumurta alanlannın koruma altına alınacağı- nı belirttiler. Tapan, "Çı- ratafestivali ileeko-turiz- min de önemi ele atanmış olacak. Bu konudada bir başlangıçyapâk Turizro- cilerin de dikkatini çek- mekamaamtz. Buetkin- likten sonrada birçoktu- rizmdnin eko-turiznı tur- lannabaşbyacağmı vebu alanda da Türkiye'nin önemli bir bölgeoİduğu- nundünyavagösterilece- ğini umuyoruz" dedi. Festivalin bugünkü bö- lümiinde de tekne turla- n Ford Uçurtma Şenlıği, doğa yürüyüşü ve ünlü rock grubu Bulutsuzluk Özlemi'nin konseri ya- pılacak. Son gün olan pa- zar gününde de Olimpos antik kenti gezilecek. Cannes'da ünlüler geçidi Yann sona erecek olan 53. Cannes Film Festivali dünyaca ünlü modeller ve sinema sanatçılanna sahne oldu. 15 ülkeden 23 fümin Altın Palmiye için yanştığı festivalde kimler yoktu kL_ Vlctoria Secret'in gdiri AlDS'le Savaşım Derneği'ne bağışlanacak defüesme katümak üzere gelen 20 süper model arasuıdaki Leatitia Casta, Hekü Klum ve Eva Herzigova gibi isinılcr rüm dikkatkri üzerine çekti. Festivalde yanşan Danimarkah yönetmen Lars Vbn Triers'in "Dancer in the Dark" fihniııde rol alan Amerikab oyımcu Thara Birch ve Herzigova, Altuı Paimiye beyecamnı yaşarken ûnlü oyuncu EKzabeth Taylor da festivale renk katan isimler arasında ver aldı. Prof. Dr. Cülden Köksal 'Çocuğun iştahını anneler kaçmyor' ANKARA (ANKA) - Hacettepe Üniversitesı Beslenme ve Diyetik Bö- lümü öğretim üyesi Prof. Dr. Gülden KöksaL öğün öncesi çocuğa yiyecek ve- rilmemesinı önenrken, an- nelerin öğün atlayan ço- cuğun üzerine düşmeme- si gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Gülden Kök- sal, annelerin çocuklan- nı beslemeyi bilmediği- ni kaydetti. Kendilerine her gün yaklaşık 100 an- nenin çocuğunun iştah- sızlığından şikâyet ettiği- ni bildiren Köksal, aile- de besin seçen insanlann bulunmasının çocuğun iştahını olumsuz etkiledi- ğini vurguladı. Çocuğa yemek öncesi verilen yi- yeceklerin çocuğun öğün atlamasma neden oldu- ğunu söyleyen Köksal, çocuklara öğünlerde yi- yecek sunulması gerek- tiğini kaydetti. Az ılgının ya da fazla il- ginin çocuğun iştahsızlı- ğına neden olabıleccğıni bildiren Köksal, "Çocuk az ilgi görürse yemek ye- meyerekilgitopİamavaça- hşır. Ya da aşın derecede yemek yer, bu da ilgi çek- mekiçindir"dedı. Bazı çocuklarda 1-2 gün iştahsızldc görülcbı- leceğini, bunun normal olduğunu söyleyen Kök- sal, "Anneler hemen pa- nikleyip 'çocuğum ıştah- sız' dememeii" dedi. Ye- meğin ödül ya da ceza ola- rak sunulmaması gerekti- ğini vurgulayan Köksal, "Anne çok ısrarcı olnıa- mah. Besinle ödül ya da cezabndHina yapıünanıa- h" diye konuştu. Köksal, çocuğa ısrar etmek yen- ne neden yemek yenildi- ğinin anlatılması gerekti- ğini söyledi. Köksal, de- mir eksikliğinin dc iştah- sızlığa neden olduğunu ıfade etti. Antikada ithal dönemi başladıCEMULUTAŞ Geçmişin, yaşanmışhklann, ince zevkin izlerini ta- şıyan antika eşyalar her dönemde olduğu gibi zevk- ten çok işlevi öne çıkaran modern ve fabrikasyon eş- yalardan daha değerli olan konumunu sürdürüyor. Bir sanat tarihi kavramı olarak 100 yılı aşkın bir geçmişi olan eşyalan tammlayan antika, bir sektör. Diğer sektörlerde olduğu gibi bu alanda da bir de- ğişim yaşanıyor. Antika merala, antika eşya müşteri- si ve antika mal kaynaklannın özellikle son 5 yüdır değişimi, toplumsal dönüşümlerin yansımalannı için- de taşıyor. Antika eşya alım satımı yapan, bunu ken- disine meslek edinenler, bu dönüşümün en yakın ta- nıklan. Antika eşyası olanlar, uzun bir süredir mezat şirketlerine gitmeyi tercih ediyorlar. Çünkû buralarda daha çok kazandıklanna inanıyorlar. Antikacı esnafı da mal akışını sürdürmek için mezatlara katılmak zo- runda. Ama mezatlar, mallann fiyatını çok yükseltti- ği için küçük esnafm bu piyasaya dayanması zor gö- rünüyor. Antikacılar, artık eşyalann sahibinden satın alınması döneminin bittiğinı söylüyor. Aynca yurtiçi antika eşya satışlannda da mallar son sahibini buldu. Şimdi yurtdışından antika ithalatı dönemi başladı. Çukûrcuma'daki Faikpaşa Sokak'ta bulunan antika- cı Yaman Mezat Evi'nin müdiresi Hatice Valçın'la gö- riişürken bu gelişmenın tanığı olduk. Görüşme sıra- sında Fransa'dan itnal edilen ve gümrükten geçirilen antika eşyalar kamyonla geldi ve depoya aktanldı. Yalçın, bu alandaki gelişmeleri şöyle aktanyor: "Antikalan artk mezatlardan alıvoruz. Pek eşya gel- miyor bize arûk. Eskiden çok geürdi Gayrimüslimle- rin çok değerli eşyalan olurdu. Ama bu 6-7 yddır bit- ti. Açjlan mezatşirketleri de mallann esnafa akışmı dur- durdu. Bu yeni bir sürec. Şimdi dışandan antika getir- mek daha ucuz." O C ( _ J e-posta : tan @ prizma. net. tr MESELA DEDIK ERDAL ATABEK Şu insanlann işine akıl su- er- mez. Akıllan fıkirleri gül yolakla- maya çalışu". Sevinirler, koşup gül- leri yolarlar; üzülürler, gene gülle- re saldınrlar. Nereden alısmışlar- sa alışmışlar, güllere saldırmadan duramıyorlar. Bu ay da öyle oldu, bahar geldi diye güller biraz açma- ya başladı ya, gene koşup tomar to- mar gül yoldular, kabak güllerin ba- ' şma patladı. Bakın neler oldu? .Anneler Cünü kutlandı va~ lalan yağmalanmıştı, aradan iki ay geçti geçmedi, bu kez de "Anne- lerGûnü"nde kabak gene güllerin başına patladı. Neyse ki araya "Ba- balar Gönâ" girecek de güller bi- raz soluk alacak. Çünkü nedense babalar söz konusu olunca güller akla gelmıyor. Yalnız gül değil, ka- ranfıl, sümbül gibi çiçekler de ak- Gülün çilesi biter mi? aleketinfe vla la gelmiyor. Babalara ya kravat ya da bir tüp tıraş kremi yeterli olu- yor. Aslına bakarsanız "Babalar Gûnü" biraz da zoraki, babalann hatın kalmasın diye icat edılmiş bir eklenti. Çiçek akla gelseydi herhalde ya devedikeni ya da ka- tırtırnağı düşünülürdü. Güller de aeyse bu ayıda böyleadattyoruz" ri fcafa kafaya verip yoHanna güL sermeye niyet ettiler. Baba da kı- nk yüreğini gülyağı ile ovmalann- dan pek hoşlandı. Böylece gülle- rin kaderi bir kez daha çızilmiş ol- du. Haydi gül bahçelerine koşul- du, koklamaya kıyamayacağmız güllerden demet demet kopanldı, gül yapraklan kopanltp kovalara diyorlardı ki hıç akıllanna gelme- dolduruldu. yollara döküldü. Böy- lccc "şarkıda olduğu gibT Ba mız'ın yollanna güller döşenmiş ol- du. Nerdenâdet ounuşsaolmuş,in- sanoğlu güllere bu zulmü yapma- dan duramaz olmuş. Bir de hani in- san sevdığine zulüm yapar derler ya, işte o yüzden güllerin başı dert- ten kurtulamıyor. Bınsmi sevin- dirmek istiyorsa yallah gülleri ko- panp ona venneye koşuyorlar. Za- noğlunun elinden gülü hiçbir şey kurtaramaz, dikene mikene boş ve- rirler. "Gül dahnda seviür'' diyen bir gül sözü de var ama dinleyen ^Qnr?^BabaJÜHeri azat etseydi da- ha iyi olurdu ya onun da aklına gelmedi zahir. Ne yapsın ki onun da acısı büyüktü. Neyse, güllere geçmiş olsun. ha yeterince kıvamma gelmemiş, ama zaran yok. Bir gün güllerin de yüzünün güleceğinin işaretleri or- taya çıktı. Belki de insanlann gül- lere yaptığı haksızhklan telafı için bir de "gûl sevme günü" konulur da o gün herkes gül bahçelerine gidip gülleri dahnda sevmeyi öğ- renir. Insandan umut kesilmez. Bu arada Abdullah Gül'e ne oldu?... e otacak, AbdulahGûlde güi- leıiıı kaderi yuzüuden baş- ne güllere saldırdılar. Gül sa- gül paketleyenler, gül yetiş- tirenler reklam üstüne reklam bas- tınp "amanannenizesevginizigül- le gösterin ki annenizin de yüzü gübûn" diye beyin yıkadıklan için oğullar kızlar kendilenni gül der- lemeye yerdiler. Şubat aymın 14'ün- de de "ÂşıldarGûnü" diye gül tar- yen oır şey uıuu,^uııer uıyunmn- babası görevini tamamlayıp evine döndü. tşte güllere asıl olanlar bu olay yüzünden oldu. Baba evine dönünce... ül Diyannın Babası' evine dönmeye karar verince - hoş karan o vermedi ya- sevenle- vallı gülün bir şey diyecek hali yok, kendını dalındaki dikenlerle koru- maya kalkıyor ama nafile. İnsan- lar bir de atasözü uydurmuşlar, "Gûlü seven dikenine katianır" de- mişler, buyrun bakalım. Bu insa- y kanhk seçiminı kaybetti. Hoş, se- çimi kaybetse de aldığı oy kimile- rinin beklediğinden daha çoktu ya. Bu ilkbahann güllere pek iyi gel- mediği belli olunca Abdullah Bey'm de soyadınm azizliğine uğ- rayabıleceğı düşünülmeliydi ama yapacak bir şey de yoktu. Demek ki o taraflarda da 'gûl' sevgisi da-
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle