Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2MAY1S2000SALJ
14 I LJ M\ kultur@cumhuriyetcom.tr
PORTAL DİKMEN GÜRÜN
Stüdyo Oyııncuları ve 6
Oyun(cu)\..
ŞahikaTekand *Gergedanlaşına''da
"Salt insanın variığı ve eylemi ile or-
taya çıkabflecek olanaulaşmayı amaç-
tayoruz. Bu yoDa oyun alanında, ede-
bi olandan annabitecegimiri veoyun-
culuk sanatının nedeni olan canh ol-
ma özelliğine dayanarak performatif
olana yaklaşabileceğimfei düşünüyo-
ruz" dıyordu. Samuel Beckett in
"MuthıĞünler''i ve
tt
5KBaOyınTun-
da da çıkış noktası aynıydı. Geçen yıl
da bu çızgidekı arayışlannı sürdûrdü
Stüdyo Oyunculan Şahika Tekand, ça-
hşmalannda, oyunun alanını bir simü-
lasyon odasma dönüştürme düşünce-
sinin oyunculukta performatif olanı ya-
kalamakta yol gösterdiğini söylüyor-
du.
Çok kısa bir süre önce seyirciyle bu-
luşan "Oyun(cu)" yine bu çizgide ah-
lan önemlı bir adım. Şahika Tekand'ın
tasarladığı-yazdığı ve yönettiği bu
çalışmamn sahne, ışık ye giysi tasa-
nmı Esat Tekand'a ait. Özgün müzik
Zeynep Gedizoğlu'nun. Oyuncular
ise; Şahika Tekand,CemBender,Sev-
tap InseL, Kıvanç Ergun, Banu Foto-
can, Yaman Ceri,YiğitOzşeper, Uhıs-
han Ulusman, Inr Arditi, Akın Cın-
barcL, Gökmen Tokgöz, Karin Ata-
oğlu, Derya Tokgöz, Savaş Mutiu, Hi-
lal Karakaş, Hakan MiDi ve Sara Al-
kan.
Tiyatro 'şimdiki zamarTın sanati
"Oyun(cu)" oyun alanını, oyuncu-
luğu sorgularken birbirini tamamla-
yan ve birbiriy le çelişen bu olgular ara-
sındakı sınırlan, daha doğrusu, sınır-
lann varhğını / yokluğunu ve de sis-
tem içinde oyun aracı olarak "insan"ı
tartışmaya açıyor. Bu ilginç tartışma-
da ayaklardan birini de "vaşam" ve
"gerçekük" oluşturuyor. Oyuncunun
yaşamı/oyun alanında yaşam/metin
içinde yaşam... Günümûz tiyatrosun-
da sıkça gündeme gelen bir konu
oyun-oyuncu- gerçek ilişkısi. Sürek-
li bir araştırma ve sorgulama gerek-
tiriyor.
Şahika Tekand'ın "Oyun(cu)"da
yaptığı da bu çizgide gelişen, doğur-
ganlaşan tartışmalara ülkemizden
önemli biraçılım. Tekand. "seyircinin
karşısında ben kiminT sorusunun ya-
mtıru ararken bir yandan oyuncunun
sahnede kendi özgür kişiliği ıle var olu-
şu öte yandan da onun teknik perfor-
mansı arasında dolaşıyor.
Oyunda, doğrudan "rol kişisi ol-
mak" ve kendini "rol kişisi konıımu-
na taşımak" gibi bir durumun ıç içe
• "Oyun,
tasanmı ve
süreci; 'cu'
da zanaatı ve
mahareti
ifade ediyor
bizim için.
Kura unsuru
hem seyirci
için hem de
oyuncu için
ortak bir
kader
oluşturuyor.
Tıpkı
yaşamdaki
gibi..."
yaşanması söz konusu...
"Oyun(cu)"nun birinci bölümde
bir sırk göstensidir canlandırılan.
Oyunculartek tek ve ekip olarak oyun-
culuk becenlerinı, teknik performans-
lannı sergilerler. Bu sahnede sözsüz
oyunJa "anlanlaıriar göz alıcıdır, çar-
pıcıdır, eğlendiricidir ve seyirciyı kav-
rayıverir. Ama, Şahika Tekand "oyun-
da önemli olan seyircinin 'anlatılanın
değil anlatının gerçeklığıne' inanma-
sıdır" der ve ikinci bölümde bu hu-
sus üzerinde yoğunlaşılır. Oyun baş-
lamadan önce seyircilerin yazdıklan
ve yine onlann çektikleri kura ile be-
lirlenen üç sözcük üzerine üç oyun-
cunun sıralan geldiğınde o anda el-
lerine aldıklan kura kâğıtlan ve o an-
da tasarladıklan oyunlan üzerine bel-
li bir zaman içinde ayn ayn icra et-
tikleri oyunlanyla gelişen bir "oyun"
izlenir. Bu, yine Tekand'ın tanımıy-
la "gerçekçi" değil "gerçek" oyun-
dur. Bir sözcüğün, örneğinbir "kddk"
ya da "sera" sözcüğünün kendi dün-
yasında açtığı yollardan ilerler oyun-
cu. Bu bir bellek tazeleme süreci mi-
dir? Olabilir ya da birhayalürünü mü-
dür? Olabilir... Burada önemli olan
oyuncunun o anda kendi metnıni oluş-
turması ve oynamasıdır... Bir anlam-
da oyunu kendi kimliği ile yüzleşe-
rek icra etmesidir. ilginç bir yüzleş-
medir bu. Kumun parmaklar arasın-
dan akıp gitmesi gibi. Önemli olan o
akış sürecinde yaşanan temasın ger-
çekliği ve açtığı pencerelerdir. Hem
oyuncuda hem seyircide açılan pen-
cereler... Oyuncunun o an orada ken-
di kişiliğiyle var oluşu Şahika Te-
kand'ın sözünü ettiği yaşamsal olan
ve sanatsal olanın birbirlerini zorun-
lu olarak var edişleri gerçeğidir. Ya da,
yaşamın ve oyunun/oyunculuğunbir-
birini besleme sürecidir...
Oyun, Oyuncu, yaşam, insan ger-
çek üstüne sorgulamalan ya da bu
sözcüklerin derinliklerine inişi, Oyun-
cu)da dasürdürüyor Şahika Tekand
ve Stüdyo Oyuculan.
Ahmet Elhan, yeni sergisindeki işlerinde toplumsalşiddet kavramını irdeliyor
'Estetik sorunsalla uğraşmıyorum'
YEŞtMAKYÜZ
AhmetElhan, Urart Sa-
nat Galerisi'nde cumar-
tesi gününe dek devam
edecek 'Nesne/özne II'
sergisindeki işlerinde, ön-
cekilerde olduğu gibi yi-
ne fotoğrafin asal nitelik-
lerinden yola çıkmış.
1996'da gerçekleştirdiği
'Nesne / Ome'nin bir de-
vamı niteliği taşıyan ser-
gide, sanatçı toplumsal
şiddet kavramını, kadın
ve erkeği birlikte kulla-
narak irdeliyor. Ancak çö-
züm önermediğini, sade-
ce Ugisini çeken bu şiddet
ilişkisinı fotoğraf yoluy-
la ortaya koyduğunu söy-
lüyor.
Fotoğraflardaki parça-
lanmış mekânda görülen
öznenin (kadın ve erkek)
önünde nesne (anahtar,
çekiç gibi) yeralıyor. Şid-
dete maruz kalan özne ile
şiddetiuygulayannesne...
Nesneye öncelik veren
Elhan: "Anlam ikiliğini
aynı potaya koydum. Bu-
nuyaparkennesneyieiçiçe
geçmiş bir özne üzerinde
durdum. Bu UdBnin iliş-
kisinde şiddet kavramuıa
yoğunlaştun. Ancak her-
hangi bir yana ağuiık ver-
memeye çalışüm. Çünkü
Ud tarafin da bir nevi or-
tak sucuotduğunudûşün-
düm.*" Aynı zamanda,
nesneler parçalanmamış
görünmekle birlikte öz-
nelerdeki parçalanmadan
paylanru alıyorlar.
Şiddetle ilişkili nesne-
leri günlük yaşamda kul-
KULTÜR • SANAT 293 89 78 (3 HAT)
Toplu Bilet Rezervasyonu ve Abonman: 0.212 292 39 00 /111
Yayta Sanat Merkezi Gişesi: 0.216 44120 87-383 63 79
Kadıköy Gişe: 0216 336 44 76
http://www.istdt.gov.tr
AKM ODA TIYATROSU (0 212 245 25 90)
Hatta ici: 20.00 Cumartesi 15.00-20.00 Pazar 15.00-11.00
Bilgesu Erenus
KIRMIZI KARAAÖAÇ
Yöneten Metln B»lgin 2-7 Mayıs arası
Noel Coward
ÖZEL HAYATLAR
TurHçesı Ayşe Birsel, Yoneten Nedret Gûvsnç
9-14 May ıs arası
Rainer Hachfeld
KETÇAPLI SPAGETTİ*
Turkçesı S«vgi Aydın, Yöneten Macit Sonkan
14 Mayıs *Çocuk Oyunu
AZİZ NESIN SAHNESI (0 212 245 25 90)
Hafta ici: 20.00 Cumartesi 15.00-20.00 Pazar 15.00
Goetbe
URFAUST
Çevıren Ahmet Camal,Yöneten Phılippe Besson 2-7 Mayıs arası
Martin Mcdonagh
LEENANE'NİN
OÜZELLİK KRALİÇESİ*
Turkçesı Sevgi Sanlı,Yöneten Cûneyt Çahşkur
9-14 Mayıs arası,•PrSmiyer
AKM BUYUK SALON (0 212 245 25 90)
Cumartesi 21.30 Pazar 15.00
Bertolt Brecht
ARTURO Uİ'NİN
ÖNLENEBİLİR TIRMANIŞI
Tbrkçesı-Yoneten Yücel Erten, 6-13 Mayıs
Edmond Rostand
CYRANO DE BERGERAC
Turkçesı Sabn Esat Siyavuşgii, Yöneten Isıl K«s»poğtu,
Ultoya
TAKSIM SAHNESI (0 212 249 69 44)
Hafta ici; 20.00 Cumartesi 15.00-20.00 Pazar 15.00
Tarık Buğra
PATRON
Yöneten Zaler Kayaokay 2-7 Mayıs arası
Frjedrıch Durrenmatt
BÜYÜK ROMULUS*
Turkçesı Vural Ülkü,Yöneten Şakir Gürzumar
16-20 Mayıs arası *Ankara DT yapını
Refik Erduran
BORDELLO*
Yöneten RkretTartan 9-Î3 Mayıs arası 'Byrsa DT yapımt
Aziz Nesin
DÜDÜKÇÜLERLE
FIRÇACILARIN SAVAŞI*
Yöneten Faık Ertener 14 Mayıs "7den 70 e her yaş ıçn kabare
YAYLA SANAT MERKEZI (0 216 441 20 87)
Salı Çarsamba Persembe 20.30
Necati Cumalı
GEL EVLENELİM,
Y O R O BOŞANALIM!
YSnewnNurSntı»sı 2,3,4,4,14,11 Mayıs
SES-1885 ORTAOYUNCULARISTilSUtt. CAD. H0.140TO..(« 212) 25116 66-66 FHfc (0 212) 244 48 27
www ortcKîyuncutor com
Anton Çehov - Ferfıan Şensoy
FİŞNE PAHÇESU
CÜLDÜRÜ
- Çehof lazdur laz kalacaktur -
Persembe 20.00 / Cuma 20.00
C.tesi 15.00 ve 20.00 / Pazar 15.00 ve 18.00
KOttürftakanlığı'nınkalManyla
F«4ıan Şensoy'un
ÇOK TUHAF SORUŞTURMA^
Çarşamba 20.00
* » L M FESTtVAU
YOLCULUKYeşım Ustaoğlu
Ferhan Şensoy
FERHANGİ ŞEYLER,
9 Mayıs Salı 20.00
Bilet Satış Yerleri: Ortaoyuncular Gışesı: 251 18 65
VAKKORAMALAR-Taksim. Suadiye, Akmerkez
A k b a n k S a n a t M t r k e ı i
Münif Fehim (Ozarman)
"Geçmişten Izler" iüustrasyon Sergısı
Kültür --.—.-—-_
Sanat
İlanlarınız ,
İçin
293 89 78 (3 Hat)
20 N i s a n - 18 M a y ı s 2 0 0 0
" (...) "Münıf Fehım, Osmantt'nın
son dönemlennde başlayıp
Cumhunyet dönemıyle sûren
uzun sanat yaşamıyla,
Türhye'öe tllüstrasyon ve
karikatür sanatının en unlü
ustalan arasında yer
almaktadır " (...)
Beyo0uAKAOEIllSTA*BUL :î- '4 34.151) 1630-1845
KadıkS» BAHAMYE l
4H35 0S) 11 30-1* 15-16.30-19 15-21 30
Ar*mNERGB ı425 2O06) 12 00-H 00-161S-1B.3O-2100
A d m ARIPLEX REŞATBEY (457S143) 1200-14 15-1645-1900-2115
Bodnjm CINEVABINE (3170001) 1430-16.45-19 00-2131H; Cts
G«Mn<»AR] (23177 53) 1145-14 00-16 30-18 30-20 45
TANGUL AKAKINCIResim Sergisi
2 - 24 Mayıs 2000
Galerımız Pazar hanç hergün 11 0O-19.00 arası açıkor
IŞ BANKASI PARMAKKAPI SANAT GALERISI
Meşelik Sok. No.2 K.2 Beyoğlu Tel: 244 20 21
Seıgt pazor we pozortes gönten Ğş/nda
1100-1900 arasaçka
AKSANAT. Istıklal Caddesı Bcyothı - Iscuibul
Tei: (0212) 252 35 00-01
wwwjkbank.com ır/sanac
BTAİIBÜLDEVLETTİYATRQSUToplu Bilet Rezervasyomj ve Abonman: 0.212 292 3900' 111
Yayla Sanat Merkezi Gişesi: 0.216 44120 87-383 63 79
Kadıköy Gişe: 0216 336 44 76
•DUYURU-
istanbul Devlet Tiyotrosu, Mayıs ayı bülteninde ve
Mayıs ayı program dergisinde duyurusunu yaptığı
"Çok Geç Ofcnordan" adlı oyunu, teknik nedenlerden
dolayı ertelemek zorunda kalmıstır.
Oyunun 2 Mayıs 2000 lariMi prömiyeri ve
aynı sebeplerden dolayı iptal edilmiştir.
Bu Oyunumuzun yerine, 2 7 Mayıs tarihleri arosındo
AKM Aziz Nesin Sahnesi'nde "Urfausf,
9,10,11 Mayıs rarihlerinde Yayla Sanat Merkezi'nde
'GeiEvlenelimYürüBoşanalım''
adlı oyunlarımız sahnelenecektir.
Bu değjşÜdilderden dolayı sevira'lerimizoen özür dilenx
landıklanmız arasından
seçen sanatçı, bunlann
gizli veya açık bir şiddet
çağnşımını da akla getir-
mesini gözetmiş. "Anab-
tar,çekiçvekflhtebunual-
güayabüiriz. Ama süpiir-
ge ve sinekökte bunu çok
net anlayamayız. Ancak
birazüstünegitriğinüzde,
örtük bir şiddeti temsil
edebDeceklerini görürüz
gibi geüyor bana." Ser-
ginin adında olduğu gi-
bi işlerine verdiği isim-
leri de kesme işareti ile
ayırmış Elhan.
'Al/Ma'da olduğu gibi
her sözcük ikiye bölün-
müş, ama birleştirilmiş.
'Al', emirkipi olarak nes-
neyi temsil ediyor. 'Ma'
ise olumsuzluk takısı iş-
levi görüyor. "Çünkü
inşki, karşdıkh bir emir
alma, verme üstüne ku-
rulu. Emre karşı bir
ohunsuz tepid var"
Bu şiddet ılişkisini
olumsuz olarak algıla-
yan sanatçı, bundan do-
layı da fotoğrafin asal
niteliği olan negatifi kul-
landığıru beürtiyor. Kav-
ramı bulduktan sonra,
onun fotografik uygu-
lanışı üstünde çalıştığı-
nı ve kendi kullandığı
araçla -fotoğraf-düşün-
düklerini yansıtmak is-
tediğini söylüyor. Bunu
yaparken de aracın ken-
dine has özelliklerini el-
den bırakmamış.
Görüntüyü kendisi
oluşturuyor
Düşüncelerini bildiği
tek yol olan fotoğraf ile
ileten sanatçı görüntü-
yü kendisi oluşturuyor.
"Kavramlan görselleş-
tirme çalışması süreci
nasügefişiyor" sorusunu
ise şöyle yanıtlıyor:
" tkfca birliktegeüşiyor.
Düşünceyi geliştirdigim
yaman onun hangi tek-
nikte anlablacağı üstün-
de çahşmaya başhyorum.
tlk önce kâğıt ve kalem-
le tasarhyonım. Ardın-
dan, projelendirme, or-
taya çıkarma ve bu ara-
da hangi teknikk çözü-
leceğini irdeleme aşama-
sı geliyor. Son olarak ise
uygulama bölümü var
ki, benim için mekanik
bir çahşma haline geklL
Çünkü her şeyi hazoia-
mış oluyorum."
îşlerinin bir estetik so-
runsalla uğraşmadıgını
biliyor Ahmet Elhan ve
"Aksine, bilgi sorunsa-
hylauğraşryorum.Bunu
yaparkengörselbir araç
kullandığınu hiçbir za-
man unutmuyorum" di-
yor.
YAZI ODASI
SELİM tLERİ
Kazablanka, ¥
Büyük Melodram
1942 yapımı Kazablanka, o günlerin seyirctsine
ne söylüyordu, bunu kestirmek güç. Gerçi en iyi
film seçilmiş, seyirci sinemalara koşmuş. Ne var
ki, bütün bunlarda İkinci Dünya Savaşı heyecan
ve üzüntülerinin payını yadsımak mümkün değil.
Kazablanka'nın ikinci dirilişi 196O'lara rastlıyor.
Amerika'da film yeniden ilgi devşirmiş, hem de
gitgide artan bir iigi.
1960 Mayısı'nda ilkokulu bitirdim ya da
Haziran'ın ilk haftasıydı. 27 Mayıs'ta ihtilâl olmuş,
Demokrat Partililer Yassıada'ya uzanan
maceralannı yaşamaya koyulmuşlardı. Türkiye'de
Kazablanka'nın dirilişi herhalde kimseyi
ilgilendirmiyordu.
Filmi, geçmiş yıllarda bizimkiler seyretmişler
mi, onu da bilmiyorum. Evde bazı eski filmlerden
konuşulurdu. Kazablanka'nın anıldığını
hatırlamıyorum. Ama Humphrey Bogart'ın
yakışıklılığından konuşulmuş olmaiı. Daha
doğrusu, bu çirkin adamı yakışıklı bulanlara bazı
hanımlar pek şaşardı...
Bana gelince, hayatımda bir dönem, eski
filmleri seyretmekle değil, okumakla geçti.
Dermeçatma bir sinema ansiklopedim vardı;
Kazablanka'yı orada okumuştum.
1960'lar artık sona ererken, filmi Sinematek'te
seyrettim. Sinematek bugün kaybolup gitmiş,
ama biz yaştaki sinemaseverlere çok güzel
saatler, günler yaşatmış bir kuruluştur.
Bu ilk seyredişte ünlü La Marseillaise sahnesi,
faşizme karşı o ince direniş çok etkilemişti. Zaten
yıllar yılı belleğimden çıkmadı sahne. Ama bir
sahne daha var: Lizbon'a az sonra kalkacak
uçak, havaalanı, Humphrey Bogart'la Ingrid
Bergman, ayrılırken kavuşmak, kavuşurken
aynlmak...
Şapkalı ve saçlan dalgalı genç kadının biraz
soğuk güzelliği herhalde hiç kimse tarafından
yadsınamaz. Kazablanka sonradan renklendirildi.
Benim için siyah-beyaz Ingrid Bergman hâlâ
çok daha anlamlı ve çekici.
Çok geçmeden filmin büyüsüne ben de
kapılacaktım. Melodramlara oldum bittim
bayılınm. Kazablanka da birinci sınrf mekxlramdı.
Bunu kendi kendime söylüyordum; Umberto
Eco'nun usta işi çözümlemesi sanınm daha
kaleme alınmamıştı. Alınmışsa bile ben
okumamıştım.
Umberto Eco, Kazablanka'yı çözümlerken tek
bir melodram kalıbıyla yetinmez. Bu film birçok
kalıbı, hatta bilinen kalıplann hepsini senaryosuna
yedirmiştir. Kınk biraşk hikâyesi söz konusudur,
ama savaşın acısı, endişe, casusluk, bir kaçış
öyküsü, özgürlüğü arayış, daha niceleri söz
konusudur.
Gerçekten de Kazablanka bir saniye bile
durmaz, duraksamaz. öykü kalıplannın birinden
ötekisine sıçrar. İnsan izlerken soluk soluğa kalır.
Batı kültürünün kimbilir ne kadar eskilere dayalı
öyküsel birikimi, burada puslu melodram için bir
araya getirilmiş elementler yığını halindedir...
Ama bu, Kazablanka'nın gizemini çözmeye
yetmez. Filmde vurucu olan, bir yandan da
Hollyvvood sinemasının yapay dekor anlayışıdır.
Pek az filme yapaylık bu kadar yaraşmıştır. O
mekânlann sahici olmadığını hemen ilk anda
sezinleriz. Ama sinema zaten rüyadır. Rüyada
bütün gerçek mekânlar kendileri olmaktan çıkıp,
rüyanın bire bir mekânlan olmaz mı?
Kazablanka'da dekoıiar, mekânlar ölçüsünde
oyuncuların da sanatkârca yapaylıkları söz
konusudur. Bogart'la Bergman'ın bakışmalan,
yanm kalan aşkı öytesine hıssettirir ki, yeryüzünde
sanki hiç kimse öyle bakamaz..
Kazablanka sanatta özgün olan kadar beylik
olanın da bazan çok duyarlı açılımiara götüre-
bileceğinin belgesi sayılabilir. Aslında her şey az
buçuk beyliktir. Fakat hiç eskimeyecek biryenilikle
donanmıştır film. Her zaman gençtir. Her
seyredilişinde yeniden çekim atanı oluşturur. Az
başan mı?
Keşke şimdi yeniden seyretsem...
Takvimde tz Bırakan:
'Ah Çehov/ Atecten öldünüz? Neden akşamlan
karanlıkça bir odada sizinle konuşamıyorum?"
Katherine MansfieJd.
Gençler tarih yazıyor
• Kültür Servisi - Tarih Vakfı'nın yayımladığı
Toplumsal Tarih dergisi, herhangi bir yüksek
öğretimkurumunun ön lisans ya da lisans
programına kayıth öğrencilerin katılabileceği
bir tarih yanşması düzenliyor. Son başvuru
tarihi 31 Mayıs olarak belirtilen yanşmada
araştırmalann son teslim tarihi 20 Ekim 2000.
Derginin danışma kurulu üyeleri, Ayşen
Anadol, Prof. Dr. Edhem Eldem, Necdet
Sakaoğlu, Prof. Dr. Zafer Toprak ve Prof. Dr.
Mete Tunçay'dan oluşan seçici kurul,
yanşmaya sunulan çalışmalann 'özgün tarih
araştırması ohnası'run dışında bir konu sının
getirmiyor. Öğrenciler, yahıız tarihimizin
önemli politik ve toplumsal olaylan hakkında
değil, kendi kentlerinin hatta köşe başındaki
bakkal dükkânının tarihi üzerine yapacaklan
araştırmalarla da yanşmaya katılabilecekler.
(227 37 33)
BUGUN
• İTALYAN KÜLTÜR MERKEZt'nde saat _
19.00'daSevflGökdağ'ın viyolonsel konseri '^*~
izlenebilir.(293 98 48)
• YHJMZ TEKNtK ÜNtVERSİTESİ'nde saat
17.30'da Fûsun Kıhç'ın 'Şehir Mûzesi Koleksiyonu'
konulu söyleşisi yer ahyor/259 70 70)
• BABYLON'da saat 22.00'de Hector Rene
CoJon ve Carribbean Breeze Latin Sbow Band'ın
gösterisi gerçekleşiyor/ 292 73 68)
• PERA SANAT GÜNLERİ'nde saat 19.30'da
Rkardo Moyano Suufi'nın konseri
gerçekleşiyor.(245 44 60)
• CRR'de saat 19.30'da Tataristan Halk Şarkdan
ve Dans Topluhığu nun 'Kınm Halk Şarkdan ve
Danslan' gösterisi yer alıyor. (232 98 30)