23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12MAYIS 2000 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI 19 GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada medyaya yansıyan ifadeler sağlıklı ise Mumcu su- ikastının bu kez çözümlenmesi umudu güçleniyor. Suikastın Iran kaynaklı olduğundan bir saniye ol- sun kuşku duymayanlan 1993'ten bu yana Iranlı ajanlann Türkiye'ye gelerek Uğur'un arabasına bom- bayı yerieştirdiklerini ve bombanın patladığı gün ha- vaalanlannda, sınıriarda önlem alınmadan Türkiye'yi terk ettiklerini varsaydılar. Havaalanlannda, sınıriarda önlem mi dediniz? Su- ikastın gerçekleştiği gün ve saatte devlete, polise öylesine bir şaşkınlık egemen oldu ki bombanın pat- ladığı yerde, Uğur'un arabasının çevresinde bile en ufak önlem alınmadı. Şaşkınlıktan mıdır yoksa fazla bilgiçlikten mi, ka- rar vermek güç. Olay yerine gelen bomba uzmanı "delillerin ortadan kalkmasını önlemek için sağa so- la dağılan delil olabilecek her maddeyi süpürge ile toplattığınr açıkladı. Muammer Aksoy, Bahriye Üçok ve Turan Dur- sun; Uğur'dan önce öldürüldüler. Bu cınayetlerin içeride kullandığı örgütler kanalıyla Iran'ın marifeti ol- duğundan yöneticiler arasında belki kuşkulananlar oldu, ama bu kuşku, üzerine gidilecek bir iz olarak dikkate alınmadı. Ben ve benim gibi düşünenler; o sırada Iran reji- minde aşınlığın giderek yoğunlaştığını görüyor, Tah- ran'ın Türkiye'ye rejim ihracı amacında önüne çıkan engelleri temizlemek için her şeyi yapacağını varsa- yıyordu.. O sıralarda Tahran'ın Salman Rüşdü'ye ölüm em- ri vermesi, bu kestirimi güçlendirıyordu. Uğur gibi Islam cumhuriyeti fikrine karşı çıkan, la- ikliği ölümüne savunan ve toplum üzerinde etkili olan biryazan "temizlediklerine" inanıyorduk. Suikasta bakış açımız şuydu: iranlı ajanlar geldi- ler, bombayı yerleştirdiler, hemen döndüler. Bulun- malan, hele yakalanmalan olanaksızdı! Olayın o sırada bilemediğimiz önemli bir parçası- nı tam 7 yıl sonra öğrenebildik. Sadece biz değil. Devlet de. Yıllardır icra-ı faaliyette bulunan, sayısız faili meç- hul cinayete imza atan, Batman gibi dar bir çerçe- vede eylemleryaptıktan sonra güçlendikçe, güven- lik güçlerinin gözleri önünde yavaş yavaş Türkiye'ye yayılan vesonunda Istanbul'u merkez seçen Hizbul- lah örgütünün maskesi bir rastlantı sonucu düşürül- dü. Gökte değil yerde Polis, geçen ocak ayında Hizbullah'ın kaçırdığı 13 işadamını ararken Beykoz'daki karargâhlannda bel- geler ve disketler ele geçirdi. Hizbullah'ın faaliyetini içeren binlerce sayfalık not- larda birden önlerine Mumcu suikastı ile ilgili satır- lar çıktı. Polis, gökte aradığını yerde, yanı başında buldu! Iran'la ilgili kuşkulanmıza hemen bir ek yaptık: Su- ikast, Iran-Hizbullah (Selam) işbirliğiyle gerçekleşti- rildi. Güvenlik güçlerinin ayaklan bu kez sağlam bası- yorsa; suikastın dramatik öyküsü aynntılanyla orta- ya çıkabilir. Laik demokratik cumhuriyeti savunur ve dinci ör- gütlere karşı savaşım verirken canından olan Uğur suikastını çözmeye çalışırken; TBMM'den gelen ha- berierin başında hangi konunun yer atdığını biHyor musunuz? DSP dışında öteki partilerin milletvekilleri üniver- site affına türbanlı ve irticai hareketlere kanşan öğ- rencileri de aldırmaya uğraş verdiler. 28 Şubat'ı ağızlarına almıyoriar. Danıştay Başka- nı Erol Çırakman, "Cumhuriyeti kuranlann emane- ff korvnamapr derken Türkiye Barolar Birliği Baş- kanı Eralp Özgen "Fikri hür kuşaklan tarikat okul- lannda mı yetiştireceğiz" diye seslenirken 40 yıldır ülkeyönetimini elindetutanlar; Cumhurbaşkanı De- mirel'le Başbakan Ecevit ön sıralarda oturuyordu. Mumcu suikastında Iran bağlantısı kesinleşırse ne olacak? Kuşkunuz olmasın: 7 yıl önce Dışişleri Bakanı Hik- met Çetin'in başına gelen bugün de yinelenecek: Tahran, ajanlan da olayı da reddedecek! Akbank kurumlar vergisi rekortmeni Haber Merkezi - Ak- bank, tahakkuk eden 221 trilyon 558 milyar 80 mil- yon 880 bin lira ile Istan- bul'da kurumlar vergisi re- kortmeni oldu. Istanbul'da ilk 100'e giren kurumlar vergisi mükelleflerinin sektörel dağılımında ban- kalar ezici üstünlük sağla- dı. Ankara'nın kurumlar vergisi rekortmeni 110 trilyon 592 milyar liralık vergi ile Merkez Bankası oldu. Başkentin kurumlar vergisi rekortmenleri lis- tesinin ilk 20 sırasındaki kurumlann çok büyük bö- lümünü KİT'ler ve diğer kamu kuruluşlan oluştur- du. Istanbul Defterdan Ka- dir Boy. düzenlediği basın toplantısmda, kurumlar vergisi mükelleflerinin 1999 yıh kazançlanna iliş- kin 2000 Nisan aymda verdikleri beyannamelere göre en çok kurumlar ver- gisi tahakkuk eden 100 mükellefı açıkladı. Buyıl ilk 10'a giren kurumlann 9'unu bankalar oluşturur- ken 8. sıradaki mükellef unvanının açıklanmasını istemedi. Boy'un verdiği bilgiye göre, Akbank bu yıl da bi- rinciligini korurken genel müdürlûğünü tstanhul'a lira ile 4., Demirbank 29 trilyon 257 milyar 428 milyon 280 bin lira ile 5., Yapı ve Kredi Bankası 28 trilyon 569 milyar 266 milyon 700 bin lira ile 6.,\ Altematif Bank 18 trilyon 738 milyar 604 milyon 860 bin lira ile 7.. unvanı- nın açıklanmasını isteme- yen bir kunım 18 trilyon 393 milyar 289 milyon 860 bin lira ile sekizinci, Osmanlı Bankası 17 tril- yon 524 milyar 664 mil- yon 200 bin lira ile 9. ve HSBC Bank 15 trilyon 281 milyar 14 milyon 210 lira ile onuncu oldu. Ankara Ankara Defterdan AH Karaarslan'ın y'aptığı açıklamaya göre, geçen yıl sıralamada ikinci sırada yer alan Merkez Bankası, 368 trilyon 640.8 milyar lira gelir beyan ederek bu yıl başkentin en fazla ver- gi ödeyecek kurumu oldu. Geçen yılın kurumlar ver- gisi rekortmeni Türk Tele- komûnikasyon AŞ ise 105 trilyon 530 milyar liralık vergi ile bu yıl ikinci sıra- da yer aldı. Türk Tele- kom'un beyan ettiği gelir de 351 trilyon 766.7 mil- _yar_lira olarak belirlendi. Tatbikatta itiı-af ettiler• Baştarafi 1. Sayfada edilmesi amaçlandı. Ankara Emniyet Mü- dürlüğü'nden dün sabah yoğun güvenlik önlemle- ri altında çıkanlan Yusuf Karakuş ile Abdülhamit Çelik; gazetemiz yazan Uğur Mumcu'nun 24 O- cak 1993'te katledildiği sokağa saat 10.40'ta geti- rildi. Savcı Hamza Keleş gözetiminde yürütülen tatbikat Uğur Mum- cu'nun Sokağı'na dön- meden Koza Sokak üze- rinde 50 metre aşağıdan başladı. Tatbikatın ilk bölümün- de "poBs" yazılı bir yelek giydırilen ve "poüs" şap- kası giyen Abdülhamit Çelik'in ifadesi alındı. Çevik kuvvet ekipleri ta- rafından oluşturulan 20 metrelik "yürüyen kori- dor" arasında savcı Ke- leş'in sorulannı yanıtla- yan Çelik, Karlı Sokağa girişinde "sağda ve soJda bulunan binalann aynen durduklannı" söyledi. Olay öncesi 22 Ocak 1993 Cuma günü saat 20.00-21.00 saatleri ara- sında sokağa girerek 10- 15 dakika süreyle keşif yapüklannı anlatan Çelik, savcının sorusu üzerine, keşfe katılan Yusuf Kara- kuş ile bombayı yerleşti- renler arasında yer aldığı belirtilen Iranlı ajan "AK Mehdi" arasında Farsça tercümanlık yaptığını bil- dirdi. Çelik, Keleş'in"Araba sokakta mrydı?" sorusu- na ise "Hayır değüdT ya- nıtını verdi. Uğur Mum- cu, eşi Gfildal Mumcu ile 22 Ocak 1993'te karnele- rini alan çocuklan Özgûr ve Özge ile akşam yeme- ğine çıkmış, aile, gece 22.00-22.30 saatleri civa- nnda evlerine dönmüştü. Bu nedenle Çelik'in, ara- banın sokakta olmadığı sözü doğrulandı. Mumcu, 23 Ocak Cumartesi günü ve 24 Ocak öğlene kadar otomobilini kullanma- ıruştı. Yoğun güvenlik önlem- leri altında gerçekleştiri- len yer gösterme sırasın- da Çelik, en son polis noktasının bulunduğu bölgeye getirildi. Çelik buradaki işlemin tamam- lanmasının ardından geri götürülerek Koza Soka- ğın başmdaki zırhlı araca bindirildi. Çelik'in ardından araç- tan çıkanlan Yusuf Kara- kuş da sokakta aynı yön- de ilerledi. Suikastın ger- çekleştiği 24 Ocak 1993 günü otelden çıkarak (Konya Sokak-Aydost O- tel) Ulus'ta Atatûrk hey- keli önünde buluştuklan- m anlatan Karakuş, Bro- adway marka bir otomo- bile binerek Mumcu'nun sokağmm başma geldik- lerini kaydetti. Karakuş, Keleş'in sorusu üzerine, geliş saatlerinin 07.30- 08.00 olduğunu söyledi. Arabadaki 5 kişinin soka- ğın girişinde indiklerini anlatan Karakuş, yine so- ru üzerine otomobilde kendisi ve Abdülhamit Çelik'in yanı sıra 3 İran- lı'nın bulunduğunu anlat- tı. Karakuş,u Uk gün (keşif günü) keşif bhtikten son- ra aşağıya doğnı (Koza Sokak) yürüyerek geri döndüğünü" anlattı. Karakuş, AA'nın habe- rine göre, keşif yaptıklan gün Mumcu'nun arabası- mn sokakta olduğunu, yön itibanyla da yukan dogru durduğunu anlattı. Bu açıklama, Çelik'in an- latımlanyla çelişiyor. Çe- lik, keşif yaptıklan 22 O- cak Cuma günü akşam sa- atlerinde sokakta olmadı- ğmı söylemişti. Karlı Sokağa biri gün- düz olmak üzere 2 kez geldiklenni anlatan Kara- kuş, ikinci gelişlerinde tek Türk'ün kendisi oldu- ğunu, diğer 4 kişinin Iran- lı olduğunu söyledi. Ka- rakuş anlatımlanm özetle "Araçlan park ettik. Ön- ce keşifiçin gekök. Abdül- hamit Çeük ikinci gelişi- mizde gelmedi. Çünkû ona ihtryacımız yoktu. Tek Türk bendim, tek araçla geldik. Gözcüyle ben ön- den girdik. Yani İranh bir ldşi de araçta kakb" diye- rek sürdürdü. Karakuş, Tunus Büyü- kelçiliği'nin önüne gelin- diğinde Keleş'e dönerek, ters yöne yerleştirilen po- lis noktası için "Efendim vanıhnrvorsam polis kulü- besi buradaydı" diyerek doğru yen gösterdi. Karakuş, savcmm soru- su üzerine, "Bir tane göz- cü vardL Onlar işlcvlerini gördükten sonra buradan aynldılar. Ben tek başıma geri döndüm. Arabanın yanına geri gittim. Nor- maldim, panik yapma- dun" dedi. Keleş'in "Konuştuğun görevli vardı" anımsatma- sı üzerine, "Benim göre- vhn görevB>i oyalamakn" diyen Karakuş, "Bu ara- da arabayı görüyor muy- dun?" sorusuna, "Ben dikkatn' olarak arabaya bakmadım. Memur uya- nabflir, polis uyanabttir di- ye" yamtını verdi. Keleş'in "Araç yön iti- banyla nasüdı?" sorusu üzerine ise "Aracın yönü yukan doğnıydu, arkası bize dönüktü" diyerek temsili olarak park edilen otomobilın duruşunun tersine, olay günü Mum- cu'nun otomobilinin fark- lı şekilde park edildiğini söyledi. Karakuş, son ola- rak "Arabanın arkasının bizedönükolduğunu, hat- ta yanmda beyaz bir ara- ba olduğunu net bir şekil- de söyleyebilirim. Marka- sını haürlamryorum" de- di. Yoğun güvenlik önlem- leri altmda yapüan ve An- kara Emniyet Müdürü Kemal tskender'in de ız- lediği tatbikatm sona er- mesinin ardmdan gazete- cilerin sorulanm yanıtla- yan Mumcu'nun ablası Beyhan Gürson, ailenin ihtiyath bir umutla soruş- turmamn sonucunu bek- lediğini söyledi. Gürson, aynı kamtlann 7 yıl önce de var olduğunu anımsa- tarak "Vatandaşlar cena- ze töreninde Mollalar tran'a diye bağuıyoriar- dL Şimdi o noktaya gel- dik'' diye konuştu. 'Camide konuştuk' Sokakta yürütülen tat- bikatm ardından Karakuş ve Çelik'e kaldıklan otel- de de tatbikat yapunldı. Cinayetten önce kaldıkla- n oteli polise gösteren Çelik, 7 yıl önce yattıkla- n odamn perdelerine ka- dar aynntı verdi. Ankara emniyetinde 9 ekibin gö- zetiminde Karakuş ve Çe- lik, önce Ulus Meyda- nı'na götürüldü. Karakuş, Istanbul'dan geldikten sonra terminal- de indiklerini, İranlı 3 ki- şi ile Atatürk heykelinin yan tarafmda buluştukla- nnı ve el sıkıştıklannı an- lattı. Daha sonra Hacıbay- ram Camisi'ne götürülen zanlılar, burada lranlılar- la namaz kıldıklannı ve eylemle ilgili olarak soh- bet ettiklerini aktardüar. Tercümanlığım Abdül- hamit Çelik'in yaptığı sohbetin ardından yeni- den görüşmek üzere ay- nldıklannı anlatan zanlı- lar, daha sonra konvoy ha- linde Ulus Denizciler Caddesi'nde bulunan Ay- Sorularbombada düğümleniyor • Baştarafi 1. Sayfada bombanın uzaktan kumandalı olabi- leceğine dikkat çekiyor. Mumcu'nun oğlu Özgür Mumcu'nun patlamadan birkaç saat önce babasının isteği üze- rine aracın lastiklerini tekmeleyerek kontrol ettiği biüniyor. Belırsizlıkler şu sorulan gündeme getiriyor: • Bomba Mumcu otomobile bin- diği anda mı, koltuğa oturduktan sonra mı patladı? • Anahtann otomobilin kontagına takılmamış olması nedeniyle Mum- cu otomobile binmeden bombanm patlamış olma olasılıgı arastınldı mı? • Bomba, uzaktan kumandayla mı patlatıldı? • Katüler bomba patladığmda o- lay yerinde miydi? • Bomba uzaktan kumandalıysa çevrede birilerinin konakhyor veya en az birkaç saat aracı izliyor olma- sı gerekir. Bu yönde bir araştırma ya- püdımı? dost Otel'e götürüldüler. Otelde de tatbikat Karakuş, 1993'te adı başka olan oteli görür görmez savcı Keleş'e par- mağıyla göstererek "bu- rasrydı" dedi. Otelin re- sepsiyonunda savcının "Burası mrydı, emin mi- sin, iyi düşün" demesi üzerine Karakuş, "Evet efendim, burasrydı, giriş hiç değişmemişn dedi. Keleş, Karakuş'a "Kal- dığuuz odaya çıkahm mı" diye sormasınm ardından, sorguyu yürüten emniyet amiriyle göriişerek "Bir de odayı göstersuT dedi. Ardından birinci kata çı- kıldı. Karakuş ve Çeli, savcıya 10 numaralı oda- yı gösterdiler. tki kişilik odada birlıkte kaldıklan- m belirten Çelik, perdesiz pencereyi göstererek "Efendim ozaman büyük perde vanh" dedi. Çelikj" pencereden taksi durağı- mn göründüğünü de be- lirterek oteli doğrulayıcı bir bilgi daha aktardı. Poüsle yüzleştirme Savcı notlan aldıktan sonra konvoy yeniden Ankara Emniyeti'ne dön- dü. Mumcu'nun katledil- diği zaman Tunus Büyü- kelçiliği önündeki polis noktasmda görev yapan polis memuru Remzi Kahraman, Erzincan'dan gelerek zanlılarla yüzleş- tirildi. Polis memuru Ke- mal Akgün de zanlılarla yüzleşti. Ancak polis me- murlan olayın üzerinden uzun zaman geçtiğini be- lirterek söz konusu kişi- leri anunsayamadıklannı söylediler. Çorum'da 14 tutuklama Mumcu suikastmm fa- illeri olarak ele geçirilen sanıklann Selam (Tev- hid) Grubu'nun faaliyet- leri ve kadrolannm deşif- re edilebilmesi amacıyla, "UMUT" planı çerçeve- sinde yurt genelinde yay- gınlaştınlan operasyon- lar sürüyor. Çorum'da da 8 Mayıs'ta başlatılan operasyonlarda gözaltına alınan 14 kişi tutuklandı. Konya'da Selam ve Hiz- bullah örgütü üyesi ol- duklan gerekçesiyle ya- kalanan 10 kişiden 3'ü tutuklandı. Yusuf Karakuş da anlatmış • Baştarafi 1. Sayfada Prof. Dr. Muammer Aksoy'a yö- nelik saldınlarla ilgili soru yö- neltilmediği, soruşturmanm de- rinleştirilmediği öğrenildi. Şahin bu davada beraat ederken, hak- londa verilen ceza Yargıtay'dan dönen Karakuş'un tstanbul 5 No'lu DGM'de yargılanmasma dün devam edildi. Istanbul'da 1997'de yürütülen SAYAMA operasyonunda gözal- tına alman Abdülhamit Çetik'in yam sıra Aralık 1997'de sorgula- nan Yusuf Karakuş'un da Selam örgütünün bağlantılarmı 3 yıl ön- ce açığa vurduğu belirlendi. Ka- rakuş ile Şahin, Hizbullah terör örgütünün Menzil grubu eleba- şısı FidanGüngör'ün kaçuılarak öldürülmesi olayına ilişkin 1996 yılmda Istanbul'da gerçekleştiri- len bir operasyon sonucu 9 kişiy- le birlikte gözaltına ahndılar. Is- tanbul 5 No'lu DGM'de açılan davada Karakuş, Hizbullah'a "yardım veyatakhk ettiği'' gerek- çesiyle 4 yıl 6 aylık ağır hapis ce- zasına çarptınldı. Mehmet Şahin ise beraat etti. Yargıtay diğer sa- nıklann cezalannı onaylarken, Karakuş hakkındaki cezayı "ya- sadışı Hizbullah terörörgütü üye- liğinden'' verilmesi gerektiği gö- rüşüyle "esastan" bozdu. Yargı- tay'ın bozma karan üzerine Yu- suf Karakuş'un yeniden yargılan- masma dün tstanbul 5 No'lu DGM'de başlandı. Karakuş'un sMNBut 19.ULUSLARARASI ^ Z İŞTANBUL VAKFI FİLM FESTİUALİ 15 •İSMİ - 31 MtSAM İSM İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı 19. Uluslararası İstanbul Film Festivali Servis Sponsorları'na teşekkür eder. Art Yapım Aslan Ruso Birlik Medya ^ T.istenin ilk lO'ıı ise tama- tayyan tş RanktLsı 139 tril- men kamıı Inınıiıışlann- yon 550 milyar 154 -yon 780 bin lira ile ikinci, geçen yılın ikincisi Garan- ti Bankası 123 trilyon 264 nülyar 515 milyon 470 bin lira ile üçüncü sırayı aldı. Koçbank 46 trilyon 132 milyar 844 milyon 370 bin dan meydana geldi. Mer- kez Bankası ve Türk Tele- kom'un ardından Vakıflar Bankası, Halk Bankası, Ziraat Bankası, Petrol Ofı- si, Botaş, lller Bankası, Toprak Mahsulleri Ofisi ve Eti Holding sıralandı. Fida Film Fuji Film Mas Matbaası Media + MimRray Ofset Yapımevi Promoshop Reklam-İş ^înefekt TAV Tayfa THY Wall Şehir Design gözaltında bulunması ve avuka- tının da duruşmaya gelmemesi üzerine mahkeme heyeti, Kara- kuş hakkında giyabi tutuklama karan da verdi. Mumcu zanlılanndan Abdül- hamit Çelik de Nisan 1997'de gö- zaltına almmış, Iran gızli servisi SAVAMA bağlantılanm anlat- masma karşın faili meçhul siya- si cinayetler konusunda sorgulan- mamıştı. Yargı çevrelerinde ih- mal olarak değerlendirilen geliş- menin benzeri Yusuf Ka- rakuş'un sorgulanması aşamasmda da yaşandı. Hizbullah'm önde gelen isimleriyle bağlantılan konusunda aynntılı bilgi veren Karakuş sorgusun- da, cezaevinden çıktıktan sonra Tevhidcüer ve Se- lamcılar'la kurduğu bağ- lantılan anlattı. Anka- ra'da gözaltında tutulan Mehmet Şahin, Mehmet An" Teldn, Selam gazete- si sahibi Hasan Kıbç ve Kudüs gecesini düzenle- yen Nurettin Şirin'le iliş- kileri konusunda da 1997 yılmdaki sorgusunda ay- nntılı bilgi veren Kara- kuş, Hizbullah'm Menzil kanadının öldürülen hde- ri Fidan Güngör cinayeti- ne kanştığı gerekçesiyle cezaevinde bulunan Mu- rat Fiüz'ın kızkardeşi As- h Ffliz'le imam nikâhı ev- liliği yaptıklarmı belirtti. Aynı sorgu sırasında Iran'a gittiğini vurgula- yan Karakuş, Selam ve Hizbullah'ın tebliğ yo- ^ l Tûrkiye'de şeriat FESTTOM.SroNSORU KURUMSM. SPONSORLAR KOCBANK l.fA'âiihi Bu ılan Cumhunyei Gazetesı'nın f katkısıyts yayınt»nm»Çtır. Cumhuriyet devleti kurmak istf^ikie- rini söyledi. Kılıç ile Şirin'in sık sık Iran'a gittiklerini anlatan Karakuş, Selamcılar'ın Istanbul'da türban konu- sunda gösterileri organize ettiklerini, zaman zaman da silah atışlan yaptıkla- rmı bildirdi. G U N D E M MLSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada ayn Uğur Mumcu'nun Sokağı'na getirildi, olay sı- rasında üstlendikleri işlevler doğrultusunda yer gösterimi yaptınldı. Gelişmeleri farklı boyutlanyla izleyen arkadaşlan- mız Alper Ballı, Serkan Demirtaş, Sertaç Eş, II- han Taşcı'nın, askerden yeni dönen Haber Müdü- rümüz Büterrt Sanoğlu'nun ortak görüşü şu: Soru işaretlerinin tümü giderilmiş değil! Son operasyon daha çok manşet kaldınr. Hizbul- lah'ın devlet içindeki uzantılan, Mumcu ve öteki faili meçhul cinayetlerie ilgili olası ipuçlan, Iran'ın işlevi... Bugünü Iran'a ayıralım... önce bu ülkeyle ilgili raporlarda yer alan ortak 6e- ğeriendirmeterin ve bazı gözlemlerimizin altnı çize- lim: - Iran, devrim ihracı için gerekirse terör örgütJeri- nin kullanılması yöntemini benimsemiş, bunu yeri geldikçe yaşama geçirmeye girişmiş bir ülke... - Gerek kendi ülkesinde gerekse devrim ihraç et- mek istediği ülkelerde en büyük engel olarak aydın- lan görüyor. Onlan ortadan kaldırmanın da yürünen yolda önemli bir adım olduğunu düşünüyor. Tah- ran'da öldürülen aydınlann aynca altını çizelim. - Değişik ülkelerdeki Islami terör örgütterinin eği- timi için topraklannda kamplar kuruyor. Bu saptamalann altına Iran'ın son 20 yılının kilo- metretaşlannı koyalım: - Humeyni rejiminden sonra tam 5 milyona yakın yetişmiş insan gücünü kaybetti. Bunlann yaklaşık 1 milyonu Humeyni yönetimince ortadan kaldınldı. 4 milyona yakın Iranlının da yurtdışına kaçtığı tahmin ' ediliyor. - 1989'da Humeyni'nin ölümünün ardından bir dalgalanma yaşandı. Radikal davranışlan daha ileri götürmek isteyenler mi öne geçecekti.. yoksa ılım- lılar mı? Kazanan, radikaller oldu. 1990-91 'de ağır- lıklannı koydular, 1992 seçimlerini kazandılar. Bir bağlantı için söytemryoruz, ancak Tûrkiye'de aydın- • lann katli de bu dönem ve sonrasına rastlıyor. - Bu ytl yapılan seçimlerde kazanan reformisrJer oldu. Bugün Iran Meclisi'nin yüzde 75'e yakını re- - formistterden oluşuyor. Cılız da olsa bu yapı bir- umuttur. - 'Aman ilişkiler bozulmasın' , Türkiye-lran ilişkilerine geçelim. Iran, dünyanın tüm ülkeleriyle, komşulanyla iyi ge- çiniyor da, sadece Türkıye kendi kendine "terör- j Iran" bağlantısı kuruyor değil. Durumu yukanda sı- » raladık... * O zaman ne yapmak gerekir? Atda ilk Öcalan-Suriye olayı geliyor. Kara Kuvvet- ; teri Komutanı Orgeneral Af tla Ateş'in sınırda yap-1 tığı değerlendirmeyle başlayan süreçte PKK terörü ^ kontrol edilebilir noktaya geldi. •• Iran'la durum görünüşte aynı değil. Ancak özü * aynı: Tutariı ve kararlı olmak... Iran'la "aman ilişkiler bozulmasın" diye diye bu- • güne geldik. Bu ülkeye savaş ilan edelim demiyo- % ruz. Tam tersini söylemeliyiz: "Aricadaş, böyle giderse seninle dost olamayız." Iran'la sınır sorunumuz yok. 1639'daki Kasnşirin Antlaşması'yla beltrlenen sınırlar cumhuriyetin ilanın- dan sonra da korundu. Ancak toplum saglığımızı da bozan bir sinir sorunumuz var! Devlet büyüklerimiz bu ülkeye gidince söze, "A- ziz kardeşim" diye başlar. Iran da Türkiye'deki faaif- yetlerine "az iz" bırakarak devam eder... T 20 yıldır bunu yaşryoruz... Türkiye, ulusal sorunlanndaki askeri kararlılıöını yeri geldikçe gösteriyor. Siyasi karaıiılık var mı? On- ceki gün TBMM'de yaşanan bir olayı anımsatmak- layetinelim... Polis Hizbullah operasyonunu derinleştirmeye ça- , lışırken, kamuoyu Islamın adının terörle anılmasına neden olan bu olaylann bir an önce son bulması bek- ~ lentisinegirerken, milletvekilleri irticafaaliyetleri ne- deniyle haklannda işlem yapılmış öğrencilerin affı' için kavga ediyordu! CHP lideri Altan Öymen 'Demokratikleşme paketi hazırlanmalı' ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu)-CHP Ge- nel Başkanı Altan Öy- men, Cumhurbaşkanh- ğı seçimi tartışmalany- la Türkiye'nin 4 ayım kaybettiren hükümetin şu ana kadar demokra- tikleşme yolunda hiçbir adım atmadığını söyle- di. öymen, hükümetin demokratikleşme için yasal bazı düzenlemeler yapması gerektiğini ammsatarak, "Hükü- met bir an önce bir de- mokratikleşme paketi haorlamalıdır'" dedi. CHP Merkez Yöne- tim Kurulu (MYK) dün CHP Genel Başkanı Oymen başkanlığında toplandı. MYK'den ön- ce basın toplantısı dü- zenleyen Öymen, parti- nin bir süredir yürüttüğü "halklabirKkteçözüm" ve tüzük toplantılanyla ilgili bilgi verdi. Her iki projenin il düzeyinde sona erdiğini, çalışma- lann bölgelerde_ sürdü- ğünü belirten Öymen, bu toplantılar sonucun- da genel olarak halkın , geniş kesimlerirun uy-. gulanan ekonomikpoli- tikalar nedeniyle son derece güç koşullarda yaşadıklanm gördükle- rini söyledi. Hükümetin enflas- yonla mücadele progra- mını ilan etmesinden bu yana, yaklaşık 2 yıl za- man geçtiğini belirten Öymen, buna karşın he- nüz bir ışık görülmedi- ğini belirtti. Öymen, "Hükümet Cumhur- başkanhğı seçimi tarüs- malanyla 4 ay kaybetti- ğiiçinbusorunlaraeğil- medi bile. Demokratik- leşmevohmdadahjçbir adım aülmadı. Hükü-^ met derhal bir demok- ratildeşme paketi hazır-- lamahdır" dedi. A. Taner Kışlalı resimlerî • Baştarafi 1. Sayfada ~ da Kışlah'ya bakmak gerekir. Sanatçı, toplumun vicdanıdır ve unutmaz. Demokratik saldınlan biz sanatsal bir adımla toplumun belleğine aktarmak istiyoruz. 'Ahmet Taner Kışlah İçin Resimler' ser- ^gisiherhangi birseıginin ötesinde sembolik anlam—^ -4ar ve önermeler iceren bir sergi. Sanatçılann yap üğj özgflrce İŞICT de zaten onu gösteriyor. Öyle insan için kimseyi birbsıtlama alanı içine sokamaz- Oniversite, toplumda demokratik degerlere, çağ- daşlığa yöneltilmiş bütün saldınlar karşısmda tavır da abnahdır. Bu minik, sembolik bir sanatçı duyar- ; lıugı ve sanatçı sezgisinin sergisi ve bu ashnda Kış-"-' lalı'dan çok topluma armağan bir sergi. Biz sadeceJ anısını selamlıyoruz Ahmet Taner Kışlalı 'nın.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle