Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12MAYIS 2000 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI 19
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
medyaya yansıyan ifadeler sağlıklı ise Mumcu su-
ikastının bu kez çözümlenmesi umudu güçleniyor.
Suikastın Iran kaynaklı olduğundan bir saniye ol-
sun kuşku duymayanlan 1993'ten bu yana Iranlı
ajanlann Türkiye'ye gelerek Uğur'un arabasına bom-
bayı yerieştirdiklerini ve bombanın patladığı gün ha-
vaalanlannda, sınıriarda önlem alınmadan Türkiye'yi
terk ettiklerini varsaydılar.
Havaalanlannda, sınıriarda önlem mi dediniz? Su-
ikastın gerçekleştiği gün ve saatte devlete, polise
öylesine bir şaşkınlık egemen oldu ki bombanın pat-
ladığı yerde, Uğur'un arabasının çevresinde bile en
ufak önlem alınmadı.
Şaşkınlıktan mıdır yoksa fazla bilgiçlikten mi, ka-
rar vermek güç. Olay yerine gelen bomba uzmanı
"delillerin ortadan kalkmasını önlemek için sağa so-
la dağılan delil olabilecek her maddeyi süpürge ile
toplattığınr açıkladı.
Muammer Aksoy, Bahriye Üçok ve Turan Dur-
sun; Uğur'dan önce öldürüldüler. Bu cınayetlerin
içeride kullandığı örgütler kanalıyla Iran'ın marifeti ol-
duğundan yöneticiler arasında belki kuşkulananlar
oldu, ama bu kuşku, üzerine gidilecek bir iz olarak
dikkate alınmadı.
Ben ve benim gibi düşünenler; o sırada Iran reji-
minde aşınlığın giderek yoğunlaştığını görüyor, Tah-
ran'ın Türkiye'ye rejim ihracı amacında önüne çıkan
engelleri temizlemek için her şeyi yapacağını varsa-
yıyordu..
O sıralarda Tahran'ın Salman Rüşdü'ye ölüm em-
ri vermesi, bu kestirimi güçlendirıyordu.
Uğur gibi Islam cumhuriyeti fikrine karşı çıkan, la-
ikliği ölümüne savunan ve toplum üzerinde etkili
olan biryazan "temizlediklerine" inanıyorduk.
Suikasta bakış açımız şuydu: iranlı ajanlar geldi-
ler, bombayı yerleştirdiler, hemen döndüler. Bulun-
malan, hele yakalanmalan olanaksızdı!
Olayın o sırada bilemediğimiz önemli bir parçası-
nı tam 7 yıl sonra öğrenebildik. Sadece biz değil.
Devlet de.
Yıllardır icra-ı faaliyette bulunan, sayısız faili meç-
hul cinayete imza atan, Batman gibi dar bir çerçe-
vede eylemleryaptıktan sonra güçlendikçe, güven-
lik güçlerinin gözleri önünde yavaş yavaş Türkiye'ye
yayılan vesonunda Istanbul'u merkez seçen Hizbul-
lah örgütünün maskesi bir rastlantı sonucu düşürül-
dü.
Gökte değil yerde
Polis, geçen ocak ayında Hizbullah'ın kaçırdığı 13
işadamını ararken Beykoz'daki karargâhlannda bel-
geler ve disketler ele geçirdi.
Hizbullah'ın faaliyetini içeren binlerce sayfalık not-
larda birden önlerine Mumcu suikastı ile ilgili satır-
lar çıktı.
Polis, gökte aradığını yerde, yanı başında buldu!
Iran'la ilgili kuşkulanmıza hemen bir ek yaptık: Su-
ikast, Iran-Hizbullah (Selam) işbirliğiyle gerçekleşti-
rildi.
Güvenlik güçlerinin ayaklan bu kez sağlam bası-
yorsa; suikastın dramatik öyküsü aynntılanyla orta-
ya çıkabilir.
Laik demokratik cumhuriyeti savunur ve dinci ör-
gütlere karşı savaşım verirken canından olan Uğur
suikastını çözmeye çalışırken; TBMM'den gelen ha-
berierin başında hangi konunun yer atdığını biHyor
musunuz?
DSP dışında öteki partilerin milletvekilleri üniver-
site affına türbanlı ve irticai hareketlere kanşan öğ-
rencileri de aldırmaya uğraş verdiler.
28 Şubat'ı ağızlarına almıyoriar. Danıştay Başka-
nı Erol Çırakman, "Cumhuriyeti kuranlann emane-
ff korvnamapr derken Türkiye Barolar Birliği Baş-
kanı Eralp Özgen "Fikri hür kuşaklan tarikat okul-
lannda mı yetiştireceğiz" diye seslenirken 40 yıldır
ülkeyönetimini elindetutanlar; Cumhurbaşkanı De-
mirel'le Başbakan Ecevit ön sıralarda oturuyordu.
Mumcu suikastında Iran bağlantısı kesinleşırse
ne olacak?
Kuşkunuz olmasın: 7 yıl önce Dışişleri Bakanı Hik-
met Çetin'in başına gelen bugün de yinelenecek:
Tahran, ajanlan da olayı da reddedecek!
Akbank kurumlar
vergisi rekortmeni
Haber Merkezi - Ak-
bank, tahakkuk eden 221
trilyon 558 milyar 80 mil-
yon 880 bin lira ile Istan-
bul'da kurumlar vergisi re-
kortmeni oldu. Istanbul'da
ilk 100'e giren kurumlar
vergisi mükelleflerinin
sektörel dağılımında ban-
kalar ezici üstünlük sağla-
dı. Ankara'nın kurumlar
vergisi rekortmeni 110
trilyon 592 milyar liralık
vergi ile Merkez Bankası
oldu. Başkentin kurumlar
vergisi rekortmenleri lis-
tesinin ilk 20 sırasındaki
kurumlann çok büyük bö-
lümünü KİT'ler ve diğer
kamu kuruluşlan oluştur-
du.
Istanbul Defterdan Ka-
dir Boy. düzenlediği basın
toplantısmda, kurumlar
vergisi mükelleflerinin
1999 yıh kazançlanna iliş-
kin 2000 Nisan aymda
verdikleri beyannamelere
göre en çok kurumlar ver-
gisi tahakkuk eden 100
mükellefı açıkladı. Buyıl
ilk 10'a giren kurumlann
9'unu bankalar oluşturur-
ken 8. sıradaki mükellef
unvanının açıklanmasını
istemedi.
Boy'un verdiği bilgiye
göre, Akbank bu yıl da bi-
rinciligini korurken genel
müdürlûğünü tstanhul'a
lira ile 4., Demirbank 29
trilyon 257 milyar 428
milyon 280 bin lira ile 5.,
Yapı ve Kredi Bankası 28
trilyon 569 milyar 266
milyon 700 bin lira ile 6.,\
Altematif Bank 18 trilyon
738 milyar 604 milyon
860 bin lira ile 7.. unvanı-
nın açıklanmasını isteme-
yen bir kunım 18 trilyon
393 milyar 289 milyon
860 bin lira ile sekizinci,
Osmanlı Bankası 17 tril-
yon 524 milyar 664 mil-
yon 200 bin lira ile 9. ve
HSBC Bank 15 trilyon
281 milyar 14 milyon 210
lira ile onuncu oldu.
Ankara
Ankara Defterdan AH
Karaarslan'ın y'aptığı
açıklamaya göre, geçen yıl
sıralamada ikinci sırada
yer alan Merkez Bankası,
368 trilyon 640.8 milyar
lira gelir beyan ederek bu
yıl başkentin en fazla ver-
gi ödeyecek kurumu oldu.
Geçen yılın kurumlar ver-
gisi rekortmeni Türk Tele-
komûnikasyon AŞ ise 105
trilyon 530 milyar liralık
vergi ile bu yıl ikinci sıra-
da yer aldı. Türk Tele-
kom'un beyan ettiği gelir
de 351 trilyon 766.7 mil-
_yar_lira olarak belirlendi.
Tatbikatta itiı-af ettiler• Baştarafi 1. Sayfada
edilmesi amaçlandı.
Ankara Emniyet Mü-
dürlüğü'nden dün sabah
yoğun güvenlik önlemle-
ri altında çıkanlan Yusuf
Karakuş ile Abdülhamit
Çelik; gazetemiz yazan
Uğur Mumcu'nun 24 O-
cak 1993'te katledildiği
sokağa saat 10.40'ta geti-
rildi. Savcı Hamza Keleş
gözetiminde yürütülen
tatbikat Uğur Mum-
cu'nun Sokağı'na dön-
meden Koza Sokak üze-
rinde 50 metre aşağıdan
başladı.
Tatbikatın ilk bölümün-
de "poBs" yazılı bir yelek
giydırilen ve "poüs" şap-
kası giyen Abdülhamit
Çelik'in ifadesi alındı.
Çevik kuvvet ekipleri ta-
rafından oluşturulan 20
metrelik "yürüyen kori-
dor" arasında savcı Ke-
leş'in sorulannı yanıtla-
yan Çelik, Karlı Sokağa
girişinde "sağda ve soJda
bulunan binalann aynen
durduklannı" söyledi.
Olay öncesi 22 Ocak
1993 Cuma günü saat
20.00-21.00 saatleri ara-
sında sokağa girerek 10-
15 dakika süreyle keşif
yapüklannı anlatan Çelik,
savcının sorusu üzerine,
keşfe katılan Yusuf Kara-
kuş ile bombayı yerleşti-
renler arasında yer aldığı
belirtilen Iranlı ajan "AK
Mehdi" arasında Farsça
tercümanlık yaptığını bil-
dirdi.
Çelik, Keleş'in"Araba
sokakta mrydı?" sorusu-
na ise "Hayır değüdT ya-
nıtını verdi. Uğur Mum-
cu, eşi Gfildal Mumcu ile
22 Ocak 1993'te karnele-
rini alan çocuklan Özgûr
ve Özge ile akşam yeme-
ğine çıkmış, aile, gece
22.00-22.30 saatleri civa-
nnda evlerine dönmüştü.
Bu nedenle Çelik'in, ara-
banın sokakta olmadığı
sözü doğrulandı. Mumcu,
23 Ocak Cumartesi günü
ve 24 Ocak öğlene kadar
otomobilini kullanma-
ıruştı.
Yoğun güvenlik önlem-
leri altında gerçekleştiri-
len yer gösterme sırasın-
da Çelik, en son polis
noktasının bulunduğu
bölgeye getirildi. Çelik
buradaki işlemin tamam-
lanmasının ardından geri
götürülerek Koza Soka-
ğın başmdaki zırhlı araca
bindirildi.
Çelik'in ardından araç-
tan çıkanlan Yusuf Kara-
kuş da sokakta aynı yön-
de ilerledi. Suikastın ger-
çekleştiği 24 Ocak 1993
günü otelden çıkarak
(Konya Sokak-Aydost O-
tel) Ulus'ta Atatûrk hey-
keli önünde buluştuklan-
m anlatan Karakuş, Bro-
adway marka bir otomo-
bile binerek Mumcu'nun
sokağmm başma geldik-
lerini kaydetti. Karakuş,
Keleş'in sorusu üzerine,
geliş saatlerinin 07.30-
08.00 olduğunu söyledi.
Arabadaki 5 kişinin soka-
ğın girişinde indiklerini
anlatan Karakuş, yine so-
ru üzerine otomobilde
kendisi ve Abdülhamit
Çelik'in yanı sıra 3 İran-
lı'nın bulunduğunu anlat-
tı.
Karakuş,u
Uk gün (keşif
günü) keşif bhtikten son-
ra aşağıya doğnı (Koza
Sokak) yürüyerek geri
döndüğünü" anlattı.
Karakuş, AA'nın habe-
rine göre, keşif yaptıklan
gün Mumcu'nun arabası-
mn sokakta olduğunu,
yön itibanyla da yukan
dogru durduğunu anlattı.
Bu açıklama, Çelik'in an-
latımlanyla çelişiyor. Çe-
lik, keşif yaptıklan 22 O-
cak Cuma günü akşam sa-
atlerinde sokakta olmadı-
ğmı söylemişti.
Karlı Sokağa biri gün-
düz olmak üzere 2 kez
geldiklenni anlatan Kara-
kuş, ikinci gelişlerinde
tek Türk'ün kendisi oldu-
ğunu, diğer 4 kişinin Iran-
lı olduğunu söyledi. Ka-
rakuş anlatımlanm özetle
"Araçlan park ettik. Ön-
ce keşifiçin gekök. Abdül-
hamit Çeük ikinci gelişi-
mizde gelmedi. Çünkû
ona ihtryacımız yoktu. Tek
Türk bendim, tek araçla
geldik. Gözcüyle ben ön-
den girdik. Yani İranh bir
ldşi de araçta kakb" diye-
rek sürdürdü.
Karakuş, Tunus Büyü-
kelçiliği'nin önüne gelin-
diğinde Keleş'e dönerek,
ters yöne yerleştirilen po-
lis noktası için "Efendim
vanıhnrvorsam polis kulü-
besi buradaydı" diyerek
doğru yen gösterdi.
Karakuş, savcmm soru-
su üzerine, "Bir tane göz-
cü vardL Onlar işlcvlerini
gördükten sonra buradan
aynldılar. Ben tek başıma
geri döndüm. Arabanın
yanına geri gittim. Nor-
maldim, panik yapma-
dun" dedi.
Keleş'in "Konuştuğun
görevli vardı" anımsatma-
sı üzerine, "Benim göre-
vhn görevB>i oyalamakn"
diyen Karakuş, "Bu ara-
da arabayı görüyor muy-
dun?" sorusuna, "Ben
dikkatn' olarak arabaya
bakmadım. Memur uya-
nabflir, polis uyanabttir di-
ye" yamtını verdi.
Keleş'in "Araç yön iti-
banyla nasüdı?" sorusu
üzerine ise "Aracın yönü
yukan doğnıydu, arkası
bize dönüktü" diyerek
temsili olarak park edilen
otomobilın duruşunun
tersine, olay günü Mum-
cu'nun otomobilinin fark-
lı şekilde park edildiğini
söyledi. Karakuş, son ola-
rak "Arabanın arkasının
bizedönükolduğunu, hat-
ta yanmda beyaz bir ara-
ba olduğunu net bir şekil-
de söyleyebilirim. Marka-
sını haürlamryorum" de-
di.
Yoğun güvenlik önlem-
leri altmda yapüan ve An-
kara Emniyet Müdürü
Kemal tskender'in de ız-
lediği tatbikatm sona er-
mesinin ardmdan gazete-
cilerin sorulanm yanıtla-
yan Mumcu'nun ablası
Beyhan Gürson, ailenin
ihtiyath bir umutla soruş-
turmamn sonucunu bek-
lediğini söyledi. Gürson,
aynı kamtlann 7 yıl önce
de var olduğunu anımsa-
tarak "Vatandaşlar cena-
ze töreninde Mollalar
tran'a diye bağuıyoriar-
dL Şimdi o noktaya gel-
dik'' diye konuştu.
'Camide konuştuk'
Sokakta yürütülen tat-
bikatm ardından Karakuş
ve Çelik'e kaldıklan otel-
de de tatbikat yapunldı.
Cinayetten önce kaldıkla-
n oteli polise gösteren
Çelik, 7 yıl önce yattıkla-
n odamn perdelerine ka-
dar aynntı verdi. Ankara
emniyetinde 9 ekibin gö-
zetiminde Karakuş ve Çe-
lik, önce Ulus Meyda-
nı'na götürüldü.
Karakuş, Istanbul'dan
geldikten sonra terminal-
de indiklerini, İranlı 3 ki-
şi ile Atatürk heykelinin
yan tarafmda buluştukla-
nnı ve el sıkıştıklannı an-
lattı. Daha sonra Hacıbay-
ram Camisi'ne götürülen
zanlılar, burada lranlılar-
la namaz kıldıklannı ve
eylemle ilgili olarak soh-
bet ettiklerini aktardüar.
Tercümanlığım Abdül-
hamit Çelik'in yaptığı
sohbetin ardından yeni-
den görüşmek üzere ay-
nldıklannı anlatan zanlı-
lar, daha sonra konvoy ha-
linde Ulus Denizciler
Caddesi'nde bulunan Ay-
Sorularbombada düğümleniyor
• Baştarafi 1. Sayfada
bombanın uzaktan kumandalı olabi-
leceğine dikkat çekiyor. Mumcu'nun
oğlu Özgür Mumcu'nun patlamadan
birkaç saat önce babasının isteği üze-
rine aracın lastiklerini tekmeleyerek
kontrol ettiği biüniyor.
Belırsizlıkler şu sorulan gündeme
getiriyor:
• Bomba Mumcu otomobile bin-
diği anda mı, koltuğa oturduktan
sonra mı patladı?
• Anahtann otomobilin kontagına
takılmamış olması nedeniyle Mum-
cu otomobile binmeden bombanm
patlamış olma olasılıgı arastınldı
mı?
• Bomba, uzaktan kumandayla mı
patlatıldı?
• Katüler bomba patladığmda o-
lay yerinde miydi?
• Bomba uzaktan kumandalıysa
çevrede birilerinin konakhyor veya
en az birkaç saat aracı izliyor olma-
sı gerekir. Bu yönde bir araştırma ya-
püdımı?
dost Otel'e götürüldüler.
Otelde de tatbikat
Karakuş, 1993'te adı
başka olan oteli görür
görmez savcı Keleş'e par-
mağıyla göstererek "bu-
rasrydı" dedi. Otelin re-
sepsiyonunda savcının
"Burası mrydı, emin mi-
sin, iyi düşün" demesi
üzerine Karakuş, "Evet
efendim, burasrydı, giriş
hiç değişmemişn
dedi.
Keleş, Karakuş'a "Kal-
dığuuz odaya çıkahm mı"
diye sormasınm ardından,
sorguyu yürüten emniyet
amiriyle göriişerek "Bir
de odayı göstersuT dedi.
Ardından birinci kata çı-
kıldı. Karakuş ve Çeli,
savcıya 10 numaralı oda-
yı gösterdiler. tki kişilik
odada birlıkte kaldıklan-
m belirten Çelik, perdesiz
pencereyi göstererek
"Efendim ozaman büyük
perde vanh" dedi. Çelikj"
pencereden taksi durağı-
mn göründüğünü de be-
lirterek oteli doğrulayıcı
bir bilgi daha aktardı.
Poüsle yüzleştirme
Savcı notlan aldıktan
sonra konvoy yeniden
Ankara Emniyeti'ne dön-
dü. Mumcu'nun katledil-
diği zaman Tunus Büyü-
kelçiliği önündeki polis
noktasmda görev yapan
polis memuru Remzi
Kahraman, Erzincan'dan
gelerek zanlılarla yüzleş-
tirildi. Polis memuru Ke-
mal Akgün de zanlılarla
yüzleşti. Ancak polis me-
murlan olayın üzerinden
uzun zaman geçtiğini be-
lirterek söz konusu kişi-
leri anunsayamadıklannı
söylediler.
Çorum'da 14
tutuklama
Mumcu suikastmm fa-
illeri olarak ele geçirilen
sanıklann Selam (Tev-
hid) Grubu'nun faaliyet-
leri ve kadrolannm deşif-
re edilebilmesi amacıyla,
"UMUT" planı çerçeve-
sinde yurt genelinde yay-
gınlaştınlan operasyon-
lar sürüyor. Çorum'da da
8 Mayıs'ta başlatılan
operasyonlarda gözaltına
alınan 14 kişi tutuklandı.
Konya'da Selam ve Hiz-
bullah örgütü üyesi ol-
duklan gerekçesiyle ya-
kalanan 10 kişiden 3'ü
tutuklandı.
Yusuf Karakuş da anlatmış
• Baştarafi 1. Sayfada
Prof. Dr. Muammer Aksoy'a yö-
nelik saldınlarla ilgili soru yö-
neltilmediği, soruşturmanm de-
rinleştirilmediği öğrenildi. Şahin
bu davada beraat ederken, hak-
londa verilen ceza Yargıtay'dan
dönen Karakuş'un tstanbul 5
No'lu DGM'de yargılanmasma
dün devam edildi.
Istanbul'da 1997'de yürütülen
SAYAMA operasyonunda gözal-
tına alman Abdülhamit Çetik'in
yam sıra Aralık 1997'de sorgula-
nan Yusuf Karakuş'un da Selam
örgütünün bağlantılarmı 3 yıl ön-
ce açığa vurduğu belirlendi. Ka-
rakuş ile Şahin, Hizbullah terör
örgütünün Menzil grubu eleba-
şısı FidanGüngör'ün kaçuılarak
öldürülmesi olayına ilişkin 1996
yılmda Istanbul'da gerçekleştiri-
len bir operasyon sonucu 9 kişiy-
le birlikte gözaltına ahndılar. Is-
tanbul 5 No'lu DGM'de açılan
davada Karakuş, Hizbullah'a
"yardım veyatakhk ettiği'' gerek-
çesiyle 4 yıl 6 aylık ağır hapis ce-
zasına çarptınldı. Mehmet Şahin
ise beraat etti. Yargıtay diğer sa-
nıklann cezalannı onaylarken,
Karakuş hakkındaki cezayı "ya-
sadışı Hizbullah terörörgütü üye-
liğinden'' verilmesi gerektiği gö-
rüşüyle "esastan" bozdu. Yargı-
tay'ın bozma karan üzerine Yu-
suf Karakuş'un yeniden yargılan-
masma dün tstanbul 5 No'lu
DGM'de başlandı. Karakuş'un
sMNBut 19.ULUSLARARASI
^ Z İŞTANBUL
VAKFI FİLM FESTİUALİ
15 •İSMİ - 31 MtSAM İSM
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı
19. Uluslararası İstanbul Film Festivali
Servis Sponsorları'na teşekkür eder.
Art Yapım
Aslan Ruso
Birlik Medya ^
T.istenin ilk lO'ıı ise tama-
tayyan tş RanktLsı 139 tril- men kamıı Inınıiıışlann-
yon 550 milyar 154
-yon 780 bin lira ile ikinci,
geçen yılın ikincisi Garan-
ti Bankası 123 trilyon 264
nülyar 515 milyon 470 bin
lira ile üçüncü sırayı aldı.
Koçbank 46 trilyon 132
milyar 844 milyon 370 bin
dan meydana geldi. Mer-
kez Bankası ve Türk Tele-
kom'un ardından Vakıflar
Bankası, Halk Bankası,
Ziraat Bankası, Petrol Ofı-
si, Botaş, lller Bankası,
Toprak Mahsulleri Ofisi
ve Eti Holding sıralandı.
Fida Film
Fuji Film
Mas Matbaası
Media +
MimRray
Ofset Yapımevi
Promoshop
Reklam-İş
^înefekt
TAV
Tayfa
THY
Wall Şehir Design
gözaltında bulunması ve avuka-
tının da duruşmaya gelmemesi
üzerine mahkeme heyeti, Kara-
kuş hakkında giyabi tutuklama
karan da verdi.
Mumcu zanlılanndan Abdül-
hamit Çelik de Nisan 1997'de gö-
zaltına almmış, Iran gızli servisi
SAVAMA bağlantılanm anlat-
masma karşın faili meçhul siya-
si cinayetler konusunda sorgulan-
mamıştı. Yargı çevrelerinde ih-
mal olarak değerlendirilen geliş-
menin benzeri Yusuf Ka-
rakuş'un sorgulanması
aşamasmda da yaşandı.
Hizbullah'm önde gelen
isimleriyle bağlantılan
konusunda aynntılı bilgi
veren Karakuş sorgusun-
da, cezaevinden çıktıktan
sonra Tevhidcüer ve Se-
lamcılar'la kurduğu bağ-
lantılan anlattı. Anka-
ra'da gözaltında tutulan
Mehmet Şahin, Mehmet
An" Teldn, Selam gazete-
si sahibi Hasan Kıbç ve
Kudüs gecesini düzenle-
yen Nurettin Şirin'le iliş-
kileri konusunda da 1997
yılmdaki sorgusunda ay-
nntılı bilgi veren Kara-
kuş, Hizbullah'm Menzil
kanadının öldürülen hde-
ri Fidan Güngör cinayeti-
ne kanştığı gerekçesiyle
cezaevinde bulunan Mu-
rat Fiüz'ın kızkardeşi As-
h Ffliz'le imam nikâhı ev-
liliği yaptıklarmı belirtti.
Aynı sorgu sırasında
Iran'a gittiğini vurgula-
yan Karakuş, Selam ve
Hizbullah'ın tebliğ yo-
^ l Tûrkiye'de şeriat
FESTTOM.SroNSORU KURUMSM. SPONSORLAR
KOCBANK
l.fA'âiihi
Bu ılan Cumhunyei Gazetesı'nın
f katkısıyts yayınt»nm»Çtır.
Cumhuriyet
devleti kurmak istf^ikie-
rini söyledi.
Kılıç ile Şirin'in sık sık
Iran'a gittiklerini anlatan
Karakuş, Selamcılar'ın
Istanbul'da türban konu-
sunda gösterileri organize
ettiklerini, zaman zaman
da silah atışlan yaptıkla-
rmı bildirdi.
G U N D E M MLSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
ayn Uğur Mumcu'nun Sokağı'na getirildi, olay sı-
rasında üstlendikleri işlevler doğrultusunda yer
gösterimi yaptınldı.
Gelişmeleri farklı boyutlanyla izleyen arkadaşlan-
mız Alper Ballı, Serkan Demirtaş, Sertaç Eş, II-
han Taşcı'nın, askerden yeni dönen Haber Müdü-
rümüz Büterrt Sanoğlu'nun ortak görüşü şu:
Soru işaretlerinin tümü giderilmiş değil!
Son operasyon daha çok manşet kaldınr. Hizbul-
lah'ın devlet içindeki uzantılan, Mumcu ve öteki faili
meçhul cinayetlerie ilgili olası ipuçlan, Iran'ın işlevi...
Bugünü Iran'a ayıralım...
önce bu ülkeyle ilgili raporlarda yer alan ortak 6e-
ğeriendirmeterin ve bazı gözlemlerimizin altnı çize-
lim:
- Iran, devrim ihracı için gerekirse terör örgütJeri-
nin kullanılması yöntemini benimsemiş, bunu yeri
geldikçe yaşama geçirmeye girişmiş bir ülke...
- Gerek kendi ülkesinde gerekse devrim ihraç et-
mek istediği ülkelerde en büyük engel olarak aydın-
lan görüyor. Onlan ortadan kaldırmanın da yürünen
yolda önemli bir adım olduğunu düşünüyor. Tah-
ran'da öldürülen aydınlann aynca altını çizelim.
- Değişik ülkelerdeki Islami terör örgütterinin eği-
timi için topraklannda kamplar kuruyor.
Bu saptamalann altına Iran'ın son 20 yılının kilo-
metretaşlannı koyalım:
- Humeyni rejiminden sonra tam 5 milyona yakın
yetişmiş insan gücünü kaybetti. Bunlann yaklaşık 1
milyonu Humeyni yönetimince ortadan kaldınldı. 4
milyona yakın Iranlının da yurtdışına kaçtığı tahmin '
ediliyor.
- 1989'da Humeyni'nin ölümünün ardından bir
dalgalanma yaşandı. Radikal davranışlan daha ileri
götürmek isteyenler mi öne geçecekti.. yoksa ılım-
lılar mı? Kazanan, radikaller oldu. 1990-91 'de ağır-
lıklannı koydular, 1992 seçimlerini kazandılar. Bir
bağlantı için söytemryoruz, ancak Tûrkiye'de aydın- •
lann katli de bu dönem ve sonrasına rastlıyor.
- Bu ytl yapılan seçimlerde kazanan reformisrJer
oldu. Bugün Iran Meclisi'nin yüzde 75'e yakını re- -
formistterden oluşuyor. Cılız da olsa bu yapı bir-
umuttur. -
'Aman ilişkiler bozulmasın' ,
Türkiye-lran ilişkilerine geçelim.
Iran, dünyanın tüm ülkeleriyle, komşulanyla iyi ge-
çiniyor da, sadece Türkıye kendi kendine "terör- j
Iran" bağlantısı kuruyor değil. Durumu yukanda sı- »
raladık... *
O zaman ne yapmak gerekir?
Atda ilk Öcalan-Suriye olayı geliyor. Kara Kuvvet- ;
teri Komutanı Orgeneral Af tla Ateş'in sınırda yap-1
tığı değerlendirmeyle başlayan süreçte PKK terörü ^
kontrol edilebilir noktaya geldi. ••
Iran'la durum görünüşte aynı değil. Ancak özü *
aynı:
Tutariı ve kararlı olmak...
Iran'la "aman ilişkiler bozulmasın" diye diye bu- •
güne geldik. Bu ülkeye savaş ilan edelim demiyo- %
ruz. Tam tersini söylemeliyiz:
"Aricadaş, böyle giderse seninle dost olamayız."
Iran'la sınır sorunumuz yok. 1639'daki Kasnşirin
Antlaşması'yla beltrlenen sınırlar cumhuriyetin ilanın-
dan sonra da korundu. Ancak toplum saglığımızı da
bozan bir sinir sorunumuz var!
Devlet büyüklerimiz bu ülkeye gidince söze, "A-
ziz kardeşim" diye başlar. Iran da Türkiye'deki faaif-
yetlerine "az iz" bırakarak devam eder...
T
20 yıldır bunu yaşryoruz...
Türkiye, ulusal sorunlanndaki askeri kararlılıöını
yeri geldikçe gösteriyor. Siyasi karaıiılık var mı? On-
ceki gün TBMM'de yaşanan bir olayı anımsatmak-
layetinelim...
Polis Hizbullah operasyonunu derinleştirmeye ça- ,
lışırken, kamuoyu Islamın adının terörle anılmasına
neden olan bu olaylann bir an önce son bulması bek- ~
lentisinegirerken, milletvekilleri irticafaaliyetleri ne-
deniyle haklannda işlem yapılmış öğrencilerin affı'
için kavga ediyordu!
CHP lideri Altan Öymen
'Demokratikleşme
paketi hazırlanmalı'
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu)-CHP Ge-
nel Başkanı Altan Öy-
men, Cumhurbaşkanh-
ğı seçimi tartışmalany-
la Türkiye'nin 4 ayım
kaybettiren hükümetin
şu ana kadar demokra-
tikleşme yolunda hiçbir
adım atmadığını söyle-
di.
öymen, hükümetin
demokratikleşme için
yasal bazı düzenlemeler
yapması gerektiğini
ammsatarak, "Hükü-
met bir an önce bir de-
mokratikleşme paketi
haorlamalıdır'" dedi.
CHP Merkez Yöne-
tim Kurulu (MYK) dün
CHP Genel Başkanı
Oymen başkanlığında
toplandı. MYK'den ön-
ce basın toplantısı dü-
zenleyen Öymen, parti-
nin bir süredir yürüttüğü
"halklabirKkteçözüm"
ve tüzük toplantılanyla
ilgili bilgi verdi. Her iki
projenin il düzeyinde
sona erdiğini, çalışma-
lann bölgelerde_ sürdü-
ğünü belirten Öymen,
bu toplantılar sonucun-
da genel olarak halkın ,
geniş kesimlerirun uy-.
gulanan ekonomikpoli-
tikalar nedeniyle son
derece güç koşullarda
yaşadıklanm gördükle-
rini söyledi.
Hükümetin enflas-
yonla mücadele progra-
mını ilan etmesinden bu
yana, yaklaşık 2 yıl za-
man geçtiğini belirten
Öymen, buna karşın he-
nüz bir ışık görülmedi-
ğini belirtti. Öymen,
"Hükümet Cumhur-
başkanhğı seçimi tarüs-
malanyla 4 ay kaybetti-
ğiiçinbusorunlaraeğil-
medi bile. Demokratik-
leşmevohmdadahjçbir
adım aülmadı. Hükü-^
met derhal bir demok-
ratildeşme paketi hazır--
lamahdır" dedi.
A. Taner Kışlalı resimlerî
• Baştarafi 1. Sayfada ~
da Kışlah'ya bakmak gerekir. Sanatçı, toplumun
vicdanıdır ve unutmaz. Demokratik saldınlan biz
sanatsal bir adımla toplumun belleğine aktarmak
istiyoruz. 'Ahmet Taner Kışlah İçin Resimler' ser-
^gisiherhangi birseıginin ötesinde sembolik anlam—^
-4ar ve önermeler iceren bir sergi. Sanatçılann yap
üğj özgflrce İŞICT de zaten onu gösteriyor. Öyle
insan için kimseyi birbsıtlama alanı içine sokamaz-
Oniversite, toplumda demokratik degerlere, çağ-
daşlığa yöneltilmiş bütün saldınlar karşısmda tavır
da abnahdır. Bu minik, sembolik bir sanatçı duyar- ;
lıugı ve sanatçı sezgisinin sergisi ve bu ashnda Kış-"-'
lalı'dan çok topluma armağan bir sergi. Biz sadeceJ
anısını selamlıyoruz Ahmet Taner Kışlalı 'nın.