Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2MAYIS2000SALI CUMHURİYET
MİıJ\.\_fiıUITJJ. / ekonomi(acumhuriyet.com.tr
Gökalp'in Türkiye'nin tanm politikası yok' sözleri destek tartışmalannı yeniden alevlendirdi
Thrımda aeı itiraf• Türkiye'de tanmsal
desteklemeler, Gayri Safı
Milli Hasıla (GSMH) düşük
olduğu için oransal olarak
yüksek görünüyor. Desteklerin
üretici ve hektar başına düşen
miktar açısından ele alınması
gerektiği vurgulanıyor.
FATMAKOŞAR
Hükümetlerin hayvansal ürün açığı-
nı "kaçak ürüne göz vumarak" kapat-
maya çalıştığı ve tüketilen her kilogram
yağın yansının ithal edildıği Türkiye'de
Tanm Bakanı bile "potitikaszüktaır ya-
kınııken tanmsal desteklemelerin üre-
tici ve hektar başına düşen miktar açı-
sından ele alınması gerektiği vurgula-
nıyor.
Dünya Bankası ve Uluslararası Para
Fonu'nun (IMF) tanmla ilgili istekle-
rini "kabul edilemez" bulduğunu daha
önce dile getirerek dikkatleri üzerine çe-
ken Tanm ve Köyişleri Bakanı Hüsnü
Yusuf Gökalp, şimdi de Türkiye'nin
tanm politikasının bugüne kadar gün-
D a y a t ı l a n l a r v e k a r ş ı ö n e r i l e r
'Türkiye kendi politikasını üretmeli'
Dünya Bankası, tanm destekleri ve fınansmanının
devlete olan yükünü azaltmak gerekçesiyle doğrudan
gelir desteğine (DGD) geçişi dayatıyor. Bu sistem,
ihtiyacı olduğu saptanan çiftçiye parasal yardım
yapılmasını öngörüyor. Tanm desteklerinin sona ermesi
anlamına gelen DGD'den vazgeçilerek
sübvansiyonlann Türkiye'nin koşullanna uygun bir
planlama politikası doğrultusunda arttınlarak sürmesı
gerektiği belirtiliyor.
• IMF ve Dünya Bankası, gübre başta olmak üzere girdi
sübvansiyonlanna da 2002 yılına kadar son verilmesini
öneriyor. Buna göre tanm kredi faiz oranlan sabit
tutulacak ve faizlerin düşürülmesiyle de sübvansiyonlar
kendiliğinden ortadan kalkacak. Buna karşılık,
uzmanlar, Ziraat Bankası'nın tanm kredi faiz oranlannın
diğer ticari kredilerin faiz oranlanndan mutlaka daha
düşük tutulması gerektiğini dile getiriyorlar. Uzmanlar,
Ziraat Bankası'nın tanm kredi faiz oranlannı aşağı
çektiğini ancak diğer krediler de düşük olduğu için
sonucun değişmeyeceğini kaydediyorlar.
• IMF ve Dünya Bankası tahılda ahm fiyatının, dünya
fıyatı artı CIF dikkate alınarak 2000'de yüzde 35,
2001 'de yüzde 5 gümriik vergisi uygulamasıyla
hesaplanmasını istiyor. Ancak, Türkiye'deki
maliyetlerin çok yüksek olduğuna dikkat çekilerek
gelişmiş ülkelerde olduğu gibi maliyet üzerine belli bir
kâr payı hesabıyla alım fiyatınm belirlenmesi
gerektiğine işaret ediliyor.
lük olaylarla yönlendirildiğini ıtiraf et-
ti. Buna karşılık "Hükümet bunu ka-
bul ediyorsa, çözmek de onlann göre-
vi" diyen TMMOB Ziraat Mühendis-
leri Odası Başkanı Prof. Dr. Gûrol Er-
gin, Gökalp'in her konuşmasında Dün-
ya Bankası ve IMF'nin dayatmacıhk
yaptığını ve isteklerinin kabul edile-
meyeceğini söylediğini anımsatarak
"Ancak pratikte onlar ne söv lerse o ya-
püıyor. Bakanın bu koşuliarda bunlan
söyİemesinin gereği yok. Kabul etmi-
yorsa gereğini yapması gerekryor" de-
dı. Türkiye'de sübvansiyonlann, üreti-
ci ile hektar başına ele alındığında dü-
şük olması ve yanlış politıkalar uygu-
lanması nedeniyle tanmsal üretim gi-
derek azalırken desteklemelerin arttı-
nlmasına yönelik çözüm üretilmiyor.
Türkiye'de tanmsal desteklemeler, Gay-
ri Safı Milli Hasıla (GSMH) düşük ol-
duğu için oransal olarak yüksek görü-
nüyor, ancak üretici ve hektar başına ele
alındığında AB ülkelerinden çok daha
düşük kalıyor.
Nüfusun ortalama sadece yüzde 5'inin
tanm alanında istihdam edildiği AB
ülkelerinde yüzde 80'lere varan sübvan-
siyonlar tanm ürünlerinin yüzde 95' ini
kapsıyor. Buna karşılık nüfusun yakla-
şık yüzde 45'inin geçimini tanmdan
sağladığı Türkiye'de ise tanmsal des-
teklemeler yetersiz, üstelik ihtiyacı olan
kesime ulaşmıyor.
'Destek zengine yanyor'
Prof. Dr. Gürol Ergin, neoliberal ke-
simlerin, desteklerin GSMH'ye oranı-
nı ele alarak kamuoyunu yanıltmaya
çalıştıklanru ifade ederek "Oysa bu
gerçeği yansıtmıyor. Çok üreten yani
daha zengin çiftçi destekten daha çok
ahyor. Şu ankisistem, aynca, birim alan-
dan veriın elde eden üreticiye yanyor,
Doğu ve Güne\doğu"daki üreticiye ise
yaramıyor" diye konuştu.
Dünyada çalışan nüfusun yüzde 90'ı yeterli düzeyde bir sosyal güvenlik sisteminden yoksun
Yaşlthk eşitûryoksuilukEkonomi Servisi - Dünyada çalı-
şan nüfusun yüzde 90'ı emeklilik için
yeterli birgelir sağlayacak sosyal gü-
venlik olanaklanndan yoksun ola-
rak yaşıyor. Gelişmekte olan ülke-
lerde sosyal güvenlik fonlannın bü-
yük bir kısmının kötü yönetimi yü-
zünden insanlan yaşlılıkla-
nnda yoksulluk bekliyor.
Uluslararası Çalışma Ör-
gütü'nün (ILO) yaptığı bir
çahşmada, gelişmekte olan
ülkelerdeki sosyal güvenlik
fonlannuı pek çoğunun kö-
tü yönetildiği ve üyelerine
yeterli olanaklan sağlaya-
madığı vurgulandı. ILO, azgelişmiş
ve gelişmekte olan ülkeler açısından
en önemli sorunun bütün çahşanla-
nn sosyal güvenlik şemsiyesi altı-
na alınması ve emeklilik maaşlan-
nm ve diğer sosyal yardımlann ye-
terli düzeye eriştirilmesi olduğuna
dikkat çekti.
ILO, aralannda Türkiye, Çin ve En-
donezya'mn da bulunduğu orta ge-
lirli bazı gelişmekte olan ülkelerde
nasıl daha fazla çalışanın sosyal gü-
venlik şemsiyesi altına alınabilece-
ği ve fonlardan nasıl daha fazla ya-
rarlanabileceği gibi sorunlara çö-
züm arıyor. Afrika'da işgücünün
yüzde 90'ının kayıt dışı sektörlerde
LJ luslararası Çalışma Örgütü'nünyaptığı
bir çahşmada, gelişmekte olan ülkelerdeki
sosyal güvenlikfonlannın pek çoğunun
kötü yönetildiği ve üyelerine yeterli
olanaklan sağlayamadığı vurgulandı.
çalıştığına dikkat çeken ILO yetki-
lileri, Latin Amerika'da da gelişen,
istihdam yaratan işlerin yüzde 80'inin
kayıt altına alınmayan sektörlerde ol-
duğunu belirtti. Çahşmada geliş-
mekte olan ülkelerdeki sosyal güven-
lik sistemlerinın temel sorunlanna
ilişkin şu ana başlıklar yer aldı:
/ Eski So\yet ülkelerindekı emek-
lilik sistemi, SSCB'nin bölünmesi-
nin ardmdan işlemez duruma geldı.
/ Afrika'daki emeklilik sistemi
çok kötü yönetiliyor.
y Güneydoğu Asya'daki emekli-
lik fonlan 1990'lann sonunda yaşa-
nan krizin ardından önemli ölçüde
zayıfladı, kötüleşti.
/ Arap ülkelerinde emek-
lilik fonlan henüz çok genç
ve sosyal güvenlik sistemi-
ne dahil edilmelerine izin
verilmeyen yabancı işçile-
rin çokluğu büyük bir so-
run oluşturuyor.
Bu ülkelerde sosyal gü-
venlik sisteminin zayıfolma-
sınm nedenleri şöyle özetlendi:.. ,
/Gelişmekte olan ülkelerde ca-
lışanlann çoğu kayıt dışı ya da kır-
sal kesimde çahşıyor ve her türlü
sosyal güvenlik olanağından yoksun.
/ Var olan pek çok sosyal güven-
lik sistemi idari masraflan çok faz-
la olduğu için fayda sağlamıyor.
/ Fonlann çoğu zayıf ve yolsuz-
luğa açık bir mali sisteme sahip.
PIATFORIM
irtiMt:(312]310 09 71
İ 1 l € I $ t T
T . C . K L L T U R B A K A N L I G I
D E V L E T OPERA VE BALESİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
ANKARA
jŞartnamenin olmaması hukuka uygun bulunmuyor]
GSM'de son dönemeçANKARA/İSTANBUL
(Cumhuriyet)-GSM 1800
lisans şebekesinin ikincisinin
satışı için 4 katıhmcı grup
bugün son kez yanşacak. Genpa,
Koç, Sabancı ve Fiba gruplannın
dördünün de ihaleye katılması
bekleniyor. Ancak Koç grubuyla
Sabancı grubunun bu ihale için çok
iddialı olmadıklan. Telekom'un satışına
hazırlandıklan belirtiliyor. Ilk ıhale için
hazırlanan şartnamenin ikinci ihale için
geçerli olmadığı, ikinci ihale için de ayn
bir şartnamenin ohnası gerektiği
kaydedildi. ikinci ihalenin şartnamesiz
olmasının hukuki olarak "usul"
açısından tartışmalı bir durum yarattığı
kaydedildi. Ulaştırma Bakanlığı'nın
web sayfasında yayımlanan şartname
yalnızca ilk ihaleyi kapsıyor. Zaten bu
şartnamede, "ihalenin konusu" başlığı
altında, "1 adetGSM 1800 sayısal
hücrcsel mobil tetefon sistemi tesis ve
işletmesi için lisans verümesidir"
deniliyor. Hukukçular, ikinci ihale için
j de ayn bir şartname düzenlenmesi
J > gerektiğini belirtirken, ilk ihalede
L J
648 milyon dolarlık muhammen
bedel uzerinden yüzde 3 'lük
geçici teminat yatınlırken, ikinci
ihalede 2 milyar 525 milyon
dolarlık taban bedel uzerinden geçici
teminat yatınlması zorunluluğuna
dikkat çekiyorlar.
Mobil Dairesi kuruldu
Türk Telekom bünyesinde geçen
çarşamba günü kurulan Mobil
Dairesi'nde GSM sistemlerine ilişkin
çalışmalann yürütüleceği bildirildi.
Dairenin aynı zamanda Türk
Telekom'un alacağı GSM 1800 ihalesi
için de hazırhklan üstlenecegi
kaydedildi. Bu arada cep telefonu
şirketleri, projeksiyonlannı 30 milyon
aboneye göre yapıyor. Türk Telekom'un
3 yıl içinde 10 milyon abone sayısına
ulaşabileceği belirtiliyor.
lüayıs - Deulet Opera ue Balesl-flnkara
'Uyuyan Güzel' saat 20.00
16 niayıs - Platform 'yeni koreografiler'
(hlasik/modern bale) saat 20.00
17 IRayıs - istanbul, JHersin, Izmir, flntalya
Oeulet Opera ue Baleleri (gala]
saat 18.00
18 fflâyıs - Platform 'yeni koreografiler'
"'' [modern dans) saat 20.00
19 niayıs - Platform 'yeni koreografiler'
(modern dans) saat 20.00 :
fllayıs - *fHodern Dans Topluluğu & •
RUBflTO [*premier] saat 20.00 \
RonoK Sötıatçılar: flfcler Basımraı {abBança)
Jif(tafleU[aTmanya] '
franh ttandete [trallanf!?'
hcole Eacriuio (isviçrtj
- 3 HOUflmR RROUVETI ISRH1L
Btty8Rupu6ı BflvBneıpu&ı
İSUIÇRE
BflytlKaçaıeı
Teknoloji yanşı başhyor
Ekonomi Servisi-Türkiye, gelecek bin
yıhn başmda kullanılacak kablosuz sis-
tem türlerini belirlemekte önemli bir rol
oynayacak olan rnj Dünya Radyokomü-
nikasyon Konferansı'na (WRC 2000)
ev sahipliği yapıyor. Türk Telekom Üst
Kurulu Başkanı Fatih \ur-
daL ABD ve Avrupa ülke-
leri arasındakifrekansban-
dı konusundaki anlaşmaz-
kklara dikkat çekerek, "Od-
di pazar kavgası var. Kon-
feransta dûnya teknotojite-
riyanşacak" diye konuştu.
Türk Telekom'un evsa-
hipliğini yapacağı, 8 Mayıs-
2 Hazıran tanhlcn ardsındakikonlerans
150 ülkeden 2 bin kişinin katılımıyla
gerçekleştirilecek. Katılımcı ülkelerin
televizyon ve radyo yayınından mobil
telefona, güvenlik sistemleri ve bilim-
sel hizmetlere kadar her tür radyoko-
münikasyon hizmetlerinin yayılmasını
ve büyümesini sağlayan servisleriçin fre-
lYLilyarlarca
dolarlık dünya
telekomünikasyon
pazanna ilişkin
kararlar
İstanbul da
ahnacak.
kans spektrumunun paylaşımı konusun-
da kararlar almacak. Türkiye'nin, ilk
kez oy kullanma hakkına sahip olduğu
bu konferans için yılda 350 milyar lira
ödeme yaptığı belirtiliyor.
Konferansın sonunda sistemlerin ya-
yılması ve geüştirilmesi için
spektrum kullanımına iliş-
kin milyarlarca dolarlık bir
yaünm pazannı etkileyecek
kararlarahnacak. Radyoko-
münikasyon Genel Kuru-
lu'nun açıhşı dün Ulaştır-
ma Bakanı Enis Öksüz ta-
rafindan yapıldı. Konferans
Başkanı Fatih Yurdal, uy-
dulardan doğrudan radyo- televizyonya-
yıru konulannın da tartışılacağını belir-
terek, Türk Telekom'un da 2-3 yıl için-
de BSS uydusu atmayı planladığım söy-
ledi. Yurdal. "Birçokkonuda pazar kav-
gası ve görüş avTihklan \ar. Aynı frekan-
sm 2 sisteme tahsisi durumunda da kan-
şıkhklar ortaya çtkryor" diye konuştu.
tŞÇENİNEVRENİND]
ŞÜKRAN SONER
Gerisinde Kalmak
Tersane işçileri dünkü 1 Mayıs etkinliklerinde
labalık, en coşkulu, daha doğrusu en öfkeli yi
gruplararasında dikkat çekiyorlardı. Onlan bar
lemlerinden sonra hiçbir yerde bu kadar etki
de, öfkeli görmemiştim. Bir kısmı sakallı, kare
rüyüşleri, sloganlan ile madencileri anımsatıyc
Gazeteye döndüğümde, onlardan gelmiş fat
tinleri ile karşılaştım. Birincisi Özelleştirme Yüks
rulu'nun 18 Nisan tarihli kararı. Ecevit, Bahçe
lova, Önal'ın imzalannı taşıyan Haliç ve CamİJ
sanelerinin kapatılmasını öngören kararda, işt
lacak işçilerin tazminatlannın şirket tarafından
mesi hükmü de yer alıyor. Haliç tersanesi, Deı
limleri Enstitüsü'ne; Camialtı Tersanesi de Ista
özel Idare Müdürlüğü'neteslim ediliyor.
Türkçesi özelleştirme adı altında tarihi ters
tarihe gömülüyor. Özel deneyimli, gerçekten t
isteyen işçilerine de yol gözüküyor. Belki de en ı
lisi Türkiye'nin sanayileşmesinde önemli yeı
büyüktersaneler, Pendik'in de Gölcük deprerr
rası askeri tersaneye dönüştürülmesi ile tümü>
oluyor. Üç tarafı denizle çevrili Türkiye, gemi in
nayiinde çok daha gerilerde bir noktaya çekili
Camialtı ve Haliç Tersanesi işçileri bir bildiri
de Kasımpaşa halkına sesleniyoriar. Birkaç önem
leyi sizinle paylaşmakta yarar var:
"Taşkızak Tersanesi'nin kapatılmasından :
hükümetin aldığı Camialtı ve Haliç tersaneleriı
patılması karan, biz çalışanlan etkilediği kada
zamanda komşumuz olan siz Kasımpaşa halkı
nafını da hem maddi hem manevi yönden etl
cektir. Yüzyıllann geleneği, yaşam biçimiyokı
Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda dayatmaya çalı.
SevrAntlaşması ile tersaneleıimizi dağıtamayc
peryalistgüçJer, Cumhuriyetsonrasıözellikle 191
buyana izlenen politikalar.. IMF, Dünya Banki
kelci holdingler ve işbiriikçi hükümetler eliyle
müzde tersanelehmizi kapattırmayı başardılaı
Işçiler "ecdatyad/gân "dedikleri tersanelerin
tılmasına karşı, tersane işçileri olarak yapacakl
kuki, siyasi ve fiili her türlü mücadelelerinde H
paşalılan yanlannda olmaya, kendilerine dest(
meye çağınyoriar.
Kapatma kararlarından sonra tersane işç
direnişleri nasıl bir gelışme getirir? Kotarılmış
rardan geri dönüşü sağlamak çok kolay bir iş
Ama çok iyi bildiğım bir gerçek var. Soz k
kapatmalarla Türk-lş'in bir sendikasının daha
tiriliyor:
Dok Gemi-lş Sendikası yıllardırçoğu kayıt d
ral dışı, taşeronluk üzerine oturtuimuş özel s
ait Tuzla tersanelerinde sayısız örgütlenme gin
de yenik düştü. Çok fazla tersane işçisi sendı
mada işten atıldı. Şimdi arka arkaya Pendik,
zak, Camialtı, Haliç elden gidiyor. Türk-lş, Dc
mi-lş bu saatten sonra işçi hakkı adına yola <;
için biraz geç kalmadılar mı?
Laf aramızda.. kapalı kapılararkasındakileri|
lemem, ama bize ulaşmış, her iki örgütün bu
ya yönelik ciddi girişimlerinden, karşı duruşla
en azından benim haberim yok. Bugüne kad
saneler üzerinde oynanan oyunlara karşı çı
meslek duyarlılığı ile gemi mühendisleri, odal
de canlannın yanacağını önceden gören bilin
sane işçileri oldu.
Dünkü 1 Mayıs 2000'in gündemi, tersane i
nin başına gelenle çok fazla çakışıyor. Kamu
nelerinin yok edilmesi, Türkiye özelinde aslın
lamlı güçlü tersaneciliğin işinin bitirilmesi, strai
alanın yabancı gemi rthaline bağımlı kılınması,;
taTürk denizciliğinin daha da geriletilmesi.. yeı
ya sömürü düzeni, IMF, Dünya Bankası reçet
tıpatıp uyuyor.
Gelin görün ki, ideolojisini yitiımiş, örgütlü
den, moral değerlerinden çok şey kaybetm
tabanından kopmuş sendika liderleri, Seattl<
yılki 1 Mayıs'ın evrensel gündeminden uzakta I
yı yeğliyoriar. Sermayenin küresel saldınsın;
emekçilerin güçbiriiği onlara çok fazla sol, id
gözüküyor.
Kafalannı kuma gömdükleri, uzun zamar
sendikacılık yapabildiklerinden, geleneksel sf
kara kaymalanndan mı bilinmez, emeğin dün
gündemi onlan ürkütüyor. Yıllardırzorunlu olan
degözüküp, zaten hep 1 Mayıs'lardan "işçis
uluslararası biriik, mücadele dayanışması" güro
den kaçmaya bakıyorlardı. Bu yılki gündemd
ha da fazla ürkmüş olmalılar ki, "bizyokuz" d
den yok olmanın yollannı arayıp buldular.
1 Mayıs kutlamalarında, adlan varken fıiler
görev, sorumluluk almadılar. Meydanlardan kî
ama bir şeyler yapmış olmak üzere de Türk-
kanlar kurulu karan ile bir hafta kadar önce tat
neticilerle Ankara'ya yürüyüş ve kapalı salon I
tısı düzenlediler.
Nasıl bir çelişkidir ki, sorunlardan bunalan
bu yılki 1 Mayıs'ta, sendikalannın fiilen göre\
lan yıllardan daha kalabalıktılar.
Dünkü 1 Mayıs gündemi, kalabalığı, renkli l<
emek cephesinin küreselleşmeyi sorgulaya
lemleri ile çok anlamh idi. Ancak kamuoyundi
lanan birbaşkayüzü ile konuşmayı, kürsüye,
karşısına çıkmayı göze alamayan, belki de yı
maktan korkan, ülke ve dünya emek günd
çok gerisinde kalan sendika liderleri ile acı biı
yu sergiliyordu.
sukransoner(g yahoo.com
Boya-badana zam şampiyonı
• Ekonomi Servisi - Nisan ayının zam şamp
bir önceki aya göre yüzde 100 artan boya-b
işçiliği ücreti oldu. tstanbul Ticaret Odası (
Nisan ayında fiyatlan en fazla artan madde
açıkladı. Nisan ayında badana-boya işçiliği
ücreti 200 milyon liraya yükseldı. Nisan ay
artışı sıralamasında ikinciliği, yüzde 73.4'lı
oramyla çocuk ayakkabısı alırken yüzde 69
artış ile bluz üçüncü oldu. Fiyat artışında ü;
su^lardaki diğer maddeler ve artış oranlan
şöyle: "Etek yüzde 67.9, tayyör yüzde 65.2
elbisesi yüzde 56.8. gömlek yüzde 48.9"
Sabancı HoMing'den açıklam
• Ekonomi Servisi - Sabancı Holding, 25 r
2000 tarihli Cumhuriyet'te yayımlanan "Sî
Sapeksa AŞ'ye suç duyurusu" başlıklı hab
ilişkin bir açıklama yaptı. Sabancı Holding
yapılan açıklamada, habere konu olan sahtf
iddiasınm gerçeği yansıtmadığı ve bununla
açılan davayı mahkemenin reddettiği vurgu
Açıklamada, Abidin Ünal'ın, "1998 yılınd
Diyansa Fl adı ile çiftçiye satılan sınk don
tohumunun Uluslararası Tohum Sertifikasj
(İSTA) belgelerine göre sahte olduğu" yön
suç duyurusu, davanın Tokat Asliye Hukuli
Mahkemesi'nce reddedihnesiyle sonuçlanc