Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12MAYIS2000CUMA
HABERLER
10. Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Kongresi'nde uzmanlar önemli sorıınlan masaya yatınyor
'Yahıız kalmaktan korkııyönmı^
ERDALA1ABEK
ANTALYA/SARIGERME- 10. Ulusal
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Kongresi
Türkiye'nın bu alandakı uzmanlannı, asis-
tanlaruıı, psikolog, sosyal hizmet uzma-
ru, hemşire gibı elemanlannı bir araya ge-
tirdi. Üniversıtelerin öğretim üyeleri, ya-
bancı konuşmacılar bu kongrede de çocuk
ve ergen ruh sağlığının önemli sonmlan-
nı masaya yatınyorlar.
En çok incelememn yapddığı Marma-
ra depremi ve sonrası, kongrenın en önem-
li konusu. Deprem sırasında ve sonrasın-
da yapılan çalışmalar geleceğe de ışık tu-
tacak önemde.
Bır başka sorun, çocuk ve ergen ruh
sağlığı alanının yeni bir dal olması, uzman
hekim sayısının Avrupa ölçütlerine göre
çok az olması.
Önemli bir başka sorun ise çocuklann
ve ergenlerin ruh sağlığı sorunlannın hâ-
lâ toplum içinde gereken önemde yer ala-
maması. Yaşanan sorunlar oldukçayaygın
olduğu, her gün ortaya çıkan örneklerinin
. yaşandıgıbırortamdabüekonununuzman-
İannın seslerine yeterince kulak verilme-
mesi. Kongre bütün bu sorunlara bilimin
çözümlerini anyor. Kongre Başkanı Prof.
Dr. CahideAydın, kongrenın, Ege Üniver-
sitesı Çocuk Psıkıyatnsı Anabılim Dah, Ço-
. cuk ve Gençük Ruh Sağhğı Dernegi ile Ege
Ünıversıtesı Güçlendırme Vakfı tarafindan
, düzenlenmesinin önemli olduğunu vur-
guluyor.
Avrupa ülkelerinm çocuk ve ergen ruh
_ sağlığı uzmanı sayılan ile ülkemiz sayıla-
i nkarşılastınldığızaman ortayabiruçurum
çıkıyor. 20 yaş altındaki nüfiıs sayısı ile uz-
. man hekim sayısı karşılaştınldığı zaman
ortaya çıkan tablo şöyle:
, Ülkelere göre Uzman başına düşen 20
yaş altındaki sayı şöyle:
Isviçre: 5300, Finlandiya: 6600, Isveç:
7700, Italya: 9400, Almanya: 22000,
Porteldz: 24300, Türldye: 575000
Türkiye'de bir uzmana düşen 575.000
ı kişi oranı, aslmda hızmetten yararlanma
; koşullannınnedenliyetersız olduğunu da
ortaya koymaktadır. Doç. Dr. FatihlnaTırı
vurguladığı bu durumun hizmet yetersiz-
liğini açıklamakta taşıdığı önem yeterin-
ce açık. Prof. Dr. Atalay Yörükoğhı, bu alan-
da üç uzmanla ışe başladıklannı, bugün ıse
50 uzmana ulaşıldığını belırterek 'Çocuk
ve Ergen Ruh Sağhğı' alanının 20 yüzyıl-
da keşfedi ldığını anlanı. Genç birbılım ala-
" nı, ama hızla ilerliyor. Ruh sağlıklı eriş-
kinler yetıştırmenin yolu da çocuk ve er-
genlerin ruh sağlıklı olmasından geçiyor.
'Türkiye'de Çocuk PoHtikalan'nın tar-
hşıldığı panelde hukukçu Üknur Serdar,
aslında hukuksal olarak çocuklann yaşa-
ma hakkınm, eğitim görme hakkının, sağ-
lıklı büyüme hakkının, sömürülmeye kar-
şı koruma hakkımn bulunduğunu, ancak
hıçbır hukuk kuralının çocuklan, büyük-
lerin elindenkurtaramadığını belirtti. Prof.
Dr Atalay Yörükoğlu da "çocuk haklan-
nın arnk bir ülkenin değil, bütün dünya-
mn güvencesi amna ahnriıgmı" belirtti.
'Çoeukiar da, ailekri de çaresizJ
Prof. Dr. Gürhan Fişek, çaüşan çocuk-
larla ilgili olarak Fişek Vakn'nda sürdü-
rülen çahşmalan açıkladı. Çalışan çocuk-
lann da, aılelerinin de 'çaresizfik ve seçe-
neksiztik' ıçınde bulunduklannı anlattı. Bu
çocuklann gelir düzeylennin düşük, çalış-
ma koşullannın ağır, sosyal güvenceden
yoksun, meslek eğituninin yetersiz oldu-
ğunu belırten Dr. Fişek, bu alanda çok da-
ha etkin çalışmalann gerektiğini behrtti.
Özellikle sosyal devletuı rolünûn azalnl-
ması, hatta kaldınlmasının, sosyal politi-
ka kılmdığı günümüzde, bu sorunlar çok
daha açık olarak ortaya çıkmaktadır.
Uzm. Dr. Tezan Bfldik de çahşan çocuk-
larla yapılan çalışmalarda, çıraklann ken-
di sorunlannı çeşitlı baskılar altında ya-
şamak olarak açıİdadıklannı belirtti.
Çocuklan çalışma yerlerinde en çok
üzen olaylann: Küçük düşürülmek, lakap
takılması, el şakalan, özel işlerde çalıştı-
nlmak olduğunu, en çok ıstedikleri şey-
lenn de arkadaşlanyla birlikte olmak, ta-
til yapmak, işlerinde daha ilerlemek ola-
rak ifade edıldığıni anlattı.
• Çok yönlü çocuk istisman
\ Çocuklann duygusal istismartürlen ola-
rak: Alay edılme, aşağılanma, ortamda sı-
. cak duygu iletişiminin olmaması, çocuk
gelişmesinin engellenmesi görülmekte-
Çocuklann fîziksel istisman olarak:
Dayak atılması, hırpalanması, itilip kakıl-
ması
\ Ekonomik istismar: Aşın sürelerde
^çaTıştınlma, düşük ücretverme, ücretlerin
[ zamanındavenlmemesı.tatilyapılmama-
sı, resmı taril günlerinde bile çalıştınlma-
sı, iş güvencelerinin olmaması, sosyal gü-
venceden yoksun olmalan.
Cinsel istismar: Daha az olmak üzere
söz ve elle tacız, cmsel taciz taleplerinin
ve zorlamalannın ohnası.
~^—7 Prof. Dr. Sevfl Atauz ise 'sokak çocuk-
buY ile yapılan çalışmalann ortaya koy-
\ duğu gerçeklere değûîdi. Pek çokçocüğİnT
evde yaşanan kötü davramşlarla, okulda-
^ ^ korunmamalannın sonucunda sokağa sı-
ğındığuu ve bu çocuklar için artık sokak-
ta yaşamanın bir kurtuluş olarak görüldü-
ğünü anlattı. Bu çocuklann en büyük so-
rununun 'birisine güven duyabflmek' ol-
duğunu açıklayan Prof. Dr. Atauz, temel
gereksınmelerinın ügigörmek-gövenduy-
En çok incelemenin yapddığı Marmara
depremi ve sonrası, kongrenin en önemli
konusu. Deprem sırasında ve sonrasında
yapılan çabşmalar geleceğe de ışık
tutacak önemde. Deprem sırasında okul
öncesi dönemde olan çocuklar, 7 yaşalb,
tepki olarak korku ile ağlama ve
donakalma reaksiyonu gösterirken okul
çağı çocuklannda korku ile kaçma
reaksiyonu görüldü.
mak-sevflmek' olarak saptandığını belirt-
ti. Soruna "ancak çocuklann kanlımryla
çözüm bulunacağuu, çocuklann katümn-
nın obnadığı projelerin başansız kalacağı-
nı" belirtti.
Dr. Erdal Atabek'e göre, çocuk ve er-
gen ruh sağlığı konusu, aileler için gere-
ken önemı taşımıyor. Ailelerin çocuklan-
nın öncelıkle giyimlerine ve oyuncaklan-
na önem verdığinı, sonra bedensel sağlı-
ğın önem taşıdığını, bundan sonrakı önem
sırasının çocuğun eğitimı olarak belirlen-
diğını, çocuğun ruh sağlığının, ancak bun-
lardan sonra dıkkat çektığini belirtti. Bu
. durumun ailelerin öğretisınden kaynak-
landığim, ailelerin çocuk ruh sağhğı ko-
nusunda bilgı eksikliğinin ve buna bağlı
olarak korkulannm bulunduğunu belirten
Dr. Atabek, bu korku nedeniyle ailelerin
konudan uzak duraıak istediklenni belirt-
ti.
'Anne! Yalnız kalmaktan
korkuyorum...'
Bu seslenış, deprem bölgesinde depre-
mi yaşayan çocuklann yüzde 98 'inde gö-
rüldü. 102 çocuk ve ergen ile yapılan ça-
lışmada en çok ortaya çıkan belirtüer ola-
rak şunlar saptandı:
0 Yalnız kalma korkusu yüzde 98
# Sevdıklerine birşey olmakorkusu yüz-
de 93
0 Tekrar deprem olacak korkusu yüz-
de 88.
Dr. Osman Abah, Doç. Dr. Ümran Tü-
zün, Prof. Dr. Ülkü Göktürk, Dr. Kağan
Gflrkan, Uzm. Dr. Behhe Alyanak, Uzm.
DT. Işık Görker tarafından yapılan çalış-
mada, çok önemli bulgular elde edildi.
Depremden sonra görülen ruhsal bo-
zukluklar içinde:
Akut stres reaksiyonu yüzde 76 olarak
en yüksek oram aldı.
Deprem sırasında okul öncesi dönem-
de olan çocuklar, 7 yaşaln, tepki olarak kor-
ku ile ağlama ve donakalma reaksiyonu
gösterirken okul çağı çocuklannda korku
ile kaçma reaksiyonu görüldü.
Daha sonraki tepkiler ise:
0 Aşın uyanhnışlık, aşın tedirginlik yüz-
de 95
0 Uyku bozukluğu yüzde 95
# Gece kâbuslan yüzde 87
0 Iştah azalması yüzde 66 olarak gö-
rüldü.
0 Daha sonraki ruhsal durumlar:
# Içe çekilme yüzde 57
# Hiperaktivite yüzde 26
0 Çabuk sinirlenme, anaya babaya kar-
şı gelme yüzde 56 olarak görüldü.
t
ÇokkorktumJ
>
Uzm. Dr. Işık Görker'ın 50 çocuk üze-
rinde yapnğı çalışmada elde edılen bulgu-
lar da şöyle:
Dile getirilen duygular olarak:
0 Çok korktum.
0 Babam dışarda kalmamız gerektiği-
ni söyledî.
0 Babam yan daıredeki teyzeyi kurtar-
mak içuı çok uğraştı.
0 Oğretmenimız öldü.
0 Yanımızdaki bınadan yardım iste-
yenlerin sesleri geliyordu.
Çocuklann yaşadıklan olaylara karşı
gösterdiklen tepkiler de şöyle:
0 Anksiyete/KaygısattsgzaMut,
gı duyma hali.
0 G k
TURKUVAZ
2ooq
y
0 Gece uyku bozukluğu.
0 Anneden aynlma kaygısı.
0 Gece altını ıslatma.
0 Konuya özgü korkular.
0 Olayı yenıden yaşama.
0 Artmış uyanlmışlık. ^t ^^_
23 kız ve 27 erkek çocuğu üzerinde ya-
puan bu çalışma da yaşanan depremin ruh
sağlığı üzerindeki çalışmalardan birisı.
ANASPONSOH
®
TO«t H«Wk TOUAftl
Cumhuriyet
laettın Aksoy
k Onay Akbas
eril Anılanmert
rdal Alantar
labib Aydoğdu
Igi Adalan
toray Aris
^lehmet Aksoy
riustafa Altıntas
/lustafa Ata
)zdemir Altan
tahmi Aksungur
Fomur Atagok
Kli Teoman Germaner (Atos)
3edri Baykam
3ubi
Erdinc Bakla
:
erruh Basağa
<e2ban Arca Batıbeki
îaim Bugay
îadan Bezeyis
Tulay Tura Bortecene
Zahit Buyukisleyen
brahim Ciftcioğlu
Zehra Cobanlı
Bufhan Doğancay
Fanju Demirci
Devrim Erbtl
Adem Genc
Sungor Guner
/lehmet Gün
ieset Gunal
fleric Hual
î.ilknn Naci İslimyeK
irgin İniin
Sirol Kutadgu
îkrem Kahraman
lusatnettin Kocan
)mer Kalesi
üyatin Nurıcv
?ekai Ormancı
Vbdurrahman Ozioprak
îunyamin Ozgultekin
<emal Onsoy
:
atma Tulin
Sungor Taner
Vletin Talayman
Mp Tamet Ulukılıç
Dmer U'uc
ÇAGDAŞ TURK Pl
SAINT GERMAIN KIÜSESİ
MVIIENS - FRANSA
25 NİSAN -14 MAYIS 2000
S AN AT
GALERISI
1« 0216 346 02 76
-=-. 0216349 2610
Faks. 0216 414 02 06
EflMfl yuıtduııya#yurtdunya com
Intemel www yurtdunya cofn
RtRBAKIMA
SERVEE TANtLİ
Ankara'ya Doğpu
BirAnkarayolculuğununöncesindeyazıyorumbu
satırtan Siz yazımı okuduğunuzda ben de oraya var-
mış olacağım TÜYAP'ın 4. Ankara Kitap Fuan'nın
çağnlısıyım. Yıllardır Istanbul'da, birkaç yıldır da
Ankara'da ve Izmir'de düzenlenen bu Fuar, o kent-
terin başta gelen kültür etkinliklennden bin olup çik-
mış halde. Bınierce okuru kitaplar ve yazarlarla bu-
luşturmak; paneller düzenlemek, sergıler açıp dın-
letiler sunrnak.
Kolaydeğil! . . . .
TÜYAP Kitap Fuariarı bu güç ışın ustesınden ge-
liyor. Ama yaptığı kültürel hizmetin onurunu da ta-
şıyor. Bir kez daha söylemiş olayım: Bu fuariar, Tür-
kiye'nin öteki kentlerine doğru da adımlar attıği gün,
kafalann ışıması daha yaygınlaşacak; aydınlanma
da o oranda artacak. Ülkemizdeki itertemenın i»k men-
zillerinden biri değil mi bu?
Atatürk'ün Söy/e/ını, Falih Rıfkı Atay'ın Çan-
kaya'smu Bülent Tanör'ün Kurtuluş-Kuruluş'unu
bir yana bırakırsanız, Çağdaş Ankara'nın doğuşu-
nu en güzel anlatanlar, ülkemızın romancılan oldu:
Yakup Kadri Karaosmanoğlu nun Ankara's\ ile
Panorama'sı öyledir; Mahmut Şevket Esendal'ın
Ayaşlı ve Kiracılan öyledir. llk ikisi, Cumhuriyet'ın ilk
yıllannı anlatır, toplum için -kendine göre- bir çıkış
yolu göstenr ve ıdealist kadrolarda sonraki çözülü-
şü dile getirirken; sonuncusu, Cumhuriyet'in ilk yıl-
lannın Ankara'sındaki küçük insanlann yaşamlan-
nın enfes bir öyküsüdür.
Hatırlatmayın lürfen, unutur muyum Kemal Ta-
hir'in Yorgun Savaşç/'sını?
Anadolu'da yeni bir devletin kurulmasının hangi
koşullarda olduğunu; genel bir yılgınlığm direnme
gücüne çevrilmesıni, çetelerden düzenli orduya ge-
çılmesini nasıl da ustalıkla anlatır büyük yazarl
Sözü nereye mı getirmek istıyorum?
Şuraya: Anadolu, hiçbir zaman yorgunluğun, yıl-
gınlığm, bezginliğin yurdu olmadı. Ahmed Artfin ün-
lü Anadolu şiirinde dedıği gıbı, "Kardeşliğin, çalış-
manın, beraberiığin" bu güzel ülkesi, dayanıp di-
retmenindesımgesıoldu: "Kitap ile" dayanmanın,
"iş ile" dayanmanın, "tımak ile diş ile" dayanma-
nın, "umutile, sevda ile, düş İle" dayanmanın...
Miltî Mücadele, o direnişin son ömeğidir.
Ankara, ondan aldığı esin ve güçle, Cumhuriyet'i
kurdu ve onu devrimlerie payandaladı; '1923 Dev-
hmi" ile kurulan yapı, genciliğin, kalleşlik ve ihane-
tin onca darbesini yese de, bugün de ayakta. Onun-
la yaşıt hiçbir rejim de yok bugün; hepsi yıkılıp ta-
rihe kanştı.
Bir hikmeti olsa gerek değil mi bunun?
•
Bir süre var ki, Ankara, uygar dünyadaki yerini da-
ha da sağlamlaştırmak; demokrasisını güçlendırmek
ve insan haklanyla donatmak ıçın kıpırdanışlar için-
de. llk gerçekleştırmek ıstediği de, devleti devtet yap-
mak; onu saydırarak, yurttaşlann güvenıni kazan-
mak!
Nasıl destek olmaz oluruz bu uğraşta ona?
Yeni Cumhurbaşkanının, bir politikacı değil de
pek saygın bir hukuk adamı olmastnı, sıradan bir
rastlantLora'rak görebılir misiniz?
Bır şeyler başlamıştır; bütün bir ağırbaşlılıkla sür-
melidir. türkıye, bır kirlenme sürec;"nin içinden çı-
kıp bugünlere geldı; kirinden ve pasından anndınh
malı ve mutlaka çözmesi gereken öteki temel so-
runlara el atmalıdır Sınıflar arasındaki uçurumu dol-
durmak üzere "sosyalsoıyn"a; aklın ve bilimin ay-
dınlığını okullara ve üniversiteye taşıyacak eğitim so-
aınuna; bu arada Kürt sorununa...
Ve yeni bir anayasa ile donanmaya...
Ankara, bu sorunlann üstesinden gelecektir.
Uberalizm çığırtkanlarının "daha az devlef çığ-
lıklanna kulaklannı tıkayarak; "gece bekçisi" ya da
"sınıhan korvyan" bir devlet anlayışı yerine, planlı
bir ekonomi sürecinde rol alacak bir devlet görü-
şüne de yer vererek; bütün küreselleşme şarkılan-
na karşın, birey ve halk yaranna -XX. yüzyıl boyun-
ca- kazanılmış hak ve özgüriük mevzilerine sahip
çıkarak; kimi aymaz kalemlerin "piyasa demokra-
sisi" aldatmacasına kapılmadan, demokrasisini bi-
rey ve halk yaranna daha da "derinleştirerek"; de-
mokrasiyi, tutunabıldiğı yerlerde düşmanlarıncaal-
tedilmesini önlemek için, kendi değerlerini de say-
dırarak...
Niçin söylememeli?
Biryerdeonu "militan"laştırarak...
17 STK bir araya geldi
Kacbıı hakları için
iıııza kampanyası
tstanbul Haber Servia
- Uluslararası Af Örgütü
Basın Sözcüsü Ozlem Dal-
kıran, Bırleşmiş Millet-
ler'in (BM) Kadın Hakla-
n Sözleşmesi'ne ek ola-
rak Arahk 1999 tanhinde
benimsediği ve cinsiyete
dayalı aynmcıhğa uğra-
yan kişi ve gruplann bırey-
sel başvuruda bulunması-
m sağlayan Seçmeli Ek
Protokol'ü, Türkıye'nin
de imzalamasını istedik-
lenni belirtti.
DİSK, Emekçi Kadın-
lar Bırlıği, Helsinkı Yurt-
taşlar Derneği, Insan Hak-
lan Dernegi, Kadının İn-
san Haklan Eylem-Araş-
tırma Merkezi, Marmara
Grubu însan Haklan Plat-
formu, Uluslararası Af Ör-
gütü, Mazlum-Der'in de
aralannda bulunduğu 17
sivil toplum örgütü, başlat-
tıklan imza kampanyası
Baklandabflgi verrnek için
ortaklaşa basın toplantısı
düzenledı.
Basm toplantısında, 17
sivil toplum örgütü adına
açıklama yapan Özlem
Dalkıran, topladüdan ım-
zalan; Içışlen Bakanhğı,
kadından ve insan hakla-
nndan sorumlu devlet ba-
kanhklanna göndererek
Seçmeh Ek Protokol'ün,
TBMM tarafından onay-
lanmasını sağlamak içuı
çahşacaklannı belirtti.
'Çekmce kaldınlsın'
Dalkıran, BM'nin
1979'da hazırladığı Kadın
Haklan Sözleşmesi'ni,
Türkiye'nin 1985 yıluıda
imzalamasına karşm Türk
Medenı Kanunu'nun evli-
lik ve aüe üişkileri konu-
sundaki hükümler nede-
niyle 15, 16 ve 29. mad-
delere çekince koyduğu-
nu ifade etti. Özlem Dal-
kıran, Türkiye'nin Seçme-
li Ek Protokorü de onay-
layarak bir adım daha at-
masmı sağlamak istedik-
lerini ifade etti.
Dalkıran, söz konusu
protokolün, taraf devlet-
lerin yargılama yetkisi al-
tında bulunan bireylere ve
gruplara sözJeleşmedeki
haklann ihlaî edildig^ du-
rumlarda Kadın Haklan
Sözleşmesı Komitesi'ne
başvuru yapmayolunuaç-
hğını söyledi.
însan Haklan Derneği
Istanbul Şubesi Başkanı
Eren Keskin de Türki-
ye'nin uluslararası anlaş-
malara ımza atmasını iste-
diklenni kaydetti.