Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 MAYIS 2000 SALI CUMHURİYET SAYFA
17
İyiıtıaya'nın
isyanı
Parti genel
başkanlannın
sultasındaki siyasete
isyan bayrağı açarak
cumhurbaşkanlığına
adaylığını koyan
Doğru Yol Partisi
Amasya Milletvekili
Ahmet lyimaya'nın
{Yuva -1950, Musa,
Habibe - Ankara
Üniversitesi Hukuk
Fakültesi - Arapça, Az
Fransızca - Serbest
Avukat - Türk Hukuk
Kurumu Bilim Kurulu
Üyesi, TEMA Vakfı
Kurucu Danışma
Kurulu Üyesi - XX'nci
dönem Amasya
Milletvekili - Evli, 3
çocuk) Meclis'e nasıl
geldiğini anımsattı bir
dostumuz:
"Amasya'da parti
örgütü kendi içinde
yaptığı yoklama ile ilk
sıraya başka bir
adayı seçmişti.
Fakat Ahmet
Bey,
Ankara'daki
yoğun temaslan
sonunda DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller
taraftndan listede
birinci sıraya
yerleştirildi.
Amasya'da dört
milletvekilliğinden
birini DYP kazandı ve
tabanın istediği aday
genel başkan
tarafından ikinci
sıraya indirildiği için
Ankara'ya giden
Ahmet lyimaya oldu."
Elektronık posta: someposta.cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Rant kavgası MHP'yi
kanştırmış...
"Pilavdan dönenin
kasığını kınn!"
ayılı günlerin çabuk geçtiği söylenir. Göz
açıp kapayıncaya kadar 2 bin 540 gün geç-
ti, 15 gün sonra sayılı günler bitecek ve Sü-
leyman Demirel Çankaya Köşkü'nden in-
miş olacak. Merak edilen soaı, 1962 yılında Adalet
Partisi Genel Idare Kurulu üyeligi ile siyaset sahnesi-
ne çıkan Demirel'in bundan sonra ne yapacağı? Si-
yasete bıraktığı yerden devam mı edecek yoksa otur-
duğu son koltuğun gereği siyaset dışında kalıp "dev-
let adamı" misyonu mu üstlenecek? Geleceğe ilişkin
tahmin yapmak zor...
Ya geçmişin yorumu? Gazeteci Yurdakul Fincan-
cıoğlu, Demirel'in siyaset sahnesindeki 38 yılını Bü-
ke Yayınları'ndan çıkan kitabında toplamış:
Demirel, Demokrasinin Duraklama Yıllan.
Genç kuşakların "cumhurbaşkanı" koltuğundaotu-
ran bir "baba" olarak tanıdığı ve fakat bir kuşağın ya-
şamını karartan Demirel'in portresini büyük bir titiz-
likle inceleyip çiziyor Yurdakul Fincancıoğlu:
'Demirel'
"Adnan Menderes'in ve birölçüde TurgutÖzal'ın
tersine, Demirel'in, sadece ona ve yaptıklarına baka-
rak anlaşılması ve değerlendirilmesi pek kolay değil-
dir. Karariarı ve davranışlan hiçbir zaman, belli ilkele-
rin dışavurumu olmamıştır. Karar ve davranışlarına
bakarak değerlendirirseniz karşınıza çok alacalı-bu-
lacalı, bir gün şöyle bir gün böyle bir Süleyman De-
mirel çıkacaktır."
Adalet Partisi, Genel Başkanı Demirel henüz mil-
letvekili değilken, 27 Mayıs sürecinde Ismet Inö-
nü'nün koalisyon hükümetini bütçe görüşmelerinde
güvensizlik oyu ile düşürünce dönemın Cumhurbaş-
kanı Cemal Gürsel tarafından kontenjan senatörü
seçilmesi ve başbakanlığa atanması gündeme geli-
yor. Demirel, "milli irade"ye inandığı için öneriyi ka-
bul etmiyor. Demirel, 12 Eylül döneminde partiler ye-
niden kurulurken Başbakan Bülend Ulusu parti kur-
maya niyetlendiğinde kendisıne iletilen "Kadroyu De-
mirel dilediği gibi belirlesin" önerisini de "demokra-
siye olan inancı" nedeniyle geri çeviriyor. Fincancıoğ-
lu yazıyor:
"Madalyonun bir yüzündeki ilkeli Demirel'dir; öte-
ki yüzünde başka bir Demirel vardır: Askerlerte el al-
tından uzlaşan ve anlaşan bir Demirel... 27 Mayıs mü-
dahalesinin lideri Cemal Gürsel'in cumhurbaşkanlığı
sağlık nedeniyle sona erdikten sonra, parlamentoda
bir AP'liyi cumhurbaşkanı seçtirecek siyasal gücü
pekâlâ varken, 28 Mart 1966'da Genelkurmay Baş-
kanı Cevdet Sunay'ı seçtirerek askerlere göz kırpmak-
ta da sakınca görmeyen aynı Demirel'dir; askerlerin
cumhurbaşkanı seçilmeyi bir tür doğal hak gibi algı-
lamaya başlamalarına düpedüz yardımcı olmuştur."
Fincancıoğlu, Demirel'i çocukluğundan 5+5'e ka-
dar madalyonun iki yüzü ile anlatıyor.
SESSİZ SEDASIZ(!) NURÎKURTCEBE
Yüksek Yerilim Hattı
Erdinç UTKU
Dikkat! Medya, piyasaya "fason gündem" sürüyor!
Merve Kavakci ile Georgetovvn'da
Cizvit papazlarının davetlisi olarak
Georgetovvn Üniversitesi'nde sahne-
ye çıkan Amerikan vatandaşı Fazilet-
li Merve Kavakci Yildirim'in beraber
sahne aldıklannı sayarken (Istanbul'da
oturan Müslüman Alman Murad Hoff-
man, CIAgörevlisi Graham Fuller, Ür-
dün Islami Hareket Cephesi Genel
Sekreteri Abdüllatif Arabiyat, Suriye-
li Müslüman Kardeşler'in şeyhi Ali AJ-
Bayanouni) Türkiye'yi temsilen Ame-
rika'da bulunan önemli bir şahsiyeti
unutmuşuz:
Doç. Dr. Ahmed Davutoğlu.
Amerika'da 27 Nisan'daki oturum-
da Türkiye'yi temsil eden değerli şah-
siyet Doç. Dr. Ahmed Davutoğlu, za-
manın eşsizi anlamındaki Bediüzza-
man namıyla maruf Saidi Kürdi'nin ya
da Yargıtay karanyla Türkiye Cumhu-
riyeti düşmanlığı tescil edilmiş Kürt Sa-
it'in en yılmaz savunucularından biri-
dir; Nurculann düzenlediği konferans-
larda sunduğu tebliğlerte haklı bir üne
sahiptir. _ _
Bu vesileyle Malezya'dan Pa-
kistan'a, Fas'tan Suriye'ye dek
birçok Islam ülkesinden konuk- L
ları ağıriayan ve düzenlediği konfe-
ranslarla Amerika Birleşik Devletleri ile
Islam dünyası arasındaki ilişkiler ko-
nusunda Beyaz Saray'a ışık tutan Ge-
orgetovvn Üniversitesi'ne ve bu son
toplantının ev sahipliğini üstlenen Bir-
leşik Inceleme ve Araştırma Cemiye-
ti UASR'nin adını bilmediğimiz gayret-
li yöneticilerine ayrıca en derin şük-
ranlarımızı sunarız!
SOL,GELECEGI
T\RTIŞIVOR
AB'ye girmekten
yana tavır
Av. HACI ALİ ÖZHAN
S.!- Türkiye sosyalistleri, Av-
rupa Bırlrğı'ne girmeden yana
tavır almalı hatta girişi kolaylaş-
tırmalı ve açıktan desteklemeli-
dir. Kuşkusuz Avrupa Birliği ül-
kelerinin emperyalist emellerı,
kapitalist sistemleri sosyalistlerin
her zaman eleştiri hedefi olacak-
tır însanlığın ulaştığı bu seviye-
de. temel hak ve özgürlüJder dev-
let ötesi. sistem ötesı vazgeçil-
mez haklar niteliğinde ihtiyaç
olarak ortaya çıkmaktadır. Insan
hakları kavramı devlet ve sistem
ötesi, evrensel insanı bir konu-
dur Sıstemini beğenmediğimiz
devletlerin insan haklarına değer
vermesi bizi doğal kı sevindirir.
Tabıı kı desteklenmelidir. Ancak
ne kadar samımi olduklarını tar-
tışabilıriz. ü kadar. Doğru. siste-
mini beğenmediğimiz kişiler söy-
lediğinde de değerini yitirmez.
Bazı sosyalistlerin Avrupa Birli-
ğine kaışı çıkışlan, emperyalist
duvgusallıktan kaynaklanmakta-
dır'
S.3- Siyasal İslamla mücadele
gereklidir Ancak nasıl° Partile-
rinin veya fikirlerini söylemele-
rinin yasaklanması. başörtülen-
nin çıkanlması ile olamaz. Bu.
mücadele değildir. Böyle bir yön-
tem sosyalistlere yakışmaz.. ak-
sine sosyalıstler için gerekJi de de-
ğildir. Hatta siyasa! tslamla mü-
cadelede bu yöntemi savunmak,
geçmişte sosyalistlere yapılan bu
türden baskılara, zulme hakJılık
kazandırır ve baskı yöntemini
meşrulaştınr. Aynca da çifte stan-
dart çirkinliğine götürür. Pratik de
değildir. ahlaki de.
Diyanetin kaldınlmasını. dev-
let kurumu olmaktan çıkanlma-
sını savunmayan, imam-hatip li-
selerinden devletin bütünüyle eli-
ni çekip cemaatlere bırakmayan,
camilerden elini çekmeyen. zorun-
lu din eğitiminin kaldınlmasını sa-
vunmadan laiklik korunamaz, şe-
riatla mücadele edilmiş oluna-
maz. Siyasal Jslamla mücadele
böyle olur. Bazı sosyalistlerin,
sanki devlet kurumlannm şeriat-
la çelışkisi varmış, onlarla müca-
dele ediyormuş gibi yaptıldanm
göremeden parti kapatılmasını,
başörtüsü yasağını savunmalan
kesinlikle tarihi bir hatadır. Sos-
yalıstler aksine kamu kurumlan-
nm bu yanlışını açıktan söyleyip
Islami kesime insan hakJan der-
si verebilir, gerçek özgürlük öğ-
retebilirdi. Yanlış eylem, karşıt-
larımıza da yapılsa yanlışa karşı
çıkıp karşıtlanmızı destekleye-
cek dürüstlüğü sosyalistler gös-
terebılmehydiler. Bu bir iyi niyet
değil ilkemizin gereğidir.
S.7- Sosyalizm; günümüz ko-
şullannda insana ve değerlerine
en uygun birsistemdir. Gerçek öz-
gürleşmeyi. insanın kendini ya-
şamasııu sağlayabilecek, toplum-
sal dayanışmayı, kardeşliği ku-
racak en gerçekçi sistem sosya-
lizmdir. Uygulamadaki sorunlar-
dan hareketle sosyalist teori algı-
lanamaz.
Kapitalizmin demagojik beyin
yıkama faaliyeti ne yazık ki ba-
zı sosyalistleri de etkiledi. Yıkıl-
dı denilen sosyalist ülkelerdeki,
ekonomik, sosyal ve kültürel ge-
lişmişlik görmezlikten gelinerek,
yapılan çarpıtmalann karşılığmı
vermekte sosyalistler yetersiz kal-
dılar. Sosyalizm. özellikle sos-
yalistlerden kaynaklanan uygu-
lama sorunlan yaşadı ancak hiç-
bir zaman yıkılmadı. Gelecek,
sosyalizmin daha güçlü gelişiy-
le taruşacak, insanileşecektir. Ka-
pitalist sistemin değerlerini etki-
leyip değiştiren sosyalizm, ken-
di sistemıni kurarak insanhğa, in-
sana bağlı değerlere dönüşümü
sağlayacak en gerçek ve geçerli
çözümdür.
ANKARA GÖLBAŞI
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEl1
^
EsasNo: 1999 258
Davacı Mehmet Emın Uzunoğlu vekilı Av. Mesut Özdemir ta-
rafından davalılar Mehmet Kurtel. Şaban Emil. Salıh Emil. Naz-
miye Emil (Sapılnaaz) \e Sadiye Emil (tCırcalı) aleyhıne açılan
Tapu İptali ve Tescil dayasının yapılan açık vargılaması sonunda
verilen ara karan uyaruıca:
Da\alı Mehmet Kurtel adına çıkanlan davetiye tebliğ edilme-
miş ve yapılan araştırma sonunda adresi tespit edilemediğinden
dtiruşma gününün kendisine ilanen tebliğine karar verilmiş ol-
makla. duruşma günü olan 29.6.2000 günü saat 10.50'de bizzat
veya \ ekille duruşmada hazır bulunması, aksı takdiıde yokluğun-
da yargılama yapılacağı ve karar verileceğinin gazete ile ilan tari-
hinden itibaren 15 gün sonra davalı Mehmet Kurtel'e tebliğ yapıl-
mış sa\ılacağı ilanen tebliğ olunur Basın: 22717
HAYVANLAR ISMAÎL GÜLGEÇ
ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI
HARBt SEMİH POROY semihporoy(cı yahoo.com
BULUT BEBEK NURAYÇİFTÇÎ
Meclıs Saş^anvmv
oy
KEDt LEVO APTİJLtKA
X> SAAT ?, OLMU5 "A
Tt»yia.oe
N MiBUAMİ
İMA3 BOR&ASINC2A BUSUN ... ESKl
SOS.yAi-.ST yENİ UBERAL ÎMADI İKİ PUAH . ,
t PUANUIK 1 <'
BıfZ J
TBENT QO2TEJ2£JZex. SoKSAVI 3-
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZAMKAN 2 Mayıs
HfÇ YAŞAMAM/Ş B/K SUBAYf..
1943"TE BUGÜN, 2T. &ÜWA SAVAŞI SÜge£i<£A/, tSPANYA'OA SÖ
r . 7. MCSAfOA, &/RK4Ç Glİ*/ö*JCE l-SPAMrCH. gM-tKÇtLA^SI 7*1-
tZAFINDAN DENİZDE BO6ULMUŞ OCA/5A4: BUlMfjAN PEN/'^ S'NSAÇ/-
Sl WILUAM MAETIN'/N TÖGSNLE GÖMÜLOÜĞÜ BİLDİR.İLMEK.TEYDİ..
\ ÇOK GEÇ.MEOEN, LONOGA'OAN KA&ŞtUK GELM/ŞT7. SU8AYIN 8ELİN-
[ 0£ta ÇAAir/tCrt 6ULUMAAJ BVRAK HEMEN 6ÖNOE&İLMELİYDİ• A7AŞE
ÇANTAYf LJONPKA'YA YOLCAP/. ANCAK., /NCELENİNC£, ÇAN7AA//A/ YOLDA
USTACA AÇIUP l'ÇİAJDEty'LE/e/N OtCUNOUSU ANLAŞ/L&/- BU fic
'- ^*"
SELER, MÜTTBFlKLSRÎfJ YUNANİsmN'A ÇlHARMA YAPACA-
^INI GÖSTE&YOfîDU </E Sf£ YAN'LTMACAYO/.^SfL
ÇI&U2MA SİCİLYA'YA tHPlLACAKTy. ALMAAI CA-
SUSLAHl, BİNBAŞI tVILLlAM MA&T7N '//V U/'Ç
AÇA1AD Ç
KUÇKULAMAN,DIŞ İŞLERİ BAKAtJI
eet-
GÖRÜS
SONMEZ TARGAN
Halk Aydın Olursa
Uzun zamandır Fransa'da yaşayan bir dostumla
karşılaştım geçenlerde. 12 Eylül'ün tozu dumanı için-
de sıranın kendisine gelmesini beklemeden atmış ken-
disinı Paris'e. Oradaki zorunlu sürgün yıllannın başın-
da çok acılı günler yaşadığını, ama buna değdiğini be-
lirtti. "Çünkü çok şeyleröğrendim" diyerek sürdürdü-
ğü konuşmasının biryerinde, "Örneğin Fransız halkı..
nice savaşımlar sonucu elde ettiği demokratik hak ve
özgürtüklerine kıskançlıkla sahip çıkmasını bilen birol-
gunluğu var", diyor. "Bırakın bir Fransızın düşüncele-
rinden dolayı gözaltına alınmasını, cezaevine konulma-
sını.. okuduğu dergiya da gazeteyi kapatsanız aynı gün
bütün okurian sokaklara dökülür" diye ekliyor.
Bir anda dalıp gidiyorum gerilere... 12 Mart, 12 Ey-
lül günlerinin karabasanı bir sinema şeridi gibi geliyor
usuma. Sıcak yaz günlerinde bile evlerin bacalarından
tüten dumanlar geliyor gözlerimin önüne. Bacalardan
tüten dumanlar, evi aranırsa sorun yaratacağı bilinen
yayınlann sobalarda yakılmastnın kara çığlıklandır ade-
ta...
Bir yetkiliden duymuştum sonralan. Darbeyi tasar-
layan paşalar 12 Eylül öncesi tartışıyorlarmış, darbe-
ye karşı halk direnir; partiler, sendikalar, demokratik
kitle örgütleri ayağa kalkarsa diye ikircikli birtutum için-
delermiş. 12 Eylül sabahı bakmışlar kimsede ses se-
da yok. Partilerini kapatmışlar kimsede tıs yok, sen-
dikalan kapatmışlar ve yöneticilerini vatana ihanet su-
çundan idamla yargılamışlar yine kimsede tıs yok. Ni-
ce genç. aydın suçlu suçsuz demeden işkencelerden
geçirilmişler. yine tıs yok. Darbeci paşalann kendile-
ri bile şaşırmışlar bu duruma, hatta neden daha önce
yapmayıp geç kaldık diye hayıflanmışlar.
Yukarıda özetlemeye çahştığımız birbirine taban ta-
bana zıt bu iki toplumsal yapıyı çözümlemeden önce
bir anımı daha okurlarfa paylaşmak istiyorum. Os-
man Nuri Özgüven'in belediye başkanı olduğu dö-
nemlerde her yıl Dikili'de şenlikler düzenlenirdi. Son-
ralan bu şenlikler Yunanistan'ın Midilli adasıyla birlik-
te yapılmaya başlandı. Bu şenliklerin düzenleme ku-
rulunda görev aldığım birinde, Yunanistan'dan konuk
olarak gelmiş Komünist Parti yöneticileriyle birakşam
yemeğinde bir araya gelmiştik. Sohbetimiz arasında
Komünist Partisi yayınları editörü yaşlı bir bayanın so-
rusunu, çevirmenliğimizi yapan Panayot Abacı bana
yöneltti. Soru, oldukça ilginç; yanıtı da o denli güçtü.
Türkiye'de bugün kaç komünist var diye soruyordu.
Yanıt vermekte bir süre düşündüm, küçük düşme-
mek için de abartılı bir sayı verdim. Dört bin-beş bin
vardır dedım. Gözucuyla da Panayot Abacı ile konuş-
malannı izliyordum. Bir ara Yunanlı editörün güldüğü-
nü görünce içimden "Eyvah.. kadın verdiğim sayılann
abartılı otduğunuyakaladı herhalde" diyerek utandım.
Oysa kadının gülerek Panayot Abacı'ya söyledikleri,
beklediğimin tam tersiydi: "Siz ne diyorsunuz yoldaş,
sizin bugün Türkiye için verdiğiniz sayılann ikikatını biz
Yunanıstan'da sadece iç savaşta yitirdik".
Bir ülkede hâlâ en sıradan demokratik hak ve öz-
gürlükler için savaşım veriliyorsa, bu en doğal istem-
lerin bile toplumsallaşamadığının açık bir göstergesi-
dir. Önemli olan bırilerinin toplum adına ne istediği
değil, bir bütün olarak toplumun elde ettiği kazanım-
lann ya da istemlerınin arkasında durup durmadığıdır.
Eğer durmuyorsa, duramıyorsa bunun iki nedeni var.
Birincisi elde ettiği kazanımlann bilincinde olmadığın-
dandır. Ikincisi ise bu kazanımları elde ederken top-
lumsal olarak ağır bir bede) ödemediğindendir.
Bu nedenle bireysel ya da kümesel bilinç ve karar-
lılığın yanı sıra temel olan toplumsal bilinç ve kararlı-
lığın yaygınlaşıp kökleştiği bir toplumsal modeli yarat-
mak amaç olmalıdır. Başka bir anlatımla bir bütün ola-
rak toplumun kendisi aydın olmalıdır.
Burada aydından amaçladığımız, sözcüğün dar an-
lamıyla öğrenim görmüş, çok okumuş, kültürlü, bilgi-
li, insan tipi değildir şüphesiz. Toplumsal ilerlemeyi ge-
ri götüren, üretim güçlerinin gelişmesinin önünü tıka-
yan her türlü girişime, örgütlenmeye ve siyasal yapı-
lanmaya ve bunların yarattığı zorbalıklara kararlıkla
karşı duran insan tipidir sözünü ettiğimiz... Her şey-
den önce uygar ve çağcıl olmasının yanı sıra yüksek
bir sınıf bilincine sahip olmasıdır. Tek sözcükle aydın
olmak, ileri olmakla eşanlamlıdır.
Çağının gerisinde yaşayan; tutucu, bağnaz, kafası
örümcek ağı bağlamış bir insan okumuş, hatta bilim
adamı kimliği kazanmış bile olsa buna aydın demeye
olanak var mıdır? Kendi uzmanlık alanında son dere-
ce başanlı olsa bile bu yapıda bir kişinin kendine ay-
dın demeye hakkı yoktur. Ama ne ilginçtir ki son yıl-
larda çevremizde ve özellikle medyamızda kendini
aydın sanan ve oldukça muhatap bulan bir kesim
oluştu.
Hemen belirtelim ki eleştirimiz bu kesime değil, bu
kesimi aydın sayıp karşısına alıp dinleyenedir. Kavram-
lar karıştığı. temel değerler altüst olduğu için de hiç-
bir konuda bir arpa boyu yol alamıyoruz.
Cumhurbaşkanı seçiminde bile Fazitet Partisi'nin aya-
ğına gitmekle çözüm arayan boylesi bir parlamento
yapısıyla mı çağcıl, demokrat, laik, temel insan hak ve
özgürlüklerine sahip bir Türkiye hedefine gideceğiz?..
Başa dönüyorum, gerçek ve kalıcı tek çözüm yolunu
halkın aydın olmasında görüyorum...
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/ Çok küçük
doğranmış et
parçalannm so-
ğan. biber. may-
danoz, domates
gibi malzemey-
le birlıkte sac
üzerinde pışiril-
mesiyle hazırla-
nan bir yemek. 6
2/Oyundaceza- 7
lı çocuk... Mey-
velerı şekerle 8
kaynatarak ha- „
zırlanan tatlı. 3/
1 2 3 4 5
Sarkaç... Olumsuzlukbe-
lırten bir önek. 4/ Kjmı
gemilerde ba? N>dosla-
masındanomuıgayaka- 2
dar uzanan ek yapı öğe- 3
si. 5/ Anlama yeteneği...
Kumar oynanan yere bı-
rakılan para. 6/ "Eğle-
necek — bulaman' Gön-
lümdekı köşk olmasa"
(Âşık Veysel)... Bir ıli-
miz. 7/ Okullarda kâğıt.
mukavva. tahta gibi şey- 9
Ierle yaptırılan çalışmalar... Bir zaman binmi. 8/ Küçük
erkek kardeş... Ishal. 9/ Uğraş... Yassı ve büyük yemek ta-
bağı.
RIDAN AŞAĞIYA:
-U Nohuta benzer meyv'eleri çiğ olarak yenen. baklagillı
Jamilyasından bir bitki. 2/ Bir tür kalın ve kaba kumaş...
Necati Cumah'nm, bir adı da "Tütün Zamanı" olan ro-
manı. 3/ "Tüysüz şeftalı"_de denilen birmeyve. 4/ "Su-
na —": Kemancımız... Ülkemiz sulannda yaşayan ve
"bız" de denilen mersinbalığı türü. 5/ Asya ile Avrupa'yı
ayıran dağ sırası... llgı ekı. 6/ Şıirlerı şeriata aykın bulun-
duğu için Halep'te densi yüzülerek öldürülmüş üniü ta-
savvuf şain... "Ismet—": Oyuncumuz. 7/Dolmayapmak
için hazırlanan kanşım... Samanla kanşık tahıl. 8/ Kendi-
ni beğenme. bencıllik. 9/ Izmir'in Menderes ilçesınde ün-
lü bir antik kent.. Bir nota.