27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 MAYIS 2000 CUMA HABERLER DUIVYADA BUGUN ALİSİRMEN Molla Muhipleri Uğur Mumcu cinayeti araştırmasıyla ilgili resmi açıklama yapılmadan bir sonuca varmak yanlış olur. Ama yine de şimdiye kadar edinilen bilgiler, aralarında Tuncay Ozkan gibi, Mumcu'nun araştırmacı-gazeteci deneyiminden feyz almış, cinayet tarihinden itibaren aile ile dirsek tema- sını sürdürerek olayla ilgisini hep canlı tutmuş, gazetecilerin yaptıklan araştırmalar, bu ve ben- zeri suikastlardaki Iran ve Hizbullan parmağını gün ışığına çıkarmaktadır. Işte bu gerçeklerin bir kez daha doğrulandığı sırada Refah-ı Zani'nin, yani Ikinci Refah Fazi- let Partisi'nin genel başkanı Recai Kutan'ın, "Hemen Iran'ı suçlamayalım" diye ortaya atıl- masına şaşan varsa eğer, ben de ona şaşarım. Kutan da patronu Erbakan gibi molla muhi- bidir. "Ingiliz Muhipleri"ne karşı savaşım, hatta sa- vaşla kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti, var- lığının dördüncü çeyreğinde şimdi "Molla Mu- hipleri"ne karşı kendini korumak durumunda- dır. Anımsanacağı üzere, kendisi degayri kabili ıs- lah bir molla muhibbi olan Erbakan, mollarşıyi Iran gezisinde, TC'nin istihbarat birimlerini ka- ralamak pahasına Tahran'dan beri aklamıştı. *•• Şimdi haklı olarak sorabilirsiniz: u Ne bu tehalük?" Bu takımın, mollarşiyi böyle can atarak koru- yup savunması boşuna değildir. Türkiye'detarikat-siyaset-ticaret üçgeni üze- rine bina edilmiş laiklik ve demokrasi karşıtı bir rejim kurmak isteyenler, her zaman Hizbullah ve mollarşi ile birlikte olmuşlardır. Bu birlikteliğin, "kör kör parmağım gözüne" misali en belirgin örneği, Sincan'daki Kudüs Gecesi'nde Iran-Hizbullah-Refah sacayağıdır. Ne yazık ki Özal'ın tüm uyanlara karşı bilinç- le sürdürdüğü tavır da farklı değildi. Demirel'in bu konudaki yetersiz ve yanlış tutumunu da ge- çen gün Cumhunyer'teki köşesinde mesleğin kronolojik etik duayenlerinden Cüneyt Arca- yürek yazdı. • • • iran'a karşı çok tehlikeli ve onursuz edilginli- ği ekonomik nedenlere bağlamaya çalışanlar, egemenliğin, konvertibilıtesi olmadığı temel ger- çeğini görmezden geliyorlar. Bir de "Efendim, şu sıralarda bu meseleleri fazla kaşımak, Iran'da ılımlı Hatemi'yV Ali Ha- maney'/n başını çektiği sertlik yanlılan karşı- sında güç duruma düşürür; bizim de bunda çı- kanmız yoktur" diyenler var. Türkiye Cumhuriyeti'nin asıl kaygısı, kendi egemenliğini, istikrannı, vatandaşlannın can gü- venliğini dıştan gelecek tehliketere karşt koru- mak ve gereğinde tepkisini kurucusunun adına ve kışiliğine yakışır bir vakar ile korumak mıdır, yoksa Iran'daki iç çatışmada, birini tutmak ama- cıyla pısıp kalmak mı? Sorunun yanıtını takdirlerinize sunanm. Bu arada, sözü edilen kanadın, güya ılımlı dü- şünüıierinden biri olan Ali Bulaç, antilaiklerin hafi savunuculanndan binnin TV söyleşi prog- ramında, mollalann egemenliğinin, hâlâ en katı şekliyle sürdüğü Iran'da artık bireyin öne çıktı- ğını, Tahran'da üçüncü cumhuriyet döneminin başladığını, bir anlamda demokrasinin önünün açıldığını söylüyordu. Bu degerlendirmeyi ve olaylara, demokrasi- ye böyle bir açıdan yaklaşan kafayı da takdirle- rinize sunanm. Molla muhiplerinden demokrasi öğesi yarat- ma çabası nafiledir. Böyle bir uğraş, bizim Kerametköylü Salih'in Karakaçan'ından Kraliyet derbisini kazanacak, soylu yanş atı çıkarmaya çalışmak kadar abes- tir. Kozakcıoğlu açıkladı 7 yılda 472 siyasi faili meçhul olay ANKARA (Cumhuri- yetBürosu)-1993-1999 yıllan arasında gerçek- leştirilen siyasi içerikli 1.318 olaydan 472'si "faiK meçhul" kaldı. DYP Genel Başkan Yardımcısı Hayri Ko- zakçıoğhı'nun açıkladığı istatistiklere göre, 1993'te 163 siyasi, faili meçhul olay meydana geldı. Bu yıl 25 olayın faille- ri ele geçirilemezken, di- ğer olaylarla ilgili 222 kişi yakalandı. Yine 1993 yılında 162 adli faili meçhul suç iş- ~lendi. "3ü olayîardarı 39'unun failleri fırar ederken, diğer olaylarla ilgili 465 kişi yakalandı. Diğer yıîlara ilişkin bilgiler şöyle: 1994: 168 siyasi suç işlendi, 26 olayın faille- ri yakalanamazken, 264 ğerleriyle ilgili 94 kişi yakalandı. 1995'te 153 adli olay işlendi. 63 olay aydınlatılamazken, di- ğer olaylarla ilgili 474 kişi yakalandı. 1996:36 siyasi suç iş- lendi, 7'si karanlık kalır- ken, diğer olaylarla ilgi- li 69 kişi ele geçirildi. 1996'da 122 adli suç meydana geldi. 83'ü ay- dınlatılamadı, diğer olaylarla ilgili 1.107 kişi yakalandı. 1997:13 siyasi suç iş- lendi, 5 olay faili meçhul kalırken, olaylarla ilgili 35 kişi yakalandı. 1997 yılında 148 adli suç mey- dana geldi. 113 'ünün fa- ili yakalanamazken, di- ğer olaylarla ilgili 1.173 kişi yakalandı. 19^8:19 siyasi suç iş- lendi, bunlardan ikisinin sanığı firarda, 45 kişi ele -geçirildi. .olay aydıalatjldı. 1994 1998yıhnda 157*d«- toplam 130 adü suçişlendi, lQ-3-'üaû&&— üi yakalanamazken, faili belirlenenlerle ilgili olaylarda 1.215 kişi ele geçirildi. 1999: Bu yıl 26 siyasi suç işlendi, 8'inin faili ele geçirilemezken, top- lam 36 kişi yakalandı. faili meçhul olay işlendi. J yıl 34 olaym failleri yakalanamazken diğer olaylarla ilgili 515 kişi yakalandı. 1995:47 siyasi suç iş- lendi. Bunlardan 8'i fa- ili meçhul kalırken, di- Avrasya Araştırmalar Merkezi'nin raporu: Terör, Iran dış politikasının temel aracı 'Uluslararası terörün adresi Iran' AYHANŞİMŞEK ANKARA - Uluslararası araştır- malar; Türkıye'nin laik-demokratik sistemini kendi rejimi için tehdit ola- rak gören ve bölgesel güç dengeleri- ni lehine çevirmek isteyen tran'ın, doğrudan kurup geliştirdıği veya destekle yönlendırdıği en az 23 terö- rist örgüt bulunduğunu ortaya koyu- yor. Türk dış politikasının oluşturulma- sına katkı sağlayan Avrasya Araştır- malar Merkezi'nce hazırlanan rapor- da "tran'ın dış poutikasında teroriz- minyeri" ıncelendi. Raporda, Iran'ın Türkiye'deki köktendinci ve bölücü gruplara dıplomatlan aracılığıyla si- lah ve para yardımında bulundukla- Mumcu suikastı nnın belirlendiği kaydedüdi. Raporda yer alan görüşlere göre, tran devrim ihracı politikası doğrul- tusunda özellikle komşu ülkelerde ve Ortadoğu'da radikal Islamcı terörist gruplara her türlü desteği sağhyor. Iran 1981 yılından bu yana Ortado- ğu, Afrika, Türkiye ve ABD'den ge- len binlerce kişiye devrim propagan- dası yapmalan ve terörist eylemler- de bulunmalan amacıyla eğitim ve- riyor. Bu amaçla her yıl yaklaşık 30 üÜkeden 17 bin öğrenci iran'a gidi- yor. Bunlardan özel olarak seçilen bir kısmı çeşitli kentlerdeki kamplarda özel askeri veya yan asken eğıtım- den geçiriliyor ve daha sonra ülkele- rine gönderiliyor. Iran'ın Türkiye'ye karşı terörist eylemlere desteğinin arkasmda ise üç neden bulunuyor. Dış politikası- nın temelinde devrim ihracı bulunan Iran, bunun için terörist eylemleri ge- çerli bir araç olarak görüyor. Ikinci etken Türkiye'de yaşayan devrim muhalifleri ve bunlarm etkin- likleri olarak değerlendiriliyor. Iran, Türkiye'yi Batı blokunda yer alma- sı, Müslüman olmasına karşın laik bir düzeni benimsemesi ve ABD ile güçlü diplomatik ilişkileri bulunma- sı nedeniyle kendi rejimi için tehdit olarak görüyor. Iran, Türkiye'de is- tikrarsızlık yaratmak ve bölgede güç dengelerini kendi lehine çevirmek için bölücü ve yıkıcı terörü destekli- yor. tran kaynaklı uluslararası terörün etkileri dünyanm birçok bölgesinde etkisini gösteriyor. tran, laik ve de- mokratik sistemini kendi rejimi için en büyük tehdit olarak gördüğu Tür- kiye'de, köktendinci gruplan destek- liyor ve yönlendiriyor. Bölgesel güç dengelerini kendi le- hine çevirmek isteyen tran, Türki- ye'de istikrarsızlık yaratmak için ts- lamcı oknayan etnik teröre de destek veriyor. Bir dönem Ermeni ASALA örgütüne ülkesinde barmma olanak- lan sağlayan tran, bugün PKK'nin en önemli destekçüennden biri duru- munda. Orta Asya ve Kafkaslar'da, muha- lif tslamcı gruplan destekleyen Tah- ran yönetimi, Irak'ta da açık olarak etnik ve dinsel muhalif gruplara des- Ankara'dan Tahran'a 'dosyalı' uyan SERKAN DEMfirTAŞ ANKARA - tran'ın, Türk ay- dmlanna yönelik suikastlara kanşma, Hizbullah ve PKK gi- bi terör örgütlerine destekte bu- lunma gibi yollarla Türkiye'yı kanştırmaya yönelik faaliyetle- ri içeren "kahn bir dosya" Tah- ran yönetiminın dikkatine su- nulacak. Iran'daki reformist yö- netimi destekleyen Türkiye'nin Uğur Mumcu soruşturması kapsamında Tahran yönetimi- ne "protesto yerine uyanda" bulunmayı öngördüğü kaydedi- liyor. Mumcu suikastma kanş- tıklan saptanan Iran Gizli Ser- visi (SAVAMA) ajanlannm Türkiye'ye ıadelerinin olanak- h olmadıklan, ancak Tahran'da yargılanmalannın istenebılece- ğı öğrenıldi. Türkiye'nin Mumcu soruş- turması kapsamında tran'a yö- nelik olarak uygulayacağı poli- tikanın ana hatlan şöyle: 1. Ankara DGM Başsavcılı- da, 17 Şubat'ta Hizbullah'a kar- şı başlatılan operasyonda ele geçirilen Iran bağlantısı ile ilgi- li bilgilere de yer verilecek. 3. Aynı kapsamda Iran'm te- rör örgütü PKK'ye desteğini de içeren bir rapor hazırlanacak. Abdullah Ocalan'ın yakalan- ması sürecinin ardmdan PKK teröristlennin iran'a yerleştik- leri, buralardaki üs ve kamplar- da Türkiye karşıtı faaliyetlerini sürdürdükleri istihbarat bırim- lerince biliniyor. 4. Mumcu soruşturması kap- samında edinilen bilgiler, Hiz- bullah ve PKK'ye desteği içe- ren raporlar, tek bir dosya şek- linde Iran'ın dikkatine sunula- cak. Bu dosyanın, bir Türk dip- lomat tarafından Tahran'a götü- rülmesi ya da Türkiye'ye gele- cek îran Dışişleri Bakanlığı yet- kilisine verilmesi bekleniyor. Dosyayı Türkiye adına Dışişle- ri Bakanlığı Müsteşan Büyü- kelçi Faruk Loğoğiu'nun götü- rebileceği belirtiliyor. * S^Jürkiye ile tran arasında i l i d i l b ğı'nın yürüttüğü soruşturma- dan çıkacak bilgi ve belgeler-. ^oçİulann iadesi anlaşması bu- beklenecek. İran'a yönelik suç-"*-*Bfimuyor. tkı ülke arasındaki lamalann kesin olabilmesi için uygulamada Türkiye'de suç iş- mahkemenin karan istenecek. 2. Mahkeme karanmn alın- masının ardmdan Iran'ın Türki- ye'ye yönelik olarak izlediği politika kapsamında Hizbul- lah'a verdiği desteği içeren bir rapor hazırlanacak. Bu rapor- yg y ç ş leyen tranlılar Iran'da, tran'da suç işleyen Türkler ise Türki- ye'de yargılanıyor. Türkiye, bu kapsamda Mumcu suikastma kanşan SAVAMA ajanlannın yargılanmasuu da isteyebile- cek. IĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtN ftl OLMNLt.mmm mnı ro/ Başbakan Bülent Ecevit, partisinin grubunda Mumcu olayı için temkinli konuştu 4 Kat01eri bulma olasılığı doğdu' Başbakan Bülent Ecevit ANKARA (Cumhuriyet Bfi- rosu) - Başbakan Bülent Ecevit daha önce "Uğur Mumcu'ya kı- yanlar yakalandı" açıklaması yapmasına karşın dünkü grup toplantısında daha temkinli bir dil kullanarak "7yıl sonra karü- lerin ortaya çıkma olasılığı gün- deme geldi" dedı. Ecevit, "Hiz- bullah operasyonunda çok ba- şanlı sonuçiar alındığuu" vur- guladı ve tçışlen Bakanı Sadet- tin Tantan ile Emniyet örgütü- nü kutladı. Başbakan Ecevit dünkü grup toplantısında cumhurbaşkanlığı seçimi ve sonrasına ılışkın de- ğerlendirmeler yaptı. Siyasetin aylardır cumhurbaşkanlığma kıütlendiğıni anımsatan Ecevit, "Fakat arok çokşükûr kilh açıl- dı. Seçim süreci huzur içindeso- na erdirfldi TBMM demokra- tikuzlaşma yolundayeni bir ba- şanh smav verdi. Bu suıava özel- likle de DSP'nin çok büyük kat- kısı oldu" dedı Cumhurbaşka- nı Süleyman Demirel'ın görev süresinın 16Mayıs'tadolacağı- na dikkat çeken Ecevit şunlan söyledı: "Bu 7 yühk görev süresince sayın Demirel memleketimize. milletimize çok hayırü. çok ba- şarüı hizmetlerde bulundu. Yal- nız memleketimize değü, tüm bölgemize Saym Demirel'in bü- yük katkılan oldu. Kendisini yürekten kutluyorum. Bundan sonraki yaşanunda da başardar ve esenlikler diliyorum. Veni Cumhurbaşkanumz Sayın Ah- met Necdet Sezer'in de çok ba- şarüı olacağına güveniyorum. Kendisine üstün başarılar dili- yorum.'' Ecevit, artık siyasetin önünü açmak, somut hedefler doğrul- tusunda siyasal etkınlüderi can- landırmak gerektığını \-urgula- yarak "AB ile tam iiyelik statü- sü konusunda adımlar aührken bazı yeni düzenlemelerin sürat- le tamamlanması gerekiyor. Bu arada siyasetin kiüöenmişolma- sına karşın ekonomik istikrar progranumız aksamadan uygu- landı ve olumlu sonuçiar ahn- maya başlandı. Nisan ayında enflasyon hızısonyıllarm en dü- şük düzeyine indi Önümüzde- ki aylarda da bu olumlu sürecin devam edeceğine inanıyorum" dedi. Özelleştirme konusunda bu yıl büyük mesafe almmaya başladığını kaydeden Ecevit, sözlerini şöyle sürdürdü: "Geçmiş vıllarda toplam ola- _• rak özelleştirmeden 4^ mflyon dobr gefir elde edilmişti. Oysa bu yılın yansı dolmadan 52 mfl- yar dolar gelir sağlandL Bu da tabii çok umut verici bir başan. Ancak özelleştirme konusunda, özelleştinnenin uygulanması ile ilgili olarak işçi kesiminin, sen- dikalann bazı ciddi kavgüan var, eleştirileri var. OzeUikle özeueştirmenin adeta işsizükle esanlanüı hale geünesi hakh ola- rak işçüerimizi, işçi kesimini ve bizleri tedirgin ediyor. Ancak iş- çi kesimiyle üst üste toplannlar yapıyoruz. Onlann da görüşle- rini alryonız. Hatta Özelkştir- me İdaresi'yle sendikalan bir araya getirerek diyalog sürecini başlatmış bulunuyoruz. tşçi ke- siminin de isteklerini büyük öl- çüde karşüayabilmek için eü- mizden gelen çabaya gösterece- ğiz." tek sağhyor. Iran, politik hedefleri doğrultusunda Lübrian'da yerleşik te- rörist örgütleri de kullanıyor. Iran, Kuzey Afrika'da, Mısır, Sudan, Lib- ya ve Cezayir'de çeşitli Islamcı terö- rist örgütlere maddi ve askeri yar- dımda bulunuyor. tran, Bosna'da Sırplara karşı mücadele eden Müslü- manlan kendi etkisı altına ahnaya ça- lışıyor. tran'm Avrupa'daki terörist faali- yetleri planlaması ve uygulamasmda büyükelçiliklerinde görevli diplo- matlar anahtar rol oynuyor. Iran'ın destek verdiği başlıca Is- lamcı terörist örgütler şunlar: "Hizbullah Örgütü (Iran), Hizbul- lah Örgütü (Lübnan), HAMAS (Lübnan-FUistin). tslami Cihat Ör- gütü (Lübnan), Şü EmeJ Örgütü (Lübnan), tslamcı Emel Örgütü (Lübnan). İs- lamcı Dava Örgütü (Lüb- nan), tmam Hüseyin tnti- har Komandolan (Lüb- nan), Şü Cundullah (Al- lah'm Askerleri) Örgütü (Lübnan), Hizb-ul Tahrir, Hizb-ul Djma (Irak), Muz- zamat-Ul Amel El Islamiye (Irak), Irak Islam Devrimi Yüksek Konseyi, Müslü- man Kardesler Örgütü (Mısır). tslami Cihat Orgü- rü (Mısır), Humeyni Des- tekçileri Grubu (Mısır), Arap Yarunadası tslami Devrim Örgütü (S. Arabis- tan), Arap Yanmadası Hal- km Kurtuluş Cephesi (S. Arabistan), Bahreyn'in Kurtuluşu için Islami Cep- he, Hizbuliah Örgütü (Tür- kiye), tslami Hareket Ör- gütü (Türkrye)." Iran'da Islam Devri- mi'nin ardmdan teröristle- re eğitim verilen kamplann başhcalan şunlar: - Tahran / Manzariye kampı: 900 mılitana askeri ve yan-asken amaçh eği- tim veriliyor. - Kum/Salihabad Kam- pı: Militanlara terörist sal- dınlar için eğitim veriliyor. -Tahran / Parandaki Kampı: 500 militana eği- tim veriliyor. - Tahran / Behesitiye Kampı: Islam ülkelerinden gelen kadın militanlar eği- tiliyor. -Kum/EramParkOteB: Pakistan, Hindistan ve Or- tadoğu ülkelerinden gelen militanlar eğitime tabi tutu- luyor. - Gorgan/Bocnurd Kam- pı: Devrim Muhafızlan'na bağlı 77. Piyade Bölügü'ne bağlı olarak eğitim verili- yor. - Tahran/Tarik El Kudsi Kampı: Iraklı devrim sem- patizanlarına eğitim verili- yor. -Ahvaz/HayurAsfi Kam- pı: Iraklı devrim sempati- zanlanna dıl eğıtimi ve ide- olojik eğitim venlıyor. -Meşhed / Vaküabad Kampı: Militanlara uçak kaçırma vb eğitim veriliyor. - Busşehir/Shelit Şamran Kampı: Intihar komando- lan eğitıliyor. - Harg Adası/Beştiye Kampı: Kadın militanlar eğitim görüyor. Iran, Urumiye kentinde Ermeni terör örgütü ASA- LA bürosu açıhnasına izin vermiş ve aym kent yakın- lanndaki ASALA kampı- nm eğitim çahşmalannı desteklemişti. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Fazilet Partisi, özellikle 28 Şubat kararlanndan sonra demokrasinin faziletlerini öğrenen partilerimizden. Örneğin Türk Ceza Kanunu'nun en eski maddelerinden birisi olan 312. maddenin demokrasiye karşı oldu- ğunu 28 Şubat kararlanndan sonra düe getirmeye başladılar. Çünkü ba- zı yöneticiler son dönemde bu mad- deden yargılanıyorlar, bir kısmı da bu maddeden hüküm giydi. Türkiye'de solcular çok uzun yıllar, Türk Ceza Kanunu'nun 141. ve 142. maddesinin yanında 312. madde- den de yargılandılar, yargılanıyorlar. -Ytne sotetrtar sırf düşünceJeri nede- Tiiyte Terörte Mücadele Yasası'nın -çesitlt maddeterinden yargıtandıiar, hüküm giydiler. Fazilet geieneğinin bu konuda şimdiye kadar ciddi br çabasına tanık olmadık. • • • Fazilet Partililer, demokrasiyi tüm kurum ve kurallarıyla savunan yeni Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Fazilet Tipi Demokrasi Sezer'i desteklediklerini açıkladılar. Hatta Genel Başkan Recai Kutan, "Necdet Sezer tıpkı bizim gibi ko- nuşuyor, bizim söylediklerimizi tek- mr ediyor" demişti. Öyle ya onlann da yeni düşünce konsepti demok- rasiydi. Sonra ne oldu, Fazilet Partililer ne- redeyse toptan oylannı Nevzat Yal- çıntaş'a verdiler. Demokrasiye Yal- çıntaş'ı daha uygun gördükleri belli oldu. Ama, Sezer'in kendileri gibi dü- şündüğünü^sĞylemeyi deJhmal^et med]ler. Fazilet Partililer, bütün kritik dö- nemeçlerde, demokrasiyi tam savu- nacakken(!) son anda yanlışlıkla(l) demokrasi karşıtı eğilimlere destek oldular. Ama yine de demokratlık- tan bir türlü vazgeçmediler. Artık de- mokrasiyle onlann kaderi birleşmiş- ti. Ancak gelin görün ki her seferin- de bir aksilik oluyor, bir türlü demok- rasiye destek olacak tutumu göste- remiyorlar. ••• Bu konuda son örnek, genel baş- kanlık seçimi. Demokrasi düşkünü Fazilet Partililer, bu kez genel baş- kanlık seçimiyle bu konudaki tutum- lannı gözler önüne seriyortar. Kon- ya'da yapılan il başkanlan toplantı- sında, çok demokratik(!) bir şekilde, Abdullah Gül'ü adayiıktan vazgeçir- mek için bildiri yayımlamaya zorlan- dan uzaklaştınlmasının hiçbirişeya- ramadığını da biliyoruz. Ancak, Erba- kan'ın, bir genel başkanlık yanşı ön- cesi, devreye girip bu seçimi kendi istediği adaya kazandırmak isteme- sini ve bunu geleneklere dayanarak yapmaya kalkmasını, hangi demok- rasi anlayışına sığdırdığını doğrusu merakediyoruz. Belki de Erbakan'ın bikJiği bizim bilmediğimiz bir demok- rasi anlayışı vardır. -Örneğin StaUn dönemmde Sov- yetler Biriiği'nde ya da günümüzde- dılar. Bazı il başkanlannınbJldiriyiirn»—ki minik Stalinist partiterde bu gele- zalamamasını demokrat abiler iyi karşılamadılar. Gazetelere yansıdığına göre Nec- mettin Erbakan, delegeleri tek tek ikna etmeye çalışıyor. Yanlış anlaşıl- mastn, Erbakan'a uygulanan siyasi yasağı doğru görmüyoruz, bir siyasi liderin yargı yoluyla partisinin başın- nek sürüyor. Onlar proletarya dikta- törlüğünün gerçek demokrasi oldu- ğunu söylüyorlar ve parti liderinin ölünceye kadar seçilmesini demok- rasinin bir gereği olarak görüyorlar. Fazilet Partililerin bu Stalinist gele- nekten esinlendiği ve proletarya de- mokrasisi türü bir demokrasi istedi- ği söylenebilir mi? ' Türkiye, Avrupa Birliği'nin kapısın- da. Fazilet Partililer, yıllardır karşı çık- tıklan Batı kulübüne, yeni demokra- si anlayışlannın(!) gereği, girmekten yana olduklannı söylüyorlar. Erba- kan'm kaptsından çıkan detegeierîse kendilerinin 'koyun', ağabeylerinin de 'çoöan' olduğunu söylüyorlar. Fa- zilet Partisi'ndeki demokrasiye de Stalinist gelenekten esinlenerek "ko- yun demokrasısi" diyebiliriz. Bu ko- yun demokrasisi olduğu sürece, bi- zim Avrupa Birliği'ne girmemiz müm- kün mü? Çünkü AvrupaMar, bu k o — yun demokraststni pek arrtayamazlarr^ Fazitet'in Erbakan'la derinleştirdi^ ği bu demokrasi anlayışının, ülkemiz kültürüne de çok uygun düştüğünü söyleyebiliriz. Çünkü, bütün diğer demokratik partilerimiz de Fazilet Partisi gibi genel başkanlarını de- mokratik yollarla seçiyoriar. Fazilet Partililere, haftasonundaki demok- ratik yanş için başanlar diliyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle