Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 MAYIS 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA
17
Matbaa
işçileri
Aşağıdaki
satıriar büyük
gazetelerin en
modern
matbaalarında çalışan
basın emekçilerine art.
Şöyie diyoriar
"Medya bugün
itibariyle öyle bir hal
aldı ki adeta büyük
rant peşinde koşturan,
rayting uğruna akla
gelmeyecek şeyler
yapan bir konumda.
Patronlar ihale
peşinde, bazı
gazeteciler de
ihalelerin takibinde.
Bu gazeteleri basan
kişiler olarak bizim de
çok büyük
sorunlanmız var.
Fakat, aynı kurumda
çalıştığımız birçok
yazara bu durumu
iletmemize rağmen
sesimizi asla
duyuramıyoruz.
Gazete kâğıdı tozu ve
boya buhan içinde 24
saat çalışan,
makinelerin içinde
gazeteleri basan
bizlen hani bazen
kocaman başlıklaria
iki kişilik bir ailenin
mutfak masrafı şu
kadar diye yazan
gazeteleri basan
bizler; gazetelerde
yazan o rakamın çok
çok altında ücret
alıyor ve hiçbir sosyal
güvence olmadan
çalışıyoruz. Bu
durumun bilinmesini
istedik. Hepsi bu!"
Elektronik posta: som®poâ&cuınhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Şeriatçı öğrencilere
af getiriliyormuş...
"Büvüdüklorinde şeriatı
getirsinler dhfe!"
skiden yasa gereği hazırlık soruşturmalan
gizlilik esasına dayanın açılan davalarda sav-
cı, iddianamesini mahkemede okumadan
iddianamedeki unsuriar kamuoyuna açık-
lan(a)mazdı. Yasalar değişmedi ama devir değişti...
lletişim teknolojisindeki başdöndürücü yenilikler-
den mi yoksa yasalann işlerliğini yitirmesinden mî
veya kasıtlı olarak işletilmemesinden mi bilinmez
bu gidişle sorgular bile handiyse "naklen yayın'la
yapılacak!
- Sayın seyirciler şimdi merkez karakolundaki ar-
kadaşımıza bağlanıyoaız. Evet Mustafa, sorgunun
ilk yanm saati sonunda gelinen noktada hangi ipuç-
ları elde edildi, sanık ifade verirken duygulan nasıl-
dı, sanık şişman mıydı yoksa pişman mıydı?
- Evet Didem... Gördüğün gibi şu andasorgu oda-
sındayız. Gözattındaki sanığın sorgusunu iki uzman
polis yapıyor... Memur Bey, önce sizin görüşünüzü
alalım; sanığın ifadelerinden ne çıktı?
Naklen
- Mustafa benim de birsorum olacak; memur bey,
sizi daha önceki sorgulardan tanıyor ve bir saat için-
de sonuç aldığınızı biliyoruz; ilk yanm saat içinde uy-
guladığınız taktik yeterli oldu mu yoksa teknik yön-
den bir değişikliğe gidecek misiniz?
- Eeee... Didem Hanım merhaba... önce Musta-
fa Bey'in sorusuna yanıt vermek istiyorum; ilk ya-
nm saat içinde sanığın iki önemli çelişkisini yakala-
dık. Bu çelişkiler bize yeni ipuçlan kazandırdı. Şim-
di Ahmet Kara ve Mehmet Beyaz adlı şahıslan ya-
kalamamız gerekiyor. Bu şahıslara ulaştığımız zaman
soruşturma yeni bir boyût kazanacak.
- Sayın seyirciler şu anda izlediğiniz gibi soruş-
turmada çok önemli bir noktaya gelinmiş durumda...
Memur Bey, şahıslann eşgalini de alalım...
SESStZ SEDASIZ (!) NURÎKURTCEBE
- Tabii Didem Hanım...
- Evet Didem, gördüğün gibi şimdi şahıslann eş-
galini alıyoruz. Onu da alayım... Kameraman arka-
daşım yakın plan girerse...
- Mustafa, sanığın duygularını soralım.
- Evet Didem, şimdi sanığın yanındayız. Bay Sa-
nık, sorguyu nasıl buldunuz? Üzerinizdeki tabanca
size mi aitti yoksa yolda mı bulmuştunuz?
- Valla ne diyeyim... Sorgu çok güzel geçiyor. Po-
lis arkadaşlara hassaten teşekkür ediyorum. Fakat,
araya naklen yayınlar girdiği için uzuyor. Hepimizin
temennisi bir an önce bitmesi.
- Sayın seyirciler, bir son dakika gelişmesini ver-
mek istiyorum. Başbakanlıktan yapılan açıklamay-
la soruşturmalann selameti için sorgulann naklen ya-
yını sırasında araya reklam aiınmaması istendi. ll-
keli yayıncılığı ilke edinen kanalımız bu kuralı çok ön-
ceden uygulamaya başlamıştı. Evet Mustafa.
- Evet Didem...
•• w
Türban dokunulmazhğıolan öğretmen
Giresun'da Vilayet Protokol Müdürü
Cahit Akdoğan'ın eşi Ayset
Akdoğan'ı anımsıyor olmalısınız...
Bayan Akdoğan, il merkezindeki
Namık Kemal llköğretim Okulu'nda
öğretmendi...
Türbanlıydı...
Türbanını çıkartmıyosdu.
Türbanını çıkartmadığı için iki yıldır
doktor raporu ile görevine gitmiyor
ve evinde oturup devletten maaşını
tıkır tıkır alarak emekliliğinin
gelmesini bekliyordu.
Vilayet Protokol Müdürü Cahit
Akdoğan'ın türbanlı öğretmen eşi
Ayset Akdoğan, Vaziyet'e konuk
olunca hakkında bir de soruşturma
açılmıştı. Milli Eğitim Bakanlığı bir
müfettişi muhakkik olarak
görevlendirmiş fakat Giresun
Valiliği'nin engellemesi nedeniyle
müfettiş görevden affını istemişti!
Konunun kapatıldığını sanıyorduk.
Kapanmamış.
Kılıfına uydurulmuş...
Son haber geçenlerde geldi...
Milli Eğitim'de atama dönemi
olmamasına karşın Ayset Aydoğan,
Giresun il merkezine yakın Ülper
köyündeki yatılı bölge ilköğretim
okuluna tayin edilmiş...
Gözden ırak kalsın diye!
Bu arada Ayset Aydoğan'ın sağlık
durumu da düzelmiş olmalı ki,
Ülper'de göreve başlamış...
Tabii ki, türbanıyla!
Milli Eğitim Bakanı Metin
Bostancıoğlu'na bir
önerimiz olacak...
Öğretmenler Günü'ne daha çok var
ama türban konusunda devletle iki
yıldır mücadele eden ve asla ödün
vermeyen Ayset Aydoğan 2000
yılının öğretmeni seçilmelidir!
GÖRÜŞ
Dr. HAYRİ DAVAS
Sosyal Güvenlik Trajedisi
Yıllardır savsaklanan sos-
yal güvenlik sorunu, sonun-
da bir trajediye dönüştü. Po-
litikacılar, sendikacılarve rned-
ya bugünkü ısrartı duyartığı,
yıllar öncesinden gösterseydi
herhalde bu duruma düşül-
mezdi.
Gerçeklerle örtüşmeyen yü-
zeysel görüşler, havanda su
dövmekten farksızdır. Yıllar-
dır çeşitli oranlarda yapılmış
olan maaş zamlan, çalışana
ve emekliye sanki bir rahatla-
ma getirmiş gibi, hâlâ zam
kavgası sürüyor. Oysa gerek-
li olan zam değil, ekonomik
çözümdür. Emeklilik yaşına
gelince, geçmiş yıllarda erken
yaşta emekli olanlardan han-
gisi mutlu, hangisi refah için-
de acaba? Çoğu ikinci bir iş-
te çalışmasını sürdürmekte-
dir. Önemli olan kişinin erken
veya geç yaşta emekli olma-
sı değil, aldığı emekli maaşıy-
la geçimini sağlayabilmesidir.
Açıkça söylemek gerekirse,
ülkemizdeki erken emeklilik,
bize özgü bir tür işsizlik sigor-
tasıdır.
Tartışılan yeni sosyal güven-
lik tasansı, kara deliklerden
birini kapatarak bütçeyi ve ça-
lışanı esenliğe kavuşturmayı
amaçlamaktadır. Yasalardaki
yanlışlar, primlerin tahsil ve
kullanımındaki aksaklıklar ve
kuruluşlara ait taşınmazlann
keyfi kullanılışlan, çalışanlara
esenlik getirmesi gereken bu
kuruluşları gittikçe büyüyen
bir kara delik haline getirmiş-
tir, denmektedir. Bunlar göz
önünde bulundurularak, her
kesim doğru bildiğini çekin-
meden ortaya koymalı ve bun-
lardan yararlı olanlar hayata
geçirilmelidir. önümüzeçıkan
bu fırsat heba edilmemelidir.
Kavgayı bırakıp herkese hak
ettiği ölçüde yarar sağlaya-
cak kapsamlı bir sosyal güven-
lik yasasının oluşmasında gü-
cümüzü birleştirelim. Çünkü
bu ülkede yaşayan her bireyi
doğrudan veya dolaylı etkile-
yen bir konudur. Hiç kimsenin
beni ilgilendirmez deyip ke-
nara çekilip, sonra da yakın-
maya hakkı yoktur.
Çünkü sağlık ve sosyal gü-
venlik reformu, ülkemiz için
vazgeçilmez acil bir zorunlu-
luktur. Insan haklannın başta
gelen ilkelerinden biri, hasta-
nın hekimini seçebilmesidir.
Ülkemizde parası, dostu ve
milletvekili olanlar dışında bu
hakkı kullanabilen tek vatan-
daş gösteremezsiniz. Bunun
için gücü olan hem devlete
prim ödemekte ve karşılığını
alamamakta hem de özel sağ-
lık sigortası yaptırmak zorun-
da kalmaktadır. Çözülmesi ge-
reken bir düğüm.
Değindiğimiz ve değinmedi-
ğimiz nedenlerden ötürü, yal-
nız emeklilik yaşını yükselte-
rek ve prim gelirini arttırarak
sorunun çözülmesi olası de-
ğildir. Gelirlerle giderterin den-
gelenmesi gerekir.
Devletin eli, sosyal güven-
lik kuruluşlarının cebinden
çıkmalı. Lojmanlar satılıp her-
kese gerçekçi bir lojman taz-
minatı verilmeli. Kampların
ve benzeri sosyal tesislerin
tümü satılmalı, ama herkese
insanca tatil yapacağı bir din-
lence ödeneği verilmeli. Sağ-
lık sigortası, tüm ülke insanı-
nı kapsamalı. İşsizlik sigorta-
sı uygulaması başlamalı. Mil-
letvekili maaşlan, uygar ül-
keler gibi üst düzey bürokrat
civanna çekilmeli ve emekli-
likle sağlık konuları vatan-
daşlarlaeşitleştirilmeli. Ülke-
nin gerçek sahibi olan ulus-
tan esirgenen haklann, veki-
line fazlasıyla verilişinin man-
tık.h açıklamasını aramaktan
kurtulmalı.
Gönlümüz, devletin sosyal
güvence ilkesinde başanlı ol-
masından yana. Ancak başa-
rılı olamıyorum diyorsa, va-
tandaşına da sonsuza dek çi-
le çektirmeye hakkı olmadığı-
nı bilmesi gerekir. Bu bağlam-
da, herkesin görevini bir kez
daha gözden geçirmesi yarar-
lı olabilir.
HAYVANLAR İSMAIL GÜLGEÇ
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak@turk.net
ÇtZGÎLÎK KÂMtL MASARACI
KEDt LEVO APTÜÜKA
T.C.
NİĞDE ASLİYE 2. HUKUK
MAHKEMESt
1998/345 EsasNo.
İLAN
Davacısı Mustafa Ankan, davalılan Battal Aşkaroğlu vasisi Yusuf
Ulutaş-Emrullah Aşkaroğlu ve 23 ark. olan müdahalenin men'i da-
vasının mahkememizde yapılan duruşmasında verilen ara karan ge-
reğince;
Aşağıda isım-adresi yazılı davalılara dava dilekçesi tebliğ edile-
ediğinden, zatıtaca yapılan araştırmada da tebligata yarar ı
"Tespft edilemediğiüden, ilanen tebligine karaf verümiş olrnakla;
k.emeuıızde dımışma günü olan 13:06.2000'de saat 09'da adı geçeıı
davahlann duruşma salonunda hazır bulunmalan, hazır bulunmadık-
lan ve kendılerinı bir vekılle temsil ettırmedıklen takdiıde yargıla
manın gı\ aplannda yapılıp bu ilan tarihinden 15 gün sonra tebliğ et-
miş sayılacakları ve karar verileceği hususu dava dilekçesi yerine ka-
im olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 2.5.2000.
Davaü: Bekir Özbay - Pınarcık Köyü Niğde. _ * - -^^
Dahili davalı: Şerife Şahin (Atik) - Kastamonu Tosya ilçesi Kaıa-
bey köyü.
Basın: 24888
TARÎHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 12 Mayıs
SINEMAA//N BUYUK USTALAR/NDAN..
13S?'PC St/GÜAI, ÜMJJ S/MEM4
moHGHtş) 7z rAç/NM öuiâşrü. Avus-
GELEN SmoU£/A>fl PAHA GEA/ÇLİK >7L-
İ
NEMAYA, P-
, OYUA/CULUK
ABADA ÜÜ
SESS/Z S//VE2U4 0EV8.İNDE BENZEKİ /9S 6ÖGU
LEN GeeşçeK.ç(uĞiYt-e: Ay&AmrtA&ı VE/e-
î diMtE ye sosy»/. /ÜÇ&LE#E G£rte-
KÖTÜMCER yaec/MiA, UMUTUL-
MAZLAK A/SASfUM
Stroht-tm,
Tatku'pt-
mirti uöıK
4ikX(
ANKARA...ANKA...
MÜŞERREF HEKİMOGLU
Bir Bahar AkşamıUzun kış, kar-buz derken bahar geldi, ama donuklu-
ğu aşmak, solukluğu yeşertmek kolay değil. Belli soru-
lara takılıyor, anlam veremiyor insan. Örneğin cumhur-
başkanı seçimine sevinsin mi, üzülsün mü? Beşli ımza
töreniyle uzlaşmayı başarı diye niteleyenler demokratik
yaşamda ileri mi gitti, gerı mi? Adaylığını geri çekme-
yenler için tepki gösterenler, Meclis bahçesınde kavga-
lar, dövüşler, törelerden söz edenler yeni sorulara, kay-
gılara yol açmıyor mu?
Galeri Nev'de "şiddet ve estetik" olayını yansıtan bir
sergi var. Birduvarda baştan sona Abidin Dino'nun iş-
kence resimleri, başka bir duvarda şiddetin ürünleri.
Akşam saatinde kimse yok, resimlerle baş başayım ga-
leride. Dino'nun portresine bakıyorum çağrışımlarla,
geçmiş yıllara bir yolculuk yapıyorum belleğimde. Pa-
ris'te Dinolar'ın evinde işkence resimlerini ilk kez görü-
yorum bir akşam. Birini bana veriyor. Kollannı, bacak-
lannı yitiren bir delikanlı, kafası dimdik durdu evimin du-
vannda. Giderek bastırdı, Dino'dan izin aldım, bir res-
sam dostuma verdim sonunda.
Nev'den çıktım biraz yürüdüm, Uğur Mumcu Soka-
ğı'na gittim eşi Güldal'ı görmeye. O sokakta neler ya-
şadık; elleri, kollan havada uçtu, ama Uğur öldü mü?
Kaç yıl geçti aradan, araştırma, soruşturma, sonuca va-
rılamıyor bir türlü. Bu da bir işkence değil mi? Karanlık
aydınlanamıyor, erken sevinmekten, rahatsolukalmak-
tan kaçınıyor insan. Güldal Mumcu da hiç konuşmuyor,
gelişmelerı izliyor gülümseyerek. Çünkü kimi açıklama-
lar gülümsemeye yol açıyor ancak!
•••
O akşam bir de Ferhan Taylan Erden'in sergisi var
Halkbank Galerisi'nde. Sevgiyle ızliyorum. Ege'nin ma-
viliğine, Çeşme'ye götürüyor beni. Çeşme'nin doğası son-
suzluğa ulaşıyor usta ellerde. Çevre kirleniyor, mavi ka-
ranyor, balıklar, kaplumbağalar ölüyor, ama seramikler
yaşayacak diye düşünüyorum. Bir duvarda kocaman bir
resim; Çeşme'de bir koy, yerde de o koyun tıpkı bası-
mı! Denizi, kayalan, balıklanyla Çeşme'nin gizeminı yan-
sıtıyor. Güzel bir rastlantı Hamiye Çolakoğlu da bura-
da. Biraz önce onun panosunu gördüm Uğur Mum-
cu'nun duvannda, bir gece birlikte yeıieştırdik giriş du-
vanna. Ancak beklentiler yanıtlanamıyor, sorular gide-
rek düğümleniyor. Geçmiş yıllarda devteti yönetenler de
çok ilginç söylemlerie insanı şaşırtıyor.
•••
Gencay Gürün'ün sahnelediğı "Ideal Koca" oyunu
büyük ilgi gördü başkentlılerden. Oscar Wilde'in gize-
mini, ustalığını yansıtıyor. 1895 yılında yazılan bir oyun
2000'lerdeki olaylarla bütünleşiyor ülkemizde, kuşkusuz
başka ülkelerde de. Insanın dokusu değişmiyor çünkü.
Iktidartutkusu, kışiselçıkarlarsınırtanımıyor. Ingiliz po-
litıkacılann yaşadığı bir olay Türkıye'de de yaşanıyor. Os<
car VVilde şöyle diyor pyunun bir yerinde:
- Hiç kimse geçmişini satın alacak kadar zengin de-
ğildir!
Başkentliler alkışlarta yanıtladı bu sözleri. Belleklerirn
de neler canlandı kim bilir! Unutulanlar var, unutulma^
yanlar.
Ideal Koca da unutulmayan bir oyun olarak yerieşi-
yor belleklere. Gencay Gürün'ü içten kutluyorum, bir-
kaç nedenle. Önce aydın bir kadın olarak, ışığını güzel
yansıtan, tiyatro sevgisini güzel boyutlara ulaştıran çağ-
daş düzeye vanmayı amaçlayan bir kişi olarak. Ideal KOT
ca, baştan sona sevgiyle oluşan bir ürün. Beklenmedik
olaylar yaşanıyor, başoyunculardan biri, Can Gürzap kalp
spazmı geçiriyor, hastanede yatıyor ama tiyatronun te-
mel kuralı değişmiyor, perde kapanmıyor. Arsen Gür-
zap, kocasının hasta yatağından sahneye koşuyor ve
ne güzel oynuyor! Korhan Abay da dört günde hazır-
lanıyor Arthur Goring rolüne. Nilgün Gürkan'ın deko-
ru, Sevim Çavdar'ın giysılen, küçük aynntılarda da gö-
ze çarpıyor; bılgiyle, sevgiyle oluşan bir oyunun ulaştı-
ğı güzel düzeyi kanıtlıyor. Tümüyle güzel, şık bir olay sö-
zün kısası. Seçkin ve şık bir kalabalık izledi, sevgiyle kut-
ladı, selamladı Gencay Gürün'ü. Emekli ve görevli ko-
mutanlar, bakanlar, mılletvekıllen, her kuşaktan diplo-
matlar, bılim adamlan, sanatçılarla başkentın seçkin
taşlanndan bir mozaik oluşturdu konuklar. Gencay Gü-
rün yerini güzel koruyor o mozaikte. Bence tiyatro sah-
nesindeki yeri de derinleşiyor giderek. Sevgiyle çalışa-
rak oluşan güzellikleri kanıtlıyor her zaman.
Sevgiyle çalışmayanlar, coşkusunu yitirenler, önlem-
lerini alamayanlar da başkentın göbeğinde yaşasalar
da ilgisizliğe, eskimişliğe gömülüyor giderek. Kuşkusuz
onlar da değişecek, değişmek zorundalar. Ideal Koca
da yeni bir uyan bence.
Yazımı siyasal sahneye dönerek sona erdinyorum.
Sergide, konserde, oyunda, evde, sokakta, başkent ak-
şamlannda çok konuşulan bir olay daha var. ANAP Is-
tanbul Milletvekılı Mehmet Ali Irtemçelik'ın Ecevtt hü-
kümetınden ayrılması saygıyla karşılanıyor. Çünkü top-
lumda bu tür olayların beklentisi de var. İlginç serüven-
ler yaşanıyor, demokrasıye ters davranışlar, uygulama-
lar, yolsuzluk söylentilerıyle gölgelenen kişiler, kuruluş-
lar, depremlere karşın duruyor yeıii yerinde. Çevre kir-
leniyor, temizlik gerçekleşmiyor. Yozlaşma derinleşi-
yor, ilkelerden söz ediliyor, ilkesizlik ilke oluyoıi Sayın
Irtemçelik'in istifası bu ortama ters bir olay, ama ters-
liklere de gereksinim var. Sayın Irtemçelik özüyle bütün-
leşiyor. Benımsemediği bir olguda yer almak istemiyor.
Planlama Müsteşarlığı'ndan ayrılan Sayın Orhan Güve-
ner'in elçilik karamamesini onaylamayanlardan biri de
o değil mi? Onaylamadığı olaylara karşı çıkmak insan
onuruna yaraşır bir davranış her şeyden önce. ANAP Ge-
nel Başkanı Sayın Yılmaz, belki de çıtayı yükseltmek is-
temiyor, nöbet değışıkliğı diye nıtelıyor. Kimi dostlanm
da ilk sıradan kontenjan adaylığının altını çiziyor, ama
ben olayı uygar bir davranış diye düşünüyor, kutluyorum.
Işte böyle, bir bahar akşamı böyle yaşanıy
timizde.
i yaşanıyor başken-
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5
1/ Patlıcan, bi-
ber, domates gı-
bı sebzeleri kı-
zartıp üzerine
sosdökerekha-
zırlanan bir tür
meze. 2/ Karak-
ter...Hisse. pay.
3/Dünyaişleri-
nihoşgören,al-
dınşsız ve ka-
lender kimse...
lslam dinine
göre haram sa- °
yılan faiz. 4/ Genell
le şeker hastalannın şe-
ker yerine kullandığı,
maden kömürü katra-
nından elde edilen mad-
de. 5/Hararet... Satranç-
ta bir taş..."Geçme na-
mert köprüsünden —
aparsın su seni" (Yavuz
Sultan Selim). 6/ "Ke-
nann dilberi nazik de
olsa — olmaz" (Nabi).
7/ Yerlı malı simgele-
yen harfler... Gerçekte yeri plmayıp zihınde tasarlanan. 8/
Ölenlerin kılınmamış namazlan ve tutulmarruş oruçlan için
verilen sadaka... Metal saplama. 9/ Madeni paraJarda çı-
kmtılı oian çevr« pervazı.
YUKAR1DAN.
1/ Bayagı, aşagılık kaduılar tçın kullanılan bir sözcük.
2/Nazilerin poütikasında Germen ırkından kimselere ya-
kıştınlan ad... Baklavaya benzer bir hamur tatlısı. 3/ KJoc
kak, dönek, soysuz... Kripton elementinin simgesi. 4/Tan-
tal elementinin simgesi... Bir şeyin özünü oluşturan ana
öğe. 5/ Akıl... Ağzı geniş tek kulplu su kabı. 6/ Tırnak,
boynuz, kıl gibi üstderi ürünü olan yapılan oluşturan pro-
teinli madde. 7/ Son, sonraki... Eldiven ve giysi yapımın-
da kullanılan bir tür yumuşak deri. 8/ Köşe, kenar, uç...
Adlan sıfat yapmakta kullanılan bir yapun eki. 9/ Gü-
ney Anadolu'da bir dağ... Eski dilde su.