Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 NİSAN 2000 SALI
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ S İ R M E N •
Bizim Köylü Hoımırdamyor
KERAMETKÖY- Kerametköy, Bursa'nın Or-
hangazi llçesi'ne bağlı, oradan 15, Iznik'ten 25
kilometre uzaklıkta, nüfusu yeni belde olacak
düzeye erişmiş, enfes göl manzaralı bir yer.
Buraya ilk geldiğimizde, dostum ve komşum
Sami Karaören,
- Bura köylüsü varlıklıdır, zeytinden iyi kaza-
nıriar, demişti.
Bugünlercfe, CHP Genel Başkanı A/tan Öy-
men'in, büyük yurt gezisi çerçevesinde uğra-
dığı çevrede, çiftçi dertli.
Kerametaltı'ndaki komşum K. Efendi de bun-
lardan biri.
BirzamanlarDemirelci olaraktanınan K. Efen-
di, Süleyman Bey'i sorumlu tutuyor DTP hare-
ketinden ve DYP'nin zayıflamasından. Bu yüz-
den de "Baba'nın, Çankaya'dakisüresi uzatıl-
rnadığı takdirde, Güniz Sokak'tan, parti politi-
kasına atılması halinde hiçbirşansı olmadığını,
hüsrana uğrayacağım" söylüyor.
Günde, biri CHP li muhtar Ayşe Hanım'ın ko-
cası Sami Bey'e biri emekli deniz subayı Kemal
Bey'e ait olmak üzere, iki Cumhuriyet gazete-
sinin girdiği (onun için biz başka yerden alıyo-
ruz gazetemizi) bizim köyde, siyasi yelpazenin
bütün yandaşlarını bulabilirsiniz.
Siyasi yelpazenin tümü var, Kerametköy'de,
ama siyasi kavga, partililerin kahvelerini ayır-
maları gibi uygulamalar yok.
Oysa, 1960'ta, buradan birkaç kilometre öte-
deki Çakırlı'nın CHP başkanını, şimdilerde Or-
hangazi - Iznik yolu üzerinde bir gazino lokan-
ta işleten, yolun öbür yanına da şimdiye kadar
gördüğüm en küçük tek minareli camiyi yaptı-
ran Rasim, vurmuş ve hapse girmişti.
Türkiye'de 40 yılda siyasetin kavgadan diya-
loğa dönüşmesi iyi bir şey. Zaten önümüzdeki
dönemler sürekli koalisyonlar ve dolayısıyla uz-
laşmalar dönemi olmaya aday.
Anayasa Hukuku Profesörü Dr. Erdoğan Te-
ziç'in de belirttiği gibi, artık Türkiye istikran par-
çalı parlamentoda, başka bir deyişle uzlaşma-
da bulmak zorunda.
•••
Cumartesi akşamüstü güneş batımında, K.
Efendi, ilezeytin ağaçlannın ardında uzanan Iz-
nik Gölü'ne bakarak kahvelerimizi yudumluyo-
ruz. O,25 - 30 dönümlük zeytinliği ile köyün var-
lıklıları arasında adı geçenlerden biri. Efendi, sa-
kin ve hatırşinas komşum dert yanıyor:
- Işler eskisi gibi değil, zeytin geçmişte oldu-
ğu gibi para etmiyor.
Ardından da ekliyor:
- Dışardan gelip, peşin para ile yağlık zeytin
almasalardı, üreticinin hali daha da haraptı.
Zeytin'in değeri geçmişe oranla düşerken gir-
diler de durmadan pahalılanmakta.
En ucuz, şeker gübresinin 50 kiloluk torbası,
2.750.000. TL'den 4 milyona fırlamış üç ay için-
de. Buna benzine, hatta sulama suyuna, ilaca
gelen zamları da eklediniz mi, yükün her geçen
gün arttığını görürsünüz.
- Kimileri, diyor K. Efendi, ihtiyaçtan oraya
buraya çalışmaya gitmekten, kendi ürününü
kaldıramaz oldu.
- Bu iş böyle giderse, diye sallıyor başını, köy-
lü isyan edecek Vallahi.
• • •
Türkiye'de tanm, darbe üstüne darbe yiyor.
Tam bu sırada da hükümet IMF'ye verdiği niyet
mektubu doğrultusundatanmdaki sübvansiyo-
nu kaldırma peşinde.
- Köylü için Bahçeli'nin söylediklerine inanan
bizim oğlan oyunu MHP'ye verdi, ama ne oldu,
diyor K. Efendi.
Bir zamanlar zeytin variıklısı sayılan insanlar
bile yoksulluktan söz ediyoriar şimdi.
Köyün kahvesinde hangi partiden olursa ol-
sun, herkes K. Efendi gibi konuşuyor.
Medyadan bakıldığında iyi yolda görülen eko-
nomi, Türkiye genelinde nispeten varlıklı sayı-
lan bizim köyde pek iyi görülmüyor.
Bizim köylü gittikçe yükselen bir tonda ho-
murdanıyor.
Benden söylemesi.
2 kişi gözaltına alındı
Atatürk büstlerine
bombalı saldın
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Keçi-
ören"de önceki gece ba-
zı okullara ve çöp bidon-
lanna konulan bomba-
lar patladı. Patlamalar-
da 2 Atatürk büstü hasar
görürken bombalan yer-
leştiren 2 kişi yaralı ola-
rak yakalandı. Bomba-
lamalann hapiste bulu-
nan ÎBDA-C örgütü
mensuplannın talima-
tıyla gerçekleştirildiği
ileri sürüldü.
Kimlikleri açıklan-
mayan iki kişi, sabaha
karşı Hasköy Yıldıztepe
Mahallesi ' 136. So-
kak'takı çöp bidonuna 5
adet boru tipi bomba bı-
raktı. Bombalan bıra-
kanlar, olay yerinden ka-
çarken araçta bulunan
diğer bir bombanın da
patlaması sonucu elle-
rinden ve yüzlerinden
yaralandılar.
Yaralılar, Numune
Hastanesi'ne giderek
"et keserken eUerinden
yaralandıklanıu" söyle-
yip tedavi olmak istedi-
ler.
Durumdan şüphele-
nen hastane çalışanlan-
nın ihban üzerine hasta-
neye gelen terörle mü-
cadele ekipleri, 2 kişiyi
gözaltına aldı. tlk sor-
gulamada bu kişiler, çöp
bidonuna 5 bomba koy-
duklarını, bir bombanın
da arabalannda patla-
masıyla yaralandıklan-
nı itiraf ettiler.
Yıldıztepe Mahallesi
136. Sokak'taki çöp bi-
donunu kontrol eden
bomba imha ekipleri,
patlamayan bombalan
da etkisiz hale getirdiler.
Yakalanan kişilerin
evlerinde yapılan ara-
malarda, bomba yapı-
mıyla ilgili kitaplar ve
malzemeler, çok sayıda
dini yayın ve "Kahrol-
sun laik kâfirier" yazılı
bildinler bulundu.
Hizbullah'm üst düzey yöneticileri Tutar ve Gümüş, Beykoz operasyonunu anlattılar
'Çabşıııaya VeKoğhı zoriadı'MAHMUTORAL
DİYARBAKIR- Hizbullah'm lide-
n Hüseyin VeHoğlu'nun öldürüldüğü
Beykoz operasyonunda ele geçirilen
örgütün şûra üyeleri Cemal Tutar ile
Edip Gümüş, Hizbullah'm Dıyarba-
kır'daki yapılanmasmda önemli rol
oynayan üst düzey yöneticilerden Ha-
cı tnan'ın operasyondan birkaç saat
önce villadan aynldığmı açıkladılar.
Pişman olduklannı söyleyen şeriatçı
teröristler, "Velioğlu bize çatışmaem-
ri vermeseydi teslim olacakök" dedi-
ler.
Cumhuriyet, Hizbullah'ın iki üst
düzey yöneticisinin yedek hâkimlik-
te verdiği ifadeleri ele geçirdi. Cemal
Tutar, Istanbul'dan getirildiği Diyar-
bakır DGM Yedek Hâkimliği'nde bit-
kin halde ifade verdi. Tutar, Hizbul-
lah'm askeri kanat sorumlusu olduğu-
nu inkâr etmeyerek, tam 61 cinayet ve
yaralama eyleminin talimatını verdi-
• Beykoz'da Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu'nun öldürüldüğü operasyonda yakalanan örgütün
üst düzey yöneticileri Cemal Tutar ve Edip Gümüş, cinayet emirlerini verdiklerini itiraf ettiler.
Yaptıklanndan dolayı pişman olduklannı vurgulayan Tutar ve Gümüş, güvenlik güçlerine
yardımcı olmak için ellerinden geleni yapacaklannı söylediler.
ğini itiraf etti. Tutar, 1990 yılından
1994 yılına kadar Hizbullah'm Men-
zilciler grubu içinde PKK'lileri kor-
kutmak amacıyla çeşitli eylem tali-
matlan verdiğini açıkladı. Tutar, 17
Ocak'ta Hüseyin Velioğlu'nun öldü-
rüldüğü operasyon gecesini şöyle an-
lattı:
"Ben operasyonun yapıkbğı, Hüse-
yin Velioğlu'nun tek başma yaşadığı
Istanbul Beykoz'daki 3 katta vUlaya,
örgütün üst düzey yöneticilerinden
Hacı Inan'la birlikte, operasyonun ya-
pümasından bir gün önce geldim.
Edip Gümüş'ü de operasyonun yapıl-
dığı vfllada gördüm, ancak benden ön-
ce mi sonra mı geldiğini hatırlamıyo-
rum. Net olarak hatıriadığını. operas-
yonun başlamasuıdan birkaç saat ön-
ce Hacı Inan'ın, Hüseyin Velioğlu ile
hep beraber kaldığımız Bev koz'daki
villadan aynlmasıydı. Operasyon baş-
ladığı sırada Hüseyin Velioğlu bizlere
poBs operasyonunun yapıkfağun bagı-
rarak söyledL O sıra bende ve Edip
Gümüş'te, ayrıca Hüseyin Velioğ-
lu'nda Kalaşnikof silahlar vanu. Ay-
nca birkaç tabanca da buhınuyordu.
Çatışma başladığmda ben emniyet
güçlerini hedef almadan rastgeie ateş
ediyordum. Güvenlik güçlerini vur-
maktan ve yaralamaktan korkuyor-
dum. beiki bizi tesüm alırlar diye dü-
şünüyordum. Saklanıyordum, ancak
üçümüzün de silahı vardı. Hüseyin Ve-
lioğlu bizi çaüşmaya zorlamasa teslim
olacaktık. Ûç katlı villada üç oda oldu-
ğundan, üçümüz de antredeydik. Bu
sırada güvenlik güçleri içeri girdi ve
Hüseyin Velioğlu onlarla girdiği çaüş-
mada öldü. Bundan sonra biz de ken-
dimizi korumak için çatişmaya girdik.
Hüseyin Velioğlu zaten vurulmuşru.
Üst kattan içeri giren polisler alt kata
doğru bastırmaya başladılar. BizJerde
mermi de vanü, istesek çatışmaya gi-
rerdik, ancak bağırarak teslim olmak
istediğimizi söyiedik ve teslim oMuk."
'KorktunT
Örgüte ilk önceleri Islama hizmet
etmek için girdığını ıleri süren Tutar,
daha sonra farkında olmadan oluşu-
mun Hizbullah'a dönüştüğünü belir-
terek "Hizbullah yapılanması haline
gelen örgütün içine girdikten sonra
birçok kez pişmanlık duydum. Ama
ŞERİATÇI TEROR ORGUTU HÎZBULLAH'A YONELÎK OPERASYONLAR TUM YURTTA DEVAM EDİYOR
Sorgu merkezinde 6 cesetYurt Haberteri Servisi -
Hizbullah'm uzun yıllar
sorgu ve infaz merİcezi
olarak kullandığı
Diyarbakır'tn Çınar
ilçesine bağlı Karabudak
köyünün Pembeviran
mezrasında yapılan
kazılarda 6 ceset bulundu.
Batman'da yakalanan
Hizbullah üyesı Şeyhmuz
Kınay'ın yer göstermesi
sonucu sürdürülen
kazılarda 6 cesedin
çıkması bekleniyor.
Şeriatçı terör örgütü
Hizbullah'a yönelik olarak
başlatılan operasyonlar
devam ederken bir süre
önce Batman'da yakalanan
örgüt mensubu Şeyhmuz
Kınay'm, "Pembeviran
mezrasuıdaki bir tariada
gömûlü cesetler oldugu"
şeklinde ifade vermesi
üzerine dün sabah iki
tariada Çınar
Belediyesi'ne ait bir
kepçeyle kazı
çalışmalanna başlandı.
Hizbullah'm uzun süre
"sorgu ve infaz merkezT
olarak kullandığı
Pembeviran'da Diyarbakır
Emniyet Müdürlüğü
Terörle Mücadele Şubesi
ekiplerinin gözetimindekı
kazı çalışmalannda dün
öğle saatlerinde 6 ceset
çıkanldı. Cesetlerden
dördünün Hatip Pirizade, Aziz
Başak, Yasin Ozalp ve Yılmaz
Gökçe'ye ait olduğu belirlendi.
Cesetlerin çıkanldığı tarladan
yaklaşık 500 metre uzaklıktaki bir
başka tariada daha kazı
çalışmalanna başlandı. Polis
yetkilileri Pembeviran'da 6 ceset
çıkmasımn beklendiğini
söylediler. Gaziantep
Valiliği'nden yapılan yazılı
açıklamada, örgütün kentteki
faaliyetlerini sona erdirmek
amacıyla 1999 Aralık ayında
başlatılan operasyonlara devam
edildiği belirtildi. Emniyet
Müdürlüğü Terörle Mücadele ve
Istihbarat Şubesi'nce 4 gün önce
yoğunlaştınlan çalışmada, Ökkeş
A, Idris Ç, İdris D, Hüseyin K,
Mustafa S, Necdet A. Mefamet G,
Niyazi D. ve Hasan S. gözaltına
ahndılar. Sanıklann ev ve
işyerlerinde yapılan aramalarda, 2
tüfek, 25 mermi, özel yapılmış
kesici aletler ve propaganda
çalışmalan sırasında kullanılan
teyp kasetleri ile kitaplar
bulunduğu açıklandı.
'Camide propaganda'
Gaziantep Emniyet Müdürü AH
Kalkan. sanıklann, terör örgürüne
taraftar kazandırmak amacıyla
camilerde propaganda faaliyetleri
yürüttüklerinin belirlendiğini,
operasyonlarm sürdüğünü söyledi.
Hizbullah'm Beykoz'da öldürülen
lideri Hüseyin Velioğlu'nun
kardeşi Halil Velioğlu. kaynak
yaptığı ham petrol dolu varilin
Batman'da
yakalanan
HizbuUah
üyesi Şeyhmuz
Kınav
soruşturması
sırasında
Diyarbakır'ın
Çınar ilçesine
bağh
Karabudak
köyünün
Pembeviran
mezrasında 12
ceset
gömdüklerini
ifade etti.
Güvenlik
güçleri yaptığı
kazıdaö
Idşinin
cesedine ulaşü.
Diğer
cesetlerin
çıkanlması
için çahşmalar
devam ediyor.
(Fotoğraf:
AA)
patlaması sonucu ağır yaralandı.
Şanlıurfa'da, Hizbullah'a yönelik
yürütülen operasyonda
yakalanarak adliyeye çıkanlan 6
kişiden 5'i tutuklandı.
Osmaniye'de Hizbullah üyesi
olduklan gerekçesiyle gözaltına
alınan ve Adana DGM'ye
çıkanlan Akmizan Tavukçuluk
Şirketi'nin sahiplerinden Ali
Uzunçayır ile Ahmet Ozkan
tutuklanırken, Mehmet Kanat ve
Mehmet Murat Keçeci serbest
bırakıldı. Adıyaman'da, ll
Jandarma Komutanlığı'nca, terör
örgütü Vasat'a yönelik
gerçekleştirilen operasyonda
gözaltına alınan ve aralannda 5
imamın da bulunduğu 7 kişi,
çıkanldıklan Malatya CK3M
tarafmdan tutuklandı.
İstihbarat raporu
İskımisermaye
imajyenüiyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mılli
Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği'ne
sunulan istihbarat raporlannda, irticaı faaliyet
gösteren tarikat, cemaat, dernek ve vakıflann
son durumlan değerlendirildi. Raporda. tarikat
ve cemaat tabamnın "ticaret, kaduı ve Islam"
arasmda bocaladığı, Islami sermayenin "imaj
düzerane" çalışmalan yaptığı belirtildi.
Avrupa'da Türkiye karşıtı çalışma yürüten
irticai çevrelerin 24 saat yayın yapacak bir
radyo kurmayı düşündükleri belirtilen rapofda,
Süleymancılar'ın mali denetimler nedeniyleü
sıkmtıyaşamayabaşladıgi(-Milli Görüş -•
Vakfı'nın (MGV) ekonomik durumunu
düzeltmek için şirketleşme yoluna gitmeyi
benimsediği kaydedildı. MGK'de
değerlendirilen raporda tarikat, cemaat ve diğer
kuruluşlann izlenecek stratejiyi belirleme
konusunda ciddi sıkıntı yaşadıklan. bu
çevTeierin "Mensuplanmız, tkaret, kaduı ve
Islam arasında bocalamaya başladı" yorumunu
yaptığı bildirildi. Millı Görüş yanlısı sermaye
kesimine destek veren Müstakil Şanayici ve Iş
Adamlan Demeği'nin (MÜSİAD) aldığı yeni
kararlar çerçevesinde yurtdışında kâr payı
karşıhğı hisse satışı ile finans elde eden
şirketlerin durumlannı ıncelemek üzere bir
komisyon oluşrurulduğu belirtilen raporda,
"Bu faaüyetin başta Jet-Pa olmak üzere bazı
irticai şirketierin yurtiçi ve dışında varatüğı
menfi imajı ortadan kaldırmak, şirketler arası
rekabet nedeniyle oiuşan itibar kavıplannı
engellemek amacıyla yapıldığı bilinmektedir"
denildi. Avrupa'dâ Türkiye karşıtı faaliyetlerde
bulunan îslam Toplumu Milli Görüş
Teşkilatı'nca (IGMG) Avrupa ülkelerine yayın
yapacak bir radyo istasyonunun kuruhnası
çalışmalan başladığı vurgulandı. Süleymancı
kesimin kontrolündeki öğrenci yurt ve
pansiyonlannın Milli Eğitim ve emniyet
müdürlüklerinin yanı sıra maliye
görevlilerince de denetlenmeye başlanmasmın
bu kesimde büyük sıkıntı yarattığına dikkat
çekilen raporda. Süleymancılann yandaşlan
maliyeci, politikacı ve avukatlar ile harekete
geçerek denetlemenin en az zararla
atlatılmasını sağlamaya çahştıklan
vurgulandı. Raporda, aynca "Islami İHmler
Araşörma Merkea" kurulması
kararlaştınldığı belirtildi.
örgütün aynlanlara karşı acımasız ve
kesin tavrmı bildiğim için kendimde
bu gücü bulamadun. Örgüt içerisinde
yapüklanmdan dolayı çok pişmanım.
Bundan sonra güvenlik güçlerine yar-
dımcı olmak için elimden geleni yapa-
cağun" diye konuştu.
Gümüş'ûn örgüte girişi
Örgütün siyasi kanat sorumlulann-
dan yine tstanbul Beykoz operasyo-
nunda yakalanan Edip Gümüş ise
Hizbullah'a giriş öyküsünü şöyle an-
lattı:
"Ben namaz kılan. dine büyük ilgi-
si olan bir insandım. Dini bilgimi ge-
liştirmek ve daha çok bilgi sahibi ol-
mak için bu nitelikteki insanlardan ya-
raıiarmak için çeşitli küabevlerinde
ve ev toplanblannda bulundum. Hü-
seyin Velioğlu'nun dini konularda bil-
gisi çoktu. Bu vesüey le de Hüsevin \'e-
lioğlu ile tanıştun. Daha sonra kitabev-
lerinde, ev toplantılannda bir araya
gelen cemaatten Hizbul-
lah ortaya çıkti. Benim de
bu süre içinde dini bilgim
iyiceartmışve sevflen dav-
ranışlanmla memnuniyet
duyulan biri olmuştum.
Memur olduğum 1980'li
vıllarda 3 kez tran'a gh-
tim. Bu tran'a gitmemde-
ki esas maksat, örgütün
henüz bir fikir sahibi ol-
maması nedeniyle tran re-
jiimi ve düzeni ile mukave-
se yapmak amacınday-
dıni. 1988 yılına kadar
memuriuk yaptıktan son-
ra esnafhk yapmak bana
daha cazip geldi. Bu sıra-
lar 1996 yüına kadar Ör-
güt için taban bıılma çalış-
malan yaptım. Daha son-
ra deşifre olmamla büiik-
te Diyarbakır dan Mar-
din'e kaçtim."
Beykoz operasyonu
Örgütün Mardin'de ka-
rargâhının deşifre olması
üzerine Istanbul'a kaçtı-
ğına anlatan Gümüş,
Beykoz'daki qp,erasjfıojıu
\
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
li ve çoluk çocuk sahibi ol-
masına karşın yamızdı.
Villada beni o karşıladı.
Bana, beni tstanbul'da ta-
ban çalışması yapmam
için çagırdığını ve bu ne-
denlegetirildiğimi söyledL
Evde çıkan çatışmada
ben, Hüseyin Velioğlu ve
Cemal Tutar beraberdik.
Cemal Tutar çatışmadan
önce geldi. Beraberinde
Hacı İnan'ın da geldiğini
duydum, ancak kendisini
görmedim. Gece silah ses-
leriyle uyandım. Orta kat-
taydık. Hüseyin Velioğlu
çatışma olduğunu bağıra-
rak söyledi. Daha sonra
bize çatışmaya girmeden
önce örgüte ait doküman-
lan yok etmemizi söyledL
Biz de dokümanlan yok
ermeye çalışük. Ancak
aşağı indiğimizde lideri-
miz ölmüştü. Bizler de bü-
gisayar CD'lerine ateş edi-
yorduk. Cemal güvenlik
güçlerine yönelik olarak
teslim olmak istediğimizi
bağırdı. Silahlanmızı bı-
rakarak teslim olduk"
Şeriatçı örgüt Hizbul-
lah içinde ılımlı görüşleri
nedeniyle dışlandığını
söyleyen Gümüş, örgüt
adına hiçbir silahlı eyle-
me katılmadığını ve piş-
man olduğunu belirtti.
[email protected]
Birkaç yıl önce, Leyla Büyük-
dağ'ın gözleri üzerine biryazı yazmış
ve ilgililerin dikkatini bu konuya çek-
mek istemiştim. Birkaç gazeteci ar-
kadaşım daha Leyla'nın kör olma
tehlikesiyle yüz yüze bulunan gözle-
ri üzerine uyancı yazılar yazdılar. Bu
yazılar nedeniyle Leyla'nın gözleri
konusunda bazı girişimler yapıldı.
Hatta TBMM Insan Haklan Komisyo-
nu bu konuda inceleme yapmaya
karar verdi.
Yapıldı da ne oldu? Leyla, kör ol-
ma tehlikesinden mi kurtuldu? Adli
Tıp Kurumu, kör olma tehlikesiyle
yüz yüze bulunan Leyla Büyükdağ'ın
lehine bir karar mı verdi?
Dün aldığım bir mektup, Leyla'nın
gözleri konusunda umutsuz ifadeler
içeriyor. Gebze özel Tip Ceza-
evi'nden Dursun Bütüner, son ge-
lişmeleri şöyle aktarıyor: "Gebze
Özel Tıp Cezaevi'nde bulunan Ley-
la Büyükdağ Bütüner'in sağlık soru-
nu ile ilgili 2 yıldır verdiğimiz hukuk
mücadelesi; bir hukuksuzluk ömeği
olarak sonuçlandı. Avukatının itirazı
üzerine Adli Tıp Kurumu (ATK) 3. Ih-
Leyla'nın Gözleri (2)
tisas Kurulu 'nun verdiği rapor, 20
Mart 2000 tarihinde elimize ulaştı.
ATK'nin raporu yapılan itirazı göz
önünde bulundurmuyor ve eski ra-
poru tekrar ediyor."
Bütüner, ATK raporunun önyargılı
olduğunu belirtiyor ve şunları ekliyor:
"ATK, Leyla'nın gözlerindeki hasta-
lığın, yani dejeneratif miyopy'nin do-
ğuştan olduğunu söyleme gayretin-
dedir. Oysa ki, Leyla'nın birçokinsan
gibi doğuştan sadece miyopy'si var-
dır. Retinasındaki yırtılmalar ise, si-
yasi şubede gördüğü işkenceler so-
nucu olmuştur."
Bütüner, işkence konusunda ise
şunlara dikkat çekiyor: "'93 Türkiye-
si'nde; işkence mağdurlannın 'Darp
izine rastlanmamıştır' söylemleriyle
geri çevrildiği bir süreçte, Leyla'ya
devlet kurumlan bile 2 günlük iş gö-
remez raporu vermek zorunda kal-
mışlardır. Farklı hastanelerde yapılan
muayenelerde de, işkencelerde ba-
şma aldığı darplann, gözlerindeki ra-
hatsızlığı ilehetip yırtılmalara, deje-
nerasyona sebebiyet verdiği açık-
lanmıştır. Bugün ise yakıcı birsorun
olarak karşımızda duran; en küçük
bir darbe ile tamamen karanlığa
mahkûm olacağıdır.
Avrupa Insan Haklan Mahkemesi,
Leyla'ya işkence yapıldığını kabul
edip yaklaşık 5 yıl önce Türkiye aley-
hine dava açılmasını kabul etmiştir.
Bugünlerde davanın bitmesi muh-
temel. ATK'nin hâlâ işkenceden söz
etmemesi, görmezden gelmesi iş-
kence gerçeğini değiştirmiyor."
Leyla Büyükdağ Bütüner, 7 yıldır
cezaevinde. Cezasını tamamlama-
sına 3 yıl 8 ay gibi uzun bir süre var.
Bu süre içinde cezaevinin koşulian
nedeniyle Leyla tamamen kör olabi-
lir. Bu konuda daha önce bu köşede
Leyla'nın bu durumunu belgeleyen
raporian da yayımladık.
Ancak ne yazık ki, Türkiye'de ce-
zaevine giren ve solcu olarak mah-
kûm edilen hükümlü ve tutuklulara
karşı yargı bürokrasisi bir türlü iyi ni-
yetli davranmıyor. Çankırı Ceza-
evi'ndeki gencecik Ertgin Huylu'nun
ölümünde de aynı umursamazlığın
olduğu anlaşılıyor.
Engin Huylu'nun ilgisizlik ve umur-
samazlık nedeniyle öldüğü haberini
okuyunca, acaba birilerinin yürekle-
ri yandı mı? Onun da annesinin, ba-
basının, kardeşlerinin olduğu, daha
önünde yaşanacak uzun yıllar bu-
lunduğu düşünüldü mü? Cezaevin-
den gelen her ölüm haberi, benim
üzerimde çok derin etkiler bırakıyor.
Oralaradevletin yaklaşımını bildiğim
için, az çok olaylann nasıl geliştiğini
tahmin edebiliyorum.
Demirel'in cumhurbaşkanı olma-
sı için, yerin göğün inletildiği, tehdit-
lerin ortalığı toz dumana kattığı ko-
şullarda gencecik bir çocuk, sırf ilgi-
sizlik ve "Ölürse ölsün" dıyen bürok-
ratlann acımasızlığı yüzünden ölüme
gidiyor. Bahçeyle, çiçekle, kediyle,
köpekle ilgilenmeyen Demirel'i, En-
gin'in ölümü acaba ne kadar ilgilen-
diriyor. Leyla'nın gözlerinin kör olma-
sı, onun yüreğinde küçük bir sıziama
yapar mı?
Akın Birdal hapiste.. Yalçın Kü-
çük hapiste.. Eşber Yağmurdereli
hapiste. Leyla'nın gözleri kör oluyor.
Engin Huylu tedaviye gönderilmedi-
ği için yaşamını yitirdi. Hazırlanan af
kanunundan onların hiçbiri yararla-
namayacak. Çünkü onlar, siyasi ne-
denlerle tutuklandılar. Çünkü, Türki-
ye'nin kurulu anayasal düzeni, solcu-
lan hiçbir şekilde affetmemek ve on-
ların cezaevinde en kötü koşullarda
yaşamasını sağlamaya yönelik hü-
kümlerle dolu.
Leyla'nın gözleri kör oluyor, Engin
Huylu cezaevinde can veriyor. Sü-
leyman Demirel 40 yıldır Türkiye'nin
tepelerinde siyaset yapıyor. Imkân
bulursa 7 sene, olmazsa 5 sene, o da
olmazsa 3 sene daha cumhurbaş-
kanlığı koltuğunda oturmak istiyor.
Demirel'i ne Leyla, ne Engin ilgilen-
diriyor. O koltukta oturduğu sürece
de ilgilendirmeyeceğini biliyoruz. O
zaman onun koltuğundan bize ne?